Tumgik
#avcılık
tamamsenkazandn · 1 year
Text
Avcılık spor değil cinayettir. Net.
14 notes · View notes
dusunselyazilar · 1 year
Text
Tumblr media
30.11.2022 Cumhuriyet Haberi.
0 notes
baskentataegitim · 2 years
Photo
Tumblr media
6 Ağustos 2022 tarihinde yapılan Avcılık ve Özel Eğitim sınavımızdan görüntüler. 👍GÜVENİN ADRESİ 0542 344 55 71 www.baskentata.com.tr #avcılıkkursu #özeleğitimeyardımcı #avcı #avcılık #avcılıksertifikası #avcılar #özeleğitim #ozelegitim (Özel Başkent Ata Eğitim Danışmanlık Merkezi) https://www.instagram.com/p/ChHgOMWjeqY/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
bulancakajans-blog · 2 years
Text
AVDOS Kaymakam Koç’a Hoş Geldin Ziyaretinde Bulundu!
AVDOS Kaymakam Koç’a Hoş Geldin Ziyaretinde Bulundu!
AVDOS Başkanı Onur Özkan, Başkan Yardımcısı Barik Engin, Basın Sözcüsü Zafer Çamaltı, Yönetim Kurulu Üyeleri Hamdi Gökdemir ve İsmail Turhan’ın katıldığı ziyarette, dernek çalışmaları hakkında bilgilendirmelerde bulunan Dernek Başkanı Özkan, Kaymakam Koç’a hayırlı olsun ve başarı temennisinde bulunarak, “Derneğimiz Avcılık, Atıcılık ve her türlü doğa sporları alanlarında faaliyet ve çalışmalarda…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
lattefawn · 9 months
Text
0 notes
dailydanielgillies · 9 months
Text
0 notes
platics · 1 year
Text
Mitolojiktanrilar - Pro+
Mitolojiktanrilar.com sitesi insanlara oldukça çok faydalı bilgiler sunan ve bu bilgileri sunarak insanın genel kültürünü artırmayı amaçlayan kullanışlı bir internet sitesidir. Site 7’den 70’e herkesin kullanımı için uygun olmaktadır. Felsefi düşüncenin özellikleri hakkında bilgi edinmek isteyen okuyucular sitenin felsefe bölümüne giderek bilgi edinebilirler. Bunun yanı sıra bu site okuyucusuna genel kültür hakkındaki yazılar ve makaleler, tarih hakkında bilgiler, İskandinav mitolojisi tanrıları hakkında bilgiler sunar.
Yunan mitolojisi tanrıları hakkında tüm merak edilenler de site içerisinde yer alıyor. Siteye Kratos kimdir ya da başka bir ifade ile Kratos mitoloji yazdığınızda karşınıza doğru açıklamalar çıkacaktır; ‘Kratos Yunan mitolojisinde en güçlü tanrıdır. Yunan Tanrısı Kratos hakkında anlatılan her hikaye neredeyse birbiri ile çelişmektedir’. Zeus (gökyüzü ve hava tanrısı), Poseidon (denizler tanrısı), Demeter (tarım ve bereket tanrısı), Dionisos (şarap, üzüm ve eğlence tanrısı), Artemis (okçuluk, avcılık, bakirelik tanrısı) gibi Yunan mitolojisi tanrıları hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler siteyi daha yakından inceleyebilir ve kendilerini geliştirebilirler.
2K notes · View notes
sillagen · 10 months
Text
Kafası sadece cinsellik üzerine kurulu hesap ve blogları engelliyorum. İki lafının biri ona denk geliyor. Bu her insanda varolan bir şey ama kardeşim midem bulanıyor bu kadar abartmaya. Avcılık ve toplayıcılık dönemini atlatmamız lazımdı bence.
32 notes · View notes
doriangray1789 · 7 months
Text
"hiç bir şey kitle kültüründeki yozlaşma kadar çabuk bulaşmaz"
Jose Ortega y Gasset
ilgilenenler için:
kütlelerin isyanı, gasset' in en önemli eseri olup 20'inci asrın yüz büyük fikir ve felsefe kitabı içinde sayılacak çaptadır. demokrasinin yaygınlaşmasıyla birlikte insanlık gittikçe bayağılaşmakta, bir yığın-adamı diktatörülüğüne doğru gitmektedir. ortega bu gidişin karşısına seçkinciliği, fikir ve aksiyon soyluluğunu, koruyucu hiyerarşiyi koymak istemektedir. Bununla birlikte
1930'da yayinladigi kitlelerin isyani yavas yavas gelismekte olan kitle toplumunun ve demokrasinin handikaplarini sergiledigi calismasidir. ilk bakista elitist vurgusu can sikici olsa da 1930'larda birbiri ardina zuhur eden fasist rejimler arkadasin calismasinin degerini gostermistir. 
bu calismasinin yanisira okunmasinda fayda olan eserleri sevgi ustune ve universitenin misyonudur.
akilda tutulmasinda fayda olan mottosu kitlelerin isyaninda zikrettigi: "iki tur insan vardir: bir, kendilerini findik kabugu gibi kader dalgalarina birakanlar; ikincisi kendi yasamlarinin cizgisini cizenler"dir.
20.yy. geçiş yazarlarından, mühim ispanyol feylesofu. "kavşak noktasındaki adam" seçme yazıları "tarihsel bunalım ve insan" adıyla 1992'de metis seçkileri'nden yayımlanmıştır. "sevgi üstüne" ve "avcılık üstüne" adlı denemeleri de önemlidir….
görenek ve davranışlarlar insanların yaşamın değişik olayları karşısındaki alışılmış tepki biçimleridir ve o tepki halkın karakterine uygun olarak kendini gösterir.görenek yasayla düzeltilmez, reform ancak bireysel karaktere uygulanabilir, ona uygulanmalıdır. bu da olsa olsa eğitim ve kültür yoluyla yapılabilir; ama hazır davranış modelleri ve kültür kalıpları sunarak ya da dayatarak değil, bireyi kendi ortamından kaynaklanan yazgısı doğrultusunda, kendi özgün içsel gerçeğini geliştirmeye yönelterek." -her şeyden ve kendinden uzak, yıl içinde yapılan kıtalararası yolculukların en çok sekizincisinden sonra bıkkınlık veren boşluk ve yalnızlık duygusu ortaya çıkıyor. global olduğu doğru, ama sürekli uçak yolculuğu yapan kişinin üzerinde dinlendiği ve alıştığı koltuğun, sonuçta tekdüze ve katlanılamaz olduğu da bir gerçek. yeryüzünün her yerinde bulunan, güvenli ama sevimsiz, karşılaştırıldıklarında birbirlerine benzeyen havaalanlarına, otellere ve restoran zincirlerine kilitleniyorlar, ya da havalandırması iyi, ama itici otel odalarında benzer video-kaset çeşitleriyle uyuşuyorlar.
hızlı yaşayanların ruhu, vücutları kadar çabuk dolaşmıyor, aynı şekilde bir başka şeye çabucak uyum sağlamak da kolay olmuyor. bilinmeyen, gerçekten yeni olan bir şeyle hiç karşılaşılmıyor ya da görülenler de hemen unutuluyor.
böylelikle insan her yerde olabiliyor, ya da aksine hep aynı yerde kalıyor, her şeyi görmüş oluyor ya da çoktandır bilinen bir şeyi görüyor ve uçak yolculuklarında ücreti ödenmiş mesafeleri biriktiriyor.
tıpkı evinde oturanların telefon kartı, pul, bira şişesi altlığı biriktirmesi gibi.
11 notes · View notes
beetmvaugs · 1 year
Text
Artemis:
‘‘Onların memeleri olmadığı için, besin üretmeyi bilmezler. Ve ancak avlanarak kazanmaları onlara işlemiştir artık; dünyaları avlanarak zenginleşme üzerine kuruludur. Memelerinin yerini taşakları tutar. Ve bu taşaklarla savaşırlar. Ve bu taşaklar için savaşırlar. Kazanan taşaklıdır. Ne şekilde kazandığı değişir. Bu değişken kazanımlar güç savaşlarını oluşturur. Foucault’nun iktidar söylemini eril yıkıcı enerjide bulabiliriz. Doğanın yok edici güçleri olarak da geçer. Onlar, savaşmadan gelişilmeyeceğine inanırlar. Çünkü yalnızca savaşarak gelişmişlerdir. Başka türlüsünü bilmezler. Böylesinin ağzındaki laf, insanoğlunun yaşam evrelerinin katmanlarına sinmiş çokbilmişlikle bezelidir. Bunun sebebi, ayağını bastığı zemini kaybetmemek adına, uçmayı göze alamamasında yatar. Bir de bunun tam tersi vardır. Öylesi de denizin üstünde yürümekten yüzmeyi unutmuştur. Konumlanma ve algı ilişkisi diyelim. Bittabii, konumlandığı düzlemin dilini konuşan ve konuştuğu dili savunan insan, varolmak için savaşmaktan bahsediyorsa; varolmak için savaşmak durumunda kalacaktır. Çünkü bunu söyler ve bunu yapar. Oysa avcılık, evvela bir spordur. Kişiyi geliştirir. Ancak bunu hayatın kendisi zannetmek, bu vizyonsuzluktur. Örneğin okumu ve yayımı kullanırlarken, ok ve yay olabilmişler midir? Yoksa sadece bunun sağladığı faydaya mı bakmışlardır? Çeliğinin parıltısı ve avlarının kanıyla sarhoş olurken, yaylarını ve oklarını kutlamışlar mıdır? Aletin efendisi olarak mı hissetmiştir, aletin kendisi mi? Bu biraz da aletle ne yaptığınıza göre değişir. Bir bıçakla insan da öldürebilirsiniz, çorbalık malzeme de kesebilirsiniz. Var da edebilirsiniz, yok da edebilirsiniz. Oysa memeler bir organdır ve üreticiliği ve besleyiciliği onu taşaklarınki gibi bir oyuna sürüklemez. Elbette memelerin de oyunları vardır ancak daha farklı. Patlamak isteyen bir volkandan ziyade emilmek isteyen bir kaynak gibi. Üretmeyi bilmesi, kaynağın kendisi olması fikriyle birleşir ve kazanmak için elde etme ihtiyacı olmaz. Çünkü doğurabilir. Ancak doğurması ve memelerinin süt dolması bir itkiye bağlıdır. Durgun suları dalgalandıran bir kıvılcım, sistemi tetikler. Onun üretken ve besleyici doğayı yaşatabilmesi o kıvılcımı sarıp sarmalayarak bir cana çevirmesiyle olur. Işığı karanlıkla yoğurur ve varlığı doğurur. Ve ancak o tek başına da durgun bir göl değildir, her ay kanlar akıtır ve kendini ve doğurganlığını tazeler. –Doğurmak için itkiye ihtiyacı olmayan memeler de azdır ama vardır.
 Savaşarak bireyselliğini kazanmış olduklarını düşünenler, kendi önlerine çıkardıkları sınavları vermektedir. Elbette bunu keyfi ve oyun olarak yaşayan da var ancak çoğu, veremediği sınavlara çalışmaktadır. Savaşarak gelişmek, ötekilik ihtiva eden bir evrenin işleyişidir. Birlikte uyanamamış kişinin gözleri kapalıdır. Kendilerine güvenleri konusunda çok haklılardır çünkü o evrende bu oyun ve savaş geçerlidir. Ağdalı maddenin, rasyonel aklın ve teknolojik gelişmenin hülyası kapalı gözlere sahneler doldurur. Küresel olarak insanlığın gölgesiyle yüzleşmesinin sebebi, bir vücudu olduğunu düşünmesidir. Bilmezler ki o kadar yol hiçbir zaman gidilmeyecektir. Çünkü sıçramaları gerekir. Kanının son damlasına dek savaşacak olanlar, kendilerine biçtikleri rolleri hangi filmden aldıklarını bir kez daha düşünmeli. Kendine ispatlayacak şeyleri olanlar en fazla konuşanlardır. Ve dünya dil ile yönetilir. İstikrarla iletilen bir ileti, duyanı etkiler ve fazla konuşanlar ne dediklerine çok da bakılmaksızın kolektifte yer alır. Bu öyle tehlikelidir ki, yol açtığı iğrenç sonuçlar dünya çapında izlenebilir. Neyse ki çok seslilik artmış, artarken yeni yapı ve sunumlar kurmuş, muhalefet çoğalmış ve fazla konuşanlar çok seslilik tarafından sindirilmiştir. Artık içinde yaşadığımız çağ çok seslilik çağıdır. Ancak henüz bitmemiş fazlaca şey var. Kazanarak var edilen taşaklardaki kıvılcımlar yarışmadan doğmak istemiyor…Hadi bakalım. Varoluşlarını kazanmak bu savaşa bağlı. Bereketli topraklarıyla var olan bir yaradılıştan farklı. Ve zaten bu yüzden, dünya bir savaş arenası gibi döndü durdu yüzyıllarca. Topraklarını döllemek, imzalarını bırakmak isteyenlerin savaşı Dünya’yı bir arenaya çevirdi. Doğal olmayan yollarla yapılan savaşlar ise Dünya’nın yapısını bozdu ve kirletti. Şimdi Dünya, sizin ona yaptığınızı size yapıyor. Yaşam savaşı verdiren bir kaçışla, bu sefer kaçıyorsunuz. Yaptığınız şeyden. Doğa’nın uyanışı yalnız ilkbahar demek değildir. Doğal yahut yapay bir senaryonun birbirinden ayrılacak hali kalmamıştır. Çünkü yapay savaşları sizler ürettiniz. Ama hala savaşıyor insan, nefes almak için, hayatta kalmak için. Tek fark, kendi bildiği bir oyunda değil. Ve kuralları da kendi koymadı. Ve hep birlikte savaşıyor. Ortak bir düşmana. Virüs olan. Kendi gibi bulaşıcı ve yayılmacı, nefes kesen, ateş yükselten, baş ağrıtan, öldüren. Bıçağı ne için kullandıysa. Silahına ne koyduysa. Ok ve yaya nasıl baktıysa. Kendini efendi olarak gören insan, efendiliğiyle sınanıyor. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Bir kıyamet repliği, insanın uyanışı.
 Eski düzenleri sürdürmeye çalışanlar başarılı olamayacak. Gelecek dişildir. Hekate geleceğin tanrıçasıdır ve gelecek gelmiştir. Elini taşın altına sokmaya cesaret edemeyen kimse taş atacak gücü bulamayacak. Bir ok olmanın ne demek olduğunu bilmeyen kimse sıçrayamayacak ve varamayacak.’’
                                                                                                       Ocak 2021
(dipnot: Bu metni yazdığımı unutmuşken, Şirince / Kayserkaya’da Artemis isimli evde denk geldim. Yanımdaki bey savaşmayı överdi. Ben ise rüyamda Meryem Ana’yı görmüşüm bir zaman da, aradan zaman geçmiş Cebimdeki Artemis diye remix video yapmışım da, videodaki gibi Artemis’e taşınmış ve Artemis yazan anahtarlığı cebime koymuşum da, orada Meryem Ana’lı rüyam gerçekleşmiş idi. Ne var ki derinlemesine inceleme gerektiren durumlar için bazen kendi rahatımı bozduğum olur. Dolap isimli remix videomdan sonra içim bir hayli sıkıldıysa da, dönen - girilen - saklanılan - olunan vb bir şey olarak dolabı görmüş oldum. O sıkıntı beni Tiamat’a kadar götürdü zira Meryem ile de aram iyiydi ve elimin kolumun bağlanışı, tıpkı kolsuz Meryem Ana heykelleri gibi topluma mal olmuş gibiydi. Bu kolları tanıdığım için nerelere gittiğini gördüm ve erkek arıların kraliçe arı ile çiftleşmek ve onu korumaktan başka bir iş yapmadığını ve hatta iğneleri olmadığını, tüm balı dişi arıların ürettiğini ve ancak tüm cakayı erkeklerin attığını öğrenmiş oldum. Hele bunu anacılıkla bağdaştırıp retoriğe ekmek banan soytarılar evlerden ırak, diye düşündüm. Neyse, neticede bu yazı bugün kendini hatırlattı ve ben de aynen paylaştım.)
8 notes · View notes
ecemsu · 5 months
Text
Gece rahat uyuyamayanların bilimsel bir açıklaması varmış ; geçte ki atalarımız iki guruba ayrılıyormu birileri gece kuşu olarak adlandırılan avcılık işi ile ugraşanlar yanii genetik yatkınlıgımız atalarımıza baglı olabilir 😅
4 notes · View notes
klndrmsrp · 1 year
Text
Arkadaşlar biz vaktiyle Hanefi Mezhebi'nin en önemli fıkıh kitaplarından biri olan Mülteka'yı okurken, av ve avcılık bahsinde şunları öğrendik. Avcı avını gördüğünde besmeleyi çeker ve tetiğe basar.
Avı vurduğunu hissederse, köpeğine tiyo verir, köpek gider avı yakalayıp getirir. Avcının köpeğin avı nasıl getirdiğine bakması farzdır. Dudakları ile mi götürdü yoksa dişleri ile mi götürdü? Eğer dudakları ile götürdü ise, onu sahibi için getirmiştir.
Eğer dişledi ise, ona salyasını akıttı, kendi nefsi için tutuvermiştir. Eğer ısırdığı için hala ölmemişse, hemen orada besmele ile yeniden kesilir ve o zaman helaldir, sadece o ısırdığı yer kesilir köpeğe verilir. Ama eğer ısırdığı için öldü ise, o zaman o murdardır yenmez."
dedikten sonra sözü eğitime getirdi: "Şimdi ben size ne anlatıyorum? Bulunduğumuz ve imtihan olunduğumuz makamlar ve imkânlar emanettir, bunları ısırarak salyamızı bunlara akıtıp murdar etmeyelim. Makamlar emanettir, bunlar gelip geçicidir.
Bizim sahibimiz Rabbimiz ve davamız için kullanmamız gereken şeylerdir. Bunları ısırarak, bunlara salyamızı karıştırarak, hem kendimizi helak ederiz, hem de peşimizden gelenleri, arkamızdakileri helak ederiz."
Prof. Dr. Necmeddin Erbakan
15 notes · View notes
banasorarsan · 2 years
Text
Merhaba ıssız adaya düşmüş insanlar. Yanınızda kimler var bakem?
Çok güzel bir anime izledim geçenlerde. Normalde en sevdiğim anime "Elfen Lied"di artık değil! Birazdan bahsedeceğim anime ilk olarak 99 yılında çekildi daha sonra 2011 yılında tekrar çekildi. Mangasının çıkış senesini bilmiyorum. Google ablaya sorarsınız o kısmı. Bu mangayı yazan abimiz yazarken çok uzun aralar veriyormuş. Bu nedenle son sezonu 2014 yılında yayınlanmış. Ben daha yeni izledim. Yeni bölümlerin mangası çıkacak diyorlar. Umarım animesi de çekilir.
Bu uzun girizgahtan sonra diyeceğim o ki; bahsi geçen anime: HUNTER X HUNTER
Tumblr media
Ahhh Gon'um, taş kağıt makasım. Çok üzdüler bu bebeyi.
Uzun zamandır yazmadığımdan mı nedir yazan yerlerim tutmuyor. Nasıl anlatsam bilemedim. Neyse sudan çıkmış balık gibi dalıyorum ortaya. Eşlik edin de mal gibi görünmeyeyim.
Tumblr media
Bu manga/anime evreninde Hunter diye bir olay var. Bu hunterlık yüksek bi' mevki. Öyle kafasına göre herkes çıkıp olamıyor. Çok zor bir sınavdan geçip bu lisansı alman lazım. Her sene yüzlerce kişiden sadece 3-5 kişi alabiliyor lisansı.
Baş kahramanımız Gon (yukarıda başını kaşıyan velet), bu veletin babası bir avcı. Hunter yani. Fakat Gon babasıyla hiç tanışmamış, halasının yanında büyümüş küçük bir çocuk. Diyor "Ben de babam gibi avcı olacağım, onunla tanışacağım." Sınava girmek için yola çıkıyor. Böylece anime Gon'un avcılık lisansını alıp babasıyla tanışabilme ihtimalinin etrafında şekilleniyor.
Gon bu yolda bir kaç dost ediniyor. Gon ile karşılaşan herkes onun saflığıyla ve temizliğiyle mest oluyor falan. Klasik baş karakter.
Tumblr media
Başlangıçta ponçiklikler dolu anime daha sonra çaktırmadan karanlık bir tarafa evriliyor.
İçinde bir çok şahsına münhasır karakterlerin olduğu anime bazen çok durgun bölümlerden oluşuyor. Yine de bir sonraki bölümü izleme hevesiyle yanıp tutuşuyorsunuz.
Tumblr media
Ahh Killua'm üzümlü kekim. En has karakterlerden biridir. Gon'un en has dostu. Her eve lazım türden. Kendisi hakkında çok fazla bilgi vermeyeceğim. Güzel bir karakterdir. Kusursuz başrolün yanında kendimize daha yakın hissettiğimiz kusurları olan bizden biri. Yani çok da bizden biri değil düşününce ama öyle gibi de...
Hızlı tüketim içeriklerin içinde kaliteli ürünlerden. İzlerseniz pişman olmazsınız izlemezseniz de hayatınızda bir şey değişmez. Öyle "Aaaaa nasıl izlemeezssiiiinnn kankaaaa" cılardan değilim ama yine de sorarım "İzledin mi?" diye.
İzledin mi?
Kanka izledin mi?
Hala izlemedin mi?
İzledin mi?
İzlesene...
Niye izlemedin?
İzle!!!
İzledin mi kanka?
İzle ha tamam mı?
Tumblr media
3 notes · View notes
baskentataegitim · 2 years
Photo
Tumblr media
Avcılık Kursu ve Özel Eğitime Yardımcı Eleman Yetiştirme Sinavından Görüntüler. 0542 344 55 71 www.baskentata.com.tr #avcı #av #avcılık #özeleğitim #özeleğitimöğretmeni #avcılıksertifikası #ozelegitim #başkentata #ankarakurs #kızılay #kızılaykurs (at Özel Başkent Ata Eğitm Danışmanlık Merkezi) https://www.instagram.com/p/CeOtv-SDhUw/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
veganlogicdinamo · 2 years
Text
Gazetemiz yazarı Zülal Kalkandelen'e tecavüz tehdidine beraat kararı verildi!
'Bana bir şey olduktan sonra mı peşine düşeceksiniz?'
5 notes · View notes
lattefawn · 10 months
Text
https://www.sar1880.com/
0 notes