"Sofuluk satıyorsun, elinde boy boy tesbih
Çevrende dalkavuklar; tapınır gibi, la-teşbih!
Sarık cübbe ve şalvar; hepsi istismar, riya
Şekil yönünden sanki; Ömer’in devri, güya!
Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler
Zikir Kur’an sesinden, yerler ve gökler inler!
Ha bu din, iman, takva; inan ki hepsi yalan
Sen onları kendine taptırısın vesselam!
Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın
Şimdilik putu sensin, tapılan menfaatın!
Hey kukla kafalı adam, dinle sözümü tut
Bunların dilinde Hak; ama kalbi dolu put!"
16 notes
·
View notes
kanser vardı ölüm var allah var olacak
çünkü korkuyordun çünkü gözlerin pardı
şiir ezberler gibi dua ettin o gece
benimse allahımın yanında örgütlerim vardı
seninle geceye dair aynı ipe de dizilebilirdik
fakat uykusuz geçen yağmurlu bir gün yaşandı
izin ver bu kez
ben rahimden değil karından doğdum
onun içindir werther’in doğum sancıları alnımda
izin ver ki kızım rahminden doğsun
kays'ın sancıları savrulsun alnında
bir terörist de türklerden çıksın sevgilim
nasılsa ki ezberlediğin şiirdi seni o gece kurtaran
beni de öldürecek olan saçlarımın arasındaki yağmur
ama elbette unutma
her yağmurlu gecenin çekilmiştir fotoğrafı
ve tanrının lütfudur her yağmur
1 note
·
View note
Ruh zehirlenmesi diye bir şey olabilir mi yani böyle uzun süredir ruhumu besleyecegim öyle bir etkinlik olmamış ki iki kiliseler ve liseler dinleyince kendime geldim
3 notes
·
View notes
o kadar narinsin ki, sim terlersin
19 notes
·
View notes
a sevgilim, bugünler kötü günler.
tütünümden süzülürken gökyüzüne üzüntüyle; düşündüm de
bütün her şey,
inandığımız bütün herkes niçin böyle söyle lütfen. küçülürler gözümüzde.
2 notes
·
View notes
GİRİŞ
Toprak sinmiş alın
Mahmur bir çift göz
Diz kapaklarında yara
Halvet kokan ağız
Ve evet!
Güneş doğar balkonlara
-O-
Zira kuşlar uymaz bu çağın getirdiklerine
Bu dağın eteklerinde konaklamaz artık atlar
Çok hayal kurmaz çilli bir kız, rüya görmez
Belki de öpülse kurbağa olacak
Peki ne yapar bu
Hiç mi bir kuşa boyun eğmez tay
Hiç mi koymaz çenesine dişi avuçlarını (ah)
Grevlere de katılmaz
Yetecek midir gördükleri hayatı boyunca
O ıssız dubalarda
Bir at’ın özlemidir belki de içindeki
Bir çırpıda çırpılan kanatla kat edilen dağların
Yaşadığının sağlamasını yapamayışın
Tezcanlılığıyla sürüklenmiş
Baudelaire ile Bedreddin’in arasında
Sokakları kırgınlıkla arşınlamış
En uygun adım marşlarla tıpış tıpış
Bilyeler ve bilhassa çatapatlarla
Değiş tokuş ederlerken hayatlarını arkadaşlarla
Herkes bir rüya görüyor
Herkes rüyasında dalmış
Oysa o ise
Ona başkalarının rüyaları kalmış
Herkes bir rüya görüyor
Ona kalan rüyalarda yangın
Oysa o ise
Bir denizin en dibine değmiş
Herkes bir rüya görüyor
Hiç olmamış kendi rüyası
Tutuştuğu yerden tutunmuş
Başka rüyalarda
Acının tarafında olmak
Yarının arafında bir kuşun kanadında doğmak
Bir suçun kıyısından
Bir yolun yarısından dönmek
Bir sonun en başından
Üç gece tam, Allah'ın kapısında yatmak
Sokağındaki köpeklere azığından bölmek
Suyuna tükürdüğün vahayı uykulu gözler ve
Kupkuru bir ağızla yalınayak terk etmek
En mahzun sathıydı bu çağın
-Sen-
Terk etmek ve yola koyulmak
Kalacağın dağı seçmek pek meşakkatli olmamalı
İndiğinde bulacağın kasaba hiç değişmemiş olacak
Bilindik bir ezan ve ezâ hali
En hüzünlü şekilde düşecek gönlüne salât vakti
Fakat asla özsavunma olarak ‘düşünecek’miş
Gibi bakma onlara
Zıt tutarlar seni, öfkeli ve fakat güçsüz derler
Sevgisiz ve zorba sesleriyle
Sen bakma onlara
Onlar hatırsız hatırasız kalmış
Herkes bir rüya görüyor
Herkes rüyasında dalmış
Herkes bir rüya görüyor
Dünya rüyalarda kalmış
Herkes bir rüya görüyor
Kimse görünmek istemiyor / Sense
Bırakıp bunları bu falanları filanları
Yürümüş yürümüş bir güneşe varmışsın
Çok ama çok tehlikeli bir iş yapmış
Herkes bir rüya görüyorken sen
Birinin rüyasına girmişsin
Ah şimdi o kuş on dördüncü kata çarpar ölür
Ve o tay üç gecede büyür üç kurda yem olur
Zaten o okulda çalışsan da yapamayacaksın matematiği
Benim hayatım şiir olmuş deyip edebiyatı
Ve tam da böyle bir gecede baban ölmüş
Bankalar vurmuş onu
Alnının dibinden
Zaten sen de öldün
Benim hayatım şiir olmuş derken
Adam uyanmış rüyadan, rüya dalmış uykuya
Ta ki sen doğana dek
Doğan doğurur
Çoğalan çocuktur
Yoldadır seyirdedir
Çağıldar olur ölür
Sen merak etme, rüya seni görür
Sen merak etme, ölüm seni bulur
Merak etme
Olan ölür ölen olur
-Biz-
Alâk dedi güzel kokulu adam
Alâk dedi bildin
Bir tülün ardındaki dibdiri sırrı
Sen kime alâksın, biz kime?
Şu dağın kalbi atıyordu duydun
Kardığın harcın nefesi kristalleniyordu soğuktan
Telâşından karşı koyamıyordu ağaç, baltasına, telâşından
Bir at sohbet etti bir kuşla
Marifetin bu mudur alâk?
Dağlara tutulmuş gönlün dönüşü olur mu?
Cami ile mezarlık mesafesidir hayat
İşte, seninle temizlendi şu ırmak
Seninle büklüm büklüm oldu çiçekler
Geyikler seninle susuzluğunu giderdi
Senin için toplandı kitap, çağladı derya
Sen her gittiğinde secdeye
Seccaden de yüzünü koyacak yer arardı
Yağmurlar yağacak bir yer arardı gönlünde
Aklın ne zaman bir yere takılsa
Ve hep buluverirlerdi o yemyeşil koruyu
Ve kapın her çalmaktan önceleri
Kuşağını bürünür
Zillerini sürünürdü
Ve sen saatine her baktığında
Vakit tamamdı
Cami ile mezarlık mesafesidir hayat
Seni orada bulacaklar
Orada görülecek hesap
Seninle bir olacak yer, yerle bir olacak şehir
Çünkü vardın derya dibindeki o kızıl vicdana
Olacak olan oldu dağ oldu çiçek oldu
Omuzlarda taşınılan kallavi tabutlar
Oldu işte oldu yüreğinden düştü bir çiğ titredin
Herkes bir rüya görüyor
Herkes rüyasında dalmış
Herkes bir rüya görüyor
Hakiykâtten kopmuş
Herkes bir rüya görüyor
Gerçeklerden farksız
Herkes bir rüya görüyor
Ötekini duymak istemiyor
Bir rüya görüyor herkes
Bir rüya görüyor
Oysa o ise
Varmış bir başkasının rüyasına dalmış
Görüp göreceği daha ne varmış
Allah’ından bulmuş bütün o peygamberler
Tartaklanmış yağmalanmış canhıraş melekler
Kalbi hâlâ atmakta olan kitaplar
Ve insan
Çürükçül bir kuş kadar güzel
Bir o kadar taçyapraklar okşarken onu
Ne söyleyebilir ki bu masum kız ölürse
Söyler
Bir ağıt bir muhakeme bir yurt kurar
Sinesinde Tûr-i Sina
Avucunda sımsıkı bir yürekle
Zülfünü değdirmeden zulme
Seğirmeden gözleri
Elbette taşın bağrını yarar
Karınca yuvaları gibi
Ey halk yığınları
Ey meskûn mahaller
Ey hanlar haneler hanedanlar
Kızın geçtiği halklar -Hîre’den Hira’ya-
Eskiden daha yalnızsız daha yoksuzmuş
Ya ona sıkılır canı
Bilyeler ve kuşlar ve rüya
Ve bir türlü göremediği at
Sizden daha kıymetli
Göze göz
Dişe diş çatapat
Hayat
12 notes
·
View notes
yıldızların ardında utangaç bi tanrı var'
kiliseler ve liseler
13 notes
·
View notes
‘‘ rodrigues, onun saçları evimin perdesi ‘‘
38 notes
·
View notes
Şimdi tüm denizleri içsem çatlayana kadar
Ya da gözlerinizde biriksem bir gece bayım
On sekiz yıldır bir koridordu oluşturduğum yer,
Ah cürmüm bu gece nefis bir yer kaplar.
42 notes
·
View notes
"Bizler ki değil miyiz; dibine değdiğimiz bir şiir, dinlediğimiz türkü ve bir başkasının hüznü ile canına jilet çekebilen?"
21 notes
·
View notes
// bana istenmediğim şarkılar söyletiyorsun sergilediğin krizlerle ve kara komedinle
3 notes
·
View notes