Tumgik
#edip özmen
elazigsurmanset · 10 days
Text
YRP’de İstifalar Devam Ediyor. Elazığ’dan Bir Belediye Başkanı Daha İstifa Etti..
Tumblr media
31 Mart seçimlerinde Yeniden Refah Partisi’nden Beyhan Belediye Başkanı seçilen Bayram Öztürk, 6 Belediye Meclis üyesiyle birlikte partisinden istifa ettiğini açıkladı. Başkan Öztürk, istifasına ilişkin yaptığı açıklamada, vatandaşların taleplerini dikkate alarak ve eşit hizmet sağlama amacıyla bu kararı aldıklarını belirtti. Bayram Öztürk açıklamasında şunları söyledi: "Kıymetli hemşehrilerim; Sizlerin teveccühü ile 31 Mart seçimlerinde almış olduğumuz emanetimizi, vatandaşlarımızla istişare edip eşit hizmet sağlamak amacıyla en ince ayrıntısına kadar düşünerek aldığımız karar ve gördüğümüz lüzum neticesinde Yeniden Refah Partisi'nden Belediye Başkanı olarak şahsım ve 6 Belediye Meclis Üyeleri olarak istifa etmiş bulunmaktayız. Bu kararın Beldemize, Şehrimize ve vatandaşlarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum." İstifa eden Belediye Meclis üyelerinin isimleri ise şöyle: Ahmet Topçuoğlu, Hüseyin Kılıç, Burhanettin Bahçeci, Bedri Özdemir, Bekir Açık ve Hüseyin Özmen. Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Şehir tiyatrosu final yaptı
https://pazaryerigundem.com/haber/177980/sehir-tiyatrosu-final-yapti/
Şehir tiyatrosu final yaptı
Tumblr media
Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’na bağlı Şehir Tiyatrosu tarafından yetişkinlere yönelik verilen ‘Temel Tiyatro Eğitimi’, ‘Ben Kadınım’ isimli oyunla final yaptı.
MERSİN (İGFA) – Şehir Tiyatrosu sanatçıları tarafından çocuklara yönelik ‘Yaratıcı Drama’, gençlere yönelik ‘Tiyatro Atölye Çalışmaları’ ve yetişkinlere yönelik verilen ‘Temel Tiyatro Eğitimi’ sona erdi. Eğitim sonunda yetişkin grup kursiyerleri; sanat yönetmenliğini Hülya Savaş’ın yaptığı, Özgür Ahmet Gönenler, Güvenç Gümüş ve Burak Sönmez’in yönettiği ‘Ben Kadınım’ adlı skeçlerden derlenen komedi oyununu seyirci ile buluşturdu. 6 ay süren kursun ardından 2 ay boyunca oyuna çalışan kursiyerler, aldıkları eğitimin hakkını vererek başarılı bir oyun sahneledi. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde sahnelenen ve kadının insanlık için değerini ve önemini konu alan oyun vatandaşlardan büyük beğeni gördü. Oyunun ardından kursiyerler katılım belgelerini de aldı.
Şehir Tiyatrosu sanatçılarından Taner Çelik, M. Naci İdişçi, Ozan Erdönmez, Gülhatun Kutlay, Mustafa Dincir, Necati Kutlu, Güvenç Gümüş, Mahir Okdemir, Ömür Sevgi Çil, Pelin Sarıkaya, Ömer Faruk Ustaoğlu, Ekrem Şenel, Tolga Manyer, Ceren Özmen ve Özgür Ahmet Gönenler tarafından verilen eğitimlerden, kursiyerler de son derece memnun ayrıldı.
Gönenler: “Kursiyerlerimiz oyunu 2 aylık bir süreçte hazırladılar”
Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu oyuncularından Özgür Ahmet Gönenler, Şehir Tiyatrosu’nun birçok oyuncusu tarafından kursiyerlere eğitim verildiğinden söz ederek, “Bütün arkadaşlarımız derslere girdiler, eğitim verdiler ve sonunda da bir oyun sahnelenmesi istendi. Onun çalışmasını da biz üstlendik. 2 aylık bir sürecimiz oldu. Aramızda eğitimini tamamlayıp, yoğunluğundan dolayı oyuna kalamayan arkadaşlarımız oldu. Bu ekip de işlerinden fedakarlık edip geldiler ve oyunu hazırladık.  Güzel geçti. Çocuk grubumuzda ise toplam 56 kursiyerimiz vardı. Bunun 13’ü ile oyun çıkardık. Çocuklarımıza yaratıcı drama eğitimi verdik. Bu arkadaşlarımız da temel tiyatro eğitimi aldılar ve sonunda bir gösteriyle ödüllendirdik” dedi.
Kursiyerler için güzel bir deneyim fırsatı oldu
Kursiyerlerden Fuat Güngör, ilk kez böyle bir deneyim yaşadığından söz ederek, “Hep, ‘Yapar mıyım, yapamaz mıyım?’ gibi düşünceler oluştu kafamda. Emek veren hocalarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Yeri geldi bizimle bir çocukla uğraşır gibi uğraştılar, emek verdiler ve ilgilendiler. Çok keyifli zamanlar geçirdik. Ben Mersin’e geleli 3 yıl oldu. Böyle bir aktivitenin içerisinde bulunacağımı hiç düşünmüyordum. Ben bile şu anda kendime şaşırıyorum. Sahnenin tozunu yutmak, gerçekten tiyatro alanında muhteşem bir şeydi” diye konuşarak, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e kendilerine bu imkanı sunduğu için teşekkür etti.
Kursiyerlerden Özkan Azazi, “Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin açmış olduğu tiyatro kursuna yaklaşık 6-7 ay önce katıldık. Hocalarımızla çok eğlenceli ve çok keyifli çalışmalar sürdürdük. Hem eğlendik, hem de çok şey öğrendik. Hocalarımıza çok teşekkür ediyoruz. Bize bu imkânı sağlayan Büyükşehir Belediyemize ve Başkanımız Vahap Seçer’e de çok teşekkür ediyoruz. Çok keyifli bir süreç yaşadık, herkese de tavsiye ediyoruz, muhakkak bu deneyimi yaşasınlar” dedi.
Kursiyerlerden Damla Yılmaz, 6 aydır eğitim aldıklarından söz ederek, son 2 ayda da oyuna hazırlandıklarını belirtti. Yılmaz duygularını,  “Çok eğlenceli ve güzel mesajlar veren bir oyun sergiledik. Çok mutluyuz ve enerjiğiz. Umarım enerjimiz ve mutluluğumuz seyirciye de yansımıştır. Güzel bir final yaptığımızı düşünüyoruz. Böyle eğitimlere, kurslara ve gösterilere devam etmek istiyoruz” diye belirtti.
Seyircilerden Arzu Efesoy, çok keyifli bir akşam geçirdiklerini ve oyunun harika olduğunu ifade ederek, “Oyunun konusu çok güzeldi. İçimizde kalan duyguları net bir şekilde dile getirdiler. Çok mutluyuz. Bu tür organizasyonların sürekli olmasını diliyoruz” dedi.
Seyircilerden Yasemin Öztimur ise, “Oyun çok güzeldi, çok beğendik. Gerçek bir profesyonel gibi oynadılar” diye konuştu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
haytaogluyunus · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
TÜRK MİLLİYETÇİSİ ÜLKÜCÜ ŞEHİT SÜLEYMAN ÖZMEN
ŞEHİT OLDUĞU TARİH: 23 MART 1970
ŞEHİT EDİLDİĞİ YER: ANKARA
DOĞDUĞU YER: ÇORUM-SUNGURLU İLÇESİ
1948 doğumluydu. 22 yaşındaydı. Çevresindekiler tarafından muti, sevecen, cana yakın ve vefalı biri olarak tarif edilen Süleyman’ı, Annesi Emine Özmen onu şöyle anlatır: ‘’Oğlum Süleyman yetim büyüdü; ama kendini çok iyi yetiştirdi. Tanıyanlar tarafından çok sevilirdi. İlkokulu bitirmeden Kur’an’ı hatmetmişti. Akşam karanlık çökmeden evde olurdu. Derslerini yapar, dizimin dibinde güzel sesi ile Kur’an okurdu.’’
