Tumgik
#erkek erkeğe aşk
incezekacom · 2 years
Text
Günaydın Mesajları 29 Eylül
Günaydın Mesajları 29 Eylül 2022 Sevgiliye, Arkadaşa, anneye, babaya, flörte, manitaya, arkadaşa En güzel değişik anlamlı Resimli Günaydın Mesajları & Sözleri
Günaydın Mesajları 29 Eylül 2022 Sevgiliye, Arkadaşa, anneye, babaya, flörte, manitaya, arkadaşa En güzel değişik anlamlı Resimli Günaydın Mesajları & Sözleri Günaydın Mesajları 29 Eylül 2022 Sizlere Her sabah benzersiz Resimli veya sözlü Günaydın mesajları & sözleri arıyorsanız. İncezeka olarak sizlere benzersiz Resimli Günaydın Mesajlarını sunuyoruz. Yorum atmaktan çekinmeyin. Yarın Yeni…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
Text
Karımla Karavan Anılarımız! (1) (Gökhan 48 Y., İzmir)
Merhabalar. Adım Gökhan. Bundan 4 sene önce başlayan ve evliliğimi fırtınalı bir şekilde alevlendiren olaylar silsilesini anlatmak istiyordum. O dönemler devletin yurt dışında çalışarak önemli bir mevkiinden müdür olarak 48 yaşında erkenden emekli olmaya hak kazanmış birisiydim. Karım Handan ise 32 yaşında, bembeyaz tenli, sarı saçları olan, düzgün ve şişmana kaçmadan hafif balık etli, dolgun vücutlu, göğüsleri 90C, kalçaları ise yuvarlak, hatlı ve kendini belli edecek şekilde olan bir kadındı.
Takdir edersiniz ki eşimle aramda 16 yaş gibi ciddi bir yaş farkı vardı ve bu yaş farkını her ne kadar kendime kompleks yapmasam da, bazı anlarda ciddi bir rakip gibi görebiliyordum. Bu sebepten ötürü yatakta olsun, aşk hayatında ol sun, romantizmde olsun ve maceraperest şeylerde olsun (Benden daha geçmedi!) havası verebilmek için sürekli kendimi kanıtlama gayreti içerisindeydim. Karım da bazen kavga ettiğimizde, bazen de takılmak ve beni sinir etmek için, "İstesem senden daha gencini bulurdum, ayağını denk al!"� derdi ve beni kızdırırdı.
Her ne kadar bunu sorun etmiyormuş gibi gözüksem de, içten içe bu ihtimalin doğruluğunu bilerek sinir olurdum. Neticede ben artık 50'li yaşlarına yaklaşmış, saçlarında ufak tefek beyazlar çıkan, sırf karısının yanında daha da yaşlı durmamak için düzenli olarak diyet yapan, cilt bakımı yaptıran, spora giden bir erkektim; karım Handan ise 30'lu yaşlarının başında, gayet alımlı, kendini her türlü erkeğe beğendirebilecek bir kadındı. Hatta son birkaç yıldır eşim ile aramızdaki yaş farkının iyice belirginleşmesiyle birlikte dışarıdan gelen delici bakışların bile farkına varmaya başlamıştım.
Bu ufak girizgahtan sonra, seks hayatımızı ve belki de evliliğimizi canlandıran, beni de ilişkimiz hakkındaki tüm endişe ve kaygıdan kurtaran o malum güne geçmek istiyorum. Lakin daha öncesine yine ufak birkaç şey anlatmak isterim. Ben emekli olduktan sonra, karımla birlikte en büyük hayalimiz olan karavan alma işine iyiden iyiye tutulmuştuk. Söylediğim gibi hem yurt dışı görevi, hem de iyi bir makamdan emekli olduğum için güzel de bir tazminat almıştım ve elimize geçen tazminat ile birlikte, yaptığımız birkaç aylık araştırmanın sonucunda Mayıs ayında güzel bir karavan almıştık.
Karım özel okulda bir öğretmenlik yaptığı için yaz aylarına kadar beklememiz gerekiyordu gezi yapabilmek için, ancak bu benim açımdan bir problem değildi. Ben de o sırada bu yeni karavana alışmaya çalışıyor ve onun ufak tefek eksiklerini gideriyordum. Zaten para konusunda da pek sıkıntımız olmadığı için karımın esasında çalışmasına bile gerek yoktu; ancak o prensipler gereği çalışmak istiyordu.
Haziran ayının ilk haftasından sonra okullar da kapanınca önümüzde 3 aylık muazzam bir boşluk oluştu. Ben zaten emekliydim ve beni eve bağlayan bir şey yoktu; karımın da 3 ay boyunca tatilde olması sebebiyle kendimize bir rota çizdik. İlk rotamız (daha önce hiç karavanla seyahat etmediğimiz için) daha bildiğimiz yerler olacaktı. O yüzden de İzmir'den başlayarak Akdeniz'e inecek ve Mersin'e kadar gidecektik. Sonraki seyahat durağımıza (eğer vakit kalırsa) oradan sonra karar verecektik. Biraz da yol bizi nereye götürürse mantığındaydık.
Haziran ayının 16'sında, sabahın ilk saatlerinde yola koyulduk. Gayet güzel geçiyordu ve istediğimiz yerde durup, istediğimiz yerde devam ederek birkaç gün boyunca seyahat etmiştik. Her gittiğimiz yerde denize girmeye ve bol bol gezmeye de çalışıyorduk. Eşim vücudunu sergilemeyi seven ve bundan çekinmeyen bir kadındı. Ben de asla baskıcı bir erkek olmadım. O zamanlar gerçekten böyle bir hissim yoktu ve karıma bakılması veya bakılmaması pek dikkatimi çekmiyordu. Bundan hoşnut durumda olup olmama gibi bir hissiyatım yoktu. Karım ne isterse giyebilir diye düşünen bir erkektim sadece.
Ancak her şeyi değiştiren şey, yolculuğa çıkışımızın 3. günü olan 19 Haziran'da meydana geldi. Karımla o gün bir şey yüzünden tartışmış ve sinirlerimizin de gergin olmasından dolayı daha önce etmediğimiz şekilde ciddi ve ağır bir kavga etmiştik. İkimiz de birbirimizle konuşmuyor, sadece yola bakıyorduk. Tam hatırlamasam da Muğla civarlarında bir yerde devam ederken bir otostopçu genç gördük. En fazla 19-20 yaşlarında olan bu genç muhtemelen üniversite öğrencisiydi ve yaz tatilini değerlendirmek için otostop çekerek geziyordu. İkimiz de otostop konusunda pek bilgili insanlar değildik, çünkü geldiğimiz ailelerin maddi durumları, yaşadığımız yerler gereğince bugüne kadar otostop çekmemiş veya otostopçu almamıştık.
O an o çocuğu almamı sağlayan etken neydi bilmiyorum, ama bir anda arabayı yavaşlatmaya başladım. Karım, uzun süren sessizliği bozarak, "Alma o çocuğu!" dedi; lakin onun dediğinin tersini yapacağım ya, "Alacağım!" diyerek arabayı durdurdum. Tabii daha o bir şey söyleyemeden çocuk hemen karavanın kapısını açarak içeriye geçti. Karım bana öyle ters ve hırçınca baktı ki (Demek sen benim dediğimi yapmazsın, görürsün o zaman!) der gibi bir ifade vardı yüzünde. Çocuk teşekkür ederek karavanın içindeki koltuğa oturdu.
Ben de ortamdaki gergin havayı ve sessizliği dağıtmak amacıyla çocuğa birkaç soru yönelttim. Adı Akın'mış, tahmin ettiğim gibi 19 yaşında ve üniversite öğrencisiymiş. Tüm sene boyunca biriktirdiği parayla birlikte o da bizim gibi gezgin olarak tatil yapmak istiyormuş. Ben o çocukla sohbet ederken, eşimin sinsi planlar yaparak beni yenmeye çalışacağını tahmin edemiyordum tabii. Aşağı yukarı çocuğu 40 kilometre kadar götürecek, sonra onu ayrılması için bir anayolun ayrımında bırakacaktım.
Birkaç kilometre gittikten sonra karım ayağa kalktı ve yanımdaki koltuktan, arkaya geçti. Üstünde, kalçalarının altına kadar gelen bir mini kot şort ile hafif dekolteli bir askılı bluz vardı. Göremiyordum ama karım ayağa kalkıp tüm endamını sergilediğinde, eminim bu 19 yaşındaki genç, karımı baştan aşağı süzmüştü. Karım, işveli bir sesle, "Bir şey içer misin Akıncığım?" dedi. Akın biraz tutukça bekledikten sonra, "Zahmet olmazsa soğuk bir şeyler alırım." dedi. Karım ona bir şeyler ikram ettikten sonra yanımdaki koltuğa oturmak yerine arkada, çocuğun oturduğu koltuğa oturdu. Ben de dikiz aynasından yola bakıyormuş gibi yaparak onları seyrediyordum.
Sohbet bir yerden sonra ben odaklı olmaktan çıktı ve karım ile Akın arasındaki bir diyaloğa döndü. Ben de bir şey demeden yolu takip ediyor ve ara ara da onları izliyordum. Karım bacak bacak üstüne atmış, saçıyla oynayıp ara ara da şuh gülüşler atıyordu. Amacını anlamıştım; beni kıskandırmak ve biraz da kızdırmak istiyordu. Onun oyununa gelmeyeceğim diye hiç sallamıyormuş gibi yapıyordum. Hatta güneşi bahane ederek güneş gözlüğümü takmıştım ki, onları izliyor olduğum belli olmasın diye; ama maalesef hayatımın hatalarından (veya önemli davranışların dan) birisini yapıyordum.
Ona müdahale etmeyip, tepkisiz kaldığımı gören karım biraz daha işi abartarak, konuşurken çocuğa dokunmaya başladı. Davranışları beni bile dimdik eden karım, bu 19 yaşındaki gencecik çocuğun eminim aklını almıştı. Zaten çocuk da oturuş pozisyonunu sürekli değiştirerek, erekte olmuş sikini saklamaya çalışıyordu. Ben ise halen olanları önemsemiyormuş gibi yaparak güneş gözlüğümün altından karımı ve çocuğu izliyordum. Karım o kadar şuh hareketler yapıyor, o kadar tutkulu ve istekli davranıyordu ki, beni bile dimdik etmişti. Karımın en iyi becerdiği şeylerden birisi de, istediği an istediği yerde bir hareketiyle erkeği tahrik edecek kadar becerikli olmasıydı. En yorgun olduğum ve seks istemediğim anlarda bile defalarca kez beni azdırıp benimle sevişmişliği vardı. Tabii benim yaşlarımda bir adam bile dayanamıyorken, 19 yaşında bir çocuğun buna dayanmasını beklemek mümkün değildi.
Bir ara artık ses gelmemeye ve konuşmalar kesilmeye başladı. Dikiz aynasından bir kere daha baktığımda ise karım ile Akın'ın öpüşmeye başladığını gördüm. Akın tamamen gözlerini kapatmış ve olan bitenden habersiz bir şekilde (belki de, Adam arabayı sürüyor, ben arkada karısını götürüyorum!) diye düşünerek öpüşüyordu; ancak karımın gözleri açıktı ve çocuğu öperken bir yandan da beni kesiyordu. O da aptal birisi değildi, elbette onları izlediğimi biliyordu, ama ses çıkartmadığım için onları görmediğimi (!) düşünerek elini çocuğun sikine attı pantolon üzerinden. Karmaşık duygular içerisindeydim; bir yanım çocuğu hemen arabadan atmak istiyordu, ama bir yanım da bu anın keyfi içinde olanların seyrinin doğal bir biçimde sonlanana kadar ne olacağını görmek istiyordu. Müdahale etmedim ve ben müdahale etmedikçe de karım biraz daha işi uçlara sürüklemeye başladı.
Yaklaşık 5 dakika sonra bir fermuar sesi duydum. Karım oturduğu yerden kalkmadan çocuğun önüne doğru eğilerek sakso çekmeye başlamıştı. Akın ise kasıntı ve tedirgin bir şekilde (Acaba fark eder mi?) endişesiyle birlikte mükemmel bir zevk alarak koltukta oturuyordu. Karım, dudaklarını iyice aralamış ve Akın'ın sikini yavaş yavaş, tadını çıkartırcasına emiyordu. Akın'ın dimdik, taze ve kalın siki, karımın dudaklarının arasında iyice ıslanmıştı. Karımın o güzel saksosundan sonra artık geriye kalan tek şey seks olmuştu.
Benden herhangi bir tepki gelmeyince karım yavaşça ayağa kalktı. Hemen üstünkörü, sanki bir bar tuvaletinde yaparmış gibi çabucak bitirmek istercesine şortunu ve külotunu aynı anda indirip, Akın'ın kucağına oturdu. Sırtı Akın'a dönük bir şekilde, Akın'ın sikini yavaşça am dudaklarına dayadı ve bir anda içine aldı. Karım zevkle zıplıyor ve sözde sesini duyurmamak ister gibi de dudaklarını sıkarak inlemesini azaltmaya (!) çalışıyordu. O an aniden direksiyonu sağ ve sola çevirerek şeritlerde zigzag çizmeye başladım ve karımın dengesini bozarak tamamen o çocuğun kucağında oturmasını sağladım. O da anlamış olacak ki, "Hayatım bir sorun mu var?" diye seslendi. Onları sözde göremeyeceğim bir yerde oldukları için bir yandan benimle konuşuyor, bir yandan da Akın'ın kucağında zıplamaya devam ediyordu. "Hayır canım, misafirimizle ilgileniyor musun? Çok trafik var ilgilenemiyorum pek!" dedim.
Karım gülerek, "İlgileniyorum canım, merak etme!" dedi. Birkaç dakika kadar sonra Akın ile eşimin fısıldaşarak konuştuklarını duydum. Fısıltıları duyuyordum, ama ne konuştuklarını anlayamıyordum; fakat karımın hareketlerinden, Akın'ın boşalmaya yakın olduğunu anladım. Herhalde üstünden kalkar ve başka bir yere boşaltır diye düşünmeme rağmen, karım yine aynı hızla hoplamaya başladı ve en sonunda Akın'ın, ne kadar zorlasa da tutamadığı, ufak bir iniltisini duydum. Karımın amına boşalmıştı. Çocuk ne kadar panik olduysa, karım üstünden kalkar kalkmaz hemen toparlandı ve ineceği yere daha 24 kilometre varken, "İzninizle ben burada ineyim." diyerek karavandan indi. Karım ve ben baş başa kalmıştık...
[Gökhan]
145 notes · View notes
hayatseninledir · 3 days
Text
Tumblr media
Nette tanışan iki genç arkadaş olurlar. zaman içinde sıkı bir dostluğa dönüşen beraberliklerini zedelememek için hiçbir zaman birbirlerini görmemeğe, fiziki özelliklerinden bahsetmemeye karar verirler.
ısimlerin, şekillerin olmadığı sadece ruhların derinliklerinden gelen en samimi duyguların dile getirildiği zaman ve mekan uns...urları...ndan soyutlanmış bir birliktelik içinde sürer dostlukları.
ve bir gün bakarlar ki birbirlerini tamamlayan iki varlık olmuşlar. yazışmadıkları gün hatta saat olmamaya başlamışlar. adeta nefes alış gibi doğal bir bütünleşme, isim takamadıkları bir aşk gelişmiş içlerinde. tüm beşeri sıfatlardan sıyrılmış, bambaşka bir halmiş bu.
aradan geçen zaman zarfında, artık kesinlikle birbirlerinden asla kopamayacaklarına inandıkları gün; tanışmaya ve evlenmeye karar vermişler.
ve ikisinin de çok iyi bildikleri bir kentin çok iyi tanıdıkları bir sahilinde buluşmak üzere anlaşmışlar.
hanımın elinde kırmızı güller ve dudaklarında sevgi dolu bir gülümseme olacakmış. erkek ise hiçbir alamet taşımayacakmış.
nihayet beklenen gün gelmiş. genç erkek sözleştikleri yere yaklaştıkça kalbi duracak gibi oluyormuş. ışler biraz değişmeye başlamış kalbinde. ya çok çirkin bir kadınsa sevdiceği, ya kör, topal ya da .....ise. biraz hata yaptığını düşünür gibi olmuş ama çabuk savmış bu kendine ve aşkına yakışmayan düşünceleri zihninden.
Karşıda elinde bir gül tutan ve sağa ,sola bakınan hanımı görmüş. İçi hop etmiş fakat dudaklarında beliren düş kırıklığını biraz olsun giderebilmek için bir, iki derin nefes almış ve son derece kararlı adımlarla hanımın yanına yaklaşmış.
annesi yaşında hatta daha da yaşlı, saçları pamuk gibi bembeyaz, yüzü yaşadığı yılların derin izleri ile buruşmuş fakat dudaklarında güzel bir o kadar da şaşkın bir tebessümle kendine doğru yaklaşan genç erkeğe bakıyormuş. gözleri bin bir soru ile kıpırdıyor, yorgun gözkapakları arada bir feri kaçmış gözbebeklerini uzaklara yönlendiriyor ama yaşlı kadın gözlerini genç erkeğin bakışlarına kilitlemeye çalışıyormuş.
zihninde çeşit, çeşit zıt fikirlerin koşuştuğu genç adam bir, iki yutkundu ve gücünün son raddesindeki bir hıçkırıkla,
"merhaba aşkım. nasılsın." dedi.
kadere teslim olmuştu. söz vermişti. biliyordu her şey olabilirdi. bir an gözlerini kapadı ve yazışmalarını hatırlamaya çalıştı. onca duygu dolu kelimeler, sevda yüklü vaatler, parlak gelecekler nasıl olmuştu da bu yaşı geçmiş hatunun kaleminden dökülebilmişti. bir türlü inanamıyordu fakat gerçek gün gibi ortadaydı.
yaşlı kadının elinde tuttuğu kırmızı güller aldı ve tarif edilemeyen bir duyguyla onları öptü. sonra elini uzattı ve,
"hadi kalkmana yardım edeyim aşkım. buradan uzaklaşalım. " dedi.
olanları anlamsız gözlerle seyreden yaşlı kadın dudaklarını araladı ve,
"ey oğul, ben yıllardır bu kelimeyi unutmuş anan belki ninen yaşta bir kadınım. neler oluyor anlayamadım ama o gülleri elimden niye aldın. onları bana şu ilerde oturan genç kız verdi. birini bekliyormuş, burada buluşacaklarmış. gelirse benim tarafımdan bu gülleri ona verir misin demişti. ben de o genci bekliyordum. yoksa o sen misin?"
genç adam bir an soluksuz kaldı, boğazında düğümlenen hıçkırık ve karmakarışık duygularla yaşlı kadının işaret ettiği yöne baktı. bir çift sevgi ve minnettarlıkla parlayan yeşil göz kendisine gülümsüyordu. telaşla yaşlı kadının ellerini öptü ve gülleri ona tekrar vererek işaret edilen tarafa koşmaya başladı. genç kız da ayağa kalkmış onu bekliyordu.
"seni izledim. şayet gülleri almayıp geri dönseydin sessizce buradan uzaklaşacaktım. seni doğru tanımışım aşkım.
İŞTE GERÇEK AŞKIN ANLAMI BUYDU ❤️
12 notes · View notes
siir-defterim · 6 months
Text
Tumblr media
Kadın için aşık olmak o kadar da önemli değildir.
Kadın doğası gereği bir kelimeye, bir kokuya, bir bakışa aşık olabilir..
Aşk kadının bir organı gibidir, bir çok kez, bir çok şeye aşıkca davranabilir.
Aynı kadın bir anda, hiç ummadığın anda, o'nun seni asla bırakamayacağına en emin olduğun anda, hayatından kaybolabilir..
Bir gece önce gözlerine aşkla bakıp, tüm şehvetiyle sevişen kadın sabah usulca seni terk etmiş olabilir.
Bu dünyanın en güçlü kadınları bile,kırılgan ve savunmasızdır.
Çabuk ağlatabilirsin bir kadını..
Ama bu sana olan aşkının alevini de çabuk söndürmen demektir.
Bir kadın senin için kaç kez ağladıysa senden o kadar uzaklaşmıştır aslında.
Bir kadına herşeyi unutturabilirsin, ama neden ağladığını ve o'nu kimin ağlattığını asla !
Sana gerçekten aşık olduysa o an için dünyasının merkezi sensindir.
Bir kadın erkeğe binlerce şans verir.
Söylediğiniz yalanları bilir, çoğunu belli etmez.
Kadınların erkekleri köşeye sıkıştırma derdi yoktur ki zaten bundan hoşlanmazlar.
Biriktiren ve kusan varlıklardır.
Bir kadının vazgeçemeceği tek erkek güvendiği erkektir.
Kime aşık olurlarsa olsunlar, bir gün mutlaka en güvendikleri adama geri döneceklerdir..
Bana bu dünyanın en fiyakalı şeyi sorulursa;
“Kadınına sadık ve sahip olabilmiş erkekler" derim.
Kadınını ağlatmamış,Gözlerinde kadınının aşkına ihanet etmişliğin lekesi olmadığından,
kadının yüzüne gururla ve kendinden emin bakmış...!
~
Nejat İşler
12 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 11 months
Text
Tumblr media
Erkek kadına soruyor hayatta en değerli şey nedir diye.
Kadın cevap verir evlatlarımdır.
Erkek yine sorar peki evladın yoksa kimdir der.
Kadın yine cevap verir ailemdir.
Erkek yine sorar bekarsan evli değilsen o zaman kimdir.
Kadın yine cevap verir annem babam kardeşlerimdir.
Erkek sorar yine peki başka nedir diye sorar.
Kadın cevap verir kendimim der.
Erkek dayanamaz sorar nasıl yani kendimim der.
Kadın cevap verir namusumdur kişiliğimdir karekterimdir gururumdur.
Erkek şaşkın bir şekilde yine sorar bu saydıkların ne alaka der.
Kadın durup erkeğe bakar ve böyle der sen ne için yaşarsın hayatta der.
Erkek durup ve cevabını verir sevdiğim için yaşarım der.
Ve kadın öyle bir cevap verirki erkek ne diyeceğini bilemez ve soruyu yapıştırır peki sevdiğin için ne yaptın der.
Sevdiğinin namusunu koruya bildinmi.
Sevdiğinin kişiliğine ne kadar değer verdin.
Sevdiğinin karekterine saygı duydunmu.
Sevdiğinin gururunu ne kadar okşaya bildin.
Erkek şaşkın bir şekilde cevabını veremeden.
Kadın ikinci soruyu sordu bir kadını sevmek bir erkek için yeterlimi.
Bir kadını sevmek kadının yükünü hafifletirmi.
Bir kadının saçını başını anne baba şefkati ile okşadınmı.
Bir kadını evladını sever gibi bağrına bastınmı.
Bir kadını severken gözlerinden yaşlarmı akıtmak lazım.
Bir kadını sevmek için işkence dayak şiddetmi göstermek lazım.
Bir kadını severken anneni bacılarını gözün önüne getirdinmi.
Erkek suskun bir şekilde ne diyeceğini bilemeden kadından ardı ardına sorular geliyor.
Kadın erkeğe bakarak evet şimdi ben sana soruyorum bir kadının neyini sevdin neyine aşık oldun dedi ve cevabını almadan sorunun cevabınıda kendisi veriyor.
Bak arkadaşım bir kadını severken önce.
Bir kadını olduğu gibi sevmelisiniz.
Bir kadını severken et parçası için değil kadın oluşunu seveceksiniz.
Bir kadını belden aşağı yada nasıl yatağa atarım diye değil o kadını annenizin bacınızın namusu diye sevmesini bileceksiniz.
Ve en son sözü bir kadında erkeğini babası evlatları gibi sevmesini bilmeli yani demek budurki sevmek için cinsiyet değil karekter kişilik güven saygı olmalı..
13.04.2023 perşembe
BÜLENT KAYA
SEVMEK DİYİNCE
HERKES AŞK SANIYOR
Saygılar arkadaşlar ☕🍫🙋🌞🌹🌼🌼🌼🌼🌼🌼♥️♥️🌞🙋🌞🌹🌹🌹
8 notes · View notes
edebimakamlar · 9 months
Text
Tumblr media
Erkek, ulaşamadığı kadını lanetler. Kadın, ulaşamadığı erkeğe ‘aşk’ der. [ Dostoyevski ]
4 notes · View notes
andromedatw · 2 years
Text
Günümüzde artık aşk diye birşey yok
Bakın dışarıya fakir çirkin bir kişinin yanında kız\erkek var mı?
Yok
Annesinden iğrenenler insanlar kızın\erkeğin hiç birşeyinden iğrenmiyorlar.
Ailesine yemek yapmayan kız sevgilisine ziyafet çektiriyor.
Anne babasına demediğini bir kıza\erkeğe diyor.
DIŞ görünüşten hoşlanırsın bunu da aşk sanarsın.
Lanet olsun böyle aşka ve döneme.
~B~
13 notes · View notes
cinema-winding · 1 year
Text
Tumblr media
Mamma Mia
İnsan doğa ile iç içedir. Anılarınıza saklı Abba şarkılarını çıkartın içinizden yeşili ,mavisi ve güneşi selamlıyoruz. Gün batımı ve doğumu ile Yunan adalarındayız.
Aşk hiç bu kadar içten samimi anlatılmamıştı .
Sophie Sheridan evlenme aşamasında rol modeli annesine ait olan bir kızdır. Evlenme hazırlıkları sürerken kendi içinde dolu dizgin aşkın üzüm hasadından geçerken bir günlükle 20 yıl öncesine gitmesi cabası olur .Annesinin gözünden bakıp aynı adaya demir atmış bu üç erkek .Annesinin hayatını nasıl değiştirdiğini okuyarak kendi hayatına babasını bulabilmek için yol bulacak.Bunu izleyicilerin yüzünde tatlı bir tebessüm ettirerek başarıyor . Hazır olun dansın adasında bir evlenme törenine davetlisiniz . Şarap hazır pasta hazır gelin ve damat hazır . Şimdi bu muhteşem kadro ile aşkı , aileyi ve mutluluğu bir arada izleme vakti . Popüler bir müzikal yeniden beyazperde de boy gösteriyorken .Kadının kendi gücünü bulabilmesi için bir erkeğe gereksinim olmadığı gözler önüne seriyor . Bir gelin yıllarca babasının kim olduğunu öğrenebilmek için bu üç adamdan yardım alacak . Şimdi sırada bu muhteşem kadro ile sizi başbaşa bırakma vakti. İyi seyirler
2 notes · View notes
nanevebitter · 2 years
Text
"Erkek ulaşamadığı kadını
Lanetler.
Kadın ise ulaşamadığı erkeğe
"aşk" der..."
~Dostoyevski
6 notes · View notes
ezgiisevincc · 4 months
Text
Sevgili günlük ,bugün biraz buruğum her gün aklıma getirip dilime getiremediğim şeyleri yazacağım şimdi . Kimseye hiçbir şey anlatamıyorum artık çünkü ne anlatsam boş. Bu hisse nasıl kapıldım diye soracak olursan evet biliyordum ömrüm boyunca kendimi iyi ifade edememiştim annem babam anlamıyordu çoğu zaman beni bir başkası nasıl anlayabilirdi ? Bir gün birinin beni gerçekten anladığını sanmıştım . Onunla konuştuğum ilk gün ömrüm boyunca onu bulmak için koştuğumu hissetmiştim.Bir insan bir insanı nasıl böylesine anlayabilirdi . Hikaye bu ya yemin ederim o da böyle hissetmişti emindim bundan öyle güzeldi ki her şey bazen onunla uyurken onun uyumasını beklerdim uykuda severdim onu, o zamanlar biri sonunuz böyle olacak dese inanmazdım .Gerçekten bu sevgi ,aşk bana mı nasip oldu derdim . Hiç mi derdim yoktu vardı elbet ama yanında unutur hafiflerdim yanındayken sanki dünyada ikimiz varmışız gibi hissederdim . Uykusunda sayıklardı bazı geceler sorular sorardım verdiği cevaplara sessiz sessiz gülerdim uyanmasın diye ,bazı günler ondan önce kalkar iş yerine götürmesi için kahvaltı hazırlardım bazı günler işten gelişini perde arkasından izlerdim uyumuş numarası yapardım sessizce içeri girip üstümü örter yanıma uzanıp beni izlerdi saçlarımı severdi .Giderken küçük küçük notlar bırakırdım kendini yalnız hissetmesin hep varlığımı yanında hissetsin diye bu yazıları biraz yüzüm gülerek biraz gözlerim yaşlı yazıyorum…
Sonra bir şeyler oldu ikimiz de değiştik ne o gidebildi ne ben kalabildim ama biri fazlalıktı artık bu hikayeye bu kararı almak benim için çok zordu ama gitmenin vakti gelmişti anlamıştım. Gitmemek için çırpınsamda fazla kalmıştım artık . Sonrasında hiç aşamadım onu .”İyi olunca sana geleceğim”demişti. Bekledim….Bekledim….Bekledim …Biliyordum o bir söz söylediyse tutardı gelecekti ,emindim .9yılda 90yılda geçse bekleyecektim , sonra bana gelmek yerine başkasına gitti …Asla kızmadım öfkelenmedim ama çok üzüldüm , yoluna devam etmek istedi haklıydı kendince …Onu içimde aklamıştım mutlu olsun dedim yine sevsin sevilsin benim gibi biri sevsin onu istedim mümkün mü böyle bir şey bilmiyorum ama ben başaramadım eksik kaldım belki başkası tamamlar dedim ,hiç ah etmedim ,sonra bir gece bütün taşlar öyle bir yerine oturdu ki bazı gerçeklerle yüzleştim hiç istemeyeceğim bir olayın içinde buldum kendimi ,içimde akladığım adamı içimde öldürmek zorunda kaldım.Sevgim o gün yerini öfkeye bıraktı.Maalesef bu öfke nöbetim çok uzun sürmedi…
Şimdi diyeceksiniz senin hiç mi suçun yok vardı tabi ki geriye dönüp baktığım zaman yaptığım hataları artık görebiliyorum o zaman göremiyordum .Madem o devam edebiliyor ben de edebilirim dedim beklemenin anlamı yoktu artık ama devam edemediğimi gördüm.
Bu öfkeyle de yaşayamazdım artık bir şey yapmam lazımdı.
İkimize güzel bir son yazdım .Ona bir dükkan açtık sevdiği işi yapıyordu artık sabahları işe ağlayarak değil güle oynaya gidiyordu çok mutluydu ,evden birlikte çıkıyorduk ilk çocuğumuz kız ikinci çocuğumuz erkek olmuştu çocukları annelerimize bırakıp işlerimize koyuluyorduk .İş çıkışı çocukları alıp evimize dönüyorduk . Ben yemek yaparken o çocuklarla oynuyordu arada göz göze gelince bana göz kırpıyordu. Çocuklar uyuyunca türk kahvemizi yapıyordu ,balkonumuzda içiyorduk .O benim ve kızımızın saçını tarıyordu .Onun ve oğlumuzun saç tıraşını ben yapıyordum. Yürüyüşler yapıyor bazen pikniklere gidiyorduk ,bir mekanda iki kadeh bir şey içip sohbet edememiştik,doğum günlerimizi birlikte hiç kutlayamadık ama hayalimde artık pastayı dört kişi üflüyorduk .Hiç denize girmemiştik mesela ,hiç karda yürüyemedik ama benim hayalimde hepsini gün gün yaşıyorduk çok şey istememiştim bu hayattan ama fazla görülmüş demek ki bana nasip olmadı .Beni tanısanız senin gibi bir kadının hayali bu olamaz dersiniz yemin ederim buydu lüks peşinde olmadım hiçbir zaman evlenme meraklısı biri de olmadım beni tamamlayan bir erkeğe ihtiyacım olmadı hiç ama yalan değil biriyle bir yuva kurup evlenmeyi çok istedim .
Bazı günler ders çıkışı evime yürürken yanımda beliriyor bu mutlu sonumuzu ona da anlattım sevdi sanırım gözleri yaşlı ama gülüyordu her kelimemde ,biraz mahçup kafası önünde yürüyordu yanımda o da farkındaydı her şeyin .Şimdi bunları hayal ettiğim için deli diyebilirsiniz bana zaten akıllı olduğumu hiç iddia etmedim .
“Şimdi ne olacak ?” dersen .Bu enkazı tek başıma kaldırmaya gücüm yetmez artık çünkü tükendim gereğinden fazla yüklendim her şeyi .Bazen iki insan isterse olur bazen iki insan çok istese de olmaz .Bazı hayaller bazılarıyla gerçek oldu ,bazı gerçekler bazılarıyla hayal oldu …
0 notes
zamirhan1986 · 8 months
Link
Erkek erkeğe aşkın henüz meşru olmadığı bir ülkede yaşıyoruz bu doğru. Ancak zaman su gibi geçer ve gelecek nesiller bu günleri hatırlamaya...
1 note · View note
urfanity · 8 months
Link
Erkek erkeğe aşkın henüz meşru olmadığı bir ülkede yaşıyoruz bu doğru. Ancak zaman su gibi geçer ve gelecek nesiller bu günleri hatırlamaya...
0 notes
urfagaysohbet · 8 months
Link
Erkek erkeğe aşkın henüz meşru olmadığı bir ülkede yaşıyoruz bu doğru. Ancak zaman su gibi geçer ve gelecek nesiller bu günleri hatırlamaya...
0 notes
ultrayandex · 8 months
Link
Erkek erkeğe aşkın henüz meşru olmadığı bir ülkede yaşıyoruz bu doğru. Ancak zaman su gibi geçer ve gelecek nesiller bu günleri hatırlamaya...
0 notes
travestisevgilim · 8 months
Link
Erkek erkeğe aşkın henüz meşru olmadığı bir ülkede yaşıyoruz bu doğru. Ancak zaman su gibi geçer ve gelecek nesiller bu günleri hatırlamaya...
0 notes
travestiilanlar · 8 months
Link
Erkek erkeğe aşkın henüz meşru olmadığı bir ülkede yaşıyoruz bu doğru. Ancak zaman su gibi geçer ve gelecek nesiller bu günleri hatırlamaya...
0 notes