Tumgik
#bi de akademik kariyer
Text
Tumblr media Tumblr media
Şu ilişki
11 notes · View notes
karanligaesir · 9 months
Text
Her şeyi halledip akademik kariyer yapıcam öyle de bi kadınım
22 notes · View notes
uranustein · 1 year
Text
ya abi hiçbir şeyi zamanında yapamıyorum. nolur yani dün quizi çözüp gönderseydim, şimdi hem düşük alıcam puanım kırıldı hem de güzel de olmadı yani. 
geçen hafta da böyle uğraştığım ödevi sumbitlemedim o da kaldı. ondan da kırıldı puanım. 
yarın desen sınavım var ama dönem boyunca hiç bakmadığım bölüm dersim. konuların yetişmesi imkansız gibi ve ben hala saçmasapan bi quizle uğraşıp duruyorum ve obsesif davranışlarımdan onu da erken bitiremiyorum ve şu an sınıfta o kadar sorumsuz insanlar da olmasına rağmen tek sumbitlemeyen benmişim. 
zaten ilk dönemki olaylardan sonra ortalamam berbat, yanlış anlaşılmasın bahane sunmak değil amacım. ne olduysa benim hatam.
ya ben derece yaptım, çok istediğim bi yerdeyim ve abi ben çok başarılıydım. sözde bölümü de ingilizce okusam uluslararası bir akademik kariyer falan elde edecektim, hatta yeni diller de ekleyecektim üstüne. şu an ingilizce olan her şeyi okumak öyle zor geliyor ki. nasıl bu kadar çökebildim?
 aslında sebebi önceden de çalışmıyor oluşum. hiçbir zaman çalışkan bi insan olmadım. her zaman sınav öncesi bakmak falan yetti de arttı, kafii dedim köşeme çekildim. daha önce hiç başarısızlık görmemiştim ama ben şu an başarısızım ve bi adım atmadıkça da böyle kalacağım. 
ve artık eve gitmek istiyorum ama o işler de sıkıntı :( hem özledim hem de yakın olunca kalbim çok kırılıyor, çok acayip bi terazi.,
ben artık quize dönmeliyim, daha sınava çalışacağım..
0 notes
acid-gramma · 2 years
Note
Aminakoyim dehbli olmak bok gibi olmalı zaten allahuteala tarafından atanmış üstün bi zekanız yoksa akademik kariyer konusunda direkt eleniyorsunuz gibi oluyor
sahsen tanidigim bildigim neredeyse en zeki akilli ve akademik olarak alaninda basarili insanlarin (celal sengor mesela) dehb gibi bi ortak ozellikleri oluyor. sanirim kullanmayi ve bununla yasamayi bilmekle alakali. rezil de edebilir vezir de
8 notes · View notes
seerendipity · 2 years
Text
okuldan bi kız hem benim bölümde birinci hem fakültede birinci mezun oldu hem de benim düşündüğüm bölümde çap yapıyor bayıldım bayıldım bize de nasip olsun böyle akademik kariyer 🙏🏿🙏🏿🙏🏿
6 notes · View notes
bbellium · 3 years
Text
pardon da ben bu kadar saatte işe gidip para mı kazanayım çalışıp akademik kariyer mi yapayım hobilerimi icra edip akli dengemi mi korumaya çalışayım tüm bunlarla cebelleşmek yetmez gibi bi de insanlarla mı uğraşayım manyak oldum koşturmaktan off bir günün düz 30 saat yapılması hakkında khk lütfen
7 notes · View notes
semtinghettosu · 3 years
Note
Akademik kariyer odaklı bi erkek süphanallah ilk defa karşılaşıyorum
Hooaaaydaaa xkxkxjzkxx maşallah de bari nazar değmesin
1 note · View note
Text
sizde de bir süredir şey hissi var mı bilmiyorum ama sanki benim dışında herkes akademik kariyer yapıyor, tüm dünyayı geziyor, çok mutlu ilişkileri var ve hayatın tadını çıkara çıkara yaşıyor da bi tek ben böyle kalmışım gibi...
36 notes · View notes
1-not21 · 3 years
Text
Afgan-Y.Òzdil
Afganistan'dan çıkıp yürüye yürüye Türkiye'ye gelmen demek, Türkiye'den yola çıkıp yürüye yürüye Hollanda'ya gitmen demek…
Arada o kadar mesafe var. Ve hâlâ, bunların yürüye yürüye geldiklerine inanan gerizekalılar var.
Hepsi erkek, hepsi eli silah tutacak yaşta, savaştan kaçıyoruz diyorlar ama, yanlarında hiç kadın yok, hiç çocuk yok, hiç yaşlı yok, gelenlerin arasında kilolu adam bile yok, hepsi zımba gibi, hemen hepsi Pakistan'da üretilen bir spor ayakkabıyı giyiyor.
Bavulları yok, ellerinde donunu fanilasını veya yarım kuru ekmek koyacağı bir poşet bile yok, güya dört bin kilometre uzaktan geliyorlar, yanlarında küçük pet şişe su bile yok, belli ki sınırı geçer geçmez, bu tür imkanların kendilerini hazır beklediğini biliyorlar.
Dolayısıyla herkes merak ediyor, neler oluyor?
1995 yılıydı.
CIA, dolar yüklü kamyonlar göndererek, peşmergeleri örgütledi, örtülü operasyonlarla Saddam'ı devirmek için düğmeye bastı.
Türkiye'den yola çıkan kamyon konvoylarında, karton kutular içinde yüz dolarlık banknotlar vardı, adam satın almak, milis güç kurmak, sabotajlar, suikastlar için yüz milyonlarca doları nakit dağıttılar.
Olmadı.
Beceremediler.
Peşmerge aşiretlerinden değil silahlı kuvvetler, zabıta teşkilatı bile kurmak mümkün değildi, hem eğitimleri yoktu, hem savaşabilme kabiliyetleri yoktu, fiyaskoyla sonuçlandı.
CIA apar topar tahliye operasyonu başlattı.
Saddam bu işbirlikçi peşmergeleri imha etmesin diye, maşa olarak kullandıkları 10 bin civarında peşmergeyi kaçırdılar.
Habur'dan Türkiye'ye soktular.
Batman'dan nakliye uçaklarına bindirdiler.
Tee pasifik okyanusundaki Guam adasına götürdüler.
Niye oraya götürdüler?
Çünkü, orada ABD'nin en önemli hava ve deniz üslerinden biri vardı.
Bu seferki girişimlerinde başarısız olan peşmergeleri, bir dahaki sefere başarılı olmaları için eğiteceklerdi.
Bazılarını Özel Operasyon Bölümü tarafından eğitip, adı üstünde, örtülü operasyonlarda savaşçı olarak kullanacaklardı, bazılarını da akademik konularda eğitip, merkez bankası, nüfus idaresi, tapu dairesi, vergi dairesi gibi, yakında kurulacak olan Kürdistan'ın bürokrat kadrosunu yetiştireceklerdi.
Küçük bi pürüz vardı…
CIA'in peşmergeleri ABD Adana Konsolosluğu denetiminde sınırdan geçirilip Silopi'deki hac konaklama tesislerine yerleştirilmişti ama, pasaportları yoktu, kimlik bilgileri yoktu.
Daha doğrusu, elbette vardı ama, Amerikalılar yok diyor, yok dedirtiyordu, işbirlikçi peşmergelerin kimlik bilgilerini Türkiye'ye vermek istemiyorlardı.
Bize akıl öğrettiler… “Sizin pasaport kanununuzda bu tür durumlara uygun madde var, parmak izlerini alın, geçirin” dediler.
Bizimkiler hık mık etti ama, elleri mecburdu, geçirmiyoruz birader diyecek halleri yoktu.
Ankara'dan beş kişilik uzman ekip getirildi, peşmergelerin tek tek parmak izleri alındı, buyrun geçin denildi.
Parmak izi bilgileri, MİT arşivine kaldırıldı.
– (Parantez açalım… CIA peşmergelerinin, Habur'dan Batman'a transferi sırasında, ABD Ankara Büyükelçiliği'nde Batman doğumlu bir genç, ekonomist olarak çalışıyordu. Kürt kökenli bu genç, elçilik tarafından Silopi'ye gönderildi, Amerikalılarla peşmergeler arasında tercümanlık yaptı. Gel zaman git zaman, bu kabiliyetli genç adam, Akp iktidarında Türkiye Cumhuriyeti'ne bakan oldu.)
– (Hadi bir parantez daha açalım… Aynı günlerde, ABD İstanbul Başkonsolosluğu'nda siyasi ataşe olarak çalışan arkadaşın ismi neydi biliyor musunuz? James B. Bond'tu! Hem vallahi hem billahi, Amerikalı siyasi ataşenin ismi, James Bond'tu. Üstelik, yine 1995 yılında, Türkiye'de görev yapan CIA ajanlarının listesi Alman basınında yayınlanmıştı, bu arkadaşın ismi o listedeydi. Parantezi kapatalım, devam edelim.)
Üç yıl geçti.
1998 oldu.
Guam adasına götürülen peşmergeler artık iyice pişmişti, olgunlaşmışlardı, “Guamerge” olmuşlardı, gene Türkiye üzerinden, bazıları da Ürdün üzerinden, Kuzey Irak'a sokuldular.
Bu dönemde, Kuzey Irak'taki otorite boşluğundan en çok Pkk faydalanmıştı, Kandil dağına iyiden iyiye yerleşmişti.
Özellikle Guamergeler döndükten sonra, Pkk'nın bölgeye geçişi hızlanmıştı, peşmergeyle Pkk'nın işbirliği ayyuka çıkmıştı.
Acaba, Guam'a götürülenler arasında Pkk'lılar da var mıydı?
Bu sorunun cevabını bulmaya çalışan Türk istihbaratı, Barzani'ye haber saldı, Pkk faaliyetleri hakkında konuşmak üzere, bölgedeki aşiret liderlerini toplantıya davet etti.
Randevu ayarlandı, Kuzey Irak'ta, bizim kontrolümüzdeki bir adreste buluşuldu, biraz sohbet edildi, bilahare mevzuya gelindi.
Türk tarafı rahatsızlığını dile getirdi, aşiret liderleri sessizce dinledi.
O sırada çay servisi yapılıyordu. Garsonlar tabii ki garson değildi. Çaylar içildi, çay bardakları garsonlar (!) tarafından toplandı, mutfağa götürüldü, o bardağı kim kullandıysa onun ismiyle etiketlendi, kolilendi, Ankara'ya getirildi.
Guam'a götürülenlerin parmak izleriyle eşleştirildi.
Evet…
Pkk'ya açık destek veren 17 aşiret lideri, Guamerge'ydi!
Bu müthiş tahliyeyi ve Guam operasyonunu Robert Booker Baer yönetmişti, kısaca “Bob” olarak tanınıyordu.
CIA'in Irak şefiydi.
Irak'tan önce Fransa'da Hindistan'da Lübnan'da Sudan'da Fas'ta Tacikistan'da Gine'de Somali'de görev yapmıştı.
Anadili seviyesinde Arapça ve Farsça biliyordu, Fransızca, Almanca, Rusça, Çince, Tacikçe konuşuyordu, anca Belucistan'da duyabileceğiniz Beluçça'yı bile konuşuyordu.
1952 doğumluydu, Georgetown Üniversitesi ve Kaliforniya Berkeley Üniversitesi mezunuydu, 1976 yılında CIA'ye katılmıştı.
Silah uzmanı olan eşi de CIA ajanıydı, vurucu görev yapıyor, Saraybosna'da Hizbullah hedefine suikast düzenlerken tanışmışlardı, çocukları yoktu, Pakistan'dan bir kız çocuğunu evlat edinmişlerdi.
İşbirlikçi peşmergelerin devasa tahliyesi ve Kürdistan'ın temellerini atan Guam operasyonu nedeniyle, olağanüstü başarılar üzerine verilen, CIA kariyer madalyası almıştı.
Sekiz yıl daha geçti.
2006 oldu.
Syriana filmi vizyona girdi.
Başrolünde George Clooney vardı.
Senaryosu pek sürükleyiciydi… Amerikan petrol şirketleri, gizli servisler, köktendinci terör örgütleri ve Ortadoğu hükümetleri arasında dönen dolapları anlatıyordu.
Suriye'yi andıran Syriana kelimesi, Ortadoğu'yu yeniden dizayn etme projesinin, yani, Büyük Ortadoğu Projesi'nin kodadıydı.
– (Yine parantez açalım… Büyük Ortadoğu Projesi kavramı, Türkiye'de ilk kez 2004 yılında asrın liderimiz tarafından dile getirilmişti.
Başbakan sıfatıyla ABD'ye gitmiş, Yahudi Komitesi'nden cesaret ödülü almış, Katolik üniversitesi St. Johns'da cübbe giyerek, fahri doktora unvanı almış, bilahare Washington'a geçmiş, ABD başkanı Bush tarafından oval ofis'te ağırlanmış, Türkiye'ye döner dönmez “ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Diyarbakır yıldız olacak” demişti.
Büyük Ortadoğu Projesi nedir, Diyarbakır niye yıldız oluyor, mesela niye Erzurum veya Balıkesir yıldız olmuyor da Diyarbakır yıldız oluyor, kimse merak etmemişti!
Üstelik, asrın liderimiz, Türkiye, İtalya ve Yemen'in Büyük Ortadoğu Projesi'nin “eşbaşkan”ları olduğunu söylemişti.
Bu görevi bize kim, hangi yetkiyle verdi?
Eşbaşkanlık için hangi taahhütlerde bulunuldu?
Türkiye'nin yükümlülükleri neydi?
Madem Türkiye Cumhuriyeti böyle bir görevi üstlenecek, o halde neden Tbmm'nin onayına sunulmadı?
Gene kimse merak etmemişti!
Kapatalım parantezi, devam edelim.)
Syriana…
Büyük Ortadoğu Projesi'nin kodadıydı.
George Clooney bu heyecan dolu filmdeki rolüyle Oscar kazandı.
Tecrübeli CIA ajanı Bob Barnes'ı canlandırıyordu.
Bilmiyorum, Bob Barnes ismi size birini hatırlattı mı?
Tam isabet…
Filmdeki Bob Barnes karakteri, aslında Robert Booker Baer'di.
Çünkü, Syriana filminin senaryosu, bizzat Robert Booker Baer'in 2002 yılında yazdığı “See No Evil” isimli kitabından uyarlanmıştı.
Kitaptaki ve filmdeki hadiseler, Robert Booker Baer'in hatıralarından oluşuyordu.
Büyük Ortadoğu Projesi'nin kodadı, Syriana'nın ilham kaynağı, devasa tahliye operasyonuyla peşmergeleri Türkiye'ye geçiren, Kuzey Irak'ta Kürdistan'ın temellerini atan CIA istasyon şefiydi.
Kendini dünya lideri ülke zannederken, kendini başrolde zannederken, Oscar ödüllü senaryolarda “figüran” olmak, işte böyle hazin bir duygudur maalesef.
Yürüye yürüye Türkiye'ye giren Afganlara dönersek…
ABD, Afganistan'dan çekiliyor.
20 yıldır oradaydılar, mayıs ayında peyderpey çıkmaya başladılar, bu ay sonu itibariyle Afganistan'da Amerikan askeri kalmayacak.
Amerikan ordusuna çalışan 19 bin işbirlikçi Afgan'ı ABD'ye alacaklar.
Vatandaşlık sözü karşılığında sözleşme imzaladıkları biliniyor.
Bu sözleşmeye güvenerek CIA emrine girdikleri biliniyor.
ABD büyük devlet olarak verdiği sözü tutacak, bu 19 bin işbirlikçiyi illa ki göçmen olarak ülkesine alacak, geriye kalan bir milyon civarındaki işbirlikçiyi Türkiye'ye yıkacak.
Bu geriye kalan bir milyon civarındaki Afgan, diğer 19 bin işbirlikçi gibi savaşçı, ajan veya tercüman değil… Bunlar, Afganistan'daki Amerikan şirketlerinde veya Amerikan himayesindeki şirketlerde çalışanlar… Petrol, doğalgaz, maden, inşaat, gıda, nakliye şirketlerinde çalışıyorlardı.
Amerikan askerlerinin ihtiyaçları ve Afganistan'ı yeniden inşa etmek için dökülen milyar dolarlar, bir milyon civarında Afgan'a düzenli istihdam sağlıyordu, Amerikalılar bavulları toplayınca, bunların hepsi ayazda kaldı.
Afganistan'da kadınların çalışması yasak olduğu için, Amerikalılara çalışanlar arasında kadın yok.
Amerikan veya himayesindeki şirketlerde çalışanlara vize kolaylığı vaadedilmişti. Ama, bu kadar insana vize verip, hobaraa diye ABD'ye götürecek kadar keriz değiller… Bu yüzden, Kabil'deki Amerikan büyükelçiliğinin kapısına yalvar yakar dayanan işbirlikçi Afganlara “siz hemen Türkiye'ye geçin” diyorlar.
İran üzerinden Türkiye'ye geçmelerini bizzat organize ediyorlar.
Zaten aslına bakarsanız, Kabil'deki Amerikan büyükelçiliğinde görevli personel bile neredeyse kalmadı, üç ay önce personeli geri çektiler, elçiliği boşalttılar.
Bu transit geçiş için Washington'la Tahran'ın masa altından el sıkıştığı muhakkak… Yoksa İran'ın böyle tabur tabur geçişe izin vermesi mümkün değildi.
Bu transit Afganlı geçişi İran'ın işine geliyor, hem ülkesine kaçak girişi kontrol etmiş oluyor, hem haberi yokmuş gibi davranarak Türkiye'nin başına bela etmiş oluyor.
Amerikan medyası bile gizlemiyor, tüm bunları şakır şakır yazıyor.
Sayın “işbirlikçi” medyamız yazmıyor, örtüyor.
Ve hal böyleyken, ne diyor asrın liderimiz?
“Zayıf ülke olmadığımız için mültecileri alıyoruz, almaya devam edeceğiz” diyor.
Akp sayesinde ABD'den bile daha güçlü ülke olduğumuzu kavrayamayanların hakikaten utanması gerekiyor!
1 note · View note
nesepalamudu · 4 years
Note
eğer sosyal psikolojiye ısınmışsan ona yönelmelisin bence. kliniğin maddi gelirini, gelecekte önüne açabileceği kapıları, kariyerini ilerletmenin daha kolay olacağı gerçeğini göz ardı et. hiçbir şey mutluluğundan önemli değil. kaldı ki sosyali seçsen bile belki çok daha farklı olanaklar çıkacak karşına. gönlünün götürdüğü yere git.
maddi gelir ya da diğer dediğin şeylerin hiçbiri benim için önemli olmadı şimdiye değin. ki akademik anlamda ilerlemek için sosyal daha da mantıklı benim için. ama beklentilerimle alakalı biraz. yani, aslında hangi alana yönelirsem yöneleyim, çalışmak istediğim koşul belli. sosyalden de ilerlesem, klinikten de ilerlesem, istediğim şey bir sivil toplum kuruluşu altında çalışmak. yalnızca parası ve gücü yetenlerin ulaşabildiği biri olmayı istemiyorum. bu beni mesleki anlamda tatmin etmez. bu beni bir insan olarak da mutlu etmez. şundan eminim ki o yolu seçecek, hastanelerde ya da açtıkları özel kliniklerde çok harika bi biçimde mesleklerini icra edecek yeterlilikte birçok meslektaşım var. ama ben, koşulları bu insanlara ulaşmaya el vermeyen insanların hayatına dokunmak istiyorum. bunu klinik psikolojiyle bireysel düzeyde insanlara dokunarak da gerçekleştirebilirim, sosyal psikolojiyle dezavantajlı gruplar bazında ele alarak, müdahale programları tasarlayıp uygulayarak da gerçekleştirebilirim. ikisi de beni mutlu eder. ikisini de çok içimden gelerek, faydalı olmak için elimden gelen emeği vererek yaparım, bunu biliyorum. hangi yolda daha başarılı daha faydalı olurum bunu bilmiyorum. kafamdakiler bunlar. maddi tatmin benim için öncelik olmadı hiçbir zaman. iyi bir bölümde okuyorum, iyi bir ortalamam var, bu niteliklerimle çalışacağım herhangi bir iş bana yeterli geliri sağlayacaktır, fazlasında gözüm hiçbir zaman olmadı. tek istediğim hayalini kurduğum biçimde, o koşulda, ihtiyacı olan ama karşılayacak gücü olmayan birilerinin hayatına dokunabilmek. inşallah bu hedefime ulaşırım. geleceğe yönelik kariyer planı olarak gerçekten istediğim hayalini kurduğum tek şey bu
1 note · View note
Note
18 yaşındayım sevgilimle yaklaşık 5 aydır birlikteyiz öncesinde senenin başından beridir tanışıyoruz birbirimizin her şeyini biliyoruz iyi güzel de anlaşıyoruz bi anonime okulum bitene kadar 28 yaşına kadar bir şey düşünmüyorum gibi bir şey demişsin açıkçası ben de tamam şimdi demiyorum ama sevgilimle ciddi düşünüyoruz ve senin böyle demen kötü hissettirdi ben yanlış mı düşünüyorum evlilik diyerekten
Hayatını neden benim düşünceme göre yönlendiresin ki? Ben 28den önce evlenmem çünkü akademik kariyer yapmak istiyorum. 18 yaşında evlenen insanlar var sonuçta mdlxldşşd Bana kalırsa 5 aylık bir ilişkide 18 yaşında ciddi düşünüyoruz demek mesela saçma ama herkesin hayatı ve yaşama şekli aynı değil
1 note · View note
erinckizi-blog · 5 years
Text
RPD İÇİN ÖNEMLİ
Bilişim teknolojileri ve bilgi işlemsel düşünce rpd için neden önemlidir?
Eğer rpd öğrencisi değilseniz cevabına banane diyeceğiniz bir soru fakat ben bir rpd öğrencisi olarak soru bi miktar tuhaf olsa da banane diyemem çünkü gerçekten önemli. Şöyle ki bizler (rpd öğrencileri) ilerde birer rehberlik öğretmeni olma adayıyız. Adı üzerinde rehber öğretmen. Peki bu rehber öğretmen nasıl rehberlik edicek öğrencilere, nasıl iletişim kurucak onlarla? Bire bir ilgi her zaman işe yarayabilecek bir yöntem değildir, okulda rehberlik edeceğiniz 600 öğrencinin olduğunu düşünsenize... Ahh mümkün değil. İşte burda devreye bilişim giriyor. Bilgi işlemsel düşünme, insan zihninin iyi yaptığı şeyleri insan zihniyle, bilgisayarların iyi yaptığı şeyleri de bilgisayarla yapmaktır. Mesela günümüz çağının şartlarına nazaran öğrencilerle iletişime geçmenin en iyi yolu onlara sanal alemden ulaşmak çünkü öğrenciler maalesef ki daima sanal alemde. Onlarla bir video aracılığı ile iletşime geçmeyi istediğimizde videonun tasarımını hayal ederiz ve sonra videoyu hazırlamak istediğimizde bilgisayarla işlerimizi hallederiz.
İşte bu yüzden biz rpd öğrencileri için bilgi işlemsel düşünce fazlasıyla önemli. Bizim iletişim aracımız.
Bilgi işlemsel düşünce öğrenciler üzerinde gerçekten iyi ve önemli bir etkiye sahip. Bunu da etkili bir biçimde kullanmak rehber öğretmenin görevi. Öğrenci ile kurulan sağlam ve etkili iletişimin temel yollarından biri rehber öğretmenin ne kadar bilgili ve bildiği bilgileri ne kadar iyi kullandığına dayanır.
Rehber öğretmen bilişim teknolojilerinden yararlanarak öğrencilere bilgi işlemsel düşünceyi tam olarak aktarabilirse; öğrenciler, bilgi işlemsel düşüncenin disiplinini, eleştirel düşünme yetisini, üniversite okuma ve kariyer yapma arzusunu, küresel rekabet duygusunu kendilerinde hissederek geçmiş için değil gelecek için hazırlanıp, akademik hayat ile gerçek hayatı kombinasyonlayıp hayatta daha başarılı olacaklardır.
Bu yüzden bilişim teknolojilerini kullanarak bilgi işlemsel düşünceyi öğrencilere tam olarak empoze etmek bize düşen mühim görevlerden biridir.
1 note · View note
burakurnaz · 6 years
Text
saat akşam 7′ye geliyordu, bir saat arayla girdiğim aynı hocanın ikinci sınavından çıkmıştım. 5 gün boyunca iki günde bir, günde iki sınava girmenin ve bütün sınavlara sadece sınavdan önceki gece çalışmanın mücadelesi ve stresiyle bitkin haldeydim. sırtımda, içinde defterlerimin ve kahve dolu termosumun olduğu çantamla, sınav haftasının bitmesiyle bomboş kalan okul koridorunda yürüyordum. önümde üzerinde MAN montu olan bir adam koluna astığı çantasıyla yavaş yavaş yürüyordu.
MAN’ın işe alımları bizim için hep efsanelerle doludur, kimisi der ki Almanca gerekiyor, kimisi der ki 3.5 ortalama gerekiyor, kimisi de Almanya’da yaşamış olmak gerekiyor diyor. adama bi sorayım dedim. mühendis olduğunu tahmin ettim ama bizim okula bir hocayla görüşmeye gelmiştir diye düşünmüştüm. adamla konuştuk konuştuk, meğerse adam MAN’ın işe alımlarını yapan mühendismiş ve doktorasını bizim okulda yapıyormuş. onun ve genel olarak firmanın işe alım kıstaslarını öğrendim. en son numaralarımızı maillerimizi falan aldık. bitirme tezim ve yaptıklarımla ilgili biraz ipucu vererek bahsettim. bu tanışıklığı yaratmamdan dolayı şu anda avantajlı olduğumu söyledi. okul malum, çöp konteynırları tarafından yönetildiği için kariyer günlerimiz falan boktan oluyor. bu yüzden odtü’de sıradan olan bu tür tanışma durumları, benim için normalin dışında ve önemli bir şey oldu.
bu arada, okulda hazırlığı geçtikten sonra bölüme başladığım ilk yılları hatırladım. çok sağlam verilen hazırlık eğitimini geçmişim ama derslerde anlatılan akademik ingilizceyi hiç anlamıyordum. nasıl da imkansız geliyordu o yüzlerce sayfalık akademik kitapları okumak, makale araştırmak, hatta slaytları anlamak. düşüncelerimde hepsinin altında eziliyordum. şimdi ise sınavda takır takır neredeyse essay yazıyoruz.
ama nasıl yoruldum bu yıllar içinde. bunu anadilimde bile anlatamam işte.
8 notes · View notes
acid-gramma · 3 years
Note
Tam olarak şöyle bir aile yapıları var asko. İki tane akademik ve kariyer alanında başarıyla kafayı bozmuş bilim insanı var, ve aslında standart hikaye devamı. Kızlarını da aşırı başarılı olmalısın baskısıyla büyütüyorlar, ama bu artık hakaret ve aşağılama seviyesinde. Öte yandan zaten aralarında korkunç bir iletişimsizlik var, ailenin her bir ferdidin iletişimden anladığı tek şey kavga gürültü. Çocuk (kendisinin de ifadesiyle) yalnız, ilgisiz ve sevgisiz büyümüş. Günün birinde bu aile felaketine neden olmuş. Kız ifadesinde şöyle bi cümle kullanmış, “temeli sağlam bir ev olmak istedim, beni gökdelen yapmak istediler”
ah be...
4 notes · View notes
anamedblog · 7 years
Text
ANAMED müdavimlerince en çok tercih edilen Bizans kitapları
Naz Baydar - ANAMED Birim Kütüphanecisi
“İstanbul'un kargaları İstanbul kadar kocaman
Bağırmak denen bir adam saltanatını kurmuş burada Birçok şarkının ortasında yürürken İstiklal Caddesi Tomtom Mahallesi'ne taşıyor beni” 1
Tumblr media
Bugün birçok araştırmacının uğrak yeri Tomtom Mahallesi’ndeki ANAMED Kütüphanesi’ne benim yolum henüz acemi bir kütüphaneci olmadan önce, Boğaziçi Üniversitesi’nde Bizans Tarihi üzerine yüksek lisans yaparken düştü. Üniversitenin kütüphanesi yeterince kaynağa sahipti; lakin yeni çıkmış kitapları ya da belli konularda kitapları bulmakta zorlanıyordum. ARIT, Arnavutköy’de, evimin dibindeydi ama benim için fazla sessiz sakin bir yerdi (çalış, çalış nereye kadar?). İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nü ise utanarak söylüyorum ki biraz geç keşfettim (ANAMED Kütüphanesi’ne dadandıktan sonra). İstiklal Caddesi’nde konferansları beklerken sıcak, rahat koltuklarda ders çalışabileceğim, asistanlığını yaptığım HIST 105-106 derslerinin hazırlık notlarını çalışabileceğim, arada da tabiri caizse “goygoy yapabileceğim” bir kütüphane ararken çıktı karşıma ANAMED Kütüphanesi. Tabi ki şartlarım uygun olduğu için sağ olsun eski kütüphanecimiz Akın (Özarslantürk) beni hemen üye yaptı (sonra da bin pişman olmuştur herhalde bitmek bilmeyen isteklerim yüzünden, siz siz olun bana uymayın efendim…) ve benim ANAMED Kütüphanesi ile olan gönül bağım böyle son derece pragmatik sebeplerle başlamış oldu.
Zamanla kütüphaneyi gerçek “kutsal” akademik amaçlarla (yazamadığım tezime selam ederim) ve kitaplarından faydalandığım bir “kütüphane” olarak kullanmaya başladım.  A. Kazhdan, J. Haldon, S. Mitchell, T. Gregory, P. Brown, Averil Cameron, David Talbot Rice, Dimitri Obolensky, Donald Nicol John Meyendorff, Margaret Mullett, Liz James, Nikolaos Oikonomides, Peter Charanis, Robert Browning, Speros Vryonis, Steven Runciman, Walter Kaegi, Wolfgang Müller, Paul Magdalino, Anthony Bryer, Judith Herrin, Andrew Dalby, Henry Maguire, Lynda Garland, Barbara Hill gibi birçok tarihçinin (ismini unuttuklarım umarım gece rüyalarıma girmez ve bunun hesabını sormazlar benden) kitaplarını bulabiliyordum burada çünkü burası bir alan kütüphanesiydi. Özellikle Anna Muthesius’un kitaplarını (tekstil çalışanların çok iyi bildiği bir isimdir kendileri) burada bulmam beni buraya adeta bağladı, kütüphanenin müdavimi haline getirdi.
Tumblr media
Hayatın bana hazırladığı ve hayatımı değiştiren küçük sürprizle müdavimi olduğum kütüphanede artık bir kullanıcı olarak kırmızı koltuklarda değil, kütüphaneci olarak “daha konforlu” siyah koltukta oturuyorum. Kütüphaneye alınabilecek ve koleksiyonda mutlaka olması gereken Bizans kitaplarını araştırıp, kütüphanenin koleksiyonunu zenginleştirmekle uğraşıyorum, kütüphanede mutlaka olması gereken kitapları buluyorum ve bundan inanılmaz keyif alıyorum. Hal böyle olunca acaba Bizansperver araştırmacılar ve tarihçiler hangi kitaplarımızı kurcalamış diye merak ettim ve bu kitapları sevgili kullanıcılarımız için yemedim içmedim listeledim. İşte kütüphanemizden en çok ödünç alınan Bizans tarihi kitapları (parantez içinde kitapların ödünç alınma sayıları var):
The Oxford dictionary of Byzantium / Alexander P. Kazhdan, editor in chief ; Alice-Mary Talbot, executive editor ; Anthony Cutler, editor for art history ; Timothy E. Gregory, editor for archaeology and historical geography ; Nancy P. Sevcenko, associate editor (15).  RCAC.REF/DF521 .O93 1991
A Byzantine settlement in Cappadocia / Robert Ousterhout (8).  RCAC/DS156.C3 Q77 2005
Urban and religious spaces in late antiquity and early Byzantium / Jean-Michel Spieser (8).  BR115.C45 S65 2001
Materials analysis of Byzantine pottery / edited by Henry Maguire (7).  RCAC/CC79.5.P6 M38 1997
The architecture of the Kariye Camii in Istanbul / Robert G. Ousterhout (7).  RCAC/NA5870.K3 O9 1987
Visualisierungen von Herrschaft : frühmittelalterliche Residenzen : Gestalt und Zeremoniell : internationales Kolloquium 3./4. Juni 2004 in Istanbul / herausgegeben von Franz Alto Bauer (7). RCAC/DF531 .V57 2006
The Byzantines / Averil Cameron (6).  RCAC/DF552 .C36 2006
The Byzantine aristocracy and its military function / Jean-Claude Cheynet (6).  DF543 .C47 2006
Art of empire : painting and architecture of the Byzantine periphery : a comparative study of four provinces / Annabel Jane Wharton (6). N6250 .W47 1988
Byzantium in the iconoclast era, c. 680-850 : a history / Leslie Brubaker and John Haldon (6).  BR238 .B78 2011
Kapitellplastik Konstantinopels vom 4. bis 6. Jahrhundert n. Chr. : mit einem Beitrag zur Untersuchung des ionischen Kämpferkapitells / von Thomas Zollt (6).  RCAC/NA2870 .Z65 1994
A temple for Byzantium : the discovery and excavation of Anicia Juliana's palace-church in Istanbul / Martin Harrison ; with a foreword by Sir Steven Runciman (5).  RCAC/NA5870.C48 H37 1989
Architecture and ritual in the churches of Constantinople : ninth to fifteenth centuries / Vasileios Marinis, Assistant Professor of Christian Art and Architecture, The Institute of Sacred Music, Yale University (5).  NA2543.S6 M359 2014
New Constantines : the rhythm of imperial renewal in Byzantium, 4th-13th centuries : papers from the Twenty-sixth Spring Symposium of Byzantine Studies, St Andrews, March 1992 / edited by Paul Magdalino (5).  DF552 .S68 1992
The von Post Collection of Cypriote late Byzantine glazed pottery / by Elisabeth Piltz (5).  RCAC/NK4146.C9 P550 1996
Bibliographie analytique sur la céramique Byzantine a Glaçure : un nouvel outil de travail / Véronique François (5).  RCAC/Z6207.B9 F73 1997
Glasierte byzantinische Keramik aus der Türkei / Beate Böhlendorf-Arslan (5).  RCAC/NK3873 .B64 2004
Byzantine infantryman : Eastern Roman empire c.900-1204 / Timothy Dawson ; illustrated by Angus McBride (5).  DF543 .D38 2007
Byzantium, Eastern Christendom and Islam : art at the crossroads of the medieval Mediterranean / Lucy-Anne Hunt (5).  N5345 .H86 1998
Approaches to Byzantine architecture and its decoration : studies in honor of Slobodan Ćurčić / edited by Mark J. Johnson, Robert Ousterhout, and Amy Papalexandrou (5). NA370 .A67 2012
A synopsis of Byzantine history, 811-1057 / John Skylitzes ; translated by John Wortley (5).  DF553 .S36 2010
Catalogue of the Byzantine and early medieval antiquities in the Dumbarton Oaks collection (4).  NK715 .D84 2005
Change in Byzantine culture in the eleventh and twelfth centuries (4). RCAC/DF601 .K39 1990
Master builders of Byzantium / Robert Ousterhout (4).  NA370 .O97 2008  
Constantinople during the era of Mohammed the Conqueror, 1453-1481 : maps-explanations-indices / Ali Saim Ülgen (4).  RCAC/DR730 .U44 1939
The Byzantine lady : ten portraits : 1250-1500 / Donald M. Nicol (4). RCAC/DF633.3 .N53 1994
The Palgrave atlas of Byzantine history / John Haldon (4). RCAC//DF552 .H35 2005
Europa im XV. Jahrhundert von Byzantinern gesehen (4).  RCAC/D117 .E97 1954
İstanbul'un tarihsel topografyası : 17. yüzyıl başlarına kadar Byzantion - Konstantinopolis - İstanbul / Wolfgang Müller-Wiener, Renate ve Schiele'nin işbirliği, Nezih Fıratlı'nın katkısıyla ; çeviren Ülker Sayın (4).  RCAC/NA1370 .M8520 2007
The icons of their bodies : saints and their images in Byzantium / Henry Maguire (4).  RCAC/N8189.B9 M34 1996
Les trésors monétaires byzantins des Balkans et d'Asie Mineure (491-713) / par Cécile Morrisson, Vladislav Popović et Vujadin Ivanišević ; avec la collaboration de Pascal Culerrier ... [et al.] ; assistés de Mina Galani-Krikou et de Yorka Nikolaou (4). RCAC/CJ1289.B35 M67 2006
Byzantine slavery and the Mediterranean world / Youval Rotman ; translated by Jane Marie Todd (4). RCAC/HT865 .R6713 2009
Bizans döneminde Ephesos/ edited by Sabine Ladstätter, Falko Daim (4). RCAC/DF261.E5 B5920 2011
Mélanges Jean-Pierre Sodini (4).  N6250 .M4 2005
Listede de görüldüğü gibi tarih öğreniminde üzerinde çok durulan, altı kalın uçlu kalemlerle çizilen birincil kaynaklar kullanıcılarımız tarafından pek tercih edilmezken; ikincil kaynaklar, mimarlık ve sanat tarihi ile ilgili olan kitaplar müdavimlerin gözbebeği olmuş durumda.
Tumblr media
Bizans tarihi alanında, içlerinde politika, ekonomi, sosyal cinsiyet, yemek, kültür, din, diplomasi, edebiyat ve daha nice tarih alt disiplinlerindeki yayınları barındıran Steven Runciman, Jacques Lefort, Slobodan ĆurčiĆ, Eunice Dauterman Maguire & Henry Maguire, Anthony Bryer özel koleksiyonlarına sahip ANAMED Kütüphanesi, koleksiyonunu geliştirmek için müdavimlerin kitap önerilerini bekliyor. Yalnız naçizane bir şartımız var kütüphane ahalisi olarak;  lütfen aldığınız kitapları rafa yerleştirmeyin, masada bırakın (evet korkmayın bırakın), sonra bulamıyoruz kitapları, istatistiklerini de alamıyoruz, üzülüyoruz, üzmeyin bizi…
1. Didem Madak, “Büyümüş Çocuk Şiiri,” Pulbiber mahallesi, (İstanbul : Metis Yayınları, 2013), s. 13-14.
2 notes · View notes
isimsizobje · 6 years
Text
12.05.2018 16:00 - 17:00
[12.05.2018 16:00:05] 918: Meraba cnimim [12.05.2018 16:00:08] 233: Üstündeki pembe çok tatlı [12.05.2018 16:00:09] 918: Hosgeldin [12.05.2018 16:00:12] 596: Tarzini sevdim ystundeki herseyi giyerim net [12.05.2018 16:00:14] 918: Hadi kiliseye git [12.05.2018 16:00:19] 918: Can caliyor [12.05.2018 16:00:20] 233: Ben de giyerim [12.05.2018 16:00:27] 233: Doğal biri [12.05.2018 16:00:28] 233: Heyecana bak hahah [12.05.2018 16:00:30] 596: Cok guzel bir kadinsiniz yukselttiniz beni [12.05.2018 16:00:31] 918: Ben de sevdik baya [12.05.2018 16:00:33] 384: Cok tatli giyinmis valla [12.05.2018 16:00:33] 596: Cadi enerjisi [12.05.2018 16:00:37] 384: Sagol annneemmm [12.05.2018 16:00:36] 233: Sen de çok yaşa [12.05.2018 16:00:37] 596: Yaaaaa cok yasayin dedi [12.05.2018 16:00:39] 596: Sizli konustu [12.05.2018 16:00:45] 918: Ilk ginden beri gelen en hos styling [12.05.2018 16:01:27] 384: Gozlugunne bayildim [12.05.2018 16:01:27] 596: Ayakkabilarin ve cantan favorim [12.05.2018 16:01:28] 233: Çekingensin [12.05.2018 16:01:31] 918: Mimar galiba [12.05.2018 16:01:33] 233: Gözlüğün çok güzel [12.05.2018 16:01:34] 596: Cok heyecanli ahahahahh [12.05.2018 16:01:35] 596: Hahahaha [12.05.2018 16:01:37] 918: Brutal falab [12.05.2018 16:01:39] 596: Komik bi kadin [12.05.2018 16:01:41] 918: Belli seviyor modern mimarlık [12.05.2018 16:01:44] 233: Akademisyen olabilir [12.05.2018 16:01:46] 596: Kesin grubun saklabani [12.05.2018 16:01:50] 918: Ay gözlerin guzelligi [12.05.2018 16:01:52] 384: Gsndnmfmcf [12.05.2018 16:01:53] 596: Endustriyel tasarim yada ic mimar falan [12.05.2018 16:01:56] 233: Mimar olduğu kesinleşti [12.05.2018 16:01:57] 918: Merakli bi kadin da ayni zamanda [12.05.2018 16:01:59] 596: Akademik hayatta da kalmis olabilir [12.05.2018 16:02:04] 918: Yok bence duz mimar [12.05.2018 16:02:28] 233: Hoşgeldinizxx [12.05.2018 16:02:33] 596: Ya siz cool bir anne bebeksiniz [12.05.2018 16:02:34] 384: ISIRICAM [12.05.2018 16:02:35] 918: Yone cool bir anne cocuk cifti [12.05.2018 16:02:41] 233: Anneler gününüz kutlu olsun [12.05.2018 16:02:44] 918: Ay yedi bitirdi ellerini [12.05.2018 16:02:47] 596: Bebek cok tatli allahim gulumsuyo falan [12.05.2018 16:02:50] 384: DAYANAMIYORUM [12.05.2018 16:02:57] 918: Ay su bakılardaki guzellige bak ya [12.05.2018 16:03:02] 233: Ön iki dişini yerim [12.05.2018 16:03:02] 918: Bebekkkk [12.05.2018 16:03:11] 233: Ön iki dişini yicem [12.05.2018 16:03:11] 596: Babayi inanilmaz merak ettim [12.05.2018 16:03:13] 918: Yerim seni bu ne guzellik boyle [12.05.2018 16:03:20] 918: Baba sarisin bence [12.05.2018 16:03:21] 384: Cok tatli bi ikililer [12.05.2018 16:03:22] 596: Tam boyle mutlu aile portresi [12.05.2018 16:03:24] 233: Dayanamıyorum sevmek istiyorum [12.05.2018 16:03:28] 384: Dikaktim dagiliyo yazamiyorum beee [12.05.2018 16:03:28] 596: Hayatlarinin en guzel donemleri [12.05.2018 16:03:30] 384: Hhjahahah [12.05.2018 16:03:30] 233: Beni en çok zorlayan ekip [12.05.2018 16:03:34] 233: İletişime geçmemek için [12.05.2018 16:03:34] 596: Tam bir cocuk da yaparim kariyer de annesi ya [12.05.2018 16:03:35] 233: Hahah [12.05.2018 16:03:36] 384: Aynen abi [12.05.2018 16:03:44] 918: Yine gel bebekkk [12.05.2018 16:32:20] 384: Emekli ogretmennn [12.05.2018 16:32:21] 233: Aha teyzem geldi [12.05.2018 16:32:30] 918: Emekli kemalist [12.05.2018 16:32:38] 233: Eli maşalı teyzem [12.05.2018 16:32:39] 384: Chp kadin kolu [12.05.2018 16:32:46] 918: Şalı güzelmiş [12.05.2018 16:32:48] 918: Sevdim [12.05.2018 16:32:48] 233: Modernliğini sevdim [12.05.2018 16:32:49] 384: Disiplinli [12.05.2018 16:32:50] 233: Aynen [12.05.2018 16:32:54] 384: Ben korktum biraz [12.05.2018 16:32:54] 918: Mavi en sıcak renktir abla [12.05.2018 16:32:58] 233: Hahah [12.05.2018 16:33:07] 233: Elindeki hediye mi [12.05.2018 16:33:13] 384: Torbada cikolata varmis gibi [12.05.2018 16:33:14] 233: Bize verse keşke [12.05.2018 16:33:19] 918: Ay bi ab gidiyo zannettim ufak bi mutlulik yaşadım [12.05.2018 16:33:28] 233: Şu an hediyelere çok ihtiyacım var [12.05.2018 16:33:31] 384: Gider birazdan [12.05.2018 16:33:31] 918: Ahaha dimi keske verse [12.05.2018 16:33:33] 384: Cok kalmaz [12.05.2018 16:33:43] 233: Gidip sarılmak istiyorum [12.05.2018 16:33:48] 384: Byyy [12.05.2018 16:34:22] ‎596 kişisini çıkardınız [12.05.2018 16:41:03] 384: Ne kadar benziyolar [12.05.2018 16:41:06] 233: Aha güzellik geldi [12.05.2018 16:41:11] 918: GUZELLIK HOS GELDIN [12.05.2018 16:41:12] 384: Cok tatli bi kizi var [12.05.2018 16:41:16] 233: Heyecanını yerim senin [12.05.2018 16:41:23] 384: Ne yapacagini bilemedi [12.05.2018 16:41:24] 384: Ahhahahaa [12.05.2018 16:41:29] 918: Ama kiz sıkıldı gibi [12.05.2018 16:41:36] 384: Ikisinin guzel bi iliskisi var gibi [12.05.2018 16:41:38] 918: Kiz rahatla biraz [12.05.2018 16:41:44] 384: Etegine bayildim yalniz ahahhaahha [12.05.2018 16:41:49] 918: Otur kiz [12.05.2018 16:41:53] 233: Of ilerde çok tatlı bi kız olcak [12.05.2018 16:41:54] 233: Babası da pek şeker [12.05.2018 16:41:58] 233: Hahah [12.05.2018 16:41:59] 384: Oyleler valla [12.05.2018 16:42:15] 384: Babada baya uzun boylu [12.05.2018 16:42:23] 384: Kizi da uzun olur umarim [12.05.2018 16:42:23] 233: Baba kız ilişkiniz bozulmaz hiç umarım [12.05.2018 16:42:23] 233: Babası sana sesleniyorum çok şanslısın [12.05.2018 16:42:25] 918: Kiz da uzar zateb [12.05.2018 16:42:27] 918: Belli [12.05.2018 16:42:46] 384: Yaaa cok tatlilar [12.05.2018 16:42:51] 233: İlerde mimar olsun [12.05.2018 16:42:52] 233: Eridim az önce [12.05.2018 16:42:53] 233: Hala eriyorum [12.05.2018 16:42:59] 384: Cocuklu girenlerin ilgisine bayiliyorum [12.05.2018 16:43:05] 384: Yaaa [12.05.2018 16:43:10] 384: Elleri hic ayrilmasiiin [12.05.2018 16:43:19] 233: Bakışmalara bak [12.05.2018 16:43:20] 233: Babam bana hayatında hiç böyle bakmamıştır hahah [12.05.2018 16:43:27] 384: Bana da abi [12.05.2018 16:43:28] 384: Ndjfkdkkfkf [12.05.2018 16:43:36] 918: Ahahaha [12.05.2018 16:43:44] 233: Seni suratındaki yara izinden öperim çocuk [12.05.2018 16:43:46] 233: Adam ingilizlere benziyor [12.05.2018 16:43:49] 918: Grup tetapisine dondu bu ajsjd [12.05.2018 16:43:55] 384: Ama turkler bence [12.05.2018 16:44:12] 233: Her an aksan yapıcak gibi [12.05.2018 16:44:35] 384: Yaaaaa [12.05.2018 16:44:37] 384: Sjjdjdkxkfkd [12.05.2018 16:44:37] 233: Kızın babasına bir bakışı var [12.05.2018 16:44:37] 233: Görmeniz lazım [12.05.2018 16:44:38] 233: Duygulandım [12.05.2018 16:44:41] 384: Ne tatlilar [12.05.2018 16:44:43] 233: Birazdan arkada ağlıycam [12.05.2018 16:45:11] 384: Ben de oynucam sizinleee [12.05.2018 16:45:12] 233: Babası umarım sevgini her zaman belli edersin [12.05.2018 16:45:16] 384: Cikinca beni bulun [12.05.2018 16:45:43] 233: Bugün ne kadar güzel bir gün oluyor ya [12.05.2018 16:45:45] 384: Lutden her gun gelin [12.05.2018 16:45:57] 384: Asiri doz sevimlilik almam lazim [12.05.2018 16:46:43] 918: Ben boyle mutluluklar gormek istemiyorun [12.05.2018 16:46:47] 918: Burasi filn seti degil [12.05.2018 16:46:54] 918: Cikin disarda mutlu olun [12.05.2018 16:46:58] 918: Sinirimi bozuyonuz [12.05.2018 16:47:07] 384: Yaaa burda da mutlu olsunlar [12.05.2018 16:47:23] 233: Benim ihtiyacım var haha [12.05.2018 16:47:23] 233: Of yaşasın romantizm [12.05.2018 16:47:34] 384: Ne yapiolar ahahahhaha [12.05.2018 16:47:38] 384: Benide araniza alin [12.05.2018 16:48:08] 384: Iyi ki babasiyla girmis [12.05.2018 16:48:15] 384: Gule guleee [12.05.2018 16:48:18] 384: Iyi gunlerrrr [12.05.2018 16:48:27] 233: Tekrar gelsinler [12.05.2018 16:49:08] 384: Tarzini begendim minnos [12.05.2018 16:49:11] 918: Hosgeldib [12.05.2018 16:49:14] 233: Çekinme çekinme [12.05.2018 16:49:17] 384: Otur gevse [12.05.2018 16:49:24] 918: O pantalonu cope at [12.05.2018 16:49:31] 384: Aaa guzel kiz [12.05.2018 16:49:31] 918: Gomlegide [12.05.2018 16:49:39] 384: Ona gitmis ama [12.05.2018 16:49:41] 384: Ergen simdi [12.05.2018 16:49:42] 233: Gel aramızda otur [12.05.2018 16:49:43] 918: Tişörtün guselmis [12.05.2018 16:49:43] 384: Giyebilir [12.05.2018 16:49:48] 918: Ama digerleri degik [12.05.2018 16:50:10] 384: Saclari da guzel [12.05.2018 16:50:16] 233: Saçların kıvırcık [12.05.2018 16:50:16] 233: Kısa kestirebilirsin [12.05.2018 16:50:25] 384: Ayyy dimi ne yakisir [12.05.2018 16:50:28] 384: Bak minnos [12.05.2018 16:50:31] 384: Sana tavsiye [12.05.2018 16:50:36] 384: Kisa sac modernliktir [12.05.2018 16:50:40] 233: Çekingen olmaa [12.05.2018 16:51:08] 233: Hahah [12.05.2018 16:51:10] 918: Gidebilirsin artık [12.05.2018 16:51:12] 233: Öyle her mağazadan alışveriş yapma [12.05.2018 16:51:13] 918: Izin veriyorum [12.05.2018 16:51:23] 918: Sjdjdd [12.05.2018 16:51:32] 384: Fizigin guzel [12.05.2018 16:51:36] 233: Daha etnik şeyler sana daha çok yakışır [12.05.2018 16:51:40] 384: Guzel seyleri kendine uydurabilirsin [12.05.2018 16:51:53] 918: Gitmek istiyor gidemiyor kalmak istiyor kalamıyor gibi bir haki tavrı var [12.05.2018 16:52:05] 384: Bilemedi ne yapicagini bence [12.05.2018 16:52:07] 384: Yerim ahahahha [12.05.2018 16:52:28] 233: Kendine güven azcık be kızım [12.05.2018 16:52:54] 384: Acaip benziyolar birbirlerine [12.05.2018 16:52:59] 384: Ahjdjdjsjdjf [12.05.2018 16:52:59] 233: Baba hemen arkayı incelemeye geldi [12.05.2018 16:53:01] 384: Merakli [12.05.2018 16:53:05] 384: Hayir girme [12.05.2018 16:53:06] 384: Ahhahaha [12.05.2018 16:53:06] 233: Hayır giremiyorsunuz [12.05.2018 16:53:13] 384: Bizden baska her seyle ilgilendi [12.05.2018 16:53:20] 918: Ay ne merakki ciktin be [12.05.2018 16:53:22] 918: Bi dur [12.05.2018 16:53:28] 918: Ya meraktan ya.... [12.05.2018 16:53:30] 233: Erik var orda [12.05.2018 16:53:31] 233: Modemimiz kırıldı arkadaşlar az önce geçmiş olsun [12.05.2018 16:53:35] 233: Hahdjc [12.05.2018 16:53:37] 384: Tam bi baba gercekten ya [12.05.2018 16:53:40] 384: Hahsjsjjddjjdjdjdd [12.05.2018 16:53:42] 384: Eyvah [12.05.2018 16:53:43] 918: Kellik yakışmış [12.05.2018 16:53:45] 918: Enteresab [12.05.2018 16:53:48] 384: Cok zor cekiyodu zate [12.05.2018 16:53:49] 384: N [12.05.2018 16:53:50] 918: Sevmem normalde kel [12.05.2018 16:53:54] 233: Değişik bir karizması var [12.05.2018 16:54:01] 384: Babalik keli yakismis [12.05.2018 16:54:01] 233: Komunist karizması [12.05.2018 16:54:08] 918: Ajajaja dimi [12.05.2018 16:54:13] 384: Evet olabilir valla [12.05.2018 16:54:15] 384: Hkdkskv [12.05.2018 16:54:28] 384: Kizine iyi bakkk [12.05.2018 16:54:28] 918: Tkp li solcu erkek karizması [12.05.2018 16:54:32] 384: Ay takti oraya [12.05.2018 16:54:42] 918: Ciddeb taktı baya [12.05.2018 16:54:45] 233: Orası mı daha ilginç biz mi [12.05.2018 16:54:53] 384: Aslinda oraya bakmak icin girmis [12.05.2018 16:54:54] 384: Ajfjksms [12.05.2018 16:54:56] 918: Bencw ben harikayım [12.05.2018 16:55:01] 918: Gerisi teferruat [12.05.2018 16:55:09] 233: Sert bir babaya benziyor sma [12.05.2018 16:55:17] 384: Amma inceledin yahu [12.05.2018 16:55:20] 233: Adam bütün binayı inceledi [12.05.2018 16:55:27] 918: Git hadi [12.05.2018 16:55:29] 918: Bye [12.05.2018 16:55:35] 384: Oha hemen kalkti korktum [12.05.2018 16:55:45] 233: Ayakkabuları güzelmis
0 notes