Tumgik
#hodan bitkisi çayı
Text
Hodan (Kaldırıkotu)
Hodan (Kaldırıkotu)
Tumblr media
#AromatikBitkiler, #BitkiÇayları, #BitkiSalataları, #BitkiTentürleri, #BitkiselIlaçlar, #DoğalTedaviYöntemleri, #DoğalYaşamAlanıYönetimi, #DoğalYaşamÇeşitliliği, #DoğalYaşamKoruma, #EkosistemKoruma, #HodanBitkisi, #HodanBitkisiÇayı, #HodanBitkisiFaydaları, #HodanBitkisiIklimi, #HodanBitkisiKullanımı, #HodanBitkisiSalatası, #HodanBitkisiSulama, #HodanBitkisiTentürü, #HodanBitkisiToprağı, #HodanBitkisininDoğalYaşamAlanları, #HodanBitkisininEkolojikÖnemi, #HodanBitkisininIklimIsteği, #HodanBitkisininSağlıkFaydaları, #HodanBitkisininSuIsteği, #HodanBitkisininToprakIsteği, #HodanBitkisininTürkiyeDekiYeri, #HodanBitkisininYetişmeKoşulları, #TıbbiBitkiler, #TürkiyeDeDoğalBitkiler, #TürkiyeDeYaygınBitkiler https://is.gd/SqVH5p https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/bitkiler/hodan-kaldirikotu/
Hodan bitkisi, Boraginaceae ailesinden gelen, çoğunlukla ılıman bölgelerde yetişen ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde doğal olarak bulunan bir bitki türüdür. Bu bitkinin toprak, iklim ve su istekleri, Türkiye’deki yeri ve doğal yaşam alanlarına katkıları gibi konuların yanı sıra insan sağlığına faydaları ve kullanımı da önemlidir.
İnsan Sağlığına Faydaları: Hodan bitkisi, geleneksel tıpta çeşitli sağlık sorunları için kullanılmaktadır. Özellikle yaprakları, içerdiği bazı bileşenler sayesinde sağlık açısından faydalı olabilir. Hodanın yaprakları, antioksidan özelliklere sahip bileşikler içerir ve anti-inflamatuar etkileri ile bilinir. Ayrıca, bazı araştırmalar hodanın bağışıklık sistemini güçlendirebileceğini ve sindirim sağlığını destekleyebileceğini öne sürmektedir.
Nasıl Kullanılır: Hodan bitkisinin kullanımı genellikle bitki çayı veya tentür olarak gerçekleşir. Hodan yaprakları, kurutulduktan sonra çay yapılarak tüketilebilir. Bu çay, sağlık için faydalı bileşenlerin vücuda alınmasını sağlayabilir. Ayrıca, bazı yörelerde hodanın yaprakları salatalara veya yemeklere katılarak da tüketilebilir.
Hodan çayı: Hodan yaprakları kurutularak demlenir ve çay olarak tüketilir. Günde birkaç fincan hodan çayı içmek sağlık için faydalı olabilir.
Hodan salatası: Hodan yaprakları, yeşil salatalara doğranarak veya diğer sebzelerle birlikte kullanılarak salata yapılabilir. Bu şekilde tüketildiğinde, hodanın sağlık için faydalı bileşenlerinden yararlanılabilir.
Hodan tentürü: Hodan yaprakları alkol veya sirke ile ekstrakte edilerek yapılan bir tentür, sağlık takviyesi olarak kullanılabilir. Özellikle sindirim sorunları için destekleyici olarak kullanılabilir.
Doğal yaşam alanlarında bulunmasıyla değerli bir bitki türüdür ve insan sağlığına çeşitli faydalar sağlayabilir. Yapraklarından hazırlanan çaylar, salatalar veya tentürler aracılığıyla tüketildiğinde sağlık için destekleyici olabilir. Ancak, herhangi bir sağlık sorunu için hodanın kullanımı öncesinde bir uzmana danışmak önemlidir.
Toprak İsteği: Bu bitki genellikle iyi drene edilmiş ve humusça zengin toprakları tercih eder. Ayrıca, hafif asidik veya nötr topraklarda da iyi gelişim gösterebilir. Toprağın nemli olması, hodanın sağlıklı bir şekilde büyümesi için önemlidir, ancak aşırı sulama veya su birikimi bitkinin köklerine zarar verebilir.
İklim İsteği: Hodan bitkisi ılıman iklimleri tercih eder ancak serin ve güneşli bölgelerde de yetişebilir. Özellikle yaz aylarında sıcaklığın yüksek olması ve güneş ışığının bol miktarda olması hodanın büyümesi için uygun koşullardır. Ancak aşırı sıcak veya kurak hava bitkinin gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Su İsteği: Hodan bitkisi düzenli sulamayı tercih eder ancak su birikimi veya aşırı sulama bitkinin köklerinin çürümesine neden olabilir. Genellikle haftada bir düzenli sulama yapmak yeterlidir ve toprağın nemli ancak suyu durgun olmamalıdır.
Türkiye’deki Yeri
Hodan bitkisi Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaygın olarak bulunur. Özellikle kıyı bölgeleri, dağlık alanlar ve ormanlık alanlarda sıkça görülebilir. Doğal yaşam alanları arasında Karadeniz bölgesi, Ege bölgesi ve Marmara bölgesi yer alır. Ancak, hodanın doğal yaşam alanları zamanla insan faaliyetleri nedeniyle azalmış olabilir.
Doğal Yaşam Alanlarına Katkıları
Doğal yaşam alanlarında çeşitli canlı türlerine barınak ve besin kaynağı sağlayabilir. Ayrıca, toprak erozyonunu önlemeye yardımcı olabilir ve ekosistemde çeşitliliği destekleyebilir. Bu nedenle, hodanın doğal yaşam alanlarının korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi önemlidir.
Bu bitki, sağlıklı büyümesi için uygun toprak, iklim ve su koşullarını tercih eder. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde doğal olarak bulunan bitki, insan sağlığına çeşitli faydalar sağlayabilir ve doğal yaşam alanlarına katkıda bulunabilir.
0 notes
Text
Hodan Çayı Tarifi
Bu lezetli ve sağlıklı içecek tarifimizi uygulamak için link tıklayın. http://bit.ly/2iA8oZL
Hodan Çayı Tarifi - #HodanBitkisiNeyeIyiGelir, #HodanÇayıFaydaları, #HodanÇayıTarifi, #HodanÇayınınYanEtkileri
Hodan Çayının Faydaları Nelerdir? Hodan bitkisi, dünyanın birçok yerinde yetişir. Akdeniz’den Avrupa’ya Kuzey Amerika’dan Asya’ya kadar birçok yerde yetişen ve hızlı yayılan bir bitkidir. Geniş yaprakları ve mavi renkli yıldız şeklinde çiçekleri vardır. Yapraklarının salatalık gibi tadı vardır....
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
HODAN Bir Yıllık | 0,3-1m | 5-9 Aylar | Na | Otu, Yağı Hodan, Borretsch, Borago officinalis Sığırdili Hıyar otu Neşe otu Zembil çiçeği Turşu otu Familyası: Hodangillerden, Raublatgewâchse, Boragiaceae Drugları: Hodan otu; Broginis herba Hodan yağı; Broginis oleum Hodanın yaprak ve çiçekleri kurutularak çayı yapılırken tohumlarının yağı çıkarılarak natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Hodangillerin sadece iki alt türü mevcuttur ve bunlar; Kuzey Afrika Hodanı ve Korsika Hodanı diye anılırlar. Kuzey Afrika Hodanı; Borago longifolia ve Korsika hodanı; Borago pymaea diye adlandırılırlar, fakat günümüzde bu iki alt tür birbirine karışmıştır. Kültür bitkisi olarak genellikle Sırbistan, Hırvatistan, Bosna, Romanya, Bulgaristan ve Tür-kiye’de yetiştirilmektedir. Çünkü bu ülkelerde çokça yapılan turşulara yaprakları katılmaktadır. Bu nedenle de Hıyar otu veya Turşu otu diye de anılır. Çiçeklerinin sarkık şekilde olması nedeni ile Zembil çiçeği yap-raklarının sığırdiline benzemesi nedeniyle de Sığırdili diye anılır. Yap-raklarının yenmesi ile insanı neşelendirdiği bu nedenle de Neşe otu diye de anılır. Plinlus bu bitkinin cinsel gücü artırdığını tespit etmiş ve bitkiyi <<Euphrosinum>> diye adlandırmıştır. Botanik: Hodan 0,3-1mm boyunda çok yıllık, dikine yükselen, oldukça sık çatallaşan ve üzeri kaba tüylerle kaplı bir bitkidir. Yaprakları değişken sıra ile dizili, kenarları kertikli, üzeri, pürtüklü, yumurta veya eliptik şekilde, 5-20cm uzunluğunda, 3-15cm eninde sığırdili şeklinde alt yaprakları büyükçe ve üst yaprakları küçüktür. Çiçekleri salkım gibi sıkça ve şemsiye gibi topluca bir arada olduğundan Salkım, Şemsiye çiçek demeti diye de anılır. Çiçekleri mavimsi mor, mavi veya leylaki mor renkte, geniş mızrak veya ortadan sonra üçgen şeklindeki beş adet taç yaprak ve ince mızrak şeklinde tüylü, yeşil renkli, beş adet kupa yaprak ile ortada leylaki renkli döllenme tohumlarından oluşan meyveleri 4 tohumlu, tohumları oldukça küçük, kahve renkli ve uç kısmında siğil gibi bir çıkıntıya sahiptir. Yetiştirilmesi: Bahçenin bir köşesine ekilerek birkaç tohum ailenin bütün ihtiyacını karşılayacak oranda salata yapmak için yaprak verir. Hasat Zamanı: Mayıs’tan Ekim’e kadar yaprakları ve çiçekleri topla¬na¬rak yenebilir, veya 50˚’de kurutularak kaldırılır. Bitkinin çok sulu olması nedeni ile havalı ve sıcak günlerde kurutulması dahi çok zordur. Bu ne-denle suni olarak kurutulması gerekir. Birleşimi: Yapraklarının birleşimindeki maddeleri şöyle sıralayabiliriz. a) Müsilaj türevleri %10-15 arasında olup bu da Arabinoz,Glikoz,ve Galaktozlardan oluşur. b) Pyrolizidinalkaloitler çok az miktarda olup en önemlileri; Amabilin, Supinidin, Lycopsamin, Intermedin, 7-Asetil-Lycopsamin ve 7-Asetilintermedin. c) Ayrıca Taninler, Silisikasit, Saponinler, Reçine Nişasta, C-Vitamini ve Mineraller içerir. II) Çiçeklerinin birleşimindeki maddeler, Musilaj ve minerallerden özellikle potasyum içerir. III) Tohumlarının yağında %18-24 oranında Linolenasit içerir. Tesir Şekli:  a) Hodan otu idrar söktürücü, ateş düşürücü, terletici, kan temizleyici ve iltihapları önleyici özelliklere sahiptir. b) Yağlı atopik(alerjik), kaşıntılı, sulu, kabarcıklı ve iltihaplı deri hasta-lıklarına ve hormon bozukluklarına karşı kullanılır. Araştırmalar:  1) Almanya, İspanya ve Danimarka’daki kadın doktorları hastaları üze-rin¬de Hodan yağı kapsülü il tedavi denemesi yapmışlardır. Deneye toplam 589 Premenstural Syndromu (adet öncesi rahatsızlıklar) olan kadın katılmış olup bunlardan 335’i Almanya’dan 133’ü Danimar¬ka’dan ve 121’i İspanya’dan katılmışlardır. Tedaviye katılanlardan %83’ü İspanya’dakilerden %79 ve Danimarka’dakilerden %63’ü çok iyi veya iyi olduğunu beyan etmişlerdir. Premenstural Syndrom’dan bazıları; isteksizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, si¬nirlilik, göğüs ağrısı, bacak ve eklemlerin ağrıması ve de su top¬lamasını(ödem) sayabiliriz.(NHK 5.98.28) 2) Toplam 60 denek üzerinde Hodan tohum yağından elde edilen kremle tedavi denemesi yapılmıştır. Alerjik Ekzema (Nörodermatoz) rahatsızlığı olan hastalardan %90 oranında iyileşme görülüştür.(NHK 9.96.54). Nörotermatozun belirtilerinden bazıları; derinin kızarması, kepek gibi pul pul olma, şişme, gerilme, kaşıntı ve yanma gibi ra-hatsızlıkları sayabiliriz. Kullanılması:  a) Hodan yağından elde edilen Kapsül ve kremle Premenstural Synd¬rom ve Nörodermatoz rahatsızlıklarını iyileştirir. Adet öncesi rahatsız-lıklardan (Premenstural Syndrom) bazıları; baş dönmesi, baş ağrısı, sinirlilik, içe kapanma, depresyon, bulantı, göğüs ağrısı, bacakların şişmesi(ödem) ve ağrımasını sayabiliriz. Nörodermatozun belirtileri; alerji, kaşıntı, kızarık, şiş gergin pul pul sulu olabilen deri rahatsız¬lık-ları. b) Hodan otu eskiden halk arasında öksürük, boğaz ağrıları, böbrek ve mesane iltihaplanması ve romatizmaya karşı kullanılmıştır. c) Halk arasında Hodan çiçeklerinden yapılan çayın insanı neşelendir¬diği, stres, depresyon ve bulaşıcı hastalıkları önlediği iddia edilmiştir. Açıklama: Hodan yağı %18-24 oranında γ-Linolen asit içerirken Kana-da’da daha çok yetişen ve bu ülke tarafından tohum yağlarından Natürel ilaçlar yapılan ışıldak tohumu (eşek otu tohumu) %7-8 oranında γ-Linolen asit içerir. Kanadalı ilim adamları ışıldak tohum yağının daha kaliteli olduğunu be Hodanın zararlı olduğunu iddia etmişlerdir. (ZP.3.95. 167). Alman ilim adamları da yaptıkları araştırmalarda γ-Linolen asidin her iki bitkide de [(Z,Z,Z)-6.9.12-Octadecatrin asit] adı ile anılan türden olduğu ve bunun keten yağındaki α-Linolen aside[(Z,Z,Z)-6.9.12.15-Octadecatrin asit] benzemediği tespit edilmiştir. (ZP.3.95.167). Böylece Hodan yağının aynı ışıldak yağı gibi kaliteli olduğu ve ayrıca ucuza mal olduğu görülmüştür. Kanadalı ve Alman ilim adamları kendi ülkelerindeki şifalı bitkilerin daha üstün olduğunu iddia etmektedirler. Oysa bu iki bitkiden de daha kaliteli iki bitkinin Türkiye’de yetiştiğini ve daha da kaliteli olduğunu Alman ve A.B.D’li ilim adamlarından öğreniyoruz. Bu bitkilerden çörek her türlü alerjiye karşı Hayıtda hemen her türlü adet öncesi ve sırasındaki rahatsızlıklara karşı etkilidirler.(Elhamdülillah bizde her şey var. Yeter ki değerlendirmesini bilelim.) Yan Tesirleri: Hodan yaprak ve çiçeklerinin Pryrrolizidin alkaloitleri içer-diği bunun da kanser yaptığı (Kanserojen) ve karaciğeri zehirlediği Alman Sağlık Bakanlığı tarafından beyan edilmiş ve eczanelerde satıl¬ması yasaklanmıştır. Oysa Hodan yaprak ve çiçeklerinden binlerce yıldır çay yapılmakta olup şimdiye kadar herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. Hodan yağı ise Alkaloit türevleri içermediğinden kullanılmasında her¬hangi bir sakınca yoktur. Pryrrolizidin alkaloit türevleri içeren bitkilerin (Karakafese bak.) kanserojen olmadığı Japon, İngiliz ve Avustralyalı ilim adamları tarafından ispat edilmiş ve böylece asılsız bir iddia daha çürütülmüştür hatta bu konuda bir kitap dahi yazılmıştır. (Comfrey was ist das? NH.8.99.452)HODAN Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
HODAN Bir Yıllık | 0,3-1m | 5-9 Aylar | Na | Otu, Yağı Hodan, Borretsch, Borago officinalis Sığırdili Hıyar otu Neşe otu Zembil çiçeği Turşu otu Familyası: Hodangillerden, Raublatgewâchse, Boragiaceae Drugları: Hodan otu; Broginis herba Hodan yağı; Broginis oleum Hodanın yaprak ve çiçekleri kurutularak çayı yapılırken tohumlarının yağı çıkarılarak natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Hodangillerin sadece iki alt türü mevcuttur ve bunlar; Kuzey Afrika Hodanı ve Korsika Hodanı diye anılırlar. Kuzey Afrika Hodanı; Borago longifolia ve Korsika hodanı; Borago pymaea diye adlandırılırlar, fakat günümüzde bu iki alt tür birbirine karışmıştır. Kültür bitkisi olarak genellikle Sırbistan, Hırvatistan, Bosna, Romanya, Bulgaristan ve Tür-kiye’de yetiştirilmektedir. Çünkü bu ülkelerde çokça yapılan turşulara yaprakları katılmaktadır. Bu nedenle de Hıyar otu veya Turşu otu diye de anılır. Çiçeklerinin sarkık şekilde olması nedeni ile Zembil çiçeği yap-raklarının sığırdiline benzemesi nedeniyle de Sığırdili diye anılır. Yap-raklarının yenmesi ile insanı neşelendirdiği bu nedenle de Neşe otu diye de anılır. Plinlus bu bitkinin cinsel gücü artırdığını tespit etmiş ve bitkiyi <<Euphrosinum>> diye adlandırmıştır. Botanik: Hodan 0,3-1mm boyunda çok yıllık, dikine yükselen, oldukça sık çatallaşan ve üzeri kaba tüylerle kaplı bir bitkidir. Yaprakları değişken sıra ile dizili, kenarları kertikli, üzeri, pürtüklü, yumurta veya eliptik şekilde, 5-20cm uzunluğunda, 3-15cm eninde sığırdili şeklinde alt yaprakları büyükçe ve üst yaprakları küçüktür. Çiçekleri salkım gibi sıkça ve şemsiye gibi topluca bir arada olduğundan Salkım, Şemsiye çiçek demeti diye de anılır. Çiçekleri mavimsi mor, mavi veya leylaki mor renkte, geniş mızrak veya ortadan sonra üçgen şeklindeki beş adet taç yaprak ve ince mızrak şeklinde tüylü, yeşil renkli, beş adet kupa yaprak ile ortada leylaki renkli döllenme tohumlarından oluşan meyveleri 4 tohumlu, tohumları oldukça küçük, kahve renkli ve uç kısmında siğil gibi bir çıkıntıya sahiptir. Yetiştirilmesi: Bahçenin bir köşesine ekilerek birkaç tohum ailenin bütün ihtiyacını karşılayacak oranda salata yapmak için yaprak verir. Hasat Zamanı: Mayıs’tan Ekim’e kadar yaprakları ve çiçekleri topla¬na¬rak yenebilir, veya 50˚’de kurutularak kaldırılır. Bitkinin çok sulu olması nedeni ile havalı ve sıcak günlerde kurutulması dahi çok zordur. Bu ne-denle suni olarak kurutulması gerekir. Birleşimi: Yapraklarının birleşimindeki maddeleri şöyle sıralayabiliriz. a) Müsilaj türevleri %10-15 arasında olup bu da Arabinoz,Glikoz,ve Galaktozlardan oluşur. b) Pyrolizidinalkaloitler çok az miktarda olup en önemlileri; Amabilin, Supinidin, Lycopsamin, Intermedin, 7-Asetil-Lycopsamin ve 7-Asetilintermedin. c) Ayrıca Taninler, Silisikasit, Saponinler, Reçine Nişasta, C-Vitamini ve Mineraller içerir. II) Çiçeklerinin birleşimindeki maddeler, Musilaj ve minerallerden özellikle potasyum içerir. III) Tohumlarının yağında %18-24 oranında Linolenasit içerir. Tesir Şekli:  a) Hodan otu idrar söktürücü, ateş düşürücü, terletici, kan temizleyici ve iltihapları önleyici özelliklere sahiptir. b) Yağlı atopik(alerjik), kaşıntılı, sulu, kabarcıklı ve iltihaplı deri hasta-lıklarına ve hormon bozukluklarına karşı kullanılır. Araştırmalar:  1) Almanya, İspanya ve Danimarka’daki kadın doktorları hastaları üze-rin¬de Hodan yağı kapsülü il tedavi denemesi yapmışlardır. Deneye toplam 589 Premenstural Syndromu (adet öncesi rahatsızlıklar) olan kadın katılmış olup bunlardan 335’i Almanya’dan 133’ü Danimar¬ka’dan ve 121’i İspanya’dan katılmışlardır. Tedaviye katılanlardan %83’ü İspanya’dakilerden %79 ve Danimarka’dakilerden %63’ü çok iyi veya iyi olduğunu beyan etmişlerdir. Premenstural Syndrom’dan bazıları; isteksizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, si¬nirlilik, göğüs ağrısı, bacak ve eklemlerin ağrıması ve de su top¬lamasını(ödem) sayabiliriz.(NHK 5.98.28) 2) Toplam 60 denek üzerinde Hodan tohum yağından elde edilen kremle tedavi denemesi yapılmıştır. Alerjik Ekzema (Nörodermatoz) rahatsızlığı olan hastalardan %90 oranında iyileşme görülüştür.(NHK 9.96.54). Nörotermatozun belirtilerinden bazıları; derinin kızarması, kepek gibi pul pul olma, şişme, gerilme, kaşıntı ve yanma gibi ra-hatsızlıkları sayabiliriz. Kullanılması:  a) Hodan yağından elde edilen Kapsül ve kremle Premenstural Synd¬rom ve Nörodermatoz rahatsızlıklarını iyileştirir. Adet öncesi rahatsız-lıklardan (Premenstural Syndrom) bazıları; baş dönmesi, baş ağrısı, sinirlilik, içe kapanma, depresyon, bulantı, göğüs ağrısı, bacakların şişmesi(ödem) ve ağrımasını sayabiliriz. Nörodermatozun belirtileri; alerji, kaşıntı, kızarık, şiş gergin pul pul sulu olabilen deri rahatsız¬lık-ları. b) Hodan otu eskiden halk arasında öksürük, boğaz ağrıları, böbrek ve mesane iltihaplanması ve romatizmaya karşı kullanılmıştır. c) Halk arasında Hodan çiçeklerinden yapılan çayın insanı neşelendir¬diği, stres, depresyon ve bulaşıcı hastalıkları önlediği iddia edilmiştir. Açıklama: Hodan yağı %18-24 oranında γ-Linolen asit içerirken Kana-da’da daha çok yetişen ve bu ülke tarafından tohum yağlarından Natürel ilaçlar yapılan ışıldak tohumu (eşek otu tohumu) %7-8 oranında γ-Linolen asit içerir. Kanadalı ilim adamları ışıldak tohum yağının daha kaliteli olduğunu be Hodanın zararlı olduğunu iddia etmişlerdir. (ZP.3.95. 167). Alman ilim adamları da yaptıkları araştırmalarda γ-Linolen asidin her iki bitkide de [(Z,Z,Z)-6.9.12-Octadecatrin asit] adı ile anılan türden olduğu ve bunun keten yağındaki α-Linolen aside[(Z,Z,Z)-6.9.12.15-Octadecatrin asit] benzemediği tespit edilmiştir. (ZP.3.95.167). Böylece Hodan yağının aynı ışıldak yağı gibi kaliteli olduğu ve ayrıca ucuza mal olduğu görülmüştür. Kanadalı ve Alman ilim adamları kendi ülkelerindeki şifalı bitkilerin daha üstün olduğunu iddia etmektedirler. Oysa bu iki bitkiden de daha kaliteli iki bitkinin Türkiye’de yetiştiğini ve daha da kaliteli olduğunu Alman ve A.B.D’li ilim adamlarından öğreniyoruz. Bu bitkilerden çörek her türlü alerjiye karşı Hayıtda hemen her türlü adet öncesi ve sırasındaki rahatsızlıklara karşı etkilidirler.(Elhamdülillah bizde her şey var. Yeter ki değerlendirmesini bilelim.) Yan Tesirleri: Hodan yaprak ve çiçeklerinin Pryrrolizidin alkaloitleri içer-diği bunun da kanser yaptığı (Kanserojen) ve karaciğeri zehirlediği Alman Sağlık Bakanlığı tarafından beyan edilmiş ve eczanelerde satıl¬ması yasaklanmıştır. Oysa Hodan yaprak ve çiçeklerinden binlerce yıldır çay yapılmakta olup şimdiye kadar herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. Hodan yağı ise Alkaloit türevleri içermediğinden kullanılmasında her¬hangi bir sakınca yoktur. Pryrrolizidin alkaloit türevleri içeren bitkilerin (Karakafese bak.) kanserojen olmadığı Japon, İngiliz ve Avustralyalı ilim adamları tarafından ispat edilmiş ve böylece asılsız bir iddia daha çürütülmüştür hatta bu konuda bir kitap dahi yazılmıştır. (Comfrey was ist das? NH.8.99.452)HODAN Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
KETEN Bir Yıllık | 0,3-1,2m | 6-8 Aylar | Ca,Na | Tohumu ve Yağı Keten, Lein, Linum usitatissimum  Seyrek Zeyrek Siyelek Kırbaş Bezir otu Şifalı keten Familyası: Ketengillerden, Leingewäche, finaceae  Drugları: Ketentohumu; Lini semen, Beziryağı; Lini oleum,  Keten küspesi; Lini seminis Placenta,  Keten ipliği; Filum lini streile Ketenin tohumları ezilerek, hafifi ezilerek veya ezilmeden çayı yapılır veya sade olarak yenir ve de ketentohumunun yağı çıkarılır bu yağ beziryağı anılır ve unu elde edilir veya natürel ilacı yapılır. Keten otunun ise çok kaliteli olan ipi elde edilir ve bu çeşitli maksatlar için kullanılır.  Giriş: Keten çok eskiden takriben Babilliler ve eski Mısırlılardan beri çok çeşitli maksatlar için yetiştirilmiştir ve kullanılmıştır. Bu nedenle bazı botanik uzmanları 500 yıldır bazıları 7000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiş-tirildiği ifade etmektedirler ve de Mısırdaki Firavun tapınaklarından ketenli elbiseler ve ketentohumu bulunmuştur. Günümüzde en çok kul¬lanılan Linum usitatissimum L. angustifalia`dan elde edildi ve bundan da zamanla yüzlerce alt türünün oluştuğudur. Ketenin bilinen 300 türü mevcuttur ve bunlardan bazıları; Büyük yapraklı (Koyu pembe çiçekli) Keten; Linum grandiflorum, Kırmızı çiçekli Keten; Linum viscosum, Narin Keten; L. Tenuifolium, Avusturya Keteni; L. austriacum, Fransız Keteni; L. narbonense gibi yaygın türler mevcuttur. Fakat tıbbi maksatla sadece L. usitatissimum ve bundan geliştirilen alt türler kullanılır. Botanik: Ketenin asıl vatanının Türkiye, Suriye, Irak ve Mısır gibi Or-tadoğu ülkeleri olduğu, fakat 5000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiştirilmesi nedeni ile günümüzde Avrupa, Asya, Amerika’nın Kuzey ve Gü¬neyinde yetiştirilmektedir. Yaprakları gövdeye oturmuş olup 2-3cm uzunluğunda 3-5mm genişliğinde, ince bir mızrak şeklinde, kenarları gövdeye dizilmiştir. Çiçekleri beş adet, açık mavi, mavi, beyazımsı mavi veya morumsu mavi renkte, balta, ters yumurta veya ters kalp şeklindeki taçyaprakları vardır ve ortadan ucu doğru damarları uzanır ve takriben 1-2cm uzunluğunda ve 1-1,8cm enindedir. Göbekte 5-6adet döllenme tozluğu ve taçyaprakları saran 4-6mm büyüklüğünde beş adet kupa yaprağı vardır. Meyveleri yuvarlak bir küre şeklinde içinde 8-12 bölüm vardır ve her bölümünde bir esmerimsi sarı, esmerimsi kırmızı veya altın sarısı renkte yumurta şeklinde hafif başlı 4-6mm uzunluğunda 1,5-2,5mm eninde ve parlak tohumlardan oluşur. Yetiştirilmesi: Vatanı Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri olan Ketenin Tür-kiye’de yetişmesi tabii ki gayet normaldir. Hasat zamanı: Temmuz’dan Ekim’e kadar olgunlaşan meyve kapsülleri dövülerek tohumları çıkarılır ve kurutulur. Birleşiminde: Ketentohumunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Ketenyağı beziryağı olarak adlandırılır ve öyle bilinir ve de takriben %35-45 oranında bulunur. Beziryağının türevleri; b) Doymamış yağ asitleri (Açık formül için Çörek otuna bak), Linolenasit %45-55, Linolasit %12-23, Oleikasit içerir. c) Musilaj türevleri %5-12 oranında olup bununda en önemli türevleri; Xylozlar, arabinozlar, galaktozlar, glukozlar, fruktozlar, rhamozlar ve galakturonasit’ten oluşur. Bu Musilajin %20si nötr ortamda, %15+65 ise asitli ortamda çözülür. Asitli ortam %15 ve %65 olmak üzere iki farklı Gruptan oluşur.  d) Siyanür asit glikozitler %0,1-1,5 arasında olup en önemlileri, Linustatin ve Neolinustatin en önemlileridir.  e) Enzimler, Linamarazlar ve Lotaustralinazlar bunlar çözülerek Siyanür asit diglikozitlere dönüşür ve Linanmarin ve Lotaustralin ortaya çıkar. f) Steroleler, Cholesterol, Campesterol, Stigmasterol ve Sitosterol g) Lignan türevleri %0,2 civarında olup en önemlileri; Secoisolaricinol-diglukozit ve çok çok az miktarda linusitmarin (=Hydroxy-5-methoxy-cis-Zimtasidi-cis-Zimtasidi-4-O-glukozit içerir) h) Vitaminlerden; B1,B2,B3,E, Nikotin asidi, Folik asit ve Pantothen asidi içerir. i) Ayrıca %20-30 ham protein, %3-5 mineraller ve % 4-7 ham lifler içerir. Tesir şekli:  a) Ketentohumu; ishali ve kabızlığı önleyici, kandaki şekeri düşürücü, kanserin yayılmasını önleyici, bağırsaklardaki kokuşma, mayalanmayı, iltihapları, şişkinliği ve krampları önleyici ve de ağrı dindiricidir. Araştırmalar:  1) Dr.A.Müller, Dr. H.P. Schöllig ve K.I. Grützner 70 Hasta üzerinde Keten tohumunun musilajindan elde edilen granülat ile bir tedavi denemesi yapmışlardır.Hastaların beli başlı önemli rahatsızlıkları, Mide ağrısı, Hazımsızlık, Ekşime, Bulantı, Kusma, Yanma ve İştahsızlık gibi olup üç günlük bir tedavi uygulanmıştır. Hastaların %80’u kısa süre içerisinde iyileşmişlerdir ve de herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. (ZP.5.97.263). 2) Omega Pharma GmbH`dan Dr.S.Engel ve ekibinin araştırmalarına göre ketenyağı (Beziryağı) Zeytinyağı, Ayçiçeği yağı, Soya yağı ve Mısıryağı gibi bitki yağlarından daha kaliteli olduğu ve balıkyağına yakın değerde olduğunu belgelenmiştir. (NM.4.95.38). 3) Fareler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde, yemine ketentohumu katılan farelerin kanserli urlarının büyümediği ve çoğalmadığı görülmüştür. (H.H.B.5.680). 4) İnsanlar üzerinde yapılan bir araştırmada da ketentohumunun kandaki şekeri düşürdüğü tespit edilmiştir (Age). 5) D.Kritchevsky, S.A., Tepper ve DM. Klurfeld ve ekibi 1991`de Kemeler üzerinde yaptıkları araştırmalarda ketenin Lipid, Trigliserid ve Kolesterolü düşürdüğünü tespit etmişlerdir. (Age). 6) Prof.Dr. Schulz ve ekibi 20 Sağlıklı kişiye beş hafta sürede her gün hafif ezilmiş 45gr ketentohumu vermişler ve bu denemelerde sadece Thiocyanat (R-S-C=N) urinde artmıştır ve de bunun bir mahzurunun olmadığı tespit edilmiştir. (R.P.224) Açıklama: Ketentohumu çok çeşitli maksatlar için kullanılmaktadır, bun-lardan en önemlisi bağırsak rahatsızlıklarına, özelikle bağırsak florasının bozulmasına karşı kullanılmasıdır. Ketentohumu bağırsak rahatsızlık¬larında akla ilk gelecek bitki olmalıdır, zira birçok özeliklere sahiptir, işte bunlardan bazıları: 1) Ketentohumu başta kabızlığa karşı kullanılır, fakat kabızlık (Peklik) diyince akla akut ve kronik kabızlık gelir. Akut kabızlık Sinameki ile hemen giderilebilir. Kronik Kabızlık ise bağırsak florasının çeşitli nedenlerle, içki, sigara, siyah çay, kimyasal ilaçlar, aşırı et ve et mamulleri ve de aşırı peynir çeşitlerinden yeme gibi yanlış beslenme ve alışkanlıklar nedeni ile bağırsakların bakteri dengesi (Bağırsak florası) bozulur. Bağırsak mukozası tahriş olarak aşırı derecede hassaslaşır buda kabızlık veya ishale neden olur. Böyle hassaslaşan ve tahriş olan Mide ve Bağırsakları kimyasal ilaçlarla tedavi etmek isterseniz uzun vadede vücudun mineral dengesi, vitamin dengesi ve bağırsak florası (Bağırsaktaki bakterilerin %97-98 faydalı bakteridir bunlar zamanla azalır ve zararlı olanlar çoğalır) bozulur. Bu nedenle tahriş olan, hassaslaşan ve florası bozulan bağırsaklar için en iyi ilaç ketentohumudur. Ketentohumunun birleşimindeki musilajlar sıvıları emerek bağırsaklarda ağır bir madde oluşturur ve bağırsakları hare-kete geçirir ve de yeniden düzenli gaita (Dışkı) yapmayı sağlar. 2) Bağırsak florasını yeniden yenileyebilen, dengeleye bilen en önemli bitkisel ilaç ketentohumudur. Bu nedenle bağırsakların 3-4ay süren bir ketentohumu kürü yapmaları sağlıkları için çok önemlidir. Tahriş olmuş ve hassaslaşmış bağırsaklar ve bağırsak florası için keten¬tohumu ilk akla gelen tedavi metodu olmaktadır. 3) Son yapılan araştırmalarda ketentohumunun sadece kabızlık ve ishale karşı değil aynı zamanda hassaslaşma ve tahriş sonucu ortaya çıkan mide ve bağırsak ağrıları, kramplar, şişkinlik, hazımsızlık, ekşi¬me, yanma, basınç, iştahsızlık, kusma ve bulantı gibi rahatsızlık¬larında iyileştirdiği tespit edilmiştir. 4) Ketentohumundaki lignan türevlerinin bağırsaklardaki kanserli urla¬rını dağılmasını ve büyümesini önlediği belgelenmiştir. 5) Siyanür asitlerin çözülerek kana geçmesinin 4-5saat gibi bir zaman olması nedeni ile herhangi bir tehlike söz konusu olmadığı gibi bağır-sakları ve vücuda kuvvetlendirdiği ispatlanmıştır. 1969`da Härtling ve ekibi yaptıkları araştırmalarla siyanür asidin uzun bir zaman diliminde yavaş yavaş çözülmesi nedeni ile hiçbir tehlike söz konusu olmadığı ispatlamıştı. Günde 250-300gr dahi alınsa. 6) Bağırsaklardaki kokuşma ve mayalanmayı önler, bunu gaitasi (dış¬kısı) pis kokanlar Ketentohumunu aldıktan birkaç gün sonra farkederler. 7) Ketentohumunun birleşimindeki sabit yağ çörek tohumu, hodan tohumu ve ışıldak tohum yağlarındaki yüksek oranda bulunan sabit yağlara benzer ve doymamış yağ asitleri içerir. Bilindiği gibi doy¬mamış yağ asitleri nörodermatoz (Besin alerjisi kaşıntılı sulu Ekzema), astım, bronşitli astım, alerji, bahar nezlesi, ekzema ve bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Keten yağıda (Beziryağı) yüksek oranda doymamış yağ asitleri içerir. 8) Dr. Budwig`e göre sabahları 50 Yağsız teleme (Süt kesiği veya bazı yörelerde Ağız denilir) 2 Yemek kaşığı Ketentohumu (mümkünse taze ezilmiş) 1,5 Yemek kaşığı Ketenyağı (Beziryağı) ile karıştırılarak yenir. Buna ince doğranmış meyve, ceviz türleri, fındık ve balda karıştırılabilir. Yağlar Hayvansal yağlar ve bitkisel yağlar diye ikiye ayrılır ve hayvansal yağlar doymuş yağlar olduğundan bunlara ölü yağlarda denir. Bitkisel yağlar doymamış yağ asitlerinden meydana gelir, yüksek oranda aktiftir. Margarinler ise bitkisel yağlar olma¬larına rağmen sıkıştırılarak yapısı bozulduğundan yani cis-Form`dan trans-Forma (şekle) dönüştüğünden bunlarda ölü yağlardan sayılır, çünkü fonksiyonlarını kayıp ederler. Ölü yağlar (Hayvansal yağlar ve Margarinler) hücrelerin duvarlarını (membran) sertleştirerek içeri oksijen ve besin girmesini önler yani damarlar dokular ve organlarda yoğunlaşan ve depolanan ölü yağlar, mikroplar, bakteriler, virüsler ve mantarlar için en ideal beslenme merkezlerini oluşturur. Ölü yağların depolandığı yörelere oksijen girmez, böylece hücreler oksijensiz ve besinsiz kalır. Şişmanlar açlık hissederler, çünkü hücre duvarlarındaki ölü yağlar hücre membranını sertleştirir ve içeri besin ve oksijen girişi engellenir. Bronşitli ve astımlılarda havasızlık çekerler, çünkü kandaki oksijen hücrelerden içeri giremez. Beziryağı bitkisel yağlar içinde en kaliteli ve en yüksek oranda aktif yağlardır. Beziryağındaki doymamış yağ asitleri telemedeki kükürtlü Aminoasitlerle reaksiyona girerek yüksek değerli Liposlar (Lipid-Protein) meydana gelir. Liposlar ölü yağların yerine oksijen ve besin girmesini sağlar. Bu Küre 3-4 ay devam edilirse kişi dinçleşir yağ birikintilerini atar, hastalıklara karşı bağışıklık (Immun) sistemi güçlenir ve zamanla hastalıklar, astım, bronşit, romatizma, yağ metabolizma bozukluğu (Et ve et mamulleri yiyince rahatsız olma) sindirim bozuklukları ve alerji yok olur. Tesir şekli: Kandaki lipid, kolesterol, trigliserid ve şeker düşürücü, yük-sek tansiyon önleyici, antioksidatif (radikalleri yok edici), antibakteriyel ve enzimlerin oluşumunu sağlayıcı, avitaminoz (vitamin yetersizliği), mineral yetersizliği ve iltihapları ve mantarları yok edicidir. Kullanılması: a) Araştırmalara göre ketentohumu mide- bağırsak rahatsızlıklarında, hazımsızlık, ekşime, kusma, yanma, bulantı, kramplar, ağrılar, tıkan-ma, şişkinlik, bağırsak florasının bozulması ve lipid, trigliserid, koles-terol, şeker hastalığı (Kandaki Şekeri düşürür) aminoasit yetersizliği, vitaminsizlik, mineral yetersizliği ve kanserli urları eritmek için kullanılır veya Gökçek İksiri daha etkilidir. b) Komisyon E nin 05.12.1984 tarih ve 228 Nolu Monografi bildirisine göre sürekli kabızlık (müzmin Kabızlık) nedeniyle alınan kimyasal ilaçlardan tahrip olan kalınbağırsak, kolon irrtibality, hassaslaşması, bağırsak divertikülü (Bağırsak kasının içine kese şeklinde girmesi) gastrit ve enterit (İnce bağırsak iltihaplanması) karşı ketentohumu kullanılır. Haricen ise iltihaplı yaralara lapası sarılır. c) Halk arasında Mide, bağırsak, mesane ve böbrek kanamaları ve nez-leleri, apse, çıban, kuru ekzema, bronşit, astım, akciğer iltihaplan-ması, yutak iltihaplanması, öksürük ve nezleye karşıda kullanılır. Çay:  1) Şayet mide- bağırsak iltihapları, kramplar, ağrılar, hazımsızlık, ekşi-me, şişkinlik, yanma gibi rahatsızlıklara karşı kullanılacak ise 2-4Kahve kaşığı hafif ezilmiş ketentohumunun üzerine 300ml kaynar su ilave edilir 5-10dk bekledikten sonra içilir. 2) Eğer kabızlık (Peklik), ishal, hazımsızlık ve sindirim zafiyetine karşı kullanılarak ise iki yemek kaşığı ketentohumu yutulur ve üzerinde 300-600ml süt, meyve suyu veya bal şerbeti içilir. Kabız olanların mut¬laka tohumlarını hafif ezerek veya ezmeden yemekten ve kah-valtıdan sonra yutması gerekir. Şayet çayı kabızlığa karşı kullanılacak olur ise tohumlar sıvı emerek şiştiğinden bağırsaklarda sıvı emici özeliğini kaybeder. Bu nedenle kabızlığa karşı sadece kuru olarak alınır. 3) 1-2Yemek kaşığı Ketentohumu 300-500ml soğuk suya konur ve ya¬vaş yavaş ısıtılır. 15-20dk sonra süzülür ve Lapa yenir. Lapa genellikle araştırmalarda kullanılan bir metottur. Çay Harmanları; Gökçek Mesane nezlesine karşı çay; >20 gr Ayı züzümü yaprağı >20 gr Selam otu kökü >20 gr Keten tohumu >20 gr Taş anason kökü >20 gr Mısır püskülü Gökçek Alman Kodeksi Öksürük hafifletici çayı; >20 gr Hatmi kökü >20 gr Ebe gömeci yaprağı >20 gr Kokulu yonca otu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Keten tohumu Gökçek Böbrek ve mesane kanaması çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Beşparmak kökü >20 gr Çobançantası otu >10 gr Kılıç otu >10 gr Ayı üzümü yaprağı Gökçek İshal çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Hatmi kökü >20 gr Karakafes kökü >20 gr Beşparmak kökü Gökçek Mide ve bağırsak kanamasına çay; >40 gr Keten tohumu >30 gr Papatya çiçeği >20 gr Beşparmak kökü >10 gr Çobançantası otu Gökçek Kuru ve yırtıcı öksürük çayı; >20 gr Keten tohumu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Hatmi kökü >20 gr Hatmi yaprağı >10 gr Ebe gömeci yaprağı >10 gr Sinirli ot Beziryağı (Ketenyağı): Ketentohumu soğuk baskı ile sıkılarak veya sıcak baskı ile sıkılarak yağı çıkarılır. Soğuk baskı ile elde edilen yağ daha kalitelidir ve buna İngiliz beziryağı denir. Sıcak baskı ile sıkılarak elde edilen yağa ise Türk beziryağı denir. Bir kısım Beziryağı bir kısım kireç suyu ile bir şişede karıştırılarak Liniment adı ile anılan Merhem elde edilir. Bu Merhemle Yanık olan yerlere sürülür ise ağrıları dindirir ve deri hastalıklarında kullanılır ise deriyi iyileştirir. Fakat günümüzde bu tür rahatsızlıklara karşı daha etkili ilaçlar olduğundan bu maksatla pek kullanılmaz. Beziryağı eskiden evlerde kızartmalarda da kullanılmıştır, fakat kokusu nedeni ile artık Kızartmalık yağ olarak da kullanıl¬ma¬mak-tadır. Günümüzde genellikle Yağlıboya, deri, boya, kağıt, Yemek yağı ve Sabun yapımında kullanılmaktadır. Kataplazma (Keten sargı): Ketentohumları sıkıldıktan sonra geri kalan kısma küspe adı verilir. Ketentohumu öğütüldükten sonra kurutulur ve tozu (unu) elde edilir. Ketentohumunun sıcak su ile lapası yapılarak sade veya hardal unu ile birlikte göğse ince bir tabaka halinde sürülür ve sarılır ise göğsü yumuşatır.  Keten ipi: Keten kapsülleri yarıldıktan sonra özel bir tarakla taranır. Su ile veya mekanik olarak ipliklen ayrılarak belli işlemlerden geçtikten sonra keten ipliği elde edilir. Keten ipliği tekstil sanayinde ve tıbbi iplik yap¬mada kullanılır, özellikle yaz aylarında ketenli pantolon ve gömlek giyilir ise serin tutar.  Yan tesirleri: Ketentohumunun bilinen bir yan tesiri yoktur, fakat bağırsak düğümlenmesi ve yemek borusu iltihaplanmasında kullanılmaz. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
HODAN Bir Yıllık | 0,3-1m | 5-9 Aylar | Na | Otu, Yağı Hodan, Borretsch, Borago officinalis Sığırdili Hıyar otu Neşe otu Zembil çiçeği Turşu otu Familyası: Hodangillerden, Raublatgewâchse, Boragiaceae Drugları: Hodan otu; Broginis herba Hodan yağı; Broginis oleum Hodanın yaprak ve çiçekleri kurutularak çayı yapılırken tohumlarının yağı çıkarılarak natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Hodangillerin sadece iki alt türü mevcuttur ve bunlar; Kuzey Afrika Hodanı ve Korsika Hodanı diye anılırlar. Kuzey Afrika Hodanı; Borago longifolia ve Korsika hodanı; Borago pymaea diye adlandırılırlar, fakat günümüzde bu iki alt tür birbirine karışmıştır. Kültür bitkisi olarak genellikle Sırbistan, Hırvatistan, Bosna, Romanya, Bulgaristan ve Tür-kiye’de yetiştirilmektedir. Çünkü bu ülkelerde çokça yapılan turşulara yaprakları katılmaktadır. Bu nedenle de Hıyar otu veya Turşu otu diye de anılır. Çiçeklerinin sarkık şekilde olması nedeni ile Zembil çiçeği yap-raklarının sığırdiline benzemesi nedeniyle de Sığırdili diye anılır. Yap-raklarının yenmesi ile insanı neşelendirdiği bu nedenle de Neşe otu diye de anılır. Plinlus bu bitkinin cinsel gücü artırdığını tespit etmiş ve bitkiyi <<Euphrosinum>> diye adlandırmıştır. Botanik: Hodan 0,3-1mm boyunda çok yıllık, dikine yükselen, oldukça sık çatallaşan ve üzeri kaba tüylerle kaplı bir bitkidir. Yaprakları değişken sıra ile dizili, kenarları kertikli, üzeri, pürtüklü, yumurta veya eliptik şekilde, 5-20cm uzunluğunda, 3-15cm eninde sığırdili şeklinde alt yaprakları büyükçe ve üst yaprakları küçüktür. Çiçekleri salkım gibi sıkça ve şemsiye gibi topluca bir arada olduğundan Salkım, Şemsiye çiçek demeti diye de anılır. Çiçekleri mavimsi mor, mavi veya leylaki mor renkte, geniş mızrak veya ortadan sonra üçgen şeklindeki beş adet taç yaprak ve ince mızrak şeklinde tüylü, yeşil renkli, beş adet kupa yaprak ile ortada leylaki renkli döllenme tohumlarından oluşan meyveleri 4 tohumlu, tohumları oldukça küçük, kahve renkli ve uç kısmında siğil gibi bir çıkıntıya sahiptir. Yetiştirilmesi: Bahçenin bir köşesine ekilerek birkaç tohum ailenin bütün ihtiyacını karşılayacak oranda salata yapmak için yaprak verir. Hasat Zamanı: Mayıs’tan Ekim’e kadar yaprakları ve çiçekleri topla¬na¬rak yenebilir, veya 50˚’de kurutularak kaldırılır. Bitkinin çok sulu olması nedeni ile havalı ve sıcak günlerde kurutulması dahi çok zordur. Bu ne-denle suni olarak kurutulması gerekir. Birleşimi: Yapraklarının birleşimindeki maddeleri şöyle sıralayabiliriz. a) Müsilaj türevleri %10-15 arasında olup bu da Arabinoz,Glikoz,ve Galaktozlardan oluşur. b) Pyrolizidinalkaloitler çok az miktarda olup en önemlileri; Amabilin, Supinidin, Lycopsamin, Intermedin, 7-Asetil-Lycopsamin ve 7-Asetilintermedin. c) Ayrıca Taninler, Silisikasit, Saponinler, Reçine Nişasta, C-Vitamini ve Mineraller içerir. II) Çiçeklerinin birleşimindeki maddeler, Musilaj ve minerallerden özellikle potasyum içerir. III) Tohumlarının yağında %18-24 oranında Linolenasit içerir. Tesir Şekli:  a) Hodan otu idrar söktürücü, ateş düşürücü, terletici, kan temizleyici ve iltihapları önleyici özelliklere sahiptir. b) Yağlı atopik(alerjik), kaşıntılı, sulu, kabarcıklı ve iltihaplı deri hasta-lıklarına ve hormon bozukluklarına karşı kullanılır. Araştırmalar:  1) Almanya, İspanya ve Danimarka’daki kadın doktorları hastaları üze-rin¬de Hodan yağı kapsülü il tedavi denemesi yapmışlardır. Deneye toplam 589 Premenstural Syndromu (adet öncesi rahatsızlıklar) olan kadın katılmış olup bunlardan 335’i Almanya’dan 133’ü Danimar¬ka’dan ve 121’i İspanya’dan katılmışlardır. Tedaviye katılanlardan %83’ü İspanya’dakilerden %79 ve Danimarka’dakilerden %63’ü çok iyi veya iyi olduğunu beyan etmişlerdir. Premenstural Syndrom’dan bazıları; isteksizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, si¬nirlilik, göğüs ağrısı, bacak ve eklemlerin ağrıması ve de su top¬lamasını(ödem) sayabiliriz.(NHK 5.98.28) 2) Toplam 60 denek üzerinde Hodan tohum yağından elde edilen kremle tedavi denemesi yapılmıştır. Alerjik Ekzema (Nörodermatoz) rahatsızlığı olan hastalardan %90 oranında iyileşme görülüştür.(NHK 9.96.54). Nörotermatozun belirtilerinden bazıları; derinin kızarması, kepek gibi pul pul olma, şişme, gerilme, kaşıntı ve yanma gibi ra-hatsızlıkları sayabiliriz. Kullanılması:  a) Hodan yağından elde edilen Kapsül ve kremle Premenstural Synd¬rom ve Nörodermatoz rahatsızlıklarını iyileştirir. Adet öncesi rahatsız-lıklardan (Premenstural Syndrom) bazıları; baş dönmesi, baş ağrısı, sinirlilik, içe kapanma, depresyon, bulantı, göğüs ağrısı, bacakların şişmesi(ödem) ve ağrımasını sayabiliriz. Nörodermatozun belirtileri; alerji, kaşıntı, kızarık, şiş gergin pul pul sulu olabilen deri rahatsız¬lık-ları. b) Hodan otu eskiden halk arasında öksürük, boğaz ağrıları, böbrek ve mesane iltihaplanması ve romatizmaya karşı kullanılmıştır. c) Halk arasında Hodan çiçeklerinden yapılan çayın insanı neşelendir¬diği, stres, depresyon ve bulaşıcı hastalıkları önlediği iddia edilmiştir. Açıklama: Hodan yağı %18-24 oranında γ-Linolen asit içerirken Kana-da’da daha çok yetişen ve bu ülke tarafından tohum yağlarından Natürel ilaçlar yapılan ışıldak tohumu (eşek otu tohumu) %7-8 oranında γ-Linolen asit içerir. Kanadalı ilim adamları ışıldak tohum yağının daha kaliteli olduğunu be Hodanın zararlı olduğunu iddia etmişlerdir. (ZP.3.95. 167). Alman ilim adamları da yaptıkları araştırmalarda γ-Linolen asidin her iki bitkide de [(Z,Z,Z)-6.9.12-Octadecatrin asit] adı ile anılan türden olduğu ve bunun keten yağındaki α-Linolen aside[(Z,Z,Z)-6.9.12.15-Octadecatrin asit] benzemediği tespit edilmiştir. (ZP.3.95.167). Böylece Hodan yağının aynı ışıldak yağı gibi kaliteli olduğu ve ayrıca ucuza mal olduğu görülmüştür. Kanadalı ve Alman ilim adamları kendi ülkelerindeki şifalı bitkilerin daha üstün olduğunu iddia etmektedirler. Oysa bu iki bitkiden de daha kaliteli iki bitkinin Türkiye’de yetiştiğini ve daha da kaliteli olduğunu Alman ve A.B.D’li ilim adamlarından öğreniyoruz. Bu bitkilerden çörek her türlü alerjiye karşı Hayıtda hemen her türlü adet öncesi ve sırasındaki rahatsızlıklara karşı etkilidirler.(Elhamdülillah bizde her şey var. Yeter ki değerlendirmesini bilelim.) Yan Tesirleri: Hodan yaprak ve çiçeklerinin Pryrrolizidin alkaloitleri içer-diği bunun da kanser yaptığı (Kanserojen) ve karaciğeri zehirlediği Alman Sağlık Bakanlığı tarafından beyan edilmiş ve eczanelerde satıl¬ması yasaklanmıştır. Oysa Hodan yaprak ve çiçeklerinden binlerce yıldır çay yapılmakta olup şimdiye kadar herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. Hodan yağı ise Alkaloit türevleri içermediğinden kullanılmasında her¬hangi bir sakınca yoktur. Pryrrolizidin alkaloit türevleri içeren bitkilerin (Karakafese bak.) kanserojen olmadığı Japon, İngiliz ve Avustralyalı ilim adamları tarafından ispat edilmiş ve böylece asılsız bir iddia daha çürütülmüştür hatta bu konuda bir kitap dahi yazılmıştır. (Comfrey was ist das? NH.8.99.452)HODAN Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
KETEN Bir Yıllık | 0,3-1,2m | 6-8 Aylar | Ca,Na | Tohumu ve Yağı Keten, Lein, Linum usitatissimum  Seyrek Zeyrek Siyelek Kırbaş Bezir otu Şifalı keten Familyası: Ketengillerden, Leingewäche, finaceae  Drugları: Ketentohumu; Lini semen, Beziryağı; Lini oleum,  Keten küspesi; Lini seminis Placenta,  Keten ipliği; Filum lini streile Ketenin tohumları ezilerek, hafifi ezilerek veya ezilmeden çayı yapılır veya sade olarak yenir ve de ketentohumunun yağı çıkarılır bu yağ beziryağı anılır ve unu elde edilir veya natürel ilacı yapılır. Keten otunun ise çok kaliteli olan ipi elde edilir ve bu çeşitli maksatlar için kullanılır.  Giriş: Keten çok eskiden takriben Babilliler ve eski Mısırlılardan beri çok çeşitli maksatlar için yetiştirilmiştir ve kullanılmıştır. Bu nedenle bazı botanik uzmanları 500 yıldır bazıları 7000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiş-tirildiği ifade etmektedirler ve de Mısırdaki Firavun tapınaklarından ketenli elbiseler ve ketentohumu bulunmuştur. Günümüzde en çok kul¬lanılan Linum usitatissimum L. angustifalia`dan elde edildi ve bundan da zamanla yüzlerce alt türünün oluştuğudur. Ketenin bilinen 300 türü mevcuttur ve bunlardan bazıları; Büyük yapraklı (Koyu pembe çiçekli) Keten; Linum grandiflorum, Kırmızı çiçekli Keten; Linum viscosum, Narin Keten; L. Tenuifolium, Avusturya Keteni; L. austriacum, Fransız Keteni; L. narbonense gibi yaygın türler mevcuttur. Fakat tıbbi maksatla sadece L. usitatissimum ve bundan geliştirilen alt türler kullanılır. Botanik: Ketenin asıl vatanının Türkiye, Suriye, Irak ve Mısır gibi Or-tadoğu ülkeleri olduğu, fakat 5000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiştirilmesi nedeni ile günümüzde Avrupa, Asya, Amerika’nın Kuzey ve Gü¬neyinde yetiştirilmektedir. Yaprakları gövdeye oturmuş olup 2-3cm uzunluğunda 3-5mm genişliğinde, ince bir mızrak şeklinde, kenarları gövdeye dizilmiştir. Çiçekleri beş adet, açık mavi, mavi, beyazımsı mavi veya morumsu mavi renkte, balta, ters yumurta veya ters kalp şeklindeki taçyaprakları vardır ve ortadan ucu doğru damarları uzanır ve takriben 1-2cm uzunluğunda ve 1-1,8cm enindedir. Göbekte 5-6adet döllenme tozluğu ve taçyaprakları saran 4-6mm büyüklüğünde beş adet kupa yaprağı vardır. Meyveleri yuvarlak bir küre şeklinde içinde 8-12 bölüm vardır ve her bölümünde bir esmerimsi sarı, esmerimsi kırmızı veya altın sarısı renkte yumurta şeklinde hafif başlı 4-6mm uzunluğunda 1,5-2,5mm eninde ve parlak tohumlardan oluşur. Yetiştirilmesi: Vatanı Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri olan Ketenin Tür-kiye’de yetişmesi tabii ki gayet normaldir. Hasat zamanı: Temmuz’dan Ekim’e kadar olgunlaşan meyve kapsülleri dövülerek tohumları çıkarılır ve kurutulur. Birleşiminde: Ketentohumunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Ketenyağı beziryağı olarak adlandırılır ve öyle bilinir ve de takriben %35-45 oranında bulunur. Beziryağının türevleri; b) Doymamış yağ asitleri (Açık formül için Çörek otuna bak), Linolenasit %45-55, Linolasit %12-23, Oleikasit içerir. c) Musilaj türevleri %5-12 oranında olup bununda en önemli türevleri; Xylozlar, arabinozlar, galaktozlar, glukozlar, fruktozlar, rhamozlar ve galakturonasit’ten oluşur. Bu Musilajin %20si nötr ortamda, %15+65 ise asitli ortamda çözülür. Asitli ortam %15 ve %65 olmak üzere iki farklı Gruptan oluşur.  d) Siyanür asit glikozitler %0,1-1,5 arasında olup en önemlileri, Linustatin ve Neolinustatin en önemlileridir.  e) Enzimler, Linamarazlar ve Lotaustralinazlar bunlar çözülerek Siyanür asit diglikozitlere dönüşür ve Linanmarin ve Lotaustralin ortaya çıkar. f) Steroleler, Cholesterol, Campesterol, Stigmasterol ve Sitosterol g) Lignan türevleri %0,2 civarında olup en önemlileri; Secoisolaricinol-diglukozit ve çok çok az miktarda linusitmarin (=Hydroxy-5-methoxy-cis-Zimtasidi-cis-Zimtasidi-4-O-glukozit içerir) h) Vitaminlerden; B1,B2,B3,E, Nikotin asidi, Folik asit ve Pantothen asidi içerir. i) Ayrıca %20-30 ham protein, %3-5 mineraller ve % 4-7 ham lifler içerir. Tesir şekli:  a) Ketentohumu; ishali ve kabızlığı önleyici, kandaki şekeri düşürücü, kanserin yayılmasını önleyici, bağırsaklardaki kokuşma, mayalanmayı, iltihapları, şişkinliği ve krampları önleyici ve de ağrı dindiricidir. Araştırmalar:  1) Dr.A.Müller, Dr. H.P. Schöllig ve K.I. Grützner 70 Hasta üzerinde Keten tohumunun musilajindan elde edilen granülat ile bir tedavi denemesi yapmışlardır.Hastaların beli başlı önemli rahatsızlıkları, Mide ağrısı, Hazımsızlık, Ekşime, Bulantı, Kusma, Yanma ve İştahsızlık gibi olup üç günlük bir tedavi uygulanmıştır. Hastaların %80’u kısa süre içerisinde iyileşmişlerdir ve de herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. (ZP.5.97.263). 2) Omega Pharma GmbH`dan Dr.S.Engel ve ekibinin araştırmalarına göre ketenyağı (Beziryağı) Zeytinyağı, Ayçiçeği yağı, Soya yağı ve Mısıryağı gibi bitki yağlarından daha kaliteli olduğu ve balıkyağına yakın değerde olduğunu belgelenmiştir. (NM.4.95.38). 3) Fareler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde, yemine ketentohumu katılan farelerin kanserli urlarının büyümediği ve çoğalmadığı görülmüştür. (H.H.B.5.680). 4) İnsanlar üzerinde yapılan bir araştırmada da ketentohumunun kandaki şekeri düşürdüğü tespit edilmiştir (Age). 5) D.Kritchevsky, S.A., Tepper ve DM. Klurfeld ve ekibi 1991`de Kemeler üzerinde yaptıkları araştırmalarda ketenin Lipid, Trigliserid ve Kolesterolü düşürdüğünü tespit etmişlerdir. (Age). 6) Prof.Dr. Schulz ve ekibi 20 Sağlıklı kişiye beş hafta sürede her gün hafif ezilmiş 45gr ketentohumu vermişler ve bu denemelerde sadece Thiocyanat (R-S-C=N) urinde artmıştır ve de bunun bir mahzurunun olmadığı tespit edilmiştir. (R.P.224) Açıklama: Ketentohumu çok çeşitli maksatlar için kullanılmaktadır, bun-lardan en önemlisi bağırsak rahatsızlıklarına, özelikle bağırsak florasının bozulmasına karşı kullanılmasıdır. Ketentohumu bağırsak rahatsızlık¬larında akla ilk gelecek bitki olmalıdır, zira birçok özeliklere sahiptir, işte bunlardan bazıları: 1) Ketentohumu başta kabızlığa karşı kullanılır, fakat kabızlık (Peklik) diyince akla akut ve kronik kabızlık gelir. Akut kabızlık Sinameki ile hemen giderilebilir. Kronik Kabızlık ise bağırsak florasının çeşitli nedenlerle, içki, sigara, siyah çay, kimyasal ilaçlar, aşırı et ve et mamulleri ve de aşırı peynir çeşitlerinden yeme gibi yanlış beslenme ve alışkanlıklar nedeni ile bağırsakların bakteri dengesi (Bağırsak florası) bozulur. Bağırsak mukozası tahriş olarak aşırı derecede hassaslaşır buda kabızlık veya ishale neden olur. Böyle hassaslaşan ve tahriş olan Mide ve Bağırsakları kimyasal ilaçlarla tedavi etmek isterseniz uzun vadede vücudun mineral dengesi, vitamin dengesi ve bağırsak florası (Bağırsaktaki bakterilerin %97-98 faydalı bakteridir bunlar zamanla azalır ve zararlı olanlar çoğalır) bozulur. Bu nedenle tahriş olan, hassaslaşan ve florası bozulan bağırsaklar için en iyi ilaç ketentohumudur. Ketentohumunun birleşimindeki musilajlar sıvıları emerek bağırsaklarda ağır bir madde oluşturur ve bağırsakları hare-kete geçirir ve de yeniden düzenli gaita (Dışkı) yapmayı sağlar. 2) Bağırsak florasını yeniden yenileyebilen, dengeleye bilen en önemli bitkisel ilaç ketentohumudur. Bu nedenle bağırsakların 3-4ay süren bir ketentohumu kürü yapmaları sağlıkları için çok önemlidir. Tahriş olmuş ve hassaslaşmış bağırsaklar ve bağırsak florası için keten¬tohumu ilk akla gelen tedavi metodu olmaktadır. 3) Son yapılan araştırmalarda ketentohumunun sadece kabızlık ve ishale karşı değil aynı zamanda hassaslaşma ve tahriş sonucu ortaya çıkan mide ve bağırsak ağrıları, kramplar, şişkinlik, hazımsızlık, ekşi¬me, yanma, basınç, iştahsızlık, kusma ve bulantı gibi rahatsızlık¬larında iyileştirdiği tespit edilmiştir. 4) Ketentohumundaki lignan türevlerinin bağırsaklardaki kanserli urla¬rını dağılmasını ve büyümesini önlediği belgelenmiştir. 5) Siyanür asitlerin çözülerek kana geçmesinin 4-5saat gibi bir zaman olması nedeni ile herhangi bir tehlike söz konusu olmadığı gibi bağır-sakları ve vücuda kuvvetlendirdiği ispatlanmıştır. 1969`da Härtling ve ekibi yaptıkları araştırmalarla siyanür asidin uzun bir zaman diliminde yavaş yavaş çözülmesi nedeni ile hiçbir tehlike söz konusu olmadığı ispatlamıştı. Günde 250-300gr dahi alınsa. 6) Bağırsaklardaki kokuşma ve mayalanmayı önler, bunu gaitasi (dış¬kısı) pis kokanlar Ketentohumunu aldıktan birkaç gün sonra farkederler. 7) Ketentohumunun birleşimindeki sabit yağ çörek tohumu, hodan tohumu ve ışıldak tohum yağlarındaki yüksek oranda bulunan sabit yağlara benzer ve doymamış yağ asitleri içerir. Bilindiği gibi doy¬mamış yağ asitleri nörodermatoz (Besin alerjisi kaşıntılı sulu Ekzema), astım, bronşitli astım, alerji, bahar nezlesi, ekzema ve bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Keten yağıda (Beziryağı) yüksek oranda doymamış yağ asitleri içerir. 8) Dr. Budwig`e göre sabahları 50 Yağsız teleme (Süt kesiği veya bazı yörelerde Ağız denilir) 2 Yemek kaşığı Ketentohumu (mümkünse taze ezilmiş) 1,5 Yemek kaşığı Ketenyağı (Beziryağı) ile karıştırılarak yenir. Buna ince doğranmış meyve, ceviz türleri, fındık ve balda karıştırılabilir. Yağlar Hayvansal yağlar ve bitkisel yağlar diye ikiye ayrılır ve hayvansal yağlar doymuş yağlar olduğundan bunlara ölü yağlarda denir. Bitkisel yağlar doymamış yağ asitlerinden meydana gelir, yüksek oranda aktiftir. Margarinler ise bitkisel yağlar olma¬larına rağmen sıkıştırılarak yapısı bozulduğundan yani cis-Form`dan trans-Forma (şekle) dönüştüğünden bunlarda ölü yağlardan sayılır, çünkü fonksiyonlarını kayıp ederler. Ölü yağlar (Hayvansal yağlar ve Margarinler) hücrelerin duvarlarını (membran) sertleştirerek içeri oksijen ve besin girmesini önler yani damarlar dokular ve organlarda yoğunlaşan ve depolanan ölü yağlar, mikroplar, bakteriler, virüsler ve mantarlar için en ideal beslenme merkezlerini oluşturur. Ölü yağların depolandığı yörelere oksijen girmez, böylece hücreler oksijensiz ve besinsiz kalır. Şişmanlar açlık hissederler, çünkü hücre duvarlarındaki ölü yağlar hücre membranını sertleştirir ve içeri besin ve oksijen girişi engellenir. Bronşitli ve astımlılarda havasızlık çekerler, çünkü kandaki oksijen hücrelerden içeri giremez. Beziryağı bitkisel yağlar içinde en kaliteli ve en yüksek oranda aktif yağlardır. Beziryağındaki doymamış yağ asitleri telemedeki kükürtlü Aminoasitlerle reaksiyona girerek yüksek değerli Liposlar (Lipid-Protein) meydana gelir. Liposlar ölü yağların yerine oksijen ve besin girmesini sağlar. Bu Küre 3-4 ay devam edilirse kişi dinçleşir yağ birikintilerini atar, hastalıklara karşı bağışıklık (Immun) sistemi güçlenir ve zamanla hastalıklar, astım, bronşit, romatizma, yağ metabolizma bozukluğu (Et ve et mamulleri yiyince rahatsız olma) sindirim bozuklukları ve alerji yok olur. Tesir şekli: Kandaki lipid, kolesterol, trigliserid ve şeker düşürücü, yük-sek tansiyon önleyici, antioksidatif (radikalleri yok edici), antibakteriyel ve enzimlerin oluşumunu sağlayıcı, avitaminoz (vitamin yetersizliği), mineral yetersizliği ve iltihapları ve mantarları yok edicidir. Kullanılması: a) Araştırmalara göre ketentohumu mide- bağırsak rahatsızlıklarında, hazımsızlık, ekşime, kusma, yanma, bulantı, kramplar, ağrılar, tıkan-ma, şişkinlik, bağırsak florasının bozulması ve lipid, trigliserid, koles-terol, şeker hastalığı (Kandaki Şekeri düşürür) aminoasit yetersizliği, vitaminsizlik, mineral yetersizliği ve kanserli urları eritmek için kullanılır veya Gökçek İksiri daha etkilidir. b) Komisyon E nin 05.12.1984 tarih ve 228 Nolu Monografi bildirisine göre sürekli kabızlık (müzmin Kabızlık) nedeniyle alınan kimyasal ilaçlardan tahrip olan kalınbağırsak, kolon irrtibality, hassaslaşması, bağırsak divertikülü (Bağırsak kasının içine kese şeklinde girmesi) gastrit ve enterit (İnce bağırsak iltihaplanması) karşı ketentohumu kullanılır. Haricen ise iltihaplı yaralara lapası sarılır. c) Halk arasında Mide, bağırsak, mesane ve böbrek kanamaları ve nez-leleri, apse, çıban, kuru ekzema, bronşit, astım, akciğer iltihaplan-ması, yutak iltihaplanması, öksürük ve nezleye karşıda kullanılır. Çay:  1) Şayet mide- bağırsak iltihapları, kramplar, ağrılar, hazımsızlık, ekşi-me, şişkinlik, yanma gibi rahatsızlıklara karşı kullanılacak ise 2-4Kahve kaşığı hafif ezilmiş ketentohumunun üzerine 300ml kaynar su ilave edilir 5-10dk bekledikten sonra içilir. 2) Eğer kabızlık (Peklik), ishal, hazımsızlık ve sindirim zafiyetine karşı kullanılarak ise iki yemek kaşığı ketentohumu yutulur ve üzerinde 300-600ml süt, meyve suyu veya bal şerbeti içilir. Kabız olanların mut¬laka tohumlarını hafif ezerek veya ezmeden yemekten ve kah-valtıdan sonra yutması gerekir. Şayet çayı kabızlığa karşı kullanılacak olur ise tohumlar sıvı emerek şiştiğinden bağırsaklarda sıvı emici özeliğini kaybeder. Bu nedenle kabızlığa karşı sadece kuru olarak alınır. 3) 1-2Yemek kaşığı Ketentohumu 300-500ml soğuk suya konur ve ya¬vaş yavaş ısıtılır. 15-20dk sonra süzülür ve Lapa yenir. Lapa genellikle araştırmalarda kullanılan bir metottur. Çay Harmanları; Gökçek Mesane nezlesine karşı çay; >20 gr Ayı züzümü yaprağı >20 gr Selam otu kökü >20 gr Keten tohumu >20 gr Taş anason kökü >20 gr Mısır püskülü Gökçek Alman Kodeksi Öksürük hafifletici çayı; >20 gr Hatmi kökü >20 gr Ebe gömeci yaprağı >20 gr Kokulu yonca otu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Keten tohumu Gökçek Böbrek ve mesane kanaması çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Beşparmak kökü >20 gr Çobançantası otu >10 gr Kılıç otu >10 gr Ayı üzümü yaprağı Gökçek İshal çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Hatmi kökü >20 gr Karakafes kökü >20 gr Beşparmak kökü Gökçek Mide ve bağırsak kanamasına çay; >40 gr Keten tohumu >30 gr Papatya çiçeği >20 gr Beşparmak kökü >10 gr Çobançantası otu Gökçek Kuru ve yırtıcı öksürük çayı; >20 gr Keten tohumu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Hatmi kökü >20 gr Hatmi yaprağı >10 gr Ebe gömeci yaprağı >10 gr Sinirli ot Beziryağı (Ketenyağı): Ketentohumu soğuk baskı ile sıkılarak veya sıcak baskı ile sıkılarak yağı çıkarılır. Soğuk baskı ile elde edilen yağ daha kalitelidir ve buna İngiliz beziryağı denir. Sıcak baskı ile sıkılarak elde edilen yağa ise Türk beziryağı denir. Bir kısım Beziryağı bir kısım kireç suyu ile bir şişede karıştırılarak Liniment adı ile anılan Merhem elde edilir. Bu Merhemle Yanık olan yerlere sürülür ise ağrıları dindirir ve deri hastalıklarında kullanılır ise deriyi iyileştirir. Fakat günümüzde bu tür rahatsızlıklara karşı daha etkili ilaçlar olduğundan bu maksatla pek kullanılmaz. Beziryağı eskiden evlerde kızartmalarda da kullanılmıştır, fakat kokusu nedeni ile artık Kızartmalık yağ olarak da kullanıl¬ma¬mak-tadır. Günümüzde genellikle Yağlıboya, deri, boya, kağıt, Yemek yağı ve Sabun yapımında kullanılmaktadır. Kataplazma (Keten sargı): Ketentohumları sıkıldıktan sonra geri kalan kısma küspe adı verilir. Ketentohumu öğütüldükten sonra kurutulur ve tozu (unu) elde edilir. Ketentohumunun sıcak su ile lapası yapılarak sade veya hardal unu ile birlikte göğse ince bir tabaka halinde sürülür ve sarılır ise göğsü yumuşatır.  Keten ipi: Keten kapsülleri yarıldıktan sonra özel bir tarakla taranır. Su ile veya mekanik olarak ipliklen ayrılarak belli işlemlerden geçtikten sonra keten ipliği elde edilir. Keten ipliği tekstil sanayinde ve tıbbi iplik yap¬mada kullanılır, özellikle yaz aylarında ketenli pantolon ve gömlek giyilir ise serin tutar.  Yan tesirleri: Ketentohumunun bilinen bir yan tesiri yoktur, fakat bağırsak düğümlenmesi ve yemek borusu iltihaplanmasında kullanılmaz. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
HODAN Bir Yıllık | 0,3-1m | 5-9 Aylar | Na | Otu, Yağı Hodan, Borretsch, Borago officinalis Sığırdili Hıyar otu Neşe otu Zembil çiçeği Turşu otu Familyası: Hodangillerden, Raublatgewâchse, Boragiaceae Drugları: Hodan otu; Broginis herba Hodan yağı; Broginis oleum Hodanın yaprak ve çiçekleri kurutularak çayı yapılırken tohumlarının yağı çıkarılarak natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Hodangillerin sadece iki alt türü mevcuttur ve bunlar; Kuzey Afrika Hodanı ve Korsika Hodanı diye anılırlar. Kuzey Afrika Hodanı; Borago longifolia ve Korsika hodanı; Borago pymaea diye adlandırılırlar, fakat günümüzde bu iki alt tür birbirine karışmıştır. Kültür bitkisi olarak genellikle Sırbistan, Hırvatistan, Bosna, Romanya, Bulgaristan ve Tür-kiye’de yetiştirilmektedir. Çünkü bu ülkelerde çokça yapılan turşulara yaprakları katılmaktadır. Bu nedenle de Hıyar otu veya Turşu otu diye de anılır. Çiçeklerinin sarkık şekilde olması nedeni ile Zembil çiçeği yap-raklarının sığırdiline benzemesi nedeniyle de Sığırdili diye anılır. Yap-raklarının yenmesi ile insanı neşelendirdiği bu nedenle de Neşe otu diye de anılır. Plinlus bu bitkinin cinsel gücü artırdığını tespit etmiş ve bitkiyi <<Euphrosinum>> diye adlandırmıştır. Botanik: Hodan 0,3-1mm boyunda çok yıllık, dikine yükselen, oldukça sık çatallaşan ve üzeri kaba tüylerle kaplı bir bitkidir. Yaprakları değişken sıra ile dizili, kenarları kertikli, üzeri, pürtüklü, yumurta veya eliptik şekilde, 5-20cm uzunluğunda, 3-15cm eninde sığırdili şeklinde alt yaprakları büyükçe ve üst yaprakları küçüktür. Çiçekleri salkım gibi sıkça ve şemsiye gibi topluca bir arada olduğundan Salkım, Şemsiye çiçek demeti diye de anılır. Çiçekleri mavimsi mor, mavi veya leylaki mor renkte, geniş mızrak veya ortadan sonra üçgen şeklindeki beş adet taç yaprak ve ince mızrak şeklinde tüylü, yeşil renkli, beş adet kupa yaprak ile ortada leylaki renkli döllenme tohumlarından oluşan meyveleri 4 tohumlu, tohumları oldukça küçük, kahve renkli ve uç kısmında siğil gibi bir çıkıntıya sahiptir. Yetiştirilmesi: Bahçenin bir köşesine ekilerek birkaç tohum ailenin bütün ihtiyacını karşılayacak oranda salata yapmak için yaprak verir. Hasat Zamanı: Mayıs’tan Ekim’e kadar yaprakları ve çiçekleri topla¬na¬rak yenebilir, veya 50˚’de kurutularak kaldırılır. Bitkinin çok sulu olması nedeni ile havalı ve sıcak günlerde kurutulması dahi çok zordur. Bu ne-denle suni olarak kurutulması gerekir. Birleşimi: Yapraklarının birleşimindeki maddeleri şöyle sıralayabiliriz. a) Müsilaj türevleri %10-15 arasında olup bu da Arabinoz,Glikoz,ve Galaktozlardan oluşur. b) Pyrolizidinalkaloitler çok az miktarda olup en önemlileri; Amabilin, Supinidin, Lycopsamin, Intermedin, 7-Asetil-Lycopsamin ve 7-Asetilintermedin. c) Ayrıca Taninler, Silisikasit, Saponinler, Reçine Nişasta, C-Vitamini ve Mineraller içerir. II) Çiçeklerinin birleşimindeki maddeler, Musilaj ve minerallerden özellikle potasyum içerir. III) Tohumlarının yağında %18-24 oranında Linolenasit içerir. Tesir Şekli:  a) Hodan otu idrar söktürücü, ateş düşürücü, terletici, kan temizleyici ve iltihapları önleyici özelliklere sahiptir. b) Yağlı atopik(alerjik), kaşıntılı, sulu, kabarcıklı ve iltihaplı deri hasta-lıklarına ve hormon bozukluklarına karşı kullanılır. Araştırmalar:  1) Almanya, İspanya ve Danimarka’daki kadın doktorları hastaları üze-rin¬de Hodan yağı kapsülü il tedavi denemesi yapmışlardır. Deneye toplam 589 Premenstural Syndromu (adet öncesi rahatsızlıklar) olan kadın katılmış olup bunlardan 335’i Almanya’dan 133’ü Danimar¬ka’dan ve 121’i İspanya’dan katılmışlardır. Tedaviye katılanlardan %83’ü İspanya’dakilerden %79 ve Danimarka’dakilerden %63’ü çok iyi veya iyi olduğunu beyan etmişlerdir. Premenstural Syndrom’dan bazıları; isteksizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, si¬nirlilik, göğüs ağrısı, bacak ve eklemlerin ağrıması ve de su top¬lamasını(ödem) sayabiliriz.(NHK 5.98.28) 2) Toplam 60 denek üzerinde Hodan tohum yağından elde edilen kremle tedavi denemesi yapılmıştır. Alerjik Ekzema (Nörodermatoz) rahatsızlığı olan hastalardan %90 oranında iyileşme görülüştür.(NHK 9.96.54). Nörotermatozun belirtilerinden bazıları; derinin kızarması, kepek gibi pul pul olma, şişme, gerilme, kaşıntı ve yanma gibi ra-hatsızlıkları sayabiliriz. Kullanılması:  a) Hodan yağından elde edilen Kapsül ve kremle Premenstural Synd¬rom ve Nörodermatoz rahatsızlıklarını iyileştirir. Adet öncesi rahatsız-lıklardan (Premenstural Syndrom) bazıları; baş dönmesi, baş ağrısı, sinirlilik, içe kapanma, depresyon, bulantı, göğüs ağrısı, bacakların şişmesi(ödem) ve ağrımasını sayabiliriz. Nörodermatozun belirtileri; alerji, kaşıntı, kızarık, şiş gergin pul pul sulu olabilen deri rahatsız¬lık-ları. b) Hodan otu eskiden halk arasında öksürük, boğaz ağrıları, böbrek ve mesane iltihaplanması ve romatizmaya karşı kullanılmıştır. c) Halk arasında Hodan çiçeklerinden yapılan çayın insanı neşelendir¬diği, stres, depresyon ve bulaşıcı hastalıkları önlediği iddia edilmiştir. Açıklama: Hodan yağı %18-24 oranında γ-Linolen asit içerirken Kana-da’da daha çok yetişen ve bu ülke tarafından tohum yağlarından Natürel ilaçlar yapılan ışıldak tohumu (eşek otu tohumu) %7-8 oranında γ-Linolen asit içerir. Kanadalı ilim adamları ışıldak tohum yağının daha kaliteli olduğunu be Hodanın zararlı olduğunu iddia etmişlerdir. (ZP.3.95. 167). Alman ilim adamları da yaptıkları araştırmalarda γ-Linolen asidin her iki bitkide de [(Z,Z,Z)-6.9.12-Octadecatrin asit] adı ile anılan türden olduğu ve bunun keten yağındaki α-Linolen aside[(Z,Z,Z)-6.9.12.15-Octadecatrin asit] benzemediği tespit edilmiştir. (ZP.3.95.167). Böylece Hodan yağının aynı ışıldak yağı gibi kaliteli olduğu ve ayrıca ucuza mal olduğu görülmüştür. Kanadalı ve Alman ilim adamları kendi ülkelerindeki şifalı bitkilerin daha üstün olduğunu iddia etmektedirler. Oysa bu iki bitkiden de daha kaliteli iki bitkinin Türkiye’de yetiştiğini ve daha da kaliteli olduğunu Alman ve A.B.D’li ilim adamlarından öğreniyoruz. Bu bitkilerden çörek her türlü alerjiye karşı Hayıtda hemen her türlü adet öncesi ve sırasındaki rahatsızlıklara karşı etkilidirler.(Elhamdülillah bizde her şey var. Yeter ki değerlendirmesini bilelim.) Yan Tesirleri: Hodan yaprak ve çiçeklerinin Pryrrolizidin alkaloitleri içer-diği bunun da kanser yaptığı (Kanserojen) ve karaciğeri zehirlediği Alman Sağlık Bakanlığı tarafından beyan edilmiş ve eczanelerde satıl¬ması yasaklanmıştır. Oysa Hodan yaprak ve çiçeklerinden binlerce yıldır çay yapılmakta olup şimdiye kadar herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. Hodan yağı ise Alkaloit türevleri içermediğinden kullanılmasında her¬hangi bir sakınca yoktur. Pryrrolizidin alkaloit türevleri içeren bitkilerin (Karakafese bak.) kanserojen olmadığı Japon, İngiliz ve Avustralyalı ilim adamları tarafından ispat edilmiş ve böylece asılsız bir iddia daha çürütülmüştür hatta bu konuda bir kitap dahi yazılmıştır. (Comfrey was ist das? NH.8.99.452)HODAN Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
KETEN Bir Yıllık | 0,3-1,2m | 6-8 Aylar | Ca,Na | Tohumu ve Yağı Keten, Lein, Linum usitatissimum  Seyrek Zeyrek Siyelek Kırbaş Bezir otu Şifalı keten Familyası: Ketengillerden, Leingewäche, finaceae  Drugları: Ketentohumu; Lini semen, Beziryağı; Lini oleum,  Keten küspesi; Lini seminis Placenta,  Keten ipliği; Filum lini streile Ketenin tohumları ezilerek, hafifi ezilerek veya ezilmeden çayı yapılır veya sade olarak yenir ve de ketentohumunun yağı çıkarılır bu yağ beziryağı anılır ve unu elde edilir veya natürel ilacı yapılır. Keten otunun ise çok kaliteli olan ipi elde edilir ve bu çeşitli maksatlar için kullanılır.  Giriş: Keten çok eskiden takriben Babilliler ve eski Mısırlılardan beri çok çeşitli maksatlar için yetiştirilmiştir ve kullanılmıştır. Bu nedenle bazı botanik uzmanları 500 yıldır bazıları 7000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiş-tirildiği ifade etmektedirler ve de Mısırdaki Firavun tapınaklarından ketenli elbiseler ve ketentohumu bulunmuştur. Günümüzde en çok kul¬lanılan Linum usitatissimum L. angustifalia`dan elde edildi ve bundan da zamanla yüzlerce alt türünün oluştuğudur. Ketenin bilinen 300 türü mevcuttur ve bunlardan bazıları; Büyük yapraklı (Koyu pembe çiçekli) Keten; Linum grandiflorum, Kırmızı çiçekli Keten; Linum viscosum, Narin Keten; L. Tenuifolium, Avusturya Keteni; L. austriacum, Fransız Keteni; L. narbonense gibi yaygın türler mevcuttur. Fakat tıbbi maksatla sadece L. usitatissimum ve bundan geliştirilen alt türler kullanılır. Botanik: Ketenin asıl vatanının Türkiye, Suriye, Irak ve Mısır gibi Or-tadoğu ülkeleri olduğu, fakat 5000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiştirilmesi nedeni ile günümüzde Avrupa, Asya, Amerika’nın Kuzey ve Gü¬neyinde yetiştirilmektedir. Yaprakları gövdeye oturmuş olup 2-3cm uzunluğunda 3-5mm genişliğinde, ince bir mızrak şeklinde, kenarları gövdeye dizilmiştir. Çiçekleri beş adet, açık mavi, mavi, beyazımsı mavi veya morumsu mavi renkte, balta, ters yumurta veya ters kalp şeklindeki taçyaprakları vardır ve ortadan ucu doğru damarları uzanır ve takriben 1-2cm uzunluğunda ve 1-1,8cm enindedir. Göbekte 5-6adet döllenme tozluğu ve taçyaprakları saran 4-6mm büyüklüğünde beş adet kupa yaprağı vardır. Meyveleri yuvarlak bir küre şeklinde içinde 8-12 bölüm vardır ve her bölümünde bir esmerimsi sarı, esmerimsi kırmızı veya altın sarısı renkte yumurta şeklinde hafif başlı 4-6mm uzunluğunda 1,5-2,5mm eninde ve parlak tohumlardan oluşur. Yetiştirilmesi: Vatanı Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri olan Ketenin Tür-kiye’de yetişmesi tabii ki gayet normaldir. Hasat zamanı: Temmuz’dan Ekim’e kadar olgunlaşan meyve kapsülleri dövülerek tohumları çıkarılır ve kurutulur. Birleşiminde: Ketentohumunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Ketenyağı beziryağı olarak adlandırılır ve öyle bilinir ve de takriben %35-45 oranında bulunur. Beziryağının türevleri; b) Doymamış yağ asitleri (Açık formül için Çörek otuna bak), Linolenasit %45-55, Linolasit %12-23, Oleikasit içerir. c) Musilaj türevleri %5-12 oranında olup bununda en önemli türevleri; Xylozlar, arabinozlar, galaktozlar, glukozlar, fruktozlar, rhamozlar ve galakturonasit’ten oluşur. Bu Musilajin %20si nötr ortamda, %15+65 ise asitli ortamda çözülür. Asitli ortam %15 ve %65 olmak üzere iki farklı Gruptan oluşur.  d) Siyanür asit glikozitler %0,1-1,5 arasında olup en önemlileri, Linustatin ve Neolinustatin en önemlileridir.  e) Enzimler, Linamarazlar ve Lotaustralinazlar bunlar çözülerek Siyanür asit diglikozitlere dönüşür ve Linanmarin ve Lotaustralin ortaya çıkar. f) Steroleler, Cholesterol, Campesterol, Stigmasterol ve Sitosterol g) Lignan türevleri %0,2 civarında olup en önemlileri; Secoisolaricinol-diglukozit ve çok çok az miktarda linusitmarin (=Hydroxy-5-methoxy-cis-Zimtasidi-cis-Zimtasidi-4-O-glukozit içerir) h) Vitaminlerden; B1,B2,B3,E, Nikotin asidi, Folik asit ve Pantothen asidi içerir. i) Ayrıca %20-30 ham protein, %3-5 mineraller ve % 4-7 ham lifler içerir. Tesir şekli:  a) Ketentohumu; ishali ve kabızlığı önleyici, kandaki şekeri düşürücü, kanserin yayılmasını önleyici, bağırsaklardaki kokuşma, mayalanmayı, iltihapları, şişkinliği ve krampları önleyici ve de ağrı dindiricidir. Araştırmalar:  1) Dr.A.Müller, Dr. H.P. Schöllig ve K.I. Grützner 70 Hasta üzerinde Keten tohumunun musilajindan elde edilen granülat ile bir tedavi denemesi yapmışlardır.Hastaların beli başlı önemli rahatsızlıkları, Mide ağrısı, Hazımsızlık, Ekşime, Bulantı, Kusma, Yanma ve İştahsızlık gibi olup üç günlük bir tedavi uygulanmıştır. Hastaların %80’u kısa süre içerisinde iyileşmişlerdir ve de herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. (ZP.5.97.263). 2) Omega Pharma GmbH`dan Dr.S.Engel ve ekibinin araştırmalarına göre ketenyağı (Beziryağı) Zeytinyağı, Ayçiçeği yağı, Soya yağı ve Mısıryağı gibi bitki yağlarından daha kaliteli olduğu ve balıkyağına yakın değerde olduğunu belgelenmiştir. (NM.4.95.38). 3) Fareler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde, yemine ketentohumu katılan farelerin kanserli urlarının büyümediği ve çoğalmadığı görülmüştür. (H.H.B.5.680). 4) İnsanlar üzerinde yapılan bir araştırmada da ketentohumunun kandaki şekeri düşürdüğü tespit edilmiştir (Age). 5) D.Kritchevsky, S.A., Tepper ve DM. Klurfeld ve ekibi 1991`de Kemeler üzerinde yaptıkları araştırmalarda ketenin Lipid, Trigliserid ve Kolesterolü düşürdüğünü tespit etmişlerdir. (Age). 6) Prof.Dr. Schulz ve ekibi 20 Sağlıklı kişiye beş hafta sürede her gün hafif ezilmiş 45gr ketentohumu vermişler ve bu denemelerde sadece Thiocyanat (R-S-C=N) urinde artmıştır ve de bunun bir mahzurunun olmadığı tespit edilmiştir. (R.P.224) Açıklama: Ketentohumu çok çeşitli maksatlar için kullanılmaktadır, bun-lardan en önemlisi bağırsak rahatsızlıklarına, özelikle bağırsak florasının bozulmasına karşı kullanılmasıdır. Ketentohumu bağırsak rahatsızlık¬larında akla ilk gelecek bitki olmalıdır, zira birçok özeliklere sahiptir, işte bunlardan bazıları: 1) Ketentohumu başta kabızlığa karşı kullanılır, fakat kabızlık (Peklik) diyince akla akut ve kronik kabızlık gelir. Akut kabızlık Sinameki ile hemen giderilebilir. Kronik Kabızlık ise bağırsak florasının çeşitli nedenlerle, içki, sigara, siyah çay, kimyasal ilaçlar, aşırı et ve et mamulleri ve de aşırı peynir çeşitlerinden yeme gibi yanlış beslenme ve alışkanlıklar nedeni ile bağırsakların bakteri dengesi (Bağırsak florası) bozulur. Bağırsak mukozası tahriş olarak aşırı derecede hassaslaşır buda kabızlık veya ishale neden olur. Böyle hassaslaşan ve tahriş olan Mide ve Bağırsakları kimyasal ilaçlarla tedavi etmek isterseniz uzun vadede vücudun mineral dengesi, vitamin dengesi ve bağırsak florası (Bağırsaktaki bakterilerin %97-98 faydalı bakteridir bunlar zamanla azalır ve zararlı olanlar çoğalır) bozulur. Bu nedenle tahriş olan, hassaslaşan ve florası bozulan bağırsaklar için en iyi ilaç ketentohumudur. Ketentohumunun birleşimindeki musilajlar sıvıları emerek bağırsaklarda ağır bir madde oluşturur ve bağırsakları hare-kete geçirir ve de yeniden düzenli gaita (Dışkı) yapmayı sağlar. 2) Bağırsak florasını yeniden yenileyebilen, dengeleye bilen en önemli bitkisel ilaç ketentohumudur. Bu nedenle bağırsakların 3-4ay süren bir ketentohumu kürü yapmaları sağlıkları için çok önemlidir. Tahriş olmuş ve hassaslaşmış bağırsaklar ve bağırsak florası için keten¬tohumu ilk akla gelen tedavi metodu olmaktadır. 3) Son yapılan araştırmalarda ketentohumunun sadece kabızlık ve ishale karşı değil aynı zamanda hassaslaşma ve tahriş sonucu ortaya çıkan mide ve bağırsak ağrıları, kramplar, şişkinlik, hazımsızlık, ekşi¬me, yanma, basınç, iştahsızlık, kusma ve bulantı gibi rahatsızlık¬larında iyileştirdiği tespit edilmiştir. 4) Ketentohumundaki lignan türevlerinin bağırsaklardaki kanserli urla¬rını dağılmasını ve büyümesini önlediği belgelenmiştir. 5) Siyanür asitlerin çözülerek kana geçmesinin 4-5saat gibi bir zaman olması nedeni ile herhangi bir tehlike söz konusu olmadığı gibi bağır-sakları ve vücuda kuvvetlendirdiği ispatlanmıştır. 1969`da Härtling ve ekibi yaptıkları araştırmalarla siyanür asidin uzun bir zaman diliminde yavaş yavaş çözülmesi nedeni ile hiçbir tehlike söz konusu olmadığı ispatlamıştı. Günde 250-300gr dahi alınsa. 6) Bağırsaklardaki kokuşma ve mayalanmayı önler, bunu gaitasi (dış¬kısı) pis kokanlar Ketentohumunu aldıktan birkaç gün sonra farkederler. 7) Ketentohumunun birleşimindeki sabit yağ çörek tohumu, hodan tohumu ve ışıldak tohum yağlarındaki yüksek oranda bulunan sabit yağlara benzer ve doymamış yağ asitleri içerir. Bilindiği gibi doy¬mamış yağ asitleri nörodermatoz (Besin alerjisi kaşıntılı sulu Ekzema), astım, bronşitli astım, alerji, bahar nezlesi, ekzema ve bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Keten yağıda (Beziryağı) yüksek oranda doymamış yağ asitleri içerir. 8) Dr. Budwig`e göre sabahları 50 Yağsız teleme (Süt kesiği veya bazı yörelerde Ağız denilir) 2 Yemek kaşığı Ketentohumu (mümkünse taze ezilmiş) 1,5 Yemek kaşığı Ketenyağı (Beziryağı) ile karıştırılarak yenir. Buna ince doğranmış meyve, ceviz türleri, fındık ve balda karıştırılabilir. Yağlar Hayvansal yağlar ve bitkisel yağlar diye ikiye ayrılır ve hayvansal yağlar doymuş yağlar olduğundan bunlara ölü yağlarda denir. Bitkisel yağlar doymamış yağ asitlerinden meydana gelir, yüksek oranda aktiftir. Margarinler ise bitkisel yağlar olma¬larına rağmen sıkıştırılarak yapısı bozulduğundan yani cis-Form`dan trans-Forma (şekle) dönüştüğünden bunlarda ölü yağlardan sayılır, çünkü fonksiyonlarını kayıp ederler. Ölü yağlar (Hayvansal yağlar ve Margarinler) hücrelerin duvarlarını (membran) sertleştirerek içeri oksijen ve besin girmesini önler yani damarlar dokular ve organlarda yoğunlaşan ve depolanan ölü yağlar, mikroplar, bakteriler, virüsler ve mantarlar için en ideal beslenme merkezlerini oluşturur. Ölü yağların depolandığı yörelere oksijen girmez, böylece hücreler oksijensiz ve besinsiz kalır. Şişmanlar açlık hissederler, çünkü hücre duvarlarındaki ölü yağlar hücre membranını sertleştirir ve içeri besin ve oksijen girişi engellenir. Bronşitli ve astımlılarda havasızlık çekerler, çünkü kandaki oksijen hücrelerden içeri giremez. Beziryağı bitkisel yağlar içinde en kaliteli ve en yüksek oranda aktif yağlardır. Beziryağındaki doymamış yağ asitleri telemedeki kükürtlü Aminoasitlerle reaksiyona girerek yüksek değerli Liposlar (Lipid-Protein) meydana gelir. Liposlar ölü yağların yerine oksijen ve besin girmesini sağlar. Bu Küre 3-4 ay devam edilirse kişi dinçleşir yağ birikintilerini atar, hastalıklara karşı bağışıklık (Immun) sistemi güçlenir ve zamanla hastalıklar, astım, bronşit, romatizma, yağ metabolizma bozukluğu (Et ve et mamulleri yiyince rahatsız olma) sindirim bozuklukları ve alerji yok olur. Tesir şekli: Kandaki lipid, kolesterol, trigliserid ve şeker düşürücü, yük-sek tansiyon önleyici, antioksidatif (radikalleri yok edici), antibakteriyel ve enzimlerin oluşumunu sağlayıcı, avitaminoz (vitamin yetersizliği), mineral yetersizliği ve iltihapları ve mantarları yok edicidir. Kullanılması: a) Araştırmalara göre ketentohumu mide- bağırsak rahatsızlıklarında, hazımsızlık, ekşime, kusma, yanma, bulantı, kramplar, ağrılar, tıkan-ma, şişkinlik, bağırsak florasının bozulması ve lipid, trigliserid, koles-terol, şeker hastalığı (Kandaki Şekeri düşürür) aminoasit yetersizliği, vitaminsizlik, mineral yetersizliği ve kanserli urları eritmek için kullanılır veya Gökçek İksiri daha etkilidir. b) Komisyon E nin 05.12.1984 tarih ve 228 Nolu Monografi bildirisine göre sürekli kabızlık (müzmin Kabızlık) nedeniyle alınan kimyasal ilaçlardan tahrip olan kalınbağırsak, kolon irrtibality, hassaslaşması, bağırsak divertikülü (Bağırsak kasının içine kese şeklinde girmesi) gastrit ve enterit (İnce bağırsak iltihaplanması) karşı ketentohumu kullanılır. Haricen ise iltihaplı yaralara lapası sarılır. c) Halk arasında Mide, bağırsak, mesane ve böbrek kanamaları ve nez-leleri, apse, çıban, kuru ekzema, bronşit, astım, akciğer iltihaplan-ması, yutak iltihaplanması, öksürük ve nezleye karşıda kullanılır. Çay:  1) Şayet mide- bağırsak iltihapları, kramplar, ağrılar, hazımsızlık, ekşi-me, şişkinlik, yanma gibi rahatsızlıklara karşı kullanılacak ise 2-4Kahve kaşığı hafif ezilmiş ketentohumunun üzerine 300ml kaynar su ilave edilir 5-10dk bekledikten sonra içilir. 2) Eğer kabızlık (Peklik), ishal, hazımsızlık ve sindirim zafiyetine karşı kullanılarak ise iki yemek kaşığı ketentohumu yutulur ve üzerinde 300-600ml süt, meyve suyu veya bal şerbeti içilir. Kabız olanların mut¬laka tohumlarını hafif ezerek veya ezmeden yemekten ve kah-valtıdan sonra yutması gerekir. Şayet çayı kabızlığa karşı kullanılacak olur ise tohumlar sıvı emerek şiştiğinden bağırsaklarda sıvı emici özeliğini kaybeder. Bu nedenle kabızlığa karşı sadece kuru olarak alınır. 3) 1-2Yemek kaşığı Ketentohumu 300-500ml soğuk suya konur ve ya¬vaş yavaş ısıtılır. 15-20dk sonra süzülür ve Lapa yenir. Lapa genellikle araştırmalarda kullanılan bir metottur. Çay Harmanları; Gökçek Mesane nezlesine karşı çay; >20 gr Ayı züzümü yaprağı >20 gr Selam otu kökü >20 gr Keten tohumu >20 gr Taş anason kökü >20 gr Mısır püskülü Gökçek Alman Kodeksi Öksürük hafifletici çayı; >20 gr Hatmi kökü >20 gr Ebe gömeci yaprağı >20 gr Kokulu yonca otu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Keten tohumu Gökçek Böbrek ve mesane kanaması çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Beşparmak kökü >20 gr Çobançantası otu >10 gr Kılıç otu >10 gr Ayı üzümü yaprağı Gökçek İshal çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Hatmi kökü >20 gr Karakafes kökü >20 gr Beşparmak kökü Gökçek Mide ve bağırsak kanamasına çay; >40 gr Keten tohumu >30 gr Papatya çiçeği >20 gr Beşparmak kökü >10 gr Çobançantası otu Gökçek Kuru ve yırtıcı öksürük çayı; >20 gr Keten tohumu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Hatmi kökü >20 gr Hatmi yaprağı >10 gr Ebe gömeci yaprağı >10 gr Sinirli ot Beziryağı (Ketenyağı): Ketentohumu soğuk baskı ile sıkılarak veya sıcak baskı ile sıkılarak yağı çıkarılır. Soğuk baskı ile elde edilen yağ daha kalitelidir ve buna İngiliz beziryağı denir. Sıcak baskı ile sıkılarak elde edilen yağa ise Türk beziryağı denir. Bir kısım Beziryağı bir kısım kireç suyu ile bir şişede karıştırılarak Liniment adı ile anılan Merhem elde edilir. Bu Merhemle Yanık olan yerlere sürülür ise ağrıları dindirir ve deri hastalıklarında kullanılır ise deriyi iyileştirir. Fakat günümüzde bu tür rahatsızlıklara karşı daha etkili ilaçlar olduğundan bu maksatla pek kullanılmaz. Beziryağı eskiden evlerde kızartmalarda da kullanılmıştır, fakat kokusu nedeni ile artık Kızartmalık yağ olarak da kullanıl¬ma¬mak-tadır. Günümüzde genellikle Yağlıboya, deri, boya, kağıt, Yemek yağı ve Sabun yapımında kullanılmaktadır. Kataplazma (Keten sargı): Ketentohumları sıkıldıktan sonra geri kalan kısma küspe adı verilir. Ketentohumu öğütüldükten sonra kurutulur ve tozu (unu) elde edilir. Ketentohumunun sıcak su ile lapası yapılarak sade veya hardal unu ile birlikte göğse ince bir tabaka halinde sürülür ve sarılır ise göğsü yumuşatır.  Keten ipi: Keten kapsülleri yarıldıktan sonra özel bir tarakla taranır. Su ile veya mekanik olarak ipliklen ayrılarak belli işlemlerden geçtikten sonra keten ipliği elde edilir. Keten ipliği tekstil sanayinde ve tıbbi iplik yap¬mada kullanılır, özellikle yaz aylarında ketenli pantolon ve gömlek giyilir ise serin tutar.  Yan tesirleri: Ketentohumunun bilinen bir yan tesiri yoktur, fakat bağırsak düğümlenmesi ve yemek borusu iltihaplanmasında kullanılmaz. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
HODAN Bir Yıllık | 0,3-1m | 5-9 Aylar | Na | Otu, Yağı Hodan, Borretsch, Borago officinalis Sığırdili Hıyar otu Neşe otu Zembil çiçeği Turşu otu Familyası: Hodangillerden, Raublatgewâchse, Boragiaceae Drugları: Hodan otu; Broginis herba Hodan yağı; Broginis oleum Hodanın yaprak ve çiçekleri kurutularak çayı yapılırken tohumlarının yağı çıkarılarak natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Hodangillerin sadece iki alt türü mevcuttur ve bunlar; Kuzey Afrika Hodanı ve Korsika Hodanı diye anılırlar. Kuzey Afrika Hodanı; Borago longifolia ve Korsika hodanı; Borago pymaea diye adlandırılırlar, fakat günümüzde bu iki alt tür birbirine karışmıştır. Kültür bitkisi olarak genellikle Sırbistan, Hırvatistan, Bosna, Romanya, Bulgaristan ve Tür-kiye’de yetiştirilmektedir. Çünkü bu ülkelerde çokça yapılan turşulara yaprakları katılmaktadır. Bu nedenle de Hıyar otu veya Turşu otu diye de anılır. Çiçeklerinin sarkık şekilde olması nedeni ile Zembil çiçeği yap-raklarının sığırdiline benzemesi nedeniyle de Sığırdili diye anılır. Yap-raklarının yenmesi ile insanı neşelendirdiği bu nedenle de Neşe otu diye de anılır. Plinlus bu bitkinin cinsel gücü artırdığını tespit etmiş ve bitkiyi <<Euphrosinum>> diye adlandırmıştır. Botanik: Hodan 0,3-1mm boyunda çok yıllık, dikine yükselen, oldukça sık çatallaşan ve üzeri kaba tüylerle kaplı bir bitkidir. Yaprakları değişken sıra ile dizili, kenarları kertikli, üzeri, pürtüklü, yumurta veya eliptik şekilde, 5-20cm uzunluğunda, 3-15cm eninde sığırdili şeklinde alt yaprakları büyükçe ve üst yaprakları küçüktür. Çiçekleri salkım gibi sıkça ve şemsiye gibi topluca bir arada olduğundan Salkım, Şemsiye çiçek demeti diye de anılır. Çiçekleri mavimsi mor, mavi veya leylaki mor renkte, geniş mızrak veya ortadan sonra üçgen şeklindeki beş adet taç yaprak ve ince mızrak şeklinde tüylü, yeşil renkli, beş adet kupa yaprak ile ortada leylaki renkli döllenme tohumlarından oluşan meyveleri 4 tohumlu, tohumları oldukça küçük, kahve renkli ve uç kısmında siğil gibi bir çıkıntıya sahiptir. Yetiştirilmesi: Bahçenin bir köşesine ekilerek birkaç tohum ailenin bütün ihtiyacını karşılayacak oranda salata yapmak için yaprak verir. Hasat Zamanı: Mayıs’tan Ekim’e kadar yaprakları ve çiçekleri topla¬na¬rak yenebilir, veya 50˚’de kurutularak kaldırılır. Bitkinin çok sulu olması nedeni ile havalı ve sıcak günlerde kurutulması dahi çok zordur. Bu ne-denle suni olarak kurutulması gerekir. Birleşimi: Yapraklarının birleşimindeki maddeleri şöyle sıralayabiliriz. a) Müsilaj türevleri %10-15 arasında olup bu da Arabinoz,Glikoz,ve Galaktozlardan oluşur. b) Pyrolizidinalkaloitler çok az miktarda olup en önemlileri; Amabilin, Supinidin, Lycopsamin, Intermedin, 7-Asetil-Lycopsamin ve 7-Asetilintermedin. c) Ayrıca Taninler, Silisikasit, Saponinler, Reçine Nişasta, C-Vitamini ve Mineraller içerir. II) Çiçeklerinin birleşimindeki maddeler, Musilaj ve minerallerden özellikle potasyum içerir. III) Tohumlarının yağında %18-24 oranında Linolenasit içerir. Tesir Şekli:  a) Hodan otu idrar söktürücü, ateş düşürücü, terletici, kan temizleyici ve iltihapları önleyici özelliklere sahiptir. b) Yağlı atopik(alerjik), kaşıntılı, sulu, kabarcıklı ve iltihaplı deri hasta-lıklarına ve hormon bozukluklarına karşı kullanılır. Araştırmalar:  1) Almanya, İspanya ve Danimarka’daki kadın doktorları hastaları üze-rin¬de Hodan yağı kapsülü il tedavi denemesi yapmışlardır. Deneye toplam 589 Premenstural Syndromu (adet öncesi rahatsızlıklar) olan kadın katılmış olup bunlardan 335’i Almanya’dan 133’ü Danimar¬ka’dan ve 121’i İspanya’dan katılmışlardır. Tedaviye katılanlardan %83’ü İspanya’dakilerden %79 ve Danimarka’dakilerden %63’ü çok iyi veya iyi olduğunu beyan etmişlerdir. Premenstural Syndrom’dan bazıları; isteksizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, si¬nirlilik, göğüs ağrısı, bacak ve eklemlerin ağrıması ve de su top¬lamasını(ödem) sayabiliriz.(NHK 5.98.28) 2) Toplam 60 denek üzerinde Hodan tohum yağından elde edilen kremle tedavi denemesi yapılmıştır. Alerjik Ekzema (Nörodermatoz) rahatsızlığı olan hastalardan %90 oranında iyileşme görülüştür.(NHK 9.96.54). Nörotermatozun belirtilerinden bazıları; derinin kızarması, kepek gibi pul pul olma, şişme, gerilme, kaşıntı ve yanma gibi ra-hatsızlıkları sayabiliriz. Kullanılması:  a) Hodan yağından elde edilen Kapsül ve kremle Premenstural Synd¬rom ve Nörodermatoz rahatsızlıklarını iyileştirir. Adet öncesi rahatsız-lıklardan (Premenstural Syndrom) bazıları; baş dönmesi, baş ağrısı, sinirlilik, içe kapanma, depresyon, bulantı, göğüs ağrısı, bacakların şişmesi(ödem) ve ağrımasını sayabiliriz. Nörodermatozun belirtileri; alerji, kaşıntı, kızarık, şiş gergin pul pul sulu olabilen deri rahatsız¬lık-ları. b) Hodan otu eskiden halk arasında öksürük, boğaz ağrıları, böbrek ve mesane iltihaplanması ve romatizmaya karşı kullanılmıştır. c) Halk arasında Hodan çiçeklerinden yapılan çayın insanı neşelendir¬diği, stres, depresyon ve bulaşıcı hastalıkları önlediği iddia edilmiştir. Açıklama: Hodan yağı %18-24 oranında γ-Linolen asit içerirken Kana-da’da daha çok yetişen ve bu ülke tarafından tohum yağlarından Natürel ilaçlar yapılan ışıldak tohumu (eşek otu tohumu) %7-8 oranında γ-Linolen asit içerir. Kanadalı ilim adamları ışıldak tohum yağının daha kaliteli olduğunu be Hodanın zararlı olduğunu iddia etmişlerdir. (ZP.3.95. 167). Alman ilim adamları da yaptıkları araştırmalarda γ-Linolen asidin her iki bitkide de [(Z,Z,Z)-6.9.12-Octadecatrin asit] adı ile anılan türden olduğu ve bunun keten yağındaki α-Linolen aside[(Z,Z,Z)-6.9.12.15-Octadecatrin asit] benzemediği tespit edilmiştir. (ZP.3.95.167). Böylece Hodan yağının aynı ışıldak yağı gibi kaliteli olduğu ve ayrıca ucuza mal olduğu görülmüştür. Kanadalı ve Alman ilim adamları kendi ülkelerindeki şifalı bitkilerin daha üstün olduğunu iddia etmektedirler. Oysa bu iki bitkiden de daha kaliteli iki bitkinin Türkiye’de yetiştiğini ve daha da kaliteli olduğunu Alman ve A.B.D’li ilim adamlarından öğreniyoruz. Bu bitkilerden çörek her türlü alerjiye karşı Hayıtda hemen her türlü adet öncesi ve sırasındaki rahatsızlıklara karşı etkilidirler.(Elhamdülillah bizde her şey var. Yeter ki değerlendirmesini bilelim.) Yan Tesirleri: Hodan yaprak ve çiçeklerinin Pryrrolizidin alkaloitleri içer-diği bunun da kanser yaptığı (Kanserojen) ve karaciğeri zehirlediği Alman Sağlık Bakanlığı tarafından beyan edilmiş ve eczanelerde satıl¬ması yasaklanmıştır. Oysa Hodan yaprak ve çiçeklerinden binlerce yıldır çay yapılmakta olup şimdiye kadar herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. Hodan yağı ise Alkaloit türevleri içermediğinden kullanılmasında her¬hangi bir sakınca yoktur. Pryrrolizidin alkaloit türevleri içeren bitkilerin (Karakafese bak.) kanserojen olmadığı Japon, İngiliz ve Avustralyalı ilim adamları tarafından ispat edilmiş ve böylece asılsız bir iddia daha çürütülmüştür hatta bu konuda bir kitap dahi yazılmıştır. (Comfrey was ist das? NH.8.99.452)HODAN Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
KETEN Bir Yıllık | 0,3-1,2m | 6-8 Aylar | Ca,Na | Tohumu ve Yağı Keten, Lein, Linum usitatissimum  Seyrek Zeyrek Siyelek Kırbaş Bezir otu Şifalı keten Familyası: Ketengillerden, Leingewäche, finaceae  Drugları: Ketentohumu; Lini semen, Beziryağı; Lini oleum,  Keten küspesi; Lini seminis Placenta,  Keten ipliği; Filum lini streile Ketenin tohumları ezilerek, hafifi ezilerek veya ezilmeden çayı yapılır veya sade olarak yenir ve de ketentohumunun yağı çıkarılır bu yağ beziryağı anılır ve unu elde edilir veya natürel ilacı yapılır. Keten otunun ise çok kaliteli olan ipi elde edilir ve bu çeşitli maksatlar için kullanılır.  Giriş: Keten çok eskiden takriben Babilliler ve eski Mısırlılardan beri çok çeşitli maksatlar için yetiştirilmiştir ve kullanılmıştır. Bu nedenle bazı botanik uzmanları 500 yıldır bazıları 7000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiş-tirildiği ifade etmektedirler ve de Mısırdaki Firavun tapınaklarından ketenli elbiseler ve ketentohumu bulunmuştur. Günümüzde en çok kul¬lanılan Linum usitatissimum L. angustifalia`dan elde edildi ve bundan da zamanla yüzlerce alt türünün oluştuğudur. Ketenin bilinen 300 türü mevcuttur ve bunlardan bazıları; Büyük yapraklı (Koyu pembe çiçekli) Keten; Linum grandiflorum, Kırmızı çiçekli Keten; Linum viscosum, Narin Keten; L. Tenuifolium, Avusturya Keteni; L. austriacum, Fransız Keteni; L. narbonense gibi yaygın türler mevcuttur. Fakat tıbbi maksatla sadece L. usitatissimum ve bundan geliştirilen alt türler kullanılır. Botanik: Ketenin asıl vatanının Türkiye, Suriye, Irak ve Mısır gibi Or-tadoğu ülkeleri olduğu, fakat 5000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiştirilmesi nedeni ile günümüzde Avrupa, Asya, Amerika’nın Kuzey ve Gü¬neyinde yetiştirilmektedir. Yaprakları gövdeye oturmuş olup 2-3cm uzunluğunda 3-5mm genişliğinde, ince bir mızrak şeklinde, kenarları gövdeye dizilmiştir. Çiçekleri beş adet, açık mavi, mavi, beyazımsı mavi veya morumsu mavi renkte, balta, ters yumurta veya ters kalp şeklindeki taçyaprakları vardır ve ortadan ucu doğru damarları uzanır ve takriben 1-2cm uzunluğunda ve 1-1,8cm enindedir. Göbekte 5-6adet döllenme tozluğu ve taçyaprakları saran 4-6mm büyüklüğünde beş adet kupa yaprağı vardır. Meyveleri yuvarlak bir küre şeklinde içinde 8-12 bölüm vardır ve her bölümünde bir esmerimsi sarı, esmerimsi kırmızı veya altın sarısı renkte yumurta şeklinde hafif başlı 4-6mm uzunluğunda 1,5-2,5mm eninde ve parlak tohumlardan oluşur. Yetiştirilmesi: Vatanı Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri olan Ketenin Tür-kiye’de yetişmesi tabii ki gayet normaldir. Hasat zamanı: Temmuz’dan Ekim’e kadar olgunlaşan meyve kapsülleri dövülerek tohumları çıkarılır ve kurutulur. Birleşiminde: Ketentohumunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Ketenyağı beziryağı olarak adlandırılır ve öyle bilinir ve de takriben %35-45 oranında bulunur. Beziryağının türevleri; b) Doymamış yağ asitleri (Açık formül için Çörek otuna bak), Linolenasit %45-55, Linolasit %12-23, Oleikasit içerir. c) Musilaj türevleri %5-12 oranında olup bununda en önemli türevleri; Xylozlar, arabinozlar, galaktozlar, glukozlar, fruktozlar, rhamozlar ve galakturonasit’ten oluşur. Bu Musilajin %20si nötr ortamda, %15+65 ise asitli ortamda çözülür. Asitli ortam %15 ve %65 olmak üzere iki farklı Gruptan oluşur.  d) Siyanür asit glikozitler %0,1-1,5 arasında olup en önemlileri, Linustatin ve Neolinustatin en önemlileridir.  e) Enzimler, Linamarazlar ve Lotaustralinazlar bunlar çözülerek Siyanür asit diglikozitlere dönüşür ve Linanmarin ve Lotaustralin ortaya çıkar. f) Steroleler, Cholesterol, Campesterol, Stigmasterol ve Sitosterol g) Lignan türevleri %0,2 civarında olup en önemlileri; Secoisolaricinol-diglukozit ve çok çok az miktarda linusitmarin (=Hydroxy-5-methoxy-cis-Zimtasidi-cis-Zimtasidi-4-O-glukozit içerir) h) Vitaminlerden; B1,B2,B3,E, Nikotin asidi, Folik asit ve Pantothen asidi içerir. i) Ayrıca %20-30 ham protein, %3-5 mineraller ve % 4-7 ham lifler içerir. Tesir şekli:  a) Ketentohumu; ishali ve kabızlığı önleyici, kandaki şekeri düşürücü, kanserin yayılmasını önleyici, bağırsaklardaki kokuşma, mayalanmayı, iltihapları, şişkinliği ve krampları önleyici ve de ağrı dindiricidir. Araştırmalar:  1) Dr.A.Müller, Dr. H.P. Schöllig ve K.I. Grützner 70 Hasta üzerinde Keten tohumunun musilajindan elde edilen granülat ile bir tedavi denemesi yapmışlardır.Hastaların beli başlı önemli rahatsızlıkları, Mide ağrısı, Hazımsızlık, Ekşime, Bulantı, Kusma, Yanma ve İştahsızlık gibi olup üç günlük bir tedavi uygulanmıştır. Hastaların %80’u kısa süre içerisinde iyileşmişlerdir ve de herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. (ZP.5.97.263). 2) Omega Pharma GmbH`dan Dr.S.Engel ve ekibinin araştırmalarına göre ketenyağı (Beziryağı) Zeytinyağı, Ayçiçeği yağı, Soya yağı ve Mısıryağı gibi bitki yağlarından daha kaliteli olduğu ve balıkyağına yakın değerde olduğunu belgelenmiştir. (NM.4.95.38). 3) Fareler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde, yemine ketentohumu katılan farelerin kanserli urlarının büyümediği ve çoğalmadığı görülmüştür. (H.H.B.5.680). 4) İnsanlar üzerinde yapılan bir araştırmada da ketentohumunun kandaki şekeri düşürdüğü tespit edilmiştir (Age). 5) D.Kritchevsky, S.A., Tepper ve DM. Klurfeld ve ekibi 1991`de Kemeler üzerinde yaptıkları araştırmalarda ketenin Lipid, Trigliserid ve Kolesterolü düşürdüğünü tespit etmişlerdir. (Age). 6) Prof.Dr. Schulz ve ekibi 20 Sağlıklı kişiye beş hafta sürede her gün hafif ezilmiş 45gr ketentohumu vermişler ve bu denemelerde sadece Thiocyanat (R-S-C=N) urinde artmıştır ve de bunun bir mahzurunun olmadığı tespit edilmiştir. (R.P.224) Açıklama: Ketentohumu çok çeşitli maksatlar için kullanılmaktadır, bun-lardan en önemlisi bağırsak rahatsızlıklarına, özelikle bağırsak florasının bozulmasına karşı kullanılmasıdır. Ketentohumu bağırsak rahatsızlık¬larında akla ilk gelecek bitki olmalıdır, zira birçok özeliklere sahiptir, işte bunlardan bazıları: 1) Ketentohumu başta kabızlığa karşı kullanılır, fakat kabızlık (Peklik) diyince akla akut ve kronik kabızlık gelir. Akut kabızlık Sinameki ile hemen giderilebilir. Kronik Kabızlık ise bağırsak florasının çeşitli nedenlerle, içki, sigara, siyah çay, kimyasal ilaçlar, aşırı et ve et mamulleri ve de aşırı peynir çeşitlerinden yeme gibi yanlış beslenme ve alışkanlıklar nedeni ile bağırsakların bakteri dengesi (Bağırsak florası) bozulur. Bağırsak mukozası tahriş olarak aşırı derecede hassaslaşır buda kabızlık veya ishale neden olur. Böyle hassaslaşan ve tahriş olan Mide ve Bağırsakları kimyasal ilaçlarla tedavi etmek isterseniz uzun vadede vücudun mineral dengesi, vitamin dengesi ve bağırsak florası (Bağırsaktaki bakterilerin %97-98 faydalı bakteridir bunlar zamanla azalır ve zararlı olanlar çoğalır) bozulur. Bu nedenle tahriş olan, hassaslaşan ve florası bozulan bağırsaklar için en iyi ilaç ketentohumudur. Ketentohumunun birleşimindeki musilajlar sıvıları emerek bağırsaklarda ağır bir madde oluşturur ve bağırsakları hare-kete geçirir ve de yeniden düzenli gaita (Dışkı) yapmayı sağlar. 2) Bağırsak florasını yeniden yenileyebilen, dengeleye bilen en önemli bitkisel ilaç ketentohumudur. Bu nedenle bağırsakların 3-4ay süren bir ketentohumu kürü yapmaları sağlıkları için çok önemlidir. Tahriş olmuş ve hassaslaşmış bağırsaklar ve bağırsak florası için keten¬tohumu ilk akla gelen tedavi metodu olmaktadır. 3) Son yapılan araştırmalarda ketentohumunun sadece kabızlık ve ishale karşı değil aynı zamanda hassaslaşma ve tahriş sonucu ortaya çıkan mide ve bağırsak ağrıları, kramplar, şişkinlik, hazımsızlık, ekşi¬me, yanma, basınç, iştahsızlık, kusma ve bulantı gibi rahatsızlık¬larında iyileştirdiği tespit edilmiştir. 4) Ketentohumundaki lignan türevlerinin bağırsaklardaki kanserli urla¬rını dağılmasını ve büyümesini önlediği belgelenmiştir. 5) Siyanür asitlerin çözülerek kana geçmesinin 4-5saat gibi bir zaman olması nedeni ile herhangi bir tehlike söz konusu olmadığı gibi bağır-sakları ve vücuda kuvvetlendirdiği ispatlanmıştır. 1969`da Härtling ve ekibi yaptıkları araştırmalarla siyanür asidin uzun bir zaman diliminde yavaş yavaş çözülmesi nedeni ile hiçbir tehlike söz konusu olmadığı ispatlamıştı. Günde 250-300gr dahi alınsa. 6) Bağırsaklardaki kokuşma ve mayalanmayı önler, bunu gaitasi (dış¬kısı) pis kokanlar Ketentohumunu aldıktan birkaç gün sonra farkederler. 7) Ketentohumunun birleşimindeki sabit yağ çörek tohumu, hodan tohumu ve ışıldak tohum yağlarındaki yüksek oranda bulunan sabit yağlara benzer ve doymamış yağ asitleri içerir. Bilindiği gibi doy¬mamış yağ asitleri nörodermatoz (Besin alerjisi kaşıntılı sulu Ekzema), astım, bronşitli astım, alerji, bahar nezlesi, ekzema ve bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Keten yağıda (Beziryağı) yüksek oranda doymamış yağ asitleri içerir. 8) Dr. Budwig`e göre sabahları 50 Yağsız teleme (Süt kesiği veya bazı yörelerde Ağız denilir) 2 Yemek kaşığı Ketentohumu (mümkünse taze ezilmiş) 1,5 Yemek kaşığı Ketenyağı (Beziryağı) ile karıştırılarak yenir. Buna ince doğranmış meyve, ceviz türleri, fındık ve balda karıştırılabilir. Yağlar Hayvansal yağlar ve bitkisel yağlar diye ikiye ayrılır ve hayvansal yağlar doymuş yağlar olduğundan bunlara ölü yağlarda denir. Bitkisel yağlar doymamış yağ asitlerinden meydana gelir, yüksek oranda aktiftir. Margarinler ise bitkisel yağlar olma¬larına rağmen sıkıştırılarak yapısı bozulduğundan yani cis-Form`dan trans-Forma (şekle) dönüştüğünden bunlarda ölü yağlardan sayılır, çünkü fonksiyonlarını kayıp ederler. Ölü yağlar (Hayvansal yağlar ve Margarinler) hücrelerin duvarlarını (membran) sertleştirerek içeri oksijen ve besin girmesini önler yani damarlar dokular ve organlarda yoğunlaşan ve depolanan ölü yağlar, mikroplar, bakteriler, virüsler ve mantarlar için en ideal beslenme merkezlerini oluşturur. Ölü yağların depolandığı yörelere oksijen girmez, böylece hücreler oksijensiz ve besinsiz kalır. Şişmanlar açlık hissederler, çünkü hücre duvarlarındaki ölü yağlar hücre membranını sertleştirir ve içeri besin ve oksijen girişi engellenir. Bronşitli ve astımlılarda havasızlık çekerler, çünkü kandaki oksijen hücrelerden içeri giremez. Beziryağı bitkisel yağlar içinde en kaliteli ve en yüksek oranda aktif yağlardır. Beziryağındaki doymamış yağ asitleri telemedeki kükürtlü Aminoasitlerle reaksiyona girerek yüksek değerli Liposlar (Lipid-Protein) meydana gelir. Liposlar ölü yağların yerine oksijen ve besin girmesini sağlar. Bu Küre 3-4 ay devam edilirse kişi dinçleşir yağ birikintilerini atar, hastalıklara karşı bağışıklık (Immun) sistemi güçlenir ve zamanla hastalıklar, astım, bronşit, romatizma, yağ metabolizma bozukluğu (Et ve et mamulleri yiyince rahatsız olma) sindirim bozuklukları ve alerji yok olur. Tesir şekli: Kandaki lipid, kolesterol, trigliserid ve şeker düşürücü, yük-sek tansiyon önleyici, antioksidatif (radikalleri yok edici), antibakteriyel ve enzimlerin oluşumunu sağlayıcı, avitaminoz (vitamin yetersizliği), mineral yetersizliği ve iltihapları ve mantarları yok edicidir. Kullanılması: a) Araştırmalara göre ketentohumu mide- bağırsak rahatsızlıklarında, hazımsızlık, ekşime, kusma, yanma, bulantı, kramplar, ağrılar, tıkan-ma, şişkinlik, bağırsak florasının bozulması ve lipid, trigliserid, koles-terol, şeker hastalığı (Kandaki Şekeri düşürür) aminoasit yetersizliği, vitaminsizlik, mineral yetersizliği ve kanserli urları eritmek için kullanılır veya Gökçek İksiri daha etkilidir. b) Komisyon E nin 05.12.1984 tarih ve 228 Nolu Monografi bildirisine göre sürekli kabızlık (müzmin Kabızlık) nedeniyle alınan kimyasal ilaçlardan tahrip olan kalınbağırsak, kolon irrtibality, hassaslaşması, bağırsak divertikülü (Bağırsak kasının içine kese şeklinde girmesi) gastrit ve enterit (İnce bağırsak iltihaplanması) karşı ketentohumu kullanılır. Haricen ise iltihaplı yaralara lapası sarılır. c) Halk arasında Mide, bağırsak, mesane ve böbrek kanamaları ve nez-leleri, apse, çıban, kuru ekzema, bronşit, astım, akciğer iltihaplan-ması, yutak iltihaplanması, öksürük ve nezleye karşıda kullanılır. Çay:  1) Şayet mide- bağırsak iltihapları, kramplar, ağrılar, hazımsızlık, ekşi-me, şişkinlik, yanma gibi rahatsızlıklara karşı kullanılacak ise 2-4Kahve kaşığı hafif ezilmiş ketentohumunun üzerine 300ml kaynar su ilave edilir 5-10dk bekledikten sonra içilir. 2) Eğer kabızlık (Peklik), ishal, hazımsızlık ve sindirim zafiyetine karşı kullanılarak ise iki yemek kaşığı ketentohumu yutulur ve üzerinde 300-600ml süt, meyve suyu veya bal şerbeti içilir. Kabız olanların mut¬laka tohumlarını hafif ezerek veya ezmeden yemekten ve kah-valtıdan sonra yutması gerekir. Şayet çayı kabızlığa karşı kullanılacak olur ise tohumlar sıvı emerek şiştiğinden bağırsaklarda sıvı emici özeliğini kaybeder. Bu nedenle kabızlığa karşı sadece kuru olarak alınır. 3) 1-2Yemek kaşığı Ketentohumu 300-500ml soğuk suya konur ve ya¬vaş yavaş ısıtılır. 15-20dk sonra süzülür ve Lapa yenir. Lapa genellikle araştırmalarda kullanılan bir metottur. Çay Harmanları; Gökçek Mesane nezlesine karşı çay; >20 gr Ayı züzümü yaprağı >20 gr Selam otu kökü >20 gr Keten tohumu >20 gr Taş anason kökü >20 gr Mısır püskülü Gökçek Alman Kodeksi Öksürük hafifletici çayı; >20 gr Hatmi kökü >20 gr Ebe gömeci yaprağı >20 gr Kokulu yonca otu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Keten tohumu Gökçek Böbrek ve mesane kanaması çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Beşparmak kökü >20 gr Çobançantası otu >10 gr Kılıç otu >10 gr Ayı üzümü yaprağı Gökçek İshal çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Hatmi kökü >20 gr Karakafes kökü >20 gr Beşparmak kökü Gökçek Mide ve bağırsak kanamasına çay; >40 gr Keten tohumu >30 gr Papatya çiçeği >20 gr Beşparmak kökü >10 gr Çobançantası otu Gökçek Kuru ve yırtıcı öksürük çayı; >20 gr Keten tohumu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Hatmi kökü >20 gr Hatmi yaprağı >10 gr Ebe gömeci yaprağı >10 gr Sinirli ot Beziryağı (Ketenyağı): Ketentohumu soğuk baskı ile sıkılarak veya sıcak baskı ile sıkılarak yağı çıkarılır. Soğuk baskı ile elde edilen yağ daha kalitelidir ve buna İngiliz beziryağı denir. Sıcak baskı ile sıkılarak elde edilen yağa ise Türk beziryağı denir. Bir kısım Beziryağı bir kısım kireç suyu ile bir şişede karıştırılarak Liniment adı ile anılan Merhem elde edilir. Bu Merhemle Yanık olan yerlere sürülür ise ağrıları dindirir ve deri hastalıklarında kullanılır ise deriyi iyileştirir. Fakat günümüzde bu tür rahatsızlıklara karşı daha etkili ilaçlar olduğundan bu maksatla pek kullanılmaz. Beziryağı eskiden evlerde kızartmalarda da kullanılmıştır, fakat kokusu nedeni ile artık Kızartmalık yağ olarak da kullanıl¬ma¬mak-tadır. Günümüzde genellikle Yağlıboya, deri, boya, kağıt, Yemek yağı ve Sabun yapımında kullanılmaktadır. Kataplazma (Keten sargı): Ketentohumları sıkıldıktan sonra geri kalan kısma küspe adı verilir. Ketentohumu öğütüldükten sonra kurutulur ve tozu (unu) elde edilir. Ketentohumunun sıcak su ile lapası yapılarak sade veya hardal unu ile birlikte göğse ince bir tabaka halinde sürülür ve sarılır ise göğsü yumuşatır.  Keten ipi: Keten kapsülleri yarıldıktan sonra özel bir tarakla taranır. Su ile veya mekanik olarak ipliklen ayrılarak belli işlemlerden geçtikten sonra keten ipliği elde edilir. Keten ipliği tekstil sanayinde ve tıbbi iplik yap¬mada kullanılır, özellikle yaz aylarında ketenli pantolon ve gömlek giyilir ise serin tutar.  Yan tesirleri: Ketentohumunun bilinen bir yan tesiri yoktur, fakat bağırsak düğümlenmesi ve yemek borusu iltihaplanmasında kullanılmaz. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
KETEN Bir Yıllık | 0,3-1,2m | 6-8 Aylar | Ca,Na | Tohumu ve Yağı Keten, Lein, Linum usitatissimum  Seyrek Zeyrek Siyelek Kırbaş Bezir otu Şifalı keten Familyası: Ketengillerden, Leingewäche, finaceae  Drugları: Ketentohumu; Lini semen, Beziryağı; Lini oleum,  Keten küspesi; Lini seminis Placenta,  Keten ipliği; Filum lini streile Ketenin tohumları ezilerek, hafifi ezilerek veya ezilmeden çayı yapılır veya sade olarak yenir ve de ketentohumunun yağı çıkarılır bu yağ beziryağı anılır ve unu elde edilir veya natürel ilacı yapılır. Keten otunun ise çok kaliteli olan ipi elde edilir ve bu çeşitli maksatlar için kullanılır.  Giriş: Keten çok eskiden takriben Babilliler ve eski Mısırlılardan beri çok çeşitli maksatlar için yetiştirilmiştir ve kullanılmıştır. Bu nedenle bazı botanik uzmanları 500 yıldır bazıları 7000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiş-tirildiği ifade etmektedirler ve de Mısırdaki Firavun tapınaklarından ketenli elbiseler ve ketentohumu bulunmuştur. Günümüzde en çok kul¬lanılan Linum usitatissimum L. angustifalia`dan elde edildi ve bundan da zamanla yüzlerce alt türünün oluştuğudur. Ketenin bilinen 300 türü mevcuttur ve bunlardan bazıları; Büyük yapraklı (Koyu pembe çiçekli) Keten; Linum grandiflorum, Kırmızı çiçekli Keten; Linum viscosum, Narin Keten; L. Tenuifolium, Avusturya Keteni; L. austriacum, Fransız Keteni; L. narbonense gibi yaygın türler mevcuttur. Fakat tıbbi maksatla sadece L. usitatissimum ve bundan geliştirilen alt türler kullanılır. Botanik: Ketenin asıl vatanının Türkiye, Suriye, Irak ve Mısır gibi Or-tadoğu ülkeleri olduğu, fakat 5000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiştirilmesi nedeni ile günümüzde Avrupa, Asya, Amerika’nın Kuzey ve Gü¬neyinde yetiştirilmektedir. Yaprakları gövdeye oturmuş olup 2-3cm uzunluğunda 3-5mm genişliğinde, ince bir mızrak şeklinde, kenarları gövdeye dizilmiştir. Çiçekleri beş adet, açık mavi, mavi, beyazımsı mavi veya morumsu mavi renkte, balta, ters yumurta veya ters kalp şeklindeki taçyaprakları vardır ve ortadan ucu doğru damarları uzanır ve takriben 1-2cm uzunluğunda ve 1-1,8cm enindedir. Göbekte 5-6adet döllenme tozluğu ve taçyaprakları saran 4-6mm büyüklüğünde beş adet kupa yaprağı vardır. Meyveleri yuvarlak bir küre şeklinde içinde 8-12 bölüm vardır ve her bölümünde bir esmerimsi sarı, esmerimsi kırmızı veya altın sarısı renkte yumurta şeklinde hafif başlı 4-6mm uzunluğunda 1,5-2,5mm eninde ve parlak tohumlardan oluşur. Yetiştirilmesi: Vatanı Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri olan Ketenin Tür-kiye’de yetişmesi tabii ki gayet normaldir. Hasat zamanı: Temmuz’dan Ekim’e kadar olgunlaşan meyve kapsülleri dövülerek tohumları çıkarılır ve kurutulur. Birleşiminde: Ketentohumunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Ketenyağı beziryağı olarak adlandırılır ve öyle bilinir ve de takriben %35-45 oranında bulunur. Beziryağının türevleri; b) Doymamış yağ asitleri (Açık formül için Çörek otuna bak), Linolenasit %45-55, Linolasit %12-23, Oleikasit içerir. c) Musilaj türevleri %5-12 oranında olup bununda en önemli türevleri; Xylozlar, arabinozlar, galaktozlar, glukozlar, fruktozlar, rhamozlar ve galakturonasit’ten oluşur. Bu Musilajin %20si nötr ortamda, %15+65 ise asitli ortamda çözülür. Asitli ortam %15 ve %65 olmak üzere iki farklı Gruptan oluşur.  d) Siyanür asit glikozitler %0,1-1,5 arasında olup en önemlileri, Linustatin ve Neolinustatin en önemlileridir.  e) Enzimler, Linamarazlar ve Lotaustralinazlar bunlar çözülerek Siyanür asit diglikozitlere dönüşür ve Linanmarin ve Lotaustralin ortaya çıkar. f) Steroleler, Cholesterol, Campesterol, Stigmasterol ve Sitosterol g) Lignan türevleri %0,2 civarında olup en önemlileri; Secoisolaricinol-diglukozit ve çok çok az miktarda linusitmarin (=Hydroxy-5-methoxy-cis-Zimtasidi-cis-Zimtasidi-4-O-glukozit içerir) h) Vitaminlerden; B1,B2,B3,E, Nikotin asidi, Folik asit ve Pantothen asidi içerir. i) Ayrıca %20-30 ham protein, %3-5 mineraller ve % 4-7 ham lifler içerir. Tesir şekli:  a) Ketentohumu; ishali ve kabızlığı önleyici, kandaki şekeri düşürücü, kanserin yayılmasını önleyici, bağırsaklardaki kokuşma, mayalanmayı, iltihapları, şişkinliği ve krampları önleyici ve de ağrı dindiricidir. Araştırmalar:  1) Dr.A.Müller, Dr. H.P. Schöllig ve K.I. Grützner 70 Hasta üzerinde Keten tohumunun musilajindan elde edilen granülat ile bir tedavi denemesi yapmışlardır.Hastaların beli başlı önemli rahatsızlıkları, Mide ağrısı, Hazımsızlık, Ekşime, Bulantı, Kusma, Yanma ve İştahsızlık gibi olup üç günlük bir tedavi uygulanmıştır. Hastaların %80’u kısa süre içerisinde iyileşmişlerdir ve de herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. (ZP.5.97.263). 2) Omega Pharma GmbH`dan Dr.S.Engel ve ekibinin araştırmalarına göre ketenyağı (Beziryağı) Zeytinyağı, Ayçiçeği yağı, Soya yağı ve Mısıryağı gibi bitki yağlarından daha kaliteli olduğu ve balıkyağına yakın değerde olduğunu belgelenmiştir. (NM.4.95.38). 3) Fareler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde, yemine ketentohumu katılan farelerin kanserli urlarının büyümediği ve çoğalmadığı görülmüştür. (H.H.B.5.680). 4) İnsanlar üzerinde yapılan bir araştırmada da ketentohumunun kandaki şekeri düşürdüğü tespit edilmiştir (Age). 5) D.Kritchevsky, S.A., Tepper ve DM. Klurfeld ve ekibi 1991`de Kemeler üzerinde yaptıkları araştırmalarda ketenin Lipid, Trigliserid ve Kolesterolü düşürdüğünü tespit etmişlerdir. (Age). 6) Prof.Dr. Schulz ve ekibi 20 Sağlıklı kişiye beş hafta sürede her gün hafif ezilmiş 45gr ketentohumu vermişler ve bu denemelerde sadece Thiocyanat (R-S-C=N) urinde artmıştır ve de bunun bir mahzurunun olmadığı tespit edilmiştir. (R.P.224) Açıklama: Ketentohumu çok çeşitli maksatlar için kullanılmaktadır, bun-lardan en önemlisi bağırsak rahatsızlıklarına, özelikle bağırsak florasının bozulmasına karşı kullanılmasıdır. Ketentohumu bağırsak rahatsızlık¬larında akla ilk gelecek bitki olmalıdır, zira birçok özeliklere sahiptir, işte bunlardan bazıları: 1) Ketentohumu başta kabızlığa karşı kullanılır, fakat kabızlık (Peklik) diyince akla akut ve kronik kabızlık gelir. Akut kabızlık Sinameki ile hemen giderilebilir. Kronik Kabızlık ise bağırsak florasının çeşitli nedenlerle, içki, sigara, siyah çay, kimyasal ilaçlar, aşırı et ve et mamulleri ve de aşırı peynir çeşitlerinden yeme gibi yanlış beslenme ve alışkanlıklar nedeni ile bağırsakların bakteri dengesi (Bağırsak florası) bozulur. Bağırsak mukozası tahriş olarak aşırı derecede hassaslaşır buda kabızlık veya ishale neden olur. Böyle hassaslaşan ve tahriş olan Mide ve Bağırsakları kimyasal ilaçlarla tedavi etmek isterseniz uzun vadede vücudun mineral dengesi, vitamin dengesi ve bağırsak florası (Bağırsaktaki bakterilerin %97-98 faydalı bakteridir bunlar zamanla azalır ve zararlı olanlar çoğalır) bozulur. Bu nedenle tahriş olan, hassaslaşan ve florası bozulan bağırsaklar için en iyi ilaç ketentohumudur. Ketentohumunun birleşimindeki musilajlar sıvıları emerek bağırsaklarda ağır bir madde oluşturur ve bağırsakları hare-kete geçirir ve de yeniden düzenli gaita (Dışkı) yapmayı sağlar. 2) Bağırsak florasını yeniden yenileyebilen, dengeleye bilen en önemli bitkisel ilaç ketentohumudur. Bu nedenle bağırsakların 3-4ay süren bir ketentohumu kürü yapmaları sağlıkları için çok önemlidir. Tahriş olmuş ve hassaslaşmış bağırsaklar ve bağırsak florası için keten¬tohumu ilk akla gelen tedavi metodu olmaktadır. 3) Son yapılan araştırmalarda ketentohumunun sadece kabızlık ve ishale karşı değil aynı zamanda hassaslaşma ve tahriş sonucu ortaya çıkan mide ve bağırsak ağrıları, kramplar, şişkinlik, hazımsızlık, ekşi¬me, yanma, basınç, iştahsızlık, kusma ve bulantı gibi rahatsızlık¬larında iyileştirdiği tespit edilmiştir. 4) Ketentohumundaki lignan türevlerinin bağırsaklardaki kanserli urla¬rını dağılmasını ve büyümesini önlediği belgelenmiştir. 5) Siyanür asitlerin çözülerek kana geçmesinin 4-5saat gibi bir zaman olması nedeni ile herhangi bir tehlike söz konusu olmadığı gibi bağır-sakları ve vücuda kuvvetlendirdiği ispatlanmıştır. 1969`da Härtling ve ekibi yaptıkları araştırmalarla siyanür asidin uzun bir zaman diliminde yavaş yavaş çözülmesi nedeni ile hiçbir tehlike söz konusu olmadığı ispatlamıştı. Günde 250-300gr dahi alınsa. 6) Bağırsaklardaki kokuşma ve mayalanmayı önler, bunu gaitasi (dış¬kısı) pis kokanlar Ketentohumunu aldıktan birkaç gün sonra farkederler. 7) Ketentohumunun birleşimindeki sabit yağ çörek tohumu, hodan tohumu ve ışıldak tohum yağlarındaki yüksek oranda bulunan sabit yağlara benzer ve doymamış yağ asitleri içerir. Bilindiği gibi doy¬mamış yağ asitleri nörodermatoz (Besin alerjisi kaşıntılı sulu Ekzema), astım, bronşitli astım, alerji, bahar nezlesi, ekzema ve bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Keten yağıda (Beziryağı) yüksek oranda doymamış yağ asitleri içerir. 8) Dr. Budwig`e göre sabahları 50 Yağsız teleme (Süt kesiği veya bazı yörelerde Ağız denilir) 2 Yemek kaşığı Ketentohumu (mümkünse taze ezilmiş) 1,5 Yemek kaşığı Ketenyağı (Beziryağı) ile karıştırılarak yenir. Buna ince doğranmış meyve, ceviz türleri, fındık ve balda karıştırılabilir. Yağlar Hayvansal yağlar ve bitkisel yağlar diye ikiye ayrılır ve hayvansal yağlar doymuş yağlar olduğundan bunlara ölü yağlarda denir. Bitkisel yağlar doymamış yağ asitlerinden meydana gelir, yüksek oranda aktiftir. Margarinler ise bitkisel yağlar olma¬larına rağmen sıkıştırılarak yapısı bozulduğundan yani cis-Form`dan trans-Forma (şekle) dönüştüğünden bunlarda ölü yağlardan sayılır, çünkü fonksiyonlarını kayıp ederler. Ölü yağlar (Hayvansal yağlar ve Margarinler) hücrelerin duvarlarını (membran) sertleştirerek içeri oksijen ve besin girmesini önler yani damarlar dokular ve organlarda yoğunlaşan ve depolanan ölü yağlar, mikroplar, bakteriler, virüsler ve mantarlar için en ideal beslenme merkezlerini oluşturur. Ölü yağların depolandığı yörelere oksijen girmez, böylece hücreler oksijensiz ve besinsiz kalır. Şişmanlar açlık hissederler, çünkü hücre duvarlarındaki ölü yağlar hücre membranını sertleştirir ve içeri besin ve oksijen girişi engellenir. Bronşitli ve astımlılarda havasızlık çekerler, çünkü kandaki oksijen hücrelerden içeri giremez. Beziryağı bitkisel yağlar içinde en kaliteli ve en yüksek oranda aktif yağlardır. Beziryağındaki doymamış yağ asitleri telemedeki kükürtlü Aminoasitlerle reaksiyona girerek yüksek değerli Liposlar (Lipid-Protein) meydana gelir. Liposlar ölü yağların yerine oksijen ve besin girmesini sağlar. Bu Küre 3-4 ay devam edilirse kişi dinçleşir yağ birikintilerini atar, hastalıklara karşı bağışıklık (Immun) sistemi güçlenir ve zamanla hastalıklar, astım, bronşit, romatizma, yağ metabolizma bozukluğu (Et ve et mamulleri yiyince rahatsız olma) sindirim bozuklukları ve alerji yok olur. Tesir şekli: Kandaki lipid, kolesterol, trigliserid ve şeker düşürücü, yük-sek tansiyon önleyici, antioksidatif (radikalleri yok edici), antibakteriyel ve enzimlerin oluşumunu sağlayıcı, avitaminoz (vitamin yetersizliği), mineral yetersizliği ve iltihapları ve mantarları yok edicidir. Kullanılması: a) Araştırmalara göre ketentohumu mide- bağırsak rahatsızlıklarında, hazımsızlık, ekşime, kusma, yanma, bulantı, kramplar, ağrılar, tıkan-ma, şişkinlik, bağırsak florasının bozulması ve lipid, trigliserid, koles-terol, şeker hastalığı (Kandaki Şekeri düşürür) aminoasit yetersizliği, vitaminsizlik, mineral yetersizliği ve kanserli urları eritmek için kullanılır veya Gökçek İksiri daha etkilidir. b) Komisyon E nin 05.12.1984 tarih ve 228 Nolu Monografi bildirisine göre sürekli kabızlık (müzmin Kabızlık) nedeniyle alınan kimyasal ilaçlardan tahrip olan kalınbağırsak, kolon irrtibality, hassaslaşması, bağırsak divertikülü (Bağırsak kasının içine kese şeklinde girmesi) gastrit ve enterit (İnce bağırsak iltihaplanması) karşı ketentohumu kullanılır. Haricen ise iltihaplı yaralara lapası sarılır. c) Halk arasında Mide, bağırsak, mesane ve böbrek kanamaları ve nez-leleri, apse, çıban, kuru ekzema, bronşit, astım, akciğer iltihaplan-ması, yutak iltihaplanması, öksürük ve nezleye karşıda kullanılır. Çay:  1) Şayet mide- bağırsak iltihapları, kramplar, ağrılar, hazımsızlık, ekşi-me, şişkinlik, yanma gibi rahatsızlıklara karşı kullanılacak ise 2-4Kahve kaşığı hafif ezilmiş ketentohumunun üzerine 300ml kaynar su ilave edilir 5-10dk bekledikten sonra içilir. 2) Eğer kabızlık (Peklik), ishal, hazımsızlık ve sindirim zafiyetine karşı kullanılarak ise iki yemek kaşığı ketentohumu yutulur ve üzerinde 300-600ml süt, meyve suyu veya bal şerbeti içilir. Kabız olanların mut¬laka tohumlarını hafif ezerek veya ezmeden yemekten ve kah-valtıdan sonra yutması gerekir. Şayet çayı kabızlığa karşı kullanılacak olur ise tohumlar sıvı emerek şiştiğinden bağırsaklarda sıvı emici özeliğini kaybeder. Bu nedenle kabızlığa karşı sadece kuru olarak alınır. 3) 1-2Yemek kaşığı Ketentohumu 300-500ml soğuk suya konur ve ya¬vaş yavaş ısıtılır. 15-20dk sonra süzülür ve Lapa yenir. Lapa genellikle araştırmalarda kullanılan bir metottur. Çay Harmanları; Gökçek Mesane nezlesine karşı çay; >20 gr Ayı züzümü yaprağı >20 gr Selam otu kökü >20 gr Keten tohumu >20 gr Taş anason kökü >20 gr Mısır püskülü Gökçek Alman Kodeksi Öksürük hafifletici çayı; >20 gr Hatmi kökü >20 gr Ebe gömeci yaprağı >20 gr Kokulu yonca otu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Keten tohumu Gökçek Böbrek ve mesane kanaması çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Beşparmak kökü >20 gr Çobançantası otu >10 gr Kılıç otu >10 gr Ayı üzümü yaprağı Gökçek İshal çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Hatmi kökü >20 gr Karakafes kökü >20 gr Beşparmak kökü Gökçek Mide ve bağırsak kanamasına çay; >40 gr Keten tohumu >30 gr Papatya çiçeği >20 gr Beşparmak kökü >10 gr Çobançantası otu Gökçek Kuru ve yırtıcı öksürük çayı; >20 gr Keten tohumu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Hatmi kökü >20 gr Hatmi yaprağı >10 gr Ebe gömeci yaprağı >10 gr Sinirli ot Beziryağı (Ketenyağı): Ketentohumu soğuk baskı ile sıkılarak veya sıcak baskı ile sıkılarak yağı çıkarılır. Soğuk baskı ile elde edilen yağ daha kalitelidir ve buna İngiliz beziryağı denir. Sıcak baskı ile sıkılarak elde edilen yağa ise Türk beziryağı denir. Bir kısım Beziryağı bir kısım kireç suyu ile bir şişede karıştırılarak Liniment adı ile anılan Merhem elde edilir. Bu Merhemle Yanık olan yerlere sürülür ise ağrıları dindirir ve deri hastalıklarında kullanılır ise deriyi iyileştirir. Fakat günümüzde bu tür rahatsızlıklara karşı daha etkili ilaçlar olduğundan bu maksatla pek kullanılmaz. Beziryağı eskiden evlerde kızartmalarda da kullanılmıştır, fakat kokusu nedeni ile artık Kızartmalık yağ olarak da kullanıl¬ma¬mak-tadır. Günümüzde genellikle Yağlıboya, deri, boya, kağıt, Yemek yağı ve Sabun yapımında kullanılmaktadır. Kataplazma (Keten sargı): Ketentohumları sıkıldıktan sonra geri kalan kısma küspe adı verilir. Ketentohumu öğütüldükten sonra kurutulur ve tozu (unu) elde edilir. Ketentohumunun sıcak su ile lapası yapılarak sade veya hardal unu ile birlikte göğse ince bir tabaka halinde sürülür ve sarılır ise göğsü yumuşatır.  Keten ipi: Keten kapsülleri yarıldıktan sonra özel bir tarakla taranır. Su ile veya mekanik olarak ipliklen ayrılarak belli işlemlerden geçtikten sonra keten ipliği elde edilir. Keten ipliği tekstil sanayinde ve tıbbi iplik yap¬mada kullanılır, özellikle yaz aylarında ketenli pantolon ve gömlek giyilir ise serin tutar.  Yan tesirleri: Ketentohumunun bilinen bir yan tesiri yoktur, fakat bağırsak düğümlenmesi ve yemek borusu iltihaplanmasında kullanılmaz. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
HODAN Bir Yıllık | 0,3-1m | 5-9 Aylar | Na | Otu, Yağı Hodan, Borretsch, Borago officinalis Sığırdili Hıyar otu Neşe otu Zembil çiçeği Turşu otu Familyası: Hodangillerden, Raublatgewâchse, Boragiaceae Drugları: Hodan otu; Broginis herba Hodan yağı; Broginis oleum Hodanın yaprak ve çiçekleri kurutularak çayı yapılırken tohumlarının yağı çıkarılarak natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Hodangillerin sadece iki alt türü mevcuttur ve bunlar; Kuzey Afrika Hodanı ve Korsika Hodanı diye anılırlar. Kuzey Afrika Hodanı; Borago longifolia ve Korsika hodanı; Borago pymaea diye adlandırılırlar, fakat günümüzde bu iki alt tür birbirine karışmıştır. Kültür bitkisi olarak genellikle Sırbistan, Hırvatistan, Bosna, Romanya, Bulgaristan ve Tür-kiye’de yetiştirilmektedir. Çünkü bu ülkelerde çokça yapılan turşulara yaprakları katılmaktadır. Bu nedenle de Hıyar otu veya Turşu otu diye de anılır. Çiçeklerinin sarkık şekilde olması nedeni ile Zembil çiçeği yap-raklarının sığırdiline benzemesi nedeniyle de Sığırdili diye anılır. Yap-raklarının yenmesi ile insanı neşelendirdiği bu nedenle de Neşe otu diye de anılır. Plinlus bu bitkinin cinsel gücü artırdığını tespit etmiş ve bitkiyi <<Euphrosinum>> diye adlandırmıştır. Botanik: Hodan 0,3-1mm boyunda çok yıllık, dikine yükselen, oldukça sık çatallaşan ve üzeri kaba tüylerle kaplı bir bitkidir. Yaprakları değişken sıra ile dizili, kenarları kertikli, üzeri, pürtüklü, yumurta veya eliptik şekilde, 5-20cm uzunluğunda, 3-15cm eninde sığırdili şeklinde alt yaprakları büyükçe ve üst yaprakları küçüktür. Çiçekleri salkım gibi sıkça ve şemsiye gibi topluca bir arada olduğundan Salkım, Şemsiye çiçek demeti diye de anılır. Çiçekleri mavimsi mor, mavi veya leylaki mor renkte, geniş mızrak veya ortadan sonra üçgen şeklindeki beş adet taç yaprak ve ince mızrak şeklinde tüylü, yeşil renkli, beş adet kupa yaprak ile ortada leylaki renkli döllenme tohumlarından oluşan meyveleri 4 tohumlu, tohumları oldukça küçük, kahve renkli ve uç kısmında siğil gibi bir çıkıntıya sahiptir. Yetiştirilmesi: Bahçenin bir köşesine ekilerek birkaç tohum ailenin bütün ihtiyacını karşılayacak oranda salata yapmak için yaprak verir. Hasat Zamanı: Mayıs’tan Ekim’e kadar yaprakları ve çiçekleri topla¬na¬rak yenebilir, veya 50˚’de kurutularak kaldırılır. Bitkinin çok sulu olması nedeni ile havalı ve sıcak günlerde kurutulması dahi çok zordur. Bu ne-denle suni olarak kurutulması gerekir. Birleşimi: Yapraklarının birleşimindeki maddeleri şöyle sıralayabiliriz. a) Müsilaj türevleri %10-15 arasında olup bu da Arabinoz,Glikoz,ve Galaktozlardan oluşur. b) Pyrolizidinalkaloitler çok az miktarda olup en önemlileri; Amabilin, Supinidin, Lycopsamin, Intermedin, 7-Asetil-Lycopsamin ve 7-Asetilintermedin. c) Ayrıca Taninler, Silisikasit, Saponinler, Reçine Nişasta, C-Vitamini ve Mineraller içerir. II) Çiçeklerinin birleşimindeki maddeler, Musilaj ve minerallerden özellikle potasyum içerir. III) Tohumlarının yağında %18-24 oranında Linolenasit içerir. Tesir Şekli:  a) Hodan otu idrar söktürücü, ateş düşürücü, terletici, kan temizleyici ve iltihapları önleyici özelliklere sahiptir. b) Yağlı atopik(alerjik), kaşıntılı, sulu, kabarcıklı ve iltihaplı deri hasta-lıklarına ve hormon bozukluklarına karşı kullanılır. Araştırmalar:  1) Almanya, İspanya ve Danimarka’daki kadın doktorları hastaları üze-rin¬de Hodan yağı kapsülü il tedavi denemesi yapmışlardır. Deneye toplam 589 Premenstural Syndromu (adet öncesi rahatsızlıklar) olan kadın katılmış olup bunlardan 335’i Almanya’dan 133’ü Danimar¬ka’dan ve 121’i İspanya’dan katılmışlardır. Tedaviye katılanlardan %83’ü İspanya’dakilerden %79 ve Danimarka’dakilerden %63’ü çok iyi veya iyi olduğunu beyan etmişlerdir. Premenstural Syndrom’dan bazıları; isteksizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, si¬nirlilik, göğüs ağrısı, bacak ve eklemlerin ağrıması ve de su top¬lamasını(ödem) sayabiliriz.(NHK 5.98.28) 2) Toplam 60 denek üzerinde Hodan tohum yağından elde edilen kremle tedavi denemesi yapılmıştır. Alerjik Ekzema (Nörodermatoz) rahatsızlığı olan hastalardan %90 oranında iyileşme görülüştür.(NHK 9.96.54). Nörotermatozun belirtilerinden bazıları; derinin kızarması, kepek gibi pul pul olma, şişme, gerilme, kaşıntı ve yanma gibi ra-hatsızlıkları sayabiliriz. Kullanılması:  a) Hodan yağından elde edilen Kapsül ve kremle Premenstural Synd¬rom ve Nörodermatoz rahatsızlıklarını iyileştirir. Adet öncesi rahatsız-lıklardan (Premenstural Syndrom) bazıları; baş dönmesi, baş ağrısı, sinirlilik, içe kapanma, depresyon, bulantı, göğüs ağrısı, bacakların şişmesi(ödem) ve ağrımasını sayabiliriz. Nörodermatozun belirtileri; alerji, kaşıntı, kızarık, şiş gergin pul pul sulu olabilen deri rahatsız¬lık-ları. b) Hodan otu eskiden halk arasında öksürük, boğaz ağrıları, böbrek ve mesane iltihaplanması ve romatizmaya karşı kullanılmıştır. c) Halk arasında Hodan çiçeklerinden yapılan çayın insanı neşelendir¬diği, stres, depresyon ve bulaşıcı hastalıkları önlediği iddia edilmiştir. Açıklama: Hodan yağı %18-24 oranında γ-Linolen asit içerirken Kana-da’da daha çok yetişen ve bu ülke tarafından tohum yağlarından Natürel ilaçlar yapılan ışıldak tohumu (eşek otu tohumu) %7-8 oranında γ-Linolen asit içerir. Kanadalı ilim adamları ışıldak tohum yağının daha kaliteli olduğunu be Hodanın zararlı olduğunu iddia etmişlerdir. (ZP.3.95. 167). Alman ilim adamları da yaptıkları araştırmalarda γ-Linolen asidin her iki bitkide de [(Z,Z,Z)-6.9.12-Octadecatrin asit] adı ile anılan türden olduğu ve bunun keten yağındaki α-Linolen aside[(Z,Z,Z)-6.9.12.15-Octadecatrin asit] benzemediği tespit edilmiştir. (ZP.3.95.167). Böylece Hodan yağının aynı ışıldak yağı gibi kaliteli olduğu ve ayrıca ucuza mal olduğu görülmüştür. Kanadalı ve Alman ilim adamları kendi ülkelerindeki şifalı bitkilerin daha üstün olduğunu iddia etmektedirler. Oysa bu iki bitkiden de daha kaliteli iki bitkinin Türkiye’de yetiştiğini ve daha da kaliteli olduğunu Alman ve A.B.D’li ilim adamlarından öğreniyoruz. Bu bitkilerden çörek her türlü alerjiye karşı Hayıtda hemen her türlü adet öncesi ve sırasındaki rahatsızlıklara karşı etkilidirler.(Elhamdülillah bizde her şey var. Yeter ki değerlendirmesini bilelim.) Yan Tesirleri: Hodan yaprak ve çiçeklerinin Pryrrolizidin alkaloitleri içer-diği bunun da kanser yaptığı (Kanserojen) ve karaciğeri zehirlediği Alman Sağlık Bakanlığı tarafından beyan edilmiş ve eczanelerde satıl¬ması yasaklanmıştır. Oysa Hodan yaprak ve çiçeklerinden binlerce yıldır çay yapılmakta olup şimdiye kadar herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. Hodan yağı ise Alkaloit türevleri içermediğinden kullanılmasında her¬hangi bir sakınca yoktur. Pryrrolizidin alkaloit türevleri içeren bitkilerin (Karakafese bak.) kanserojen olmadığı Japon, İngiliz ve Avustralyalı ilim adamları tarafından ispat edilmiş ve böylece asılsız bir iddia daha çürütülmüştür hatta bu konuda bir kitap dahi yazılmıştır. (Comfrey was ist das? NH.8.99.452)HODAN Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
KETEN Bir Yıllık | 0,3-1,2m | 6-8 Aylar | Ca,Na | Tohumu ve Yağı Keten, Lein, Linum usitatissimum  Seyrek Zeyrek Siyelek Kırbaş Bezir otu Şifalı keten Familyası: Ketengillerden, Leingewäche, finaceae  Drugları: Ketentohumu; Lini semen, Beziryağı; Lini oleum,  Keten küspesi; Lini seminis Placenta,  Keten ipliği; Filum lini streile Ketenin tohumları ezilerek, hafifi ezilerek veya ezilmeden çayı yapılır veya sade olarak yenir ve de ketentohumunun yağı çıkarılır bu yağ beziryağı anılır ve unu elde edilir veya natürel ilacı yapılır. Keten otunun ise çok kaliteli olan ipi elde edilir ve bu çeşitli maksatlar için kullanılır.  Giriş: Keten çok eskiden takriben Babilliler ve eski Mısırlılardan beri çok çeşitli maksatlar için yetiştirilmiştir ve kullanılmıştır. Bu nedenle bazı botanik uzmanları 500 yıldır bazıları 7000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiş-tirildiği ifade etmektedirler ve de Mısırdaki Firavun tapınaklarından ketenli elbiseler ve ketentohumu bulunmuştur. Günümüzde en çok kul¬lanılan Linum usitatissimum L. angustifalia`dan elde edildi ve bundan da zamanla yüzlerce alt türünün oluştuğudur. Ketenin bilinen 300 türü mevcuttur ve bunlardan bazıları; Büyük yapraklı (Koyu pembe çiçekli) Keten; Linum grandiflorum, Kırmızı çiçekli Keten; Linum viscosum, Narin Keten; L. Tenuifolium, Avusturya Keteni; L. austriacum, Fransız Keteni; L. narbonense gibi yaygın türler mevcuttur. Fakat tıbbi maksatla sadece L. usitatissimum ve bundan geliştirilen alt türler kullanılır. Botanik: Ketenin asıl vatanının Türkiye, Suriye, Irak ve Mısır gibi Or-tadoğu ülkeleri olduğu, fakat 5000 yıldır kültür bitkisi olarak yetiştirilmesi nedeni ile günümüzde Avrupa, Asya, Amerika’nın Kuzey ve Gü¬neyinde yetiştirilmektedir. Yaprakları gövdeye oturmuş olup 2-3cm uzunluğunda 3-5mm genişliğinde, ince bir mızrak şeklinde, kenarları gövdeye dizilmiştir. Çiçekleri beş adet, açık mavi, mavi, beyazımsı mavi veya morumsu mavi renkte, balta, ters yumurta veya ters kalp şeklindeki taçyaprakları vardır ve ortadan ucu doğru damarları uzanır ve takriben 1-2cm uzunluğunda ve 1-1,8cm enindedir. Göbekte 5-6adet döllenme tozluğu ve taçyaprakları saran 4-6mm büyüklüğünde beş adet kupa yaprağı vardır. Meyveleri yuvarlak bir küre şeklinde içinde 8-12 bölüm vardır ve her bölümünde bir esmerimsi sarı, esmerimsi kırmızı veya altın sarısı renkte yumurta şeklinde hafif başlı 4-6mm uzunluğunda 1,5-2,5mm eninde ve parlak tohumlardan oluşur. Yetiştirilmesi: Vatanı Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri olan Ketenin Tür-kiye’de yetişmesi tabii ki gayet normaldir. Hasat zamanı: Temmuz’dan Ekim’e kadar olgunlaşan meyve kapsülleri dövülerek tohumları çıkarılır ve kurutulur. Birleşiminde: Ketentohumunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Ketenyağı beziryağı olarak adlandırılır ve öyle bilinir ve de takriben %35-45 oranında bulunur. Beziryağının türevleri; b) Doymamış yağ asitleri (Açık formül için Çörek otuna bak), Linolenasit %45-55, Linolasit %12-23, Oleikasit içerir. c) Musilaj türevleri %5-12 oranında olup bununda en önemli türevleri; Xylozlar, arabinozlar, galaktozlar, glukozlar, fruktozlar, rhamozlar ve galakturonasit’ten oluşur. Bu Musilajin %20si nötr ortamda, %15+65 ise asitli ortamda çözülür. Asitli ortam %15 ve %65 olmak üzere iki farklı Gruptan oluşur.  d) Siyanür asit glikozitler %0,1-1,5 arasında olup en önemlileri, Linustatin ve Neolinustatin en önemlileridir.  e) Enzimler, Linamarazlar ve Lotaustralinazlar bunlar çözülerek Siyanür asit diglikozitlere dönüşür ve Linanmarin ve Lotaustralin ortaya çıkar. f) Steroleler, Cholesterol, Campesterol, Stigmasterol ve Sitosterol g) Lignan türevleri %0,2 civarında olup en önemlileri; Secoisolaricinol-diglukozit ve çok çok az miktarda linusitmarin (=Hydroxy-5-methoxy-cis-Zimtasidi-cis-Zimtasidi-4-O-glukozit içerir) h) Vitaminlerden; B1,B2,B3,E, Nikotin asidi, Folik asit ve Pantothen asidi içerir. i) Ayrıca %20-30 ham protein, %3-5 mineraller ve % 4-7 ham lifler içerir. Tesir şekli:  a) Ketentohumu; ishali ve kabızlığı önleyici, kandaki şekeri düşürücü, kanserin yayılmasını önleyici, bağırsaklardaki kokuşma, mayalanmayı, iltihapları, şişkinliği ve krampları önleyici ve de ağrı dindiricidir. Araştırmalar:  1) Dr.A.Müller, Dr. H.P. Schöllig ve K.I. Grützner 70 Hasta üzerinde Keten tohumunun musilajindan elde edilen granülat ile bir tedavi denemesi yapmışlardır.Hastaların beli başlı önemli rahatsızlıkları, Mide ağrısı, Hazımsızlık, Ekşime, Bulantı, Kusma, Yanma ve İştahsızlık gibi olup üç günlük bir tedavi uygulanmıştır. Hastaların %80’u kısa süre içerisinde iyileşmişlerdir ve de herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. (ZP.5.97.263). 2) Omega Pharma GmbH`dan Dr.S.Engel ve ekibinin araştırmalarına göre ketenyağı (Beziryağı) Zeytinyağı, Ayçiçeği yağı, Soya yağı ve Mısıryağı gibi bitki yağlarından daha kaliteli olduğu ve balıkyağına yakın değerde olduğunu belgelenmiştir. (NM.4.95.38). 3) Fareler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde, yemine ketentohumu katılan farelerin kanserli urlarının büyümediği ve çoğalmadığı görülmüştür. (H.H.B.5.680). 4) İnsanlar üzerinde yapılan bir araştırmada da ketentohumunun kandaki şekeri düşürdüğü tespit edilmiştir (Age). 5) D.Kritchevsky, S.A., Tepper ve DM. Klurfeld ve ekibi 1991`de Kemeler üzerinde yaptıkları araştırmalarda ketenin Lipid, Trigliserid ve Kolesterolü düşürdüğünü tespit etmişlerdir. (Age). 6) Prof.Dr. Schulz ve ekibi 20 Sağlıklı kişiye beş hafta sürede her gün hafif ezilmiş 45gr ketentohumu vermişler ve bu denemelerde sadece Thiocyanat (R-S-C=N) urinde artmıştır ve de bunun bir mahzurunun olmadığı tespit edilmiştir. (R.P.224) Açıklama: Ketentohumu çok çeşitli maksatlar için kullanılmaktadır, bun-lardan en önemlisi bağırsak rahatsızlıklarına, özelikle bağırsak florasının bozulmasına karşı kullanılmasıdır. Ketentohumu bağırsak rahatsızlık¬larında akla ilk gelecek bitki olmalıdır, zira birçok özeliklere sahiptir, işte bunlardan bazıları: 1) Ketentohumu başta kabızlığa karşı kullanılır, fakat kabızlık (Peklik) diyince akla akut ve kronik kabızlık gelir. Akut kabızlık Sinameki ile hemen giderilebilir. Kronik Kabızlık ise bağırsak florasının çeşitli nedenlerle, içki, sigara, siyah çay, kimyasal ilaçlar, aşırı et ve et mamulleri ve de aşırı peynir çeşitlerinden yeme gibi yanlış beslenme ve alışkanlıklar nedeni ile bağırsakların bakteri dengesi (Bağırsak florası) bozulur. Bağırsak mukozası tahriş olarak aşırı derecede hassaslaşır buda kabızlık veya ishale neden olur. Böyle hassaslaşan ve tahriş olan Mide ve Bağırsakları kimyasal ilaçlarla tedavi etmek isterseniz uzun vadede vücudun mineral dengesi, vitamin dengesi ve bağırsak florası (Bağırsaktaki bakterilerin %97-98 faydalı bakteridir bunlar zamanla azalır ve zararlı olanlar çoğalır) bozulur. Bu nedenle tahriş olan, hassaslaşan ve florası bozulan bağırsaklar için en iyi ilaç ketentohumudur. Ketentohumunun birleşimindeki musilajlar sıvıları emerek bağırsaklarda ağır bir madde oluşturur ve bağırsakları hare-kete geçirir ve de yeniden düzenli gaita (Dışkı) yapmayı sağlar. 2) Bağırsak florasını yeniden yenileyebilen, dengeleye bilen en önemli bitkisel ilaç ketentohumudur. Bu nedenle bağırsakların 3-4ay süren bir ketentohumu kürü yapmaları sağlıkları için çok önemlidir. Tahriş olmuş ve hassaslaşmış bağırsaklar ve bağırsak florası için keten¬tohumu ilk akla gelen tedavi metodu olmaktadır. 3) Son yapılan araştırmalarda ketentohumunun sadece kabızlık ve ishale karşı değil aynı zamanda hassaslaşma ve tahriş sonucu ortaya çıkan mide ve bağırsak ağrıları, kramplar, şişkinlik, hazımsızlık, ekşi¬me, yanma, basınç, iştahsızlık, kusma ve bulantı gibi rahatsızlık¬larında iyileştirdiği tespit edilmiştir. 4) Ketentohumundaki lignan türevlerinin bağırsaklardaki kanserli urla¬rını dağılmasını ve büyümesini önlediği belgelenmiştir. 5) Siyanür asitlerin çözülerek kana geçmesinin 4-5saat gibi bir zaman olması nedeni ile herhangi bir tehlike söz konusu olmadığı gibi bağır-sakları ve vücuda kuvvetlendirdiği ispatlanmıştır. 1969`da Härtling ve ekibi yaptıkları araştırmalarla siyanür asidin uzun bir zaman diliminde yavaş yavaş çözülmesi nedeni ile hiçbir tehlike söz konusu olmadığı ispatlamıştı. Günde 250-300gr dahi alınsa. 6) Bağırsaklardaki kokuşma ve mayalanmayı önler, bunu gaitasi (dış¬kısı) pis kokanlar Ketentohumunu aldıktan birkaç gün sonra farkederler. 7) Ketentohumunun birleşimindeki sabit yağ çörek tohumu, hodan tohumu ve ışıldak tohum yağlarındaki yüksek oranda bulunan sabit yağlara benzer ve doymamış yağ asitleri içerir. Bilindiği gibi doy¬mamış yağ asitleri nörodermatoz (Besin alerjisi kaşıntılı sulu Ekzema), astım, bronşitli astım, alerji, bahar nezlesi, ekzema ve bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanılır. Keten yağıda (Beziryağı) yüksek oranda doymamış yağ asitleri içerir. 8) Dr. Budwig`e göre sabahları 50 Yağsız teleme (Süt kesiği veya bazı yörelerde Ağız denilir) 2 Yemek kaşığı Ketentohumu (mümkünse taze ezilmiş) 1,5 Yemek kaşığı Ketenyağı (Beziryağı) ile karıştırılarak yenir. Buna ince doğranmış meyve, ceviz türleri, fındık ve balda karıştırılabilir. Yağlar Hayvansal yağlar ve bitkisel yağlar diye ikiye ayrılır ve hayvansal yağlar doymuş yağlar olduğundan bunlara ölü yağlarda denir. Bitkisel yağlar doymamış yağ asitlerinden meydana gelir, yüksek oranda aktiftir. Margarinler ise bitkisel yağlar olma¬larına rağmen sıkıştırılarak yapısı bozulduğundan yani cis-Form`dan trans-Forma (şekle) dönüştüğünden bunlarda ölü yağlardan sayılır, çünkü fonksiyonlarını kayıp ederler. Ölü yağlar (Hayvansal yağlar ve Margarinler) hücrelerin duvarlarını (membran) sertleştirerek içeri oksijen ve besin girmesini önler yani damarlar dokular ve organlarda yoğunlaşan ve depolanan ölü yağlar, mikroplar, bakteriler, virüsler ve mantarlar için en ideal beslenme merkezlerini oluşturur. Ölü yağların depolandığı yörelere oksijen girmez, böylece hücreler oksijensiz ve besinsiz kalır. Şişmanlar açlık hissederler, çünkü hücre duvarlarındaki ölü yağlar hücre membranını sertleştirir ve içeri besin ve oksijen girişi engellenir. Bronşitli ve astımlılarda havasızlık çekerler, çünkü kandaki oksijen hücrelerden içeri giremez. Beziryağı bitkisel yağlar içinde en kaliteli ve en yüksek oranda aktif yağlardır. Beziryağındaki doymamış yağ asitleri telemedeki kükürtlü Aminoasitlerle reaksiyona girerek yüksek değerli Liposlar (Lipid-Protein) meydana gelir. Liposlar ölü yağların yerine oksijen ve besin girmesini sağlar. Bu Küre 3-4 ay devam edilirse kişi dinçleşir yağ birikintilerini atar, hastalıklara karşı bağışıklık (Immun) sistemi güçlenir ve zamanla hastalıklar, astım, bronşit, romatizma, yağ metabolizma bozukluğu (Et ve et mamulleri yiyince rahatsız olma) sindirim bozuklukları ve alerji yok olur. Tesir şekli: Kandaki lipid, kolesterol, trigliserid ve şeker düşürücü, yük-sek tansiyon önleyici, antioksidatif (radikalleri yok edici), antibakteriyel ve enzimlerin oluşumunu sağlayıcı, avitaminoz (vitamin yetersizliği), mineral yetersizliği ve iltihapları ve mantarları yok edicidir. Kullanılması: a) Araştırmalara göre ketentohumu mide- bağırsak rahatsızlıklarında, hazımsızlık, ekşime, kusma, yanma, bulantı, kramplar, ağrılar, tıkan-ma, şişkinlik, bağırsak florasının bozulması ve lipid, trigliserid, koles-terol, şeker hastalığı (Kandaki Şekeri düşürür) aminoasit yetersizliği, vitaminsizlik, mineral yetersizliği ve kanserli urları eritmek için kullanılır veya Gökçek İksiri daha etkilidir. b) Komisyon E nin 05.12.1984 tarih ve 228 Nolu Monografi bildirisine göre sürekli kabızlık (müzmin Kabızlık) nedeniyle alınan kimyasal ilaçlardan tahrip olan kalınbağırsak, kolon irrtibality, hassaslaşması, bağırsak divertikülü (Bağırsak kasının içine kese şeklinde girmesi) gastrit ve enterit (İnce bağırsak iltihaplanması) karşı ketentohumu kullanılır. Haricen ise iltihaplı yaralara lapası sarılır. c) Halk arasında Mide, bağırsak, mesane ve böbrek kanamaları ve nez-leleri, apse, çıban, kuru ekzema, bronşit, astım, akciğer iltihaplan-ması, yutak iltihaplanması, öksürük ve nezleye karşıda kullanılır. Çay:  1) Şayet mide- bağırsak iltihapları, kramplar, ağrılar, hazımsızlık, ekşi-me, şişkinlik, yanma gibi rahatsızlıklara karşı kullanılacak ise 2-4Kahve kaşığı hafif ezilmiş ketentohumunun üzerine 300ml kaynar su ilave edilir 5-10dk bekledikten sonra içilir. 2) Eğer kabızlık (Peklik), ishal, hazımsızlık ve sindirim zafiyetine karşı kullanılarak ise iki yemek kaşığı ketentohumu yutulur ve üzerinde 300-600ml süt, meyve suyu veya bal şerbeti içilir. Kabız olanların mut¬laka tohumlarını hafif ezerek veya ezmeden yemekten ve kah-valtıdan sonra yutması gerekir. Şayet çayı kabızlığa karşı kullanılacak olur ise tohumlar sıvı emerek şiştiğinden bağırsaklarda sıvı emici özeliğini kaybeder. Bu nedenle kabızlığa karşı sadece kuru olarak alınır. 3) 1-2Yemek kaşığı Ketentohumu 300-500ml soğuk suya konur ve ya¬vaş yavaş ısıtılır. 15-20dk sonra süzülür ve Lapa yenir. Lapa genellikle araştırmalarda kullanılan bir metottur. Çay Harmanları; Gökçek Mesane nezlesine karşı çay; >20 gr Ayı züzümü yaprağı >20 gr Selam otu kökü >20 gr Keten tohumu >20 gr Taş anason kökü >20 gr Mısır püskülü Gökçek Alman Kodeksi Öksürük hafifletici çayı; >20 gr Hatmi kökü >20 gr Ebe gömeci yaprağı >20 gr Kokulu yonca otu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Keten tohumu Gökçek Böbrek ve mesane kanaması çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Beşparmak kökü >20 gr Çobançantası otu >10 gr Kılıç otu >10 gr Ayı üzümü yaprağı Gökçek İshal çayı; >30 gr Keten tohumu >30 gr Hatmi kökü >20 gr Karakafes kökü >20 gr Beşparmak kökü Gökçek Mide ve bağırsak kanamasına çay; >40 gr Keten tohumu >30 gr Papatya çiçeği >20 gr Beşparmak kökü >10 gr Çobançantası otu Gökçek Kuru ve yırtıcı öksürük çayı; >20 gr Keten tohumu >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Hatmi kökü >20 gr Hatmi yaprağı >10 gr Ebe gömeci yaprağı >10 gr Sinirli ot Beziryağı (Ketenyağı): Ketentohumu soğuk baskı ile sıkılarak veya sıcak baskı ile sıkılarak yağı çıkarılır. Soğuk baskı ile elde edilen yağ daha kalitelidir ve buna İngiliz beziryağı denir. Sıcak baskı ile sıkılarak elde edilen yağa ise Türk beziryağı denir. Bir kısım Beziryağı bir kısım kireç suyu ile bir şişede karıştırılarak Liniment adı ile anılan Merhem elde edilir. Bu Merhemle Yanık olan yerlere sürülür ise ağrıları dindirir ve deri hastalıklarında kullanılır ise deriyi iyileştirir. Fakat günümüzde bu tür rahatsızlıklara karşı daha etkili ilaçlar olduğundan bu maksatla pek kullanılmaz. Beziryağı eskiden evlerde kızartmalarda da kullanılmıştır, fakat kokusu nedeni ile artık Kızartmalık yağ olarak da kullanıl¬ma¬mak-tadır. Günümüzde genellikle Yağlıboya, deri, boya, kağıt, Yemek yağı ve Sabun yapımında kullanılmaktadır. Kataplazma (Keten sargı): Ketentohumları sıkıldıktan sonra geri kalan kısma küspe adı verilir. Ketentohumu öğütüldükten sonra kurutulur ve tozu (unu) elde edilir. Ketentohumunun sıcak su ile lapası yapılarak sade veya hardal unu ile birlikte göğse ince bir tabaka halinde sürülür ve sarılır ise göğsü yumuşatır.  Keten ipi: Keten kapsülleri yarıldıktan sonra özel bir tarakla taranır. Su ile veya mekanik olarak ipliklen ayrılarak belli işlemlerden geçtikten sonra keten ipliği elde edilir. Keten ipliği tekstil sanayinde ve tıbbi iplik yap¬mada kullanılır, özellikle yaz aylarında ketenli pantolon ve gömlek giyilir ise serin tutar.  Yan tesirleri: Ketentohumunun bilinen bir yan tesiri yoktur, fakat bağırsak düğümlenmesi ve yemek borusu iltihaplanmasında kullanılmaz. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes