9. Sınıf Biyografi-Otobiyografi konusuyla ilgili sunumuz, aşağıdaki alt başlıklardan oluşmaktadır:
Biyografi-Otobiyografi
Sunularımız, aşağıdaki içeriklerle zenginleştirilmiştir:
Konu Anlatımları
İnteraktif Etkinlikler
İnteraktif Testler
MEB Soruları
Konuyla İlgili Kazanımlar
➡️A.4. 1. Metinde geçen kelime ve kelime gruplarının anlamlarını tespit eder.
➡️A.4. 2. Metnin türünün ortaya…
İnsan en çok en ağır acıları yaşadığında ve sağ çıktığı hayat mücadelesinde büyük kazanımlar elde edebiliyor. Bir kere bu hayat mücadelesinde sağ çıktığınız için sizi üzen şeyleri geride bırakıyorsunuz. Dünyanın ilerlemek üzere olduğunu çevrenizden gelen iyi veya kötü şeylerin sadece siz içeriye davet ettiğinizde gireceğini öğreniyorsunuz. Bu yüzden kendimizi sevmekle ve olayları karşıladığımız,takındığımız tavırlara iyi bakmamız gerekiyor. Bir kere şunu diyorsunuz. Elimdekilerle mutluyum, yarını düşünmüyorum. Elimde olmayan şeylere üzülmüyorum. İstediğim üniversiteyi kazanmadığında, iyi bir kariyerim olmadığında, iyi bir eş seçimi yapmadığında.. bu seçtiklerim hayatımızın önemli saydığımız dönüm noktaları. Ben şunu da gördüm alışveriş sitesinde istediği elbisenin bedeni kalmadığı diye üzülen insanları. Üzüldüğünüz şeylere dikkatlice bakmalısınız. Sorgulayın. Bedeninize, sağlığınıza dikkat edin çünkü bahsettiğimiz konu mutlu olmak, hayatınızı bir düşünceyle başlatabilirsiniz. En temeline inin, inanç prensiplerine. Bugün bu dünyaya geldiniz, gelecekte kim olacak yanınızda.
Bir Küçük Kelebek (on Wattpad) https://www.wattpad.com/story/340220213-bir-k%C3%BC%C3%A7%C3%BCk-kelebek?utm_source=web&utm_medium=tumblr&utm_content=share_myworks&wp_uname=TugceSsenel&wp_originator=6RCeG%2FnI9R70NrSXt%2F3cA3dLhOSvHSVDk3abH4p4mpLHrl6VsknPF6nDECvfDIma9t2PT0pZiSmZcq2akqGZ%2FxQdBH0uPwB6kiqRFxTbvv33%2F%2FeWR%2F27OhKgJfeScA9g Merhaba! Ben 1996 Sakarya doğumlu yazılımcı matbaacı Tuğçe. Bu benim hikayem. (Bazı uyarmalar yapılmıştır.) Umarım beğenirsiniz. Çok heyecanlıyım, lütfen düşüncelerinizi benimle paylaşın. :)
Başta zor dayandım, ama sonra iyi ki dayandım. Anlatım tarzı hem çok enteresan hem de çok dokunaklı geldi bana. Böyle bir otobiyografi tarzı daha önce hiç okumamıştım. Birçok şeyi sorguladım okurken; zamanı, yaşlanmayı, dünyanın evrimini ve kendi odaklı dar entellektüelliği… Birçok şeyi öğrendim; dönem müziklerini, filmlerini, Chirac’ın ve de Gaulle’ün nasıl devrildiğini ve yine kadınların erkeklerden nasıl farklı muamele gördüklerini… 232 sayfalık kitabın neredeyse her sayfasında bir paragrafın altını çizdim. Kıyıp da bir banka bırakamıyorum kitabı. O yüzden bırakmak için emin eller arıyorum. Tavsiye ederim.
üniversitenin daha ilk haftası pişman olmuştum çünkü çok zordu, benim zihnimdeki edebiyât ile burada verilen eğitimin alakası yoktu. zamanla kırıldı bu ön yargım, zamanla sohbetlerin başlaması ile her şey içime sinmeye başladı, lâkin hocaların verdiği kitaplar canımı sıkıyordu, ben dünya klasikleri okumaları yapacağız sanarken Namık Kemal'ler, Şinasi'ler, Ahmet Mithat Efendi'ler havada uçuyordu. bunun yanı sıra Osmanlı Türkçesi, eski Türk dili dersleri bana hayatı sorgulatıyordu. ben de ön yargımdan istemeye istemeye okuyordum hallice kitapları. sonrasında fark ettim ki yazarlarımız o karışık evrede nelerle debelenip bizlere armağan etmiş bu eserleri, bütün zorluklara rağmen nasıl direnişler sunmuşlar, divan edebiyatını severim fakat divan edebiyatı kalıbını kırarak şu an severek okuduğumuz tüm kitaplar aslında bu yazarların çabası sayesinde. üniversite de tanıdığım canım hocam canan hocamın çabaları sayesinde Türk edebiyatı klasiklerine olan ön yargım kırıldı, daha sonraları kendim isteğim ile kitaplığıma kazandırdım bu eserleri. hocamın bana kazandırdığı bunun dışında farklı edebiyat dergilerini okuma alışkanlığı ve biyografi-otobiyografi eserleri okuma alışkanlığı kazandırmasına da ayrıca minnettarım. kendisi vesilesiyle birçok önemli kişilerin bizler için çabasına şahit olmuş oldum. ve en önemlisi Dursun Ali Tökel hoca ile tanışma fırsatına da eriştim. en sevdiğim önerisi de Matbuat Hatıralarım/Ahmet İhsan Tokgöz'ün eseri oldu. elimden bir an bile düşmeyen bir eser olmuştu. (servet-i fünûn dönemini merak edenler bu dönemi bizzat servet-i fünûn dergisinin sahibinin anılarından okuyabilirsiniz)
Son zamanlarda burayı bayağı boşladım sanırım, bir kitaba başladım. Büyük ihtimalle yayınlamayacağım, klasik bir otobiyografi yazıyorum, yakın zamanda daha aktif olmaya çalışacağım
Yıllık planımıza göre 29 Nisan – 03 Mayıs 2024 haftasında 5 ders saati boyunca anlatacağımız 9. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi Biyografi/Otobiyografi ünitesi günlük/haftalık plan örneğidir. Ders planımız taslak olarak hazırlanmış olup değerli meslektaşım planı kendi okulunun şartlarına göre yeniden düzenleyebilir ve kullanabilirsin.
9. Sınıf Biyografi/Otobiyografi Ünitesi 2. Hafta günlük /…
kültürel otobiyografi yazma ödevimiz var. özellikle azınlık, marjinal ya da dezavantajlı grup kimliklerimiz varsa daha çok malzeme çıkıyor yazmak açısından. bence çok keyifli olacak biraz da terapi gibi geliyor
Yepyeni bir hikaye ile karşınızdayım. İşte bu benim hikayem tabii biraz uyarlamalar ile birlikte. Umarım beğenirsiniz. Bu arada lütfen benimle yorumlarınızı paylaşın zira geri dönüşleriniz benim için çok önemli :)
Yirminci yüzyıl siyasal tarihi açısından önemli bir yere sahip Adolf Hitler'in "nasyonal sosyalizm" adını verdiği dünya görüşünün açıklamasını yaptığı ve amaçlarını bildirdiği bir kitap... Hitler'in siyasal ve ekonomik tezlerinin yer aldığı, kapitalizmin ve Marksizmin eleştirildiği bu kitap, aynı zamanda bir otobiyografi olması nedeniyle de çok önemlidir. Kapitalizme ve Marksizme karşı yeni bir politik sistemin önerisi sunulmaktadır; bu bakımdan Kavgam'da Hitler'in kendi politik kuramları yazılı haldedir. Hitler parlamenter demokrasinin eleştirisini yapmış, milliyetçiliğin karşıtı olan enternasyonalizmi dönemin sosyopolitik koşulları altında kötülemiş, İdealleri üzerine kurulu "Büyük Almanya" hedefini açıkça dile getirmiştir. "Ben dünyaya insanları güçlü yapmak için gelmedim, onların güçsüzlüklerini kullanmak için geldim.'' siz de bu incelemeyi okuduktan sonra yorumlarınızda "Senin gibi bir çocuk katili olmayı reddediyorum Hitler!" cümlesini söylemek isteyeceksiniz. Çünkü gerek bu sitede gerekse de aramızda elini kolunu sallayarak dolaşıp da ırkçılığın tanımını hala bilmeyenler olduğunu fark ettim. Ben size ırkçılığın sözlükteki tanımını söyleyeyim:
"1. tanım: kendi ırkını öteki ırklardan üstün sayma ve siyasal tutumunu buna dayandırma eğilimi."
2. tanım: insanların toplumsal özelliklerini ırksal özelliklerine indirgeyen ve bir ırkın öteki ırklara üstün olduğunu öne süren öğreti."
Für Das Deutsche ReichHEIL HİTLER
Nasıl başlanır bilmiyorum; ama bir yerden başlamak lazım anlatmaya . İnceleme yazısı mı olacak emin değilim; fakat belli bir kitlenin hoşuna gitmeyeceği kesin. Günümüzde 10 insandan 9' u Hitler'i sevmiyor. Sebebi ise yahudilere (insanlara değil) yaptığı zulm. Sanki bir tek yahudiler öldürüldü. Ya da yakılan kitaplar. Belki saldırganlık politikası hatta dünyayı süreklediği kaos(!) gibi sebepler. Neyseki Hitler bu kitabında kimseye bir gül bahçesi vaadetmiyor. O zamanın Alman halkı da bir gül bahçesi istemiyor olacak ki milyonlar, tereddütsüz bir şekilde Hitlerin izinden gidiyor ve zamanında Alman halkı Hitler'i, kendi duygularının tercümanı olarak gördüğüde aşikardır. Söylenilecek en güzel şeyde aslında Hitler'i yaratan yine bu milyonlar oldu.
Bir alıntı-> "Ben bugün yalnız şu anlayışa göre hareket ediyorum: Kaybedilen topraklar yaygaracı parlamenterlerin keskin dilleri ile geri alınmaz, bu topraklar ancak keskin kılıçlarla, kanlı kavgalarla geri alınabilir."
İnsanların yaptığı duygu politikası, büyük bir hızla kitleleri ele geçirmiş bulunmakta. Günümüzde Hitler hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir insan bile, bugün Schindler'in Listesi filmini izlediğinde "Katil Hitler", diye bağırabilir. Hepimiz biliriz o vurucu sahneyi. "Bu saat iki yahudi eder. Bununla iki yahudi daha kurtarabilirdim." ya da Hayat Güzeldir filminde Roberto Benigni'nin canlandırdığı Yahudi baba rolü ve çocuğuna gösterdiği ilgi, hepimizin ciğeri parçalanmıştır eminim; ama mesele bu mu değil!