Manevi değerlerine sıkıca bağlı olan Özmen, boylu poslu, yakışıklı bir delikanlıydı. Prof.Dr.Turan Güven’in bir yazısında, Sultanahmet Camii’nde kıldıkları bir cuma namazı öncesi, Gönenli Mehmet Efendi’nin hutbesinde Özmen’in ağladığını anlatarak ondaki manevi derinliğe olan hayranlığını belirtir.(I)
Aynı zamanda bir İstanbul aşığı olan Sultanahmet’li Süleyman’ın yolu, üniversite tahsili vesilesi ile 1966 yılında Ankara’ya düşer. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni kazanan Özmen, anasından aldığı helallikle ve arkasından gelen dualarla çıkar İstanbul’dan. Henüz 18 yaşında tanıştığı gurbet hayatı, çok sevdiği arkadaşları ve okumaya olan düşkünlüğü sayesinde adeta cennete döner. Lâkin Süleyman için güzel günler çabuk geçer, Ankara o eski güzelliğini kaybeder. 1968 yılının bahar aylarında öğrenci hareketlerinin başlaması ile üniversite yılları, bir çok milliyetçi genç gibi, Özmen’in üzerine de bir karabulut gibi çöker.
Yurt baskınları, fakülte işgalleri, boykotlar, sokak ortasında maruz kalınan yaylım ateşleri, işkence odaları, engizisyon misali kurulan halk mahkemeleri, bombalamalar, dayak, zindan ve ölüm, hayatın sıradan bir parçası haline gelir; vatanını milletini seven gençliğin karşısına kendini sosyalist diye adlandıran Çin Komünizminin paralı uşakları- Rus Çar’larının yerli işbirlikçileri çıkar ve bu gençlerin okuma, barınma ve hatta yaşama haklarını gasp etmeye başlar.
Yıl 1970… Süleyman ve arkadaşları her türlü olumsuzluğa rağmen üniversite yurtlarında barınmaya devam eder. Bir gece yurtların arasında ki meydanda komünist militanların milliyetçi bir genci sıkıştırdığını gören Süleyman, hiç tereddüt etmeden olaya müdahil olur ve arkadaşını kurtarır. Bu olayın Süleyman’ın başına dert açacağından endişelenen dört arkadaşı, kısa bir süre sonra Süleyman’ı da yanlarına alarak yurttan ayrılır ve eski Ziraat Mahallesi’nde yeni bir binanın dördüncü katına taşınır.
OLAY GÜNÜ:
(Ankara Teknik Yüksek Öğretmen Okulunda devrimci-komünist öğrenciler Ülkücü Öğrencileri sıkıştırmış, adeta rehin almışlardı. 3 gündür dışarıyla bağlantıları kesilmiş, aç ve susuz kalmışlardı. Süleyman Özmen Ülküdaşlarına yardım için Ankara Teknik Yüksek öğretmen okuluna18 Mart 1970 günü ülküdaşlarıyla birlikte geldi. İçeride mahsur kalan ülküdaşlarına yiyecek götürmek istedi. İki ülküdaşı da beraberindeydi. Peynir, zeytin, ekmek götürüyorlardı. Devrimci-komünist militanlar ateş açtılar. Süleyman Özmen ağır yaralandı, hastaneye kaldırıldı. 5 gün boyunca bütün çabalara rağmen kurtarılamayarak 23 Mart günü Şehit oldu. Ülkü Şehitler Kervanının ilklerinden oldu.)
Anarşinin kol gezdiği, Allahsız – devletsiz bir düzenin kurulmaya çalışıldığı günlerde, göğsünü bu hayasızca akına siper eden bir avuç genç, yeni taşındıkları evlerinde 17 Mart gecesi, ertesi gün Muharrem orucu tutmak için sahura kalkarlar. Şiddetle çalan kapıyı hayır olması duasıyla açan bu genç yürekler, Yüksek Öğretmen Okulu’nda ülkücü arkadaşlarının komünist militanlar tarafından muhasara altında tutulduğunu öğrenir öğrenmez toparlanıp yola koyulur. Tarihi Türk Ocağı binası önünde yapılan bir toplantı neticesinde içinde Süleyman’ın da bulunduğu yaklaşık 300 ülkücü öğrenci, mahsur arkadaşlarını kurtarmak için yola koyulur. Yanlarında bir toplu iğne dahi bulunmayan bu gençlerden Özmen, polislerin gözü önünde, kızıl kurşunlar tarafından sırtından vurulur ve yetmezmiş gibi kız yurdundan atılan taşlardan biri suratına isabet edip onu ağır yaralar.
Numune Hastanesi’ne kaldırılan Süleyman, beş günlük hayat mücadelesinin ardından ülküdaşlarının kapısı önünden ayrılmadığı hastane odasında, 23 Mart’ta, pazarı pazartesiye bağlayan gecenin sabahında, 22 yaşında, hayatının baharında ulaşır şehitlik mertebesine. Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun tabiri ile ‘’Büyük Turan Ülkücüsü Süleyman Özmen’’, arkadaşlarını kurtarmaya gider iken, fakülte kantininde bulduğu birkaç çekirdeksiz üzümle yaptığı sahurun ardından niyetlendiği orucunu, 5 gün sonra, yedi kat göklerden gelen şehadet şerbeti ile açar.
Özmen’in vefatının ardından Ziraat Fakültesi’nde büyük bir tören yapılır. Açılış konuşmasını yapan Ziraat Fakültesi Dekanı Şehabettin Elçi’nin ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı Dündar Taşer bir konuşma yapar. Taşer’in:” Süleyman hayatının başındaydı. Ne kapitalist ne burjuvaydı. Hepimiz için öldü. Süleyman sizlersiniz. Süleyman yaşayacaktır’’ diyerek sonlandırdığı konuşmasının ardından kürsüye gelen Ülkü Ocakları Birliği Genel Başkanı İbrahim Doğan, konuşmasında adeta yemin eder gibi ‘’Bu topraklar boyanmadıkça kana, bu kılıçlar girmeyecektir kına’’ der. Sonrasında büyük bir kalabalığın (kimilerine göre bir kilometreyi geçen bir kortejin) omuzlarında Hacı Bayram Camii’ne getirilen Özmen’in, cenaze namazı kılınır ve onlarca ülkücünün refakatinde İstanbul’a uğurlanır. Gece 23:30 sularında İstanbul’a ulaşan Özmen’in tabutu kendisi için hazırlanan yere konulur. Sabaha kadar tabutun başında ülküdaşları nöbet tutarken diğer taraftan Yüksek İslam Enstitülü öğrenciler Kur’an-ı Kerim okur. İstanbul’da da gerçekleştirilen çeşitli törenlerin ardından Eyüp Sultan mezarlığına defnedilen Özmen, böylece Türk-İslam Ülkücülerinin kutlu şehitleri arasında ilk sıralarda yerini alır.
ÜLKÜDAŞIMIZA ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM
0 notes
aylinism · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
22 notes · View notes
sizekitap · 3 years
Text
Einstein'ın İhaneti (Etkinlik)
Tumblr media
Tiyatroadam’ın yeni oyunu “Einstein’ın İhaneti” açık havada seyirci karşısına çıkıyor.
Einstein gibi dünyaca ünlü bir dehanın çelişkileri, başarısızlıkları ve üzüntüleri üzerinden 20. yüzyılda yaşatılan insanlık suçlarının anlatıldığı bu felsefi metin, seyirciye bazen mizahi, bazen de şiirsel bir yolla varoluşu, insanlığı, ilkeleri ve öncelikleri sorgulatıyor. Dünyaca ünlü bilim adamı Albert Einstein ve orta yaşlı bir serseri 1934’da New Jersey’de tesadüf eseri tanışırlar. Farklı görüşlere sahip olmalarına rağmen birbirlerine çabuk ısınırlar. Pasifist Einstein, Nazilerin atom bombası yapmaya başladıklarını düşünür ve kendisinin bu bomba üzerine yaptığı çalışmaları Başkan Roosevelt’e o meşhur mektubunda yazar. Roosevelt’in bu mektuptan yola çıkarak başlattığı Manhattan Projesi, daha sonraki yıllarda Hiroşima patlamasına sebep olacaktır. Büyük bir vicdan azabı çeken Einstein, bir yandan da FBI ajanları tarafından izlenmekte ve Amerika Birleşik Devletlerine ihanet edip etmediği anlaşılmaya çalışılmaktadır. 21 seneye yayılan oyunda, Einstein ve serseri giderek birbirlerine daha çok bağlanırlar. Ve aralarında geçen komik, karanlık ve içten sohbetler bizi 20. yüzyılın bilimsel ve politik tarihinde bir yolculuğa çıkarır.
