Tumgik
#dudak kuruluğuna
karadenizli-bey · 2 years
Text
dudak kuruluğuna ne iyi gelir ?
327 notes · View notes
bebegimbuyuyor · 2 years
Text
Dudak Çatlama Problemi ve Çözümleri Nelerdir? 2023
Tumblr media
Dudak Çatlama Problemi ve Çözümleri Nelerdir?
Özellikle kış aylarında pek çok kişide dudak çatlama problemi mutlaka görülür. Dudak çatlaması, dudak yüzeylerinde belirgin olan çatlaklardan rahatsızlık veren ve ara sıra kanamalara neden olan bir rahatsızlıktır. Bunun nedeni ise oldukça basittir. Çünkü dudak derisi yağ bezlerinden yoksundur ve vücudu kaplayan derinin en ince, en hassas bölgesidir. Sonuç olarak, zarar verme olasılığı daha yüksektir. Koruyacak bir tabaka olmadığı için böylece çeşitli sebeplerde dudaklar zarar görmeye müsait hale gelir. Dudak çatlaması çoğu zaman önemli bir neden olmasa da bazen bir enfeksiyon olabilir. Dudakların Çatlamasına Sebep Olabilecek Şeyler Oldukça yaygın olan dudak çatlaması sorununun en yaygın sebepleri arasında kuru ve soğuk hava, iç mekanlarda kuru ve sıcak havaya maruz kalma, güneş yanığı, bazı ilaçlar, rüzgâra maruz kalma, dudak yalama ve ağızdan nefes alma bulunur. Öte yandan soğuk algınlığı, dehidrasyon (sıvı kaybı) ve beslenme eksiklikleri de dudak çatlamasına neden olabilir. Panik yapmayın, fakat bezen dudak kuruluğu ve çatlaması altta yatan hastalık, bozukluk ve duruma göre değişiklik gösterebilir. Bu gibi durumlarda bazen dudak çatlamasına ek olarak kanama, ağrılı yara, Herpes, kuru ağız, boğuk ses, kızarıklık ve şişlik gibi belirtiler de görülebilir. Çatlamış dudaklar ayrıca çeşitli ilaçlarla da ortaya çıkabilir. A vitamini, retinoidler, lityum içeren ilaçlar ve kemoterapi ilaçları, ciddi dudak kuruluğuna ve çatlamasına katkıda bulunabilir. Ruj, dudak kremi gibi dudaklarla doğrudan temas eden veya dolaylı olarak ellerimizle dudaklara temas eden kozmetik/kimyasal ürünlere karşı alerjik reaksiyon da dudak çatlamasına neden olur. Eğer bu şekilde tepki veren bir cildiniz varsa organik ürünler kullanmaya özen göstermelisiniz. Dudak Çatlama Sıkıntısını Doğru Yollarla Çözün Dudakları nemlendirmek çatlayan dudaklar için çözümler kategorisinde birinci sıradadır. Bunun için farklı yollar deneyebilirsiniz. Örneğin sadece reklamlardan dolayı bilinen dudak balsamları yerine dudaklarınız için ideal olan dudak balsamlarını tercih edin. Bunun nedeni, bazı dudak balsamlarının dudakları kurutan, cildi tahriş eden veya alerjik tepkileri tetikleyen maddeler içerme olasılığıdır.
Tumblr media
Dudak Çatlama Problemi ve Çözümleri Nelerdir Dudak kozmetiklerini salisilik asit, oksinoksat, fenol, lanolin, kafur, nane, narenciye, okaliptüs, kafur veya tarçın gibi maddelerle kullanmaktan kaçının. Çatlamış dudaklar, hint yağı, seramidler, demitikon, kenevir tohumu yağı, mineral yağlar, karite yağı, titanyum oksit veya çinko gibi güneşten koruyucu maddeler kullanılarak giderilebilir. Ayrıca kozmetik ve parfümlü ürünler dudaklarınızı tahriş edebilir, bunları almaktan kaçının. Dudaklarınızı Korumak için Güzel Bir Şekilde Beslenin Yukarıdaki maddelere ek olarak dudakları korumak için yapmanız gereken başka şeyler de bulunmaktadır. Örneğin aloe vera, hindistancevizi yağı, bal, salatalık ve yeşil çay tüketin. Genel olarak sağlıklı olmak istiyorsanız su içmelisiniz. Kuru, çatlamış dudaklarınız da yaşam kaynağı olarak suya bağlıdır. Dudaklarınızı gün boyu su ile nemlendirerek, dudak çatlamasını önleyebilirsiniz. Çatlamış Dudaklar Bir Probleme mi İşaret Eder? Çatlak dudaklarınız uzun süredir hayatınızda varsa bir hastalığa sahip olup olmadığınızı merak etmeniz çok doğal. Fakat genel olarak uzun vadeli sorunlar, çatlamış dudaklar tarafından gündeme getirilmez. Rahatsızlık nedeniyle çatlamış dudaklar bakteri veya mantar hastalıklarına karşı daha hassastır. Yine de çatlamış dudaklar bazen vücuttaki sıvı kaybının bir işareti olabilir. Tanı konulduktan sonra uygun işlem yapılmalıdır. Zira şiddetli dehidrasyonun sonuçları böbrek yetmezliği, bakteriyel enfeksiyonlar, elektrolit dengesizlikleri ve mantar enfeksiyonlarını içerir. Öte yandan, genellikle uzun süre güneşe maruz kalmaktan kaynaklanan aktinik keilit göz ardı edilirse cilt kanserine ilerleyebilir ve dudaklarda kuruluk, renk atması ve pullanma şeklinde kendini gösterebilir. İltihaplı hastalıklar veya Crohn hastalığı gibi enfeksiyonlar, aşırı dudak kuruluğu ve çatlaklarla karakterize olan keilite neden olabilir. Fakat tüm bunlar varsayımlardır. Eğer bir şeyden şüpheli ya da şikayetçiyseniz doktora gitmelisiniz. Dudak Çatlama Sorununa Kısa Bir Sürede Veda Edin Eğer yukarıda bahsedilen tüm metotları uygularsanız ve bol bol su içip doğal nemlendiriciler kullanırsanız eminiz ki dudak çatlama probleminiz ortadan kalkacaktır. Bu sorunun kalıcı olduğunu düşünüyorsanız mutlaka doktorunuza başvurun. Ve unutmayın: Çatlamış dudaklarınızı yalayıp ıslatmak geçici bir çözümdür ve devamında daha da kurutmuş olursunuz. Bu yüzden bunu da yapmaktan kaçınarak dudaklarınıza çok iyi bakın! Read the full article
0 notes
webdedoktor · 4 years
Text
Dudak kuruluğuna vanilyalı balm
Dudak kuruluğuna vanilyalı balm
Tumblr media
Doğal malzemelerle oldukça basit hazırlanan bu dudak balmı ölü deriyi yenilediği gibi dudaklarınızı yumuşacık ve pürüzsüz yapacak.
İşte dudak çatlaklarına çok iyi gelen ve evde kolayca yapabileceğiniz doğal dudak balmı…
Malzemeler
2 tatlı kaşığı balmumu Bir miktar Hindistan cevizi yağı Bir miktar vanilya yağı E vitamini kapsülü Birkaç damla limon yağı
Nasıl yapılır
Dudak balmını hazırlamak için…
View On WordPress
0 notes
tanferhealth · 6 years
Photo
Tumblr media
Kışın cilt kuruluğu nasıl önlenir ? Tanfer Sağlık ve Estetik Kliniği Direktörü Seycan Tanfer, cilt kuruluğunun nasıl önlenebileceği hakkında bilgiler verdi Soğuk hava, cildin nemini azaltan en önemli faktördür. Cilt sorunları içinde en sık karşılaşılan problemlerden biri olan cilt kuruluğu, özellikle kış aylarında daha da artıyor. Kış aylarında kızarıklık, pullanma, kaşıntı ve cilt kuruluğu problemleri daha sık görülüyor. Soğuk havalarda temel cilt bakımında bazı değişiklikler yapılması gerekiyor. Basit önlemlerle cilt kuruluğunu önleyebilirsiniz. İşte dikkat edilmesi gerekenler: Cilt kuruluğu birçok nedenden olabilir. Genel olarak genetik sorunlardan veya cildin çok fazla su ve yağ kaybetmesinden dolayı oluşabilir. Nemlendiriciler en önemli etkendir. Cilt kuruluğuna nemlendirici krem ile çözüm bulamayanların cilt bakımı uzmanlarından profesyonel destek almaları gerekebilir. 📞 0(212) 284 84 98 📲 0 (533) 703 11 03 📩[email protected] 📍Website: tanfer.com.tr 📍Youtube: Tanfer Health & Aesthetic 📍Facebook: Tanfer Health & Aesthetic #estetik #güzellik #göğüsbüyütme #memeestetiği #göğüsestetiği #memeküçültme #memedikleştirme #karıngerme #popoestetiği #gözkapağıestetiği #rinoplasti #burunestetiği #burun #göz #dudak #dudakestetiği #dudakdolgusu #botoks #dolgu #botox #mezoterapi #ciltbakimı #aknetedavisi #burundolgusu #tanferestetik #gözkapagiestetigi https://www.instagram.com/p/Bs94NxkF-Y7/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=egd7o7734m7w
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
Ağız Mantarları Neden Oluşur?
Ağız hastalıkları çok çeşitlidir ;ağırılı veya ağrısız yaralar,kırmızı ,sarı veya beyaz lekeler şeklinde oluşabilirler.Ancak en sık karşılaşılanı ağız mantarlarıdır.Ağız mantarı, Candida albicans olarak bilinen ve vücudun başka yerlerinde de görülen bir mantar türünün kontrolsüz bir biçimde üreyerek iltihaba yol açması sonucu oluşur.
Birçok kişinin yakından bildiği bu rahatsızlık en çok bebekler ve yaşlılarda görülmekle birlikte, her yaşta da çıkabilir.İnsanın canını yakmasına rağmen, önemli bir rahatsızlık değildir. Ancak, yemek yemeyi engelleyebileceğinden beslenme dengesini bozabilir.
Candida albicans kaynaklı bu mantar türü bebeklerde görüldüğünde pamukcuk adını alır. Genellikle dudak köşeleri yumuşamıştır; çok ağrılı küçük beyaz kabuklarla kaplıdır. Pamukcuk olan bebek emzirilirken rahatsizdir hatta emzirilmeyi reddedebilir.Karbonatlı bir bezle ağız içerisini silmek tedaviye yardımcı olur. Saglikli yeni dogmus bebek genellikle hastaligi kendi başına yenebilmektedir.Fakat mantar geniş alanlara yayılmışsa veya uzun süredir iyileşmiyorsa mutlaka doktora baş vurulmalıdır.
Dr. Dt. Ece Tatar Sidal
Candida albicans adı verilen bu mantar türü, normal ağız florasında da mevcuttur.Fakat bağışıklı sistemimiz çeşitli nedenlerle zayıfladığında;aşırı alkol kullanımı,uzun süreli antibiyotik tedavisi,vitamin eksikliği vb. bu mantar hastalık yapıcı bir durum oluşturur.Ayrıca diyabet veya kanser tedavisi gibi ağız kuruluğuna sebeb olan rahatsızlıklarda mantar oluşumu için zemin hazırlar.Ancak  mantar oluşumunu en sık karşılaşılan sebebi kötü hijyenidir.Özellikle hareketli protez kullanan kişiler protezlerinin temizliğine özen göstermelidirler .Temizlenmemiş  hareketli protezler yemek artıklarının kolayca birikmesi ve böylelikle mantar oluşumu için uygun ortam hazırlarlar.Bu nedenle her yemekten sonra hem protezin iç ve dış kısımları hem de ağız içerisi doğru bir şekilde temizlenmelidir
Ayrıca hareketli protezleri gece ve gündüz sürekli takılmasıda mantar oluşumuna neden olan etkenler arasındadır.Geceleri protezlerin çıkartılması ve bir su dolu kapta muhafaza edilmesi gerekmektedir.
Pamukçuk için kullanılması gereken ilaçlar doktor tarafından bebeğin yaşına ve kilosuna gore belirlenir.Aynı durum yetişkinler içinde geçerlidir.Basit bir pamukçuk enfeksiyonu veya mantar zannettiğiniz yaralar çok daha farklı ve ciddi bir hastalığın da habercisi olabilir.Bu nedenle karbonatlı bezle silindikten kısa bir süre sonra yaralar iyileşmiyorsa doktorunuza başvurmanızı tavsiye ederim.
source https://saglik.kocaali.com/agiz-mantarlari-neden-olusur/
0 notes
ciltmaskeleri-blog · 7 years
Text
Cilt kuruluğu nedir nasıl geçer ? cilt kuruluğuna ne iyi gelir ?
Cilt Kuruluğu ve Çözümü
Cilt Kuruluğu
cilt kuruluğu “Bireylerin özellikle soğuk kış aylarında karşı karşıya kaldığı bir problem olan cilt kuruluğu, yaş ve cinsiyet ayırt etmeksizin ortaya çıkan bir cilt problemi olarak tarif edilebilir.”
Cilt kuruluğu genellikle basit birkaç önlem alınarak ortadan kaldırılabilmesine karşın aksi durumların varlığı da söz konusudur. Önlem alınamayan ve ilerlemesini sürdüren cilt kuruluğu egzamaya sebep olarak bireyindaha ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmasına sebep olabilir. Bu nedenle de, cilt kuruluğu basit bir problem olarak değerlendirilmemeli ve önleyici faaliyetler vakit kaybetmeden devreye sokulmalıdır.
Bu bağlamda, genellikle ciltte kaşıntı ve renk değişimiile kendini belli eden cilt kuruluğunun önlenmesi noktasında uygulanabilecek faaliyetlerden bahsetmek yani cilt kuruluğu çözümü üzerinde durmak konu bütünlüğünü sağlayacaktır.
Cilt Kuruluğu Çözümü
İlk paragraflar değinildiği gibi çoğu zaman basit bir nemlendirici kullanmak cilt kuruluğunun çözümü için yeterli olacaktır. Fakat, aksi durumlarda birey daha komplike önlemler almalı ve uzman hekim gözetimine başvurmaktan çekinmemelidir.
Problemi önleyici olarak uygulanabilecek faaliyetler şu şekilde sıralanabilir:
Doğru Kıyafet Tercihi:Birey kıyafet tercihinde cildin yeterince hava almasınave tercih ettiği kıyafetin cildin yapısı üzerinde tahribata sebep olmamasına dikkat etmelidir.
Sıvı Tüketimi: Özellikle hava sıcaklığının düştüğü dönemlerde hemen herkes sıvı tüketimini ikinci plana iter fakat bu oldukça yanlış bir durumdur ve cildin kurumasına sebep olabilir. Bu nedenle de bireyin günlük1.5-2 litre aralığında su tüketmesi başta cilt sağlığı olmak üzere dolaşım ve boşaltım sistemi üzerinde de olumlu etkilere sebep olacaktır.
Doğrudan Temastan Kaçınma: Bireylerin soğuk ve rüzgarlı havalarla doğrudan temas etmemesi ve cildin bu tür havaların etkisinden korunması da cilt kuruluğu noktasında alınabilecek önlemlerden biridir.
“Her ne kadar önlem alınsa da, dudak ve göz altlarında cilt kuruluğu meydana gelebilir. Belirtilen bölgelerdeki problemler uzun süreli olmamakla birlikte nemlendirici kullanımı sorunun ortadan kaldırılması sağlayacaktır.”
Cilt kuruluğu nedir nasıl geçer ? cilt kuruluğuna ne iyi gelir ?
0 notes
Text
Dudaklarınız sürekli çatlıyorsa...
Tumblr media
Dudak çatlaması hangi hastalığın habercisi olabilir? Dudak çatlamasına karşı hangi önlemleri almalıyız?  Dudak çatlaması neden olur?  Sık sık çatlayan hem görünüşümüz açısından bizi rahatsız eden hem de fiziksel acı veren dudak çatlamalarının en büyük sebeplerinden biri cilt kuruluğu veya soğuk havalardır. Güneş ışığı en önemli nedenlerden biridir. Özellikle yaz aylarında bolca maruz kaldığımız güneş ışınları vücudumuzdaki nemi buharlaştırarak dudaklarımızı kurutur ve çatlatır. Gün içinde yeteri kadar su tüketilmediğinde hücrelerin susuz kalması dudak kuruluğuna ve çatlaklarına neden olur.Kullanılan bazı kozmetik ürünleri de dudaklarınızı çatlatabilir. Sağlıksız kozmetik ürünleri dudak yapınıza zarar vererek mikrop kapmanıza neden olabilir. Genellikle uyurken ağızdan alınan nefeste dudak kuruluğuna ve çatlamasına neden olabilir. Burun tıkanıklığı yüzünden ağızdan nefes alan kişilerinde dudakları kurur ve çatlar. . Read the full article
0 notes
yehhunet-blog1 · 7 years
Text
Ağız Kuruluğu Nasıl Giderilir
New Post has been published on https://yehhu.net/agiz-kurulugu-nasil-giderilir/
Ağız Kuruluğu Nasıl Giderilir
Dudak kuruluğundan farklı olarak karşılaşabileceğimiz bir diğer benzer sorun ağız kuruluğudur. Ağız kuruluğunun sebebi olarak tükürük salgısının azalmasını gösterebiliriz. Aşırı miktarda su, sıvı tüketimi yapan kişilerde ağız kuruluğuna sık sık rastlanır. Fazla sıvıdan dolayı tükürük salgıları yapması gereken görevi yapmaz. Fazla sıvı tüketiminin yanı sıra burundan değil de genel olarak ağızdan nefes alınıp verilmesi de ağız kuruluğuna yol açar.
Ağız Kuruluğu Nasıl Giderilir
Ağız kuruluğunu gidermek için fazla sıvı ve özellikle alkolden kaçınmalısınız. Alkol tükürük bezlerinizin çalışmamasına neden olur. Havasız mekânlardan uzak durarak yaşadığınız ortamı nemli bir hale getirmelisiniz. Özellikle B ve C vitamini bakımından zengin besinleri tüketmelisiniz.
Avucunuz kadar arpayı ve bir litre suyu birlikte kaynatın. Su kaynamaya başladıktan yaklaşık beş dakika sonra karışımı ocaktan alarak ılınmasını bekleyin. Ilıdığında karışımı içebilirsiniz. Bunu her sabah içmeniz ağız kuruluğunuzu giderecektir.
Ağız kuruluğu dikkat edilmez ve önlenmeye çalışılmazsa dişte çürüklere neden olur. Düzenli olarak dişlerinizi fırçalamalı ve bunun yanında ağız temizliğinize özen göstermelisiniz. Gün içinde belirli aralıklarda azar azar su içerek ağız kuruluğunu kontrol altına alabilirsiniz.
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
En sık karşılaşılan sorun ise soğuk hava, kalorifer ile klimaların kurutucu etkisi nedeniyle ciltti kuruluk gelişmesi. Bunun sonucunda da cildimizde mat ve yıpranmış bir görünümün ortaya çıkması. Daha da kötüsü kalorifer veya klima gibi ısı kaynaklarıyla yakın temasın ciltti kalıcı lekeler bırakabilmesi. Güzel haber ise beslenme ve yaşam alışkanlıklarınıza dikkat ederek kış mevsiminde de ışıltılı bir cilde sahip olabilmeniz. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu, cildinizi kış mevsiminin olumsuz etkilerinden korumanın yollarını anlattı. Kalorifer ve klimalar cildi kurutuyor Soğuk havalarda vücut, ısısını korumak için cilde giden kan akımını azaltıyor. Bunun sonucunda cilt iyi beslenemiyor, cilt onarımı ve yenilenmesi yavaşlıyor. Gerek soğuyan havanın direkt etkisiyle, gerekse cildi nemli tutan yağ ve ter bezlerinin de yavaşlaması sonucunda cildin kurumaya başladığını söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Kalorifer veya klima gibi ısı kaynakları ile tekrarlayan yakın temas cildin kurumasını artırırken, bu temaslar, ‘Erythema Caloricum’ adlı ciltte kalıcı lekeler bırakan hastalıkla sonuçlanabiliyor. Özellikle bacağın ön yüzünde yoğunlaşan pul pul dökülmeler görülüyor. Kuru derinin, bariyer fonksiyonu bozuluyor, egzama ve enfeksiyon hastalıklarına eğilim artıyor. Bu nedenle kış mevsiminde her gün vücut nemlendiricileri kullanarak cildin doğal nem dengesini desteklemek gerekiyor” Her banyodan sonra nemlendirici kullanın Vücut nemlendiricisini özellikle her banyodan sonra cilt henüz ıslakken sürmenin etkinliğini artıracağını belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu, cilt tipine uygun nemlendirici seçiminin önemine vurgu yapıyor. Dr. Yeliz Erdemoğlu yağlı cilt tipine yağ bazlı ürünleri kullanmanın folikülit denilen kıl kökü iltihabına yol açabildiğine dikkat çekerek, “Yine kuru ciltler akışkan kıvamlı ürün kullandığında yeterli fayda göremiyorlar. Bu nedenle doğru nemlendiriciyi seçmek için mutlaka bir dermatolog yardımına başvurulmalı” diyor. Ellerinizi unutmayın Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu özellikle dış çevre şartlarına düzenli olarak maruz kalan dudak ve ellerin nemlendirilmesinin de ayrı bir özen gerektirdiğini belirterek şu önerilerde bulunuyor: “Dudakları yumuşatmak için ıslak bırakmak, paradoks etkiyle daha da kuruyup çatlamasına neden oluyor. Bu yüzden dudak bakım ürünleri mutlaka sık aralıklarla uygulanmalı, eller için özel nemlendiriciler her yıkamadan sonra kullanılmalı ve tam olarak kurutmadan dışarı çıkılmamalı” Uzun ve sıcak banyolardan kaçının Eldiven kullanımıyla ilgili de önerilerde bulunan Dr. Yeliz Erdemoğlu, “Yün gibi alerji etkisi yüksek dokumalar yerine alerjik egzama yapma riski düşük olan pamuklu veya deri eldivenler en uygun seçim olacaktır” diyor. Uzun ve sıcak banyolardan, sık tekrarlanan hamam ve sauna aktivitelerinden de uzak durmak gerektiğini vurgulayan Dr. Yeliz Erdemoğlu bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Sıcak su ile uzun temas ve kese gibi fiziksel travmalar derimizin daha hızlı kurumasına neden olarak enfeksiyon hastalıkları veya alerjik egzama görülme riskini arttırıyor. Banyoda kremsi ve yağ bazlı sabunlar ile cilt temizlemek ve sonrasında nemlendirici kullanmak ise sağlıklı bir cilt için uygun çözümlerdir.” Omega 3 yönünden zengin beslenin Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu kış aylarında A-C-E vitamini, çinko, demir gibi elementleri ve somon balığı gibi Omega-3 yönünden zengin besin kaynaklarını da bol tüketmek gerektiğine dikkat çekiyor. Çünkü bu vitaminler kış mevsiminde cildimizin onarılması ve yeniden yapılandırılmasında etkin rol oynuyor. Dr. Yeliz Erdemoğlu cilt kuruluğuna karşı günde en az 2 litre saf su içilmesinin de önemli olduğunu belirtiyor. D vitamini seviyenize baktırın Dr. Yeliz Erdemoğlu, kış mevsiminde güneşin bulunduğumuz coğrafyaya eğik açı ile gelmesi nedeniyle cildimizin D vitamini sentezleyemediğine dikkat çekerek “Bu nedenle mutlaka kandan D-vitamini seviyenize baktırmalı ve eksikliğinde takviye edilmeli” diyor. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
Kanser tedavisi sırasında ağız ve diş bakımı
Hastalar yumuşak naylon fırça kullanarak günde 2-3 kez dişlerini fırçalamalılar.
Tercihen florlu diş macunu kullanılmalı eğer hasta tolere edemiyorsa sadece su yada salin solusyonları kullanılabilir
Kürdan ve su irrigasyon cihazları kullanmamalılar
Çürük gelişimini önleyici lifli diyet uygulanmalıdır
Florlu diş macunları gerekirse flor preparatları nötral fluorid jeller vernikler önerilir.
Dudak bakımında lanolin kullanılabilir.
Dt.Derya Demirçiler
Kanser tedavisi sırasında gerekli konsultasyonlar çevresinde (platelet sayısı ve antibiyotik kullanımına önem verilerek) gerekli acil konservatif tedaviler yapılabilir.
En az 6 ayda bir kontrol yapılmalıdır.
Tükrük salgısının ve pH seviyesinin düşmesine bağlı olarak diş hassasiyeti ve ağrı ortaya çıkabilir.
Ağız kuruluğuna yönelik olarak şekersiz sakızlar şekerler emme tabletleri özel preperatlar ağız gargaraları veya ağız nemlendiricileri kullanılabilir.
Özellikle çocuk hastalarda çürük önleme amacıyla fluorid solusyonları ve jelleri fazlaca önerilmektedir.
