Tumgik
#morluk
bironerinet · 9 months
Link
Göz Altı Morluklarına Son Veren Etkili Çözümler! Uyandığınızda taze bir görünüm için doğru yerdesiniz. İşte yorgunluğunuzdan kurtulmanızı sağlayacak ipuçları.
0 notes
jupiterliyazar · 1 year
Text
Ruhum yere inmiyor
Yağmur küsmüş toprağa
Bıçakla kesilmiş özlemler taşıyor dere yataklarından
Halbuki toprak çatlamış susuzluktan
Yitiriyorum ruhumu bulutların seyrinde
Bulamadığım her şeyi özgür bırakıyorum
Toprak ağlıyor acılarından
Sessiz acılarını basıyor bağrına
Yağmur ruhumla geziyor
Hiç gelmeyecekmiş gibi yabancı gök diyarlarda
Donuk bir beden gözlerde yaş yok
Terkedilmiş vatan kadar mahzun
Kurumuş morluk içinde kalmış bir hüzün yaprağı gibi
Ruh umutsuzluk bilmezdi
Her şey bu sessiz bedene kaldı
Toprak kavuşamadı yağmura
Yağmur küskünlüğüyle kahroldu semalarda
M.
06.09.2023
21:35
73 notes · View notes
1sairbisikletle · 3 months
Text
Meursault'la Konuşmalar 45
Bonjour Meursault, comment vas-tu?
Bu yazıyı kırık bir kol, kırık ayak parmağı, sayısız morluk ve yüzleşme korkusuyla yazıyorum. Geçen perşembe tiyatroya gitmek üzere evden çıkmıştım, çok ilerleyemeden araba çarptı. Sol kolumun parmaklarını yeni yeni kullanabiliyorum, belki de kullanmamam gerek çünkü acıyor. Tek elle yaşamaya çalışmak çok zor. Kitap bile okuyamıyorum. Bu yüzden beş gündür sadece dizi izliyorum. Bu vesileyle birçok şeye ilgimi kaybettiğimi fark ettim. Konusu ilgi çekici geldiği için açıyorum, sonra bakıyorum aslında izlemek istemiyorum. Böyle böyle bir sürü dizi eledim listemden. Halbuki aylardır gördükçe "boş kalınca izlerim" dediğim diziler vardı. Eski ben olsa büyük bir zevkle izlerdi, yeni benin tahammülü yok. Tabii bazı şeylere hala ilgim var, yemek filmleri/dizileri mesela. Julia da uzun süredir yeni sekmede açık duranlardan biri. Birkaç gündür sekmeyi açıyor, sonra "belki mutfağa döndüğüm biraz daha iyi olduğum zaman izlerim" deyip es geçiyordum. Az önce birinci bölüme tıkladıktan sonra fark ettim ki o günlerin gelmeme ihtimalinden ölümüne korkuyorum.
İşler inanılmaz yığılmış durumda ve aylardır yığılmış durumdaydılar zaten. ama hiçbirini yapamıyorum. Ya da yapmıyorum. İki öğrencim tezini savundu, biri bitirmek üzere. Benim tezim tozlanıyor. Hesapta haziran sonuna bitmiş olacaktı. Az evvel bir dizinin finalini izledim. Bir anne çocuklarının eski eşinin sevgilisiyle daha mutlu olduğunu fark ediyor son sahnede. Tersini düşünüyorum sık sık kendi üzerimden. Ben olmasam ailem daha mı mutlu olurdu. Ablam bunu sık sık yüzüme söylüyor zaten. Alıştım mı? Hayır. Bu alışılacak bir şey değil.
Dün yeni telefon aldım. Bir indirim denk geldi. Babamla uzun süre tartıştık apple olmasına karşı çıktığı için. Benim için tartışmaya kapalı bir durumdu oysa. Sonunda orta noktada buluştuk ben de istediğimi aldım ama kendi kazandığımın yetmiyor oluşu yeniden gündeme geldi haliyle. Annem ablamın yeni telefon almasına karışmadığını çünkü onun kendi parası olduğunu söyledi. Ablamın telefonu çalışıyor bu arada ve benimkinden yüksek bir model. Zamanında benimkinden daha yüksek olmasını istediği için fazla para ödemek pahasına öyle almıştı babamlar. Her yeni telefonda biz aynı muhabbeti yaşarız. İlk kameralı telefonum olacağında babama istediğim telefon için "ne gerek var son modeline sahip olmasına" demişti. Sonra benim istediğim telefondan daha iyisi ona alındı, ben ses çıkarmadım. En son telefon aldığımızda da benimki iPhone iken onunki değildi. Sırf bunu değiştirmek için telefonu çalışır durumdayken iphone aldırdı. Şimdi yine aynı şeyi yaşayacağız kesin. Ben telefon aldım bu da demek ki yakında o da alacak ve daha üst modelini alacak. Sadece tıpkı bilgisayarda olduğu gibi bunda da daha yüksek bir modele sahip olursa mutlu olacağını sanıyor. Sorarsanız hayatından memnun ve benim sahip olduklarımla bir derdi yok. Neyse.
Sorunluluklarımın farkındayım, her gün yeni bir gün olması umuduyla uyanıyor ve dünün aynısını bitirmiş olarak uyuyorum. Rutinlerimin tamamı sekteye uğradı kaza geçirince. Seansa da gidemedim topalladığım için. Her şey harika gidiyor. Bayram için Kepsut'a gideceğiz, normalde bu benim için güzel bir şey ama kaza yüzünden fiziksel şartlar zorlayacak. Bu da bir başka challenge olarak önümde duruyor.
Bir an önce bayramdan sonraya ışınlanmak istiyorum. Bayram geçsin, eve döneyim, alçım çıksın ve rutinlere döneyim. Çok yoruldum kendimden.
15 notes · View notes
bugunden · 18 days
Text
Tüm vucudum morluk içinde ten rengim zenciye döndü 1 hafta sonra sevgilime gidicem adam görünce tanıyamayacak beni
13 notes · View notes
ayazblog · 8 months
Text
Evet an itibariyle gözümün altında bi morluk var gerçi hiçbirinizin umrunda değil ama arkadaşım yok başka idare edin
20 notes · View notes
yesiliris · 7 months
Text
İçim acıyor artık geride bıraktığım zamana baktıkça. Ne saçma şeyler için heba etmişin kendimi sevgimi, saygımı, hevesimi.. değmezmiş. Değmemiş.
Şimdi geçmişime boğazım tüğüm tüğüm, gelecekse korkutuyor. Korkuyorum,büyümekten Korkuyorum. Kirlenirim,daha fazla,kirlenirim diye içim gidiyor. Kalbimin olduğuna dair inançlarım gittikçe azalıyor. Sanki onun yerine bir avuç cam kırığı var. Gözlerim bu sefer her zamankinden ifadesiz,bıkkın,yorgun. Uykusuzluktandır morluk. Ben çok yoruldum. Yarım ve eksik hissediyorum. Biliyorum biri ile yapbozu tamamlamak yanlış ama ben birinde kendimi bulmak istemiştim. Birinin yanından eksik olmayayım istemiştim.
Neden elimde olanları da alıp geçtin sokaklarımdan?
14 notes · View notes
lunaxzfan · 3 months
Text
bir insan vücudunu nemlendirirken neden yorulur mesela? Ben bitmişim...bu arada kolumda da bi morluk var dün gece uyurken yine hangi yaratıkla savaştım çabuk söylesin
11 notes · View notes
alegriam · 2 years
Text
soyunup kendime bakıyorum. uzun uzun bakıyorum. her şey çok komik. bu kızarıklıklar bu yaralar bu morluk ve yeşillikler bu beyaz bir tel saç bu titremeler bu kasılmalar- hepsi çok komik. sadece bir şey diyeceğim, artık yanımdan geçerken yüzüme ters bir bakış atana bile hakkım helal değil. neyi sustuğumu bile bilmeyecek kadar içine atan biri olmak istemiyordum ama sizin içinizi sikeyim.
55 notes · View notes
mormezarlik · 2 months
Text
Neden heryerimde morluk var?OLM BEN NERELERE ÇARPIYORUM KENDİMİ YA BENİM NİYE HABERİM YOK BU MORLUKLARDAN
4 notes · View notes
sadecesirena · 3 months
Text
Tumblr media
İlk bakış, ilk görüş, ilk nefes, ilk karşılaşma. İşte bu öyle bir eziyet ki sevdiğin mi nefretin mi belli değil. Bir insan nasıl hem sever hem nefret eder o bunun vücut bulmuş haliydi. Nasıl denir bilinmez, yalanın izahı da mizahı da olmaz. Yalanın rengi de olmaz. Yalan yalandır ve bir şekilde konduğu yeri yıkmak zorundadır. Ve o yıkılış... Ondan sonra toparlar insan ama artık eksikler vardır: Sevgi en başındadır, aşk onu takip eder ve nefret onunla daimi yaşar. Bir süre sonra kabulleniş vardır, birde en belirsiz zamanı odur. Keşke iyi bir adam olsa dedirttiği anda çoğu şey zaten sıfırlanmıştır. Aynaya baktı kız, sevilmek uğruna kendisine yapılmasına izin verdiği saygısızlıklara baktı. Gözleri kan çanağı, dudakları morun en koyu tonu. Gözlerindeki o yorgunluk, o morluk... Bir şeyler artık düzelmezdi, düzelemezdi. Çabalamaktan ve laf anlatmaya çalışmaktan o kadar yorulmuş ve bezmişti ki sessizliğin arkasına saklanmıştı. Zaten anlatmaya çalılsa da dinleyeni yoktu. Onu dinlemezlerdi. Bu dünyada bir önemi yoktu. Ne bir değer ne bir sevgi... Onun bu dünyada gördüğü tek şey aşağılanmak, örselenmek, yok saymak ve nicesi. O yoğun sıvının boğazını yaktığını çok net hissediyordu. Sadece fizikende kan kusulmadığını o an anlamıştı. Nasıldır bilmem parçalanmamak için zor duruyor gibiydi. Bunların hiçbirini haketmediğini biliyordu yinede sevdiğinden değersiz hissettirilmeyi yedirecek güce sahip değildi. Sevilmediğini duymak onun içindeki tuzla buz olmasından korktuğu ne varsa o gece her şeyin acılı çınlatan sesini duydu. En çokta ağır bir uykunun habercisinin sesini işittiğinde sıfırlanmıştı. İsterdi üzerinde titresin, sevdiğinin yaptığı tek şey sesinin titremesinin yegane başlıca sebebi. Ve o sebep haziranın onuncu gününde artık veda etmişti. Ne hoş bir veda, tutulmamış sözler ve yaşanmamış anılarla hayatı son bulmuştu. Son;
r/d
3 notes · View notes
bus44 · 5 months
Text
Bugün bacağıma baktım koskocaman bir morluk oluştuğunu fark ettim . Bir an düşündüm nasıl olduğunu hatırlayamadım ve nasıl fark etmediğime anlam veremedim . Bazı acılar hatta belki de anılar bizi böyle yaraladı fark edemedik acımış hem de çok ama anlamamışsın . Hayat böyle gidiyor sanırım.
6 notes · View notes
aynodndr · 7 months
Text
Tumblr media
(Lütfen önyargısız ; kalbinizle okuyun.)
@...| O. Çocuğu
Okurken çok etkilendim ve üzüldüm...
Herkesin bir annesi var, benimse tam on yedi. Bir genelevde yaşıyorum annelerimle. Siz onlara “orsp..” diyorsunuz, bense “anne”…
Size kendimden ve annelerimden bahsetmek istiyorum. Bir orsp..çocuğu konuşacak gözlerinizin içine bakarak…
Hamamböcekleriyle dolu bir oda hatırlıyorum. Beni yemeye başlamış hamamböcekleri ve ben ses etmemişim hiç. Dört yaşındaydım; emanet bir eşya gibi kaldığım evlerden birinde, beni o halde gören bir komşu demiş ki, “Belgin`e söyleyeyim, o vicdanlıdır, bakar bu çocuğa.”
Belgin, on yedi annemden biri. Genelevde çalışıyor. Beni görür görmez sarıp sarmalamıştı. “Nasıl kıyarlar sana yavrum” diye beni defalarca öptüğünü ve ona gülümsediğimi unutmadım hâlâ.
Beni geneleve götürdü Belgin Anne. Diğer annelerim, beni ilk kez görmelerine rağmen hemen sahiplendiler. İlk kez sevildiğimi hissettim. Dayak yemeyecektim artık, aç bırakılmayacaktım ve bana dokunacaklardı; hem de sevgiyle, yumuşacık, dopdolu…
“Yetiştirme Yurdu`na verilse çocuk, hakkında daha mı iyi olur?” diye bir tartışma yaşanmış. Sonra demişler ki, “devlet, sevmiyor çocukları; biz daha iyi bakarız devletten. Biraz büyüdüğünde kendisi versin kararını.”
Beni istememiş genelevin sahibi; annelerimse, “çocuk yoksa, biz de yokuz; bütün sorumluluğunu biz üstleneceğiz” demişler. Su çiçeği çıkardığımda yanımdaydı on yedi annem de; her gün bir annemce parka götürülüyordum, ders çalıştırılıyordum, banyo yaptırılıyordum.
Benim bütün annelerim yaralıydı; ben de yaralıydım. Kendiliğimden şımarmadım hiç; onlar beni şımartırdı hediyeleriyle. Hediyeleri, çikolata, sandviç ve o güpgüzel varlıklarıydı. Soru sormazdım onlara; sorular sormadan anlardık birbirimizi
Elinde, kolunda, yüzünde morluk olmayan, şişlik olmayan, hatta diş izi olmayan annem yoktu. Çok gücüme gidiyordu bu. Bir gün topladım onları bir araya, “size hep kötü davranıyorlar, istediğiniz zaman siz de beni dövebilirsiniz” dedim. Hepimizin gözleri doldu. Beni aralarına aldılar, hepsi sarıldı bana; özlemle, kederle, can halinde
Ben güçlü olmak isterdim, çok güçlü olmak ve annelerimi üzenlere hadlerini bildirmek isterdim. Sokak kedilerine, sokak köpeklerine zalimlik yapanları Allah`a havale etmezdim; Allah`a sorardım “böyle puştlar yaratmak için çok mu düşündün?” diye.
On üç yaşındayım şimdi. Beni doğurduktan sonra hastaneden kaçmış annem. Babamsa, daha ben doğmadan terk etmiş annemi. Babam işsiz bir alkolikmiş, annemse başka birine sevdalanmış. Anlıyorum onları, kin tutmuyorum. Bu dünyada iyi insanlar var, beni seven insanlar; orospular mesela, sonra deliler, travestiler, sizin hiçbir zaman anlamayacağınız, hiçbir zaman sevmeyeceğiniz insanlar benim ailem oldu. Kedileri, köpekleri ve doğayı da unutmamak gerek; hepsi ailem benim.
Evet, orospuların çocuğuyum ben, orsp.. çocuğuyum. On üç yaşındayım ve on yedi annem var; sokakta, çarşıda, okulda her yerde incitiliyorum. Genelevde yaşadığımı bilip, bana “orsp.. çocuğu” lakabını taktılar. “Saf olmasan, biraz daha palazlansan beleşe verir o orsp.lar sana” diyorlar.
Siz onlara “orsp.” diyorsunuz, bense “anne”; bunu da siz anlamazsınız işte…
Ergür Altan
3 notes · View notes
bagimli · 1 year
Text
Pastel 240'da güzel ama morluk fazla
4 notes · View notes
tozluveolagan · 9 months
Text
Septorinoplasti oldum.
Ameliyatın ilk günü: Genel anestezi yüzünden bir kez kustum. Onun dışında hiçbir sorun yaşamadım. Şişlik çok çok az oldu. Morluk olmadı. Ağrı yok denecek kadar az.
Ameliyatın ikinci günü: Sinüs boşluklarım başta olmak üzere her yerim ağrıyor. Sürekli hapşırıyorum, ki normalmiş. Kanamam epey arttı. Biraz gözlerimde şişlik arttı. Morluk çok hafif. Buz uygulamasına devam ediyoruz. Ve taburcu olduk.
Cumartesi KBB kontrolüm, haftaya cuma da Plastik Cerrahi kontrolüm var.
Burayı da biraz günlük-ajanda gibi kullandım ama neyse. Unutmamak için ideal. Ve her gün, kitap okumaya devam ediyorum. Aynı şekilde İngilizce pratiklere de. Ameliyat bile bizi koyduğumuz hedeften uzaklaştıramaz. Alışkanlık oluşturmaya başlamayanlar için bugün ideal bir gün. Hem kandil hem de gökyüzü enerjisi yeni başlangıçlar için çok uygun. Herkese iyi kandiller diliyorum, umarım sizler de kendi hayatınızı geliştirmek için olumlu alışkanlıklar edinirsiniz.
5 notes · View notes
Text
Açılıyor yüzündeki örtü yavaşça, hayatının ellerinden alınma hızına ters bir şekilde. Gülümsüyor zorlukla karşısındaki yaşlı adama. Adam gördüğünden memnunmuş gibi sırıtıyor tüm dişlerini gösterecek şekilde, karşısındaki kendisinin aksine tertemiz olan ama gözü morarmış kıza. Annesinin yaptığı beceriksizce makyajla kapatmaya çalışmış olduğu belliydi. Bu morluk yaşlı adamın hoşuna gitmişti. Keşke kapatmasaydı hatta. Diğer gözünü de aynı mor renkle kaplasaydı keşke babasının o sanatçı elleri. Ama artık babasına gerek yoktu. Kendi halledebilirdi artık. Hem bu kıza çok para vermişti. Şimdi bir düşünüyordu da bunun daha iyisini aynı fiyata bulabilirdi. Umuyordu ki becerikli olsundu.
Neye uğradığını bilmiyor küçük kız. Gözü de ağrıyordu üstelik. Neden demişti annesine . Neden öyle eli çarptı bana? Acıttı anne, demişti. Babasının elinde boya varmış meğer,daha güzel görünsün diyeymiş ; öyle söylemişti aynı boyalarla yüzü kaplı olan annesi. Okula gidecekti kız. Öyle demişlerdi. Öyleyse bu yaşlı ve gülümseyen amca da öğretmen miydi? Ama burada çok amca vardı. Aileleri onları okula göndermemiş miydi? Köydeki çocukları da göndermiyorlardı okula. Ama o başkaydı. Babası tamam demişti bir kere. Sonra gelmişti yine bu amcalar ve karşısındaki çok mutlu görünen adam. Seni görmeye geldiler demişti babası. Sonra yüzüne bir örtü kapanmış ve burada bulmuştu kendini.
Annesi arkasından ağlıyordu kızın. Kızın elini ise yaşlı adam bırakmıyordu. Kendi evine gitmeliymişler. Orada öğretecekmiş öğreteceklerini. Kız çocuğu bu durumu sevmemişti. Tedirgin hissediyordu. Annesi neden ağlıyor ve babası neden elindeki parayı sayıp gülümsüyordu ,annesinin tersine?
Artık anneydi kız çocuğu. Kız çocuğunun çocukları vardı artık. Kaçacaktı .iki çocuğunu da alıp kaçacaktı. Babası böyle olacağını bilmiyor olmalıydı. Yarın gidecekti.
Neden, dedi. Kalayım sizinle. Her tarafım ağrıyor. Boya değil elindeki. Acıtıyor. Karnımdan çıktı bu çocuklar. Ne acayip dimi anne?
Yok dedi babası git kocanın yanına. Kapıda bekliyormuş daha vurmayacak sana.
Kız çıktı kapıya çocuklarıyla. Bir silah sesi duyuldu sonra. Bu sadece bir silah sesi değildi. Bu kız çocuğunun asla duyulmayan feryadıydı. Bu feryadın ismi bazen Ayşe bazen Fatma oldu. Bu sadece bir silah sesi değildi ,bu kız çocuklarının umuduydu. Daha iyi bir yaşam bulma umuduydu. Bu umudun ismi Meryem oldu , Leyla oldu. Ama hiç anılmadı. Hep gizlendi. Kız çocukları hep kısık sesle bağırdılar , o pis adamlar hep daha şiddetli vurdular. Çocukların annelerinin karnından çıktığını ilk karınları şiştiğinde öğrendi çocuklar. Dışarıda saklambaç oynayacak yaşta nice çocuk evin içerisinde kocalarından saklanarak oynadılar. Körebe oynayacak yaşta gözleri morartıldı. Büyütmek zorunda oldukları çocuklarını seslerinden takip ederek buldular. Ama hiç bağıramadılar. Bu hayatta onlara acıyan tek şey mermi oldu. Yeterince acılı olan hayatları acısız bir şekilde son buldu.
2 notes · View notes
acid-gramma · 1 year
Note
nej bu sinüzite benzemiyor ya cidden böcek ısırmış olabilir sinüzit böyle morluk yapmıyor bildiğim kadarıyla
evt bocek isirmis galiba alerjik reaksiyon vwrmisim butun eczaneyi yazdi bi de bazi ilaclar olmadigi icin almamis halime bakin hele
Tumblr media
6 notes · View notes