Yazan: Eric-Emmanuel Schmitt Çevirmen: İpek Özgüven Yönetmen: Deniz Özmen Video Tasarımı: Erdal Devrim Aydın Işık Tasarım: Uğur Aksu  Kostüm: Ekip Çalışması  Dekor Tasarım: Deniz Özmen  Afiş Tasarımı: Ethem Onur Bilgiç Oyun Fotoğrafları: Emre Mollaoğlu Oyuncular: Berk Yaygın, Deniz Özmen, Süleyman Sucuoğlu
Tek perde 80′
Kaynak
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/einsteinin-ihaneti-etkinlik-2/
0 notes
maviyse0lur · 7 years
Photo
Tumblr media
kalbimin kuşu  üzülme  sevinç yemiyle besleyeceğim seni  ışıldayacaksın  Halina Poswiatowska * Hayat kısa, kuşlar uçuyor.. Cemal Süreya * Belki bütün kuşlar uçar, belki değil mutlaka.. Turgut Uyar  * Bir kuş olsa mavilik derdi buna. Edip Cansever * Nedir sesindeki öylesi bir hüzünle Kuşun feryat figanı? Der ki, körpeyim daha. Özlemini çektiğim ne? Sylvia Plath * Mevsimi aşka çağıran kuşların nerde senin.. İsmet Özel  * Kuşlar uçarlar uçarlar, insanlar vardı sanır.. Cahit Zarifoğlu * Kuşlar mı ki, çok şey denildi şair dilinden.. Ahmet Telli * Uçan kuşlar konsun senin göğüne.. Murathan Mungan * Kuşlar geçiyor, derken; yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.. Orhan Veli Kanık * Günler gelip geçti. Kuşlar gibi uçtu. Mustafa Kutlu * Yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime.. Haydar Ergülen * Ah bu kuş, bu gidişle. Uça uça gök bırakmayacak. Öteki kuşlara.. Cahit Koytak * Konuk et, kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana.. Yılmaz Odabaşı  *  Ağaç anlatabilir kendini yağmura, hiç değilse fısıldayabilir-bunu biliyorum. Kuş nasıl tarif edecek; konsa yeryüzünde av, uçsa bir ömür boynunda vebal. Birhan Keskin  * Kuşlar boşluk boşluk uçtukça. bir şey hızla duruyor.. Edip Cansever * Kuşlar Peru’ya ölmek için uçar.. İlhan Berk  * Ah beni vursalar bir kuş yerine.. Sezai Karakoç * Utanın; kuşlar uçuyor, uçaklar düşüyor.. Özdemir Asaf * Kuşlar uçuyor, kervanlar geçiyor, bir iğne deliğinden.. Âsaf Hâlet Çelebi * Bir yastık arıyorum kuş seslerinden.. İbrahim Tenekeci * Siz söyleyin garipliğimi kuşlar.. Cahit Sıtkı Tarancı * Kuşlar gibi yalnız, yapayalnızdım açıkta.. Yahya Kemal Beyatlı  * Bir kıyısız zamana kanat vuruyor. Üzerimden uçan bütün kuşlar. Şükrü Erbaş  * Sen gökyüzüne baktığın zaman / Kuşlar yakıyorlar kanatlarını Ahmet Erhan * Pencereden tepeler görünüyordu, bulutlar ve birtakım kuşlarla devinen tepeler.. Yakınımdan geçiyordu bazı kuşlar da Edip Cansever  * Kuşlar da kaderle uçar.. Cahit Zarifoğlu  * Sen gittin gideli kuşlar anlamaz görünür.. Hilmi Yavuz * Uçun kuşlar, uçun burda vefa yok.. Rıza Tevfik Bölükbaşı  * Bence sevgilim, Söylendikçe bizim olan bir şarkıdır aşk. Dikey bir şiirdir bütün kuşları aynı anda Havalandıran. Akgün Akova * Gidersen kim sular fesleğenleri? Kuşlar nereye sığınır akşam olunca? Ahmet Telli  * Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar.. Cemal Süreya * Kuşlar kuşların yanına, / Yapraklar yaprakların yanına, / Hiçbir şey yalnız kalmıyor, / İnsandan başka dünyada. Edip Cansever * Bulutlar konuşur Kuşlar uyur Ses uyanır Şimdi kimindir gecenin şarkısı? Turgut Uyar * Sanki çok öpüşmelik kuşlar bunlar, çok sevişmelik Ve seninle biz iyi ki Sevmelerin ustasıyız. Edip Cansever * Soluğuma bir küçük kuş tünemiş seninse gölgen yıldız dolu gökyüzünden biçilmiş. Metin Altıok * Bu dünya, yoruldu mu kuşlar konsun diyedir.. Can Yücel  * Hasretsiz bir kanat şakırtısına, mavi gökte kuşlar yine uçar mı? Ahmet Hamdi Tanpınar  * Hiç birbirine çarpan kuş gördün mü havada. Ama insanoğluna gelince üstelik yerde, neler olduğunu biliyorsun. Ece Ayhan * Kuşlar ölürse yere düşerler, yere düşerler ve onları hep Zehra toplar.. Âh Muhsin Ünlü * Bir çocuğun, kuş olduğunu düşünmeye hakkı vardır. Tabii bu biraz tehlikelidir. Özellikle arka balkonlarda manasızca oturmayı seviyorsa. Emrah Serbes * Ve sen kuş olup gidersin. Tarık Tufan  * Takınsam kanat manat, kuş muş olsam seğirtsem.. Necip Fazıl Kısakürek  * Kuşlar gelsin hafız; onlara dair kötü hatıraları yoktur gökyüzünün onlar intihar nedir, ihanet nedir bilmezler. Bekir Erdoğan  * Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar; Küçücük, ser-sefîd baykuşlar gibi kar Sizi dallarda, lânelerde arar. Gittiniz, gittiniz siz ey mürgân, Şimdi boş kaldı ser-te-ser yuvalar; Yuvalarda -yetîm-i bî-efgân!- Son kalan maî tüyleri kovalar karlar Ki havâda uçar uçar ağlar! Cenap Şahabettin  * Kuşsuz kalmışsa ağzım gözlerim gülmekten Dostumdan, gökyüzüne sürmeye kuş isterim. Gülten Akın  * Bir bakardım eğilmiş su içiyor Gamzelerinden kuşlar. Didem Madak  * Her özlediğimde bir tanem Kuşlara bakıyorum. Behçet Necatigil * Gökyüzü karışıksa kuşların işi Ya içim içime sığmıyorsa Ne denir kötüdür insanların gidişi Edip Cansever  * ..kuşyemi gibi yalnızdı. Turgut Uyar  * Kuşlar toplanmış göçüyorlar; keşke yalnız bunun için sevseydim seni. Cemal Süreya  * Başımada konuyor, konuyor aman martı kuşları. Gözlerimden boşanır hicran yaşları.. Orhan Veli * Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan. Gel artık. Ne olursun.. Yavuz Bülent Bakiler * Yüreğinde ki yaralara kuş olayım her şeyi düzeltip lütufkarca uçayım. Özmen Yıldız * Dön bana ve dinle, kuşlar uçuşuyor içimde.. Erdem Beyazıt * Kuş ölür, sen uçuşu hatırla..Füruğ Ferruhzad * Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen. Ülkü tamer  * Yağmur kuşları geçiyor avludan suru suru / Dalların hışırtısını duyuyorum, üşütüyor beni / Ötede, kentin üstünde bir şimşek çakıyor / Birden suretin yansıyor göğe ve her yağmur damlasına.. Ahmet Telli  * Geçti artık Göğsümde kuş barınmaz anladım. Metin Altıok * Ben ona dedim ki, bütün kuşlar tünedi. Göğsümdeki tek kanatsın. Şükrü Erbaş  * Mevsimi aşka çağıran kuşların nerde senin..İsmet Özel * Yüzünün orasından kuşlar kalkıyor. İlhan Berk * Kuşlarımı koymak için Bir gök resmi bulamadım. Hilmi Yavuz * Duyduk ki, bir daha / Kuş getirmek sınıfa İntihar olmuş cezası / Hal ve gidişat tüzüğünde / Biz kuşları tutmuyoruz ki / Kapıda koyveriyoruz / Dönüp onlar ceplerimize giriyorlar / N'apalım? Ece Ayhan  * Kimse beni güneşle tanıştırmayacak kimse beni serçelerin konukluğuna götürmeyecek uçmayı anımsa.. kuş ölümlüdür. Füruğ Ferruhzad  * Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını.. Cemal Süreya * Ve saçlarına Ve boynuna Ve omuzlarına Baktım ise Ki bakmışımdır Onlar bir kuşun uçuşunu Sezme derinliğindedir Edip Cansever  * Bir kuş kadar olamadım, İki kanat bulamadım. Haydar Ergülen * Ben artık bulunduğun şehirden gittim. İnsan kuş misali.. Sen hâlâ o kalabalık evde olmalısın. Gelip gidenin çok mu bari?.. Üzgünüm Leyla dünya hali.. Behçet Necatigil * Kuş taraçanın kıyısından uçtu bir ileti gibi uçtu kuş küçüktü kuş düşünmüyordu kuş gazete okumuyordu kuşun borcu yoktu insanları tanımıyordu kuş kuş havada ve kırmızı tehlike ışıkları üstünde ve habersizlik yükseklerde uçuyordu ve mavi anları delice deniyordu… Füruğ Ferruhzad * Kuş sürülerinden bir duvar Hangi kuşu çeksem ölüyor avucumda.Edip Cansever  * Belki bütün kuşlar uçar Belki değil mutlaka ama bir tanesi mutlaka kalır.Turgut Uyar  * Yalnız sana yazıyorum bu şiiri İstersen bir şiir gibi okuma Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu Soğuklar başlayınca havalanıp Millerce yol katettikten sonra Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle. Edip Cansever  * Ben ağaçların soyundanım ve bu bayat havayı solumak kederlendiriyor beni. Ölen bir kuş, uçuşu unutmamayı öğütledi bana. Tüm güçlerin sonu, güneşin gerçeği ve ışığın bilinciyle birleşmekten ibarettir!Füruğ Ferruhzad * Öyle güzelsin ki, kuş koysunlar yoluna. Nilgün Marmara  * Benden sonra kuşlara iyi bakın. Nilgün Marmara 
1K notes · View notes
gamzeguzelhan · 7 years
Text
“Hayat kısa, kuşlar uçuyor.”
-Cemal Süreya
“Kuşlar uçarlar uçarlar, insanlar vardı sanır.”
-Cahit Zarifoğlu
“Belki bütün kuşlar uçar, belki değil mutlaka.”
-Turgut Uyar
“Kuşlar boşluk boşluk uçtukça bir şey hızla duruyor.”
-Edip Cansever
“Kuşlar gelsin hafız;
Onlara dair kötü hatıraları yoktur gökyüzünün.
Onlar intihar nedir, ihanet nedir bilmezler.”
-Bekir Erdoğan
“Mevsimi aşka çağıran kuşların nerde senin…”
-İsmet Özel
“Yüreğinde ki yaralara kuş olayım,
Her şeyi düzeltip lütufkarca uçayım.”
-Özmen Yıldız
“Takınsam kanat manat, kuş muş olsam, seğirtsem.”
-Necip Fazıl Kısakürek
“Kuşlar Peru’ya ölmek için uçar.”
-İlhan Berk
“Bir çocuğun, kuş olduğunu düşünmeye hakkı vardır. Tabii bu biraz tehlikelidir.
Özellikle arka balkonlarda manasızca oturmayı seviyorsa.
-Emrah Serbes
“Utanın; kuşlar uçuyor, uçaklar düşüyor.”
-Özdemir Asaf
“Ah beni vursalar bir kuş yerine.”
-Sezai Karakoç
“Ve sen kuş olup gidersin.”
-Tarık Tufan
“Kuşlar mı ki, çok şey denildi şair dilinden.”
-Ahmet Telli
“Dön bana ve dinle, kuşlar uçuşuyor içimde.”
-Erdem Beyazıt
“Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan. Gel artık. Ne olursun.”
-Yavuz Bülent Bakiler
“Kuşlar ölürse yere düşerler, yere düşerler ve onları hep Zehra toplar.”
-Âh Muhsin Ünlü
“Yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime.”
-Haydar Ergülen
“Bir yastık arıyorum kuş seslerinden.”
-İbrahim Tenekeci
“Uçan kuşlar konsun senin göğüne.”
-Murathan Mungan
“Konuk et, kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana.”
-Yılmaz Odabaşı
“Ah bu kuş, bu gidişle, uça uça gök bırakmayacak öteki kuşlara.”
-Cahit Koytak
“Kuşlar geçiyor, derken; yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.”
-Orhan Veli Kanık
0 notes
seriatgelmeden · 8 years
Quote
“Hayat kısa, kuşlar uçuyor.” -Cemal Süreya “Kuşlar uçarlar uçarlar, insanlar vardı sanır.” -Cahit Zarifoğlu “Belki bütün kuşlar uçar, belki değil mutlaka.” -Turgut Uyar “Kuşlar boşluk boşluk uçtukça bir şey hızla duruyor.” -Edip Cansever “Kuşlar gelsin hafız; Onlara dair kötü hatıraları yoktur gökyüzünün. Onlar intihar nedir, ihanet nedir bilmezler.” -Bekir Erdoğan “Mevsimi aşka çağıran kuşların nerde senin…” -İsmet Özel “Yüreğinde ki yaralara kuş olayım, Her şeyi düzeltip lütufkarca uçayım.” -Özmen Yıldız “Takınsam kanat manat, kuş muş olsam, seğirtsem.” -Necip Fazıl Kısakürek “Kuşlar Peru’ya ölmek için uçar.” -İlhan Berk “Bir çocuğun, kuş olduğunu düşünmeye hakkı vardır. Tabii bu biraz tehlikelidir. Özellikle arka balkonlarda manasızca oturmayı seviyorsa. -Emrah Serbes “Utanın; kuşlar uçuyor, uçaklar düşüyor.” -Özdemir Asaf “Ah beni vursalar bir kuş yerine.” -Sezai Karakoç “Ve sen kuş olup gidersin.” -Tarık Tufan “Kuşlar mı ki, çok şey denildi şair dilinden.” -Ahmet Telli “Dön bana ve dinle, kuşlar uçuşuyor içimde.” -Erdem Beyazıt “Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan. Gel artık. Ne olursun.” -Yavuz Bülent Bakiler “Kuşlar ölürse yere düşerler, yere düşerler ve onları hep Zehra toplar.” -Âh Muhsin Ünlü “Yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime.” -Haydar Ergülen “Bir yastık arıyorum kuş seslerinden.” -İbrahim Tenekeci “Uçan kuşlar konsun senin göğüne.” -Murathan Mungan “Konuk et, kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana.” -Yılmaz Odabaşı “Ah bu kuş, bu gidişle, uça uça gök bırakmayacak öteki kuşlara.” -Cahit Koytak “Kuşlar geçiyor, derken; yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.” -Orhan Veli Kanık “Siz söyleyin garipliğimi kuşlar.” -Cahit Sıtkı Tarancı “Kuşlar gibi yalnız, yapayalnızdım açıkta.” -Yahya Kemal Beyatlı “Hasretsiz bir kanat şakırtısına, mavi gökte kuşlar yine uçar mı?” -Ahmet Hamdi Tanpınar “Sen gittin gideli kuşlar anlamaz görünür.” -Hilmi Yavuz “Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını.” -Cemal Süreya “Kuşlar da kaderle uçar.” -Cahit Zarifoğlu “Öyle güzelsin ki, kuş koysunlar yoluna.” -Nilgün Marmara “Kuş ölür, sen uçuşu hatırla.” -Füruğ Ferruhzad
0 notes
emlakhabercin · 4 years
Text
İzmir’de, sokağa çıkma yasağının uygulanacağı 1-3 Mayıs’ta istisna olan meslek gruplarına ve çalışanlara toplu ulaşım hizmetini ESHOT otobüsleri, Metro ve İZBAN verecek. 30 Nisan Perşembe gününü 1 Mayıs Cuma’ya bağlayan gece 00.00’dan 3 Mayıs Pazar gecesi 00.00’a kadar olan üç günlük süreçte 06.00-10.00, 16.00-19.00, 23.00-00.30 saatleri arasında otobüsler ve metro yarım saatte bir, İZBAN trenleri ise 24 dakikada bir sefer yapacak. ESHOT otobüsleri, 49 ana hatta hizmet verecek.
Sağlık Personeline Özel Yedi Hat
Sadece sağlık çalışanlarına özel planlanan otobüs güzergâhları sayısı ise yediye çıkarıldı. Bu araçlar, hastanelerin vardiya saatlerine uygun olarak seferlerine devam edecek. “Sağlık Görevlileri İçindir” yazılı tabelanın asılacağı otobüslere yalnızca sağlık personeli binebiliyor. Araçlar, hastanelerin çalışma düzenlerine göre Buca, Gaziemir, Güzelbahçe, Karşıyaka, Yenişehir ve Foça’dan sabah ve akşam belirli saatlerde karşılıklı seferler yapıyor.
#gallery-0-5 { margin: auto; } #gallery-0-5 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 50%; } #gallery-0-5 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-5 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */
Güzergâh bilgileri ve araçların sefer saatleri şöyle:
Buca servisi                                                                                                                                                              Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı’ndan hareket edecek servis aracı; Buca Üçkuyular, Özmen Caddesi, Seyfi Demirsoy Hastanesi, Forbest Caddesi, Cemil Şeboy Caddesi, Koşu Yolu Caddesi, Şirinyer, Mehmet Akif Caddesi, Yeşillik Caddesi, Eski İzmir Caddesi, Ali Rıza Avni Bulvarı, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Gazeteci Hasan Tahsin Caddesi, Polat Caddesi, İKÇÜ Yeşilyurt Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi güzergâhını takip edecek. Araçlar Gediz’den 06.15, 14.15, 22.30, İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 07.15, 15.15, 23.15 saatlerinde hareket edecek.
Gaziemir servisi                                                                                                                                                    Gaziemir otobüs son durağından hareket edecek servis aracı 80 Sokak, 73 Sokak, Abdülhamit Yavuz Caddesi, Gaziemir Nevvar Salih İşgören Hastanesi, Önder Caddesi, Akçay Caddesi, Yeşillik Caddesi, Halide Edip Adıvar Caddesi, 2904/1 Sokak, Saim Çıkrıkçı Caddesi, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ordu Caddesi, Mızraklı Caddesi, Polat Caddesi, İKÇÜ Yeşilyurt Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İhsan Alyanak Caddesi, Hıfzıssıhha Kavşağı, İnönü Caddesi, F. Altay Meydanı, Mithatpaşa Caddesi, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi güzergâhını takip edecek. Araçlar Gaziemir Son Durak’tan 07.30, DEÜ Hastanesi’nden 08.30 ve 16.30 saatlerinde hareket edecek.
Güzelbahçe servisi                                                                                                                                            Güzelbahçe otobüs son durağından hareket edecek servis otobüsü 565 Sokak, Erler Caddesi, Şehit Kemal Caddesi, 884 Sokak, Seferihisar Caddesi, Mithatpaşa Caddesi, DEÜ Hastanesi, F. Altay Meydanı, İnönü Caddesi, Hıfzıssıhha Kavşağı, İhsan Alyanak Caddesi, Polat Caddesi, İKÇÜ Yeşilyurt Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Mızraklı Caddesi, Ordu Caddesi, Saim Çıkrıkçı Caddesi, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi güzergâhını takip edecek. Araçlar Güzelbahçe Son Durak’tan 07.20, Bozyaka Hastanesi’nden 09.00 ve 16.30 saatlerinde hareket edecek.
Karşıyaka Girne servisi Karşıyaka Girne Caddesi’ndeki McDonalds’ın önünden kalkacak servis otobüsü, Girne Bulvarı, Anadolu Caddesi, Egekent Kavşağı, Anadolu Caddesi, Çiğli Altgeçit, Havaalanı Caddesi, 8780/1 Sokak, Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi, Ata Sanayi Semt Polikliniği güzergâhını takip edecek. Araçlar Girne McDonald’s önünden 07.50, Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi’nden 16.30 saatlerinde hareket edecek.
Karşıyaka Egekent 2 Servisi Egekent 30 Ağustos Mahallesi’nden hareket edecek servis otobüsü; İzmir-Çanakkale Yolu, Anadolu Caddesi, Şemikler Kavşağı, Erdoğan Akkaya Sokak, Karşıyaka Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, Ordu Bulvarı, Bestekâr Yusuf Nalkesen Sokağı, Cihat Kora Anadolu Lisesi, Ordu Bulvarı, Girne Bulvarı, Cemal Gürsel Caddesi, Anadolu Caddesi, Altınyol, Liman Caddesi, Halkapınar, Pakistan Bulvarı, Gıda Çarşısı 1202/2 Sokak, Gaziler Caddesi, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi güzergâhını takip edecek. Araçlar; Egekent 2 Son Durak’tan 07.00; Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 16.30 saatlerinde hareket edecek.
Halkapınar – Kemer Servisi Halkapınar Aktarma Merkezi’nden hareket edecek servis otobüsü Pakistan Bulvarı, Gıda Çarşısı 1202/2 Sokak, Gaziler Caddesi, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi, Kemer Aktarma Merkezi güzergâhını takip edecek. Araçlar Halkapınar’dan 06.45 ve 08.30, Kemer’den 07.15 ve 09.15 saatlerinde hareket edecek.
Foça servisi Hatundere İZBAN İstasyonu önünden hareket edecek servis otobüsü Sanayi Bölgesi Caddesi, İzmir-Çanakkale Caddesi, İzmir-Foça Karayolu, Hacı Liman Evleri Sokak, Değirmenlik Caddesi güzergâhını takip ederek Foça Devlet Hastanesi’ne ulaşacak. Araçlar Hatundere’den 07.30’da, Foça Devlet Hastanesi’nden 08.15’te kalkacak.
İzmir’de Sokağa Çıkma Yasağında Toplu Ulaşım Planı İzmir’de, sokağa çıkma yasağının uygulanacağı 1-3 Mayıs’ta istisna olan meslek gruplarına ve çalışanlara toplu ulaşım hizmetini ESHOT otobüsleri, Metro ve İZBAN verecek.
0 notes
maghaberleri · 6 years
Text
Ufak Tefek Cinayetler’de 41. Bölüm Fragmanı Geldi mi?
Ufak Tefek Cinayetler 40.bölümde; Arzu’ya feci bir şekilde çarpıp kaçarak ölümüne neden alan araçtaki kişinin kimliği tespit edilmeye başlandı. Ufak Tefek Cinayetler son bölümde, eşinin ölümüyle derinden sarsılan Mehmet yaşanan hadisenin peşini bırakmayarak üzerine gitti. Ufak Tefek Cinayetler 41.bölüm fragmanı geldi mi?
Ufak Tefek Cinayetler 40.bölümde; Burcu’nun başlattığı girişimle Arzu’nun ölümünün ardından topun ağzında olduklarını ve gözlerin kendilerine çevrildiğini vurgulayarak tehlikede ve şüphede olmaları nedeniyle üçlü birlik kurarak güçlerini birleştirdi. Ufak Tefek Cinayetler son bölümde; Taylan’la evliliğini kurtarmak için Emre’nin ‘evlilik yıl dönümünde bir gün geçireceğiz’ teklifini kabul etmek durumunda kalan Pelin, evlilik yıl dönümü gelip çattığında eşi Taylan’ın yanından kaçış planı yapıp soluğu Emre’nin yanında almasıyla birlikte, Emre onun Taylan’dan boşanıp kendisiyle hayatını birleştirmesini çok istediğini ve ayrıca çocuğuna da bakacağını dile getirdi. Arzu’nun olaylı biçimde ölümünün perde arkası araştırılırken, yaşanan vakanın tesadüfen meydana gelmediği ve planlı bir cinayetin işlenmiş olabileceği ihtimali kuvvetlenmeye başladı. Öte yandan Oya ise Kerim’in sahtekar olduğunu öğrenerek, Edip Özmen hakkında aslında hiçbir şeyi bilmediğini, eski öğrencisi olmayıp yollarının kesişmediğini ve bunca zaman boyunca kendisini kandırdığı gerçeğiyle yüzleşti. Bununla birlikte Burcu ise Arzu’nun ölümüyle Mehmet’in hayatında oluşan boşluğu doldurmaya çalışarak, acısını bahane ederek yakınlık kurmaya ve ilgi-alaka göstermeye yeltendi. Son derece zorlu bir süreçten geçen ve adeta korktuğu başına gelen Mehmet, yaşanan bu yürek dayanmayan hadisenin peşini bırakmayarak, bunun bir kaza olmadığını ve eşinin cinayete kurban gittiğini ifade etmesinin ardından Ufak Tefek Cinayetler 41.bölüm fragmanı araştırması son sürat yürütülüyor. Peki, eşi Arzu’nun öldürülmesinin öcünü almak üzere kin ve nefretle bilenen ve olay yerinde Emre’nin kulaklığını bulması sonucunda katilin onun olduğunu düşünen Mehmet’in, ‘Karımı öldürdün!’ diye haykırarak Emre’yi bıçaklamasının sahne olmasının akabinde Ufak Tefek Cinayetler 41.bölüm fragmanı yayınlandı mı?
Ufak Tefek Cinayetler 41.bölüm fragmanı yayınlandı mı?
Ay Yapım imzasıyla Star TV ekranlarına taşınan, yönetmenliğini Ali Bilgin ve Deniz Yorulmazer’in üstlendiği, senaryosunu da Meriç Acemi’nin kaleme aldığı Ufak Tefek Cinayetler 41.bölüm fragmanı yayınlanmadı.
Ufak Tefek Cinayetler 41. Bölüm fragmanı ne zaman gelecek ?
Oyuncu kadrosunda; Aslıhan Gürbüz, Gökçe Bahadır, Mert Fırat, Bade İşçil, Selim Bayraktar, Tülin Özen, Ferit Aktuğ gibi başarılı isimlerin yer aldığı Ufak Tefek Cinayetler 41.bölümüyle 13 Kasım Salı günü saat 20:00’da Star TV ekranlarında seyircinin karşısına geçecek.
Ufak Tefek Cinayetler’de Son Bölümde Neler Olmuştu?
Ufak Tefek Cinayetler son bölümde; Arzu’nun katili kim? Arzu öldü, Sarmaşık yasta. Ama bunun basit bir kaza değil de cinayet olduğu kısa sürede anlaşılıyor. Şimdi akıllarda tek bir soru var: Arzu’nun katili kim? Oya mı, Pelin mi, Burcu mu yoksa Taylan mı? Her birinin Arzu’yu öldürmek için iyi bir nedeni vardı. Arzu’nun ölümünden sonra kadınlar arasında şaşırtıcı bir ittifak kuruluyor. Oya, sonunda Kerim’le ilgili gerçeği öğreniyor. Pelin ve Emre arasında ise işler beklenmedik bir noktaya varıyor.
Arzu’nun Edip’in katili olduğu bir sır olmaktan çıkıyor ve tehlike dalga dalga yayılıyor. Ve bu daha başlangıç! Çünkü artık herkesin birini öldürmek için iyi bir nedeni var. Baş komiser Kemal cinayeti çözmeye her zamankinden daha yakın…
The post Ufak Tefek Cinayetler’de 41. Bölüm Fragmanı Geldi mi? appeared first on Magazin Haberleri.
from WordPress https://www.magazinhaberleri.com/ufak-tefek-cinayetlerde-41-bolum-fragmani-geldi-mi/ http://ifttt.com/images/no_image_card.png
0 notes
pazaryerigundem · 5 months
Text
Haliç Kürek Yarışları'nda kıyasıya rekabet
https://pazaryerigundem.com/haber/169276/halic-kurek-yarislarinda-kiyasiya-rekabet/
Haliç Kürek Yarışları'nda kıyasıya rekabet
Tumblr media
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Büyükşehir iştiraki Spor İstanbul’un 2021’den bu yana düzenlediği Uluslararası Haliç Kürek Yarışları’nın etapları renkli görüntülere ve kıyasıya rekabete sahne oldu. Open 27+ Kadınlar kategorisinin şampiyon takımı Kocaeli Sümerspor Kürek Kulübü oldu.
İSTANBUL (İGFA) – Uluslararası Haliç Kürek Yarışları’nın etapları renkli görüntülere sahne oldu.
Yarışları izlemek için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Haliç Su Sporları Merkezi’ne gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sporculara başarılar dilerken, sporseverlerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen ve Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş da yarışlara tanıklık etti.
Tumblr media
Başkan İmamoğlu 4’üncüsü düzenlenen Uluslararası Haliç Kürek Yarışları’nın ödül töreninde Open 27 Plus Kadınlar kategorisinin şampiyonuna da ödülünü verdi.
Başkan İmamoğlu, konuşma öncesi kendisini ‘geçen ayın şampiyonu’ şeklinde anons eden sunucuya espriyle karşılık verdi.  
İstanbul’un ev sahipliği yapacağı 2027 Avrupa Oyunları için önümüzdeki günlerde protokol imzalanacağını kaydeden Başkan İmamoğlu, esas hedefin 2036’da bu güzel kadim şehirde iki kıtanın bir araya geldiği bütün kültürlerin, bütün insanlığın belki de yüzyıllar boyu buluştuğu muhteşem şehirde olimpiyatları yapmak olduğunu söyledi.
Türkiye’de sporun sadece futboldan ibaret olmadığını bütün dünyaya ispat edilmesi gerektiğini ifade eden Başkan İmamoğlu, “Futbolmuş gibi davrandığımız da biliyorsunuz bu sefer kavga edip duruyoruz sabahtan akşama kadar. Bir sürü problemler.  O konuşuyor, bu konuşuyor… Halbuki spor nedir? Centilmenliktir, güzelliktir; spor barıştırır, spor buluşturur. Sporun dili, müzik gibi evrenseldir. Böyleyse asil bir kavram yani dünyanın belki de en önemli icatlarından, insanlığın en önemli icatlarından birisidir spor yapmak. O icat ki hiçbir zaman ilgi azalmaz ona. O bakımdan biz de İstanbul’da sporu, sporcuyu, spor yapma imkanlarını destekleyeceğiz” diye konuştu.
İmamoğlu, konuşması sonrasında Open 27+ Kadınlar kategorisinin  şampiyon takımı Kocaeli Sümerspor Kürek Kulübü’ne kupasını verdi.
Kategorinin 2’ncisi Moda Kürek Spor Kulübü’ne madalyaları Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, 3’ncüsü Haliç Kürek Spor Kulübü de ödüllerini Kürek Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Emre Düzgün’ün elinden aldı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
haberoldu-blog · 6 years
Text
Ufak Tefek Cinayetler 40.bölüm fragmanı: Yepyeni bir ekip oluşturuldu!
https://haberoldu.com/ufak-tefek-cinayetler-40-bolum-fragmani-yepyeni-bir-ekip-olusturuldu
Ufak Tefek Cinayetler 40.bölüm fragmanı: Yepyeni bir ekip oluşturuldu!
Ufak Tefek Cinayetler 39.bölümde; Mehmet’in, ”Edip’i kim öldürdü?” şeklindeki sorusuna karşılık Arzu, Edip Özmen cinayet vakasının geçmesinden bunca zaman sonra nihayet katil olduğunu itiraf ederek cinayeti kendisinin işlediğini açıkladı. Ufak Tefek Cinayetler son bölümde; Pelin’in de katilin Arzu olduğunu Taylan’a itiraf etmesinin ardından Taylan polise her şeyi anlatmak için apar topar emniyete gitmek üzere harekete geçerken, gerçeklerin açıklığa kavuşmasından son derece korkan Arzu ona engel olmaya çalıştı. Arzu ve Taylan cinayet meselesi yüzünden birbirlerine girip kavgaya tutuştukları esnada, Taylan Emre’nin sayesinde uçurumun kenarında son anda düşmekten kurtuldu. Burcu ve Pelin birbirlerine Emre için birbirlerine saldırdıkları sırada Arzu’nun Pelin ve Emre asında geçmişte yaşanan ve herkesten sakladıkları gizli ilişkiyi cümle aleme duyuracağına dair tehdit ettiğini Pelin’in de Burcu’dan öğrenmesi üzerine, ikili işi ihtimallere bırakmayıp kendilerini garantiye almak için kolları sıvadı. Tüm bunların yanı sıra Oya ise, işlenen cinayetin peşini bir an olsun bırakmayarak, Edip Özmen’in katilin kim olduğu bilgisine ulaşmak üzere Emre’yi konuşturarak itirafta bulunduğu kayıtlarını aldı. Diğer taraftan Emre ise, Arzu’nun analizini yaparak; domestik bir kadın olan Arzu’nun cinayet vakasından sonra hayatının merkezini değiştirdiğini, kendisini kariyerine adadığını ve bir anda iyi ae ve iyi eşken hırslı bir kadın haline dönüştüğünü açıkladı. Yakalanma korkusu, pişmanlık ve çaresizlikten ne yapacağını bilemeyen Arzu’nun yaşadığı suçluluk psikolojisinin en etkili bir şekilde sahne olmasının arkasından Ufak Tefek Cinayetler 40.bölüm fragmanı iple çekiliyor. Peki Arzu’nun, başına çoraplar ören ve yılanın başı olarak nitelendirdiği Emre’den intikamını acı bir şekilde almak isterken hırsına kurban giderek Emreyi öldürmek için harekete geçtiği anda karşıdan gelen kamyonun kendisine çarpıp öldürülmesinin sahne olmasının akabinde Ufak Tefek Cinayetler 40.bölüm fragmanı yayınlandı mı?
  UFAK TEFEK CİNAYETLER 40.BÖLÜM FRAGMANI YAYINLANDI MI?
Ay Yapım imzasıyla Star TV ekranlarına taşınan, yönetmenliğini Ali Bilgin ve Deniz Yorulmazer’in üstlendiği, senaryosunu da Meriç Acemi’nin kaleme aldığı Ufak Tefek Cinayetler 40.bölüm fragmanı yayınlandı.
UFAK TEFEK CİNAYETLER 40.BÖLÜM NE ZAMAN YAYINLANACAK?
Oyuncu kadrosunda; Aslıhan Gürbüz, Gökçe Bahadır, Mert Fırat, Bade İşçil, Selim Bayraktar, Tülin Özen, Ferit Aktuğ gibi başarılı isimlerin yer aldığı Ufak Tefek Cinayetler 40.bölümüyle 6 Kasım Salı günü saat 20:00’da Star TV ekranlarında seyircinin karşısına geçecek.
UFAK TEFEK CİNAYETLER SON BÖLÜMDE NELER OLDU?
Ufak Tefek Cinayetler son bölümde; Arzu’nun Edip’in katili olduğu bir sır olmaktan çıkıyor ve tehlike dalga dalga yayılıyor. Ve bu daha başlangıç! Çünkü artık herkesin birini öldürmek için iyi bir nedeni var. Herkesin cepleri dolu ve hiç kimsenin şakası yok! İpler gerildikçe gerilecek ve sonunda Sarmaşık’ta vahşi bir cinayet daha işlenecek. Peki bu kez sıra kimde? Arzu gözünü kararttı; işlediği cinayetin ortaya çıkmaması için her şeyi yapmaya hazır. Ama şer ittifakının dağılması da an meselesi. Başkomiser Kemal cinayeti çözmeye her zamankinden daha yakın.
Kaynak: HABER7.COM
0 notes
yazamazokur · 6 years
Text
Vazgeçemediklerinin Toplamıdır İnsan
Yas,Melankoli,Depresyon (2017)
Özdemir Erdoğan
Tumblr media
Psikiyatr Edoğan Özmen bu kitabında öncelikle Birikim, Akıl Defteri dergileri olmak üzere birçok dergide yayınlanan yazılarını bizimle paylaşmıştır. Yas,melankoli, depresyon üçgeninde geçen yazılar günlük hayatımızda olduğu gibi kitapta da içiçe geçmiş durumda.Hangi duygu durumunda olduğumu tanımlamakta güçlük çektiğim anların aslında ne kadar da normal olduğunu öğrendim.Çözümleri konusunda sanırım bilim dünyasının da daha katedeceği daha çok yol var.
Hemen ilaca sarılmamız gerektiği fikrinde aynı kanaatte olmamıza baya sevindim doğrusu.Çünkü ilaç dünyasının, duyguların anlamlandırılması ve çözülmesi yerine bastırılmasını sağlayan bir kolaycılık olduğu fikrine, çoğu zaman katılıyorum.
Bazı makalelerin tamamını okumanızı tavsiye ederim.
'Yas Bir Armağandır İnsana' Birikim dergisi web sitesi, ''Haftalık Yazılar'',25 Temmuz 2015
'İnsan Uyumsuz Bir Varlıktır' Birikim dergisi web sitesi, ''Güncel Yazılar'',30 Ocak 2013
'Vazgeçemediklerinin Toplamıdır İnsan' Birikim dergisi web sitesi, ''Güncel Yazılar'',11 Mayıs 2013
'Suçluluktan Utanınca' Birikim dergisi web sitesi, ''Güncel Yazılar'',25 Mart 2014
'Melankoli/Çocukluk' Birikim dergisi,sayı 192,2005,s.46-48.
Üstteki fotoğrafta kitabın arka fonu vazgeçemediğim Karasu'dan.Bu kitabı bir eylül akşamında bu sahilde bitirdim.Çocukluk, gençlik, ergenlik, yetişkinlik..Her yaşımdan,her anımdan bir tat var bu sahilde. Benim vazgeçemediklerimin toplamı bu derenin denize aktığı bir yerlerde olsa gerek herhalde..
Ruhsallığın, insanın iç dünyasını merak etmenin ve incelemenin yerine sıradan bir zihinsel ve ruhsal hijyen anlayışı yerleşti. Sanki önceden sahip olduğumuz bir mutluluk ve esenlik varmış ve kendi kusur ve başarısızlıklarımızın bir sonucu olarak onu kaybetmişiz gibi. 13
Dinsel tınılı ve kaynaklı ''hepsi benim suçum'' aforizmasının yeni bir kılıkla vücut bulduğu bir zamanda, gelecekten mahrum bireyin patolojisidir depresyon. 15
Kayıp zamanın izinde biriken bir hayat. En baştan itibaren hepimizi 'dürten' temel saik olgulara/olaylara ve deneyimlerimize bir anlam kazandırma çabası deği midir? Ya da coşkuyla sürdürülen bir anlam arayışı... Her ne ise onu, ille de hakkıyla anlamaya çalışmak...Bildiğimizden daima daha fazlasını söylememiz bundan; tutkulu bir enerjiyle kayıp olanı bulma arzusundan ötürüdür. İnsanın ayırt edici ve üstün vasfı o arayışta, o arayışın ateşlediği umutlu oluştadır. 19
Kökümüz gerimizde değil önümüzdedir. 20
İnsanın kendini,öyle denebilirse eğer,kocaman bir boşluğu yonta yonta inşa edişinden daha harikulade ne vardır ki başka, hayatlarımızda? 21
Geçmiş zulmeder bazen.Unutmak değil ama geçmişi geçmişte bırakmak için harcadığımız yas emeği en temel,en kıymetli varlığıdır ruhlarımızın. 23
Kayıp kaderdir çünkü hayatlarımızda. Kayıptan geçmek, kayıpla terbiye olmak her daim oradadır. 23
Oldukça basit bir biçime başlarız hayata.Sıradan,basmakalıp eylemlerle:içimize alarak ya da dışarı atarak. Yutarak ya da çıkartarak. İşte o denli sıkıcı ve yalın. 31
İçe almak,içeride tutmak,yutmak, ya da tam tersi çıkarmak,kusmak,dışarıya atmak, tükürmek gibi tüm bu oral edilimler,oralitenin dili ve metaforları,aynı doğallıkla sonraki bütün hayata cinselliğe ve ilişkilere sızar. 32
Keder üstüne tefekküre dalmaktır yas. 37
Nefretle dolu kişi karşısında yaşadığımız derin çaresizlik,onun doğrudan hayatı mümkün kılan en temel bağı,sevgi bağını yok etmeye yönelik gözükaralığından, bu korkunç aşırılığından kaynaklanıyor olmalı. 44
Canlı varlığın esnemesi,yumuşamasıdır yas.Sertliğinden arınması,incinebilir oluşu ve acziyetiyle karşılaşması, kendi mütevazı sınırlarını kabullenmesidir. 44
Yasın işlevi uzun ve ıstıraplı bir çalışmanın sonunda kaybettiğimiz kişiden kendimizi ayırmaktır.Bu bakımdan kederden farklıdır yas. Keder kayba verilen tepkiyken,yas bu kederi nasıl üstlendiğimiz,hangi biçimlerde ele alıp yaşadığımızla ilgilidir. 54
Hüzün hep olacak hayatlarımızda ... Sebepsiz dalıp gitmelerimiz,içimizin boşluğunu bilmek istermişcesine sanki;birden amaçsız bulmak kendimizi,hiç eksik olmayacak... 63
Hamlet: ah şu kaskatı beden eriyip çözülebilseydi
Bir çiğ tanesine dönebilseydi keşke!
Ya da, yücelerden yüce o varlık,
Kendini öldürmeyeceksin dememiş olsaydı insana.
Ah tanrım tanrım;öylesine yararsız,önemsiz,
Anlamsız,boş geliyorki herşey bana şu dünyada.
Lanet olsun lanet;her yanını otlar sarmış bir bahçe
Tohuma kaçmış baştanbaşa.Doğada çürümüş,kokuşmuş ne varsa
W.Shakespare
Çocuklara daha yakından daha sahici bir merakla bakmalı.Biz yetişkinlerin sonradan büyümek olarak tanımladığı o sıradan/bıktırıcı süreci onlar ne yapıp edip sevinçli bir ihtilal şarkısına çeviriyorlar.68
Bir kere,biriyle özdeşleşmemizin temelinde yatan özellik çoğunlukla gizlidir-bunun ille de şahane bir özellik olması gerekmez. 79
Depresif duyumları ilaçlarla tedavi etmeya çalışmak: yani belli başlı semptomların anlaşılması,anlamlı kılınması ve çözülmesi yerine -antidepresan ilaçlarla-baskılanması temel bir insanlık durumunun medikalize edilmesi demektir.Semptomu öznel bir hakikatin taşıyıcısı olarak görmek yerine,düzeltilmesi gereken hatalı bir davranışın parçası olarak kavramak demektir. Antidepresan ilaçların kullanımıyla birlikte ortaya çıkan duyumsama yetisinin azalmasının en çarpıcı sonucu belki de şudur:Tam da bazı şeylerin yolunda gitmediğini gösteren duyumsama kapasitesi baskılandığı ölçüde insanın anlam üretme etkinliği anlamlı kılma çabası da zayıflamaktadır. 88
Depresyon ilaçlarının içerdiği mesaj yeterince çarpıcıdır: ''İç dünyanda olan biten hiçbirşeyi merak etmene lüzum yok. Yapman gereken onların tümünü baskılamak ve enerji düzeyini korumak için hergün bir tane ilaç almak''.96
Bebeklerin öldürülebildiği bir dünyada insanlık çoktan çürümüş demektir.105
Bu mücadeleyi en nihayetinde sevginin,iyiliğin ve hayatın güçleri kazanacak...108
Depresyonun en belirgin halinin esasında hayatın anlamsızlığı duygusu olduğunu, o anlamsızlık duygusu ya da tavrının ;insanın hevesleri, idealleri ve tutkuları için kendi benliğinin bütünleştirici ve yaratıcı bir odak olmadığı algısına yol açışını...110
Sahi siz arada bir bile olsa sessiz kalmayı, konuşmadan durmayı beceremez misiniz?111
Yas tutmayı unutmuş haldeyiz nicedir.Bu lanet olası hayatı sadece ''mühim'' bir takım anlardan ibaret sayıp yaşamaya çalışmak her türlü bellek izini hızla yok ediyor ve biz yas tutmayı unuttuk. 112
İnsan uyumsuz varlıktır. 117
İnsana ve onun kutlu macerasına inanmaktan vazgeçmemeliyiz. 125
Nereye dönse ne yapsa vazgeçemediği ve bırakamadığı şeylerin toplamıdır insan. Onların içimizde birikmesidir varlığımızın esasını oluşturan. 128
İnsan dünyaya elinde bir aynayla glmediğine göre o ayna işlevi için başka yere ötekine bakacağız. 136
Tanrılar aşkına,beni çabuk bu ülkeden çıkarın,kimsenin göremeyeceği bir yerde saklanayım, ya da öldürün,denize atın. Kral Oidipus, Sofokles
Eğer ister eylemle ister sözle ya d en hafif biçimiyle gözyaşıyla böyle bir tepki yoksa olayın her anımsanışı başlangıçtaki duygusal tonunu taşır. 196
Hayat ve tarih sürekli birikerek gelişen süreçler değil.Her ikisinin de seyri bastırmalar,tekrarlar ve bastırılmış olanın geri dönüşleriyle belirleniyor. 207
İnsan varlığı doğası itibariyle eksiktir,tamamlanmamıştır. Tamamlanmamış/bitmemiş varlık olmasından ötürü, bu halini telafi edecek ötekine mutlak anlamda bağımlıdır.219
Eduardo Galeano'nun ''Varmanın Aciliyeti'' başlığıyla aktardığı olay tam da sıradan acınası gündelik gerçekliğimizin bir özeti gibidir:
2001 yılını sabahında, bir kemancı Washington şehrinin metrosunda bir konser verdi.
Daha ziyade bir mahalle delikanlısını andıran müzisyen bir çöp kutusunun hemen yanında,duvara dayanmış bir halde,üç çeyrek saat boyunca Schubert ve diğer klasik bestecilerin eserlerini çaldı.
Binyüz kişi hiç durmadan koşar adım geçti.Yedi kişi bir andan biraz daha uzun bir süre durdu.Kimse alkışlamadı.Durup bakmak isteyen çocuklar oldu ama anneleri tarafından sürüklenerek götürüldüler.
Onun Joshua Bell,dünyanın en çok aranan ve beğenilen virtüözlerinden biri olduğunu kimse bilmiyordu. Bu konseri Washington Post gazetesi organize etmişti ve konser onların şu soruyu sorma biçimleriydi:
-Güzellik için vaktiniz var mı? 243.
09.09.2018
0 notes
sizekitap · 3 years
Text
Einstein'ın İhaneti (Etkinlik)
Tumblr media
Tiyatroadam’ın yeni oyunu “Einstein’ın İhaneti” ilk kez açık havada seyirci karşısına çıkıyor.
Einstein gibi dünyaca ünlü bir dehanın çelişkileri, başarısızlıkları ve üzüntüleri üzerinden 20. yüzyılda yaşatılan insanlık suçlarının anlatıldığı bu felsefi metin, seyirciye bazen mizahi, bazen de şiirsel bir yolla varoluşu, insanlığı, ilkeleri ve öncelikleri sorgulatıyor. Dünyaca ünlü bilim adamı Albert Einstein ve orta yaşlı bir serseri 1934’da New Jersey’de tesadüf eseri tanışırlar. Farklı görüşlere sahip olmalarına rağmen birbirlerine çabuk ısınırlar. Pasifist Einstein, Nazilerin atom bombası yapmaya başladıklarını düşünür ve kendisinin bu bomba üzerine yaptığı çalışmaları Başkan Roosevelt’e o meşhur mektubunda yazar. Roosevelt’in bu mektuptan yola çıkarak başlattığı Manhattan Projesi, daha sonraki yıllarda Hiroşima patlamasına sebep olacaktır. Büyük bir vicdan azabı çeken Einstein, bir yandan da FBI ajanları tarafından izlenmekte ve Amerika Birleşik Devletlerine ihanet edip etmediği anlaşılmaya çalışılmaktadır. 21 seneye yayılan oyunda, Einstein ve serseri giderek birbirlerine daha çok bağlanırlar. Ve aralarında geçen komik, karanlık ve içten sohbetler bizi 20. yüzyılın bilimsel ve politik tarihinde bir yolculuğa çıkarır.
Yazan: Eric-Emmanuel Schmitt Çevirmen: İpek Özgüven Yönetmen: Deniz Özmen Video Tasarımı: Erdal Devrim Aydın Işık Tasarım: Uğur Aksu  Kostüm: Ekip Çalışması  Dekor Tasarım: Deniz Özmen  Afiş Tasarımı: Ethem Onur Bilgiç Oyun Fotoğrafları: Emre Mollaoğlu Oyuncular: Berk Yaygın, Deniz Özmen, Süleyman Sucuoğlu
Tek perde 80′
Kaynak
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/einsteinin-ihaneti-etkinlik/
0 notes
14adembalaban · 7 years
Photo
Tumblr media
Yalan,dolan ile garip köylümü  Aldatıp soyana gardaş mı deyim?  Allah´ın emrine isyan edip de  Şeytan´a uyana gardaş mı deyim? .👇 Çağdışı kural der, ar, namus, haya..  Yol olur boynuzu dünyadan aya!  Cinsel toleranslı o dümbük baya,  Şo çıplak bayana gardaş mı deyim? .👇 Bacısız, gardaşsız kalsam da garip,  Sahtekara gardaş olamam varıp,  Camide ön safa karargah kurup  Kul hakkı yiyene gardaş mı deyim? .👇 Dinime taş atan dini güdüğe,  Irkıma küfreden iğrenç düdüğe,  Davasız, gayesiz şo pis hödüğe,  Şo sözden cayana gardaş mı deyim? .👇 Olmalı gardaşlık lâle, gül gibi,  Resulü Zişanla Cebrail gibi  Bizi bize düşman edip el gibi,  Bu hâle koyana gardaş mı deyim? .👇 Bilgi, Özmen, Imamoğlu, Kahraman,  Öçdiye çağrışır yüce makamdan  Diyemem.. şehitler tutar yakamdan!  Gardaşa kıyana gardaş mı deyim? .👇 Tezimiz Türk-İslâm böyle biline  Söz verdik, baş koyduk ülkü yoluna  Mao´nun piçine, Marks´ın kuluna  Yılana, çayana gardaş mı deyim? 👇 #abdurrahimkarakoc #abdurrahim #karakoc #gardaşmıdeyim #şiir #şair #üstad
0 notes
otekisiz · 8 years
Text
öteki-siz sayı 9 - eylül 2001
Tumblr media
Bu sayı tamamen elyazısı şiirlerden oluşmuştur. 
Yer alan şairler:
Orhan Murat Arıburnu, Melih Cevdet Anday, Edip Cansever, Turgut Uyar, Ahmet Telli, k. İskender, Metin Eloğlu, Lale Müldür, Serdar Koçak, Neşe Yaşın, Cemal Süreya, Arif Damar, Coşkun Büktel, Şükrü Erbaş, C. Hakkı Zariç, Refik Durbaş, Yusuf Varol, Metin Güven, Mustafa Fırat, Metin Cengiz, Hale Turan, Vecdi Çıracıoğlu, Selahattin Yolgiden, Gonca Özmen, Hilmi Haşal, Abdulkadir Budak, Deniz Durukan, Volkan Hacıoğlu, Fadıl Kocagöz, Salih Bolat, Metin Sefa, Halil İbrahim Özcan, Mustafa Erçin, Hüseyin Alemdar, Mesut Kara, Şerafettin Kaya, Cenk Koyuncu, Hüseyin Tahir, Salih Aydemir, Cafer Yıldırım, Mazhar Kara, Ayten Mutlu, Bayram Balcı, Zeynep Köylü, A. Hicri İzgören, Halim Şafak, Ahmet Çakmak, Altay Öktem, Enis Akın, Safa Fersal, Derya Önder, Ali Rıza Ergüven, Adnan Kazgan
0 notes