Dişhekimliği Dergisi 1/08 Sayı 79 Sayfa 42
source https://saglik.kocaali.com/kanser-tedavisi-sirasinda-agiz-ve-dis-bakimi/
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
En sık karşılaşılan sorun ise soğuk hava, kalorifer ile klimaların kurutucu etkisi nedeniyle ciltti kuruluk gelişmesi. Bunun sonucunda da cildimizde mat ve yıpranmış bir görünümün ortaya çıkması. Daha da kötüsü kalorifer veya klima gibi ısı kaynaklarıyla yakın temasın ciltti kalıcı lekeler bırakabilmesi. Güzel haber ise beslenme ve yaşam alışkanlıklarınıza dikkat ederek kış mevsiminde de ışıltılı bir cilde sahip olabilmeniz. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu, cildinizi kış mevsiminin olumsuz etkilerinden korumanın yollarını anlattı. Kalorifer ve klimalar cildi kurutuyor Soğuk havalarda vücut, ısısını korumak için cilde giden kan akımını azaltıyor. Bunun sonucunda cilt iyi beslenemiyor, cilt onarımı ve yenilenmesi yavaşlıyor. Gerek soğuyan havanın direkt etkisiyle, gerekse cildi nemli tutan yağ ve ter bezlerinin de yavaşlaması sonucunda cildin kurumaya başladığını söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Kalorifer veya klima gibi ısı kaynakları ile tekrarlayan yakın temas cildin kurumasını artırırken, bu temaslar, ‘Erythema Caloricum’ adlı ciltte kalıcı lekeler bırakan hastalıkla sonuçlanabiliyor. Özellikle bacağın ön yüzünde yoğunlaşan pul pul dökülmeler görülüyor. Kuru derinin, bariyer fonksiyonu bozuluyor, egzama ve enfeksiyon hastalıklarına eğilim artıyor. Bu nedenle kış mevsiminde her gün vücut nemlendiricileri kullanarak cildin doğal nem dengesini desteklemek gerekiyor” Her banyodan sonra nemlendirici kullanın Vücut nemlendiricisini özellikle her banyodan sonra cilt henüz ıslakken sürmenin etkinliğini artıracağını belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu, cilt tipine uygun nemlendirici seçiminin önemine vurgu yapıyor. Dr. Yeliz Erdemoğlu yağlı cilt tipine yağ bazlı ürünleri kullanmanın folikülit denilen kıl kökü iltihabına yol açabildiğine dikkat çekerek, “Yine kuru ciltler akışkan kıvamlı ürün kullandığında yeterli fayda göremiyorlar. Bu nedenle doğru nemlendiriciyi seçmek için mutlaka bir dermatolog yardımına başvurulmalı” diyor. Ellerinizi unutmayın Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu özellikle dış çevre şartlarına düzenli olarak maruz kalan dudak ve ellerin nemlendirilmesinin de ayrı bir özen gerektirdiğini belirterek şu önerilerde bulunuyor: “Dudakları yumuşatmak için ıslak bırakmak, paradoks etkiyle daha da kuruyup çatlamasına neden oluyor. Bu yüzden dudak bakım ürünleri mutlaka sık aralıklarla uygulanmalı, eller için özel nemlendiriciler her yıkamadan sonra kullanılmalı ve tam olarak kurutmadan dışarı çıkılmamalı” Uzun ve sıcak banyolardan kaçının Eldiven kullanımıyla ilgili de önerilerde bulunan Dr. Yeliz Erdemoğlu, “Yün gibi alerji etkisi yüksek dokumalar yerine alerjik egzama yapma riski düşük olan pamuklu veya deri eldivenler en uygun seçim olacaktır” diyor. Uzun ve sıcak banyolardan, sık tekrarlanan hamam ve sauna aktivitelerinden de uzak durmak gerektiğini vurgulayan Dr. Yeliz Erdemoğlu bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Sıcak su ile uzun temas ve kese gibi fiziksel travmalar derimizin daha hızlı kurumasına neden olarak enfeksiyon hastalıkları veya alerjik egzama görülme riskini arttırıyor. Banyoda kremsi ve yağ bazlı sabunlar ile cilt temizlemek ve sonrasında nemlendirici kullanmak ise sağlıklı bir cilt için uygun çözümlerdir.” Omega 3 yönünden zengin beslenin Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu kış aylarında A-C-E vitamini, çinko, demir gibi elementleri ve somon balığı gibi Omega-3 yönünden zengin besin kaynaklarını da bol tüketmek gerektiğine dikkat çekiyor. Çünkü bu vitaminler kış mevsiminde cildimizin onarılması ve yeniden yapılandırılmasında etkin rol oynuyor. Dr. Yeliz Erdemoğlu cilt kuruluğuna karşı günde en az 2 litre saf su içilmesinin de önemli olduğunu belirtiyor. D vitamini seviyenize baktırın Dr. Yeliz Erdemoğlu, kış mevsiminde güneşin bulunduğumuz coğrafyaya eğik açı ile gelmesi nedeniyle cildimizin D vitamini sentezleyemediğine dikkat çekerek “Bu nedenle mutlaka kandan D-vitamini seviyenize baktırmalı ve eksikliğinde takviye edilmeli” diyor. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
AĞIZ SAĞLIĞINA DİKKAT Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları en önemli sağlık sorunlarından biri olsa da hayatı doğrudan tehdit etmediği için gereken önem verilmemektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar da ağız sağlığına gerektiği önem verilmediği takdirde başta kalp rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığa zemin hazırladığı ortaya çıkmıştır. Bakteri plağı, diş eti hastalıklarının başlıca nedeni olarak görülüyor ve bu plaklar temizlenmediği takdirdir de tartar oluşumu başlıyor. Sadece dişleri fırçalayarak ve diş ipi ile ağız sağlığı korunamadığından yılda en az iki kere uzmana görünülmesi gerekmektedir. Ağız sağlığına dikkat edilmediği takdirde unutmamalıdır ki, ağız kokularının ve birçok rahatsızlığın sebebi diş çürüklerinden oluşmaktadır. AĞIZ KURULUĞU VE AĞIZ KOKUSU Birçok insanda görülebilen ancak önemsenmeyen ağız kuruluğuoldukça ciddi problemlerin oluşmasına neden olabiliyor. Günlük yaşantı içerisinde üzerinde durulmayan ağız kuruluğu, diş çürükleri, diş eti iltihaplanmaları ve beslenme bozuklukları gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Tükürük bezlerinin yetersiz çalışması yani ağzınızı nemli tutmak için yeterli tükürüğünüzün olmaması ağız kuruluğuna sebep olur. Ağız ve genel sağlığın sürekliliği için tükürük miktarının normal seviyede olması son derece önemlidir. Bazen kullanılan ilaçlar ve geçirilen rahatsızlıklar tükürük miktarını etkileyebildiğinden ağız kuruluğu oluşabiliyor. Alkol ve sigara kullanımı ağız kuruluğu oluşturan en güçlü etkenlerden biridir. Kanser tedavilerinde uygulanan kemoterapi de ağız kuruluğuna sebep olabiliyor. Ağız kuruluğu oluşumunda, dilde yanma, sızlama, konuşma ve yutkunma zorluğu, oldukça sık susama, dudak kenarında kuruma ve çatlama meydana gelebiliyor. Ağız kuruluğu tedavisi için dişlerinizi florlu ya da ağız kuruluğu için üretilen özel diş macunları ile fırçalamalı, dişlerin arası diş ipi ile temizlenmeli, florlu ağız gargarası ile ağız çok iyi çalkalanmalıdır. Ağız kokusu, günümüzde oldukça yaygın bir problem olduğu kadar sosyal bir incinme sebebidir. Bu durum beraberinde psikolojik problemleri de beraberinde getirebilmektedir. Ağız kokusuözellikle akciğer kaynaklı enfeksiyonlardan, şeker hastalığından, böbrek yetmezliğinden, karaciğer yetmezliğinden, metabolizma bozukluklarından, açlık ve diyet kaynaklı sebeplerden oluşabilmektedir. Gerekli önem verilmediği takdirde çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Ağız kokusunu giderebilmek için, öncelikle ağız içi bir sebepten kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmek için bir uzmana başvurulmalı. Ağız içinde çürük dişler, kanayan diş etleri varsa tedavileri yapılmalıdır. Dişlerinizi fırçaladığınız gibi mutlaka dilin üzeri de özel olarak üretilmiş dil fırçaları ile fırçalanmalı. Şekersiz sakız çiğneyerek tükürük akışını artırabilirsiniz. Ağız gargara kullanımı ile ağız kokusunu azaltabilirsiniz. Bol bol su içerek de ağız kokusunu önleyebilirsiniz. Basit şeker tüketiminizi azaltmalı, içeceklerinizde ve yiyeceklerinizde tarçın kullanarak ve besinleri iyice çiğneyerek de ağız kokusunu önleyebilirsiniz. Bir diğer ayrıntı ise asla burnunuz tıkalı uyumamalısınız. Ağız kokusu hem sağlığı hem de sosyal yaşamı doğrudan etkilediği için üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
AĞIZ SAĞLIĞINA DİKKAT Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları en önemli sağlık sorunlarından biri olsa da hayatı doğrudan tehdit etmediği için gereken önem verilmemektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar da ağız sağlığına gerektiği önem verilmediği takdirde başta kalp rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığa zemin hazırladığı ortaya çıkmıştır. Bakteri plağı, diş eti hastalıklarının başlıca nedeni olarak görülüyor ve bu plaklar temizlenmediği takdirdir de tartar oluşumu başlıyor. Sadece dişleri fırçalayarak ve diş ipi ile ağız sağlığı korunamadığından yılda en az iki kere uzmana görünülmesi gerekmektedir. Ağız sağlığına dikkat edilmediği takdirde unutmamalıdır ki, ağız kokularının ve birçok rahatsızlığın sebebi diş çürüklerinden oluşmaktadır. AĞIZ KURULUĞU VE AĞIZ KOKUSU Birçok insanda görülebilen ancak önemsenmeyen ağız kuruluğuoldukça ciddi problemlerin oluşmasına neden olabiliyor. Günlük yaşantı içerisinde üzerinde durulmayan ağız kuruluğu, diş çürükleri, diş eti iltihaplanmaları ve beslenme bozuklukları gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Tükürük bezlerinin yetersiz çalışması yani ağzınızı nemli tutmak için yeterli tükürüğünüzün olmaması ağız kuruluğuna sebep olur. Ağız ve genel sağlığın sürekliliği için tükürük miktarının normal seviyede olması son derece önemlidir. Bazen kullanılan ilaçlar ve geçirilen rahatsızlıklar tükürük miktarını etkileyebildiğinden ağız kuruluğu oluşabiliyor. Alkol ve sigara kullanımı ağız kuruluğu oluşturan en güçlü etkenlerden biridir. Kanser tedavilerinde uygulanan kemoterapi de ağız kuruluğuna sebep olabiliyor. Ağız kuruluğu oluşumunda, dilde yanma, sızlama, konuşma ve yutkunma zorluğu, oldukça sık susama, dudak kenarında kuruma ve çatlama meydana gelebiliyor. Ağız kuruluğu tedavisi için dişlerinizi florlu ya da ağız kuruluğu için üretilen özel diş macunları ile fırçalamalı, dişlerin arası diş ipi ile temizlenmeli, florlu ağız gargarası ile ağız çok iyi çalkalanmalıdır. Ağız kokusu, günümüzde oldukça yaygın bir problem olduğu kadar sosyal bir incinme sebebidir. Bu durum beraberinde psikolojik problemleri de beraberinde getirebilmektedir. Ağız kokusuözellikle akciğer kaynaklı enfeksiyonlardan, şeker hastalığından, böbrek yetmezliğinden, karaciğer yetmezliğinden, metabolizma bozukluklarından, açlık ve diyet kaynaklı sebeplerden oluşabilmektedir. Gerekli önem verilmediği takdirde çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Ağız kokusunu giderebilmek için, öncelikle ağız içi bir sebepten kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmek için bir uzmana başvurulmalı. Ağız içinde çürük dişler, kanayan diş etleri varsa tedavileri yapılmalıdır. Dişlerinizi fırçaladığınız gibi mutlaka dilin üzeri de özel olarak üretilmiş dil fırçaları ile fırçalanmalı. Şekersiz sakız çiğneyerek tükürük akışını artırabilirsiniz. Ağız gargara kullanımı ile ağız kokusunu azaltabilirsiniz. Bol bol su içerek de ağız kokusunu önleyebilirsiniz. Basit şeker tüketiminizi azaltmalı, içeceklerinizde ve yiyeceklerinizde tarçın kullanarak ve besinleri iyice çiğneyerek de ağız kokusunu önleyebilirsiniz. Bir diğer ayrıntı ise asla burnunuz tıkalı uyumamalısınız. Ağız kokusu hem sağlığı hem de sosyal yaşamı doğrudan etkilediği için üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
AĞIZ SAĞLIĞINA DİKKAT Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları en önemli sağlık sorunlarından biri olsa da hayatı doğrudan tehdit etmediği için gereken önem verilmemektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar da ağız sağlığına gerektiği önem verilmediği takdirde başta kalp rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığa zemin hazırladığı ortaya çıkmıştır. Bakteri plağı, diş eti hastalıklarının başlıca nedeni olarak görülüyor ve bu plaklar temizlenmediği takdirdir de tartar oluşumu başlıyor. Sadece dişleri fırçalayarak ve diş ipi ile ağız sağlığı korunamadığından yılda en az iki kere uzmana görünülmesi gerekmektedir. Ağız sağlığına dikkat edilmediği takdirde unutmamalıdır ki, ağız kokularının ve birçok rahatsızlığın sebebi diş çürüklerinden oluşmaktadır. AĞIZ KURULUĞU VE AĞIZ KOKUSU Birçok insanda görülebilen ancak önemsenmeyen ağız kuruluğuoldukça ciddi problemlerin oluşmasına neden olabiliyor. Günlük yaşantı içerisinde üzerinde durulmayan ağız kuruluğu, diş çürükleri, diş eti iltihaplanmaları ve beslenme bozuklukları gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Tükürük bezlerinin yetersiz çalışması yani ağzınızı nemli tutmak için yeterli tükürüğünüzün olmaması ağız kuruluğuna sebep olur. Ağız ve genel sağlığın sürekliliği için tükürük miktarının normal seviyede olması son derece önemlidir. Bazen kullanılan ilaçlar ve geçirilen rahatsızlıklar tükürük miktarını etkileyebildiğinden ağız kuruluğu oluşabiliyor. Alkol ve sigara kullanımı ağız kuruluğu oluşturan en güçlü etkenlerden biridir. Kanser tedavilerinde uygulanan kemoterapi de ağız kuruluğuna sebep olabiliyor. Ağız kuruluğu oluşumunda, dilde yanma, sızlama, konuşma ve yutkunma zorluğu, oldukça sık susama, dudak kenarında kuruma ve çatlama meydana gelebiliyor. Ağız kuruluğu tedavisi için dişlerinizi florlu ya da ağız kuruluğu için üretilen özel diş macunları ile fırçalamalı, dişlerin arası diş ipi ile temizlenmeli, florlu ağız gargarası ile ağız çok iyi çalkalanmalıdır. Ağız kokusu, günümüzde oldukça yaygın bir problem olduğu kadar sosyal bir incinme sebebidir. Bu durum beraberinde psikolojik problemleri de beraberinde getirebilmektedir. Ağız kokusuözellikle akciğer kaynaklı enfeksiyonlardan, şeker hastalığından, böbrek yetmezliğinden, karaciğer yetmezliğinden, metabolizma bozukluklarından, açlık ve diyet kaynaklı sebeplerden oluşabilmektedir. Gerekli önem verilmediği takdirde çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Ağız kokusunu giderebilmek için, öncelikle ağız içi bir sebepten kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmek için bir uzmana başvurulmalı. Ağız içinde çürük dişler, kanayan diş etleri varsa tedavileri yapılmalıdır. Dişlerinizi fırçaladığınız gibi mutlaka dilin üzeri de özel olarak üretilmiş dil fırçaları ile fırçalanmalı. Şekersiz sakız çiğneyerek tükürük akışını artırabilirsiniz. Ağız gargara kullanımı ile ağız kokusunu azaltabilirsiniz. Bol bol su içerek de ağız kokusunu önleyebilirsiniz. Basit şeker tüketiminizi azaltmalı, içeceklerinizde ve yiyeceklerinizde tarçın kullanarak ve besinleri iyice çiğneyerek de ağız kokusunu önleyebilirsiniz. Bir diğer ayrıntı ise asla burnunuz tıkalı uyumamalısınız. Ağız kokusu hem sağlığı hem de sosyal yaşamı doğrudan etkilediği için üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
En sık karşılaşılan sorun ise soğuk hava, kalorifer ile klimaların kurutucu etkisi nedeniyle ciltti kuruluk gelişmesi. Bunun sonucunda da cildimizde mat ve yıpranmış bir görünümün ortaya çıkması. Daha da kötüsü kalorifer veya klima gibi ısı kaynaklarıyla yakın temasın ciltti kalıcı lekeler bırakabilmesi. Güzel haber ise beslenme ve yaşam alışkanlıklarınıza dikkat ederek kış mevsiminde de ışıltılı bir cilde sahip olabilmeniz. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu, cildinizi kış mevsiminin olumsuz etkilerinden korumanın yollarını anlattı. Kalorifer ve klimalar cildi kurutuyor Soğuk havalarda vücut, ısısını korumak için cilde giden kan akımını azaltıyor. Bunun sonucunda cilt iyi beslenemiyor, cilt onarımı ve yenilenmesi yavaşlıyor. Gerek soğuyan havanın direkt etkisiyle, gerekse cildi nemli tutan yağ ve ter bezlerinin de yavaşlaması sonucunda cildin kurumaya başladığını söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Kalorifer veya klima gibi ısı kaynakları ile tekrarlayan yakın temas cildin kurumasını artırırken, bu temaslar, ‘Erythema Caloricum’ adlı ciltte kalıcı lekeler bırakan hastalıkla sonuçlanabiliyor. Özellikle bacağın ön yüzünde yoğunlaşan pul pul dökülmeler görülüyor. Kuru derinin, bariyer fonksiyonu bozuluyor, egzama ve enfeksiyon hastalıklarına eğilim artıyor. Bu nedenle kış mevsiminde her gün vücut nemlendiricileri kullanarak cildin doğal nem dengesini desteklemek gerekiyor” Her banyodan sonra nemlendirici kullanın Vücut nemlendiricisini özellikle her banyodan sonra cilt henüz ıslakken sürmenin etkinliğini artıracağını belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu, cilt tipine uygun nemlendirici seçiminin önemine vurgu yapıyor. Dr. Yeliz Erdemoğlu yağlı cilt tipine yağ bazlı ürünleri kullanmanın folikülit denilen kıl kökü iltihabına yol açabildiğine dikkat çekerek, “Yine kuru ciltler akışkan kıvamlı ürün kullandığında yeterli fayda göremiyorlar. Bu nedenle doğru nemlendiriciyi seçmek için mutlaka bir dermatolog yardımına başvurulmalı” diyor. Ellerinizi unutmayın Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu özellikle dış çevre şartlarına düzenli olarak maruz kalan dudak ve ellerin nemlendirilmesinin de ayrı bir özen gerektirdiğini belirterek şu önerilerde bulunuyor: “Dudakları yumuşatmak için ıslak bırakmak, paradoks etkiyle daha da kuruyup çatlamasına neden oluyor. Bu yüzden dudak bakım ürünleri mutlaka sık aralıklarla uygulanmalı, eller için özel nemlendiriciler her yıkamadan sonra kullanılmalı ve tam olarak kurutmadan dışarı çıkılmamalı” Uzun ve sıcak banyolardan kaçının Eldiven kullanımıyla ilgili de önerilerde bulunan Dr. Yeliz Erdemoğlu, “Yün gibi alerji etkisi yüksek dokumalar yerine alerjik egzama yapma riski düşük olan pamuklu veya deri eldivenler en uygun seçim olacaktır” diyor. Uzun ve sıcak banyolardan, sık tekrarlanan hamam ve sauna aktivitelerinden de uzak durmak gerektiğini vurgulayan Dr. Yeliz Erdemoğlu bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Sıcak su ile uzun temas ve kese gibi fiziksel travmalar derimizin daha hızlı kurumasına neden olarak enfeksiyon hastalıkları veya alerjik egzama görülme riskini arttırıyor. Banyoda kremsi ve yağ bazlı sabunlar ile cilt temizlemek ve sonrasında nemlendirici kullanmak ise sağlıklı bir cilt için uygun çözümlerdir.” Omega 3 yönünden zengin beslenin Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeliz Erdemoğlu kış aylarında A-C-E vitamini, çinko, demir gibi elementleri ve somon balığı gibi Omega-3 yönünden zengin besin kaynaklarını da bol tüketmek gerektiğine dikkat çekiyor. Çünkü bu vitaminler kış mevsiminde cildimizin onarılması ve yeniden yapılandırılmasında etkin rol oynuyor. Dr. Yeliz Erdemoğlu cilt kuruluğuna karşı günde en az 2 litre saf su içilmesinin de önemli olduğunu belirtiyor. D vitamini seviyenize baktırın Dr. Yeliz Erdemoğlu, kış mevsiminde güneşin bulunduğumuz coğrafyaya eğik açı ile gelmesi nedeniyle cildimizin D vitamini sentezleyemediğine dikkat çekerek “Bu nedenle mutlaka kandan D-vitamini seviyenize baktırmalı ve eksikliğinde takviye edilmeli” diyor. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
AĞIZ SAĞLIĞINA DİKKAT Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları en önemli sağlık sorunlarından biri olsa da hayatı doğrudan tehdit etmediği için gereken önem verilmemektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar da ağız sağlığına gerektiği önem verilmediği takdirde başta kalp rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığa zemin hazırladığı ortaya çıkmıştır. Bakteri plağı, diş eti hastalıklarının başlıca nedeni olarak görülüyor ve bu plaklar temizlenmediği takdirdir de tartar oluşumu başlıyor. Sadece dişleri fırçalayarak ve diş ipi ile ağız sağlığı korunamadığından yılda en az iki kere uzmana görünülmesi gerekmektedir. Ağız sağlığına dikkat edilmediği takdirde unutmamalıdır ki, ağız kokularının ve birçok rahatsızlığın sebebi diş çürüklerinden oluşmaktadır. AĞIZ KURULUĞU VE AĞIZ KOKUSU Birçok insanda görülebilen ancak önemsenmeyen ağız kuruluğuoldukça ciddi problemlerin oluşmasına neden olabiliyor. Günlük yaşantı içerisinde üzerinde durulmayan ağız kuruluğu, diş çürükleri, diş eti iltihaplanmaları ve beslenme bozuklukları gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Tükürük bezlerinin yetersiz çalışması yani ağzınızı nemli tutmak için yeterli tükürüğünüzün olmaması ağız kuruluğuna sebep olur. Ağız ve genel sağlığın sürekliliği için tükürük miktarının normal seviyede olması son derece önemlidir. Bazen kullanılan ilaçlar ve geçirilen rahatsızlıklar tükürük miktarını etkileyebildiğinden ağız kuruluğu oluşabiliyor. Alkol ve sigara kullanımı ağız kuruluğu oluşturan en güçlü etkenlerden biridir. Kanser tedavilerinde uygulanan kemoterapi de ağız kuruluğuna sebep olabiliyor. Ağız kuruluğu oluşumunda, dilde yanma, sızlama, konuşma ve yutkunma zorluğu, oldukça sık susama, dudak kenarında kuruma ve çatlama meydana gelebiliyor. Ağız kuruluğu tedavisi için dişlerinizi florlu ya da ağız kuruluğu için üretilen özel diş macunları ile fırçalamalı, dişlerin arası diş ipi ile temizlenmeli, florlu ağız gargarası ile ağız çok iyi çalkalanmalıdır. Ağız kokusu, günümüzde oldukça yaygın bir problem olduğu kadar sosyal bir incinme sebebidir. Bu durum beraberinde psikolojik problemleri de beraberinde getirebilmektedir. Ağız kokusuözellikle akciğer kaynaklı enfeksiyonlardan, şeker hastalığından, böbrek yetmezliğinden, karaciğer yetmezliğinden, metabolizma bozukluklarından, açlık ve diyet kaynaklı sebeplerden oluşabilmektedir. Gerekli önem verilmediği takdirde çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Ağız kokusunu giderebilmek için, öncelikle ağız içi bir sebepten kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmek için bir uzmana başvurulmalı. Ağız içinde çürük dişler, kanayan diş etleri varsa tedavileri yapılmalıdır. Dişlerinizi fırçaladığınız gibi mutlaka dilin üzeri de özel olarak üretilmiş dil fırçaları ile fırçalanmalı. Şekersiz sakız çiğneyerek tükürük akışını artırabilirsiniz. Ağız gargara kullanımı ile ağız kokusunu azaltabilirsiniz. Bol bol su içerek de ağız kokusunu önleyebilirsiniz. Basit şeker tüketiminizi azaltmalı, içeceklerinizde ve yiyeceklerinizde tarçın kullanarak ve besinleri iyice çiğneyerek de ağız kokusunu önleyebilirsiniz. Bir diğer ayrıntı ise asla burnunuz tıkalı uyumamalısınız. Ağız kokusu hem sağlığı hem de sosyal yaşamı doğrudan etkilediği için üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes