Tumgik
#bilim ve sanat vakfı
Text
Bilim Ve Sanat Vakfı
Tumblr media
Bilim ve Sanat Vakfı (BSV), bilimsel ve sanatsal faaliyetleri desteklemek amacıyla Türkiye'de kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. 1986 yılında İstanbul'da kurulan vakıf, Türkiye'nin kültürel ve bilimsel gelişimine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Bilim ve sanat arasındaki ilişkiyi güçlendirmeyi ve toplumun bilinçlenmesini sağlamayı amaçlayan BSV, çeşitli projeler, etkinlikler ve destek programları yoluyla genç yeteneklere destek vermektedir.Araştırma Ve Kültür Vakfı hakkında bilgi almak için tıklayın. Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Bursa’da Lösemili Çocuklar Bilim ve Doğa Köy Enstitüsü açılacak
https://pazaryerigundem.com/haber/176517/bursada-losemili-cocuklar-bilim-ve-doga-koy-enstitusu-acilacak/
Bursa’da Lösemili Çocuklar Bilim ve Doğa Köy Enstitüsü açılacak
Tumblr media
LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, Bursa’da inşası tamamlanmak üzere olan Lösemili Çocuklar Bilim ve Doğa Köy Enstitüsü’nü kamuoyuna tanıttı. Bu proje, dünya çapında ilk olma özelliğini taşıyor ve lösemili çocuklar ile ailelerine yönelik benzersiz bir eğitim ve rehabilitasyon merkezi olmayı hedefliyor. Enstitü’nün Eylül ayında açılması bekleniyor.
BURSA (İGFA) – LÖSEV’in yıllardır süren çalışmaları ve bağışçıların destekleri ile hayata geçirilen bu enstitü, modern ve kapsamlı donanımlarıyla dikkat çekiyor. Sanat atölyeleri, kütüphane, bilim yuvaları ve oyun odaları gibi çeşitli eğitim ve etkinlik alanlarının yanı sıra anne üretim mutfağı ve uğraş atölyesi de bulunuyor. Ayrıca, amfi tiyatro, spor merkezi, biyoenerji merkezleri ve bisiklet ile paten yolu da enstitünün sunduğu imkanlar arasında yer alıyor. 
Dikkat çeken bir diğer özellik ise, çocukların astronomiye olan ilgisini artırmak amacıyla oluşturulan uzay alanı. Bu alan, çocukların hayal gücünü genişletmek ve bilimsel meraklarını tetiklemek amacıyla özel olarak tasarlandı.
Tumblr media
  “DÜNYA ÇAPINDA BİR İLKE İMZA ATMANIN GURURUNU YAŞIYORUZ”
LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik Hematolog&Onkolog Dr. Üstün Ezer, yaptığı açıklamada, “Lösemili çocuklarımıza ve ailelerine umut olmak için çıktığımız bu yolda, dünya çapında bir ilke imza atmanın gururunu yaşıyoruz. Bu enstitü, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde bir örnek teşkil edecek ve lösemili çocukların hayat kalitesini artırmak için önemli bir adım olacak, bunca senelik tecrübemde şunu gördüm; lösemide kullanılan ilaçlar, tedaviler yalnızca hastalığın yüzde ellisini iyileştiriyor diğer yüzde elli  ise temiz bir ortam, moral ile iyileşiyor. Herkes köy endüstrilerinin bu ülkenin başarı yolunda attığı adımlarda en önemli yere sahip olduğunu söylüyor. O köy endüstrileri ile ilerleseydik Türkiye şu an dünyanın lideri olurdu. Köy endüstrilerini kapatma fikri hiçbir vatanseverin alabileceği bir karar değil.” diye konuştu. 
Bu yeni enstitü, sadece lösemili çocuklara değil, aynı zamanda ailelerine de çeşitli destekler sunarak, onların yaşamlarını kolaylaştırmayı ve güçlendirmeyi hedefliyor. Enstitü, lösemili çocukların sosyal, fiziksel ve zihinsel gelişimlerini desteklemek amacıyla tasarlanmış çok yönlü bir yapı olarak öne çıkıyor. LÖSEV, lösemili çocuklar için daha iyi bir gelecek yaratma hedefiyle çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
gundemarsivi · 8 months
Text
Tumblr media
Can Erzincanlılar Vakfı
✍🏻 Ali Koca
https://www.gundemarsivi.com/can-erzincanlilar-vakfi/?amp=1
Merhaba, hepinizi sevgi saygıyla selamlıyorum.
Can Erzincanlılar Vakfı, ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu sorunlardan birisine, eğitim alanına verdiği önem, yaptığı çalışmalar, gösterdiği dayanışmayla, bugün dünyanın da kafa yorduğu en önemli sorunlardan birisine parmak basmaktadır.
Biz de vakıfla kızım Özge Koca’nın eğitimi için geldiğimiz bu şehirde tanıştık. Hiç tanımadığımız Mehmet Can abimi, Murat Başkanı, Sebo Abi’yi, Mümin Gezici’yi tanıyarak örgütlü yaşamanın dünyanın her yerinde işe yaradığını kendi yaşamımızda gördük.
Bu nedenle bu topluluk önünde bulunmaktan gururlu, onurlu ve heyecanlıyım.
*
Bir bursiyer öğrencinizin sizler için kullandığı ifade ile size saygımı sunmak istiyorum. Diyor ki öğrenciniz: ‘’hiç tanımadığınız, bilmediğiniz öğrencilerin, ailelerin hayatına dokunduğunuz için; biz iyiyiz, rahatız demeyip kenara çekilmediğiniz için binlerce kez teşekkür ediyorum’’ diyerek minnet duygularını ifade etmiş.
Dolayısıyla bir amaç uğruna hepimizi bir araya getiren Can Erzincanlılar Vakfı’na; 10 yıl boyunca emek veren, emeğini hiç esirgemeyen, bu hale gelmesine katkı sunan gönüllülerine, üyelerine, yönetim kurullarına, hepinize; vakıf başkanı Murat Kurt nezdinde teşekkür ediyorum.
10. yılınız kutlu olsun.
Can Erzincanlılar Vakfı onuncu yıl kutlama hazırlıklarına başladığı zaman, muhtemelen Avrupa’yı ve dünyayı etkisi altına alacak savaş çığlıkları yoktu. Ama bugün tüm yakıcılığı ile savaş, tedirginlik yaratmaktadır.
Savaş, bütün halklar için ölüm, yıkım, acı ve gözyaşı demektir.
Savaş işsizlik, yoksulluk, açlık demektir
Savaşlar halkların değil, emperyalist, kapitalistlerin savaşıdır.
Bizim bir tek savaşımız var!.. Barış, barış, barış
Ekolojik yıkıma da, doğanın ve tüm canlıların ölümüne de gönlümüz razı olamaz.
Bu nedenle NATO yayılmacılığına da, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline de hayır diyoruz.
Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz.
*
Kurtuluş savaşımızın lideri, TC. Kurucusu Mustafa Kemal, I. Dünya savaşı sonunda, emperyalistler tarafından ülkemizin her bir köşesi işgale uğradığında; emperyalistler hangi köşesini kime verelim tartışması yaparken, Mustafa Kemal Ankara’da, maarif kongresini toplar.
Bu savaşları durdurmanın tek yolunun eğitim olduğunu, barışın eğitim yolu ile savunulacağını, Osmanlı Devleti’nin sürekli çöküş yaşadığı son 300 yılının eğitimsizlikten, taassuptan, bilime uzak kalmaktan kaynaklandığını bilir.
Bu nedenle Can Erzincanlılar Vakfı’nın değerli üyeleri; çeşitli nedenlerle bırakıp geldiğiniz ülkenizin çocuklarına sahip çıkarak; akla, bilime, sanata istekli öğrenci, ülkeye aydın birey, aydın bir toplum yaratma düşünüz ve çabanız son derece kıymetli, saygıdeğer onurlu bir duruş olduğunu belirtmek istiyorum.
*
Şair Şükrü Erbaş’ın şiirini en güzel bu topluluk dinler:
Kapısını örtenin
Perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendisiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Başkasının yangınıyla evini ısıtıp yemeğini pişirenin
Canı cehenneme…
Bir öğrencinizin sizler için söylediğini ben de tekrarlamak istiyorum: ‘’iyiliğin paylaştıkça arttığı bir ortamda bulunmaktan, yolumun yolunuzla buluşmasından mutluyum.’’
Değerli, Can Erzincanlılar Vakfı üyeleri, gönüllüleri!… Bu güzel sözlerin yanında, size ne diyebilirim başka…
Eğitim-Sen, Türkiye’de eğitim emekçilerinin, öğrencilerinin ve toplumun eğitim ile ilgili sorunları başta olmak üzere değişik konularda mücadele eden bir sendikadır.
Eğitim konusunda, sizlere; isterdim ki, edebiyat, bilim, sanat, spor alanlarında dünya ile yarışan bir gençliğimizin olduğunu; Nobel ödülünü alan Aziz Sancar’ın, Orhan Pamuk’un boşuna bu ödülleri almadığını, ülkemin her köşesinde laboratuvarların, bilim ve sanat yuvalarının canla-başla çalıştığını haber vermek, müjdelemek isterdim.
*
Ama maalesef daha birkaç ay önce 20. Eğitim şurasında din eğitiminin 4 Yaş grubuna verilmesi tavsiye kararı çıktı.
Çocuğun, küçük yaşlarda oyunla aklini özgürleştirmemiz gerekirken, sevginin önünde eğilmeyi öğrenecekleri bir yaşta, başka inançlara nefret etmeyi, kindar bir nesil yetiştirmeyi önüne koymuş bir eğitim sistemi ile karşı karşıya olduğumuzu ifade etmeliyim.
Bu nedenle 27 Şubat’ta bütün Türkiye’de alevi dernek ve federasyonları ‘’laik ve bilimsel eğitim için zorunlu din dersleri kaldırılsın’’ konulu, Eğitim-Sen’in de katılımıyla basın açıklamaları yapıldı. Alanya da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Alanya şubesi tarafından bu açıklama yapıldı.
Değerli Can Erzincanlılar Vakfı üyeleri, gönüllüleri…
Birçok konuyu dile getirerek canınızı sıkmak istemiyorum. Ülkemizin sorunlarının yabancısı değilsiniz.
Ülkemizde toplumsal ve ekonomik alanda olduğu gibi, eğitim alanında da eşitsizliğin, adaletsizliğin ve hoşgörüsüzlüğün yoğun bir şekilde yaşandığını ifade etmeliyim.
-Ülkemizde liyakat yolu ile devlet kurumlarında iş bulmak, meslekte yükselmek, iktidara yandaş değilseniz hemen hemen son buldu.
-KHK ile işten atılan eğitim emekçileri, özel işyerlerinde bile iş bulmaları uzun süre engellendi.
-Atanamayan-atanmayan öğretmenlerin durumu içler acısı. Ne iş olursa yaparım abi, konumuna düşürüldüler.
-Ücretli olarak çalışan öğretmenlerin durumu daha da kötü. Askeri ücretin çok altında ve güvencesiz çalışmaktalar ve hiçbiri bir ev geçindirecek ücret alamamakta, aldıkları ücreti anne-babalarına yük olmamak için, harçlık olarak kullanmaktadırlar.-
*
Üniversite öğrencileri ülkenin her yerinde barınma sorunu yaşamakta, yetersiz yurtlar, öğrencileri cemaat yurtlarının kucağına itmektedir.
Değerli canlar, eşitsizliğin çok yoğun olduğu, çeşitli nedenlerle yoksul düşürülmüş, çağdaş, laik eğitime erişime engellenmiş bir topluluğun üyesi olarak, Can Erzincanlılar Vakfı’nın Türkiye’de yaptığı çalışmaları, iyi yürekli insanlar takdirle, hürmetle, saygıyla izlemektedir.
Öğrencilere kitap, çanta, ayakkabı, giysi, gıda yardımları; eğitime erişimi kolaylaştırmak için verdiğiniz burs desteği!.. Pandemi ve depremde ihtiyaç sahipleri hasta ve yaşlılar ile gösterdiğiniz dayanışma, bu kadar eşitsizliğin yaşandığı bir ülkede son derece anlamlı, kıymetli ve saygıdeğer olduğunu tekrar belirtmek istiyorum.
Burada beni heyecanlandıran ve umudumun hep diri kalmasını sağlayanı ifade etmek istiyorum… Ülkemizden çeşitli nedenlerle ayrılmış sizlerin; kendi ülkenizin çocuklarının da; dünyanın her hangi yerdekiler gibi çağdaş, laik, bilimsel ve demokrat insan yetiştirme mücadeleniz ve azminiz, yaşama dair, tüm insanlığın içini ısıtmaktadır.
Kendi evlerinin dışında da ateşler yakıp, o evleri ısıtanların, ruhlarda yarattığı sıcaklık asla gönüllerden çıkmayacaktır.
Sevgi ve saygıyla, tüm dayanışma duygularımla sizleri selamlıyorum.
Yaşasın dayanışma…
Yaşasın Can Erzincanlılar Vakfı…
27.03.2022
Ali Koca, Leiden/ Hollanda
#CanErzincanlılarVakfı #AliKoca #Yardımlaşma #İyilik #Dayanışma #Eğitim #MustafaKemal #ÖzgeKoca #Vakıf #Öğrenci #Bursiyer #HayırSever
0 notes
umarsizondine · 2 years
Text
Öfkenizi Kuşanın
Deprem bölgesine ait görüntüleri izlememeye özen gösteriyorum. Hayır, derdim kendimi korumak falan değil. Acıyı normalleştirmek istemiyorum. Bazı şeyleri göre göre insan bir yerden sonra tepkisizleşiyor çünkü. O hale gelmek istemiyorum. Fon müzikli videoları direk es geçiyorum. Hayır, kaldıramam diye değil. Acının romantize edilmesine tahammülüm yok. Ahlayıp vahlayıp geçecek duruma gelmek istemiyorum. Öfkemi hiçbir suçsuza yönlendirmiyorum. Hayır, hiçbir yaftadan kendimi korumaya çalışmıyorum. Öfkemin sahibinin kim olduğunu çok iyi biliyorum ve öfkeme her zamankinden daha çok sahip çıkmam gerektiğini biliyorum. Ayrıca öfkem biraz olsun hesap sorulması gereken insanlardan kayarsa sallantıdaki insanları nasıl galeyana getirir tarihten çok iyi biliyorum.
İnsanların soğukta aç, barınaksız, hijyensiz koşullarda nasıl biçare bırakıldığını biliyorum. İnsanların göçük altında acaba kurtarılacak mıyım umudu ve ölecek miyim korkusu ile nasıl yalnız ve çaresiz bırakıldığını, ölüme terk edildiğini biliyorum. Bildiklerim bazen çok ağır geliyor. O kadar ağır geliyor ki bedenim tepki veriyor ya da bugün olduğu gibi dışarda yemek yerken bir anda ağlamaya başlıyorum. Ve ağlarken kafamdan geçen tek cümle “İnsanları ölüme terk ettiler” oluyor. Bunu haykırmak istiyorum. Sağıma, soluma bakıp ağlarken “İnsanları ölüme terk ettiler” hayat bu şekilde devam etmemeli diye haykırmak istiyorum. Sonra sadece yeniden ağlamaya devam ediyorum. Ve kendimi sakinleştiriyorum. Çünkü o anda boşaltacağım öfkeme çok ihtiyacım var. 
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede diyanet çıkıp evlat edinenle evlatlık arasında evlenme engeli yoktur diye fetva verdi.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede depremzede çocukların tarikat yurtlarına, cemaatlere verildiği söyleniyor.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede “küçüğün rızası var” dendi.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede Ensar Vakfı adlı kurumda 45 erkek öğrenciye tecavüz edildi.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu 6 yaşındaki kızını dini nikahla evlendirip cinsel istismara maruz bıraktı.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede 301 madenci Soma’da katledildi.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede atanamayan onlarca öğretmen hayatına son vermek durumunda kaldı.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede bir bakan ilaçlarının teminini isteyen genç kadına sadaka vermeye kalktı.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede Dilek Doğan evinde katledildi.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede insanlar annelerinin cansız bedenini sokaktan günlerce alamadı.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede 12 yaşındaki Uğur Kaymaz 13 kurşunla katledildi.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede sırf rant elde etmek için binlerce canlı ile beraber yaşam alanları yakılarak yok edildi, talan edildi.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede çocuklar açlıktan öldü.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede kadın katilleri ödüllendirildi.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede LGBTİ+ bireylere karşı düşmanlık körüklenerek insanlar öldürüldü.
Öfkeme ihtiyacım var çünkü bu ülkede cumhuriyetin ilerici değerleri, laiklik, liyakat, bilim, sanat, eşitlik, adalet, hukuk, hak, anayasa katledildi.
Öfkenizi kuşanın bu ülkeyi yeniden kuracağız!
17 Şubat 2022
0 notes
gazetehaberi · 2 years
Text
Eti’nin ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ Projesi gençlerin hayallerini desteklemeye devam ediyor
0 notes
kadinruhu · 2 years
Text
Eti’nin ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ Projesi gençlerin hayallerini desteklemeye devam ediyor
Eti’nin ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ Projesi gençlerin hayallerini desteklemeye devam ediyor
Eti’nin gençlerden büyük ilgi gören ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ projesi bütün hızıyla devam ediyor. Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliğiyle 2019 yılından bu yana yürütülen projeyle bilim, kültür-sanat, sosyal sorumluluk ve spor alanlarında bu yıl desteklenecek 16 genç belirlendi. Gençlere mentorluk ve hibe desteği sağlanacak.   Uzun soluklu sosyal sorumluluk projeleriyle toplum ve çevre için…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
habergecesi · 2 years
Text
Eti’nin ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ Projesi gençlerin hayallerini desteklemeye devam ediyor
Eti’nin ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ Projesi gençlerin hayallerini desteklemeye devam ediyor
Eti’nin gençlerden büyük ilgi gören ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ projesi bütün hızıyla devam ediyor. Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliğiyle 2019 yılından bu yana yürütülen projeyle bilim, kültür-sanat, sosyal sorumluluk ve spor alanlarında bu yıl desteklenecek 16 genç belirlendi. Gençlere mentorluk ve hibe desteği sağlanacak.   Uzun soluklu sosyal sorumluluk projeleriyle toplum ve çevre için…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
listemakale · 2 years
Text
Eti’nin ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ Projesi gençlerin hayallerini desteklemeye devam ediyor
Eti’nin ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ Projesi gençlerin hayallerini desteklemeye devam ediyor
Eti’nin gençlerden büyük ilgi gören ‘Sen Gençsin, Güç Sensin’ projesi bütün hızıyla devam ediyor. Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliğiyle 2019 yılından bu yana yürütülen projeyle bilim, kültür-sanat, sosyal sorumluluk ve spor alanlarında bu yıl desteklenecek 16 genç belirlendi. Gençlere mentorluk ve hibe desteği sağlanacak.   Uzun soluklu sosyal sorumluluk projeleriyle toplum ve çevre için…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kadinfikri · 2 years
Text
TürkTraktör ile GİRVAK Tarımı ve Şehirleri Dönüştürecek Gençleri Arıyor
TürkTraktör ile GİRVAK Tarımı ve Şehirleri Dönüştürecek Gençleri Arıyor
Türkiye’nin otomotiv sektöründeki ilk üretici kuruluşu olan TürkTraktör, “Filizlerin Mucizeleri Teknoloji ve İnovasyon” projesi kapsamında traktör ve iş makineleri alanında yaratıcı fikirleri ortaya çıkarmak üzere Türkiye Girişimcilik Vakfı (GİRVAK) ile birlikte farkındalık serisi ve Ideathon düzenliyor. Üniversitelerin STEM-A (Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Matematik ve Sanat) bölümleri…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
almanyalilar · 2 years
Text
0 notes
suyun-rengi · 2 years
Link
Bilim ve Sanat Vakfı - Türk Sineması Araştırmaları (TSA) birimi tarafından hazırlanan Türk Sineması Arşiv Veritabanı, Türk sineması ile ilgili film, kişi, kitap, dergi, makale, söyleşi ve tez kategorilerinde sistematik künyelerin bulunduğu, yazılı, görsel ve işitsel belgelere dair arşiv veritabanı çalışmalarının yürütüldüğü bir Türk sineması internet platformudur. Platform üzerinden, 8173 Film, 50611 Kişi, 1105 Kitap, 258 Dergi, 7837 Makale, 1724 Söyleşi, 641 Tez, 42043 Görsel materyale erişmek mümkündür.
0 notes
mantikutayr · 8 years
Photo
Tumblr media
film gösterimi ve ardından mustafa kara ile söyleşi
kalandar soğuğu filmi üzerine: bkz.
5 notes · View notes
yaziyorsonhavadis · 5 years
Text
Son dakika haberi... Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden Bilim ve Sanat Vakfı açıklaması
Son dakika haberi… Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden Bilim ve Sanat Vakfı açıklaması
Vakıflar Genel Müdürlüğü, ilgili yasa hükümleri gereğince, İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kurucusu olan Bilim ve Sanat Vakfı’nın teslim alınarak, mahkeme tarafından kayyum atanıncaya kadar, 3 kişilik komisyon tarafından yönetileceği açıklandı.
Tumblr media
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, Bilim ve Sanat Vakfı tarafından kurulan İstanbul Şehir Üniversitesi’nin, Yükseköğretim Genel…
View On WordPress
0 notes
mitranira · 3 years
Text
Mehdi  Halacı
Asıl ismi Mehdi Halıcı (1927-2008).
Konya doğumluydu.
Halıcı ailesinin ana tarafı Van’ın Başkale’sinden, baba tarafı ise Bingöl’ün Kiğı’sından Konya’ya göç etmişti.
Mehdi Halıcı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci iken babasına yazdığı “sadakat ve sabır” mektubu nedeniyle tutuklanıp Afyon Cezaevi’ne kondu. Babası halı esnafı Sabri Halıcı da o cezaevindeydi; suçu Said-i Kurdi müridi olmaktı!
Said-i Kurdi her Konya’ya gidişinde talebesi Sabri Halıcı’nın evinde misafir oldu. Eserlerinde “Konyalı Sabri”den sıkça bahsetti.
Sabri Halıcı çocuklarını hep Said-i Kurdî öğretileriyle büyüttü. Mehdi Halıcı yaşamı boyunca Said-i Kurdî cemaatiyle ilişkilerini duygusal anlamda hiç koparmadı; zor günlerde avukatlıklarını üstlendi. Risale-i Nur’ları övdü.
Yazı hayatına ise, 1957’de ağabeyi Feyzi Halıcı ile Konya’da “Çağrı” adlı sanat dergisini çıkararak başladı. Sonra ani bir kararla 1958’de Norveç’e giderek kooperatif konusunda ihtisas yaptı. Sonra dönüp devlet kurumlarında çalıştı; İstanbul’da avukatlık yaptı.
Bu arada kardeşi Feyzi Halıcı’dan da bahsetmem gerekir:
İÜ Fen Fakültesi’ni bitirdi. Yüksek Kimya Mühendisi olmasına rağmen Konya’ya dönüp baba mesleği halıcılığı devam ettirdi. Şiirler yazdı. Bunun bazıları Said-i Kurdi üzerinedir. Türk Dil Kurumu üyesi oldu. 1959’da Konya Kültür ve Turizm Derneği’ni kurdu. 1968-1977 yılları arasında AP Senatörü olarak TBMM’de görev yaptı. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı ile Atatürk Kültür Merkezi Bilim Kurulu onur üyesi oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara milletvekili Emrehan Halıcı’nın babasıdır.
Mehdi-Feyzi Halıcı’nın kız kardeşleri Nevin Halıcı ise Zaman Gazetesi yazarıdır.
Aile hakkında bu kadar bilgi vermemin nedeni, bir ailede nasıl farklı fikirler olduğunu göstermektir.
Çünkü Mehdi Halıcı’nın yazdıklarını okuyunca çok şaşıracaksınız.
O halde başlayalım.
Kürtler olmasaydı insanlık ne yapardı!
Cemşid Bender (Mehdi Halıcı), “Kürt Tarihi ve Uygarlığı” (3. Baskı, 1991, Kaynak Yayınları) kitabı önümüzdeki günlerde sadece iki dil ve özerkliği değil, daha neleri tartışacağımızın ipuçlarını veriyor.
Hiç araya girmeden, yorum yapmadan, sayfa sırasına da uyarak kitaptan bazı cümleler alıntılayacağım.
“Her şeyin ilki olmak kolay mı” (s. 9)
“Gutiler (MÖ 3000’ler) için Kurti denmektedir.” (s. 11)
“Bilindiği gibi Kürt Kassit İmparatorluğu Hitit ülkesiyle çağdaştı.” (s. 17)
“İlk kerpici Kürt Kassitler yaptı. İlk Takvim’i; ilk matematik ve geometri prensiplerini; ilk ağırlık ve uzunluk ölçü birimlerini Kürt Kassitler buldu.” (s. 21)
“İlk rasathaneyi Urfa’da Kürt Kassitler kurdu. İlk ‘teşhis’ ve ‘tedavi’ ikilemini; masajı tedavi yöntemi olarak kullanmayı Kürt Kassitler uyguladı. Ve petrolü de onlar keşfetti.” (s. 22)
“İnsanlığı ilk kez mağara hayatından kurtaran, emekleyen çocuğu ellerinden tutup yürüten, uygarca bir yaşamın koşullarını tarihte ilk kez oluşturan Sümerler ve Kürt halkı olmuştur.” (s. 31)
“Gılgamış Destanı adlı destanla ilgili tabletlerin metinlerini Kürt Kassit uyruklu şair Sin-Lekke-unni yazmıştır.” (s. 39)
“İranlılar edebiyat ve sanat zenginliklerini Kürtlerden almışlardır.” (s 44)
Mevlevilik Kadirilik Kürt kökenlidir
“Kürtler çoktanrılı dinlerden tektanrılı dinlere geçişin köprüsü olmuştur.” (s. 45)
“Sümerlerle de çağdaş olan Kürt Guti topluluğu Sümerlerle birlikte çivi yazısını kullandılar. Antikçağı aydınlatan dil Kürtçe idi.” (s. 46)
“Tektanrılı dinlerin kutsal kitaplarında yer alan pek çok söylencenin, efsanenin, öyküsünün ana menbaının Kürtlerle ve onların yaşadıkları bölge ile ilgili olduğu doğrudur.” (s. 52)
“Meddah adı da verilen Deng-Bej Kürt kültürüne aittir.” (s. 54)
“Saz sözcüğü Kürtçedir. Ayrıca aynı kökten türeyen sazbend (çalgıcı), sazende ve sazendegan sözcükleri de Kürt dilinin ürünleridir.” (s. 57)
“Halk ozanlığı Kürt kültür ve sanatının bir parçasıdır. Kürt halk ozanları atışma, taşlama, güzelleme ve hikâyeli türkü dallarında binlerce yıldan beri Newroz bayramlarında, düğünlerde ya da uzun kış gecelerinde sanat yeteneklerini ortaya koyarlar.” (s. 59)
“Kürt kökenli inanç dünyası Bektaşilik, Mevlevilik, Rufailik, Kadirilik, Kalenderlik gibi tarikatların yaratıcısı oldu. Kürtler gerek Yezidilikte ve gerekse bunun uzantıları olarak kurdukları tarikatların müzikli ayinlerinde coşku ve cezbe yaratmak için çalpara, kudum, çeng, kurrane, nagur, flüt, ve bender gibi Kürt müzik enstrümanlarını kullanmışlardır.” (s. 66)
“Kürt dilini bildiği ve Horasan’dan geldiği için Kürt kökenli olduğu öne sürülen Mevlânâ hakkında elimizde kanıtlayıcı belge yoktur. Ancak Mevlânâ’nın kitaplarını yazdırdığı, ‘Velayet’ ve ‘Hilafet’ görevlerini bıraktığı, Mevleviliği kuran Hüsamettin Çelebi Kürt kökenlidir. Hüsamettin Çelebi uyguladığı ayin deyimlerinde Kürtçe kullanmıştır. Derviş, dergâh, post, postnişin, sema, semazen, çelebi Kürtçe sözcüklerdir.” (s. 68-69)
“Yezidiliğin kurucusu Şeyh Addi Bin Misafir, Hakkâri Kürtlerindendir.” (s. 79)
“Kürt düşünür Ebu’l Vefa; Hacı Bektaş Veli’yi, Baba İlyas’ı Baba İshak’ı, Geyikli Baba’yı ve daha nicelerini kendi düşünce potasında yoğuran, şekillendiren, onları halkın yanında ve halk için harekete geçiren bir düşün adamıdır.” (s. 94)
“Kürt uygarlığının bir ürünü olan Alevilik, ‘inanç felsefesi’ ve ‘yaşam biçimi’ yaratırken, politik sosyal ve ekonomik alanlarda da halkı yüreklendirmiştir.” (s. 109)
Hz. Adem Kürt müydü
“(Firdevs’in yazdığı) Şehname’de anlatılan efsane tümüyle Kürtlerle ilgilidir.”  (s. 148)
“Cirit oyununun Kürtlere özgü bir spor türü olduğu tüm dünyaca bilinmektedir. Cirit sözcüğü Kürtçedir. Cirit oyunu Kürt ırkı atlarla yapılır.” (s. 169-170)
“Halı ve kilim dokumacılığını Kürtler icat etmiştir. İranlılar ve Türkler Kürtlerden öğrenmişlerdi.”
(s. 172)
“Kök boya kullanımını Kürtler bulmuştur.” (s. 179)
“Nuh Tufanı Sümerler ile Guti Kürtlerinin ortak efsanesidir.” (s. 189)
“Batı tarihçileri uygarlığın tekerliğin keşfiyle başladığını söylerler. Bu söz abartılıdır ama yanlış değildir. Atı tarihte ilk kez ehlileştirip binek ve çekme aracı olarak kullanan Kürt halkıdır. Aynı halk ehlileştirdiği atın çekeceği tekerleği de keşfetmiştir.” (s. 190)
“Tarihte uluslararası antlaşmaları ilk yapan Kürt halkıdır.” (s. 191)
Evet devam etmeye gerek var mı?
256 sayfalık, “Kürt Tarihi ve Uygarlığı” kitabı bu tür akıldışı iddialarla sürüp gidiyor. Bırakınız tarihteki tüm “ilk”leri, Cemşid Bender, Hz. Adem’in bile Kürt olduğunu ima ediyor! (s. 71)
Abdullah Öcalan, “Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru” kitabının 2. cildinde benzer söylemleri sürdürüyor.
Yani demem o ki, mesele iki dil ve özerklikle bitmeyecek.
1 note · View note
gazetehaberi · 2 years
Text
TürkTraktör ile GİRVAK Tarımı ve Şehirleri Dönüştürecek Gençleri Arıyor
0 notes
kadinruhu · 2 years
Text
TürkTraktör ile GİRVAK Tarımı ve Şehirleri Dönüştürecek Gençleri Arıyor
TürkTraktör ile GİRVAK Tarımı ve Şehirleri Dönüştürecek Gençleri Arıyor
Türkiye’nin otomotiv sektöründeki ilk üretici kuruluşu olan TürkTraktör, “Filizlerin Mucizeleri Teknoloji ve İnovasyon” projesi kapsamında traktör ve iş makineleri alanında yaratıcı fikirleri ortaya çıkarmak üzere Türkiye Girişimcilik Vakfı (GİRVAK) ile birlikte farkındalık serisi ve Ideathon düzenliyor. Üniversitelerin STEM-A (Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Matematik ve Sanat) bölümleri…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes