Tumgik
#fidanlar
bakbi3452 · 1 year
Text
ORMAN HAFTASI (21-26 MART)
#orman #ormanhaftası #ormanlar 21 – 26 Mart tarihleri arası Orman Haftası olarak kutlanır.   21 – 26 Mart tarihleri arası Orman Haftası olarak kutlanır. Ağaçların yaprakları, havadaki karbondioksiti oksijen üretiminde kullanmak için alırlar. Ağaçlar, yazın gölge kaynağıdır. Kışınsa yaprakları döküldüğünden, güneş ışığı dalların arasından daha çok sızar ve çevreyi ısıtır. Gürültülü bir yolun…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
tablolar · 2 years
Text
Fidanistanbul - Devasa+
Böğürtlen fidanı gibi oldukça özel fidanların yer aldığı, ülkemizin fidan konusundaki en kapsamlı sitelerinden biri olan fidanistanbul.com siparişlere yetişmeye çalışıyor. Feijoa fidanı dahi bu portalın bünyesinde kolaylık bir şekilde bulunabilmektedir. Kızılcık fidanı konusunda önde gelen bir portal olarak en kaliteli hizmeti sunmayı sürdürüyor. Ahududu fidanı bile bu online fidan alışveriş platformunda kendine yer bulmaktadır. Fidan çeşitleri, fiyatları, ürünler hakkında detaylı bilgileri site içinde bulabilirsiniz.
Asma fidanı gibi oldukça talep gören fakat erişilebilmesi ciddi şekilde zor olan fidanlar, fidanın gerçek adresinde yer bulmaktadır. Kuşburnu fidanı arayanlar da bu sitede çoktan yerlerini almış durumdalar. 2005 yılından bu yana hizmette olan site, en kaliteli online fidan, tohum ve bahçe malzemeleri satışı yapan bir portal olarak, öncü kimliğini devam ettirmektedir. Özel güvenlik altyapısı ile son derece güvenli ödeme seçenekleri sunmaktadır. Dinamik bir yapıya sahip olup sürekli yeni ürünler eklenmektedir. En iyi fiyat, hızlı süreçler, koruma altında teslimat planlaması, sorunsuz ürünler, para iade imkanı, yılların tecrübesinin uzmanlığı ile internetin fidana giriş sayfası olmayı yıllardır sürdürmektedir.
1K notes · View notes
g-denizz · 5 months
Text
Aşırı soIcudur aşk.
Bu yüzden insanIarın soI yanını hedef aIır. Ve aşk bu kadar solcuyken, içinden sağ çıkmak imkânsızdır.”
#DenizGezmiş
2 yoldaşı,
#YusufAslan
#Huseyinİnan ile birlikte 52 yıl önce bu sabah yaşamdan koparıldılar. Türkiye tam bağımsız olsun dedikleri için astılar yiğitlerimizi, 3 fidanımızı…😢
Bu zalim kararı verenler bugün yoklar, kimse isimlerini bile hatırlamıyor; ama ONLAR öyle mi? hep kalbimizdeler; üstelik o fidanlar orman oldu…
Işıklarda uyusunlar !.. 🙏
34 notes · View notes
yakazakalb · 7 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Bilgide boğulmak ve malumatlarda kaybolmak var...
İçselleştirmeden öğrenilen her bilginin insanı nefessiz bırakması... insanın enfüsî aleminin harici dünyanın yoğunluğundan bunalması...
Ramazanda biraz daha âlem-i nefsimize/kendimize ve en çok da yuvalarımıza hanelerimize fidanlar ekelim...
Ramazan'a hazır mıyız?
.
42 notes · View notes
dramatik-buluntular · 5 months
Text
Tumblr media
HATIRLAMA PROVALARI
ıssızlık ürün vermeye başladı hissediyorum aynı anda sahneye çıkıp halkı selamlıyorlardır şimdi; ıssızlık ve hatırlama günleri
nasıl da hüzün çökmüştür şimdi o düşsel tarlaya hüzün; söyleyecek çok şeyi olanların ama yutkunup söyleyemeyenlerin atası ondan yaratıldık biz eski hisler kasabasında gezip durduk çağlarca o yara senin bu yara benim o kadar derinlere düştük ki ve o kadar uzun süre kaldık ki orada fark edilmeden yine de isyan etmediler yüzümüze çizgiler işleyen uysal işçiler
eskiden buraları sönük değildi bu kadar kuşlar, fidanlar, ağaçlar, dağlar sakıncalı imge sayılmazlardı güz altına alınmazlardı anlamlarından dolayı
sen çıkar gelirdin elinde direnişin tarihçesi ah, bir gülücük hediye ederdin yeryüzüne dağılırdı insanın insanı kaybettiği sisler mevsimi çıldırırdı kulakları sağır ülke; duyamamaktan! serbest bırakılırdı ellerimiz delil yetersizliğinden ellerimiz; onların alkışladığını alkışlamayan ellerimiz
şimdi şiire kapıyı açıyordur karanlığın uzakta oluşu gerçeğin ışığıyla aydınlanan düşler sokağı, ah! yalınayak koşardık yaşama sevincinin peşinden yorgunluktan ayaklarımız duygu toplardı eskiden sık sık uğrardı mahallemize yaşama sevinci şimdiyse kayıplara karıştı hayal kuraklığı yüzünden az sonra ürün vermeye başlayacak hatırlama provaları gelip bizi bulacak yeryüzüne hediye ettiğin gülücük dolaşıp duracak o anlam senin bu anlam benim ve sahtelikten çürümüş sözcükler gibi devrilecek ağızlarında Allah beyinlerinde şeytan olanların hükümeti
10 notes · View notes
masadakicezahukuku · 1 year
Text
'bizim hikayemizde babalar evlatlarını toprağa gömer gencecik fidanlar aksakallıların omzunda yükselir...'
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
31 notes · View notes
siir-defterim · 1 year
Text
Kadın Olanın Türküsü
Git oldu can, sürgün geldi dayandı
Sürgün yine geldi dayandı
Kitapları topladım, çocukları giydirdim
Hadi de doğrulalım Dranazın karına
Biz nereye düşeriz, halk fakir fıkara
Her bahar, her yaz gurbette
Sılaya dönmesi olur velakin
Ne sılamız belli, ne gurbetimiz
Çiğdemi Ardahan yaylalarında
Nergisi Sinopta
Vanda koparmışsak sarı gülü
Portakal kokusu Kumlucadan gelir
Karıştırdık sıla nere, gurbet hangisi
Bizim gibi gurbetçi görülmemiştir
Git oldu can, sürgün geldi dayandı
Diktiğin fidanlar sen olmayanda
Yel vura ırgalana, gün vura duldalana büyüyecek
Yasa şu ki ekinler yürüyecek
Bebek dillenecek, güçsüz hallanacak
Sis kalkacak İsfendiyar başından
Selam olsun bizden önce geçene
Selam olsun dosta, hasa, çile çekene
Selam olsun dayanana, düşene
Yüreğim yürektir, bakma gözüm yaşına
Git oldu can, sürgün geldi dayandı
Sorulmasın vatanımız ilimiz.
Gülten Akın
11 notes · View notes
aynodndr · 4 months
Text
Nasıl zaman gardaş bu..
Ekmeği çöpe atanlar çöpten ekmek arayanlara yazık der oldu.
Gencecik fidanlar zevk uğruna soldu.
Ne babayiğitler üç beş zibidinin elinde oyuncak oldu.
İnsan pazarları kuruldu.
Nasıl zaman gardaş bu...
Dost, dostunu üç kuruşa satar oldu.
İnsanların tek derdi midesi, kıblesi para oldu.
Telef oldu insanlık,vefa unutuldu.
Bizi en çok sevdiklerimiz sırtımızdan vurdu.
Nasıl zaman gardaş bu..
Nankörlük moda oldu.
İnsanlar görmek istemediklerine kör oldu.
Bilenlerin hepsi sustu,bilmeyenler hep konuştu.
Aşk gönül tüccarlarının eline düştü,kara borsa oldu.
Nasıl zaman gardaş bu..
Kim kimi sevmiyorsa onun acısı ile mutlu oldu.
Kibrin adına gurur,gururun adına,Onur dener oldu
Herkes bilmediği duyguların cahilliğini savundu..
Nasıl zaman gardaş bu.
Atalar, evlat, evlatlar ata oldu.
Ahlâkın tanımı yok oldu.
Ahlaksızlık kudurdu.
Herkes kendi cehennemine odun toplar oldu...
Recep altın..
5 notes · View notes
cwirzte · 4 months
Text
bazı topraklarda bazı fidanlar büyümez, her bakan görmezmiş. benim ellerimden, dedemin ellerinde açtığı gibi çiçek açmazmış. geç anladım.
3 notes · View notes
oguzatayinruhu · 9 months
Text
youtube
Geçen senenin bu zamanlarında öğrencilere kursta bu videoyu açmıştım. Öğrencilerde öğretimden çok eğitime odaklıyım. Onların süzgeçsiz fikirleri hem bana hem onlara bir şeyleri fark etmelerini sağlıyor. Neyse ben bu videoyu izlerken, FİDAN kelimesini seçtim. Bireyin var olma çabası içerisinde, dışarıdan bakıldığında kusursuza yakın bir hayatım var. Bunun farkındayım. Neden fidan dediğinde öğrenciler, ilk 30 yıl bir ağaç olmanın hayaliyle geçti evlatlar. Size şuan zor gelen bazı duygular ve olaylar siz istemeseniz de yaşanıyor, farkındayım. Aileniz fikirlerinize, hayalleinize ve duygularınıza önem vermiyor, vermeyecek. Bunların hepsini bizler de yaşadık, sizlere verilen bu tavsiyeler bizlere de verildi, söylem farklıydı, biz daha gençtik yolumuz uzun diyorduk. Ayrıca bizimle, benim sizle konuştuğum gibi konuşan da olmadı. Ne yaptıysam tek başıma yaptım. O yüzden hayatta suçlayacak kimsem olmadığı için de kendimi yiyip bitirdim. Ağzıma yumruk yesem, yok bi şey diye oynamaya devam ettim; kalbime bıçak gibi bir ağrı girdiğinde, geçer diyerek sevmeye devame ettim. Bir cinayet işlediğimde, olması gereken oldu diyerek gülmeye çalıştım. Bir kere düşseydim, akbaba gibi başıma üşüşecek elalem adlı örgüte üye insanlar vardı çevremde çünkü. Yok karşılığı yüzünün adlı bir şiir var, yıllarca bir suretin hissine özlemle yaşayıp, o sureti karşımda görür görmez bütün siyah beyaz fotoğraflara can geldi. Pandora’nın kutusuna saklanmış bütün yaşanmışlıklar yakıldı. İnsan hep sıfırdan başlamayı hayal eder ya, başladık. Her şeyin başlangıcı farklıdır, tadı da ama böyle bir başlangıç hayal dahi edilemezdi. Her mutlu anın ardından gelen kötü bir olay burda da devam etti. Hayata bir yaşam borçlandım. Ondan sonrası benim isteğimle mi oldu yoksa bir azabın ateşi miydi emin değilim bu yaşananlardan. Ara sıra gözüken huzur ve tüketilmiş tecrübelerin ardından geçen sıradanlık alışkanlığı belki hepsi. Yazdığın hayatı yaşamak nasılmış gördüm. Öldürmeden sevmek mümkün değilmiş ama. Neyse yine çok dağıldım, öğrencilere böyle anlatmadım tabi. Tohumlar fidana  fidanlar ağaca diye oldu daha çok. Tüm bu tecrübeli ölümlerden sonra tohum olarak başlayan maceramda çimlendiğimi fark ettim, artık bir toprağa kök salıp bir fidan olarak hayata devam ederim diye düşünüyordum. Sonra sevgiyle beslenmiş, yerinde yağmurlar yemiş bir ağaca dönüşüp, geleceğimin gölgesinde serinleyen yeni nesiller hayali vardı geçen sene bu zamanlar. O yüzden fidan demiştim. Ekim-Aralık aylarında düzenli bir döngü halinde yaşadığım bu batışlarda, enteresan anlar yaşandı. Çok şey kaybedildi, anlamını yitirdi bütün kavramlar ama o kadar kendimin farkına vardım ve olduğunu unuttuğum her şeyi aynı anda hatırlayınca kaldıramadım bu yükü. Sırlarım var. Hepimizin var. Sorulmadığı sürece acıtmayan. Acıtsa da değişmeyen, iyi değilim ve bunun sebebini hatırlamak için çabalıyorum. Çocuk egomu, yetişkin egoya taşımayacağım. Duygularımı bastırmayacak, çatışmadan kaçmayacağım. Kalan kalacak. Canım ne isterse öyle biri olacağım.net. Seneyenin kelimesi “demolition” -yıkım- olacak muhtemelen. Film olarak çok sevdiğim, kentsel dönüşüm olarak çevirmek istediğim bu kelime bakalım bize neler getirecek.
3 notes · View notes
sadece-zeynep99 · 1 year
Text
Tohumlar fidana fidanlar ağaca ağaçlar arkamdan iş çevirenlere
7 notes · View notes
Text
Deniz kıyısı gibi uzanır Esma'nın ufku. Dalgalar birbiri ardına sahile aynı ayeti getirir: "O halde rabbinizin âyetlerinden hangisini yalanlarsınız." Yalanlayanlarla işimiz yok. Bütün kalbimizle onaylarız: Bütün güzel isimler ve bütün belgeler O'nundur. Teslim olduğumuzu göstermek için ayrılmayız Hz. Peygamber'in sesinden. Kıyamet gününde dahi elimizde fidanlar olması bu yüzdendir. "el-Lâtîf" diyerek dikeriz fidanları. Uçuşursa ormanlar uçuşsun dağların üzerinde.
Ali Ural, Ay Tiradı
7 notes · View notes
yakazakalb · 1 year
Text
Allah her zaman bu dinîn toprağında, (dinine inanların içinde) kendisine itaatte kullanacağı fidanlar diker ve onları kullanır.” (İbn Mace, Mukaddime, 8; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, c.4, s. 200)
“Kıyamet gününe kadar ümmetim arasında hakkı tutup destekleyenler her zaman var olacaktır.” (Buhari, Kitabü’l-Menâkıb, 27
10 notes · View notes
tamamsenkazandn · 2 years
Text
Kalıplaşmış zihinlerin körleştirdiği fidanlar.
33 notes · View notes
hilaf · 9 months
Text
huysuz,rahatsız edici bakışlarımla bakıyorum senin pencerene.onun önüne bile çiçekler dizmemişsin. gerçi sen onu bile pencerenden beklemişsindir. fidanlar kendi kendini sulasın istemişsindir sen kuşlarından kanadı olmasın hem de uçsun istemişsindir ve kuşsuz,nefessiz,küllerle dolu bir ormanda ağlarken hayata lanet etmişsindir zaten zamanında o ormanları yapabileceğimi de hiç düşünmemiştin sen hem sevgi bekleyen hem de sevgiden bihaber olan suç ,sen hariç herkesin
5 notes · View notes
barbeduperenoel · 2 years
Text
Geçen yakıp yıktıkları dünyaya bakmaksızın yamacıma ilişti beyaz yakalılar. Halkımız susuz kaldı dediler. Ölülerini gösterdiler. Kurumuş dudaklardan dökülen hayır dualarından sıraladıkça sıraladılar. Sarf ettikleri her bir cümlenin ardından bir adım daha yaklaştılar. İyice sokuldular bedenime sinmek isterlercesine. Elleri havalandı, yalvrışları çoğaldı. Derken yüzümde gezinen parmaklar çoğaldı. Bedenimi sardılar bir yığın kağıtla. Bir ton ağacın ölüsü ayaklarımın altına serilirken, yeşilleri ceplerime doldurmaya başladılar. Görüşüm bulanıklaştıkça bulanıklaştı. Dilime kilit vuruldu gürültüden. Son nefesimi vermek üzereyken bir kurtarıcı herkesi tek bir el hareketiyle çekti üzerimden. Nutkum tutuldu parlaklığından. Şık bir bilgelikle gelip üzerimdeki izleri temizlercesine kavradı bedenimi en derininden. Nefesi nefesime karıştı. Huzurun kollarına yol aldı bedenim hafifliğinden. Kağıt yığınlarının arasına küçük fidanlar dikti. Beraber büyüteceğimizi söyledi. Yağmurları beklerken kazdıkça kazdı toprağı da çıkanları dağıttı. Kendisine ayırdığı payı da doymayan çocukların ellerine tutuşturdu. Saçlarımı ördü her iki tarafından. Öptü yanaklarımdan. Kötülüğü uzak tuttu yamacımdan.
Bir gün gözlerimi açtığımda ayak parmaklarım karıncalanıyordu. Nedenini anlamayarak eğdiğim başımı dehşetle açılan gözlerim tamamladı. Bir yakarış dudaklarımın arasından dökülürken kahramanıma seslendiğimi fark etmedim bile. İnsanlar gittikçe geriledi, uzaklaştılar benden. Gözlerim delicesine aradı kahramanımı. Bacaklarımı kaybedip yere düşeyazdığımda iki kol sardı etrafımı. Alnımdan öptü aldığı gibi beni kucağına. İnsanlar da yardıma gelmişti o gelince. İçim rahatladı. Koştur koştur tedavi edilebileceğim bir yer bakınırken ilk açılan kuyunun başına oturttu beni. Ellerime çiçekleri kondurup üzgün olduğunu dile getirdi yanaklarından süzülen yaşlarla. Sevdim yanağını ve geçtiğini söyledim. Yanımda olduğu sürece güvendeydim. Zaman geçti boynumdaki taşlardan bir yüzük yapıp verdim ona. Gözleri parladı, çok mutluydu. Sarıldı sıkıca. Nereden bulduğumu sordu. Yaptığımı söyledim. Çok da şaşırdı. Gösterdim kaynağını bütün kalbimle. İltifatları kelebeklerimi uçuştururken. Parmakları dolandı boğazıma. Bir tane daha alıp alamayacağın sordu. Elbette, dedim en şirin halimle. Sevinci ikiye katlandı. Mutluluğunu görmek beni çok mutlu ediyordu. Bir tane daha aldı. Bir sonraki gün de bir tane daha aldı. Sonraki gün de. Taşlarım azaldıkça azaldı. Parlaklığımı kaybettikçe karanlıklaşmaya başladım. Son gelişinde boynuma sarılan parmakları fazlasıyla canımı acıttı. Çekiştirdi çekiştirdi. Canımı acıttığını ve artık durması gerektiğini söyledim. Bedenim çok yorulmuştu. Bir eli havalandı ve yanağımı buldu. Ters yöne düşen başım neler olduğunu idrak edemememle birlikte allak bullak oldu. Çenesi gerilmiş bir canavar misali köpek dişlerinin sivri yanları ürkütücüleşmişti. Ne kadar geveze olduğumu söyledi. Ben seni düşünmüyorum mu sanıyorsun, dedi. Düşündüğünü biliyordum. O benim kurtarıcımdı. Özür diledim. Bir şans verebileceğini söyledi. Son taşı da içimden çıkarırken ses tellerime zarar verdi. Sesim çıkmaz olurken içimde yükselen dehşeti kolları dindirdi. Beni çok sevdiğini söyledi. Defalarca öptü beni. Fakat bir şeyler eksikti. Sanki soğuk bir duvar vardı. Benden aldıkları çoğaldı. Aynı zamanda insanları da madur etmeye başladı. Yeşillerle dolup taştı cepleri. Ellerim eline gitmek istediğinde sertçe ittirir oldu ellerimi ceplerini korurcasına oraya indirdi ve kenetledi kendisininkileri. Sevmiyorum ben teması,biliyorsun, dedi sakince. Bilmiyordum. Sahiden öyle miydi? Zaman geçti. Kollarıma yolları döşedi. Kayboluyormuş, sokaklarda kötülük kol geziyormuş. Çocuklar okula giderken korunmalıymış.
Yine de anlayamadım yolların sonuna koydu gişelerden aldığı paranın manasını. Sesim çıkmadığından yazmaya kallktım fakat kızdı yine bana. Ne yapmaya çalıştığımı her şeyi mahfetmek mi istediğimi sordu. Burnundan soluyordu. Gözlerim dolarken kucağıma indirdim bakışlarımı. Görüşüm bulunıklaşırken çenemden tuttu ve kaldırdı. Gözlerimden öperken beni sevdiğini söyledi. İçim rahatlamadı sırtını dönüp giderken. Arkasından gidemezdim bacaklarımı kaybetmiştim, tutamazdım insanları düşürebilirdim, seslenemezdim ona mutluluğunu vermiştim. Sonraki birkaç sene görmedim sevdiğimi. Her gün neredeyse her saat onu düşündüm. Zaman güneşin doğuşu ve batışı oldu benim için. Sonsuzluğum onun gidişi. Ve bir gün geldi ve dikildi karşıma. Dudaklarını kenarındaki çizgilerle, donuk gözleriyle. Halkım susuz, dedi. Ellerini yanaklarıma koydu ve onları kurtarmalıyım, dedi. O gün bugündür göz pınarlarımdan akan yaşlar ağlatmaz bedenimi.
28 notes · View notes