Tumgik
#adam olmak için
bozusuruz · 1 year
Text
Bugün burak abi birisi şakasına ekini kovalım dediğinde kolunun altına çekip o bizim göz bebeğimiz dedi, bugün annem siktir git elalem baksın sana o zaman dedi
3 notes · View notes
Text
Teyze Kızının Eltisi! (1) (Murat 45 Y., Aydın)
20 yıllık evli, 1 çocuk babası, 45 yaşında biriyim. Elektrik malzemeleri sattığım, aynı zamanda taahhüt işleri yaptığım bir dükkanım var. Her geçen gün büyüyen bir ekibim var. Aslında Aydın'lıyım, ama İzmir'de yaşıyorum. Gençliğimden beri hep çapkındım. Hayatımda hiç profesyonel bir kadınla olmadım. Bu kadar çok aldatmayı seven kadın varken ve de evini ihmal eden bunca adam varken para verip bir kadınla olmak bana göre değil.
Geçen yıl Ekim ayında teyzemin torununun sünnet merasimi için Aydın'a gitmemiz gerekti. Teyze kızıyla birlikte büyümüştük. Gitmezsem annem, teyzem ve teyze kızı beni mahvedelerdi. Karımla beraber Pazar günü gittik. Zaten 90 km yol, annemde akşam yemeği yeyip, giyinip salona gittik. Herkes hoşgeldin muhabbeti yaparken, teyze kızıbın eltisi Hale geldi masaya, annemin elini öpüp sohbete başladı. Sonra da dönüp benimle ve karımla konuştu. Uzun zamandır görmemiştim, ama değişik geldi gözüme. Daha önce merhaba - merhaba'da kalan sohbet, sünnet çocuğu salona girene dek sürdü. Düğün bitip eve geldiğimizde, anneme, "Hale ne kadar konuşkanmış, ilk defa bu kadar konuştuk!" dedim, annem de Hale'yi çok övdü.
Genelde Cumartesi akşamı komşu esnaflardan oluşan grubumuzla meyhaneye gider, geç vakit eve döner, evde de devam ederdim. Düğünden üç hafta sonraki Cumartesi akşamı rakımı koydum, laptopta takılmaya başladım. Face'de hani var ya yan tarafta tanıyor olabileceğin kişiler, orda Hale vardı. Saate baktım, 00:12'ydi. Kocasıyla çok daha samimi olduğum için baştan tereddüt ettim, ama sonra arkadaşlık isteği yolladım. Daha 1 dakika geçmedi ki, kabul edildiği, sohbet edebileceğimiz mesajı geldi messengerdan. Merhaba ile başlayan konuşma sabaha karşı saat 04:00'de bitti, ki bitmesini ikimiz de de istemiyorduk. Rakının verdiği cesaretle sohbeti istediğim gibi her noktaya getiriyordum. Gece saat 01:30 da telefonlar verilip Whatsap'a geçmiştik. Sabaha karşı 04:00'de yatarken, ailesi, hatta teyzemin kızı ile ilgili bildiklerimin tamamının yanlış olduğunu öğrenmiştim.
Ertesi gün öğlen gibi uyanabildim. Öğleden sonra, "Naber?" diye mesaj attım. Gece öyle kararlaştırmıştık. Yanımızda birilerinin olması ihtimaline karşı (Naber?) yazacak, cevap gelmesini bekleyecektik. "İyi, senden?" diye cevap geldi. "Dışarıdayım." dedim. O da evde yalnız olduğunu söyledi. Kocası Ayhan bir kepçe ile başladığı işi büyütmüş, büyük projelerin altyapı işlerini yapan koca bir şirket haline gelmişti. Hale'nin şikayeti de bu yöndeydi. "Fakir, ama mutluyduk!" demişti. Gece öğrenmiştim, Hale benden 4 yaş küçüktü, oğlu ve kızı da babalarıyla çalışıyordu. Yaklaşık 4-5 saat yazıştık yine, akşam müsait olursak yazışırız dedik.
O gece seks hayatlarımızdan bile bahsettik. Ayhan iyi bir kocaymış, ama son dönemde çıkan şeker hastalığı nedeniyle eskisi gibi sertleşemiyormuş. Daha ikinci akşamda açık açık seks hayatlarımızı konuşuyorduk. Karımın çok güzel olduğunu, harika bir çift izlenimi verdiğimizi yazdığında, "Gösterdiği kadar dişi değildir!" diye durumu anlattım. Evet, karım yatakta iyiydi, ama 20 yıl boyunca bir kez istemedi, hep isteyen bendim. O da tam tersi olduğunu, kendisinin Ayhan'a sürtündüğünü, onu bir şekilde ateşlediğini söyledi. Mesela hiç bilmiyordum, meğer onlar da her Cumartesi masa kurar rakı içerlermiş, hatta ailece, sonra çocuklar çekilince de bir şekilde mutfakta başlayıp yatakta bitermiş geceleri. "Hatta akşam yeni çıkmıştım yataktan, şöyle bir bakayım Face'e dedim, sen denk geldin!" dedi. "Ayhan nerde şimdi?" dedim. Bana bir foto attı, Ayhan yatakta yanında yatıyordu arkası dönük. "Uyanacak, yakalanacağız!" yazdım. "Top atsan uyanmaz, ama sabah da 07:00'de dikilir ayağa!" dedi. Bütün gece konuştuk.
Yine sabah işe gittim, öğlen yazıştık. Akşam üzeri yalnız olduğunu, Ayhan'la oğlanın bilmem nereye gittiğini, kızının da sevgilisi ile buluşağını söyledi. "Gelsem çıkar mısın?" dedim. "Çıkarım, ama gelme, akşam vakti yollar kalabalık olur!" dedi. Herkes çıkınca dükkanda kalıp aradım. Bir saate yakın konuştuk. "Yarın sabah İncirliova'da işim var, Aydın'a uğrarım!" dedim. "Tamam!" dedi. Anlaştık, saat 10:00'a kadar işimi bitirip, onu evine yakın bir yerden alacaktım. İşin kötüsü teyze kızının ve görümcesinin de olduğu, zemin katında kaynana ve kaynatasının yaşadığı aile apartmanında oturuyordu. İşim falan yoktu, canım seks istiyordu. Akşam konuşurken son sözü, "Bak birşeyler umarak gelme, biz akrabayız, sadece oturup konuşacağız!" oldu. "Tabii ki!" dedim.
Saat tam 10:00'da sözleştiğimiz yerdeydim. Aylardan Kasım olmasına rağmen hava günlük güneşlikti. Arabadan inip, karşısına park ettiğim marketten içecek ve yiyecek birşeyler aldım. Tam arabaya doğru giderken onu gördüm. Diz üstünde bir elbise giymiş, mevsimlik bir deri mont ve güneş gözlükleriyle salına salına geliyordu. Bu kadın 41 yaşında gibi değildi. Arabaya bindik. Gençliğimden bildiğim Çine çayı tarafına sürdüm arabayı, ama açıkcası ne yapacağımı da bilmiyordum. Daha şehirden çıkar çıkmaz elini tuttum. "Ne yapıyorsun?" dedi, ama elini çekmedi. Birkaç köy geçip uygun bulduğum bir alana çektim arabayı. Bir sigara yaktım, ona da tuttum, ama kendi sigarasından yaktı. O ara Ayhan aradı. Ona, "Güzellik salonundayım!" dedi, az konuşup kapattı.
Telefonu kapatır kapatmaz uzanıp dudaklarından öptüm. Karşılık verdi. Arabanın içinde öpüşmeye devam ederken elimi beline, ordanda kalçalarına kaydırıp kendime çektim, arabanın içi genişti. Bir ara kafasını çevirip, "Kimse gelmez değil mi, aman kimse görmesin!" dedi. Şom ağızlı kadın, daha cümlesi bitmeden 50 metre ötemizde bir araç durdu. Arabadaki kadın arka koltuktan kalktı, aradan ön koltuğa geçti. Bizimki kafayı çevirme refleksi bile göstermedi ve "Aaa, onlar da mı sevişmeye geldi ki?" dedi.
İçimden, (Hani birşey olmayacaktı, biz akrabaydık?) dedim. 50 metre çaprazımızdaki arabada kadınla adamın öpüştüğünü varsaydığım hareketleri başladığında, biz çoktan gözlerimiz orda, ama dudaklarımız birbirinde, benim parmaklarım onun amcığında, onun eli fermuarımı açıp avucuna aldığı yarağımda, sevişiyorduk. O (Kimse görmesin aman!) modundaki Hale kendini kaptırmış, parmaklarımın ucunda zevk çığlıkları atarken yarağımı öyle sıkıyordu ki, boşalacağım sandım. Kalçalarımı geri çekip yarağımı elinden zor kurtardım.
Diğer arabadaki kadın adamın yarağına eğildi, ben de tam tersini yapıp Hale'nin amcığına eğildim. Hale onları seyrediyor, yüzünü saklamak için en küçük bir girişimde bulunmuyordu. Yalayıp parmaklarımla sikerek yarım saat kafam aşağıda kaldı. Kafamı Hale'nin amından kaldırdığımda, diğer arabadaki çiftin arka koltukta olduklarını, kadının adamın kucağında hopladığını, ikisinin de yüzünün bizim arabaya doğru dönük olduğunu gördüm. Hale de ben amcığını kurcalarken orgazm olmuş, gözleri kaymış, onlara bakıyordu. Birer sigara yaktığımız anda diğer araba yanımızdan geçti. Kadın ön koltukta, başı kapalı, adam ile birlikte bize bakarken, Hale de onlara bakıyordu.
Sonra arabadan indik. Elele dere kenarında yürüdük biraz. Sonra öpüşerek tekrar arabama döndük. Hale arka kapıyı açıp, arka koltukta domaldı ve "Girsene!" dedi. "Ben sana değer veriyorum, ilk seferimizin sefil bir dere kenarında olmasını istemem!" dedim. Ama yine de eğilip parmaklarımı ve dilimi amına gömdüm. Aslında derenin karşısında, 300 metre mesafemizde sürüsünü yayan ve değneğine çenesini dayamış bizi seyreden çobanı görmeseydim sikerdim de. O gün ben de boşaldım, ama ağzına boşalınmasını sevmediğini söyledi. Emdi, boşalmaya yakın arabanın yanında, çobana karşı boşaldım. O gün sanırım 5-6 saat seviştik, ama sikişmedik. Geri döndük.
Evinin neredeyse 50 metre yakınına kadar gittik. "Gel kahve içelim!" bile dedi. Bu kadın kendine öyle güveniyordu ki, ben tırstım resmen. Giderken arkasından baktığımda elbisesi kırış kırış, iyice kısalmış, neredeyse götünün altına kadar sıyrılmıştı. Her akşam yazıştık, konuştuk. Bir hafta geçmeden, "Beni nerde nasıl sikeceksin?" diye inler oldu konuşmalarda. Tabii benim ona, "Şöyle sikeceğim, böyle kanırtacağım!" demelerimden sonra. Ama bu arada o ilk günü de konuştuk, "Hani herkesten korkar olmana rağmen, o gün çaprazımızdaki arabada sevişen çiftten yüzünü kaçırmadın, çobanın karşıdan seyrettiğini bile bile domalıp sik dedin!" dedim. "Çok tahrik oldum!" dedi. O gün ikimizin de sevişirken seyredilmekten zevk aldığımızı anlamış olduk.
Bir hafta sonra, aynı gün, Aydın'da günlük kiralık evlere baktım. Bir tane buldum, tam şehrin göbeğinde, orada buluşmaya karar verdik. Ben biraz erken gittim. Birkaç malzeme aldım. Yarım saat sonra aradı. Binaya girişi tarif ettim, 5. katta 1+1 bir daireydi. Kıyafetlerimizle ayakta öpüştük biraz, sonra soyunmaya başladık. Kırmızı dantelli bir sütyen ve kırmızı dantelli bir tanga giymişti. Dudaklarından başlayıp memelerine, ordan da amcığına yalaya yalaya indim. Sonra o aynını yaptı. "69 yapalım!" dediğimde, "O ne?" dedi. İlk yarım saati birbirimizin ağzında geçirdik. Amını yalarken parmağımın biriyle de göt deliğiyle oynuyordum.
"Acelemiz yok!" dedim ayağa kalkıp bir sigara yaktım. Oturma odası tarafına geçtik, L şeklinde koltuk takımı vardı, oraya oturdum, bu da yanıma oturdu. Ellerimiz birbirinin vücudunda, o yarağımla oynuyor, ben kalçalarını avuçluyorum. Sigaralar bitince, "Gel!" dedim buna, hemen üstüme çıktı. Uzanıp perdeyi açtım, karşı binalar yakın değildi, ama en fazla 50 metre vardı aramızda. Yarağımı amına aldığında, 15 gündür konuştuğumuz sikişme nihayet gerçekleşmiş, amına alttan pompalarken, memelerini ağzıma almış emiyor, iki elimle kalçalarını kavramış sıkıyor ve kucağımda hoplatıyordum.
15 gündür konuşuyor olmak mı? Karşı binalardan seyredildiğimizi düşünmek mi? Yoksa yarım saatten fazla birbimizi yalamamızın etkisinden mi? Bilmiyorum, ama birkaç dakika içerisinde ikimiz de boşaldık. Boşalıp yanyana oturunca perdeyi çekip kapattı. Sevişirken hiçbir şeyi takmayan kadın, sevişme bitince genç kız gibi utangaçlaşıveriyordu. O güne dek sormamıştım, "Daha önce kimseyle oldun mu?" dedim. "Çok istedim, ama kimseye güvenemedim!" dedi. O da bana sordu. "Yemediğim nane kalmadı!" dedim.
Karım 20 yıllık evliliğimizde götten vermediği için göt sikmeyi severdim. Az önce sevişme esnasında parmağımla göt deliğiyle oynarken Hale hiç kasmamıştı. O nedenle elimi götüne atıp, "Şimdi sıra bunda!" dedim. "Çok severim! Birkaç sene öncesine kadar ne Ayhan teklif etti, ne de ben istedim. Birkaç yıl önce senin teyze kızın götten sikilmeyi daha çok sevdiğini ballandıra ballandıra anlatınca denemek istedim ve Cumartesi alkollüyken Ayhan'a siktirdim. O günden beri bazen hiç amıma almadan alırım götten!" dedi. Zaten bu konuşmalar zıpkın gibi yapıyordu beni, koltukta domalttım. Ayağa kalkıp amına soktum, birkaç gitgelden sonra da götüne yüklendim. Hale, "Seninki Ayhan'ın sikinden kalın, kafası girene kadar yavaş!" dedi bir an. Kafası girince bir, "Immmhhh!" çıktı ağzından. Benden de bir, "Ohhhh!" çıktı. Hale, "Perdeyi açayım mı?" dedi. "Aç!" dedim. Uzanıp açtı.
Aydın'ın göbeğinde perdeler açık, teyze kızının eltisini götünden sikiyordum, 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Ohluyor, Ahlıyor, "Yavaş... Daha sert!" diye beni yönlendiriyordu. Arada kalçalarını tokatlıyor, ya da uzanıp göğüslerini sıkıyordum. O da amına parmaklarını sokmuş, benim tempoma göre kah hızlı hızlı kah yavaş yavaş kendini sikiyordu. "Şimdi kaç kişi bizi seyredip 31 çekiyordur acaba karşı binalardan?" dediğimde, "Offf, ahhhhh, evetttt, seyretsinler, aşkım beni ne güzel sikiyor götümden!" diye sayıklıyordu. Parmağımı ağzına soktum ve "Yala da ağzına da bir tane istediğini görsünler aşkım!" dedim. Hale, "Ohhh, evettt, gelip soksunlar, ağzıma, amcığıma, götüme, her deliğim dolsun!" derken kendimi tutamadım, götünden çıkarıp amına soktum. Hale, "Ohhhh, aşkım çok güzel sikiyorsun, ohhh!" diyerek orgazm olduğunda, ben de içine boşaldım...
O gün 10:30'da başladığımız sikiş saat 15:00'de bitti.
[Murat]
Seks
171 notes · View notes
keskinkesik · 5 months
Text
beni kimsenin incitmediği kadar incittin. ve o gün sana dedim ki: en güzel ama yitik, en acı cümlelerimin konusu sen olacaksın. her gün içimde bir parçan ölüyor. dün, seni ilanihaye görme arzumdu. bugün hissettiğim özlemdi. yarın anılarımın üzerine attığım son toprak. her an, silikleşiyorsun. sen gelene ve beni kabuğumdan çıkarana kadar her şey kontrolüm altındaydı. kabuğumdan çıkıp güzel bir adam olmak için doğru zamanı bekliyordum. nefes almak için. soluklanmak için. ziyadesiyle, kendimi güvende hissettiğimde her zaman istediğim kişiyle birlikte olduğumdan emin olduğumda göğün kopan nefhasında, yere inmek için bekliyordum. sana ait olmadığımı gözlerinde gördüğümde güçsüz kanatlarım uçamadı. boydan boya kabuğum yırtıldı. bu sefer canım hiç yanmadı. ruhum zaten avuçlarındaydı.
#y.
260 notes · View notes
sessiz-sukut · 6 months
Text
tavanlar bakmak için mi acaba geceleri düsünmek... benim düşündüğüm gibi,,,, yerini yitiren yeniden yerleşemez derler ama...
sana bir kere baktı gözlerim kalbime gizlendi o an, herkes diyarında muhabbetinde, bilmem bizi ne civara yazmışlar ....
🌹
🌙
Sessiz adam...
#sözün#bittigi#yerde .... olmak
234 notes · View notes
iyigecelerdeniz · 7 months
Text
Çok Sevgili Dostum, Jim’e.
Seninle ilk tanıştığımda yedinci sınıfta pat diye çıktın karşıma, hoca “artık o sizin sınıfta aman ha iyi hissettirin, onu hemen alın aranıza.” demişti. Buna gerek yoktu. Sen hemen alıştın aramızda, bir olmuştuk aslında. Ama biz seninle garip bir şekilde anlaşamazdık da. Aynı sınıfta olsak da çok konuşmazdık biz seninle ya. Sen siyahi bir çocuktun, ben ise engelli bir kızdım sonuçta, geldiğimiz yerlerde dışlanmamız normaldi aslında ama burda dışlanan bi ben vardım, hani derler ya, farklıydım duruyordum öylece, orada. Benimle şakalaşırdın ara sıra ama biri beni üzdüğünde ters ters baktığını unutmam asla. Sonra araya tatil girdi ne garip ya. “Kanser” haberini aldık sonra. Yine aynı sınıfta olmamıza rağmen sen tüm seneyi hastahanede geçirmiştin, çok garipti, nerden baksan da. Spor günü vardı uzun bi aradan sonra gördük yüzünü sonra, tedavilerden şişmişti yüzün gözün, eski sen yoktu orda, sesin de çıkmıyordu asla. Konuşmuyordun, küsmüştün adeta. Herkese, her şeye, bi anda. Göz göze geldik bi ara bana uzun uzun baktın o an hiç unutmam asla, hatırlamak istemiyorum, yapamam bida. Konuşmayıp gittin o an “dur” bile diyemedim sana. Şimdi olsan ne derdin bana hiç hayal bile edemem, inan ki ya. O seni son görüşümmüş, düşünebiliyor musun, ha? “Öldü” haberini aldık uzun bir süre olmadan sonra. Üzülmüştü herkes inan ama sanırım en çok ben üzülmüştüm o anda. Kuramadığımız dostluğun sessizliğine kızıyordum her gün her an, orda. İçten içe ya. Senden sonra öğrendim, hiçbir şeyi ertelememeyi ve her ne olursa olsun ağzıma ne gelirse söylemeyi, buna inan burda. Söylemesem de sen benim sessiz dostumdun be küçük adam. Sen hep on üç kaldın gözlerimde, ben ise bak yirmi beş oldum bak şu anda. Garip değil mi sevgili dostum, sen olmak isteyendin yaşayan, ben ise ölümü bekleyen o kızdım her zaman. Kuramadığımız o sağlam bağ için özür dilerim inan, beni koruduğun için de binlerce sana şükran. Aradan geçti on iki yıl ama bende kalan en sağlam ders sendin, garip değil mi ha küçük adam?
On iki yılın ardından bu sana en sağlam vedam.
Güzel uyu.
İyi geceler, Jim.
153 notes · View notes
sertsiken0606 · 4 months
Text
aslında başka biri
Başlıktan da anlamışsınızdır. Araba almak için 35 bin TL ye ihtiyacım vardı daha önce birlikte olduğumuz bir ailenin durumu çok iyiydi bunlardan borç para istedim adam bana karısının burnunu seks sırasında kırmam karşılığında 50 bin TL vereceğini söyledi o hafta cuma gecesi için anlaştık eşime haber verdim cuma akşamı olmuş iş çıkışı eşimi aldım Demir beylerin evlerine gittik Demir bey bizi eve aldı hoş beşten sonra yemek yedik masayı eşimle birlikte Sultan hanım kaldırdı bize viski getirmişler kendileri bira içiyorlardı Sultan benim kucağıma oturdu eşim Demir bey in yanına gitti birlikte sevişmeye başladık Sultan bu beni 3 haftadır sikmiyor hemen sikmeye başla amım yaraksızlıktan alev alev yanıyor sonra emeriz birbirimizi dedi soyunup domalttım sokmaya başladım dediği gibi alev alev yanıyordu kolunu tutup sırtından bastırdım arkadan yüklenince dengesini kaybederek düştü burnunu sehpaya çarptı öyle bir şekilde kanıyordu ki her yolu deniyor fakat durduramıyorduk bir taraftan giyinip bir taraftan arkadaşlarımızı aradık ambulans geldi tampon yaptık acile gittik burun estetiği ameliyatı olması gerekir dedi doktor hanım çünkü burnu göz çukuru nün oradan kırılmıştı biz eşimle birlikte müsaade istedik tam gidecekken Demir bey bir anahtar ve çanta uzattı çantanın içinde adres var orada sizi bir sürpriz beklemekte gidin zevkli bir gece yaşayın dedi eşimle birlikte adrese baktık konum girip yola çıktık gittiğimiz yer Ankara nın taşra diyeceğim bir yeri çubuk tu . Adrese gidip kapıyı çaldım 20 yaşlarında bir erkek açtı kapıyı bizi Demir bey gönderdi dedim içeri buyur etti içeride 20 yaşlarında türbanlı çok harika vücutlu bir kadın vardı tanıştık adam ve kadın 1 hafta önce evlenmiş erkeğin sikinin kalkmamasından dolayı halen gerdeğe girememişler erkek in ismi Ahmet kadın ın ismi Meral di Meral 170 boylarında esmer kapkara saçlı esmer güzeli muhteşem bir kadındı. Saat 12 olmak üzereydi eşim Demir bey sizi nereden tanıyor diye sordu Ahmet ben de eşim de Demir bey in elemanlarıyız aslında bu gece onları bekliyorduk ama son anda eşinin burnu kırıldığı için sizi gönderdiğini söyledi dedi bende o zaman başlayalım ne duruyorsunuz dedim ben Meral in yanına gittim soyunmasına yardım ettim eşimde Ahmet ile birlikte öpüşmeye başlamıştı Meral in soyunması bitince ben soyundum Baxter i çıkarttığımda Meral bu ne ben bunu nasıl alacağım olmaz alamam dedi eşim ben insan değilmiyim ben büyük bir iştahla alıyorum daha yokmu diye bağırıyorum birde merak etme çok mutlu olacaksınız dedi ben Meral in başörtüsünü çıkarttım saclarından kavrayıp kendime çektim öpüşmeye başladık elimle de memelerini okşuyor sıkıyordum aşağılara indikçe inliyordu o kadar inliyordu ki eşim ve Ahmet sevişmeyi bırakıp bizi izliyordu artık Meral in amına gelmiş klitoristininden amına inmeye başladım amı sırılsıklam olmuş muhteşem bir kokusu vardı göt deliği ile birlikte amını dilimle yalamaya başladım Meral başını kaldırıp yeter artık içime gir ne olur sok artık parçala beni erkeğim ol diyordu eşim Ahmet i kaldırdı eşin sikilecek git eşimin sikini karının amına sürterek sok dedi dediğini yaptı gelip sikimi eline aldı sikimi öptü karısının amına sürterek sokmam için uygun yere yerleştirdi Meral in kayması benim ittirmemle inleyerek komple içine aldı sikimi dudaklarını sıkıyordu bıraktırıp dudaklarını öpmeye başladım dudaklarımız ateşli ateşli birbirimizi yiyorduk Ahmet sızan kanları siliyordu bir çarşafa ben girip çıkmaya başladım her girip çıkan sikimi çardafla sildi Meral altımda inliyordu memelerini okşuyor sıkıyordum yatakta değildik kucağıma aldım yatak odasına götürdüm sikimi tuttu dili ile ucunu yalarken zevk buymuş demek daha önce hiç tatmamışım teşekkür ederim istediğin yerime girebilirsin senin için heryerim hazır sik beni koca yarraklı erkeğim sik beni hadi dedi ağzına almasını bekliyordum ama yalnızca baş kısmını diliyle yaladı eşim ve Ahmet biz devam 2 de
94 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 3 months
Text
Gâvurda adalet, işbirlikçide şahsiyet olmaz!
Tumblr media
Avrupa futbol şampiyonasında, milli takımın maruz kaldığı haksızlıklar hepimize unuttuğumuz bir gerçeği bir kez daha hatırlattı.
Bahsini ettiğimiz gerçeği merhum Cemil Meriç şöyle ifadelendirmiş.
“Bütün Kur’an’ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı yani İslam!”
Bizim açımızdan bu, sadece şeref duyacağımız bir şeydir.
Yani, her hal ve şartta ‘İslâmî’ olmak, ‘İslâm’ gibi görünmekten daha büyük bir şeref olabilir mi?
Batılıların, bizim şeref duyduğumuz bu bakış açısı, bir tanımlama olsaydı eğer, elbette ki hiçbir sorun olmazdı lakin onların bakış açılarını motive eden yegâne unsur İslâm’a olan tarihi düşmanlıklardır. Yani bize baktıklarında öldüresiye nefret ettikleri bir düşman görüyorlar.
Bu gerçek, futbol gibi malayani bir meselede de kendini gösteriyor.
Daha doğru bir tabirle, düşmanlıklarını açık edecek hiçbir vesileyi ıskalamıyorlar.
Bunun için kendi elleriyle yaptıkları ‘demokrasi’ ve ‘evrensel insan hakları’ putunu da hiç tereddüt etmeden bir hamlede yutuveriyorlar.
Milli maç vesilesiyle bir kez daha gördük ki, söz konusu Türkiye olunca, ne nezaket kalıyor batılılarda ne ahlak ve ne de hak hukuk…
Koydukları kurallar ve belirledikleri norm bize gelince bir anda buharlaşıveriyor.
Azıcık da olsa vicdanı olan batılılar da gördüler bu gerçeği.
Kimi açık açık ifade etti, kimi mahcup bir edayla kem-kümlerin ardına sığındı.
“Futbol asla sadece futbol değildir” demiş İngiliz yazar Simon Kuper…
Hatta adam kitabını da yazmış bu olgunun.
Güçlü olanların, yönetim erkini ellerinde bulunduranları kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları bir enstrümandır futbol.
Bunu, ekonomik gerekçelerle kullandıkları gibi sömürü aracı olarak da kullanırlar ve bize karşı uyguladıkları şekliyle de tamamen siyasi bir mahiyete de büründürürler.  
Eminim ki, herkesin ve hepimizin adalet duygusu incindi maruz kaldığımız haksızlıklar vesilesiyle. Bunu öylesine nobranca ve kör parmağım gözüne bir kabalıkla yaptılar ki, sadece haksızlıkla yetinmeyip stadı dolduran on binlerce taraftarı bir kez dahi ekrana getirmediler.
Maçı seyretmeye giden Sayın Cumhurbaşkanı bile göstermediler diyeyim de gerisini varın siz hesap edin.
Batılının, bahse konu Türkler/Müslümanlar olunca takındığı adalet anlayışı bu.
Tamam, bunu anlıyoruz diyelim, peki, bu memleketin ekmeğini yiyip de tıpkı batılı efendileri gibi yaşadığı ülkeye düşmanlık edip gavurların saflarında yer alanlara ne diyeceğiz?..
Bakınız bunun tarifi yoktur işte!..
Bu psikolojiyi anlamak mümkün değildir ve hiçbir zaman da mümkün olmayacaktır.
Anılan güruh, batılıların kendilerine de aynı tarifeyi uyguladığı gerçeğine gözlerini kapayarak uşaklıkta devam ederler ilginç bir biçimde…
Köle desen değil, esir desen değil… Zira netice itibariyle kölenin de esirin de bir şahsiyeti vardır. Bunlarda şahsiyetin zerresine tesadüf edemezsiniz…
Batılılar nezdinde, Müslüman bir topluluk içerisinden çıkan ‘ateistler’ de sorunludur.
Bu işbirlikçileri, düşmanlarını yani bizleri vurmak için bir silah olarak kullanırlar ama asla güvenmezler. Hatta zamanı geldiğinde buruşturup çöpe atmaktan da imtina etmezler.
İşin tuhaf tarafı, bizim şahsiyetsizlik ve dahası ihanetle suçladığımız bu kesim, öteden beri kendisini bu toplumun asli unsuru olarak görürler.
Kendilerini bir tür efendi, geri kalanları da parya gibi niteledikleri bir sır değil.
O yüzden gelişen her hadiseyi muhakkak surette siyasete indirgeyip bu bağlamda hakaretler savururlar/savurdular hep…
Kendi istedikleri partiye oy vermedikleri için bu millete ‘bidon kafa’ ve ‘göbeğini kaşıyan adam’ aşağılamasında bulunan bunlar değil miydi sahi?
Maç vesilesiyle batılıların adaletsiz davranışlarına maruz kalmadık sadece, mezkûr kesimin de aşağılık davranışlarına muhatap kaldık.
Voleyboldaki başarı üzerinden malum bir oyuncunun sapkınlığını kutsallaştırıp mütedeyyin insanlara hakaret eden güruh, kendi ideolojilerine uymayan bir sembolü yerden yere vurarak hem sporcuların muazzam başarılarını hiçe saydılar ve hem de bu halka ve halkın değerlerine saldırdılar.
Yaşadığımız tüm bu hadiseler bize gösterdi ki, dünyanın hiçbir yerinde bizdekine benzer halk düşmanı bir kitle yok.
Her ülkede ve coğrafyada kendi halkıyla kavgalı tıynetsizler mutlaka vardır ama bizdekine benzer, memleketin kaymağını yemekle kalmayıp milletin asli unsuru olduğunu iddia eden halk düşmanları bulunmaz. 
Şu bir gerçek ki, hariçten gelen tehlikeyle savaşmak ve onu bertaraf etmek, dâhilîdeki düşmanlara nispetle çok daha kolaydır.
Gavuru canınız pahasına yenersiniz de bu gavurdan daha beter işbirlikçi gavurları ne yapacaksınız?..
Çok açık bir biçimde ifade etmeliyim ki, bu aşağılık güruhun tasallutundan kurtulamadığımız sürece gerçek bağımsızlığa kavuşmamız da asla mümkün olmayacaktır.
HABER7 YAZARI: NİHAT NASIR 11.07.2024 08:57
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kayısı 📍 Malatya 📍 Türkiye 🇹🇷
78 notes · View notes
gercekhikayem · 3 months
Text
Şebnem'in Anlattıkları 2
Gerçek veya gerçekçi fantezilerim ve sizden gelen fanteziler, seks hikayeleri (gercekhikayeciniz.blogspot.com)
" erkek bir takipçiden gelen hikayedir"
O günden sonra Şebnem, buluşacakları güne kadar başından gecen olayı ayrıntılı olarak düşündü. Karar veremiyordu önceleri, o gün yaşadıklarından sonra, kendisinde 20 yaştan büyük, otoriter, kültürlü, yakışıklı ve karizmatik adama çok bağlandığını, ona tamamen teslim olmayı, ne yaparsa, ne derse itaat etmeyi, kabullenmeyi, onun kendisine sahip olmasını, adeta kölesi olmayı arzu ettiğini düşündü. Geçirdikleri o çok zevkli saatler boyunca ne derse yapmış, yönlendirmelerine tereddüt etmeden uymuş, daha önce “bir erkeğin sikini ağzına alıp yalar emer misin” diye sorsalar, “emin değilim” diye cevap verecek durumdayken, o gün adamın, başı mor ve iri, taş gibi sertliğini az önce elinde hissettiği sikini, burnunun önünde dimdik sallanırken gördüğünde, onu ağzına alıp ağzında hissetmek içinden gelmişti. Bunları düşünürken diğer yandan Murat’ın evli ve çocuklu olduğunu, buna rağmen çapkınlığı hakkında dershanede dedikodular dolaştığını, bu ilişkiye adam evli olduğu için “metres ilişkisi” denileceğini, ailedeki en anlayışlı kişi teyzesine bile bunu açıklayamayacağını ve kendi ailesinin bu duruma kıyamet koparacağını, ayrıca tüm çevresinin bu durumu kınayacağını da düşünmekteydi. “Bu ilişkinin sonu yok” diyeceklerdi ve haklı durumda olacaklardı. Ayrıca aylardır peşinde olan arkadaş çevresindeki yakışıklı bir çocuk da ortak arkadaşları aracılığı ile “arkadaş olmak istediğini, anlaşabilirlerse niyetinin ciddi olduğu” haberleri göndermekteydi. Ancak onun da ailesinin kendi ailesi gibi oldukça tutucu olduğunu duymuştu, aile baskısından kaçarken bir de kocasının ve ailesinin baskısında kalmak istemiyordu hem Murat’ın yerini kimse tutamazdı. 
Buna rağmen bu ilişkinin de gerçekten sonu olmadığını görecek kadar aklı başından gitmemişti henüz. İki düşünce arasında gelip gitmekteydi, “Murat’ın yeri bambaşka, vaz geçemem, onun olmak, hatta kölesi gibi olmak istiyorum” düşüncesi ile “bu ilişki yürümez, çocuk yakışıklı, ailesi tutucu ama kendisi değil, ailemden kurtulmak ve Murat’ı unutmak için çözüm olabilir”. Bu ikilem  kendisini yiyip bitirmekteydi. O gün evden çıkarken o kafayla, keşke amımı da sikseydi bekâretimi verseydim” diye düşünmekteyken, artık yavaş yavaş düşüncesi değişmeye başlamıştı, yaşadığı çevre bekâret önem vermekteydi, çok istese de bekâretini vermenin uygun olmayacağını kararı ağır basmaktaydı.
“Amımı sikmesi dışında her şeyi ama her şeyi sonuna kadar yaşamak istiyorum, beni istediği gibi kullanmasını, zevkten zevke uçurmasını istiyorum, ilerisini göremiyorum belki de bu son buluşmamız olacak”. En son bunları düşündüğünde hem içini bir heyecan kapladı yaşayacakları için, hem de hüzünlendi, sonu olamayan bir ilişkiyi bitirmek zorunda kalacağı için. Bir yandan içindeki orospu yanı kabarıyordu, diğer yandan henüz yitirmediği aklı kabaran yanını bastırmaya çalışıyordu. Sevdiği adamın evine gideceği günün sabahı kararını vermişti amını siktirmeyecekti, bunun dışında yaşayacağı her şey ona zevk verecek ve ileride evleneceği adamın koynuna daha deneyimli ama bakire olarak girecekti. Aklından bunları geçirip karar vermeye çalışırken bir yandan da hayran olduğu adamı da düşünmekteydi. 
Murat ise o günün ertesinde eve gelen zaten bakire olmayan kızı sikmiş, ama bir gün önce Şebnemle yaşadığı zevki bulamamıştı. Ondan bir sonraki gün gelen kızı, daha önce sikmiş olmasına rağmen, bu defa kıza yüz vermemişti, hem yeteri kadar arzu etmemiş hem de performansını bir sonraki gün daha iştahla sikeceği Şebnem’e saklamıştı. Ayrıca bu işin sonu neye varacaktı, siktiği diğer kızlar pek bağlanmamıştı kendisine, ilişkiyi bitirmek kolay olacaktı diğerleriyle, ama Şebnem’in bağlandığını hissetmekteydi, evet kızı istediği gibi sınırsız kullanmak çok çekici geliyordu ama sonu kötü gelebilirdi, kızın geleceğinden ziyade kendi kariyeri ve geleceğini düşünmekteydi. Bu harika küçük orospunun amını da sikmeliyim dedi kendi kendine, kız öyle tutkulu gözüküyordu ki, amının sikilmesine çok istekli ve bekâretini umursamayacaktı, böyle gözüküyordu.
Elinde test kitapları eve doğru giderken, az sonra yaşayacaklarında, bekâreti dışında her şeyi serbestçe yaşayacağını düşünüyordu, artık yaşayacaklarına konsantre olmaya başlamıştı, erkenden gidiyordu ve dersten sonra akşam da başka bir arkadaşında ders çalışacağını söylemişti annesine, bugün zamanı boldu. Eve girdiğinde, sanki uzun süredir görüşmemiş gibi, hemen kapının yanında, birbirlerine sarılıp uzun uzun öpüştüler, dudakları sevgilisinin ağzında eriyip yok olacaktı neredeyse. “Çok özledim” dedi kız öpüşme bittikten sonra, bekâreti vermek dışında kölesi olmayı arzuladığını söylemedi, aklı başında, bu kadar kültürlü birisi izin almadan bakir amını sikmeye kalkmazdı zaten. Adam, kızı elinden tutup salona götürdü. Kız kanepeye oturduktan sonra mutfağa doğru giderken “hadi soyun bebeğim” dedi bu bir istek değil talimat gibi çıkmıştı ağzından, kız zaten hazırdı soyunmaya bunun için gelmişi eve, adamın talimat verir gibi konuşması için için hoşuna bile gitmişti. Ne içmek istediğini sormadan iki bira getirdiğini gördü mutfaktan, içki fazla içmezdi, sabah bira içmek ise alışık olduğu bir şey değildi, ama “sahibim” dediği adama itiraz etmeden birasına uzandı ve bir yudum aldı. 
Soyunmaya başlıyordu, sevgilisinin “ayağa kalkıp karşımda yavaş yavaş soyunmanı istiyorum” demesi üzerine, “neden? Oturarak daha rahat soyunurum” diye aklından geçmesine rağmen hiç sesini çıkartmadan ayağa kalktı ve salonun ortasında acele etmeden soyunmaya başladı. Adam “Bu çok iyi ya, itaatkâr, diğer kızlar olsaydı yine yaparlardı ama en azından neden diye sorarlardı” diye aklından geçirdi. Kız salonun ortasında filmlerde gördüğü striptiz sahnelerini acemice de olsa taklit etmeye çalışarak soyunuyordu, “tamam külot ve sutyen dursun üzerinde, onları ben çıkartacağım, arkanı dön biraz öne eğil o güzel yuvarlak kalçalarını seyretmek istiyorum” dedi. Tabii ki hemen denileni yaptı ama bu defa kendinden de bir şeyler kattı bu popo şovuna, arkasını dönüp öne eğilerek yaşıtlarına oranla göre gelişmiş yusyuvarlak kalçalarını sağa sola oynatmaya başladı. Birkaç dakika süren bu gösteriden sonra “off harikasın kız, tamam gel yanıma” dedi sevgilisi, hemen iki adımda adamın yanına geldi, “dur yüzünü bana dön dizlerime otur” denilince de hemen ata biner gibi kölesi olmayı istediği adamın dizlerine oturdu. Adamın şortunu kabartıp zorlayacak kadar sertleşmişti siki, karşısındaki her erkeğin aklını başından alacak memeleri bir an önce ağzına alıp emip ısırıp morartmak için sutyenin kopçası ile uğraşmadı, ellerini uzatıp ince sutyeni iki yanından bütün kuvvetiyle çekerek kopça kısmını yırtarak koparıp fırlatıp attı. Kızı belinin üst tarafından tutup hızla kendine çekti ve bir memesine ağzına alırken diğer memesini de avuçladı. Şebnem zevk deryasına tamamen dalmak üzereydi ama meme ucunun ısırılması, diğer meme ucunun da adamın iki parmağı arasında şiddetle ezilmesi bir an acı canını yaktı, ah diye çığlık attı, adamın duracağını düşündü, ama acı biraz daha şiddetlenmişti sanki. O an adamın bunu zevk için yaptığını fark etti, kendisine sunulan bu farklı zevki kabullenerek uymaya karar verdi, alışacaktı buna, belki de son buluşmaları olacak bu gün sevdiği adama bekâreti dışında kendini teslim etmeye gelmişti. Her iki göğsündeki acı bir artıp bir azalıyordu, tekrar çığlık attı ama adam başını kızın memesinden kaldırıp yüzüne bakarak, “bunun zevkine varmanı istiyorum, biraz daha dayanırsan zaten varacaksın” diyerek ağzını tekrar koyu kırmızıya dönmüş ve şişmiş meme ucuna gömdü. Şimdi yine aynı şekilde bir artan bir azalan şiddette ağzındaki meme ucunu dişlerinin arasında ezmeye devam edip, diğer meme ucunu da parmaklarının arasında ezmekteydi. Kız elini ağzına götürüp çığlık atmamak için elini ısırdı , gözlerinden yaş geliyordu, o anda bu durumdan hafiften zevk almaya başladığını hayretle fark etti, amı iyice ıslanıyordu, adamın dizlerinde ata biner gibi bacakları ayrık olarak oturduğundan, külotun kenarından amının suyunun sızdığını fark etti, az önce attığı iki acı çığlık şimdi yerini zevk inlemelerine bırakmıştı. Elini sevgilisinin ensesine koydu ve adamın başın ısırılan meme ucuna doğru bastırdı. Evet, kız bundan da zevk almaya başlamıştı, adam ısırdığı meme ucunu bırakıp diğer memenin alt tarafına ağzını dayadı ve memeyi alt tarafından dişleyerek bütün gücünle emmeye başladı, parmakları bu defa ısırılan meme ucunu ezmekteydi, kızın zevk inlemeleri artmış, amından sızmakta olan kaygan sıvı adamın kıllı bacaklarına ulaşmıştı. Bu defa kızın dişleyerek emdiği memesinin altındaki elini aşağıya uzatarak külotun üzerinden amını kuvvetle avucuna alıp sıktı, sonra elini yine külotun üzerinden bızırın üzerine denk getirerek parmaklarını bızır ile dudakların üzerinde dolaştırmaya başladı. Tam elini yukarı çekip külotun içine sokacaktı, kız hafif çığlıklar atarak titremeye başladı, geliyordu, o zaman parmaklarını külotun üzerinden bastırarak bızırı okşamaya devam etti, tahmininden erken boşalmıştı kız. 
Kızın boşalması sönmeye başlarken titremesi dinmemişti, “dur dayanamıyorum nefesim kesildi, amımı bırak lütfen” dedi. Adam amından elini çekti 15-20 saniye kendine gelmesini bekledi, kızın gözleri açıldığında “hadi yere çömel bacaklarımın arasına” dedi, kız halen orgazmın etkisinden çıkamamıştı, sersem gibiydi, içindeki hafif titremeler halen devam etmekteydi. Sesini çıkartmadan verilen talimata uyarak adamın önüne yere bacakları arasına çömeldi, “elini amının üzerine at ve amınla oynamaya başla “ben seni ağzından sikerken senin de amınla oynayarak ikinci orgazmını yaşamanı istiyorum” dedi. Adam hızla boksör şortunu çıkarınca başı mosmor olmuş taş gibi siki kızın burnun önünde sallandı, ne yapması gerektiğini anlamıştı, gözlerine yukarı doğru çevirerek elini hayran olduğu sike uzatıp dibinden kavradı ve ağzını açarak tutuğu sikin başına doğru yaklaştı, diğer eliyle de külotunun içerisinde bızırıyla oynamaktaydı. Bu defa kendinin ağzıyla sundu sahibi olan adama, göz gözeydiler, “evet böyle, gözlerini ayırma benden seni ağzından sikerek boşalacağım, boşalırken o güzel gözlerine bakmak istiyorum” dedi adam. Kızın başını iki elinin arasın aldı sikine doğru çekip bırakmaya başladı, kız ağzına girip çıkan siki diliyle damağının arasında ezerek emiyordu, “evet evet devam et gelmek üzereyim, seni o güzel dudaklı ağzından sikerek geliyorum orospu” diye haykırdı sevdiği adam, eliyle de hızla bızırını ovalıyordu, kız, sönmek üzere olan orgazmını yeniden yakalamak üzereydi, ağzından sikilerek boşalacaktı bu defa. Halen gözlerini ayırmamıştı adamdan, orospu lafını ilk defa duymuştu Murat’ın ağzından, kuzeni Zühal’in dediğini hatırladı o anda ““erkekler ağzına boşaldığında hem çok zevk alırlar hem de ne kadar orospu olduğunu göstermiş olursa onlara” demişti. 
Evet, şu anda ne kadar orospu olduğunu göstermekteydi sahibine. “Ahhh diye inlemeyi duyduğu anda ağzına kaygan sıcak meniler fışkırmaya başlamıştı ki adam “yutma bekle” dedi kısık bir sesle, boşalmaya devam ediyordu, ağzına dolan meniler taşmak üzereydi, ister istemez yutkununca ufak bir yudum kaçmış oldu gırtlağına dayanan meniden, ama çoğu ağzındaydı halen, adam, boşalması sona ererken sikinin ucunu kızın dudakları arasında tutarak sikini arkadan öne doğru sıktı, son damlaları da kızın ağzına bırakıyordu. Sikini ağzından çekip, kıza “hadi aç ağzını göster bana ağzına boşalttıklarımı” dedi, kız yine göz göze olarak ağzını açıp gülümseyerek ağzındaki beyaz sıvıyı sahibine gösterdi, “tamam güzel, yutabilirsin” lafını işittikten sonra, hepsini bir defada boğazından aşağıya yuvarladı. Tadı değişik hoşlanmıştı, genzinde hafif bir yanma hissetti sirke tadını andıran.
Çok kısa arayla ikinciyi ilkine bağlayarak yaşadığı orgazm, sersemletmişti, adamın, “kalan biranı iç, kendine gelirsin” diyerek uzattığı birasını aldı, içmek istemiyordu aslında, az önce yuttuğu, genzini hafifçe yakan meninin tadının ağzında kalmasını istiyordu ama isteği yerine getirmek için birayı bitirmeye çalışarak dikti kafasına. Meme uçları sızlıyordu, az önce hissettiği acının verdiği hazla erken gelen şiddetli bir orgazm yaşamış, ancak şimdi sadece sızı kalmıştı, fakat, az önceki hazzı hatırlatan tatlı bir sızı. Isırılan göğsünün ucunun bir kısmı, sanki kanamış gibi koyu kırmızı, geri kalan yerleri morarmıştı, parmakla ezilen diğer uç mosmor olmuş, memenin alt tarafında ise diş izleriyle beraber morluk vardı. Banyoya gittiğinde “orospu olduğunu sevdiği adama kanıtladığı günün anısı olarak” göğüslerinin bu şekilde resmini almalıydı. Elindeki boş şişeyi sehpaya bırakarak kanepeye uzandı. Adam salonda değildi içeriye bir yerlere gitmişti, daha önce hiç dikkatle bakmadığı salonu inceledi uzandığı yerden, güzel döşenmiş bir evdi, o sırada adam içerden gelip elinden tutarak kaldırdı, “hadi yatak odasına geçelim” dedi, bunu beklemiyordu, şaşırmıştı, evli bir adamın karısını siktiği yatağa götürülmek hoşuna gitmişti, birlikte el ele yatak odasına yürüdüler.
Salonda başlayan ateşli sevişmeden sonra adam, karısıyla yaptığı sıradan, zevksiz sikişmelerin intikamını alırcasına, kızı, karısının yatağında, duvarda asılı evlilik resimlerinin önünde doyasıya sikmek istiyordu. Bu, adam için de bir ilkti, daha önce eve getirdiği kızların hiçbirini karısının yatağında sikmemişti. Oldukça geniş bir yatak odası ve normalden büyük kocaman bir yatak, yan taraf boydan boya kapakları ayna kaplı bir dolap, karşı duvarda perdeleri kapalı büyük bir pencere, perdeler siyaha yakın bir koyu bordo renk olduğu için gündüz olmasına rağmen içerisi karanlık sayılırdı. Işığı açılınca tavanın kenarlarında gömülü gözükmeyen kaynaktan gelen ışıkla oda aydınlandı, “seni sikerken birbirimizi görmemizi istiyorum, uzan yatağa” dedi sevgilisi. Şebnem, değişik bir hisle yatağa uzandı, evli bir kadının yatağında kocasıyla beraber olacaktı, şimdi tam bir orospu gibi hissediyordu kendisini. Adam kızın kolunu kaldırıp ağzını ince kısa seyrek kılları olan koltuk altına gömüp somurmaya başladı. Dişleri derisinde hissediyordu, adam başını kaldırıp “boş durma, sen de diğer elinle memelerini tut sıkarak oyna” dedi, adamın eli de kızın tüylü amındaydı, bu defa doğrudan elini külotun altına sokmuştu, parmaklarını amın ıslak dudaklarında gezdirdikçe ıslaklık daha da artıyordu. Kızın amının bol ıslanmasını istiyordu.
Koltuk altının morartırcasına somurulmasından canı yanmaya başlamıştı kızın, canı yandıkça da aldığı zevk artıyor amı daha çok sulanıyordu, üstelik amının kaygan dudakları üzerinde aşağı yukarı sürterek dolaşan parmaklar da olunca amı neredeyse şelale gibi olmuş, artık kalçalarının arasından aşağıya sızmaya başlamıştı, kız, avucundaki memelerini daha kuvvetli sıkmaya başladı. Erkek, dilini kızın ipek gibi teninin üzerinde gezdirerek amına doğru yaklaşırken, kızın poposunu havaya kaldırarak yardım etmesiyle minicik siyah külotunu yırtarcasına çekerek hızla çıkarıp fırlattı. Şimdi dili kızın amının hemen üst kısmındaki tüylü bölgede dolaşıyor, amın dudakların hayli ıslanmış olan parmakları aşağı sızan am suları boyunca devam ederek kızın daracık göt deliğine doğru gidiyordu. Daha önce olduğu gibi önce orta parmağını amdan sızan kayganlıkla yeterince yumuşamış olan göt deliğe dayayıp kısa bir süre ovaladıktan parmağını sonra dibine kadar içeri soktu, kız götüne dibine kadar giren parmağın etkisiyle irkildi, poposunu parmak daha da girebilsin diye biraz havaya kaldırdı, adam parmağını sıkan daracık deliğin içerisinde kımıldatmaya başladı, parmak götün içinde gömülü olarak içeriden yukarıya, ama doğru kıvrıldıkça kız irkilerek inliyordu, o anda ikinci parmağı da daldırdı kızın götüne, kız gelmeye yaklaşmıştı, kalçalarını yukarı aşağı oynatıyordu, adam dilini halen kıllı bölgede dolaştırıyordu, bızıra dil atarsa bu kadar zevke dayanamayan kız hemen gelebilirdi, bunu istemiyordu. Şimdi kızın götündeki iki parmağını burgu gibi kıvırarak sokup çıkarmaya, kızı parmaklarıyla götünden sikmeye başlamıştı.
Bu harekete devam ederek diz üstü doğruldu, kızın bir bacağını kaldırarak bacaklarının arasında kıza doğru diz üstü durup kenardaki minderi, çekerek kızın kalçalarının altına koydu, “ellerini atıp kalçalarının altından tutarak ayır şimdi kalçalarını, iyice açılsın götün” dedi, sikinin başını önce amın dudakları üzerinde gezdirerek kayganlaşmasını sağladı sonra kızın az önce iki parmağın girmesiyle biraz genişleyen göt deliğine sikinin başını dayadı, diğer elinin başparmağını bızırın üzerine getirip hafifçe bastırdı, kız kımıldadıkça bızır elinin altında sağa sola kayıyordu, kız doruğa doğru yaklaşıyordu, adam kızın göt deliğine dayadığı sikini içeri doğru kaydırmaya başladı, başı girmişti sikin, biraz daha yüklenince kız çığlık atarak “canım yanıyor” dedi, “yanacak orospu götünden sikiyorum seni, tabi yanacak” kız itiraz edemedi, kabullenmek zorundaydı hem zevkli bir şey yapıyordu, o arada canın yanması katlanılabilir durumdu, hem de artık canın yanmasını kısa bir süre zevke dönüşeceğini öğrenmişti, dişlerini sıktı, sik yavaş yavaş götünün derinliklerine indikçe inlememek için kendini zor tutuyordu, gözünden bir damla yaş gelmişti, erkeğin kasıklarının kalçalarına dayandığını fark edince sikin dibine kadar içine kadar girdiğini anladı, acı hafiflemiş yerini zevke bırakmaktaydı. Götünü genişleterek giren kalın sikin içini doldurmasını hissetmek çok zevkli gelmişti, götündeki sik girip çıkmıyor ama erkeğin kalçalarını sağa sola sallamasından dolayı kendini saran sımsıkı götün içinde hafif hafif hareket ediyordu. Dişilik içgüdüleriyle o da kalçalarını sağa sola sallayarak cevap verdi, bızırın üstündeki başparmak daha da bastırarak hareket ediyordu, adam sikinin başının ucu içeride kalacak şekilde kızın götünden çekti ve sik içeriden tamamen çıkmadan tekrar içeri doğru yavaşça yüklendi:
Bu sefer kız daha az acı hissetti, artık götünün sikilmesinden aldığı zevk acıyı bastırmıştı. Şu anda kızın bacakları havada, kalçalarının altında minder, karşısındaki adamın gittikçe artan bir hızla için girip çıkarak götünden sikilmekteydi, kız bu zevke dayanamadı, inleyerek sarsılmaya başladı ağzında mırıltılarla çıkan zor anlaşılır şekilde, “sik götümü, orospunum senin, sik orospunun götünü” diye inledi. Adam iyice hızlanıp pompalayarak sikmeye devam ediyordu elleriyle kızın bacaklarını kavramıştı, altında, ne dediği anlaşılmayan bir şeyler mırıldanarak ve kollarını açıp çırpınarak gelmekteydi, adam da doruğa yaklaşmaktaydı, bir an başını yan tarafına çevirdi, kızın yanı başında duran ayağına uzattı ağzını, mor ojeli ayak parmaklarına dil atmaya başladı, dayanamıyordu kız azalarak da olsa çırpınmaya devam ediyordu, “geliyorum orospu götüne boşalıyorum orospum benim diye bağırarak boşalmaya başladı. İkisinin de boşalması sona erdiğinde, adam artık sertliğini kaybetmeye başlayan olan sikini kızın götünden çıkarmamaya dikkat ederek kızın poposunun altındaki minderi çekti ve kızın üzerine bıraktı kendini, kızın yüzüne öpücükler kondurmaktaydı.
İkisi de kısa bir süre yan yana uzanmış olarak konuşmadan dinlendiler, Sabah sabah içmeye alışık olmadığı bira ve arka arkaya dolu dolu yaşadığı orgazmlardan sonra kendisini biraz yorgun gibi hissetti ama bugünün tadını sonuna kadar çıkartmalıydı, belki de sonrası olmayacaktı. Götünü, hem de ilk defa olarak siktirmişti bugün,” çok zevkli bir deneyimdi” diye düşündü, bekâretini bir sonraki sevgilisine saklayıp bu gün orospusu olduğu adamın gücü yettiği kadar tekrar tekrar götünü sikmesini istiyordu. Bunu düşündüğünde amından karnına doğru yayılan hafif bir karıncalanma hissetti. Gözleri kapalı yarı uykulu olarak yatakta bunları düşünürken, elini yan tarafta uzattığında yatakta tek başına olduğunu fark etti, mutfaktan tıkırtılar geliyordu, gözlerini kapatıp o anın hazzını yaşayarak dinlenmeye devam etti. Biraz sonra sevgilisi elinde büyük bir tepsiyle geldi, eliyle hazırladığı iki kocaman sandviçin bir tanesini uzattı, iki de bira getirmişti. Biralar şişede değil saplı büyük bardaklara konuşmuştu, itiraz edemeyeceğini öğrenmişti, sahibi bira getirdiyse içecekti. Uzanıp birasını aldı, sandviçinden ısırmadan önce birasından iri bir yudum içti. Sevgilisine baktı, o da kendisine bakıp gülüyordu, sormadan cevap geldi “evet bu defa biraları votkalı getirdim, ben böyle severim birayı ama aç karına votkalı bira ağır gelebilir diye öncekiler votkasızdı, birer şat votka koydum bunlara” dedi adam. Sandviçlerini yerken adam her defasında birasını içerken bardağını kaldırıp çinçin diyordu ve onun da bardağını kaldırmasını bekliyordu, sandviçler biterken biraları da bitmişti. Yatağa dökülen tek tük kırıntıları ikisi birlikte tepsiye toparladılar. Adam tepsiyi götürdüğü mutfaktan bu defa da iki bardak birayla dönmüştü, “bunu da hemen içersem sikişecek halim kalmayabilir” diye düşündü. Biralarından birer yudum aldıktan sonra bardaklarını başucu komodininin üzerine bırakırlarken adam kızı yatağın kenarına doğru getirdi ve buyurgan bir tavırla “dizlerinin üzerinde dur, öne doğru iyice eğil, ellerini arkaya uzat, kalçalarını ayır” dedi, kız söylenileni yaptı. Yüzü yatağa dayalı poposu havada, ayakları yatağın kenarından dışarı taşmıştı, adam kızın arkasında, yerde diz üstü durduğunda yüzü kızın ayırdığı kalçalarının hizasına gelmişti, kızın bacaklarından tutarak kendine çekerek yüzünü kızın kalçalarının arasına gömdü. Dili göt deliğinin kâh üzerinde kâh kenarında daireler çizerek dolaşmaktaydı, kızın ağzından o anda “offf” diye bir inleme çıktı, arkasındaki dil darbeler vurmaya bırakmış, göt deliğini zorluyor, ucu deliğe girip çıkıyordu, “kız içinden “keşke dili daha uzun olsaydı” diye geçirdi. Dili göt deliğini zorlayarak yoklarken adamın bir eli kızın kalçasını pençeleyerek tırnaklarını etine batırıyor, diğer elinin orta parmağı da bızırın üzerinden başlayıp arkaya doğru amın çoktan sırılsıklam olmuş dudaklarının üzerinde ileri geri hareket ederek okşamaktaydı.
Kızın inlemeleri artmış, kalçaları da adamın dil hareketlerine uyarak havada hafif dairler çiziyordu. Adam, başını kalçaların arasından kaldırıp, salyalarıyla kayganlaşmış olan kızın götünün deliğine bu defa doğrudan iki parmağını dayadı, parmakları hemen içeri sokmayıp deliği ovalayarak yavaş yavaş içeri kaydırmaya başladı. Zevkten kasları gevşeyen kız almaya hazır ve zaten bunun için istekliydi de. İki parmak kızın deliğine sonuna kadar gömüldükten sonra yavaş bir şekilde girip çıkmaya başladılar, kızın inlemeleri arka arkaya atılan hafif zevk çığlıklarına dönüşmüştü, kız başını yan tarafa doğru çevirdiğinde yan taraftaki dolabın kapaklarını boydan kaplayan aynada, arkasında kendini iki parmağıyla sikmekte olan sevgilisiyle göz göze geldi, kendini kaptırdığı zevkten çevresini, yandaki tüm duvarı kaplayan dolabın boydan boya ayna olduğunu unutmuş, bakmak aklına gelmemişti, aynada kendisini, başı yatağın çarşafına gömülmüş, beli çukur, poposunu da alabildiğince havaya kalkık olarak götünden parmakla sikilerken görmek ve siken sevgilisiyle de göz göze gelmek azgınlığını iyice artırmıştı. 
“Nasıl orospu, kendini sikişirken seyretmek” diye sordu adam, aslında konuşacak cevap verecek hali yoktu, çenesi titriyordu, kısık bir sesle zorla cevap verdi ama konuşmaya başlayınca sesi açıldı, “oohh harika bir manzara sik beni erkeğim, sik götünden orospunu, sik köleni, doyur götümü” diye inledi. Murat parmaklarını kızın götünden çıkararak ayağa kalktı ve sikini kızın götüne dayadı, sikinin başını sivri kısmını deliğe yerleştirip kızın kalçaları iki yanından kavrayıp öne doğru yüklendi, iki parmakla az önce açılmış olması gereken delikten siki yine de zorlanarak içeriye kaydı, daracık göt sikini sanki avuçla tutup sıkıyor gibi kavramış, sıkıştırıyordu, sik kızın götüne dibine kadar gömüldüğünde ikisinin de ağzından derin bir bir “ohhh” inlemesi duyuldu. Ritmik ama yavaş bir şekilde kızın götüne gidip gelmeye başladı. Şimdi, ikisinin de gözleri aynada, görüntülerini bir porno film gibi izliyorlardı ama bu kez izledikleri, kendilerinin oyuncu olduğu bir pornoydu.
Murat’ın kızın götüne gidip gelerek pompalaması yavaş tempoyla devam ediyordu, boşalmamak için kontrollü gidiyor, hızlanmıyordu, ancak kız öyle değildi, erkeğinin yönlendirmesiyle domalıp götünün deliği yalanmaya başladığı andan itibaren yükselen hazzı, götüne sikin girmesiyle iyice artmış, aynada kendisini bir orospu gibi, “sahibim” dediği adam tarafından domaltılarak götünden sikildiğini izleyince dayanacak hali kalmamıştı. Aynada kendisini izlemek Zühal’in gösterdiği porno dergilerdeki sikişen orospuları hatırlatıyordu ama bu çok daha zevkliydi, çünkü aynada izlediği sikişen orospu kendisiydi. Gözleri kapandı, ağzından hırıltılarla birlikte “ooooh sik beni sik beni” diye tekrarlayarak çıkardığı kelimelerle birlikte titremeye başlamıştı, adam sikini dibine kadar sokup kımıldamadan durdu, kızın orgazmını şiddetlendirmek için elini alttan atıp bızırını parmaklarının arasına alıp hafif sıkıp bırakmaya başladı. Şebnem'in titremeleri şiddetlenerek devam ediyor ağzından ne dediği anlaşılmayan hırıltıyla karışık sesler çıkıyor, amından sızan sular, bacaklarından kayarak yatağa akmaktaydı. Titremeler ve hırıltılar hafifler gibi olunca adam durmadı, siki halen kızın götünde ama kımıldamadan tutuyordu, fakat kız titreyip kımıldadıkça taş gibi olmuş kalın sik içerde daracık götün çeperlerini zorluyordu. Ufak bızırını sıkıştırmaya devam etti, kızın hafifleyen titremeleri tekrar hızlandı, kollarını çırpınarak yatağa çarpıyor, tiz çığlar atıyordu. Başını çarşaftan kaldırmış sağa sola sallıyordu, iki gün öncesi buluştuklarından beri en şiddetli orgazmını yaşıyordu, kızın bütün vücudu arka arkaya kasıldıkça zaten daracık olan götü de bu kasılmalarla birlikte kasılarak adamın kavradığı sikini sıkıp bırakır gibi olmaktaydı. Boşalmamak için zaten zor tutuyordu kendisini ama artık tutmaz olmuştu sikini çırpınmakta olan kızın götünden hızla ucuna kadar çekip tekrar son bir kez dibine kadar hızla yüklenirken inleyerek boşalmaya başladı. 
Kız bütün zevkinin yoğunlaştığı deliğinde göt kaslarıyla sıkıca sarmış olduğu sikin boşalma kasılmalarını götünde hissedince azalmakta olan titreme ve hırlamaları yeniden yükseldi, az önceki çığlıklar ve çırpınmalar aynı şekilde tekrarlanmaya başladı, ara vermeden arka arkaya üçüncü orgazmını hem de her biri diğerinden şiddetli yaşıyordu. Adam boşalması bitip küçülmekte olan siki, kızın götünün kasılmalarıyla kendiliğinden dışarı çıkmıştı, kız bilinçsiz olarak kendini öne doğru bırakarak yüzükoyun uzandı, adam da yatağa çıkıp yanına uzanıp kıza sarkasından sarıldı, ikisinin de yönü aynı tarafaydı. Titremeler, sık kesik nefesler azalmış ama bitmemişti, arada bir de hafif sıçrar gibi oluyordu vücudu, adam kıza iyice sokularak fısıltıyla sordu “nasılsın?” aldığı cevap ilginçti, kızın ağzından zorla ve heceleyerek kesik kesik çıkan “hal-en gel-meye de-vam edi-yor-um” cümlesi şaşırtmıştı adamı, içinden, “çok hoş, kız resmen isterik, orospu ruhlu ve çoklu orgazmik” dedi.
Bitkin bir vaziyette titremeleri azalarak devam ediyordu. Adam bir süre sarılmış olarak kızın titremelerini hissetti, daha önce de çoklu orgazmik kadınlarla karşılaşmıştı ama bu daha başkaydı, yaklaşık 3-4 dakika kadar daha devam eden titremeler bitince kızın uykuya dalacağını tahmin ederek, komodinin üzerinde duran birasını alıp mutfağa yöneldi. Mutfakta votkalı birasını bitirip ikinci votkalı birasını hazırladı. Performansını kızın çok ateşli oluşuna ve dün gece yatmadan bir tane ve bu sabah erken kalkıp, kız gelmeden iki saat önce aldığı haplara borçluydu, fakat vücudu ve deneyimleri ona performansının haplardan daha çok kızın bu kadar ateşli ve orospu ruhlu olmasına borçlu olduğunu söylüyordu.
Mutfakta ikinci birayı da bitirdikten sonra buzluktan çıkardığı votkadan bir şat alıp, yatak odasına geri döndü. Kız, kısa uyuklamasından, gözlerini ovalayarak uyanıyordu, yanına uzandı, arkalarına ikişer yastık koydu ve kıza komodinde duran birasını uzattı. Şebnem yine itiraz etmedi ama bu kez, “olur, sen verdikten sonra tabi içerim ama ben sarhoş olmaya başladım galiba” dedi, sesi hafif içkili olduğunu belli ediyordu. “Çok iyi hissediyorum kendimi, bu sadece çok güzel seviştiğin bana bu konuda da eğitmenlik yaptığın için değil, ” dedi, nedenini tam olarak açıklayamıyorum ama sanırım senin orospun, cariyen olmak bana kendimi iyi hissettiriyor” Ağzından çıkan cümleye kendi de şaşırmıştı. Elindeki bardağı kafasına dikti ve boş bardağı yan tarafındaki komodine bırakarak dönüp vücudunu adamın vücuduna yaslayarak dudaklarını ağzına uzattı, dudakları adamın ağzına girip emilmeye başlandığında elini aşağılara attı, elindeki sik tam sertleşmiş değildi ama sertleşmeye de başlamıştı. Adamın dudaklarını emesi şiddetlenip kendisine sarıldığında elindeki sikin sertleştiğini hissetti. Adam öpüşmeyi bırakarak sabah olduğu gibi, dilini kızın teninde gezdirerek amına doğru ağzını yaklaştırdı ama bu defa kendi kalçalarını da kızın yüzüne doğru yaklaştırmıştı, siki kızın yüz hizasına geldiğinde kıza doğru hafif yan döndü, kız önünde dimdik duran sike elini uzatıp tuttu, yine Zühal’in gösterdiği dergilerdeki bir birini aynı anda yalayan çiftler aklına geldi, 69 demişti buna Zühal, uzanıp elindeki sikin başını emmeye başladı. Klitorisinin üzerindeki dil hareketlerine uyumlu olarak başını ileri geri oynatmaya başladı, dudaklarının arasındaki sikin başı bu hareketle ağzına girip çıkıyordu artık.
Adam aniden bacağını kızın diğer tarafına atarak kızın üzerine çıktı, şimdi aynı dergilerdeki gibi olmuşlardı, adam üstte kız alttaydı, adam kalçalarını oynattıkça siki kızı ağzından siker gibi ağzına girip çıkıyordu. Bu harika duyguydu, sik ağzına girip çıkarken aynı zamanda amı yalanıyor, amındaki dil klitorisi ile amının dudakları arasında gidip geliyordu. Kız ağzındaki siki tutku dolu bir şiddetle emmeye başlamıştı, sikin dibinde, gözünün hemen önünde sallanan toplara elini uzatıp avucuna aldı, avucunda hafif hafif oynamaya başladı. Adam bu kadarına dayanamayıp boşalmak üzere olduğunu fark ederek kızın üzerinden kalkıp yanına tekrar uzandı ve kan oturmuş, çevresi dâhil morarmaya başlamış meme ucunu yine sabah olduğu gibi ağzına alıp emmeye başladı, elini de kızın amına uzatıp amını önce avuçladı ve sonra orta parmağını ıslak dudakları üzerinde gezdirdi. Alta doğru gelince dudakların arasından amın girişi üzerinde bastırmadan orta parmağını dış dudaklar arasında gezdirmeyi denedi. Kız amının bu defa değişik biçimde oynanmasından aldığı zevkle kalçalarını oynatmaya başladı, meme ucu tekrar zevkle karışık acımaya başlamıştı, ilk anda acı ön plandayken memesinin ezilmesi arttıkça acı artacağına yerini zevke bıraktı amının girişinin dışında dolaşan orta parmak da çılgına çevirmişti. İnleyerek kalçalarını oynatmaya başladı gelmeye yaklaşıyordu, kalçalarını hızla oynatıyordu, birden amının içine doğru belli belirsiz bir acı hissetti ama aldığı haz daha da artmıştı, adam durdu ve doğruldu, kız ne olduğunu anlamamıştı, başını öne doğru eğip dizlerinin üzerinde doğrulan adama baktı. Önce adamın yüzündeki biraz şaşırmış gibi duran tuhaf ifadeyi gördü, sonra adamın yukarıda tuttuğu elinin orta parmağındaki belli belirsiz kanı fark etti, şok olmuştu, amının girişini okşarken sevgilisinin orta parmağı amına girmişti. Evet bu ilişki, çok güzel, çok zevkliydi, yaşadığı bu iki gün içerisinde yaptıkları her şey kendisini çok iyi hissetmesini sağlamıştı. Bu güne kadar ne ailesinde ne de başka kimsede bulamadığı “kendini iyi hissetme” duygusunu bu ilişkide buluvermişti ama sonu olmadığı kesindi, yaş farkı, statü farkı, adamın evli ve çocuklu oluşu gibi her yönüyle çok da uzun sürmeden, bitmeye mahkûm bir ilişkiydi. Gece boyu bunları düşünmüştü, şimdi aklından hızla bunlar geçmekteydi, bundan sonraki sevgilisine veya belki evleneceği adama saklamayı planladığı bekâreti şimdi bir anda yok olup uçup gitmiş, geriye sadece sevgilisinin parmağındaki iki küçük damla kan kalmıştı. 
Kendini toparlamak zorundaydı, “Silme lütfen parmağını, bana aynı biradan bir tane daha getirmeni ve bir süre beni yalınız bırakmanı rica ediyorum” dedi adama. İki dakika sonra adam birasını diğer eliyle getirip uzatmıştı, kanlı parmaklı elini havada tutuyordu, odadan dışarı çıktı. Kız birayı içerek soğukkanlılığını toplamaya çalışıyordu, yapacak bir şey yoktu, adama “yapacağın her şeyi istiyorum ama bunu değil” demediği için kendisini suçluyordu, kaza olduğuna inanmak istiyordu, amının girişi okşanırken belki de kalçalarını o kadar hızlı sallamamalıydı. Kaza olduğuna ikna etmeye çalışıyordu beynini. İri yudumlar alarak bitirmek üzere olduğu birasından bir yudum daha alarak durdu, şoku atlatıyordu, kafası tekrar çakırkeyif olmaya başlamıştı. Diğer tarafta adam ise ayrıca şaşkındı, kızın buna son derece hazır olduğunu düşünmüştü, kaza mı oldu? Yoksa bilinçaltına ilk seviştikleri günde saplanan “bu kızı amından sikmeliyim” düşüncesi ile mi yapmıştı? Karar veremedi ama olan olmuştu, kız bira isteyip, yalınız kalmak istediğini söyleyince, sonuçta iş kötüye varmadan toparlanacağını tahmin ediyordu. Şaşkınlıkla parmağındaki kana tekrar baktığı sırada kızın “aşkım bir bira daha getir ve azdır beni” diye içeriden seslendiğini duydu, beklediği buydu. Kız şoku atlatıp eski moduna dönmüştü.
Kızın bu moduna uygun “geliyorum aşkım orospum benim” cevabını verdikten iki dakika sonra elinde bira bardaklarıyla odadaydı, kanlı parmağını bardağa değdirmeden uzattı kıza. O anda hiç beklemediği ve çok şaşırdığı bir hareket yaptı kız, önce bileğini tutup, bardağı elinden aldı ve bileğinden tuttuğu eli kendine doğru çekerek, üzerinde kurumaya yüz tutmuş iki küçük damla kanın bulunduğu orta parmağa ağzına aldı birkaç saniye emdikten sonra dudaklarını adama uzatıp hadi öp beni, sik her tarafımı dedi.
Kız “olan oldu, kaza veya değil, ben de hatalıyım” diyerek kendi kendini ikna etmiş, azalan zamanın bundan sonraki dakikalarını boşa harcamadan, sonuna kadar değerlendirmeye karar vermişti, sonrasında ne olacağını bu evden çıktıktan sonra düşünecekti, şimdi çılgınlık zamanıydı, çılgınlığın ve hazzın dibini bulmak istiyordu kalan azıcık zamanda, çılgınlığa da kendi iki damla kanını amına ilk giren parmağı emerek başlamak istemişti. Bunun kaza mı kasıt mı olduğunu Murat bir türlü karar veremeyecek, Şebnem ise hiçbir zaman bilemeyecekti. Adam elindeki birayı bırakarak yatağa girdi. Yatağa girer girmez sanki uzun süredir ilk defa bir araya geliyormuş gibi dudakları birleşerek ateşli bir Fransız öpücüğü ile öpüşmeye başladılar, artık son sınır da ortadan bir şekilde kalkmıştı. Adam hiç duraksamadan elini kızın ıslanmakta olan amına attı bu defa amın nemli dudakların arasından orta parmağını bastırarak aşağı doğru kaydırdı ve hiç beklemeden içeriye, dibine kadar daldırdı. Kız bu harekete kalçalarını yukarı kaldırarak “daha sok” der gibi cevap verdi, orta parmak, içine ilk defa girilen daracık nemli ve sıcak amın içerisinde kımıldamaya başladı. Kız yerinde duramıyordu, kalçalarını sağa sola, yukarı aşağı oynatıyor içine giren parmağı daracı amıyla daha fazla hissetmeye çalışıyordu. Adamın orta parmağın yanındaki diğer parmağı da kızın arka deliğinin üzerine gelmişti, amdan akan sularla ıslanıp kayganlaşan deliğin üzerine bastırılan parmak içeriye girmeye başladı, bu parmak da dibine kadar arka deliğe gömüldüğünde adam elini çekip iteklemeye, kızı amından ve götünden aynı anda parmaklamaya başladı. Eli hızla ileri geri hareket ediyordu, eli hareket ettikçe bızırın üstüne denk getirdiği başparmağı da bızırı tahrik etmekteydi. Bu sırada diğer eli de kızın memesini avuçlayıp bütün gücüyle sıkmakta, ağzı da sıkmakta olduğu memeye gömülmüş, memenin başını dişleri arasına ezmekteydi. Kız titremeye başladı, dayanılmaz bir zevk almaktaydı, üzerinde şu anda kendisini zevk bombardımanına tutmuş sanki üç belki dört erkek vardı, memesinin başını dişleniyor, götü parmaklanıyor ve amı parmaklanırken bızırı da okşanıyordu. Bu kadar zevk dayanılmazdı, titremeye başladı, kızın gelmek üzere olduğunu anlayan adam kızı her iki tarafından parmaklama devam ederek memesini bırakıp doğruldu. Kızın titremeleri artmış, hafif çığlıklarla karışık mırıldanarak gelmeye başlamıştı, parmaklarını kızdan çekerek çabucak bacağını kaldırıp arasına girip sikini, gelmekte olan kızın amına yukarıdan aşağı boylu boyunca dudakların üzerine sürtmeye başladı. Kızın çığlıkları artmıştı, birkaç defa sürttükten sonra sikin başı dudakların altındaki deliğe denk geldiğinde öne doğru yüklendi, aniden sonuna kadar girdi amına, kız tiz bir çığlık attı, kendinden geçmiş halde gelmeye devam ediyordu ama amından giren siki zevk duyarak hissetti, evet erkeği onu amından sikiyordu hem de gelirken. Kızın amına dibine kadar girdikten sonra bacaklarını tutup havaya kaldırdı, kollarıyla bacaklara sarıldı ve gidip gelmeye başladı, orgazmı devam ediyordu, ikinciyi mi gelmekteydi? Yoksa gelmeye başladıktan sonra amına giren sikle gelmesi mi uzun sürmekteydi? 
Adam kızın bu karmaşık duygularına aldırış etmeden devam etti gidip gelmeye bir süre devam etti, sonra sikini kızın amından çıkartmadan sol bacağını aşağı indirip kızı sağ tarafa doğru yatırdı, sik halen amın içerisindeydi. Yan dönen kızın bu kez göt deliği gözüküyordu, hiç düşünmeden parmağını deliğe daldırdı, şimdi kızı amından sikiyle, götünden de parmağıyla sikiyordu. Şebnem bu şekilde sikilmekten yarı baygın halde zevk deryasında kaybolmuştu adeta. Bugün sabahtan beri dört defa boşalmıştı, sikmeye devam etti, boşalamıyordu, her ikisi de perişan haldeydi, kız artık sadece kesik kesik nefes alarak inliyordu. Titremeleri azalmıştı, son bir defa hızlanarak yüklendi ve artık kızın hamile kalma ihtimalini düşünecek durumda değildi. Sikini sıkıca kavramış olan daracık amın derinliklerine fışkırmaya başladı. 
Bugünkü beşinci boşalmasıydı, boşalması kısa sürdü, zaten içinde fışkıracak pek fazla bir şey kalmamıştı. Kızın yanına uzanıp arkasından sarılırken çarşafı üzerlerine çekip örttü, fısıldayarak “iyi misin” diye sordu, kızın konuşacak hali kalmamıştı, “hımm” diyerek onaylayabildi sadece. Gözünü açıp saate baktığında 1 saate yakın uyuduklarını fark etti, kızı öperek uyandırdı. Hadi “bebeğim, geç oluyor” dedi. Kız yorgun bir vaziyette uykulu gözlerle kalkıp banyoya doğru yöneldi, sabahtan beri ilk defa giriyordu banyoya. Banyodan çıkarken sevgilisi giyinmiş olarak salonda, sehpada dumanı tüten 2 kupa kahveyle bekliyordu. İkisinin de hem konuşacak güçleri kalmamıştı, hem de şu an için söyleyebilecekleri bir sözleri yoktu, kız kahvesini bitirirken sadece “her şey çok iyiydi, kendimi bugün çok iyi hissetim” dedi, adam “ben de öyle bebeğim” diye cevap verdi.
Kısa bir vedalaşma ve ufak bir öpücükle ayrıldılar, kız bu gün yaşadıklarını bir süre düşünmemeye karar verdi merdivenlerden inerken.
81 notes · View notes
siyahtanbiiradam · 9 months
Text
Hani bazen "neden yaşıyoruz ki, amaç ne" tribine girer ya insan, herkes gibi bana da olmuştu. Tam tarih veremesem de önemli olan bu değil zaten. Şöyle ki; o anda ben sadece hayattaki güzel anlar için yaşadığımı fark ettim. Mutlu olduğum, bir şey başardığım, güldüğüm, eğlendiğim anlar. Sonra o güzel anları düşündüm, hangi sıklıkla güzel şeyler oluyordu hayatımda? Sanırım pek sık sayılmazdı. Tanıyorum kendimi az çok. Öyle mutlu olmak için kocaman mutlulukları beklemem. Ufak şeyler de sevindirir beni (herkese olduğu kadar), ama buna mutluluk demek kelimenin içini boşaltır biraz. İnsanın mutluluğu kendi içinde bulabileceği safsatalarına inanmam şahsen. Yok yani, bildiğin aldatmaca. Biraz kafası çalışan mutsuzların, mutluymuş gibi hissetmek için uydurdukları yöntemler, gerçek mutluluğun önünü tıkayanlar bir bakıma. Mutluluk dıştan gelen etkenlerle tetiklenen sonra da bünyenin mecburen verdiği bir tepkidir bana göre. Yine de bilimsel dayanağı yok, şu an uydurdum. Şimdi bakıyorum hayatıma, şöyle bir genel tarıyorum. Güzel şeyler var elimizde, efendim iyi okul, tam iyi diyemesek bile bir aile, iyi bir kaç arkadaş. Ama bunlar artık sindirilmiş şeyler. Mutluluk cepten yemek değildir, olmamalıdır. "Ne güzel her şey yolunda, hayat çok güzel" kandırmacasına doyuyorsun bir şeyden sonra. Her şey yolunda değil aslında, her şey sıradan. Depresif belirtiler gösterdiğimi fark ediyorum bazen. Tabi bunu kendi başıma keşfettiğim için yanılma payı da bıraktım. Olmaya da bilirim. "hayattan sıkıldım" çerçevesinde bir şeyler yazacaktım. mutluluktan girdim, çıkamadım bir yerden. Evet Mehmet Pişkin’e geldik. Uzun zamandır tasarladığım hayalimdeki şeyi yapmış adam. Kullandığı cümleler, motivasyonu, düşünceleri ve realizmiyle adeta kendimi ekranda izliyormuş gibi hissettim. Tam aklımdaki şey buydu aslında ve kendisine aşk olsun, benden daha önce davrandığı için. İnsanoğlunun bütün bu gerzek çırpınışlarına ve bir zavallı gibi mutlu rolü yapmaya çalışmasına inat, göte göt demiş ve gitmiş. Mutsuz olduğu her halinden belli ve bununla yüzleşebilecek kadar cesur. Her gün, bıkmadan usanmadan mutluluk rolü yapanlara ve mutsuz olduğunu anlayamayacak kadar moron olanlara inat. Hangimiz kaçıp gidebilme cesaretini gösterebiliriz bu adam gibi? Aslında hayat çok güzel bak kuşlar çiçekler böcekler zırvalıklarına kanmadan hepsine bir siktir çekip gidebiliyoruz? Birçok insanın cesaret edemediği şeyi gerçekleştirmiş, hayatına son verme hakkını kullanmış. İnsan için en iyi ikinci şeyi bir parça geç de olsa kendi isteğiyle yerine getirmiş, iyi de yapmış. Ve açıkçası şanslı bir ölüm olmuş onun için. Herkes, istediği şekilde, son kez bir kadeh şarap, bir sigara içerek ve en önemlisi en sevdiği şarkıyı son kez dinleyerek ölemez. Ve belki bu kadar zaman niçin dünyada var olduğunu öğrenmiştir ölünce. “İnsan için en iyisi hiç doğmamış olmaktır. ikinci en iyi şey ise hemen ölmek." Siyahtanbiiradam olarak eski hesabımla birlikte yaklaşık 6-7 yıldır buradayım. Bu platformda çok güzel dostluklar edindim çok güzel insanlar tanıdım eğer bilmeden istemeden birinizin kalbini kırdıysam af ola. Hep beraber, bir şeyler denemeye devam. Hoş çakalın aşkla yaşayın çok güzel olsun hayatınız. Genellikle derin bir ıstırap içinde olsam da içimde hâlâ sükûnet, kusursuz düzen ve ahenk var. Çiçekler solar, kitaplar biter, şiirler olur, bana da elveda demek düşer. Zamanınızı çaldığım için özür diliyorum.
141 notes · View notes
arbrenu · 3 months
Note
Açık konuşmak gerekirse kötü zamanlarda insanın yanında olan kişi sayısı nerdeyse yok derece. Bir kişi, bilemedin iki, onlarda sadece bir süre.. o yüzden leydi nagilam, insan sadece kendisi moralini yüksek tutması gerek. Evet çok zor olabilir, pozitif bakmak bile bazen insanın içini acıtır.. ama yapmaya çalış çünkü sen düştüğünde kimse kaldırmayacak yine sana kalan sen olacaksın. Umarım geçer, umarım atlatırsınız💫🫂
arabayı valeye bırakırken o kadar kötü bir şekilde bıraktım ki çıkıp kusura bakmayın çok ters bıraktım ama kafam çok fena dedim, adam (artık tanışık sayılırız sjsjsj) hiç önemli değil kötü görünüyorsun yapabileceğim bir şey var mı dedi, ben de biraz kötü haber aldım dedim, anladım dün zaten ama sen çok güçlüsün hep neşeli geldin neşeli gittin yine atlatacaksın inanıyorum dedi. Yukarıya çıktım deskte çalışan kızlar beni görünce hemen gülümser mesela ama bu defa yine oraya gelmem kötü haber olduğu için önce bi yüzleri düştü sonra yine iyi olacak bırak işlemleri geç sen sonra hallederiz uğraşma bunlarla dediler. Bir buçuk yıldır bu insanlar en çok gördüğüm insanlardı ve hepsi o günü kolaylaştırdı baktığın zaman küçücük hareketler ve iki cümle en fazla yani insan olmak bu kadar da kolay halbuki
69 notes · View notes
alexay76 · 1 year
Text
Götümün Yırtılmasına Bakma, Hepsini Kökle
Selam ben Dilek. Daha önceki hikayemde bir çiftle aramızda geçen sikişmeyi anlatmıştım. Şimdi de başka bir çiftle sikişmemizi yazmak istiyorum.
Kocamla haftasonunda akşam yemeğinden sonra bir gece klubüne eğlenmeye gitmiştik. Dans ediyor, oynuyorduk ve içkilerimizi yudumluyorduk. Ordan bir kadının kocamı kestiğini gördüm. Kocama çaktırmadan kadını şöyle baştan aşağı süzdüm, inceledim. Beyaz bir askılı tişört giymiş üstüne, altına da kırmızı dar bir mini etek, sarı saçlı, gayet hoş bir kadındı. İri göğüslü, omuzlarına kadar uzanan düz saçları, kalçaları ve bacakları gayet düzgün, sexi bir vücudu vardı. Sonra dans etmeye devam ettik. Bir ara kocama kadını göstererek, “Şu kadın deminden beri seni kesiyor, o kadını sikmek istermisin?” dedim. Kocam şok oldu, önce bana baktı, sonra da kadına baktı, “Güzel ve hoşmuş! İsterdim, ama olmaz! Kadın belki çok azgın birisi çıkar, bilemeyiz ki. Sen zaten azgınsın, o da azgın çıkarsa ikinize birden yetemem, sonra seni azmış halinle ihmal ederim, azgın olunca manyak gibi oluyorsun, çıldırıyorsun, bunu da bir sürtük için göze alamam! Ama evli bir çift olsalardı, ozaman farklı olurdu!” dedi. Sonra masamıza oturduk. Kadına bakıyordum, halen kocamı kesiyordu.
Bir ara ben lavaboya gitmem gerektiği için masadan kalktım. Lavaboya gittim, elimi yüzümü yıkadım, makyajımı tazeledim ve masaya dönmek için lavabodan çıktım. Yerime giderken o sürtüğe bakındım, bir baktım masada bir adamla oturuyordu. Vay orospu dedim içimden, bulmuş kendine bir adam. Adama baktım, gayet hoş ve karizmatik bir adam, turnayı gözünden vurmuş sürtük dedim. Sürtük benim kocama baktı baktı, sonunda bunun yanında karı var, ben boşa zaman kaybetmeyeyim dedi herhalde diye içimden geçirdim. Yanlarından geçerken çokta samimilerdi, demek adam karizmatik olduğu kadar da hızlıymış diye düşündüm. Kocamın yanına gittim oturdum ve kocama, “Senin sürtük çok karizmatik bir adam bulmuş, baksana!” dedim. Kocam da dönüp baktıktan sonra, “Harbiden sürtükmüş, gördün mü, iyi ki seni dinlememişim, değil mi?” dedi, gülüştük.
Nedense kendimi o sürtükle yanındaki adama bakmaktan alamıyordum. Bakarken de aklıma değişik değişik şeyler geliyor ve azıyordum. Amım tatlı tatlı karıncalanmaya başladığında, elimi kocamın önüne attım ve masanın altından başladım okşamaya. Kocamın siki hemen ayaklandı, zaten hep hazır kıta gibi anında hazır olur, iç çamaşırı da giymez, yaz kış demez, sadece pantolonu çeker çıkar dışarı. Fermuarını açıp sikini aldım elime, başladım oynamaya. Kocamın da hoşuna gitmeye başladı ve suratının şekli değişti. Ben de amımın ıslanmaya başladığını hissediyordum. Gözümü kapadım konsantre olmak için. Kocamdan hafif iniltiler geliyordu, iyice zevke gelmişti. Ben de onun iniltilerini duyarak kendimden geçiyordum. Amım artık sırılsıklamdı. Dayanamadım ve elimi eteğimin altından amıma atıp okşamaya başladım. 2-3 okşamaya kalmadan titreyerek Orgazm oldum…
Elim halen kocamın sikindeydi, oynuyordum. Derken kocam, “Ee ben de geliyorum, ne yapacağız şimdi, her yere akacak, rezil olacağız!” dedi, ama hissediyorum patlamamak için zor tutuyor kendini. “Dur!” dedim, yere sigara paketini attım, onu almaya çalışıyormuş gibi masanın altından kocamın sikini ağzıma aldım ve almamla bir volkan gibi ağzıma boşalmaya başladı. Hepsini yutmuştum, dölleri gırtlağımdan aşağı sıcak sıcak aktı mideme gitti. Kocamın masanın altına uzattığı peçeteyle ağzımı ve sikini temizledim ve sigarayı yerden aldım, doğruldum. Ama kocam daha çok azmıştı, “Bu bana yetmedi, sikim halen taş gibi sert, bu böyle olmayacak, hadi tuvalete gidelim!” dedi. Haklıydı, ben de aynı duygular içindeydim. Her an görülme ve yakalanma korkusu beni de azdırmış ve adrenelini artırmıştı. “Tamam, gidelim!” dedim. Kalkarken kafamı çevirdim ki, o kadın bize bakıyordu. Acaba bizi gördü mü, seyretti mi diye içimden geçirmedim değil valla. Biz tuvalete giderken de bizi izliyordu…
İlk ben girdim tuvalete, baktım içerde kimse yoktu, kocama, “Gel!” dedim. Geldi ve tuvalettin kapısını kapattı. Hemen eteğimi kaldırdı, tangamı kenara sıyırıp beni domaltarak, sikini amıma kanırttıra kanıttıra, yardıra yardıra sokmaya başladı. Hepsini köklediğinde derin bir, “Oohhh!” çekmiştim. Ve kocam başladı amıma pompalamaya. O amıma git gel yaptıkça, ben uçuyor, zevkten 4 köşe oluyordum, inliyor, hafiften çığlıklar atıyordum. Ben daha fazla dayanamayıp titreyerek boşalmaya başladım. Ama kocam halen amımı yırtarcasına beni sikmeye, amıma pompalamaya devam ediyordu. Derken tuvaletin dış kapısı açıldı. Kocam durdu ve kulağıma, “Birileri geldi, sus sesini çıkarma!” dedi. Ben de, “Sikini amımdan çıkarma, bırak içimde kalsın!” dedim. Az sonra bir kadın şarkı söyeleyerek yandaki tuavalete girdi, şırıl şırıl işedi ve lavaboda elini yıkayıp çıktı. Kocam da hemen tüm hızıyla beni sikmeye devam etti. Beni birkez daha boşalttıktan sonra, “Geliyorum!” dedi ve sikini amımdan çıkardı. Hemen döndüm ağzıma ağzıma aldım ve boşaldı. Döllerini yuttuktan sonra temizlendik, silindik, ağzmı çalkaladım, çıktık tuvaletten, yerimize doğru yürümeye başladık.
Tam yerimize oturduk ki, o kadın geldi, selam verdi, “Oturbailirmiyim? Ben Damla!” dedi. Ben şaşkın şaşkın bakarken elini uzattı. “Ben de Dilek!” dedim. Kadın, “Memnun oldum!” dedi. “Ben de!” dedim, ama hiçde memnun olmamıştım inanın. Bozuntuya vermedim ve istemeyerek kocamı tanıştırdım. Kadın gülümsedi, “Vay be, demek eşiniz! Ben de sevgilisiniz sanmıştım. Çünkü sanki yeni tanışmış, sexe aç gibi dans ediyordunuz!” dedi. Ben de, “Benim 15 yıllık eşimdir kendisi!” dedim. Damla hayretle, “Vayyy, bunca sene sonra bile bu sevgi, bu aşk, bu isteriklik, biribirinize doymamışlık, susuzluk! Böyle evli çiftler kaldı mı? Sizi tebrik ediyorum!” dedi ve arkasını dönüp, “Orda oturan da benim eşim, yani evlendik. Hep heyecan arayan tipleriz, değişiklikler yaparız. O bana karışmaz, ben de ona!” dedi. Kocam hemen lafa dalıp, “Bu nasıl evlilik? Böyle evlilik olur mu hiç?” dedi.
Ben de Damla’ya, “Çağırın eşinizi de madem, gelsin tanışalım!” deyince, kocam bana ters ters baktı. Kadın ise kocasına el hareketiyle (Gel!) diye işaret etti ve bana dönüp, “Demin masanın altında ne yaptığınızı ve devamını tuvalette getirdiğinizi biliyorum. Siz de bizim gibi fantazi dolu renkli kişilere benziyorsunuz! Bu arada eşimin adı da Alp!” dedi. Alp geldi, tanışma faslından sonra birer içki söyledik, başladık sohbete. Damla hemen, “Masanın altında yaptıklarınız dikkatimi çok çekti, ama birşey göremedim, Alp’e de söyledim ne yaptığınızı, ikimiz de çok heyecanlandık, biz de çok fantaziler yaparız, ama siz bizi geçtiniz, biz okadarına cesaret edemedik şimdiye kadar!” dedi. Muhabbet böyle sexten başladı, hep sexten devam etti, saatler saatleri geçti ve Damla, “Hadi kalkın, bize gidiyoruz!” dedi. Kocamla birbirimize baktık ve “Tamam!” dedik. Hesabı ödeyip kalktık. Taksiye atlayıp doğru onların evine…
Üsküdarda bir apartmanın önünde durduk. Gayet nezih bir muhitti, temiz güzel bir bina, kocaman bir bahçeli girişi vardı. Girdik, çıktık yukarı. Damla dairelerinin kapısını açıp, “İşte bizim sıcak sex yuvamız!” diyerek buyur etti. Geçtik içeri. Damla, “Ben birer kahve yapayım da, kendimize gelelim!” dedi. Oturduk kahvelerimizi beklerken Alple sohbet muhabbet ediyorduk. Alp durmadan bana bakıyor, “Çok güzelsin, çok çekicisin, kocan çok şanslı, kıskandım kocanı!” deyip duruyor. Kocam da sinirden adamın üstüne atlayacak gibi bakıp, gözlerinden ateş fışkırıyordu, “Evet şanslıyım, ama senin karın da güzel, karınla ilgilensen, daha da sevsen, senin karın da çok çekici olur!” dedi.
O sırada Damla kahvelerle geldi. Üstünü de değişmiş, kırmızı tayt ve sarı bir atlet giymiş ki, tamamen şeffaf gibiydi. Amı götü tamamen piyasada ve göğüslerinin uçlarına kadar belli oluyordu. Kocama baktım, Damlayı o halde görür görmez çadırı kurmuştu ve bu sefer hiç saklamıyordu. Kocam Damlaya, “Çok sexi olmuşsun, üstündekileri de hiç giymeseydin bari, her yerin gözüküyor belli oluyor!” dedi. Damla da, “Hiç giymesem yanlış anlaşılırdı, hem sexi ve erotik olmazdı!” dedi. Alp de Damlaya, “Haklısın hayatım!” diyerek, kalkıp benim soluma doğru oturdu ve “Öyle değil mi Dilek?” dedi ve bana sarıldı. Ben şaşırmıştım, ama bu kadar iltifata, akşamdan beri bu kadar sex sohbetine ve benim orda yaptıklarımı bildikten sonra bu normaldi. Ve buraya sikişmek için gelmiştik. Tabi doğal olarak ilk hareketin de ondan gelmesi normaldi…
Damla da Alpten yüreklenerekten kocamın dizinin dibine oturdu ve kocamın önüne elini attı, “Çadırı kurmuşsun, kocaman gözüküyor!” diyerek avuçladı ve fermuarı açmaya başladı. O sırada Alp te benim göğüslerimi avuçlayarak, tişortümü çıkarıp sütyenimi çözdü ve göğüslerimi dışarı salar salmaz yalamaya, emmeye ve ısırmaya başladı. Ben kendimden yavaşca geçmeye başlamıştım bile. Elimi onun sikine attım, bayağı kalkmış olan sikini avuçlamaya başladım. Yan tarafa baktım, Damla bayağı hızlı çıkmıştı, kocamın sikini ağzına almış, saksoya başlamıştı bile. Ama ağzına sığmıyordu, arada ağzından çıkarıp, “Ne kadar büyükmüş bu!” diyerek tekrar ağzına sokuyor, tekar çıkarıp eline alıyor, Alp’e gösteriyor, “Gözün yarak görsün kocacım!” deyip tekrar ağzına alıyordu…
Ben de Alp’in (kocamın sikinden küçük olan) sikini çıkardığımda hemen yalamaya başlamıştım. O da eteğimin altından benim amımı kurcalamaya başlamış, okşuyor, avuçluyordu. Eteğimi ben çıkarıp attım, o da tangamı çıkardı ve “Sırıl sıklam olmuş, bu am yanıyor!” diyerek bacak arama yumuluverdi. Sulanmış amıma attığı dil darbeleri beni kendimden geçirmişti. Artık ben sarsılarak Orgazm oluyordum. “Alp yala zevk suyumu, ziyan etme pınarımı!” dedim. O da, “Hiç ziyan edermiyim, böyle sulu amcığı bulmuşum!” dedi. Amımın sularını da yaladıktan sonra üzerimizde kalan son parça giysileri de çıkardık, ikimiz de çırıl çıplaktık. Alpte her yerimi okşarken, ben de onun sikini yalıyordum halen. Sonunda Alp te, “Geliyorum!” diyerek ağzımdan çıkarıp göğüslerimin üstüne boşaldı…
Alp’in sıcak sıcak döllerini ben göğsüme yayarken, kocamın, “Geliyorum Damla!” sesiyle kafamı çevirdim onlara baktım. Damla da kocamın sikini ağzından çıkarıp, “Ağzıma boşalt döllerini erkeğim!” diye kocaman açtı ağzını. Kocam da inleyerek boşaldı Damlanın ağzına. Damla kocamın döllerini yuttuktan sonra kocamı soydu. Kendi de taytını çıkarıp attı kenara ve kocamın daha dimdik bir füze gibi duran sikinin üstüne oturuverdi. Ben de, “Hadi Alp, seninkini de kaldırayım da, önce götümü sik, götüm kaşınıyor, kaşı götümü!” dedim ve Alpin sikini aldım ağzıma. Hazır duruma geldiğinde ben domaldım, Alp kalktı ve arkamda yerini aldı, götüme dayadı sikini. Zaten benim göt kocamın sikine alışık olduğundan, Alp’in sikini çar çabuk alıverdim götüme ve bir, “Oohhhh!” çektim…
Bu sırada Damla çığlıklar atıyor, kocam onu susturmak için dudağını dudaklarıyla kapatıp, bağırmaması için uğraşıyordu. Komşular kalkacak gelecek şikayet edecekmiş falan, Damla’nın hiç umrunda değildi, çok zevk aldığı ve kocam tarafından çok iyi sikildiği her halinden belliydi. Ha bire kocamın yarağı üzerinde zıplıyor, kıvranıyor, kocamın kollarını sıkıyordu. Hem acı, hem de zevk aldığı anlaşılıyordu. Alp ise götüme pompalıyor ve beni zevkten uçuruyor, bir yandan da amımı okşuyor, beni daha da zevke getiriyordu. Ve ben tekrar Orgazm olduğumda, Alp te götümün içine döllerini boşaltmıştı bile. Dölleri götümden akıyor, bacaklarımın arasına süzülüyordu. Ama bu sefer Alpinki de inmemişti ve götümden çıkarıp, sikindeki dölleri biraz temizledikten sonra, kavrulan amıma sikini sürterek, “Sulanmış şeftaline sokacağım şimdi, hazır ol, uçuracağım seni!” diyordu…
Alp amıma sürterken bir anda amıma sert bir giriş yapmıştı ki, bu benim herzaman çok hoşuma giderdi, “Ohhhhh!” çektim. Alp’in sikini içimde tamamını hissetmek için bacaklarımı ve amımın kaslarını sıktım. Bu da Alp’in çok hoşuna gitmiş olacak ki inliyordu ve daha hızlı gidip gelmeye başlamıştı. Ben de onu gaza getirmek için amımın kaslarını ve bacaklarımı arada sımsıkı sıkıp yine bırakıyor ve “Kökle Alp, kökle!” diye inliyordum. Bir ara göğüslerimde bir el hissettim, baktım bu Damla idi. Göğüslerimi sıkarken, bana, “Kız Dilek, senin bu kocan ne güzel sikiyor, kaç defa boşaldığımı bilmiyorum, ama kocanın yarağı içimde halen taş gibi! Alp nasıl sikiyor, iyi mi?” dedi. “Evet, iyi sikiyor!” dedim Alp’i rencide etmemek için (Öyle soru sorulur mu bu ortamda, adamın şevkini mi kıralım?). Alp te, (İyi sikiyor!) lafımı duyunca, daha bir gayretle pompalıyordu ve ben de harika bir Orgazm yaşıyordum.
Kocam da Damlayı sikerken nihayet, “Geliyorum!” deyince, Damla, “Ben de tekrar geliyorum, hadi beraber boşalalım! İçime boşal! Sıcak sıcak istiyorum döllerini içime!” dedi ve ikisi birden inlemeye başladılar. O sırada onlara inat yaparmışım gibi, “Ben de geliyorum Alp! Sen de benim içime boşal hadi sikicim!” dedim. Ve hakikaten de 4 kişi birden boşalmıştık. Her tarafımız döllerden yapış yapış olmuştu…
Biraz soluklandıktan sonra Damla, “Hadi temizlenelim, sıra Tostlarda Dilekciğim, Tost yiyeceğiz!” dedi. Damla ile banyoya gidip duş aldık geldik, sonra da kocalarımız sırayla gidip duşlarını aldılar. Damla, “Dilekciğim sen misafirsin, önce seni Tost yapsınlar, sonra da beni!” dedi. “Tamam!” dedim. Damla hemen kocamın yanına gitti, kocamın sikini yalamaya başladı. Ağzına sığmadığı halde sığdırmaya çalışıyor, hepsini ağzına almaya çalışıyordu. Ben de Alpin sikini aldım ağzıma, başladık Tost için ön hazırlıklara. Az sonra ikisinin de sikleri hazırdı….
Ben, kim hangi deliğime sokacak gibisinden bakarken, Alp, “Götüne ben sokacam Dileğin!” dedi. Kocam yere uzandı, ben de bir çırpıda hasret kaldığım yarağı yemek için amımı hedefleyerek üstüne oturmaya başladım. Herzamanki gibi kocamın siki kanırttıra kanırttıra, yara yara amıma girdi ve derin bir “Oohhhhh!” çektim. Alp te arkamda dizinin üstüne çökerek, yavaşça götüme girdi. Hep hayallerimdeki Tostu bir kere daha yiyordum. Kocam alttan amımı, Alp üstten götümü sikmeye ve pompalamaya başladıklarında ben çığlıklar atıyordum. Damla da bazen benim göğüslerimi mıncıklıyordu, bazen de kocalarımızın taşaklarını ağzına alıyordu. Onlar da amıma götüme gittikçe seri çalışıyorlar, beni bulutların üzerine çıkarıyorlardı. Ben ardı ardına Orgazmlar olurken, habire pompalıyorlardı….
Alp daha fazla dayanamayarak boşaldı ve çıktı götümden. Damla da hemen götümü yalamaya başladı. Götümden akan Alpin döllerini yalayıp yuttuktan sonra da, kocamın taşaklarını yalıyordu. Arada bir benim amıma da dil darbeleri atıyor, yarılmış amcığımdan akan suları içiyordu. Derken kocam, “Geliyorum!” diyerek, amıma tazyikli bir şekilde boşalmaya başladı. Boşalırken sikinin damarlarının genişlediğini içimde hissediyordum resmen. Ben artık tükenmiştim, belki 8-9 defa boşalmıştım, amım götüm kıpkırmızydı ve bacaklarımın arasından döller süzülüyordu. Ama kocalarımızın işi daha bitmemişti, bir de Damla’yı tost yapacaklardı. Damla da sabırsızlanıyordu, heyecandan yerinde duramıyordu orospu.
Ben bir kez daha duş alıp geldiğimde, Damla her ikisinin de siklerini hazırlamaya başlamıştı bile. Sırayla birinin sikini ağzına alırken, ötekinin sikini eliyle sıvazlıyordu. Kocamın siki dikilmeye başlamıştı, ama Alp’inki bir türlü kalkmıyordu, küçük Alp ölmüştü dirilmiyordu bir türlü. Damla gülerek, “Kocacığım ben Tost olmadan sakın tutukluk yapmasın, valla intikam olsun diye götüne Vibratörü sokarım görürsün günü!” deyince gülüştük. Damlaya, “Merak etme ben şimdi kaldırırım onu!” dedim ve yanaştım Alp’in sikine, emmeye yalamaya başladım. Azdırmak için de, “Hadi Alp, beni sikip inlettiğin gibi, şu orospu karını sik de aklı başına gelsin, Tost nasıl olunurmuş anlasın! Yırt orospunun amını, kocam zaten götünü yırtacak, o koca siki göte almak kolay değil, hele ki alışık değilse! Hadi sikicim, hadi erkeğim, karını Tost yaptıktan sonra, sen bu yarakla beni bile bir daha siker, amımın ateşini söndürüsün!” deyince, siki kalkmaya başladı. Taşaklarını da emiyordum ki, siki taş gibi oldu. Ve Alp te hazırdı artık.
Damla görünce, “Ohh be, biran çok korktum Tost olamıyacağım diye! Hemen uzan Alp, oturayım seninki sönmeden, 2 yarrağı da içimde hissedeyim!” dedi. Alp uzanınca, Damla hemen üstüne çıktı ve bir çırpıda amına alıverdi Alp’in sikini. Öne eğilerek götünü kaldırdı ve “Sıra şimdi esas oğlanda!” dedi. Damla acele ediyordu Alp’inki inmesin diye, biryandan da heyecandan titriyordu. Ve sonunda Damla için beklenen an gelmişti. Kocam da arkasında diz çökerek yerini aldı ve Damlanın götünün yanaklarını ayırarak sikine doğru çekti. Ben kocamın sikini tuttum, kolay girsin diye biraz yalayıp ıslattım ve Damlanın götüne hedefledim. “Yavaş sok!” dedim. Ben biliyordum nede olsa girerken ne acı verdiğini, alışmış olsam da. Kocam hafiften zorlayınca, Damla acıyla bağırdı. Ben hemen Damlaya, “Bu böyle girmez, krem var mı?” dedim. “Çekmecede vazelin var!” dedi. Vazelini getirdim sürdüm götüne, parmağımı da içine soktum, deliğin içini de iyicene yağladım. Kocamın yarağına da biraz sürdüm, tekrar hedefleyip, “Hadi!” dedim…
Kocam bastırınca yarağının kafası Damlanın göte girdi, ama Damla acıyla bağırıyordu. Kocam, “Damlacığım, istersen vaz geçelim, götün yırtılacak!” dedi. Damla da, “Devam et! Bırak yırtılsın, sok artık şunu götüme, içimde hissetmek istiyorum!” dedi. Kocam da iyice zorladı ve biraz daha soktu. Ama daha tam girmemişti. Ben Damlanın götünden kanların sızdığını gördüm ve kocama, “Çıkar, yırttın, kadının götü kanıyor!” dedim. Damla müdahele etti, “Çıkarmaaa! Bırak kanasın, her zaman nerden bulacam bu yarrağı, yırt götümü, ama yeter ki artık sok!” dedi. Kocam da, “Pekala!” dedi ve kökledi. Ama ne köklemek! Damlanın acıdan gözlerinden yaş gelmişti. Nefes alamıyordu orospu, amam halen vazgeçmeyip, “Aldım işte, hadi pompala artık! Sikin beni erkeklerim!” diye bağırıyordu…
Ve pompalamaya başladılar. Bir süre sonra Damlanın acıyla bağırtıları inlemelere dönüştü. Zevk almaya başladığı anlaşılıyordu. Onlar Damlayı Tost halinde sikerlerken, ben de izliyordum. Özellikle Damlayı seyrediyor, ondaki cesareti, bu isteği gördükçe ona gıpta ile bakıyordum. Doğrusu hoşuma gidiyordu. Kocam başka bir kadını sikiyor, hem de tost yapıyor, ben de seyrediyordum, ne güzel zevkti. Ama çok geçmeden Alp bağırarak Damlanın amına boşaldı ve siki amından pırttı çıktı. Alp şimdi Damlanın altında yatak vazifesi yapıyordu ve kocam Damlanın götünü sikmeye devam ediyordu. Kocam bu gece nerden baksan 5-6 kere boşalmıştı, ama halen bitmez tükenmez bir enerji vardı. Ne iyi seçim yapmışım da onunla evlenmişim diye düşünürken, ben de amımı okşuyor kendimi tatmin ediyordum. Alp te olduğu yerde, kocam her köklediğinde sallanan Damlanın göğüslerini seyrediyordu. Belli ki Damlanın zevk alması onun da hoşuna gidiyordu….
Ben de bu arada kendi kendimi okşayarak tekrar boşalmıştım. Damlaya baktım, gözleri kaymış, götüne kocamın yarrağı girip çıktıkça ıhılıyordu sadece. Merak ettim, elimi amına attım yokladım, daha boşalmamıştı. Amına parmaklarımı sokup çıkarmaya başlayınca, orospu yüksek sesle inlemeye başladı ve “Ohhh, çok güzel, daha hızlı yap!” dedi. Ben amını parmaklamayı hızlandırınca çığlıklar atarak Orgazm oldu. Bir tek kocam boşalmamıştı daha, onun da taşaklarını okşamaya başladım. Kocam nihayet, “Geliyorum!” diye bağırdı. Damla hemen, “Çıkma sakın, hepsini götüme boşalt!” dedi ve kocam da götüne boşaldı. Kocam Damlanın götünden yarağını çıkaracağı zaman, Damla, “Çıkma, çıkma! Bırak orda kalsın küçülene kadar!” deyip, bu sefer kendisi götünü ileri geri yaparak kocamın yarağına gidip gelmeye başladı. Anlaşılan kocamın yarağını götten yemeye alışmış ve zevk alıyordu…
Sonunda kocamın yarağı küçülünce çıkardı Damlanın götünden. Alp halen Damlanın altında yattığından, son manzarayı göremedi tabii: Damlanın kocaman açılmış göt deliği yavaş yavaş kapanırken izlemek müthiş zevkliydi. Kocamla banyoya gittik, adam akıllı bir duş aldık. Artık evimize gitmenin zamanı gelmişti. Birbirimize teşekkür ederek ayrıldık ordan 🙂
259 notes · View notes
ruhumbipolar · 10 months
Text
Tumblr media Tumblr media
nasılım ve aslında ben kimim diyorum bu sıralar, o sayfalarca yazıp nefretini dile getiren adam öldü mü sahiden artık yazamayan konuşmayan savaşı kendi içinde yaşayan bu yabancı da kim bu bana hiç tanıdık gelmeyen adam olmak zorunda mıydım heba olup gitmemek için aranızda.
#b
113 notes · View notes
gun-ce · 1 year
Text
TV’de bir programda sunucu, milyoner misafirine sordu:
-Hayatınızda sizi en çok mutlu eden şey ne oldu?
Adam:
"Hayatımda dört mutluluk merhalesi yaşadım.
1- Mala, eşyaya düşkünlüğüm oldu, elde edince, mutluluğun bu olmadığını anladım.
2- Çok pahalı şeylere düşkünlüğüm oldu, elde edince, onların verdiği mutluluğun, zamanla tesirini kaybettiğini gördüm.
3- Büyük şirketler mesela bir futbol takımı veya uluslararası bir şirket sahibi olunca, mutluluğu yakalarım sandım, ama hayal ettiğim mutluluğu onlarda da bulamadım.
Hatta gördüm ki; imkanların çoğaldıkça, sorumlulukların artıyor, rahatından fedakarlık yapmak zorunda kalıyorsun.
4- Bir arkadaşım benden engelli çocuklar için tekerlekli araba almada sponsor olmamı istedi. Hemen yüklü bir bağışta bulundum. Teslim günü gelince arkadaşım ısrarla çocuklara kendi elimle arabaları teslim etmemi ve çocukların sevincine ortak olmamı istedi.
Tabii gittim, çocukların arabaları alırken ve kullanırken ki sevincini görünce çok mutlu olmuştum.
Rutin bir sevinçti, bir kaç gün sonra unutacaktım.
Ordan çıkmak için kapıya yöneldiğimde, bir çocuk bacağıma yapıştı. Nazikçe kurtulmaya çalıştım, ama çocuk ısrarla bırakmıyor ve dikkatlice yüzüme bakıyordu.
Ona; -Benden başka bir isteğin mi var? dedim.
Çocuğun cevabı bana gerçek ve kalıcı mutluluğun adresini vermişti.
Bana; “Hayır bir şey istemiyorum, yüzünü hafızama kazıyorum ki, Cennette karşılaştığımız zaman seni tanıyayım
ve Allah'ın huzurunda sana bir daha
teşekkür edeyim." dedi.
Alıntı
📷 Kenan Işık (Kim Milyoner olmak ister)
Tumblr media
Gunaydin mutlu. Ve umutlu pazarlar dilerim iyi yurekli insanlarinn bir cennet melegi olur❤
111 notes · View notes
ikiodabirkafa · 27 days
Text
Doktor babanın, düzeltiyorum gerçekten çok bilgili bir doktor babanın oğlu olmak hiç kolay olmadı benim için. Adam elini nereye attıysa başarılı olmuş, hayat ona gülmemiş gitmiş gıdıklamış da güldürmüş. Ekmek aslanın midesine düşmüş gitmiş kolunu içeri sokup çıkarmış. Böyle yollardan geçen birisi babanız olunca, ve üstüne her şeyi de bilince haliyle üzerinizde azcık minnacık bi baskı oluyor. Mesela fakültedeyken sınav dönemlerinde arar beni telefonda sınav yapardı, ben gecelerce ineklediğim halde bazı soruları cevaplayamazken o otuz sene önce geçtiği dersleri detaylarına varana kadar bilirdi. Hayatımda çoğu dönemeçte bana yol gösterdi, kendisi o yolu bilmiyorsa bir bilene yönlendirdi.
Geçtiğimiz hafta bir hastayı anlatıyordum, şöyle şikayetlerle geldi, böyle test sonuçları vardı vs vs diye. Nasıl yaklaştığımı ve önerdiğim tedaviyi anlatırken bir ara lafa girdi, başka bir şey önerdi. Ben daha tepki veremeden “gerçi sen daha iyi bilirsin” dedi. Bana dedi. Sen bilirsin dedi. Bana dedi? Çok garip bir histi çünkü hakkaten boynuzun kulağı geçtiği yerdi burası artık. Onu söylemesiyle kendisinin hep tekrarladığı o güzide hedeflerden birisini başardığını fark ettik ikimiz de.
Babam hep anlatır, Çinli bir atasözü dermiş ki “Evlat, babayı geçememişse ikisinin hayatı da boşa harcanmış demektir.”
Sanırım bu noktayı görmüş olmamız ikimizi de orada ilginç bir sevince bürüdü. Babam pratisyen hekim, bazı şanssızlıklardan dolayı uzmanlık eğitimine zaman ayıramamış zamanında. Kendi dönem arkadaşlarının akademide kalanlarının hemen hepsi şimdi birer profesörken kendisinin ünvana ihtiyacı olmadan da profesör olduğunu söylüyor herkes aşsdfjka Benim uzmanlık eğitimine başlamam aslında onun gözünde onu geçtiğim çizgi olmuş. Bunu aslında hiç fark etmemiştim. Yani benim buraya gelmemi bu kadar desteklerken nasıl bir eşiği atlamaya çalıştığımı aslında benden daha iyi biliyordu. Çünkü O’nun arkasında benim arkamda duran gibi bir baba figürü yoktu. Dedem yeri geldiğinde köstek bile olmuş aslında, ruhu şad olsun. Ailesinden eksikliğini hissettiği tüm destekleri işimdi bize, oğullarına sunuyor.
Neyse işte durduk yere duygulandım şimdi yine. Ben en iyisi valizimi toplamaya başlayayım, cuma günü boynuna sarılacağım.
37 notes · View notes
sillagen · 1 month
Text
Adolf Hitler'in resim yeteneği olması ve çizdiği resimlerin guzelligi bu kadar içinde sanat, duygusallık ve güzelliği barındıran adam niye bunu yapar diyor insan. Diktatör olmak böyle bir şey çünkü ne kadar kırılgan da olsan dışarda beton olmak. İçin küçükken disarda dev olmak. Yanılsama. Kendini küçük gördükçe ve kabul etmedikçe başkasını ezmekten keyif almak. Bu muameleye maruz kalan Yahudi toplumu da aynı şeyi Filistin'e yapıyor. Halbuki kendilerine yapılan da yanlıştı ama yaptıkları da yanlış.
23 notes · View notes
sertsiken0606 · 3 months
Text
bir Buket gül ile
Arkadaşlar merhaba . Bu hikayemizi Züleyha hanım göndermiş kendisine teşekkür ediyorum. Hikayede isimler değiştirilmiştir Hasan bey gönül rahatlığıyla yayınlaya bilirsiniz. 2009 yılında evlendik,eşim Kamuran ( erkek ) ile ilk 3 gün hiç yataktan çıkmadık desem yalan olmaz. Bu 3 gün içinde sikmediği sokmadığı yerim kalmadı. eşimin siki 11 cm ve normal bir salatalık gibi hani taze salatalık ilk yıllarında herşey normaldi çocuk istemiyorduk bu yüzden aile sağlığı merkezinde 5 yıllık koruma iğnesi oldum eşim 4 yıl sonra 18 aylığına Rusya Moskova ya gitti işyerinden müdürü eşimi seçmiş eşimi uğurlayıp evime gittim aradan 3 ay geçmiş canım çok seks yapmak istiyordu aklıma internet ten video izlemek geldi ne yapacaktım başka izlerken bir reklam çıktı karşıma jigolo sitesinin reklamı utana sıkıla numarayı aradım 2500 TL site sahibine gönderecekleri elemana 5000 TL verecektim bu para çok fazla geldi adam bana indirim yapacağını size göndereceğim resimlerden 1 erkek seçil bana WhatsApp tan gönderin o resmi dedi toplam 3500 TL verecektim 27 yaşında Ankara lı birini bulup resmini kopyalayıp attım ne zaman nerede istersiniz diye sordu bende dağ evine çağırdım parayı yatırıp uyudum ertesi gün sabah erkenden banyo yapıp etek tıraşımı koltuk altımı aldım kuaför e gidip saçlarımı ve tırnaklarımı yaptırdım. Dağ evine gidip o gelene kadar beklemeye başladım saat 4 gibi geldi çok yakışıklı değil di ama uzun boylu kalıplı bir adamdı bu arada şunu belirteyim evlenmeden önce çıktığım erkeklere götten çok vermiştim tanışma faslı geçmisti ben eve girdim o da arkadamdan girdi kapıyı kilitleyip kolumdan tutup dudaklarıma yumuldu bir taraftan soyuyor bir taraftan açtığı yerleri emerek aşağılara iniyordu benim içimden sularım akıyordu artık ben çıplak kalmıstım ama Polat daha hiçbir giysisini çıkarmamıştı sıra sende bebeğim senin hüneerini görelim dedi hemen pantolonunun fermuarını indirdim sikini tuttuğumda şok oldum aman tanrım bu ne dedim en az 25 santim vardı hemde çok kalındı ağzıma alamıyordum dondurma yalar gibi yalamaya başladım adam kendini benim gibi hazırlamış sikine bile parfüm sıkmıştı daha gün uzun çok emerim sok şu sikini amıma diye emrettim beni kucağına aldı öperek sikine oturtturtmaya başladı sanki ilk defa sikiliyormuşum gibi canım yanıyor ama bir o kadar da zevk alıyordum koltuk altlarımdan tutup beni duvara yaslayıp pompalamaya başladı artık ipler kopmuştu zevkten bağırıyordum en yakın ev 5 km ötedeydi gönlümce bağıra bilirdim kanepeye yatırdı bu sefer bacaklarımı omzuna aldı pompalamaya başladı bende hal kalmamıştı daha Polat boşalmamış ben 4 üncü yü oluyordum birden beni domalttı sikimi amıma sürtüp birden göt deliğime sokmaya başladı parmakları da boş durmuyor amımı oynuyordu belki ilk defa sikilmiyordum ama ilk kez bu kadar büyük bir yarakla sikiliyordum sırtıma tokat attı sıkma kendini rahat bırak ki canın acımasın diyordu nasıl sıkılmaz ki o kocaman siki nasıl alabilirdim ki sıkmadan. Birden sen işine bak sok istiyorum bunu bu acıyı biran çekeceğim sonra zevk denizinde yüzerim sok kahrolası sok artık dedim birden yüklendi ve göt duvarlarımı yırtarak girdi içeri biraz bekledikten sonra birden çıkardı ve tekrar soktu artık alışmak üzereydi hızlanıyor o hızlandıkça ben zevk çığlıkları atıyordum dayanamayıp tekrar orgazm oldum. . Kadın olduğumu şimdi daha iyi anlıyordum bu yaşıma geldim hiç bu kadar zevkli bir sevişmen sikişmem olmadı. Polat götümün içine boşaldı sonra yatağa uzandı bir taraftan konuşuyor diğer taraftan birbirimizi okşuyorduk Polat parayı sordu tadım tuzum kalmadı parasını verip yeter bu kadar siz gidebilirsiniz dedim giyinip beni öpmeye çalıştı izin vermedim çıktı gitti saat 8 olmak üzereydi park yerinden aracımı çıkarttım kapı ve pencereleri kontrol edip yola çıktım . Şehre girmeme az bir süre kala araç arıza yaptı ne yapacağımı bilmiyorum kocamın sürekli gittiği bir tamirci vardı onun telefon numarasını buldum aradım konum atın geliyorum dedi adamı daha önce hiç görmedim arabama binip beklemeye başladım saat epey geç olmuştu fakat gelen giden yoktu tekrar aradım. Geliyorum yenge 2 dakika kaldı
81 notes · View notes