23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Kartepe’de coşkuyla kutlandı
KOCAELİ- 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Kartepe Kent Meydanı’nda bulunan Atatürk anıtına İlçe Milli Eğitim Müdürü Ferhat Dilek’in çelenk sunması, ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Kent Meydanı’nda düzenlenen programa Kartepe Kaymakamı Hasan Öztürk, Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ferhat Dilek, İlçe Jandarma…
View On WordPress
0 notes
Ereğli’de 30 Ağustos Zafer Bayramı Coşku İle Kutlandı
Ereğli’de 30 Ağustos Zafer Bayramı, 3 Alp ve Nazlı Öksüz konserleri eşliğinde coşku ile kutlandı. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen konsere İlçe Kaymakamı Edip Çakıcı, Jandarma Komutanı, Siyasi Parti İlçe Başkanları ve Yönetimleri, Ülkü Ocağı Başkanı ve Yönetimi, STK Başkanları, Belediye Başkan Yardımcıları, Birim Müdürleri ve binlerce Ereğlili katıldı.
“100.…
View On WordPress
0 notes
7 Temmuz Dünya Değişim Günü Coşkuyla Kutlandı!
7 Temmuz Dünya Değişim Günü Coşkuyla Kutlandı!
Uluslararası Değişim Federasyonu (ULUDEF) tarafından 2018 yılında ilan edilen ve her sene 7.7 tarihinde kutlanan Dünya Değişim Günü, 7 Temmuz Perşembe günü yurt içi ve yurt dışı 100’ün üzerinde şehirde kutlandı.
2022 yılı kutlamalarının teması “DÜNYA BARIŞI İÇİN KENDİNLE BARIŞ” olarak seçilen bu çok özel günün UNESCO Uluslararası Günler listesine alınması için ortak çalışmalar da devam…
View On WordPress
0 notes
bugün minik kuşuma bissürü sürpriz yaptık. anneler günü etkinliğinde ablaları sürpriz yaptı toplu kutlandı, sonra akşam arkadaşlarımızla dışarı çıktık orda da pastası geldi. çok mutlu oldu çok sevindi evimizin minik kuşu 14 yaşına girdi 🥹 canım yavrum
34 notes
·
View notes
Söz bıçak olunca,kesilir kalır nefesin.
Göz soğuk bakınca,kırılır kalır hevesin.
Hiçbir
Zaman Hayat
Altın Tepsiyle Sunmadı
Her şeyi
Kendi Uğraşlarımla Kazandım
Ne varsa elimde
Sevgiye
Sıra Gelince
Hep Çok Seven Taraf Oldum
Ve
Kaybettim
Çünkü
Çoklar Kaybettirir
Kimsenin
Çok”u Olmadım
Kimse
Benim
Yokluğumla Susmadı
Çok Olan Bendim
Ve
Yok Oluşum Kutlandı
İki gün iki gece
9 notes
·
View notes
Atatürk'ün Edremit'e gelişinin 90. yıldönümü kutlandı
BALIKESİR / Edremit- Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Edremit’e gelişinin 90. yıl dönümü, düzenlenen törenlerle kutlandı.
Şehit Hamdi Bey Meydanı’nda başlayan kutlama törenine, Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş, Edremit 19. Komando Tugayı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ergül Fidan, Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, belediye meclis üyeleri, siyasi parti temsilcileri,…
View On WordPress
0 notes
Ereğli'de 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlandı
Ereğli’de 30 Ağustos Zafer Bayramının 101. yıl dönümü düzenlenen törenle kutlandı.
Tören, Atatürk anıtına Kaymakam Edip Çakıcı ve Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu tarafından çelenklerin konulmasının ardından Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Günün önem ve anlamını belirten konuşmaların ardından Meydanbaşı Şehitliği ziyaret edilerek, Kur-an’ı Kerim Tilaveti ve yapılan duanın…
View On WordPress
0 notes
Kedinin doğum günü kutlandı, bebek 3 aylık olmuş biraz daha büyüdüğü için kucaklandı, habire al biraz ya diyip elden ele geziyor bebek ama bebek tutmak gergin bir şey bence. Böyle geçti pazarım, yoruldum yine 10 bin adımı bulmuşum.
14 notes
·
View notes
100 YILLIK, İNKAR ÜZERİNE KURGULANMIŞ VE HALA UYGULANMAK İSTENEN SENARYO
Cumhuriyet kurulduğu yıllarda İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye olanlar dahil
ülke genelinde Rum,Ermeni,Laz,Süryani ve Kürdlere yönelik çok büyük etnik temizlikler yapıldı. Kıyımlardan geriye kalan "Kılıç artıkları" sürgün ve mecburi iskan uygulamaları ile asimile edilmeye başlandı.
Kürd'ler dışında başta Çerkes'ler olmak üzere azınlıkların çoğu önce anadilleri unutturuldu ve neredeyse tamamen asimile edildiler. Tek parti döneminde "açık oy,gizli sayım" kuralına göre yapılan seçimlerde millet vekilleri CHP genel merkezinde,bir kaç kişi tarafından atama ile belirleniyordu.Seçmenin tercih hakkı yoktu. Dış baskılar sonucu CHP içinde yer alan millet vekillerinin kurduğu DP parti ile (1946) çok partili sisteme geçildi.Tekçi düzenin izin verdiği oranda seçmen göstermelikte olsa en oy kullanma hakkını elde etti.Yapılan ikinci seçimde (1950) DP iktidar oldu.
Bu partiyi kuranlar arasında Kurtuluş savaşında Galip hoca kod ismi ile önemli çalışmalar yapmış, meclisi mebusan üyesi,Cumhuriyetin ilk yıllarında iktisat bakanı olarak ekonomik yapısına yön vermiş, Atatürk'ün son başbakanı ve 50 ve 60'lı y��llar arasında asker kökenli olmayan ilk Cumhur Başkanı Celal Bayar. Digeri Atatürk'ün özellikle millet vekili olmasını ıstarla istediği ve başbakan Adnan Menderes'ti.
Tek parti döneminde söz hakkı tanınmayan,varlığı görmezden gelinen halkın çok partili sisteme geçiş ile birlikte oyu değer kazandı. Tek parti dönemine karşı yeni dönemin unutulmaz sloganı "Yeter söz milletindir" olmuştu.
Oy sahibi Kürd ileri gelenleri ve eşraf kesimi oluşan çok partili sistemde yerlerini aldılar.Parti tercihinde tek parti dönemindeki uygulamalarda sürgün edilen,cezaya
çarptırılan ya da atasının mezar yerleri bile olmayanları yeniden sistem içine çekmek için yeni kurulan Demokrat Partide yer verildi. Sistem içinde kalmaları için millet vekili ve bakan bile yapıldılar.
Celal Bayar'ın sivil kökenli ilk Cumhur Başkanı olması ve DP'nin Kürd ileri gelen ve oy sahibi ailelelere siyaset yapma olağı tanıması gibi konular oligarşik yönetimi rahatsız etti ve darbe yapıldı.
Yine aynı yıllarda uygulanan yasaklara rağmen Barzani hareketinin varlığı ve ulusal karekteri ile diğer iki parçada olduğu gibi Kuzey Kürdistan'da da halk ve gençlik üzerinde etkili oldu. Legal planda eğitimli Kürd gençliği Türk solundan ayrılarak ulusal ilkeler ile DDKO bünyesinde örgütlendiler.
27 Mayısta yapılan askeri darbe olmasına rağmen devrim denilerek yıllarca resmi bayram olarak kutlandı. Darbenin lideri Cemal Gürsel'in ilk unutulmaz söylemlerinden biri de "Kim ben Kürd'üm derse suratına tükürün" olmuştu.
Çok partili sisteme geçiş ile birlikte terk edilmek zorunda kalınan tekçi yönetim sonrası ortaya çıkan boşluklar darbe sonrası çıkarılan yeni yasalar ve oluşturulan kurumlar ile doldurulmaya çalışıldı.Bunlardan en önemlisi iktidarları ve yasama organı olan meclisi "Demokles'in kılıcı gibi" denetleyen T.C. Senatosu'nun kurulmasıydı.
Yasal düzenleme ile eski Cumhur Başkanlarına ve darbeye katılan subaylara yaşamlarının garantiye alınması için tabii senatörlük (ömür boyu) hakkı tanındı.
Yaş haddinden dolayı idam edilmeyen Celal Bayar'a da eski Cumhur Başkanı olduğu için teklif edilmesine rağmen "Demokrasilerde
tabii senatörlük yoktur"diye yapılan öneriyi reddetmiş.Senato bu görevi 1961'den 80 yılına kadar yaptı.
İçeride ve dışarıda darbeye karşı tepkilerini azatmak ve ilerici bir görüntü kazanmak için örgütlenme, basın-yayın gibi bazı alanlar da kısmen özgürlükler tanındı. Coğu kitap üzerinde yasaklar kaldırıldı.Tanınan demokratik haklara karşı gerektiğinde kullanılmak üzere ülkede ırkçı hareketlerin de belli odaklar tarafından örgütlenmesine başlandı.
Alınan bütün önlemlere rağmen tekçi yönetim anlayışı tehlikeye girip ülkeyi yönetmeye yetmeyince daha emekleme aşamasında olan sosyalist hareketler içerisinde gelişen Kürd ulusal bilincinin önünü kesmek için 70'de tekrar darbe yapıldı.Her darbe sonrası olduğu gibi bu darbe sonrası tekci anlayısı koruyacak şekilde devlet yeniden organize edildi.
Yok edilen önder kadrolara ve alınan bütün önlemlere rağmen 74'te Ecevit affı ile birlikte yeniden güçlenen sol ve Kürd ulusal hareketlerine karşı önceden örgütlenmiş olan ülkücü kesim arasındaki mücadele sokağa taşındı.Gençlik üzerinden yapılan provakatif eylemler ile çatışmalara özellikle yol verildi.
Sivil siyasetin çatışmaların önünü alamadığı gerekçesi ile 80'de yeniden darbe yapıldı.
Legal siyasete yeniden kırmızı çizgilerle ayar verildi.Tekçi düzeni korumak için yeni anayasa yazıldı.
Özellikle polis cezaevine atılan Kürd gençlerinin ulusal kimliklerini yok ederek itirafçı yapıp onurlarını kırmak için akıl almaz insanlık dışı uygulamalar başlatıldı.
Diyarbakır Cezaevinde uygulanan insanlık dışı ve özel uygulamalara karşı ortaya konulan direniş ve sonucuna katlanarak yapılan siyasi savunmalar Kürd halkında ulusal bilincin gelişmesine yol açtı. Gelişen olaylarla birlikte 90'lı yıllarda "Ver kurtul",yada "Vur kurtul" tartışılmaya başlandı.Gelişmelerin önünü almak için"Vur kurtul" tercih edildi. Kürd'ler adına yapılan provakatif eylemlerle birlikte faili belli cinayetlerin işlendiği kabus dolu yıllar başlatıldı.
Kurtarılmış Bölge anlayışı ile 4 parça Kürdistan'ı birleştirme iddiası ile yola çıkanlara içeriden yapılan müdahale ve yönlendirme ile "Kürdistan'ı çöpe attık" dedirttiler."Demokratik modernite" ile Türkiye"lileşmek savunulmaya başlandı. "Bedel ödedik" diyerek bedel ödemeyenler bedel ödeyenler üzerinden atanmış siyaset yapanlar legal siyasette yerlerini aldılar. Böylece legal siyasette tabanda giderek güçlenen ulusal bilince engel olmak için sınıf mücadelesi ulusal taleplerin önüne konuldu.
Tekçi iradenin koruyucusu CHP önderliğinde faili belli cinayetlerin işlendiği dönemin sorumluları ile dolaylıda olsa ilkesiz kuruldu.
Muhalefet partilerinde de Kürd ulusal taleplerine karşı statükocu rejimin milliyetçi çizgisini korumak iktidar olmaktan daha öncelikli hale geldi. Tekçi anlayıştan kaynaklanan sorunlara uzun vadeli çözüm üretmek yerine iktidar ile muhalefet arasındaki siyasi mücadele günlük sorunlara indirgendi.Sağ ve solda siyaset yaptıgını iddia eden partiler gerek ittifak kurarak,gerekse tek başlarına meclis çoğunluğunu sağlamalarına rağmen şikayet ettikleri K.Evren'in yaptığı anayasa değiştirmediler,değiştirmek istenmedi.
12 Eylül sonrası yapılan her seçimde yazılı senaryonun devamı olacak şekilde seçmen önüne konulan iki partili,ya da oluşturulan ikili ittifaktan birini tercih etmek zorunda bırakıldı.Gövdesi Kürd olan parti atanmış yöneticileri Türk solu ile birlikte senaryoya uyum sağladı.
Önceki seçimlerde olduğu gibi son seçimde de son çara "Hatırım için oy verin" diyerek Kılıcdaroğlu'nda yana oy bile istendi. "AKP'den kurtulmak için tek çare CHP'ye oy vermek" deniyordu.İnancı Türkçülük ile harmanlayıp savunan AKP'den kurtulalım ancak Türkçülüğün ve ötekileştirmenin kuramını oluşturan ve hala savunan CHP'den kurtulmak için ne yapmak gerektiğine değinilmiyor.
Fazla uzun olmasın diye tarihi bilgilere kısaca değinmek zorunda kaldım,umarım yazım anlaşılır.
Kürd'ler oluşan bu ikili sistemde önce Andımız gibi millet vekili olmak için edilen ırkçı yeminin kaldırılmasını kabul eden partiler ile ittifak kurmalı. Başta "Türk solu" olmak üzere yeminin değişmesini kabul eden yoksa ittifak kurmamalı. Yüz yıllık inkar üzerine uygulanan senaryoda Kürd'ler figüran olarak rol almak zorunda değiller.İkinci yüzyılda da asimile edilmemek için Kürd'ler ulusal ilkeleri ile kendi senaryolarını yazmak zorundalar.
A.Güllüoğlu.
2 notes
·
View notes