Tumgik
#Opel Türkiye
cafedeotocom · 1 year
Text
Opel Temmuz Fırsatları
Opel, temmuz ayında da binek ve ticari araç modellerinde uygun satın alma koşulları sağlıyor
Opel, temmuz ayında da binek ve ticari araç modellerinde uygun satın alma koşulları sağlıyor Opel’in sürüş keyfiyle öne çıkan hatchback modeli Corsa, 100 bin TL için; 12 ay vade ve %1,99 faizli kredi imkânıyla 792.900 TL’den başlayan fiyatlarla tüketicilere sunuluyor. Opel Corsa’nın %100 elektrikli versiyonu Corsa Elektrik ise 100 bin TL için; 12 ay vade ve %1,99 faizli kredi seçeneğiyle ve…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
otomobilist · 1 year
Text
Opel Corsa yenilendi
#Opel #Corsa yenilendi @opelturkiye
Opel’in son 2 yılda Almanya’da sınıfının en çok satan otomobili, 2021’de İngiltere’de toplamda en çok satan otomobil ve Türkiye’de 2023’ün ilk 4 ayında en çok satılan Opel modeli olma başarısını gösteren Corsa, Continue reading Untitled
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yesilhaber · 2 years
Text
Elektrikli Opel Mokka Türkiye'de satışa sunuldu
Elektrikli Opel Mokka Türkiye’de satışa sunuldu
Opel, geçtiğimiz yıl satışa sunduğu ve sınıfında yeni standartlar belirleyen Mokka’nın elektrikli versiyonunu Türkiye’de sınırlı sayıda ön satışa sundu. Alman otomotiv devi Opel için birçok ilki temsil eden Mokka’nın elektrikli versiyonu, Opel Mokka-e, Aralık 2022 itibarıyla ülkemiz yollarına çıkmaya başladı. Tanıtıldığı ilk günden beri zamanın ötesinde cesur tasarımı, sahip olduğu yenilikçi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
19.07.2024 BRUCE DICKINSON KONSERİ (KÇP)
Tumblr media
Kelimeler tarifsiz ve yetersiz. Aylar öncesinden yapılan açıklamayla sevinçten havalara uçmuş olan ben, Bruce Dickinson konseri öncesi heyecandan yıkılıyorum. Çocukluğumdan beri ciddi bir “Iron Maiden” hayranıyım. Maiden’ın zaman içerisinde vokal görevini üstlenmiş olan diğer solistleri bir yana (Paul Dianno, Blaze Bayley. Özellikle Bayley’e ve o dönem albümlerine çoğu Maiden fan’ı aksine bayılırım.) Bruce Dickinson benim için ayrı bir yerde durur. Peki kimdir bu Bruce? “Iron Maiden” vokalisti, pilot, yayımcı, yazar, senarist, eskrimci, futbolcu, popçu, topçu, süperman, Mandrake! Bunların hepsi evet ama benim için Bruce Dickinson bu kadar kualifikasyondan bile çok çok daha fazlasıdır. İlk dinlediğim “Heavy Metal” sestir. Çocukluk kahramanımdır, Ejderha kovalama arkadaşımdır. Otobüsle güneye inerken, camdan dağlara baktığımda “Walkman”imden fırlayan “Air Raid Siren”dır. Beni “Brave New World” Eddie’si gibi gökyüzünden gülümseyerek takip eden dostumdur. Dünyanın şeytanlarına, düşmanlarına, sıkıntılarına, aşk acılarına, gereksiz düşüncelerine, popüler kültürüne, kapitaline karşı her zaman yanımda olan adam gibi adamdır! Bu adam, bu sefer, önceki iki sefer ki gibi Dünya üzerinde en sevdiğim grupla birlikte değil, kendi solo projesi kapsamında kurmuş olduğu yetenekli müzisyenlerle dolu bir ekiple geliyordu. Hasret, heyecan, merak büyüktü, dolayısıyla yine yollara düşüldü Nejat baba!
Tumblr media
Bruce Dickinson’ı “Iron Maiden”dan bağımsız tutmak imkansız gibi birşey. Eski grubu “Samson”u bırakıp 83 te Maiden kadrosuna dahil olup “The Number Of The Beast” albümünde vokal görevi üstlendiği günden beri, Bruce Dickinson’sız “Iron Maiden” “Iron Maiden”sız Bruce Dickinson düşünemez olduk. Buna rağmen 90’lı yıllardan beri Bruce’un yollarına çiçekler serptiği (Malesef çoğu zaman Maiden gölgesinde kalan.) müthiş bir solo kariyeri var. Dünyada bazı adamların yıldızı çok yüksektir, star hamuru vardır, yaradılıştan şanslıdır falan bunlar. İşte Bruce bence tam olarak bu adamlardan. “Iron Maiden” kariyeri olmasa da (Belki bu kadar değil.) rüyaları süsleyecekmiş Bruce abimiz. Tam da bu sıcak Temmuz ayının ortasında, tepede çok güzel bir dolunay (neredeyse) varken, (Bruce buna konuşmalarında çok değindi herif tam bir “ay” aşığı.) bu geri planda kalmış solo kariyerin ilk Türkiye konseri için Küçükçiftlik park’ta (KÇP) yerimizi aldık. “Kçp” içerisinde “Megadeth” konserinden beri bazı gelişmeler olmuştu. Bahçe alanı bu sefer konsere dahil edilmemişti, Sahne önü ve Normal girişler aynı kapıdandı. Hem arkada hem önde “Merch” standları vardı, itemlar güzeldi, Wc düzeni hemen hemen aynıydı, “Vip” orada duruyordu, biralar pahalıydı falan filan..
Tumblr media
Konser haftanın son gününe denk geldiği için yol, hava, civa muhalefetleri yüzünden malesef Bruce Dickinson’dan önce çıkan “Malt” grubunu kaçırdık. Uzun zaman önce bir kez izleyebildiğim 2006 çıkışlı grubun Performansının güzel ve keyifli geçtiğini duydum, umarım yakın bir zamanda tekrardan kendilerini izleme fırsatı yakalarım. “Kçp”ye gidilebilecek her yolu yaklaşık 20 senedir deneyimliyorum. Şehrin tam merkezinde olup ulaşımının bu kadar yorucu olması müthiş bir çelişki, tam bir dilemma. Artık piyasada taksi yok. Bu ihtimali geçtiğimizde elimizde toplu taşıma, tabanvay ve “Özel araç” seçenekleri kalıyor. Toplu taşıma ve tabanvay aslında birbirinden bağımsız gibi gözüksede birbirine bir o kadar bağlı. En yakın toplu taşıma durağına ulaşmak için bu sıcakta hatırı sayılır bir yol tepmeniz gerekiyor. Son kalan “Özel araç” seçeneği “Kçp” için en iyi fikir diyebilirim. Eğer çok içen birisi değilseniz yada şöförlük yapacak bir arkadaşınız varsa atlayın arabanıza, açın klimanızı, müziğinizi “Kçp”nin hemen karşısında eski “Opel” servisi yıkıntıları arasında ki yeni “İspark”a doğru devam edin. Günümüz şartlarına göre otopark’a çok birşey vermiyorsunuz yüz-yüz elli, yarım bira parası yardırın. Trafiği biraz daha arttıralım. Zaten İstanbul trafiğinde hiçbir koşulda hiçbir yere gidemiyoruz bari serin serin duralım. Karbon emisyonları, küresel ısınma, hava kirliliği amaan geçelim… Dünya kimsenin umrunda değil, kimsede Dünyanın umrunda değil. Doğa dengede, “Road to Hell!”
Tumblr media
Bira demişken konser öncesi acık içelim tabi. Ana kırmızı kapıdan içeriye girdiğimiz gibi bar sırasına geçiyorum. Etrafa şöyle bir bakıyorum ortam güzel. Bütün dinozorlar bir aradayız. Arada bir ufak tefek gençlik kıpırtıları ve buna tam tezat giden elleri yelpazeli bir yaşlı hareketide yok değil. Sonuç olarak Sahne önü full kapasite, normal bölüm arkalara doğru boş olmak üzere hınca hınç dolu. Sürekli sıcaktan bahsediyorum ama bu seferde gerçekten çok sıcaktı be kardeşim.. Durduğum yerde duş almışa döndüm, arada bir hava esince beynime kan gitti onun dışında uzaktan kumandalı robot modunda takıldım. Müzik, sanat bu yüzden var dercesine, geri kalan bütün düşünceleri unutturur şekilde Bruce Dickinson grup arkadaşları sahneye çıkıyor ve introlar başlıyor. İkinci şakıya kadar ben bar sırasındayım tabi biramı bırakmam. “The Invaders” ve “Toltec 7 Arrival” sonrasında Bruce baba “Accident of Birth” ile yıldırım gibi sahnede. Bu anlatı için “Gibi” lafı fazla bile olabilir. 66’lık Bruce (Son İstanbul “Iron Maiden” konserinden beri yüzü epey yaşlanmış ama aradan 11 sene geçmiş.) sahnede bir an bile durmuyor, koşuyor, oynuyor, zıplıyor! Grup arkadaşlarıda performanslarıyla Bruce’a eşlik ediyor ama inanmazsınız hiçbiri Bruce kadar enerjik ve istekli değil. Bu adam tam bir enerji bombası since 1958!
Tumblr media
Bruce Dickinson sahneye öyle bir çıkış yaptıki aklıma direk 2002 “Rock in Rio” “Iron Maiden” performansı geldi. Bruce sahneye yine zıplayarak, ışık hızıyla çıkmıştı, üzerinde yine bu akşam giydiği gibi mavi bir kot yelek vardı. Bu kombin milenyumda çıkan “Iron Maiden”ın “Brave New World” albümü fotoğraf çekimlerinde Bruce’un üzerinde olan kıyafetlerdi. Yeni solo albümü “The Mandrake Project” için Bruce yine benzer bir seçim kullanmıştı, beni nostaljiye bağlamıştı. “Abduction” çalındıktan sonra “Laughing In The Hiding Bush” ile Bruce partisi başlıyor. Bu konser genel olarak parti havasında geçiyor. Şarkılar ve grup arada ki nadir düşük tempolu parçalar hariç gerçekten çok eğlenceli, enerjik. “Hard Rock/Heavy Metal” “Soundları” tadında bulduğum Bruce’un solo projesinin “Iron Maiden”dan keskin farkları (tabiki Steve Harris faktörü ve Bass etkisinin o kadar yüksek olmaması dışında.) daha eğlenceli bir tarzın olması, daha az “Epik” olması, seyircinin eşlik edebileceği uzun pasajların azlığı vs. diye özetlenebilir. Bunun dışında Bruce ekibinin sesine bile Maiden’ın sesçisi bakıyor. “Iron Maiden” “Sound”uyla benzeşen çok fazla öğe var bu bir gerçek.
Tumblr media
“Jerusalem” ile ilk düşüşümüzü yaşıyoruz. Bruce şarkı öncesi uzun bir anlatı yapıyor. Adam konuşurken bile enerjik. Seyirci iletişimi konusunda bölüm sonu canavarı. (Bir röportajında konser alanının en arkasında duran herife “hey sen” deyip ona seslenebilirim demişti. Dediğini her zaman yapar.) “Biritiş” aksanlı kahramanım, bir “William Blake” şiiri olan eseri seslendirmeden önce “Iron Maiden”ın (98 Blaze Bayley zamanlı Harbiye konseleri hariç.) Bruce Dickinson ile ilk kez geldiği “Sonisphere” festivalinde yaptığı konuşmaya benzer mesajlar veriyor. (Hangi dine inanırsak, inanalım, kim olursak olalım, Hristiyan, Musevi, Müslüman, Jedi, Ork, Hobbit hepimiz kardeşiz vs. Bunu 2011 “Sonisphere”de “Blood Brothers” çalınmadan hemen önce söylemişti.) Güzel bir dinleti, barış kardeşlik mesajları ve “William Blake”ten sonra Bruce’un yeni albümü “The Mandrake Project”ten “Afterglow Of Ragnarok” dinliyoruz. Bence günahıyla sevabıyla tam bir “Iron Maiden” parçası kıvamında. Aztek, Japon derken koy olası bir “Viking”, “Norse” temalı Maiden albümünün ortasına bu şarkıyı yemin ediyorum sırıtmaz. “Chemical Wedding” ile eylencenin dozu giderek artarken Bruce “Tears Of The Dragon”u araya sokarak bizi yine manyak ediyor, duygudan duyguya sokuyor. Belki de Bruce’un solo kariyerinin en bilinen şarkılarından olan “Tears Of The Dragon” Bruce’un söylediğine göre “Hellfest”te süre sıkıntısı yüzünden çalınamamış. Pek festival işi değilsin zaten sen babam sığamazsın oralara. Gel bize tek başına sabaha kadar çal, söyle başım üstüne.
Tumblr media
“Resurrection Men” ve “Rain On The Graves” yeni albümdeki sıraları değişmiş olarak peşisıra çalınıyor. Ben Bruce’un son albümünden çok memnunum. “Afterglow Of Ragnarok”ta olduğu gibi bu iki şarkıda keyifle dinlenebilen, Maiden dinleyicisinin kolaylıkla aşina olabileceği güzel eserler olmuş. Albümü uzun bir yolda baştan sona açın dinleyin, akıp gidiyor. Yeni albümden sonra geçmişe geri dönüyoruz “Frankestein” başlarda sıcağın etkisiyle beklediğimden düşük olan seyircinin reaksiyonunu kademeli olarak yükseltiyor. Hemen herkes şarkılara eşlik ediyor. Bruce canavarını yaratıyoruz! Kehanetler, büyücülük, hokkabazlık gibi konulara uzun yıllardır kafayı takmış olan Bruce (Hatta yanlış hatırlamıyorsam “Iron Maiden”ın geleceği konusunda Steve Harris ile yaşadığı en büyük tartışmaların kaynağı bu tarz temalardı.) “The Alchemist” ve “Darkside Of Aquarius” arası bir yerde delilik çıtasını zirvelere koyuyor. Hayatımda ilk defa bir konserde böyle bir enstrümanın çalındığını görüyorum. Aletin ismini tam olarak bulamadım ama korku filmlerinde kullanılan bir tür rezonans çubuğu diyebilirim. Bruce bir orkestra şefi gibi elini yaklaştırıp uzaklaştırdıkça aletten farklı, büyülü, perili sesler çıkıyordu, Mandrake bizi hipnotize ediyordu.. Konser boyunca Bruce Dickinson, adını bilmediğim bu enstrüman dışında perküsyonlara da el attı. Yeni albümünde gitarda çalmış.. Yani adam sadece vokal, yazar, pilot, eskrimci, manav, bakkal, aşçı, uşak değil aynı zamanda çeşitli enstrümanlarıda çalabilen yetenekli bir müzisyen…
Tumblr media
Mandrake gösterileri, hipnotik anlar, Bruce’un ecnebi tabiriyle “Goofy” sayılabilecek belki biraz Jim Carrey tadında “Hubidicubi” hareketlerinden sonra tam gaz “Road To Hell” burada yaşanan atmosfer görülmeye değerdi. Bruce ve ekip arkadaşları sahneye kısa süreliğine veda etmeden önce bütün enerjileriyle bu şarkıyı çalıp söylediler. Seyircinin çoşkusunu başta dediğim gibi bir parti havasında tutmayı başardılar. Bruce güle oynaya, şakayla şukayla sahneden indi, herkes bağırmaya başladı. Doymadık, doyamadık. Bruce’ta bu işin gayet farkında bir şekilde sahneye geri döndü. Konser boyunca ses gayet iyiydi. Adamlar ve hanım ablamız zaten çok iyi çalıyorlardı ayrıca iyide duyuluyorlardı. Belki davul biraz arkaplanda kalıyordu ama bunun dışında herhangibir sıkıntı yoktu. Bruce zaten mikrofonsuz bile sesini bizlere bir şekilde duyururdu. Bazı Maiden konserlerini izlerken Bruce’un sesi konusunda endişeye kapılıyorum ama ne kadar efekt kullanmış olursa olsun bu konserde Bruce bütün endişelerimi giderdi diyebilirim. Bir 66 sene daha sahnede kalıp şarkı söylemeye, en arkadaki seyirciye naber lan demeye devam edebilir. Hafif duygusal “Navigate The Seas Of The Sun” ve sonrasında “Book Of Thel” dinliyoruz.
Tumblr media
“The Tower” klasiği öncesi Bruce ekip arkadaşlarını tanıtmaya başlıyor. Bu bölümlerde çok eğlenceli geçiyor. Bütün ekibi tanıyoruz, herkesi tek tek ellerimiz patlayana kadar alkışlıyoruz. Hem çok eğleniyoruz hem parti bitecek diye üzülüyoruz, iki süper duygu birden. Bruce’un ekip arkadaşları çok sıcak, samimi, yetenekli insanlardan oluşuyor. Güzel enerjileri seyirciye iyi bir şekilde geçiyor, hoş bir seda bırakıyor. Konserin son kısmını tekrar tekrar izlemek, dinlemek isterim öyle güzel anlardı. Farklı grupları, tarzları yazmak, konserlerine gitmek, yeni şeyler keşfetmek tabiki çok güzel ama insanın çocukluk kahramanını, neredeyse bütün hayatını geçirdiği insanı, insanları yazması, anılarını paylaşması bambaşka oluyor. (2010’larda Dorock’ta Maiden konuşurken gözlerimizin dolduğunu bilirim.) Bu vesileyle Bruce Dickinson konserinin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese kocaman teşekkürlerimizi sunarken, yakın zamanlı bir “Iron Maiden” konseri beklentilerimizi tekrardan kendilerine iletiyoruz. Dilek ve teşekkür faslını geçtikten sonra gurur tablomuza geliyoruz. “As bayrakları as!” Bruce sahneye son kez veda etmeden önce kendisine verilen Türk bayrağını tutuyor ve uzun süre bırakmıyor! Son dönemde yaşanılan tatsız olayların üstüne Bruce göğsümüzü kabartıyor. İşte adamın dibi, işte idollerin kralı! Bir gün bir yerlerde muhakkak tekrardan görüşmek üzere adamım! Seni çok seviyorum/z!
Tumblr media
2 notes · View notes
baybaykus · 5 months
Text
Almanlar otomobil yaparken biz şapkayla uğraşıyorduk diyen fesli soytarı taklitçilerine kapak..
Öncelikle Mercedes fabrikası 1926 da kurulmadı.
Kurucusu aynı zamanda otomobil patentini alan kişi Karl Benz tarafından 1883 te kurulan ve Benz Cie olan fabrikanın adı Mercedes olarak değiştirildi.
Ayrıca o sırada Türkiye Kayseri'de uçak fabrikası kuruyor, ilk şeker fabrikasını açıyor, yurdu demiryolları ile örüyor, çiftçinin belini büken aşar vergisini kaldırıyor, bir taraftan Osmanlı'dan kalan borçları ödüyordu.
Batı ile aramızda ki farkı hızla kapatıyorduk.
Büyük otomobil fabrikaları hangi yıllarda kurulmuş o sırada yönetimde kim vardı ve ne yapıyordu?
Audi 1910 BMW 1916 Chevrolet 1911 Fiat 1899 Opel 1911 Lancia 1906 Mitsubishi 1870
Peugeot 1881 Renault 1899 Rolls-Royce 1906 Skoda 1895.
Evet birçoğu bugünde faal olan otomobil fabrikalarının çoğu Abdülhamit döneminde kuruldu.
Peki, Osmanlı o sırada ne yapıyordu?
Hakkını yememek gerek ilk rakı, bira şarap fabrikası bu dönemde açıldı.
Günümüzde dahi müstehcen kabul edilebilecek görünümü ile üzüm kızı rakısı, Elif şarabı, bomonti bira fabrikası ve niceleri.
3 notes · View notes
otomobilhaber · 25 days
Text
Avrupa’nın En Çok Satanı Opel Corsa, Türkiye Pazarında!
2024 yılının ilk 6 ayında Almanya’nın en çok satan otomobili unvanını kazanan Opel Corsa, şimdi Türkiye pazarına 995 bin TL fiyat etiketiyle giriş yapıyor. Özellikle elektrikli versiyonuyla büyük bir başarı elde eden Corsa, yenilenen tasarımı ve teknolojik özellikleriyle dikkat çekiyor. Almanya’da Satış Rekoru Kırdı Almanya Federal Motorlu Taşımacılık Kurumu (KBA) verilerine göre, Opel Corsa,…
0 notes
pazaryerigundem · 2 months
Text
30 milyon taşıt trafikte! Haziran verileri açıklandı...
https://pazaryerigundem.com/haber/184195/30-milyon-tasit-trafikte-haziran-verileri-aciklandi/
30 milyon taşıt trafikte! Haziran verileri açıklandı...
Tumblr media
Motorlu Kara Taşıtları’nda Haziran ayı istatistiklerine göre 200 bine yakın taşıtın trafiğe kaydı yapıldığı belirlenirken, taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 14,6 oranında azaldı. Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Haziran ayı sonu itibarıyla 29 milyon 987 bin 701 oldu.
ANKARA (İGFA) – Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran ayında 198 bin 581 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldığını açıkladı.
Motorlu Kara Taşıtları İstatistikleri’ne ilişkin verileri yayımlayan TÜİK, Haziran ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 50,2’sini motosiklet, yüzde 38,1’ini otomobil, yüzde 6,7’sini kamyonet, yüzde 3,1’ini traktör, yüzde 1,2’sini kamyon, yüzde 0,4’ünü minibüs, yüzde 0,2’sini otobüs ve yüzde 0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
TRAFİĞE KAYDI YAPILAN TAŞIT SAYISI BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE YÜZDE 14,6 AZALDI
Haziran ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre kamyonda yüzde 41,2, otobüste yüzde 39,1, minibüste yüzde 38,9, özel amaçlı taşıtta yüzde 34,3, kamyonette yüzde 24,2, traktörde yüzde 22,7, otomobilde yüzde 15,2 ve motosiklette yüzde 10,5 azaldı.
Tumblr media
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,5 arttı.  Buna göre trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Haziran ayı sonu itibarıyla 29 milyon 987 bin 701 oldu.
Haziran ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 52,5’ini otomobil, yüzde 18,8’ini motosiklet, yüzde 15,3’ünü kamyonet, yüzde 7,4’ünü traktör, yüzde 3,3’ünü kamyon, yüzde 1,7’sini minibüs, yüzde 0,7’sini otobüs ve yüzde 0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
HAZİRAN’DA 676 BİN 83 ADET TAŞITIN DEVRİ YAPILDI
Haziran ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 12,5’i Renault, yüzde 10,3’ü Chery, yüzde 9,0’ı Fiat, yüzde 5,6’sı Citroen, yüzde 5,6’sı Volkswagen, yüzde 5,3’ü Hyundai, yüzde 4,7’si Peugeot, yüzde 4,4’ü Opel, yüzde 4,2’si Toyota, yüzde 3,9’u Honda, yüzde 3,8’i Skoda, yüzde 3,5’i Dacia, yüzde 2,8’i Mercedes-Benz, yüzde 2,6’sı Ford, yüzde 2,2’si BMW, yüzde 2,1’i MG, yüzde 1,8’i Nissan, yüzde 1,5’i Seat, yüzde 1,3’ü Kia, yüzde 1,0’ı Audi ve yüzde 12,1’i diğer(2) markalardan oluştu.
Ocak-Haziran döneminde 1 milyon 261 bin 1 adet taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 65,2’si benzin yakıtlı olduğu gözlendi.
OCAK-HAZİRAN DÖNEMİNDE KAYDI YAPILAN OTOMOBİLLERİN 196 BİN 508’İ GRİ RENKLİ
Öte yandan Ocak-Haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan 508 bin 801 adet otomobilin yüzde 38,6’sı gri, yüzde 25,3’ü beyaz, yüzde 13,0’ı siyah, yüzde 11,6’sı mavi, yüzde 6,3’ü kırmızı, yüzde 2,7’si yeşil, yüzde 1,0’ı turuncu, yüzde 0,6’sı sarı, yüzde 0,5’i mor ve yüzde 0,4’ü diğer renkli olduğu belirlendi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
teknotalkweb · 4 months
Text
Yeni Opel Grandland’in Dünya Prömiyeri Eisenach Fabrikası’nda Kutlandı!
Opel’in Eisenach Fabrikası 130 Milyon Euro’luk Dev Yatırımla Ultra Modern Bir “Elektrik Santrali”ne Dönüştürüldü!
Alman otomobil üreticisi Opel, SUV’daki amiral gemisi yeni Grandland’in dünya prömiyerini, üretiminin yapıldığı Türingiya’da bulunan Eisenach fabrikasında kutladı. Bununla birlikte Opel, 1992 yılında açılan ve her geçen gün gelişen Eisenach fabrikasını gelecekteki elektrikli modellerin üretimine uygun hale getirmek için tesise 130 milyon Euro yatırım yaparak marka üretimde önemli değişiklikler sağladı. Bu kapsamda Eisenach fabrikası Grandland’ın üretimi için ultra modern “elektrik santraline” dönüştürüldü. Burada 14 hektarlık alan üzerine kurulan yeni güneş enerjisi çiftliğinin fabrikaya enerji sağlanması hedefleniyor. 20 megavatlık fotovoltaik parkın yanı sıra, 1,5 megavatlık bir ısı pompası da gelecekte tesisin ısı tedarikini destekleyecek. Ayrıca Elektrikli Grandland’in batarya paketlerinin tesiste monte edilmesini sağlayan yeni bir batarya atölyesi de kuruldu. Bu batarya atölyesi, elektrikli yeni Opel Grandland’e ve bataryasının montajına mükemmel şekilde uyum sağlıyor. Bununla birlikte gelecekte yeni Opel Grandland’in Deutsche Bahn ile demir yolu bağlantıları üzerinden taşınarak Türkiye ve İngiltere gibi uzak pazarlardaki müşterilere ulaştırılması planlanıyor.
0 notes
otomobilkolik · 6 months
Text
Opel’den dikkat çeken imaj filmi
Opel, müşterilerinin gelecekteki ulaşım taleplerinin karşılanmasını sağlamak için odak noktasında tuttuğu elektrikliye geçiş stratejisini destekleyen pazarlama çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Opel Türkiye, hazırladığı yeni reklam filmiyle “Dramayı Geç, Elektrikliye Geç” mesajını hedef kitlesiyle buluşturuyor. Opel’in yeni imaj filmi, araçlarını herhangi bir sebeple değiştirmek isteyenlerin,…
youtube
View On WordPress
0 notes
rallidergisi · 10 months
Text
Pistte Sezon Körfez'de Kapandı
#AVIS 2023 Türkiye #Pist Şampiyonası'nın final yarışları, Kocaeli Otomobil Spor Kulübü #KOSK organizasyonuyla #TOSFED Körfez Yarış Pisti'nde düzenlendi. #rallidergisi #haber #yarış #icrypex
AVIS 2023 Türkiye Pist Şampiyonası’nın 5. ve final yarışları, 02-03 Aralık tarihlerinde Kocaeli Otomobil Spor Kulübü (KOSK) organizasyonuyla TOSFED Körfez Yarış Pisti’nde düzenlendi. ICRYPEX’in ana sponsor olduğu ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleşen etkinlik, maxi ve süper gruplarda yapılan iki yarış ile son buldu. Süper grupta Ülkü Motorsport’tan Metin Çalışkan, Opel…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
cafedeotocom · 1 year
Text
Opel Satış Rakamları Göz Dolduruyor
Opel, nisan sonu itibarı ile pazardaki yerini sağlamlaştırdı. Marka yüzde 6.7’lik pazar payı ile 5’inci sırada yer alıyor ve büyüme hızını koruyor.
Opel, nisan sonu itibarı ile pazardaki yerini sağlamlaştırdı. Marka yüzde 6.7’lik pazar payı ile 5’inci sırada yer alıyor ve büyüme hızını koruyor. Otomotiv dünyasının üstün sürüş keyfiyle Alman kalitesini birleştiren temsilcisi Opel, birbirinden iddialı modelleriyle çıtayı yükseltmeye devam ediyor. Yeni Astra ile tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran marka, satış grafiğini de hızla…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
otomobilist · 1 year
Text
Opel Astra G, 25 yaşında
Opel, 1991 yılında Astra F’yi Opel Kadett’in varisi olarak tanıttı. Bu, şirketin kompakt sınıftaki başarı hikayesinde yeni bir dönemin de başlangıcı oldu. 1998 yılında lanse edilen takipçisi, öncüsünün başarısını (more…) “”
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
fiyatinedir · 1 year
Text
IYAŞ 25. Yıl Çekilişi
Tumblr media
Türkiye'nin önde gelen alışveriş merkezlerinden biri olan IYAŞ, 25. yılını coşkuyla kutluyor! Bu özel dönemi siz değerli müşterilerimizle birlikte geçirmek istiyoruz ve bu nedenle büyük bir çekiliş kampanyası düzenliyoruz. İşte ayrıntılar:
Kampanya Tarihleri ve Katılım Koşulları
IYAŞ'ın 25. yıl kutlamaları 21 Ağustos 2023 tarihinde başlıyor ve 14 Şubat 2024 tarihinde sona eriyor. Bu süre zarfında, IYAŞ Alışveriş Merkezi ve tüm şubeleri, IYAŞPARK AVM, IYAŞ BULVAR AVM, IYAŞPARK Otel içerisindeki tüm mağazalardan aynı gün içinde toplamda 500 TL veya katları tutarında alışveriş yaparak kampanyaya katılabilirsiniz. Her 500 TL'lik alışveriş size 1 çekiliş hakkı kazandırıyor. Alışverişinizi tamamladıktan sonra fiş veya faturanızı saklamayı unutmayın, çünkü çekiliş katılım kuponlarınızı almak için bunları ibraz etmeniz gerekecek.
Ödüller
IYAŞ'ın 25. Yıl Çekilişi'nde muhteşem ödüller sizleri bekliyor: - Bir kişiye Opel Mokka E - Beş kişiye Ixomı Mı Robot Vacuum Mop 2 - Beş kişiye Apple Mme73Tu/A Aırpods 3.Nesil Ve Magsafe Sarj Kutusu - Beş kişiye Phılıps Hd 9252/90 Aırfryer - Beş kişiye Karaca Hatır Fıltre Kahve Makinası - Dört kişiye Iyaş Hipermarket 5000 TL'lik Hediye Çeki
Çekiliş Tarihi ve Sonuçları
IYAŞ'ın 25. Yıl Çekilişi, 24 Şubat 2024 tarihinde saat 15.00'te IYAŞPARK AVM Zemin Kat Etkinlik Alanı'nda gerçekleşecek. Kazanan talihliler ise 1 Mart 2024 tarihinde Türkiye Gazetesinde ilan edilecektir.
Ödül Teslimatı
Unutmayın, ödüllerinizi teslim alırken bilgisayar çıktısı, fiş ve/veya fatura ibrazı zorunludur. IYAŞ'ın 25. Yıl Çekilişi'ne katılarak büyük ödülleri kazanma şansını yakalayın. Unutmayın, her 500 TL'lik alışverişinizi çekiliş hakkına dönüştürebilirsiniz. IYAŞ olarak sizlere 25 yıldır destek veren müşterilerimize teşekkür ederiz. Bu özel dönemi birlikte kutlamaktan mutluluk duyuyoruz! Diğer Kampanyalar, Bim Mağazalarında Molped Hijyenik Pedlerinde Büyük İndirim Fırsatı! QNB Finansbank İhtiyaç Kredisi ile 80.000 TL’ye Anında Nakit İmkanı! Hepsiburada Philips Airfryer XXL Fritöz Çekilişi Eti Çikolatalı Gofret Çekilişi Migros – Axe Çekilişi HangiKredi iPhone 14 Çekilişi Read the full article
0 notes
baybaykus · 2 years
Text
AÇIK KONUŞMAK GEREKİRSE... !!YATACAK YERLERİ YOK.
Sabah kalktın tuvalete gittin tuvalet kağıdın ithal, lavaboya geldin kağıt havlun İthal.
Traş oldun, Gillette tıraş kremi ve traş bıçağı Mach3, ithal...
Kahvaltıya oturdun Nutella ithal,
Çay içersen Lipton, kahve içersen Nescafe ithal...
1-Ferrero Türkiyenin yerli fındık piyasasını yönetiyor.
Ferrero Nutella İtalyan ya da Unilever Lipton İngiliz ve Hollanda yabancı marka,
Yörsan, Dubaili Abraaj Group’un,
2- BİM’in pazarladığı meşhur Dost süt ve süt ürünleri ve Ülker markasıyla üretilen süt, ayran, yoğurt, peynir markaları Fransız gıda devi Groupe Lactalis’in,
Margarin ve sıvı yağ sanayinin yüzde 90’ına yakını İngiliz Hollanda ortaklığı Unilever’in...
3-Dişlerini fırçalayacaksın Sensitive, Colgate, Signal, Sensodyn, White Now vb. diş fırçası ve macunu ithal...
Ayakkabını giydin Nike, Converse, Adidas, Slazenger, Salomon, Jump, vb. ithal...
4-Kapını açtın asansöre bindin, Schindler, Kone, Valter, Otis, Siemens marka ithal. Çin ve Hindistan’ın ardından dünyanın en büyük asansör pazarıyız...
5-İşe gideceksin arabana bindin BMW, Mercedes, Opel, Volkswagen, Peugeot, Volvo vb. ithal, benzin, mazot, LPG ithal...
Eline telefonunu aldın, I-Phone, Samsung, Huawei, LG, Asus , Sony vb. ithal...
Saatine baktın Raymond Swiss, Pierre Cardin, Ferrucci, Rolex, Casio ithal...
6-İşe geldin masana oturdun bilgisayarını açtın, Dell, Apple, Toshiba, Sony, HP, Lenovo, LG vb. marka ithal...
Fotokopi makinasına ve tarayıcıya ihtiyacın oldu HP lazer jet, Samsung, Sharp, Olivetti, Lexmark vb. ithal,
7-Sinirlendin, yoruldun başın ağrıdı, Majezik, Brufen, Avreles, Apranax Forte, Aleve, Nurofen vb. aldın ithal, yada lisanslı yabancı ürün, kullandığımız ilaçların çoğu ithal ya da lisanslı ürün,
8-Acıktın bir yemek yiyeyim dedin , Fast Food gıda Mc Donald’s, Burger King, Subway, KFC, Wendy’s, Domino's, Sbarro, vb hep yabancı...
9-Evde Tost yapayım dedin, Tost, hamburger, sandviç ekmeği başta olmak üzere unlu mamüllerin bir numaralı ismi UNO’nun yarısı İspanyol Vedanta Equity firmasının...
10-Sucuk ve pastırma üreticisi Namet, Bahreynli Investcorp, tavukçu Banvit’ de Brezilyalı BRF ile Katarlı Qatar Investment Authority firmasının...
11-İzmirli Ege-Tav, Japon Nippon Ham Foods’un, CP Standart Tayland merkezli grubun, Patates cipsi Amerikan markası, Frito-Lay ve Pringles’ın, Ceviz ve badem Amerikan firmalarının...
Sabancılar’ın Peyman’ı da artık Çin menşeili Bridgepoint’ın..
12-Nuhun Ankara Makarnası ve Filiz makarna İtalyan Barilla G.e.R Fratelli S.p.A. ve Japon gıda devi Nisshin Foods ve Marubeni Corporation’ın...
13-Cola, Fanta Amerikan şirketlerinin, şalgam, turşu suyu veya salataların vazgeçilmez sosları, limon ve nar ekşileri ile bir Türkiye klasiği olan Kemal Kükrer artık Japon Ajinomoto’nun...
14-Ülker Grubuna ait Çamlıca gazozu, Cola Turka, Sırma su firmaları, Japon DyDo Drinco Grubu’nun...
Bir kahve içeyim Starbucks’a gideyim dedin ithal...
Alkollü içecekler ve tütün mamülleri tamamına yakını Amerikan şirketlerinin...
15-İnek bizim, çayır bizim ineği biz sağıyoruz süt bizim ama sütünü şişeleyip bize satanlar, peynir yapıp bize satanlar hep yabancı, şimdi artık etler de ithal oldu, inekler de dışarıdan gelmeye başladı...
16-Soframız, yabancı şirketlerin kontrolünde artık.
Yabancılar etimizi, sütümüzü, suyumuzu, unumuzu, yağımızı, tavuğumuzu, yumurtamızı, çayımızı, meyve ve sebzelerimizi neyimiz varsa ambalajlayıp bize satıyor...
17-Bir bardak su içeyim dedin bütün sular Nestle, Coca Cola, Pepsi ve Danone’ye ait... Hayat su Danone’nin, Damla su Coca Cola’nın, Erikli Nestle’nin, Aqua ise Pepsi’nin, Sırma su, Japon DyDo Drinco Grubu’nun...
18-Evine biraz alış-veriş yapayım dedin, balık-Norveç, Fas, İspanya'dan, mohut - Meksika, Hindistan, ABD, Arjantin'den,
Elma – Şili, Sarımsak – Çin'den, Kavun, Karpuz ve kuru soğan – İran'dan, Kuru Fasulye - ABD, Kırgızistan, Kanada, Peru, Etiyopya, Mısır, Bangladeş ve Çin'den...
19-Kereviz – İspanya'dan,
et - Çek Cumhuriyeti, Fransa, Sırbistan, Brezilya'dan, bezelye - Rusya Federasyonu, ABD, Kanada, Macaristan ve Almanya'dan, ithal...
20-Hastalandın, hastaneye gittin MR cihazı, röntgen, tomografi gibi tıbbi görüntüleme cihazları, ameliyathane ve solunum cihazları, radyo terapi sistemleri, fizik tedavi cihazları, işitme cihazları, optik cihazlar, protezler, ortezler vb. hep yabancı, hep ithal...
21-Uçağa bindin Airbus, Boeing vb ithal...
Hızlı trene bindin Siemens, CAF vb. ithal...
Dükkan kiraları, ev kiralarının çoğu dövizle, bazı satılan binalar yine dövizle...
22-Yabancıların istediği gibi tam bir tüketim toplumu olduk...
Döviz kurlarında en ufak bir artış olsa bunların hepsi yedek parçasıyla birlikte artıyor...
Peki o zaman TL ile aldığımız maaşlarla bu döviz ödemelerini nasıl yapacağız, nasıl geçineceğiz?
23-Bizler üretmez isek nasıl kazanacağız? Cari açığı ve işsizliği nasıl önleyeceğiz?
Tüm bunları önlemek için, yabancılara bağımlı olmamak için mutlaka milli sanayimizi kurmamız, ithalatı durdurmamız gerekiyor. Yoksa tüketim denizinde boğulacağız.
24-Artık ülkeler savaşla değil, ekonomik olarak malları ile ülkeleri ele geçiriyor. En kritik sanayi ve bankalarını ele geçiriyor.
MİLLİ SANAYİSİNİ KURAMAYAN TOPLUMLAR ASLA ÖZGÜR OLAMAZ, ANCAK GELİŞMİŞ TOPLUMLARIN HİZMETÇİSİ OLURLAR... !!
(Fevzi M Gultekin’e teşekkürlerimle.)
6 notes · View notes
turkiyehaberi · 1 year
Link
Opel, yeni “Şimşek” logosunu tanıttı. Yeni logo, kademeli olarak tüm Opel modellerine uygulanacak.İSTANBUL (İGFA) Opel’in Compass (Pusu...
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Trafiğe 233 bin taşıt daha eklendi... Gri renk tercihi...
https://pazaryerigundem.com/haber/179262/trafige-233-bin-tasit-daha-eklendi-gri-renk-tercihi/
Trafiğe 233 bin taşıt daha eklendi... Gri renk tercihi...
Tumblr media
Motorlu Kara Taşıtları istatisiklerine göre Mayıs ayında 232 bin 401 adet taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, 920 bin 604 adet taşıtın devri yapıldı. 5 aylık verilere göre kaydı yapılan taşıtlarda gri renk tercih sebebi oldu.
ANKARA (İGFA) – Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs ayına yönelik Motorlu Kara Taşıtları İstatistiklerini yayımladı.
Buna göre 232 bin 401 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldığı Mayıs’ta trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 18,4 arttığı gözlendi. Mayıs ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre özel amaçlı taşıtta yüzde 61,5, otobüste yüzde 38,8, otomobilde yüzde 38,2, kamyonda yüzde 31,1, minibüste yüzde 26,2, traktörde yüzde 25,7, kamyonette yüzde 25,6 ve motosiklette yüzde 4,4 arttı.
Trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yakıt cinslerine göre dağılımı, Mayıs 2024
Tumblr media
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,0 artarken, trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Mayıs ayı sonu itibarıyla 29 milyon 791 bin 66 oldu. Buna göre Mayıs ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 52,5’ini otomobil, yüzde 18,6’sını motosiklet, yüzde 15,4’ünü kamyonet, yüzde 7,5’ini traktör, yüzde 3,3’ünü kamyon, yüzde 1,7’sini minibüs, yüzde 0,7’sini otobüs ve yüzde 0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
Mayıs ayında 920 bin 604 adet taşıtın devri yapıldı. TÜİK verilerine göre Mayıs’ta trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %9,5’i Renault, %9,5’i Volkswagen, %8,6’sı Chery, %8,1’i Fiat, %5,4’ü Hyundai, %5,4’ü Peugeot, %5,0’ı Citroen, %4,7’si Opel, %4,4’ü Toyota, %4,0’ı Skoda, %3,5’i Dacia, %3,5’i Honda, %3,1’i Ford, %2,8’i MG, %2,7’si Mercedes-Benz, %2,2’si BMW, %2,0’ı Nissan, %1,6’sı Audi, %1,4’ü Kia, %1,4’ü Volvo ve ,1’i diğer(2) markalardan oluştu.
Ocak-Mayıs döneminde 1 milyon 62 bin 420 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Aynı dönemde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 65,1’i benzin yakıtlı olup,  Ocak-Mayıs döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldığı, Ocak-Mayıs döneminde kaydı yapılan otomobillerin 168 bin 341’i gri renk olduğu da istatisiki verilere yansıdı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes