Tumgik
#kar çiçekleri
resimlerin-dili · 1 year
Photo
Tumblr media
162 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
10 notes · View notes
anlamsizgeceler · 1 year
Text
Oysa seni görmem için bir ışığa ihtiyacım yoktu, ben seni gözlerim kapalıyken de görebilirdim. Ben seni en karanlık anlarda bile hissedebilirdim...
2 notes · View notes
yusuf-krk · 1 month
Text
Dilruba-Hanedan..... Gönül Hanem.....
Tumblr media
Sen benim hüzün yanımsın.
Söküp atamadığım umut
çiçeklerini gömdüğüm toprağımsın.
Bahar gelir yeşerir diye yağmur, çamur, kar kış demeden suladığımsın.
Olur da bir gün açarsın diye
Beklediğim sevdamsın.
Sevda çiçekleri açar mı bilinmez ama umuduna umudumu bağladığımsın.
Seni Seviyorum ❤️
Sağlıklı yaşam dileği ile 🖋️🇹🇷🇦🇿🇹🇷🇦🇿
147 notes · View notes
seydattr58 · 3 months
Text
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken
Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca
Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor
Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
Bir de seni ekliyorum susuşlarıma
Selamsız saygısız yürüyelim sokakları
Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
Adını bilmediğimiz doslar kalır yalnız
Yüreğimize alırız onları, ısıtırız
Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam
Gidersen kar yağar avuçlarıma
Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar
Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık
Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine
Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
Bir tufan olurum sustuğun her yerde...
~Huzurum~
...Şair'in;
"Oturur soluksuz izlerim Seni,
en güzel manzaramsın"
dediğisin işte.....❤️
28.01.2024
68 notes · View notes
pembebirkrizantem · 1 year
Text
Tumblr media
Bir gün gideceğim ben de tıpkı diğerleri gibi
Ruhumdan düşen serin damlalar ıslatacak toprağı
Rüzgarın uğultusunu giyeceğim üstüme
Tatlı bir melteme emanet ettiğim hüznümü
Beyaz kar taneleri, ete kemiğe bürüyecek
Bir gün gideceğim ben de tıpkı diğerleri gibi
Yeni açmış kır çiçekleri fısıldayacak adımı kulaklarına,
Gökyüzünün göz kapaklarına çizilecek süretim
Baktıkça beni hatırlayacaksın
Ve sesim uzaklarda bir yankı,
Varlığım zihninde kifayetsiz bir söz misali unutulduğunda,
Sen bu dünyaya bıraktığım en güzel iz olarak kalacaksın.
-PembeBirKrizantem
146 notes · View notes
ertan2618 · 7 months
Text
Kar Çiçekleri
youtube
21 notes · View notes
Text
Özledim seni
Bunu söylerken bile daha çok özledim seni
Fotoğraflarına baksam bile özlüyorum seni
Zaman çok acımasız ve bizden nefret ediyorum
Birbirimizi görmek bile artık imkansız gibi
Sadece kış var burada, ağustos ayında bile kış buralar
Kalbim, zamanın izinden gidiyor
Yalnız bırakılan bir kar küreciyi gibi
Ellerini tutup dünyanın öbür ucuna gitmek istiyorum,
Ve bu kışı bitirmek
Daha ne kadar hasret yağmalı tıpkı kar gibi
Bahar günlerinin gelmesi için
Arkadaşım.
Boşlukta dolaşan küçük toz taneciyi
Eğer uçan bir kar tanesi olsaydım
Sana daha hızlı ulaşabilirdim
Kar taneleri düşüyor
Ve yavaş yavaş uzaklaşıyorum
Özledim seni, seni özledim
Özledim seni, seni özledim
Daha ne kadar beklemem gerek?
Kaç geceyi daha uykusuz geçirmeliyim?
Seni görmeden önce
Sana kavuşmadan önce
Çiçekler açana dek
Soğuk kış gelip, geçip, yine bahar günleri gelene dek
Lütfen orada biraz daha kal
Biraz daha, biraz daha
Sen mi değiştin?
Yoksa değişen ben miyim?
Şu anda gelip geçen zamandan bile nefret ediyorum
Değişen biziz ve sanırım her şey
Senden nefret ediyorum
Gitmene rağmen bir gün bile unutmadım seni
Dürüst olmalıyım, seni özlüyorum ama unutacağım
Çünkü seni içerlemektense, evet bu daha az acıtacak
İçimi soğutan seni uzaklaştırmaya çalışıyorum
Duman gibi, beyaz bir duman gibi
Seni sileceğimi söylesem de, aslında seni bırakmaya hazır değilim
Kar taneleri düşüyor
Ve yavaş-yavaş uzaklaşıyorum
Özledim seni, seni özledim
Özledim seni, seni çok özledim
Daha ne kadar beklemem gerek?
Kaç geceyi daha uykusuz geçirmeliyim?
Seni görmeden önce
Sana kavuşmadan önce
Hepsini biliyorsun, benim en yakın arkadaşım
Sabahlar geri gelecek
Çünkü hiçbir karanlık yahut hiçbir mevsim
Asla sonsuza kadar sürmez
Kiraz çiçekleri açıyor
Bu kış da bitiyor
Özledim seni, seni özledim
Özledim seni, seni çok özledim
Eğer biraz daha beklersen
Eğer sadece birkaç gece daha uykusuz geçirirsen
Seninle buluşmaya geleceğim
Seni almaya geleceğim
Soğuk kış gelip, geçip, yine bahar günleri gelene dek
Çiçekler açana dek
Lütfen orada kal biraz daha.
16 notes · View notes
sa-lvatore · 4 months
Text
gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider. bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında. yanlış adreslerdeydik, kimliksizdik belki. sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar. biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı. üşür müydük nar çiçekleri ürperirken? gidersen kim sular fesleğenleri, kuşlar nereye sığınır akşam olunca? sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu. sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor. bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun. adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına, öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor. bir de seni ekliyorum susuşlarıma. selamsız, saygısız yürüyelim sokakları. belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar. geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar. adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız. yüreğimize alırız onları, ısıtırız. gardiyan olmayız kendi ömrümüze her akşam. gidersen kar yağar avuçlarıma, üşürsün. bir ceylan sessizliği olur burda aşklar. fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında. durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde. menekşeler, nergisler yerine kuş ölüleri. bir su sesi, bir fesleğen kokusu, şimdi uzak yangınları anımsatıyor genç ölülere artık. bulvar kahvelerinde arabesk bir duman. sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere. bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun isyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim? sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın. devriyeler basıyor karartılmış evleri yine. gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da ölür. bir tufan olurum sustuğun her yerde.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
16 notes · View notes
ay-misali · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Mevsim bahar, Peygamber çiçekleri açmış bak yine !... Bir vahyin ağırlığında yeni umutlara kapı aralıyor ; Umut Allah'ın sonsuz anahtarı... Umudunu sakın yitirme, Allah'ın kudreti gibi güçlü , azameti kadar yüce , rahmeti gibi sonsuz olsun.
Sana kapanmış her kapının arkası kış olsa da, bahçesinde Nevbahar yakındır. Kır çiçekleri baharın lisanı, her çiçek baharı kendi diliyle anlatır.
Tabiat bakmayı bilenler için çok şey öğretir cancağızım.
Kardelenler, çiğdem çiçekleri kar altında açar, zambaklar ıssız yerde !... Papatyalar yüreğinde ki saf sevgiye benzer ; sahte sevgilere, hoyrat sevmelere inat kökü sağlamsa etrafa dağılır, kokusu buruk olsada düştüğü yerden çoğalır. Sen yeter ki yüreğinde açan sevda gülünü soldurma, gelincik çiçeği misali naifçe tutun ; Her isyanında inkarın eşiğine düşmüşse dilin nefsine uyma, yüreğini vahye açacak Peygamber çiçeklerine bak.
Kalbinle kucakladığın fırtına elbet bir gün Nevbaharla dinecek ;
Umut sabredenlerle , Aşk inananlarla beraberdir.
... ay-misali
91 notes · View notes
resimlerin-dili · 1 year
Photo
Tumblr media
98 notes · View notes
sonumuamma · 2 years
Text
Sesini duymak isterdim. Isterdim ki bir akşam üzeri,
martılar kar çiçekleri arasında
çığlık atarken seninle de
bir deniz kıyısında karşılaşalım…
Nazan BEKİROĞLU
Tumblr media
43 notes · View notes
yitikyasam · 1 year
Text
Sen ki;
‘‘dipsiz bir uçurum kenarında annesi ve kız kardeşi için kır çiçekleri toplayan bir adamın ıslak yanaklarına düşen, ölünceye kadar nefesinde saklanacak kar tanesi.. ‘‘ idin..
15 notes · View notes
kelamhanee · 2 years
Text
Yokluğunun en zemheri vakitlerinde, avuçlarımda kar çiçekleri büyütürüm. Ben hayra yorduğum için bu hasreti, ilişmez yurduma kirli çakallar. 𝙏ü𝙢 𝙙üş𝙠ı𝙧𝙖𝙣 𝙙üşü𝙣𝙘𝙚𝙡𝙚𝙧 𝙗𝙞𝙡𝙢𝙚𝙙𝙞ğ𝙞𝙢 𝙗𝙞𝙧 𝙮𝙤𝙧𝙩𝙪𝙙𝙖 𝙠𝙖𝙫𝙪ş𝙩𝙪 𝙠𝙖𝙧𝙖𝙣𝙡ığı𝙣𝙖. 𝘽𝙚𝙣 𝙗𝙞𝙧 𝙗𝙚𝙡â𝙣ı𝙣 𝙤𝙧𝙩𝙖𝙨ı𝙣𝙙𝙖 𝙠𝙖𝙡𝙨𝙖𝙢 𝙣𝙚 çı𝙠𝙖𝙧, 𝙗𝙚𝙣 𝙗𝙖𝙩ı𝙡 𝙗𝙞𝙧 𝙞𝙝𝙩𝙞𝙡𝙖𝙡𝙞𝙣 𝙜ö𝙡𝙜𝙚𝙨𝙞𝙣𝙙𝙚 𝙠𝙖𝙡𝙨𝙖𝙢 𝙣𝙚 çı𝙠𝙖𝙧.... Kırgınlıklar, kırk bin yerinden kırık aynalar gibi bakar bana. Hangi fermanda hangi cümleyim. Bir binbir gece masalının son cümlesiyim belki de... Belki de yasaklanan bir romanda adı sıkça anılan bir efsaneyim.... Can deva bulmakta her ah deyişlerimde. Çünkü bir isyan bayrağı değil cümlelerime asılan... Mahir bir hasretin yüreğe zâhiri dokunuşudur.... Boş kafiyelerle israf etmediğim şiirlerin, ötelere salınan çığlığıdır. En keskin merhem teskin etmez bu bekleyişi. Bekleyişim bir çağın matemini gizlemiş gönlün kuytusuna... Pes etmek ağır bir mağlubiyettir bundan sonra. 𝘽𝙞𝙡𝙞𝙧𝙞𝙢 𝙠𝙞 𝙖ğı𝙧 𝙫𝙖𝙯𝙞𝙛𝙚𝙡𝙚𝙧𝙞𝙣 𝙢𝙞𝙖𝙙ı 𝙙𝙤𝙡𝙢𝙖𝙯 𝙖𝙨𝙡𝙖.
💜@kelamhanee
🍁Güz Sürgünleri isimli romanım çok yakında sizlerle. Eserde yer alan şiir tadında bir kısmı sizlerle paylaşmak istedim. Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim. Sevgi ve muhabbetle.
𝓜.𝓑𝓪𝓵𝓪𝓫𝓪𝓷
#GüzSürgünleri #bazışeyleresusulmuyor #roman #kitap #bekleyiş #ümit #hasret
Tumblr media
32 notes · View notes
seydattr58 · 2 years
Text
Gelseydin Seni deli gibi sevecektim..
Sevilmenin ne güzel olduğunu o gün anlayacaktın...
Ah aşk?a ulaşmak...
Sen benim hüzün yanımsın..
Güneşin vurmadığı gölgede kalan yanım..
Kimselerin bilmediği kendime sakladığım..
En çok ayazda kalmış olup da rüzgâra savuramadığım, alıp alıp defalarca sineme sardığım yanımsın..
En çok kanayan yarama sarmaya çalıştığımsın.. Sardıkça kanayan kanadıkça sardığımsın..
Sen benim hüzün yanımsın..
Her doğan günle bir kez daha ümidimi yıkan tarafımsın.. Olmadı olmayacak dedirten hain düşmanımsın..
Ah çıksa gelse şimdi, diyecek kadar kendimi kaptırdığım saflığımsın..
Çıksa ve gelse, alsa ve götürse, diye çırpınan kanadımsın..
Ve her defasında kendime kırk kez söyleyip kırk kez yanıldığımsın..
Sen benim hüzün yanımsın..
Söküp atamadığım umut çiçeklerini gömdüğüm toprağımsın..
Bahar gelir yeşerir diye yağmur, çamur, kar kış demeden suladığımsın..
Olur da bir gün açarsın diye beklediğim sevdamsın.. Sevda çiçekleri açar mı bilinmez ama umuduna umudumu bağladığımsın...
Sen benim hüzün yanımsın..
Dar vakitte bulup tez zamandaki kaybımsın..
Ne olur kal benimle? dedirtecek kadar yalvardığımsın..
Sensiz hayatı istemiyorum diyecek kadar uçurumdan kendimi attığımsın..
Geceyle gündüzümü, yanlışla doğrumu karıştıran arafımsın..
Sahi sen benim soldan soldan vuran yanımsın..
Sen benim hüzün yanımsın..
Sensizken anlamını yitirdiğim hayatımsın..
Bütün kelimelerime yüklediğim anlamsın..
Sen diye başlayıp da bitiremediğim üç noktamsın...
Sen, Sen ille de Sen?
diye durup durup nefes aldığımsın..
Sen varsan ben varım dedirtecek kadar kendimi hiçe saydığımsın..
Kaderi kaderime yazılsın diye her gün Yaratıcıya yalvardığımsın..
Aklımda, yüreğimde ve duamda olansın..
Sen benim hüzün yanımsın..
Bakışına hasret kaldığım, sesine özlemle bağlandığımsın..
Özlemim, hasretim, bakmaya doyamadığımsın..
Bahtıma doğanımsın.. Olmazsa olmazımsın.. Nefretim, öfkem, kinim, sevincim, umudum, düşüm, rüyam, hayalim ama en çok ağlatan, en çok da kanatansın..
Sen tarifi imkansız aşkımsın..
❤️
..beni yokluğunla savaştırma,
kaybederim...
💜
♡Huzurum♡
...
06.08.2022
85 notes · View notes
srdnm · 1 year
Text
Severmişim Meğer
Yıl 62 Mart 28 Prag-Berlin treninde pencerenin yanındayım akşam oluyor dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen ben sürmedim Platonik biricik sevdam da buymuş meğer. meğer ırmağı severmişim ister böyle kımıldanmadan aksın kıvrıla kıvrıla tepelerin eteğinde doruklarına şatolar kondurulmuş Avrupa tepelerinin ister uzasın göz alabildiğine dümdüz bilirim aynı ırmakta yıkanılmaz bir kere bile bilirim ırmak yeni ışıklar getirecek sen göremeyeceksin bilirim ömrümüz beygirinkinden azıcık uzun karganınkinden alabildiğine kısa bilirim benden önce duyulmuş bu keder benden sonra da duyulacak benden önce söylenmiş bunların hepsi bin kere benden sonra da söylenecek gökyüzünü severmişim meğer kapalı olsun açık olsun Borodino savaş alanında Andırey’in sırtüstü seyrettiği gök kubbe hapiste Türkçeye çevirdim iki cildini Savaşla Barış’ın kulağıma sesler geliyor gök kubbeden değil meydan yerinden gardiyanlar birini dövüyor yine ağaçları severmişim meğer çırılçıplak kayınlar Moskova dolaylarında Peredelkino’da kışın çıkarlar karşıma alçakgönüllü kibar kayınlar Rus sayılıyor kavakları Türk saydığımız gibi İzmir’in kavakları dökülür yaprakları bize de Çakıcı derler yar fidan boylum yakarız konakları Ilgaz ormanlarında yıl 920 bir keten mendil astım bir çam dalına ucu işlemeli yolları severmişim meğer asfaltını da Vera direksiyonda Moskova’dan Kırım’a gidiyoruz Koktebel’e asıl adı Göktepe ili bir kapalı kutuda ikimiz dünya akıyor iki yandan dışarda dilsiz uzak hiç kimseyle hiçbir zaman böyle yakın olmadım eşkiyalar çıktı karşıma Bolu’dan inerken Gerede’ye kırmızı yolda ve yaşım on sekiz yaylıda canımdan gayri alacakları eşyam da yok ve on sekizimde en değersiz eşyamız canımızdır bunu bir kere daha yazdımdı çamurlu karanlık sokakta bata çıka Karagöz’e gidiyorum Ramazan gecesi önde körüklü kaat fener belki böyle bir şey olmadı …. çiçekler geldi aklıma her nedense gelincikler kaktüsler fulyalar İstanbul’da Kadıköy’de Fulya tarlasında öptüm Marika’yı ağzı acıbadem kokuyoryaşım on yedi kolan vurdu yüreğim salıncak buluklara girdi çıktı çiçekleri severmişim meğer üç kırmızı karanfil yolladı bana hapishaneye yoldaşlar 1948 yıldızları hatırladım … severmişim meğer gözümün önüne kar yağışı geliyor ağır ağır dilsiz kuşbaşısı da buram buram tipisi de meğer kar yağışını severmişim güneşi severmişim meğer şimdi şu vişne reçeline bulanmış batarken bile güneş İstanbul’da da kimi kere renkli kartpostallardaki gibi batar ama onun resmini sen öyle yapmayacaksın meğer denizi severmişim hem de nasıl ama Ayvazofki’nin denizleri bir yana bulutları severmişim meğer ister altlarında olayım ister üstlerinde ister devlere benzesinler ister ak tüylü hayvanlara ayışığı geliyor aklıma en aygın baygın en yalancısı en küçük burjuvası severmişim yağmuru severmişim meğer ağ gibi de inse üstüme ve damlayıp dağılsa da camlarımda yüreğim beni olduğum yerde bırakır ağlara dolanık ya da bir damlanın içinde ve çıkar yolculuğa hartada çizilmemiş bir memlekete gider yağmuru severmişim meğer ama neden birdenbire keşfettim bu sevdaları Prag-Berlin treninde yanında pencerenin altıncı cıgaramı yaktığımdan mı bir eski ölümdür benim için Moskova’da kalan birilerini düşündüğümden mi geberesiye saçları saman sarısı kirpikleri mavi zifiri karanlıkta gidiyor tren zifiri karanlığı severmişim meğer kıvılcımlar uçuşuyor lokomotiften kıvılcımları severmişim meğer meğer ne çok şeyi severmişim de altmışında farkına vardım bunun Prag-Berlin treninde yanında pencerenin yeryüzünü dönülmez bir yolculuğa çıkmışım gibi seyrederek NÂZIM HİKMET 19 Nisan 1962
2 notes · View notes