Tumgik
#cidden are we sure bro
kimmkitsuragi · 1 year
Text
oha olmayan almancam ile duolingo unit 7ye attım kendimi sshdfbsd
0 notes
qisasqisasqisas · 6 years
Text
C5: ‘New Character’
Tam o sırada biri kapıyı tıklatır. Jim silahını kapıya doğrultur.
J.M: Get back, get back! 
A: Put that down you idiot. 
Elimle silahını indirip kapıya doğru giderim. Yıldız Tilbe de bana doğru gelir. Yanıma gelince sessizce olduğunu düşündüğü tonda konuşmaya başlar.
Y.T: Bizi gebertmeden hemen gidelim burdan hadi. Hani hoş gözüküyor da boyu kısa, ince ve biraz fazla agresif. Eski sözlüme benzettim aslında düşününce. Keşke dilim olsa da oturup bi konuşsak da ikna etsem onu bu silah sevdasından vazgeçmeye. Ama aslında eli silah tutan erkek de çok makbul ha bu devir-
A: Yıldız Hanım lütfen sessiz konuşun. Adam ensemizde afedersiniz ama. 
J.M: WHAT YOU TWO talking about? 
Yıldız Tilbe korkup parmağını damağına koyar ve diğer elini de kalbinin üzerine koyar.
Y.T: AY MANYAK MISIN SEN BE? Ödümü koparttın meymenetsiz. 
Jim bana bakıp Yıldız’ı anlamaya çalışır. Kapı tekrar arka arkaya tıklatılır. 
A: I’m coming! 
Kapıya doğru giderken Yıldız adamla konuşmaya başlar ama ne dediğini anlamam. Kapıyı açıp kimin geldiğine bakarım.
E: Kardiiiş ben gel- 
A: Pardon siz kimsiniz?
E: Ben Elva. Ay bir dakika ben Türkçe konuşuyorum sen de anlıyorsun beni? Neresindensin?
A: Manavgat. Siz?
E: 12 Adanın hepsinden.
A: Afedersiniz de o kadar adayı alıp 4′ünü kullanmıyor bu Yunanlılar, neden aldılar merak ediyorum.
E: Neden olacak canım, güç gösterisi, eski topraklar vesaire.
A: O zaman tüm Ege kıyısını da alsalarmış.
E: Efendim öyle denir mi hiç şimdi? O kadar savaşıldı da alındı o topraklar. Zaten işgalin en eşiğindeyken zar zor alındı. Siz de alemsiniz.
A: Hayırdır bir anda konuşmanız değişti?
E: Kusura bakma. Tarih Ege, Yunan ve adalar diyince bir hoş oluyor bünyem. 
A: Benim demek istediğim adaların neden verildiğiydi. Siz yoksa tarih mi okudunuz?
E: Evet.
A: A tabi ondan bünyeniz hoş oldu. Baya biliyorsunuzdur şimdi Osmanlı, Bizans?
E: Evet.
A: Özellikle ne üzerine çalıştınız?
E: Tudorlar ve Mediciler.
A: ???
E: Efenim şimdi ben okudum ama İngiltere ve Avrupa tarihi okudum. E tabi avrupa derken Türkiye de-
A: Tamam efendim ben anladım. Siz neden buraya gelmiştiniz? Bay Holmes ve Dr. Watson çıktılar.
E: Yok ben onları değil abimi görmeye geldim.
A: Abiniz?
E: Ha şu içserdeku olur ya. 
A: Karadeniz?
E: Napayum benum da tek bildiğum Turakya ve Karadeniz’dur.
A: İngiliz aksanı?
E: Yok bizde İrlanda mevcut.
A: A o daha makbuldür. Zor bulunuyor. 
E: Abim var işte, burada da elinizi sallasanı-
A: Tamam tamam. İçeri geçin. 
E: Teşekkürler. 
Garip ve saçma sohbetimizden sonra kardeşini gören psikopat Yıldız Tilbe’yle olan derin sohbetini bölüp iki adımlık yeri koşarak kıza sarılır.
J.M: Oh sis! Come here give your brother a hug!
Y.T: Ayy şunlara bak ya. Tam evlenilecek ad-
A: Yıldız Hanım lütfen libidonuza sahip çıkın. Erkek olan ve nefes alan her şeye-
Y.T: Ay sen bi sus be! Ne frijit bi şey çıktın ha! Gören de ünlü dedektif sensin sanar. Konuşmalara bak. Hem ayrıca bi İngiltere vatandaşlığı kolay mı alınıyor enayi! Kaç aydır buradasın birini kafesleyememişsin. Sen ne halta yarıyorsun ki çaycılık dışında? Bir de benim lafımı bölüyor. Terbiyesiz görgüsüz ahlaksız!
Tüm konuşma boyunca tek doğru olduğu nokta çaycı olduğumdu galiba. O yüzden bir şey demeyip psikopat ve kardeşiyle konuşacağım gibi.
A: So why are you here? derim Jim’e dönerek.
J.M: Of course not to see your bulldog face. Bleeh. Why are you so angry looking girl? Sis, don’t you think that she needs an Irish night?
E: Yeah I also thought like that. Did you know she was Turkish?
J.M: Ooooh! Selamunaleiqum!
Tumblr media
Bu şekilde birkaç saniye bakarım ve Jim’in suratı düşer. 
J.M: Sorry for earlier. I was being an asshole for your friend over there.  der ve Yıldız’a bakar. Allah’ım ya bu adam ciddi mi? Hadi Yıldız anlamış adam yağlı kapı belli ki üstündekilerden ama bu adam? Etnik şeyleri seviyorlar cidden. İki Hintli gelse götürecek o zaman afedersin. Ya da Swahilice konuşan iki tane İngiliz. 
A: You really mean what you just said?
E: Brother, please be more.... how you say, presentable and appropriate. 
J.M: Oh what a fool am I! I should’ve kissed her hand! dediği gibi Yıldız’ın eline yapışır ve şehvetimsi bir şey ile gözlerine bakıp,
“Milady...” der ve kadının elini vakumlar. Sakince elini bırakır ve gözleriyle Yıldız’ı izler.
Y.T: Ay içim bi hoş oldu. Ne tatlı şeysin sen! diyip eliyle Jim’in gıdısından bir parça alır gibi yapıp yer.
A: Bu daha devam edecek mi böyle?
E: Umarım etmez. Abimin zevki biraz farklıdır. Aslında böyle frapan kadınlardan pek hoşlanmaz ama.
A: Deli deliyi çeker diye bir laf vardır bak sen onu unutmuşsun herhalde.
E: Aaa evet burada da şey derler, opposite sides-
A: Tamam tamam. 
E: Ama bi lafımı bitirsey-
A: Benim burama kadar geldi valla abini de al git yoksa insülin takviyesine başlayacağım.
E: A-a neden?
A: Canım öyle istiyor.
E: Hayır başka şeyler istiyorsan merak etme. Bizde var en kalitelisinden. İnsülin 2 saniye sürüyor sonra iptalsin.
A: Ne?
E: Ay ben şey sandım.. eee NEYSE CANIM! Brother I think we should go!
J.M: What? 
E: Come on lets go! 
J.M: But I have just started to-
E: You can take her if you want but I think it’ll be better if we leave.
J.M: Did she frightened you? This little imp!
A: Imp mi dedi o bana? Neyimi gördü de bu kadar hakaret ediyor bu -
E: Aa şimdi bunun kavgasına girmeyelim. Sen de bir küfür salla eşitlensin.
Jim’ bakıp tiksinirek ayakkabısına tükürürüm ama tükürük oraya ulaşmaz ve halıya düşer.
J.M: AHAHAHA! SHE CAN’T EVEN SPIT! Oh girl, you made me laugh this day, God make you laugh also! 
A: Bu ne diyor?
E: Beni güldürdün ya Allah da-
A: Tamam tamam anladım da bu böyle denmez. Hey Jim!
J.M: What?
A: It’s not how you say it bro! You should throw your head back and then say it with enthusiasm. Yours was too dull and fake. 
J.M: How? Like this? der ve başını geriye atıp bir eli havada posh posh güler.
J.M: Uh HAHA! GUURL! You made me laugh! I HOPE GOD WILL MAKE YOU LAUGH ALSO! Bahtin açik olsun!
A: Senin de abi senin de.
J.M: Elva let’s get some porridge. I really crave food these days like a pregnant mama. 
E: Did you go to get your results from the hospital by the way? 
J.M: No. I know they’ll find 125 symptoms of illnesses and make me pay for it for the rest of my life.
E: Oh you spoke like a Turk!
J.M: Eee what they’ve said, do as Turks. 
A: Kimsenin böyle bir şey dediğini sanmıyorum.
E: So we’ll leave now. Goodbye- What was your name?
A: Assistant.
E: Real name?
A: Assistant of the Bureau of Sherlock Holmes and Dr-
J.M: Check her ID next time Sis. Hey ASSistant!
A (eyeroll): WhaT?
J.M: Let me hug you.
A: No thanks I’m good.
J.M: No please, I want to apologize..
A: Do it with your mouth. 
J.M: You sure?
A: Yes if you mean it do it.
J.M: Umm, okay then! der ve ağzıyla alnımı öper.
J.M: You are my halal.
Tumblr media
Really?
2 notes · View notes