Çölde bir akvaryumun içinde bir balık olduğunu düşünün, sonra akvaryumun kırıldığını... Çölde su olmayacağını bile bile balığın çırpınışlarını düşünün. Bir balığın çölde su araması gibi çırpınışlarım. -A.
Bir daha beni aradığında ulaşamayacaksın. Seni bu kadar sonsuz seven birini artık bulamayacaksın. Yaralarını sarmak için istekli olan ben artık hayatında olmayacak. Gidiyorum senden haberin bile olmadan. Veda ediyorum sana sen duymadan. Oysa ne çok uğraşmıştım biz olmamız için. Ama sen bana hiç gelmedin, bense hep sendeydim. Hayalini bile sevmiştim ben senin. Ama bana çok fazla geldi bu duygu. Fazlası zehir olurmuş her şeyin. Zehrim oldun sen benim panzehrim olmadan. Bana hiçbir zaman gelmeyeceksin ben de seni hiçbir zaman unutmayacağım. Elbet ben de hayatıma devam edeceğim sen olmadan ama her zaman hep benimle olacaksın. Yarım gülüşlerimde, buruk bakışlarımda, iç çekişlerimde... Her zaman bir parçamda var olacaksın...Çünkü ben seninle o günü bir ömür gibi yaşamıştım, yarınlar yokmuş gibi...
Sadece sevilmek istemiştim... Hayatımda bir kez olsun sevilmek istemiştim hayat bunu bana çok gördü oysa ki ben tuzağa düsmüs bi avdım o ise avcı... Sadece benim gözümü güzel sözlerle boyadı ben ise sevildiğimi sanıp kandım benim hatamdı oysaki dokunamadığım göremediğim sadece sesini duyduğum birine bu kadar çok güvenmemeliydim -ki- ben normal de kimseye güvenen biri değilimdir.
Ama onda farklı bir seyler vardı o diğerleri gibi değildi işte hissetmiştim ilk defa hislerim beni bu kadar yanılttı kendimi ona o kadar çok kaptırmışım ki hislerimi duymamısım bile görememişim gözümün önünde ki gerçekleri ama artık sanırım akıllandım hayat kimseye güvenmemeyi bana bi kez daha başıma vura vura öğretti...