Tumgik
#arzu kaymaz
solumadokunma · 2 years
Text
2016'da Öldürülen 261 Kadını İsimleriyle Anıyoruz
Sene boyunca medyadan öldürüldüğünü okuduğumuz 261 kadının isimleri...
03 Şubat 2017, Cuma 00:03
bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre, erkekler 2016’da en az 261 kadın ve kız çocuğu öldürdü. Öldürülen kadınların altısı Suriyeliydi. İkisi ise trans kadınlardı.
2016’da öldürülen her dört kadından biri ayrılmak/boşanmak istediği ya da barışma/birliktelik teklifini reddedildiği için öldürüldü.
Sene boyunca medyadan öldürüldüğünü okuduğumuz kadınların isimleri şöyle:
Ocak
Sultan Sarı, Şükran Akçakoca, Songül Demir, Fatma K., Gülden Çobanoğlu, Diya Hudra, Duygu Şen, Zeliha Kara, Hediye Yolcuoğlu, Hümeyra Korkmaz, Rabia Kızılkaya, N.S., Güler Subaşı, Yeliz Tokçak, Nafiye Kirişçiler, Leyla Laman, Hülya Okatan, Leyla Kuruçay, Serap Çınar, Nurhan Eriş, Dervişe Kara, Hacer Kara, Pembe Canal, Aliye Canal, Edibe Demirbilek, Bahar Turhan, Nurcan Arslan, Türkan Akal, Fahriye Halil
Şubat
İsmet Çiftçioğlu, Tülin Türe, Yıldız Tongul, Tuğba Taş, Şener Çakmak, Gülay T., Türkan T., Gül T., Nurcan Çakmak, Nesrin Aksoy, Hatice Aksoy, Kübra Acar, Elif Zelal Yeni, Hamiyet Uğur, M.B., Burcu Akkuş Kaya, Zeynep Çelebi, Güler Taflan, Burcu Acar, Hülya Aydın, Zeliha Köse, Türkan Sarıkaya, Selma Kiraz
Mart
Fatma Karakoyun, Emine Baştan, Beysun Özkanışlı Düz, Şeker Buse, Yasemin Altun, Safiye Geyik, Hilmiye Demitürk, Müzeyyen Neşeli, Demet Karataş, Nermin Akçay, Şükran Durmaz, Ayşe Şöhmelioğlu, Sebahat Özdemir, Sueda Üçoğlu, Gönül Çakı, Tenay Çakı, Aysun S, N.T.B., F.A., Aynur Gökhan , Özlem Koç, Neslihan Kızılkaya, Ayşegül Şimşek, Elena Carnelia, Sibel Çadırcı, Latife Çetinkaya, Elveda Battal, Hediye Durmaz
Nisan
Emine A., Gönül Gürbüz, Serap Demir, Filiz Coşkun, Hülya (Rüya) Polat, Gülcan Demir, Rita Darı Winkler, Hatice Öztürk, Güllü Çelik, Emine Uysal, Sultan Zora, Fatma Kızılçelik, Simge Alay, İlknur Keskinsoy, Özgecan Arslan, Nuborakhon Usmonova, Şerife Yılmaz, S.M.A, Gülseren A.
Mayıs
Fazile Özmen, Neşe Adıgüzel, Asmer Gruyeva, Güner G., Dilek Adıgüzel İnanç, Necmiye Ceren Baran, Rukiye Sezer, Elmas Başdüzen, Ghada Shekhousi, Behiye Güçlü, Zeliha Uygur, Zübeyde Ünlü, Fatma Kayıkçı, Esra Güvem, Gizem Bulut
Haziran
Ceren Demirkan, Sibelcan Çobandedi, Meryem Özcan Şanlı, Emine Türken, Sultan Bayram, Damla Kozak, Yıldız Eryılmaz, Afife Barsal, Serpil Sağır, Esra Adıgüzel, Abide Demirli, Zeynep Nalbant, Cansel Bağlı, Özlem Gülyaprak, Ayla Coşkunlar, Seda Erol, Nezahat Durmaz, Fettaha A., Selma Güngör, Gizem Ekinci, Bahar Akbaş, Asiye Özbay
Temmuz
Özlem Sarıkurtbay, Güleser Şimşek, Banu Demirok, Yıldız Çakır, Fatma Baloğlu, Fatma Şengül, Menel İsmail, Nurcan Efe, Sibel Çelik, Arzu Nevruz, Şükran Gülçelik, Medine Özata, Anakız Dorum, Güler Dursun, Şehriban Akbaş, Berivan B., Aysun Ural
Ağustos
Kader Kaya, Esma Şenek, Hanife Şenek, Amine Demitaş, Neslihan Kaymaz, Gizem Günay, Menekşe Kerçin, Meltem Ece, Fatma Ayhan, Şeyda Bak, Gülizar Turan, Neşadiye Gökmen, Türkan Köse, Gülhanım Ekber, Naime Öztemurcu, Muazzez Türkyılmaz, Nezife Ersoy, Gizem Şolpal, Semiha Keyik, Çiğdem Pala, Ümmügülsüm Dursun
Eylül
Fatmagül Karakaş, Suphiye Avşar, Cennet Gülbeyaz, Esen Yaman, Sema Acar, Fatma Alp, Alev K., Ebru K., Semra Ezel, Yeliz Y., Türkan Mavi, Zekiye Bakırcı, Esma Kamalı, M.K., Kadriye Polat, Özlem Yıldırmaz, Özlem Yıldırmaz, Fatma Metinöz, Asma Bobdione
Ekim
Özlem Yıldırım, Seycan Birişik, Elvan Dedeler, Havva Eker, Rosham Arab, Müberra B., Hasret Akdoğan, Figen Titiz, Senem Zeybek, Zeynep Aksoy, Emine Kuru, Çiğdem Koç, Hüsne Kocamanoğlu, Arife Çolak, D.Ö., M.A., Samaya K., Irmak Kupal, Mehtep Özkanlı, Fulya Özdemir, Derya Demirkan, Raciye G., Güler Mete Oğuz, Saniye Özdemir
Kasım
Fatma Kente, D.E., Hatice Sökmen, Merve Coşkun, Satı Kan, Amina Almouna, İmhan Kılıç, Kübra Karğın, Nargül Ölmez, Nursel Şengül, Havva Er, Filiz Yurdabak, Gülşan Yurdabak, Fatma Elif Uysal, Müjgan Abacı, İlknur Y., Sibel Keklik, Selime Ateş, Hafize Müjde Özer, Fatma Karabulut, Münevver Erkan
Aralık
Tuğçe Uludağ, Vildan Kandemir, Şehriban Elmas, Zeynep Demir, Songül Erçil, Nisa Özlem İnçke, Berfin Yıldız, Amine B., Gülnaziye Köseoğlu, Fatma Köse, Gamze T., Kader Korkmaz, Sevinç A., Meltem Karaslan, Şehriban Dinç, Sinem Kır, Sevgi T., Renim Taha Mehlül. (ÇT)
İstanbul - BİA Haber Merkezi
2 notes · View notes
mercansahil · 7 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
23 Ocak Salı altın harflerle tarihe geçsin, uzun süredir içinde bulunduğum boşluktan Ufak Tefek Cinayetler dizisi sayesinde çıktım. Hepiniz gibi ilk bölümlerde alışılmadık bir dizi olması ve şu anda olan dizilerin aksine farklı bir iş yapıyor olması beni çok heyecanlandırdı. Oyuncuların en kaliteli oyuncular arasından seçilmesi, başta Mert Fırat'ın adını duymam bile benim için yetmişti. Farklı bir dizi olması, çekim açılarının ve ters köşelerinin iyi olmasının yanı sıra zorbalık haksızlık ve adalet kavramlarına ufaktan değinmesi, konularını belki tam olarak yansıtamasa da bunun üzerinden işlemesi ayrı bir etkendi diziyi sevmem açısından. Yalnız son bölümlerde Oya'nın fazla sessiz kalması, tüm olay Serhan'dan ibaretmiş gibi davranması biraz canımı sıkmıştı. İlk bölümlerde yansıtılan amaçtan birazcık sapmış gibi gelmişti. Bu bölümle birlikte en büyük ters köşelerden birini yaşadığıma inanıyorum. Aslıhan Gürbüz rolünü çok güzel oynuyor, Merve'yi çok güzel yansıtıyor. Konuşmadan sadece gözleriyle bile duyguyu çok sağlam veriyor. En tutarlı yazılmış karakterlerden biri Merve bana göre. Yürüdüğü çizgi de, amaçları da yolu da hep sabit. Merve karakterini her izlediğimde içim sıkılıyor. Bir insan bu kadar kötü mü olur klişesinden ziyade bu denli zeki güçlü ve sosyal yönden ciddi anlamda gelişmiş olan karakterini dünyanın en anlamsız işleriyle, üç beş kadına hükmetmekle, insanların ruhunda yaralar açarak ve çevresine psikolojik şiddet uygulayarak harcamasına acıyorum. Ne var ki bu böyledir. En yakınımdan en uzağıma kadar kendim de dahil olmak üzere insanın içindeki cevherleri bu şekilde öldürmesi alışılmadık bir şey değil. Burada dizinin zaten adından da anlaşılacağı üzere ufak tefek cinayetleri Merve karakteri üzerinden anlatmakta çok başarılı olduğuna inanıyorum. Oya karakteri ise Merve'nin aksine biraz daha tutarsızmış gibi görünüyor. Belki yaşadıklarından dolayı, belki ciddi anlamda Serhan'a karşı hissettiklerinden dolayı sendelemesinden kaynaklanıyor bu tutarsızlık. Yine de belli bir amaçtan ziyade en içinde en dipte hissettiklerine göre hareket ediyor. Amacı değişken bir karakter. Mantıklı bir karakter gibi görünmesinin en büyük nedeni soğuk kanlı olmasından kaynaklanıyor ama en dipte duygularıyla ve vicdanıyla hareket eden bir karakter. Bu noktada Oya'nın çok iyi bir karakter olması mevzusu gündeme geliyor ama bence bu doğru değil. Dört kadının arasında fiziki anlamda bir cinayet işlebilme potansiyeli en çok Oya'da var. Bugüne kadar intikam almaması iyi biri olmasından ziyade bu bölümde de Serhan'a itiraf ettiği gibi korkmasından ve içindeki çelişkilerden kaynaklanıyor. Ha mesleği noktasında ve insanlara yardım etmesi konusu da yine en dipte hissetiklerinden kaynaklanıyor. Jinekolog olması kendi hayatında ona iz bırakan olaydan kaynaklanıyor. Bütün insanlara kendinden yola çıkarak ve empati kurarak yaklaşıyor. Yaşadığı acımasızlık ondaki merhameti açığa çıkarıyor. İlk bölümde intihar etmeye kalkışan kız için kurduğu cümleler beni en çok etkileyen kısımlardan biriydi. Tüm bu saydıklarımdan yola çıkarak söylüyorum, dizideki hiçbir karakter tam anlamıyla iyi ya da kötü değil. Oya'nın yaşadığı acımasızlığı eğer Merve yaşamış olsaydı belki bugün Merve farklı bir karakterdi. Tabi bu da karakterin üstünde çevrenin mi genlerin mi etkisi büyüktür sorusunu günyüzüne çıkarıyor. Bu dizide konunun bağlamına göre karakterler iyi ya da kötü olabiliyor. Gerçekte nasıl olduğu ise tamamen size kalmış. Eğer Oya, Serhan'ı onaylamış olsaydı bu Oya'nın karakteri açısından hiçbir şeyi değiştirmeyecekti benim gözümde. İçi boş olan evliliğin kutsal olmamasını düşünmemin yanı sıra Oya'nın da bunu yapamayacak bir karakter olduğunu düşünmüyorum. Zaten Serhan'a söylediği gibi, bunun evli olmasıyla alakası yok. Tamamen kendi ile alakalı. Gökçe Bahadır'ın oyunculuğu biraz donuk bulunuyor ama bence bu biraz da Oya karakterini fazla içselleştirmiş olmasından kaynaklanıyor. İnsanlara karşı hep duygularını saklamış bir insan, zayıf noktaları sadece kendi başınayken ya da cidden güvendiği insanların yanında kendini gösteriyor. Öfkeden etrafı yakıp yıkması, üzüntüsünü sadece Edip ile paylaşması gibi. Bu bölümde sonunda Oya'nın insanlardan hesap soruyor olması, konuşuyor olması ve önünde yürüyeceği yolu çizmiş olmasına çok sevindim. Ne zaman dizide Oya'nın 96 yılında yaşadıkları mevzusu geçse aklıma hep intihar ettikten sonra yaşadığı tramvalar geliyor. Gittiği psikiyatristler, kullandığı ilaçlar ve yaşadığı depresyon. Karakteri üzerinde oluşan geri dönüşü olmayan kalıcı hasarlar. İnsanın lisede yaşadığı küçük ya da büyük her şey geleceğini belirliyor bence. Oya'nın yaşadıklarından sonra hayata tutunmuş olması en az Merve kadar güçlü bir karakter olduğunu gösteriyor. Serhan'ın yaptıkları konuşmadan sonra, Oya asıl nedenini söyledikten sonra, bakış açısını değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Oya'yı sevdiği bir kadın olarak düşünmekten vazgeçmeli ve geçmişiyle, geleceğiyle bir bütün olarak kabul etmeli. Yaşadıklarıyla ve tüm karakteriyle kabul etmeli. Tanımaya çalışmalı. Oya'nın bunu çoktan Serhan'a karşı yaptığı bir gerçek. Sera sahnesinden sonra -belki çok ergence olacak ama- Clay'in Hannah intihar ettikten sonra onu nasıl kurtarabilirdim diye düşlediği zaman söyledikleri aklıma geldi. "I'm not going. Not now, not ever." Ama Serhan da bu noktada tıpkı Clay'in Hannah intihar etmeden önce yaptığını yaptı. Ona saygı duyarak gitti. Oya ve Serhan ilişkisini tamamen belirsizliğe bırakıyorum. Ne olacağını göreceğiz. Dört erkeğin konuşması ve yaşadıklarını paylaşması bu bölüm çok hoşuma gitti. Taylan'ın konuşmaları çok güldürü ve Edip ile Serhan'ın arasındaki konuşma da bütün eleştirilere bir cevap niteliğinde oldu. Normalde hiç böyle bir yazı yazmamıştım ama bugün yaşadığım heyecanla duygularımı yazmak ve paylaşmak istedim buraya kadar okuduysanız çok teşekkürler.
130 notes · View notes
karincacinayeti · 6 years
Text
Tumblr media
Kasvetli, mutsuz eski bir mahalleydi bizimkisi. Üstelik klasik! camda dedikodu yapan ablalar, sokakta top oynayan çocukları azarlayan yaşlı, huysuz teyzeler ve kahvehaneden dışarı çıkmayan erkek takımı..
Mahallenin bulunduğu ilçemizin şehire uzaklığı tam 45 dakikaydı. Bizim gençliğin gezeceği, takılacağı bir yerde yoktu. Tek iyi yanı tüm sokaklarımız küçük bir sahile çıkıyordu.
Konya’ya okumaya gittiğimde uzak kaldım bizim eski, mutsuz mahalleden. 2012 yazı üniversitenin ilk senesi bitmiş, memleket hasretiyle koşa koşa dönmüştüm. Bizim çocukları bulur, hasret gideririz umuduyla da ilk kahvehaneye ayak basmıştım fakat Necati Abi’den başka kimse yoktu. Sandalyeyi çekip yanına oturdum kitap okuyordu, ‘’Merhaba abi’’ dedim gözlüğünün üstünden bana baktı ‘’Merhaba oğul’’ dedi, başka tek kelime konuşmadı benimle..
Çok severdim Necati Abi’yi onda beni çeken garip bi şeyler vardı.. Kimseyle muhattap olmaz, sürekli kitap okurdu, kültürlü ve yakışıklı abisiydi mahallenin fakat ne kadar saklamaya da çalışsa suratında sürekli asılı duran bir hüzün, acı vardı. Tek heyecanı altılı ganyandı sürekli beşinci ayak üç numaraya oynar gelmeyişine söver, üzülür sonra yalnız sahile iner birasını içerdi!
Hep merak etmiştim neden sürekli beşinci ayak üç numaraya oynadığını ama korkup yanına sormaya cesaret edemiyordum bir türlü.
O gün yine oynadı Necati Abi beşinci ayak üç numaraya ama gelmedi, kalkıp sahile indi. Merakıma yenik düşüp bende peşinden...
Biraz uzaktan izledikten sonra cesaretimi toplayıp yanına gittiğimde eliyle kayalığa vurup otur işareti yaptı, 3-4 saat ağzımı açıp tek kelime edemedim dalgalar konuşuyordu yerimize ve balıkların gözyaşları damlıyordu ciğerimize bi şey konuşmak anlamsız geldi. Kalkıp giderken de öylece baktım arkasından sadece...
O yaz boyu beşinci ayak üç numara hiç gelmedi, Necati abi hep sövdü, üzüldü. Hep sahile inip, kırmızı tuborgunu yudumlayıp sustu.
Kış gelmişti ve Konya’ya dönmüştüm artık. Ekim ayında yüreğime hançer gibi saplanan o haberi aldım, Necati Abi ölmüştü. İlk otobüsle Adana’ya döndüm. Bizim kayalıklarda intihar etmiş Necati Abi yanında ‘’Sonundayım diyerek bir uzay bıraktın kucağıma giderken ve varmak için sana, evrenin sonsuz olmadığına dair teoriler üretmeye gidiyorum’’ yazılı bir notla..
Tabutunu sırtladım, mezarına indirdik, Necati Abi artık yoktu bir yandan durmadan ağlıyor, bir yandan beşinci ayak üç numara ve bıraktığı not aklımı kurcalıyordu.
Taziye evine döndüğümde sürekli ağlayan, daha önce mahallede hiç görmediğim bir kadın gözüme çarptı. Hemen anneme dönüp bu kim diye sordum.
‘’Arzu.. Arzu Ablan o, bebekken çok severdi seni, gelip sürekli oynardı seninle. Sonra evlenip taşındı. Hatırlamazsın sen’’ dedi.
‘’Necati Abi’nin akrabası mı’’ dedim.
‘’Yok, Arzu ile Necati’nin aşkı dillere destandı çok severlerdi birbirlerini. Necati’nin tek çöp alacak durumu yok diye de evlenemediler, Arzu’nun babası vermedi sonra da bir adamla evlendi gitti, rahmetli Necati’de o günden sonra toparlanamadı’’ dedi.
İçimi tırmalayan soruyu yönelttim anneme peki dedim beşinci ayak üç numara? onun hikayesi ne dedim? Koş git hem elini öp, hem Arzu teyzene sor bunu o bilir dedi.
Koşa koşa gittim Arzu Ablanın yanına. Abla dedim beni hatırladın mı? ‘’Ah oğlum hatırlamaz mıyım kocaman olmuşsun’’ dedi yanaklarımdan öptü. Necati Abiye ağladık beraber. Sustuk, bir kez daha ağladık. Abla dedim her şeyi öğrendim biliyorum yani ama bir şey eksik tek bir şey ne olur söyle Neden? Neden beşinci ayak üç numara?
‘’Çok sevmiştik Necatiyle birbirimizi ama onun beni alacak ne parası ne işi gücü vardı. Canına kıydığı kayalıkların üstünde en son borç harçla biriktirip aldığı yüzükle Mayıs ayının Üçünde evlilik teklif etmişti bana ama babam çoktan vermişti beni, sana o çulsuzdan koca olmaz diye zengin bir adama. O yüzden oynardı beşinci ayakta üç numaraya, o at gelirse ben ona gelmişim gibi hisseder, sevinir, mutlu olurdu yani mayıs ayının üçü bana hem evlenme teklifi ettiği hem sonsuza kadar beni kaybettiği ay ve gün’’ dedi.
Oturduğum sandalyeden fırladım hemen, daha çok ağladım, hayata, kadere daha çok sövdüm. Tekelden iki kırmızı tuborg alıp sahile koştum. Birini Necati abi’nin hep oturduğu kayaya döktüm, diğerini yudumlarken suya yansıyan yüzüme bakıp daha fiyakalı bir ölüm bulmaya çalıştım kendime.
O günden sonra Necati Abi için hep ben oynadım Beşinci Ayak Üç numaraya, sayısız kere geldi..
Arzu Abla her 5. ayın üçünde gelip mezarında ağladı ‘’Geldim sana geldim, kalk Necati yüzüğünü tak parmağıma’’ dedi ama artık Necati Abi yoktu!
‘’Bu civayı kim koydu kalbimize Necati Abi’’
-Batıkan Kaymaz
3 notes · View notes
beyazyastikcom · 3 years
Photo
Tumblr media
Yeni Konu https://www.beyazyastik.com/gayrimenkulun-guzel-fotograflarini-cekmeniz-icin-ipuclari-derlendi/
Gayrimenkulün güzel fotoğraflarını çekmeniz için ipuçları derlendi
Söylendiği gibi, “bir görüntü bin kelimeden fazla konuşur”. Emlak satmak da farklı değil. Potansiyel bir müşteri üzerindeki ilk etki, açıklamanın görüntüleridir, çünkü onlar aracılığıyla mülkle ilgili gerçekliğe daha yakın bir fikre sahip olabilecektir.
“Dergi kapağı” fotoğrafları yayınlamaya gerek yoktur, ancak mümkün olduğunca çok ortamı ve ilgili tüm ayrıntıları göstermek için kaliteli olması önemlidir.
Basit bir tavsiye ve hatta cep telefonu kameranızla fark yaratan “profesyonel” görüntülere sahip olabilirsiniz.
Daima hazırlıklı olmalıyız. Henüz yapmadıysanız, ya alınan fotoğraflardaki kalite eksikliğinden ya da başka bir nedenden ötürü muhtemelen müşterilerinizin mülklerinin fotoğraflarını çekmeniz gerekecektir.
Unutmayın: Kötü görsellere sahip reklam mülklerinin potansiyel müşterileri çekmek daha zor olabilir.
+ İnfografik: Reklamlar için emlak fotoğrafları nasıl çekilir
Bazı çok önemli ipuçlarına göz atın!
– Emlak arayan insanlar bir “dergi kapağı” evi aramıyorlar, ancak yerin fikri ve boyutları ne kadar iyi olursa, teklifinizle ilgilenme şansı o kadar artar. Öyleyse önce odayı temizle. Evet, bağlamın bir parçası olmayan ve çevreye değer katmayan terlik, çanta, kıyafet ve diğer nesneler gibi tüm karmaşayı korumak önemlidir. Çok belirgin çöp veya kir varsa, iyi bir izlenim bırakması için ortamın temizlenmesi tercih edilir.
– Bir sürü fotoğraf çekin. Bir mülkü gösterecek resim sayısı en az 15 fotoğraftır. Ancak iyi bir ortalama 30 fotoğraftır. Öyleyse, bu sayıyı temel alın ve çeşitli açılardan ortamlar alarak fotoğraf miktarını kötüye kullanın. Dolaplar varsa kapıları kapalı ve açık olarak da fotoğraflarını çekin.
– Makine mi, cep telefonu mu? Tam olarak bunun için hazırlandıkları için kameraları kullanmayı tercih edin. Bir cep telefonu kullanıyorsanız, tavsiye en az 5 mp (megapiksel) olması ve fotoğraf çekerken, görüntü düşük çözünürlükte kararma eğiliminde olacağından ortamı iyi aydınlatmaya çalışmanızdır. Cep telefonunun temel avantajları taşınabilirlik, pratiklik ve olası kusurları bir şekilde iyileştiren veya gizleyen harika efektleri düzenleyen ve uygulayan geniş bir uygulama “kitaplığı” dır.
– Daha iyi görüntülenebilmesi için fotoğrafların tercihen “yatay” (yatay) konumda olması gerekir. Dikey olarak, çevrenin görüş alanı sınırlıdır ve fotoğraf sınırlı alana sahip bir sayfaya yerleştirildiğinde küçültülebilir, dolayısıyla yatay olarak eklenen bir fotoğraftan daha kötüdür.
– Çevrenin en iyi açısını seçerek (yerin çoğunu gösteren) tüm yeri yürüyün ve gözlemleyin. Gerekirse, vazolar, yeni bir masa örtüsü, çiçekler ve diğer dekoratif öğeler gibi anlamlı nesnelerle mekanı üretin. Sadece aşırıya kaçmamaya dikkat edin.
– Bulanık bir görüntüyü önlemek için bir sehpa kullanılması önerilir. Genelde alamayacağınızı biliyoruz. Öyleyse, destek olarak bir masa veya sandalye kullanın, zamanlayıcıyı (makineyi otomatik tetiklemeyi yapacak şekilde programlayan sistem) ayarlayın ve odadan çıkmadan önce başlatın.
– Banyoların fotoğrafını çekerken klozet kapağını kapalı tutun. Ortam ne olursa olsun, her şeyi temiz tutun. .
– Fotoğraf çekerken aydınlatma en önemli faktörlerden biridir. Fotoğraflar anında ortam ne kadar parlaksa o kadar iyidir. Ardından ışıkları açın, kamerayı parlaklığı iyi dengeleyecek şekilde ayarlayın ve pencereleri açın, böylece odanın her köşesi daha net görünecektir. Kamera flaşının kullanımına gelince, renkli ortamlara değer verdiğini unutmayın, ancak normalde fotoğraflar duyguları ifade etmemektedir, bu nedenle tüm fotoğraflarda kullanmaktan kaçının veya önce ihtiyacınızı test edin, görüntüyü olsun veya olmasın Her ortam için hangisinin en iyi seçenek olduğunu karşılaştırmak ve görmek için, bazen flaşlı bir fotoğraf, örneğin cama, aynalara ve fayanslara yansıyarak yarardan çok zarar verebilir.
Pencerelerin ve kapıların durumunu göstermek için iç mekan fotoğraflarının da önemli olduğunu unutmamak önemlidir, bu nedenle lambaları açık bırakın. İpucu: Arkanızı pencereye çevirin, doğal ışığın etkisi harika olabilir. Uyarmak!! Bir pencerenin önünde fotoğraf çekmemelisiniz, çünkü ışık görüntüyü “patlatır” ve cep telefonlarının ve basit kameraların otomatik sensörleri etrafındakileri karartır.
– Gün doğumu ve gün batımı, ışık nedeniyle fotoğraflara değer veren anlardır. Çekim yapmak için bu zamanları tercih edin.
– Fotoğrafı çekerken, bir “rahat ev” konsepti oluşturmaya çalışın (ör. Rahat bir kanepe, temiz bir yatak, yastıklı), fotoğrafa bakanlara iyi bir his veren unsurlar arayın, bu nedenle alıcılar kendilerini evde hissediyorlar.
– Kaymaz zeminler, tavandaki dekoratif sıva yapıları ve reklamı yapılan mülke ek bir farklılık kazandıran diğer detaylar gibi mülkün olumlu ayrıntılarını kaydetmeye özen gösterin.
– Köşelerin fotoğrafını çekerken dikkatli olun, çünkü bunlar çevrede bir azalma veya perspektifin abartılı etkisi gibi arzu edilenlerin dışında başka etkilere de neden olabilir.
– Havuzları çekerken, 3 derecelik merdiven gibi bir şey yüksek bir seviyede kalmaktır, böylece iyi bir derinlik etkisi olacaktır.
– Son olarak, sokak güzel ve sessiz mi? Fotoğraf, bu, nihai karar anında değer katabilir ve ayrıca kondominyumun eğlence alanı (oyun odası, parti odası, spor salonu…), park alanı ve giriş holü gibi diğer hususlar da ilgili olabilir.
Gayrimenkulün güzel fotoğraflarını çekmeniz için ipuçları derlendi konusu ilk beyazyastik.com üzerinde yayınlandı.
Söylendiği gibi, “bir görüntü bin kelimeden fazla konuşur”. Emlak satmak da farklı değil. Potansiyel bir müşteri üzerindeki ilk etki, açıklamanın görüntüleridir, çünkü onlar aracılığıyla mülkle ilgili gerçekliğe daha yakın bir fikre sahip olabilecektir. “Dergi kapağı” fotoğrafları yayınlamaya gerek yoktur, ancak mümkün olduğunca çok ortamı ve ilgili tüm ayrıntıları göstermek için kaliteli olması önemlidir. Basit bir …
0 notes
devrimcikadinlar · 8 years
Photo
Tumblr media
2016'da Öldürülen 261 Kadını İsimleriyle Anıyoruz
Sene boyunca medyadan öldürüldüğünü okuduğumuz 261 kadının isimleri...
03 Şubat 2017, Cuma 00:03
bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre, erkekler 2016’da en az 261 kadın ve kız çocuğu öldürdü. Öldürülen kadınların altısı Suriyeliydi. İkisi ise trans kadınlardı.
2016’da öldürülen her dört kadından biri ayrılmak/boşanmak istediği ya da barışma/birliktelik teklifini reddedildiği için öldürüldü.
Sene boyunca medyadan öldürüldüğünü okuduğumuz kadınların isimleri şöyle:
Ocak
Sultan Sarı, Şükran Akçakoca, Songül Demir, Fatma K., Gülden Çobanoğlu, Diya Hudra, Duygu Şen, Zeliha Kara, Hediye Yolcuoğlu, Hümeyra Korkmaz, Rabia Kızılkaya, N.S., Güler Subaşı, Yeliz Tokçak, Nafiye Kirişçiler, Leyla Laman, Hülya Okatan, Leyla Kuruçay, Serap Çınar, Nurhan Eriş, Dervişe Kara, Hacer Kara, Pembe Canal, Aliye Canal, Edibe Demirbilek, Bahar Turhan, Nurcan Arslan, Türkan Akal, Fahriye Halil
Şubat
İsmet Çiftçioğlu, Tülin Türe, Yıldız Tongul, Tuğba Taş, Şener Çakmak, Gülay T., Türkan T., Gül T., Nurcan Çakmak, Nesrin Aksoy, Hatice Aksoy, Kübra Acar, Elif Zelal Yeni, Hamiyet Uğur, M.B., Burcu Akkuş Kaya, Zeynep Çelebi, Güler Taflan, Burcu Acar, Hülya Aydın, Zeliha Köse, Türkan Sarıkaya, Selma Kiraz
Mart
Fatma Karakoyun, Emine Baştan, Beysun Özkanışlı Düz, Şeker Buse, Yasemin Altun, Safiye Geyik, Hilmiye Demitürk, Müzeyyen Neşeli, Demet Karataş, Nermin Akçay, Şükran Durmaz, Ayşe Şöhmelioğlu, Sebahat Özdemir, Sueda Üçoğlu, Gönül Çakı, Tenay Çakı, Aysun S, N.T.B., F.A., Aynur Gökhan , Özlem Koç, Neslihan Kızılkaya, Ayşegül Şimşek, Elena Carnelia, Sibel Çadırcı, Latife Çetinkaya, Elveda Battal, Hediye Durmaz
Nisan
Emine A., Gönül Gürbüz, Serap Demir, Filiz Coşkun, Hülya (Rüya) Polat, Gülcan Demir, Rita Darı Winkler, Hatice Öztürk, Güllü Çelik, Emine Uysal, Sultan Zora, Fatma Kızılçelik, Simge Alay, İlknur Keskinsoy, Özgecan Arslan, Nuborakhon Usmonova, Şerife Yılmaz, S.M.A, Gülseren A.
Mayıs
Fazile Özmen, Neşe Adıgüzel, Asmer Gruyeva, Güner G., Dilek Adıgüzel İnanç, Necmiye Ceren Baran, Rukiye Sezer, Elmas Başdüzen, Ghada Shekhousi, Behiye Güçlü, Zeliha Uygur, Zübeyde Ünlü, Fatma Kayıkçı, Esra Güvem, Gizem Bulut
Haziran
Ceren Demirkan, Sibelcan Çobandedi, Meryem Özcan Şanlı, Emine Türken, Sultan Bayram, Damla Kozak, Yıldız Eryılmaz, Afife Barsal, Serpil Sağır, Esra Adıgüzel, Abide Demirli, Zeynep Nalbant, Cansel Bağlı, Özlem Gülyaprak, Ayla Coşkunlar, Seda Erol, Nezahat Durmaz, Fettaha A., Selma Güngör, Gizem Ekinci, Bahar Akbaş, Asiye Özbay
Temmuz
Özlem Sarıkurtbay, Güleser Şimşek, Banu Demirok, Yıldız Çakır, Fatma Baloğlu, Fatma Şengül, Menel İsmail, Nurcan Efe, Sibel Çelik, Arzu Nevruz, Şükran Gülçelik, Medine Özata, Anakız Dorum, Güler Dursun, Şehriban Akbaş, Berivan B., Aysun Ural
Ağustos
Kader Kaya, Esma Şenek, Hanife Şenek, Amine Demitaş, Neslihan Kaymaz, Gizem Günay, Menekşe Kerçin, Meltem Ece, Fatma Ayhan, Şeyda Bak, Gülizar Turan, Neşadiye Gökmen, Türkan Köse, Gülhanım Ekber, Naime Öztemurcu, Muazzez Türkyılmaz, Nezife Ersoy, Gizem Şolpal, Semiha Keyik, Çiğdem Pala, Ümmügülsüm Dursun
Eylül
Fatmagül Karakaş, Suphiye Avşar, Cennet Gülbeyaz, Esen Yaman, Sema Acar, Fatma Alp, Alev K., Ebru K., Semra Ezel, Yeliz Y., Türkan Mavi, Zekiye Bakırcı, Esma Kamalı, M.K., Kadriye Polat, Özlem Yıldırmaz, Özlem Yıldırmaz, Fatma Metinöz, Asma Bobdione
Ekim
Özlem Yıldırım, Seycan Birişik, Elvan Dedeler, Havva Eker, Rosham Arab, Müberra B., Hasret Akdoğan, Figen Titiz, Senem Zeybek, Zeynep Aksoy, Emine Kuru, Çiğdem Koç, Hüsne Kocamanoğlu, Arife Çolak, D.Ö., M.A., Samaya K., Irmak Kupal, Mehtep Özkanlı, Fulya Özdemir, Derya Demirkan, Raciye G., Güler Mete Oğuz, Saniye Özdemir
Kasım
Fatma Kente, D.E., Hatice Sökmen, Merve Coşkun, Satı Kan, Amina Almouna, İmhan Kılıç, Kübra Karğın, Nargül Ölmez, Nursel Şengül, Havva Er, Filiz Yurdabak, Gülşan Yurdabak, Fatma Elif Uysal, Müjgan Abacı, İlknur Y., Sibel Keklik, Selime Ateş, Hafize Müjde Özer, Fatma Karabulut, Münevver Erkan
Aralık
Tuğçe Uludağ, Vildan Kandemir, Şehriban Elmas, Zeynep Demir, Songül Erçil, Nisa Özlem İnçke, Berfin Yıldız, Amine B., Gülnaziye Köseoğlu, Fatma Köse, Gamze T., Kader Korkmaz, Sevinç A., Meltem Karaslan, Şehriban Dinç, Sinem Kır, Sevgi T., Renim Taha Mehlül. (ÇT)
İstanbul - BİA Haber Merkezi
10 notes · View notes
fenrees · 4 years
Text
En İyi Katı Meyve Sıkacağı – 2020 – Meyve Sıkacağı Alacaklara 12 Ürün
Hem doğal hem sağlıklı meyvelerin taze sularını sıkarak lezzetli anlar yaşamanıza yardımcı olan katı meyve sıkacağı tavsiye ürünleri aşağıda detaylıca verilmiştir. İçerdiği vitamin, mineral ve çeşitli düzenleyiciler sayesinde bağışıklık sisteminiz güçlenir. Türlü mikroplara ve zararlı bakterilere karşı vücut direnciniz artar.
Arçelik K-1579 Katı Meyve Sıkacağı
900 ml civarındaki meyve suyu sürahisi birbirinden eşsiz ve lezzetli vitamin deposu meyvelerin suyunu sıkar. Portakal, ananas, elma, greyfurt ve çok daha sert meyveleri saniyeler içinde sıkıp suyunu tüketebilirsiniz. Zararlı birçok içeceğin aksine doğal meyve sularını hazırlayarak afiyetle içebilirsiniz.
Çocuklarınıza meyveleri sevdirmek ve onları sağlıklı ürünlere yöneltmek için katı meyve sıkacağına ihtiyacınız var. Böylece pürüzsüz meyve suları elde edecek, sağlıklı bir şekilde ailecek içebileceksiniz. Filtreleri özel temizleme fırçası ve çıkarılabilir parçaları bulaşık makinesinde yıkanmaya uygundur.
En iyi şeker ölçüm cihazı bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Philips HR1832/40 Viva Collection
Philips imzasıyla üretilmiş Viva Collection katı meyve sıkacağı ürünlerinin 1.5 litre genişliğindeki haznesini posa kabıyla uğraşmadan, kolayca kullanabilirsiniz. En taze ve en saf meyvelerin suyunu sıkarak harika lezzetler elde edebilirsiniz. Mutfağınızda fazla yer kaplamaz. Herhangi bir dolabın içinde, tezgahın altında veya üstünde bir köşede tutabilirsiniz.
Daire şeklinde üretilmiş Philips katı meyve sıkacaklarının parçalarını çıkararak suyun altına tutabilirsiniz. Başka bir temizlik metodu da bulaşık makinesinde yıkamak olabilir. Ürününüzü çizmez, zarar vermez. Damlama önleyici özelliği ekstra temizlik zaruretinden sizleri muhafaza eder.
Breville Narenciye Sıkacağı
Breville imzalı kaliteli ve dayanıklı narenciye sıkacağını uzun yıllar güven içinde kullanabilirsiniz. En sevdiğiniz mandalina, elma, limon, muz, ananas, havuç gibi meyve ve sebzelerin suyunu sıkarak taze taze tüketebilirsiniz. Son teknoloji ile üretilmiş tırtıklı yapıdaki yüzgeçleri en sert ve dayanıklı meyvelerin bile hakkından gelir. Meyve suyunu hazırlarken etrafa sıçramaz, damlama yapmaz.
Paslanmaz çelikten üretilmiş iç dizaynı, kolay taşınma imkanı ve bulaşık makinesinde yıkanabilir parçaları ile yüksek performans gösterir. 110 W güç kapasitesine sahip Breville meyve suyu sıkacağını sağlıkla kullanın.
Sinbo SJ- 3143 Katı Meyve Sıkacağı
Güvenlik kilidi sayesinde Sinbo katı meyve sıkacağını kullanırken çevreniz kirlenmez. Meyve suyunuz hazırlanırken etrafa meyve püresi gibi şeyler sıçramaz. Sizleri ekstra yormaz. 1000 W çalışma enerjisine sahip narenciye sıkacağında her tür meyveyi kolayca sıkıp içebilirsiniz. 1250 ml posa hacmi mevcuttur. Kalabalık ortamlarda pratik bir şekilde meyve suyu hazırlayabilirsiniz.
Kolayca ayrılabilen parça yapısı sayesinde elde veya makinede yıkamaya uygundur. Katı meyve sıkacağının stabilizasyonunu sağlayan ayakları kauçuk maddeden imal edilmiştir.
Tefal Frutelia Plus Juicer Katı Meyve Sıkacağı
Tefal teknolojisi ile üretilmiş katı meyve sıkacağını evinizde, ofisinizde, iş yerinizde, vb. kullanabilirsiniz. İster evde sağlıklı bir meyve suyu lezzeti için ister ticari ortamlarda para kazanmak için kullanma imkanına sahipsiniz. 2 kademeli güç ayarından arzu ettiğinizi tercih ederek kullanabilirsiniz. Çelikten imal edilen filtresi, 950 ml’lik geniş posa kabı hacmi ve birçok avantajı ile gayet dayanıklıdır ve kullanımı idealdir.
Karaca Maxvit 1501 Katı Meyve Sıkacağı Çelik Purplegold
1500 W güce sahip Karaca imzalı katı meyve sıkacağını şeffaf posa kabı, 75 mm uzunluğundaki beslenme borusu ve 2 litre meyve suyu hazırlama hacmi ile kullanmak mümkün. Damlama engelleyici makinenin en büyük avantajı. Böylece gereksiz yere etrafı kirletmenizi önler.
Pratik kullanımının yanında temizliği de çok kolaydır. Birbirinden ayrılabilir yapıda tasarlanmış katı meyve sıkacağı parçalarını çıkarıp bulaşık makinesinde çizilmeye uğramadan yıkayabilirsiniz. Karaca’nın ev aletleri katı meyve sıkacağı tavsiye olarak verilebilir.
Beko Bkk 2145 Katı Meyve Sıkacağı
Beko’nun uzun yıllar biriktirdiği tecrübe, başarı ve kalite sonrasında doğan katı meyve sıkacağı sayesinde elma, portakal, narenciye, limon, ananas, greyfurt, salatalık, havuç gibi birçok meyveyi veya sebzeyi kolayca sıkabilirsiniz. Evinize gelen misafire taze sıkılmış meyve suyu ikram ederek sohbetin lezzetini ikiye katlayabilirsiniz.
Kendi sürahisi ile kolayca servis edilebilir. Güvenlik kilidi sayesinde mutfak tezgahının üstünü kirletmez, dağıtmaz. Meyve suyunu veya posasını etrafa sıçratmaz. 75 mm genişliğindeki besleme ağzı sayesinde farklı büyüklüklerdeki meyveleri kolayca sığdırabilir, suyunu sıkabilirsiniz. Ticari olarak da katı narenciye sıkacağını uzun vadede kullanmak mümkün. Müşterileriniz sizden meyve suyu içebilmek için sıraya girmek zorunda kalacaklar.
En iyi geciktirici bilgilerine yazımızdan bakabilirsiniz.
Arzum Ar1032 Shake’N Take Kişisel Blender, Candy
Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetişen lezzetli ve doğal meyveleri toplayarak Arzum kalitesinde üretilmiş Shake’n Take ile kolayca sağlıklı içecekler hazırlayabilirsiniz. Spor sonrasında, okula gitmeden önce, ders arasında yani nerede isterseniz orada meyve suyu lezzetini yaşayabilirsiniz. 300 W motor gücüne sahip kişisel blenderdan meyve ve sebzeleri geçirerek şifalı sularını elde edebilirsiniz.
Meyve suyu hazırlamanın yanında elde edilen ürünü basit bir şekilde saklamak ve taşımak için yanında iki tane karıştırma şişesi de mevcuttur. 400 ml ve 570 ml olmak üzere iki farklı boyda gelen karıştırma şişelerinden faydalanabilirsiniz. Siz nerede taze meyve sularınız orada. Meyve sıkacağının ağırlığı 499 gram olduğundan ötürü taşıması kolaydır.
Vestel Enerjik Vita Katı Meyve Sıkacağı (Slow Juicer)
Farklı renk seçenekleri ile evinize gelen Vestel kalitesindeki enerjik vita katı meyve sıkacağına uygun fiyatlarla sahip olmak artık mümkün. Darbeye dayanıklı gövde yapısı, damlama önleyicisi, meyve suyu hazırlanırken sıkışan meyve parçalarını sıkmaya yarayan geri sarma özelliği, emniyet kilidi ve daha nice avantajı ile sizleri bekliyor. 200 W motor gücü ile dayanıklı meyveleri bile saniyeler içinde un ufak hâle getirerek leziz meyve sularına dönüştürebilir.
Kenwood Je550 400 W Katı Meyve Sıkacağı
500 ml genişliğindeki meyve suyu kabı sayesinde üzüm, portakal, kivi, turunç, vb. meyvelerin suyunu sıkar. Aynı zamanda son teknolojiyle tasarlanmış gıda hunisi çeşitli işlemleri pratik yoldan yapmanızı sağlar. Buzdolabında beklettiğiniz, donmuş hâldeki meyve veya sebzelerin dahi kolayca sıkıp suyunu çıkarır. Besinlerin suyunu çıkarmanın yanında posa değerlerini ve vitamin- mineral dengelerini muhafaza eder.
King K-476 Samba Smoothie Maker Meyve Sıkacağı
Blender, buz kırma ve meyve sıkma gibi birden işlevi bünyesinde barındıran King imzalı Samba smoothie maker meyve sıkacağı ürünleri işlemlerini kolayca halleder. Aynı zamanda 180 W motor kapasitesi ile hızlı ve güvenli meyve sıkma hizmeti sunar.
Plastikten üretilmiş gövde malzemesi, turbo çalışma avantajı, 600 ml büyüklüğündeki doğrayıcı hazne kapasitesi sayesinde sevdiğiniz tüm meyve ve sebzelerin suyunu kolayca çıkarın.
Blue House BH511JE Presse Tam Elma Katı Meyve Sıkacağı
Paslanmaz çelik bıçaklarıyla meyveleri kolayca keser, biçer, doğrar ve suyunu çıkarır. Ailenizle ve sevdiklerinizle lezzetli sofralarınıza eşlik etmesi için dizayn edilmiştir. Köpük ayırma özelliğine sahip 1 litre kapasiteli meyve suyu kabı mevcuttur. 800 W motor kapasitesi ve 3 ayrı hız kademesi sayesinde katı meyvelerinizin suyunu çıkarıp için.
Mutfak tezgahında hareket etmeden kalması için kaymaz ayaklar ilave edilmiştir. Katı narenciye sıkacağının 2 adet taşıma kolu istediğiniz her yere meyve sıkacağını taşımanızı sağlar. Katı meyve sıkacağı tavsiye için Blue House örnek gösterilebilir.
En iyi su markaları nelerdir? Merak ediyorsanız yazımızdan bakabilirsiniz.
Kaynak: https://www.zovovo.com/en-iyi-kati-meyve-sikacagi/
0 notes
ontoloji · 6 years
Text
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Ontoloji Tartışmaları 3: Gerçeklik (26-27 Aralık 2018)
26 Aralık Çarşamba
Açılış Konuşmaları
I. Oturum  / Oturum Başkanı: Dr. Öğr. Üyesi Arzu İbişi Temelli
[10:00-10:25] Dr. Öğr. Üyesi Özgür Aktok: Yapım Olarak Gerçeklik [10:25-10:50] Prof. Dr. Mehmet Oktay Taftalı: Yitirme Bulma ve Yitirme Diyalektiği İçinde Gerçeklik [10:50-11:15] Prof. Dr. Ayhan Bıçak: Gerçekliğin Çokluğu [11:15-11:45] Soru-Cevap
II. Oturum / Oturum Başkanı: Prof. Dr. Yücel Yüksel
[13:30-13:55] Murat Kaymaz: Mutlak Gerçek Olarak İradenin Nesneleşmesi [13:55-14:20] Doç. Dr. Mehmet Günenç: Yapısal Gerçeklik-Yapılan Gerçeklik [14:20-14:45] Prof. Dr. Ahmet Ayhan Çitil: Amfiboli Sorunu ve Gerçekliğin Mahiyeti [14:45-15:15] Soru-Cevap
[15:15-15:30] Ara
III. Oturum / Oturum Başkanı: Dr. Öğr. Üyesi Necati Murad Omay
[15:30-15:55] Arş. Gör. Fatih Kök: Yeni Gerçekçilik Metafiziğe Karşı: Dünya Yoktur! [15:55-16:20] Dr. Ömer Osman Sarı: Hegel’den Marx’a Akıl ve Gerçeklik [16:20-16:40] Soru-Cevap
27 Aralık Perşembe
I. Oturum / Oturum Başkanı: Doç. Dr. Mahbube Nazlı İnönü
[10:00-10:25] Dr. Öğr. Üyesi Ali Suat Gözcü: Süredurumda Ardışık Aşamaların Birlik-Kurucu Bağıntısı [10:25-10:50] Dr. Öğr. Üyesi Egemen Seyfettin Kuşçu: Gerçekliğin Gerçekliği: Gerçekçilik ve Gerçekçilik Karşıtlığının Zemini [10:50-11:15] Prof. Dr. Cengiz Çakmak: Parmenides’in Arabasındaki Sinek: Dil, Gerçeklik ve Hiçgerçeklik [11:15-11:45] Soru-Cevap
II. Oturum / Oturum Başkanı: Dr. Öğr. Üyesi Vedat Kamer
[13:30-13:55] Arş. Gör. Mehmet Arslan: Matematiksel Nesnelerin Gerçekliği Sorunu [13:55-14:20] Dr. Filiz Didem Çoban Sarı: Aquinas’ın Düşüncesinde Mümkün Varlıkların Gerçekliği Sorunu [14:20-14:45] Dr. Öğr. Üyesi Elife Kılıç: Antik Yunan Felsefesi’nde Mekânın Gerçekliği [14:45-15:15] Soru-Cevap
15:15-15:30  Ara
III. Oturum / Oturum Başkanı: Dr. Öğr. Üyesi Egemen Seyfettin Kuşçu
[15:30-15:55] Dr. Engin Koca Teorik: Gerçekliğin İnşasında Dinamik Teorisinin Rolü: Ereksel Fizik ve Mekanik Fizik Karşılaştırması [15:55-16:20] Doç. Dr. Özgüç Güven: “Kuantum Mekaniğinin Betimlediği Gerçeklik Tam mı?” [16:20-16:40] Soru-Cevap
Yer: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Genel Kurul Odası
0 notes
haberin-varmi · 6 years
Text
Ordu’da panel: “Ekonomik krizin faturasını emekçiler ödemeyecek”
KESK Ordu Şubeler Platformu’nun düzenlediği “Ekonomik Krizin Faturasını Emekçiler Ödemeyecek” başlıklı panele DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da katıldı.
8 Aralık 2018 Cumartesi günü KESK’in 23. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle düzenlenen, Genel Başkanımız Arzu Çerkezoğlu, KESK MYK üyesi İlhan Yiğit, CHP PM üyesi İlhan Cihaner ve Ordu Üniversitesi Öğr. Üy. Yrd. Doç. Özgür Narin’in konuşma yaptığı panelin moderatörlüğünü Nursen Kaymaz üstlendi.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu panelde yaptığı konuşmada, asgari ücretin belirlenme sürecinin, devletin toplumla yaptığı en büyük toplumsal sözleşme ve en büyük toplu sözleşme süreci olduğunu söyledi.
Kriz dönemlerinin, karar ve tercih anı olduğunu belirten Arzu Çerkezoğlu, bu dönemlerde işçiyi, emekliyi, kadını, genci, halkı koruyacak ve daha bölüşümcü, sosyal, adaletli politikalar uygulamanın mümkün olacağını vurguladı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin Türkiye’de sadece asgari ücretle çalışanların değil, kamu çalışanından emeklisine kadar, işsizlik ödeneklerinden pek çok sosyal hakka kadar her şeyin hesaplanmasında temel ölçüt olduğunun altını çizerek, “Asgari ücretin yükseltilmesi, tüm ücretleri, toplu sözleşmeli iş yerlerimiz de dahil olmak üzere otomatik arttırır. Asgari ücretin belirlenmesi süreci bize göre devletin toplumla yaptığı en büyük toplumsal sözleşmedir, en büyük toplu sözleşme sürecidir.” dedi.
    Asgari ücretin on milyonların derdi olduğuna işaret eden Çerkezoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“Asgari ücret, bu ülkede bir ortalama ücrettir. O nedenle sendikalaşmanın bu kadar düşük, toplu sözleşme kapsamının dar, asgari ücret kapsamının bu kadar büyük olduğu bir ülkede, asgari ücretin belirlenmesi süreci bizim için en büyük paylaşım mücadelesidir. Asgari ücret süreci, herhangi bir pazarlık süreci değildir. O nedenle de aralık ayında başlamış olan bu süreci DİSK olarak, krize karşı mücadelenin, ücretlerin arttırılması noktasında somut, güncel program ve politika olarak görüyoruz. Bu anlamda da raporumuzu açıkladık ve önümüzdeki perşembe komisyon, ikinci toplantısını yapacak.  DİSK olarak örgütlü bulunduğumuz bütün her yerde, alanlarda, sokaklarda olacağız.”
Panelde, 26. Dönem CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile Ordu Üniversitesi Doktor Öğretim Üyesi Özgür Narin de sunum yaptı.
https://ift.tt/2Edc2ly
0 notes
erkankarakiraz · 6 years
Photo
Tumblr media
. N°5377: Herkes şiir okuyor, şiir yazıyor, sosyal medyada şiirlerden alıntılar paylaşıyor; ancak şiir kitaplarının okur tarafından yeterince edinilmediği gözlemleniyor. Şiir, okurunu bekliyor! Haydi, şiir kitaplarına hep destek, tam destek! *** Yere Düşen Gül Sesi senin or’da akşam evinden çıkmıyor komşularla konuşuyor hep kendine katlanıyor sokak aksak bir hüzünle topallıyor geçmişini senin or’da kent uslanıyor arkadaşlar kıraathanede toplanıyor alkol az içiliyor sigara hiç su veren de sızı veren de unutulmuyor senin or’da hüseyin ferhad okunuyor kurşun, kalemde oluyor yalnız bazı rindler mürekkep kanıyor ‘hayal de keşfediliyor ülke de’ senin or’da ılık gece doluyor ciğerlere yorgunluk nedir bilinmiyor müezzinden önce uyanıyor şair yere düşenleri topluyor, mıntıkamda gül var diyor senin or’da eylül diye bir mevsim olmuyor içerden çıkıyor çocuklar ceplerinde o uzun yağmuru taşıyorlar hayır kimse ağlamıyor ağlamıyor ağlamıyor senin or’da mizgin de ölmüyor uğur kaymaz da lacivertini içinde taşıyan mavi dolunay yalanlarına devam ediyor OLCAY ÖZMEN _____ “BİR MONARŞİNİN SONUNDA ARZU” başlıklı şiir kitabı içerisinde Edebi Şeyler/ Şiir Birinci Baskı: İstanbul, Haziran 2017 sayfa 21 *** . Kitaptaki diğer şiirleri merak ediyorsanız kitabı edinmenizde fayda var: https://www.dr.com.tr/Kitap/Bir-Monarsinin-Sonunda-Arzu/Olcay-Ozmen/Edebiyat/Siir/Turk-Siiri/urunno=0001707784001 . Kitaptaki diğer şiirleri merak ediyorsanız kitabı edinmenizde fayda var: https://www.imge.com.tr/product_info.php?products_id=167007 https://www.instagram.com/p/BoB2T76hSB8SX2QL1D9QDWYXsWK5go1iJ_7cWY0/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=6ecwtqps0ivc
0 notes