Tumgik
#plakçı
ata-1966 · 2 months
Text
Tumblr media
Pirinç ayıklanırdı evlerde yemeğin yanına pilav, yada dolma içi için.
Kese kağıdıyla gelirdi eve her şey poşet moşet bilmezdik...
Bakkaldan manavdan yada pazardan fileyle dönerdi Annelerimiz Babalarımız.
Sadece Sana yağını bilirdik birde.
Vita yağının boş kutularına çiçek ekerdi annelerimiz ablalarımız...
Radyoda dinlediğimiz arkası yarınların ve maçların hala tadı damağımda,
Halit KIVANÇ
Orhan AYHAN
Necati KARAKAYA onlardı spikerlerimiz.
Servis nedir onu da bilmezdik okula giderken, bizden büyük ablaların eteğine yapışır öyle giderdik okula..
Şimdi kocaman servis aracında çocuk unutuyorlar ama bizim ablalarımız bizi hiç unutmadı ne okula giderken nede okul çıkışında...
Lapa lapa kar yağsa da kapanmazdı okullar...
Sadece pazardan pazara yıkansakta ne kepeklenirdi saçımız, ne de erkenden kirlenirdi bedenimiz..
Ruhumuz, saygımız onlar hiç kirlenmezdi..
Çoğumuz ingilizceyi,
MR ve MRS BROWN’dan öğrendik işte çat pat..
At the pıcnıc, at the sea si de böyle çizgi filmleri de bilmezdik.
Zaten çizgi filim izleyecek televizyonumuzda yoktu..
Çizgi romanlarda yaşardık aşkı,
Teksas, Tommiks, Zagor, Mandreke hergün okuduğumuz kitaplar arasında birinci sıradaydı. Okuyan okumayanla değiştirir maceradan maceraya koşardık onlarla..
Şarkılar dinlediğimiz plaklar 45’likti.
Öyle büyük stüdyolar değil küçük plakçı dükkanları vardı. Hoparlörleri dışarı konur akşama kadar kayıt yaparlardı..
Saklambaç gazetesi, Hey, Ses dergileri okurdu mahalledeki ablalar. Yazlık sinamalar yaz akşamlarının vazgeçilmeziydi. Her mahallede duvarda yada direkte afişleri asılırdı yeni gelen filimlerin, birde gelecek hafta oynayacak filimin..
Kötü adam
Erol TAŞ, Ekrem BORA.
Kızların hayalindekiler;
Kadir İNANIR, Cüneyt ARKIN, Ediz HUN, Göksel ARSOY,
Erkeklerin hayalindekiler;
Türkan ŞORAY, Filiz AKIN, Fatma GİRİK ve ismini sayamadığım ne çok sanatçılar vardı sanki aileden biriydi hepsi.
Yazlık tatil köyleri falan bilmezdik koca bir yaz mahallede sokakta geçerdi.
Bizim için yazlık da, kışlık da, tatil köyü de mahallemizdi.
Sıcaktan kavrulsak da yazı,
soğuktan donsak da kışı da aynı derecede severdik.
Anne Baba abla abi kardeş arkadaş konu komşu güzel güzel geçinip giderdik işte.
Bizler güzel çocuklardık..
Alıntıdır
16 notes · View notes
layersofmind · 2 years
Text
Kahve date🥹 Sahil date🥹 Piknik date🥹 Lunapark date🥹 Sinema date🥹 Plakçı date🥹 Book store date🥹 Music store date🥹 DATE🥹
4 notes · View notes
plakveben · 4 years
Video
KAZANAN TALİHLİ HEDİYESİNİ ALDI Plak ve Ben olarak gerçekleştirdiğimiz yarışmada yarışma kurallarına uygun olarak katılanlar arasından birinci olan Şeyma Sokullu'yu davet ettik. Kendisine hediyelerini Müzik Yönetmeni ve Aranjör Hakan Açıkalın ve Sanatçı Rey takdim etti. İyi günlerde dinlemesi temennimiz. Bir sonraki yarışmada kazanan siz olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey sayfamızı takip ederek yarışmalara katılmak. #plakveben #plakvebendergi #plak #plakçalar #taşplak #plaksevdasi #plakçı #plakkeyfi #plaksevdası #plaklar #plakkoleksiyonu #plakmezat #45lik #slowmuzik #nostalji #pikap #80ler #90lar #90larmüzik #80s #instagram https://www.instagram.com/p/B7YFbGRh5KA/?igshid=17qq6bkt7alcd
1 note · View note
tenadekor · 4 years
Photo
Tumblr media
Tenadekor #ahşap #plaklık #plak sevenler için portatif #dekoratif #tasarım #dekorasyonönerileri #plaksevdasi #plakçı #plakdolabı #plakstandı https://www.instagram.com/p/B9EBe1nHv41/?igshid=1ai03xp0kes9o
0 notes
enkaz · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Ne biliyim, bi plakçı da tanışsak mesela...
121 notes · View notes
bilgeyim · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Bir şeyler oldu ve biz -eşim salkım, ben ve kankamız- kendimizi kitapçı yaptık. Uzun zamandır düşünüyorduk, düşünceler kendiliğinden eyleme geçmeyi başardı. Düşük bütçe, sıfır imkan ama hayaller doludizgin. Sahafı olmayan şehirin ara sokaklarına ruh getireceğiz. Altmışından sonra değil otuzundan sonra sahaf ve plakçı olacağız. Inanıyorum, bir avuç budalayız çünkü...
31 notes · View notes
Text
youtube
Deli divane sosyalist: Peter Green
"Seksenli yılların başı… Peter Green’i ilk dinlediğim plak “Then Play On”. Plağı Apaçi Ayhan ile Bahçelievler’de oturan Deep Purple Ahmet’in evine giderek bir haftalığına ödünç almış, eve getirmiştik. O hafta sayamayacağım kadar çok plağı döndürmüş; albümün yıldızının topluluğa yeni katılan ve yedi parçaya imza atan genç gitarcı Danny Kirwan olmasına rağmen, aklım Peter Green imzalı beş parçada kalmıştı. Bir parçada en çok aradığım şey yakıcı gitar sololarıydı; ne de olsa Apaçi’nin öğrencisiydim, etkisi altındaydım. Bir hafta sonra plağı Deep Purple Ahmet’e iade ettik. O günden itibaren Peter Green adını deftere yazmış, çaldığı her plağı bulmaya, almaya gayret etmiştim.  
O dönemde ne doğru dürüst plakçı var bunları bilen, ne de abinin hakkında bilgi edineceğimiz dergi, ansiklopedi türünden kaynak… Tek yapabileceğimiz, bir albümde Peter Green adını gördüğümüzde onu edinmek ve şayet içinde üzerinde yazı varsa onları ezberlemekti. Derken kırık dökük bilgiler ele geçmeye başlamıştı: Fotokopiyle çoğaltılmış bir Gibraltar ansiklopedi, çok eski sayı bir Bravo dergisi gibi… Üç aşağı beş yukarı şöyle diyorlardı: 1969 tarihli dördüncü Fleetwood Mac albümü “Then Play On” topluluğun Peter Green’li döneminin en güzel işi. Fakat yine de çaldığı o güzel gitarlar dışında Green’i neden bu kadar ruhen kendime yakın hissettiğimi henüz anlayamamıştım. Derken elimizdeki kaynaklar arttı, sohbetlerde bizden yaşça büyükler bildiklerini anlattılar, böylece hadise aydınlandı, ben de adamımı yakından tanımış oldum. 
***
İngiliz Blues gitarcısı Peter Green, “Then Play On” albümünden sonra topluluktan ayrılmıştı, hem de öyle böyle basit bir nedenle değil. Onun tek başına topluluktan ayrılış nedeni bile daha ilk dinleyişte duyduğum saygının boş olmadığını bana çok iyi izah ediyordu. Artık bizim yerli roker camiası içinde sıkı bir Peter Green hayranıydım.  Tam adı Peter Allen Greenbaum, 29 Ekim 1946’da Londra’nın işçi sınıfının yaşadığı East End bölgesinde dört kardeşin en küçüğü olarak doğmuş. On yaşında abisinin eve getirdiği İspanyol gitarı en sevdiği oyuncağı olmuş. Hank Marvin, Muddy Waters, B.B. King gibi blues gitarcılarının parçalarını, bazı Yahudi şarkılarını sökmeye başlamış. 15 yaşındayken okulda Yahudiliği alay konusu olunca soyadındaki “baum” ekini atarak kendini Peter Green diye tanıtmaya başlamış. İlk gençlik günlerinin bu bunalımlı ve hüzün dolu yalnızlığını daha sonra yazacağı “Man of the World” parçasıyla ifade etmişti.
1966’nın başlarında, sonradan Camel’ı kuran klavyeci Peter Bardens tarafından Peter B’s Looners topluluğuna solo gitarcı olarak davet edilmiş, burada davulcu Mick Fleetwood ile tanışmış. Üç ay sonra Yunanistan’a giden Eric Clapton’ın yerine geçici olarak John Mayall’ın Bluesbreakers topluluğuna katılmış. Aslında Clapton’ın yerine alınan bir gitarcı varmış ama, onu beğenmeyen Green topluluğun konserlerinde “Ben bundan çok daha iyi çalarım” diye bağırarak olay çıkarıyormuş. Sonunda Mayall da ona bir şans tanımaya karar vermiş. Altı ay sonra Clapton dönmüş, ama Cream’i kuracağı için topluluğa yeniden katılmamış. Green de resmi olarak onun yerini almış ama, Clapton ile kıyaslanmak çok kolay olmamış. Önyargılı Clapton fanatikleri konserlerde “Biz Clapton’ı isteriz” diye bağırıyorlarmış. Green ise, zaman içinde, -bilhassa “The Supernatural” adlı bestesiyle- yeteneğini ortaya koyarak hakkettiği itibarı kazanmıştı.
Bir adım sonra 1967’de Mick Fleetwood ve Bluesbreakers’ta birlikte çaldığı basçı John McVie’yi alarak Fleetwood Mac’i kurmuştu. Topluluğun dört albümü Green’in yönetimi altındaydı. Bu dönemde “Albatross”, “Black Magic Woman” ve “Oh Well” gibi şarkıları yazmıştı. Gelelim ayrılma meselesine…
***
Fleetwood Mac topluluğunun işleri yolunda giderken, Green LSD denemelerine başlamıştı. 1968’de ikinci albüm “Mr. Wonderful” sonrasında ilk Amerika turnelerine çıkmışlardı. San Francisco’da Grateful Dead ile takılırken, Dead’in tedarikçisi tarafından üretilen LSD’yi kullanmış ve ne olduysa ondan sonra olmuştu. Green artık Budizm’den etkilenen, sahneye beyaz entarilerle çıkan bir divaneydi. Şarkıları giderek paranoyak bir hale geliyordu. Örneğin deliliğe doğru gidişini anlatan “Green Manalishi” buna örnekti. 
Müteakip turnede Münih’te bazı zengin Alman hippileri, şehir dışındaki bir konakta Green’i komünlerine götürdü, burada ağır uyuşturucular kullanmıştı. O esnada aldığı kararları arkadaşlarına deklare edince toplulukta çatışma başlamıştı. Artık para Green için şeytandı. Elde etmiş olduğu ün ve servetten nefret etmeye başlamış, topluluk üyelerine ellerindeki paranın az bir kısmını tutup gerisini hayır işlerine harcamayı önermişti:
- “O kadar çok param vardı ki, mutlu ve normal olabilmek olanaksız görünüyordu bana. Binlerce sterlin, işçi sınıfından gelen birinin başa çıkamayacağı bir servet gibi geliyordu, üstelik bunu hakketmediğime inanıyordum” diyordu.  
Mick Fleetwood bu fikre karşıydı ve tam tersi yeteri kadar kazandıklarına bile inanmıyordu. John McVie ise Green’e hak veriyor ama uyuşturucu yüzünden güvenemiyordu. Üyelerin servetlerini bağışlamaya yanaşmamaları üzerine Green topluluktan ayrıldı. 28 Mayıs 1970 tarihinde Fleetwood Mac ile son konserine çıkmıştı.
***
Önce “The End Of The Game” adında ilginç bir albüm yapmıştı. Bir ara Jeremy Spencer’ın bir tarikata katılmasıyla zor durumda kalan eski topluluğuna yardım için onlarla sahneye çıktı, sadece “Black Magic Woman” çaldı. Ayrıca topluluğun 1973’deki Penguin albümündeki “Night Watch” ve 1979 tarihli “Tusk” albümündeki “Brown Eyes” adlı parçalara konuk oldu fakat albüme adının yazılmasını istemedi. Aralarda hiç görünmedi, söylentilere göre mezar kazıcılığı, barmenlik, hastane görevlisi gibi işlerde çalıştı. Bu günlerde kendisine bir telif hakkı çeki getiren bir muhasebeciye silah çektiği ve bu nedenle önce hapishaneye sonra da şizofreni teşhisiyle akıl hastanesine yatırıldı.
Yıllarca hem ilaç hem ruhsal tedavi görmüş, sonucunda uzun zaman gitarından uzak kalmıştı. Bu dönem boyunca, müzisyen dostları Green’i ziyaret ediyor, fakat iletişim kuramıyorlardı. Londra dışında, annesi, kardeşi, yengesi ve kız kardeşi ile yaşamaya başlamış; Amerikalı kemancı Jane Samuel ile yaşadığı kısa ömürlü evlilikten bir kızı olmuştu. 1979’da tekrar sahaya dönen Green, birbiri arkasından solo albümler çıkarmış, bir dizi albümün ardından tekrar sırra kadem basmış, 1996’ya kadar ortalarda gözükmemişti. O günlerde tekrar müzikle ilgilenmeye başlamış, yeni kurduğu topluluğu ile 1997’den 2003’e kadar 10 albüm yapmıştı.
***
Bu arada Gary Moore, 1995 tarihli “Blues for Greeny” albümünü ona ithaf etmişti, nedeni yıllar öncesinde 1959 yapımı Les Paul gitarını Gary Moore’a vermiş olmasıydı. Aynı gitar 2014 yılında Kirk Hammett’a satılmıştı. 
Rolling Stone dergisinin En İyi 100 Gitarcı değerlendirmesinde 58. sırada yer almış; Guitar Player dergisi tarafından yapılan Tüm Zamanların En İyi 50 Gitarcısı listesine girmiş ve 1996 yılında Mojo dergisinin değerlendirmesinde tüm zamanların en iyi üçüncü gitarcısı seçilmişti.
Şubat 2020’de Londra’da “Mick Fleetwood ve Arkadaşlarından Peter Green’e Saygı” başlıklı bir konser düzenlenmiş; ancak Green konsere gelmediği gibi böyle bir konserden haberi bile olmamıştı. Her şeyden haberi olsaydı da muhtemelen umursamazdı. Aslında daha yolun başında o sahneden kendi rızası ile inmiş; kendisine teklif edilen oyunun kurallarını kabul etmediğini haykırmıştı. Zaten normal biri olsa, Peter Green olmazdı. On yıllar önce bir plakta dinleyerek nedenini anlamadan hayran olduğum bu dahi müzisyen, acımasız bir piyasada yalnız kalmış gerçek bir gönül adamıydı. Yok uyuşturucu etkisiydi, yok şizofrendi; bir yana; bana göre ruhen sosyalistti. Peter Green 25 Temmuz günü 73 yaşında hayata veda etti."
Murat Beşer (soL)
5 notes · View notes
orabooks · 4 years
Photo
Tumblr media
Madonna ‎– Crazy For You Geffen Records, 1985 | 100TL | #orabooks #okumak #kitap #book #books #turkey #istanbul #kadıköy #moda #sahhaf #klasik #classic #koleksiyon #şiir #yazar #edebiyat #şair #kütüphane #roman #sahaf #söz #okumak #kitaplık #orabook #bookstore #nadirkitap #literature #plak #plakçı #plakçalar https://www.instagram.com/p/B_Z_2PIAp9q/?igshid=96eg6r2xm9fk
1 note · View note
Tumblr media
Beyoğlu' nda bir plak mağazası... A record store from Beyoğlu, İstanbul.. www.recordmaster.net #plak #viny #recordstore #plakçı #45lik #longplay #vinylplayer #music #müzik #pikap #gramafon
0 notes
Text
Tumblr media Tumblr media
Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe
#eski #sahaf #plak #plakçı #old #yalnız #güzel #thebeatles #turgutuyar #oğuzatay #sabahattinali #kemalsunal
3 notes · View notes
adamolmayaazkala · 5 years
Text
bir keresinde bir seyehatte nevşehir’e gitmiştim, avanos ilçesinin eski bir sokağında bir plakçıda klasik osmanlı müziği çalıyordu. öyle hoşuma gitmişti ki. durup dinlediğim o anı, o caddeyi hiç unutmuyorum. o vakte kadar hiç duymadığım melodiler bana dünyayı, nereden geldiğimi, nereye gittiğimi, nerede dinlenmem gerektiğini anlatmıştı. kaldığım süre boyunca her akşam geçtim oradan. karşısında butikler, az ilerisinde ise bir kafe vardı. akşama kadar ilçe ilçe geziyor akşam olunca da oraya gidiyordum. kafeye oturuyor, kahve söylüyor, orhan pamuk okuyordum. birçok yer keşfetmeme rağmen orada aldığım tadı başka bir yerde bulamadım. her akşam geri döndüm o sokağa, her akşam osmanlı klasik müzikleri dinledim. caddeden geçenler, oturanlar bile başka bir hal alıyordu sanki. mükemmel bir yerdi. hatta bir gün videoya da almıştım fakat şimdi nerede bilmiyorum. zaten böyle şeyleri bir türlü saklayamam, kaybederim hep. bu bir miktar acıtıyor kalbimi. düşünüyorum da harika zamanlar geçirmişim orada. ne çok yıl geçti üzerinden hala unutmadım. büyülemişti beni. umarım her şey yolundadır plakçı abi. söz veriyorum plaklarını dinlemeye tekrar geleceğim
2 notes · View notes
efervesan · 6 years
Text
Tumblr media
Plak günleri bu sene gayet güzeldi. Kadıköyün kazıkçı ve insanı mal yerine koymaya çalışan plakçı esnaflarına rağmen.
Tumblr media
12 notes · View notes
donemplak · 3 years
Video
💿 İzzet Altınmrşe Dönem 45’lik 💿 🅰️ Yüzü: Maden Dağı 🅱️ Yüzü: De git Bayburt 💧 Format:  45 ’lik Plak 🔺 Plak Kondisyon:  (7/10 )  –  ( VG+ )
🔺 Plak KapakKondisyon: 7/10 )  –  ( VG+ ) 💧 Plak Firması:  Kervan 🔺 Plak Yayınlanma Tarihi:  1977 🔺 Fiyat : 250 TL 💧 Kargo ücretsiz #izzetaltınmeşe #madendağı #plak #plakçı #plakseverler #plaksevdasi #plaksevdası #mezatbaşlıyor #mezat #antika #nostalji #nostaljikşarkılar #80ler #plakmezat #plakmezatı #plakmezati #plakdükkanı #plaksatış #plaksatışı #donemplak #donembasımplak #eskiplak (Samsun Atakum) https://www.instagram.com/p/CMzt5zuhhBJ/?igshid=1rnpj3awshveh
1 note · View note
plakveben · 4 years
Photo
Tumblr media
Sosyal sorumluluk projeleri ile adından sıkça söz ettiren ve yardımsever kimliğiyle ön plana çıkan rock şarkıcısı Haluk Levent, Oğuzhan Uğur’la P!NÇ: programında Türkiye güzellerine sitem etti. Sosyal sorumluluk projeleri ile adından sıkça söz ettiren ve yardımsever kimliğiyle ön plana çıkan rock şarkıcısı Haluk Levent, Oğuzhan Uğur’la P!NÇ: programında Türkiye güzellerine sitem etti. Elinizde bir sihirli değnek olsa ya da milli piyangodan bütün ikramiye çıksa ne yapardınız? Türkiye güzellerinin yarışmadan sonra verdiği sözleri tutmadığından yakınan rockçı, “Türkiye’deki çoğu güzellik yarışmalarının kayıtlarını izledim. Her yarışmada ‘Elinizde bir sihirli değnek olsa ya da milli piyangodan bütün ikramiye çıksa ne yapardınız?’ sorusu soruluyor. Cevap ise ‘Dünya barışı ve çocuklara harcarım.’ 20 yılda o kızlardan en az 7-8’i Türkiye’nin en meşhur kızları oldu. Ama icraat yok. Ben ise hayallerimi eyleme geçirmeye çalışıyorum. Bu ülkenin gençleri olarak bir şeyler yapmalıyız” dedi. Kaynak : www.plakvebendergi.com #haluklevent #plakveben #plakvebendergi #Vinyl #plak #pikap #plakçalar #taşplak #plaksevdasi #plakçı #plakkeyfi #plaksevdası #plaklar #plakkoleksiyonu #plakmezat #45lik #slowmuzik #nostalji #pikap (Plak ve Ben) https://www.instagram.com/p/B9BQ6iKju9h/?igshid=xr7djxtmpzv2
0 notes
murekkepicici · 6 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
bkz.: nostalji dağınıklığı*
dört beş aydır 45likleri seçip plakçı yollarına koyulayım diyorum ama sadece diyorum. nihayet demekle kalmadım ve seçtim ( tam burada devreye giren alkışlar ). hafta içi de yola koyulalım takas yapalım, güzelli huzurlu şarkıları kucaklayıp eve dönelim.
42 notes · View notes
ugisie77 · 3 years
Text
Asıl mesleği eczacılık olan ünlü popçu ‘battım’ dedi
Asıl mesleği eczacılık olan ünlü popçu ‘battım’ dedi
Ünlü pop şarkıcısı Atilla Atasoy, unkapanı’nda plakçı arşınlayıp parklarda sabahladığınız zamanlar olmuş. Hayatınız bir film olsa macera mı olurdu, romantik mi?  – Kesinlikle dramatik-macera. Adı da “Tek Başına”… Eczacılık okuyup uzun yıllar İstanbul Harbiye’de eczacılık da yaptınız. Nesi daha zor: İlaç isimlerini ezberlemek mi, doktorların yazısını çözmek mi? – Gazi Üniversitesi’nden…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes