Ya bari bi işe yara diyoruz onu da karın ağrısıyla yapıyorsun gelmişine geçmişine sövesim geliyor. Birde sinir hastası ettiniz l*n beni diye ortalığı ateşe veresim.
أنظر أحيانا إلى الافكار بعجائب مطلقة ، على الرغم من الجنون الدائم الذي يترتب على النظام الفوضوي على ما يبدو والذي يرتبط بطبيعته بالوجود ،لهذا سأسترجع إيقاع راكد التزحلق على مرحلة من الرتابة .
I sometimes look upon ideas with sheer wonder, despite the perpetual madness that ensues from the apparently chaotic order which is inherently associated with existence, so I will recall the stagnant rhythm of skating on a stage of monotony.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Varoluşla iç içe olan görünüşte kaotik düzenden kaynaklanan daimi çılgınlığa rağmen bazen fikirlere sırf merakla bakıyorum, bu yüzden bir monotonluk sahnesinde kaymanın durgun ritmini hatırlayacağım.
Roman, "Birleşen Yollar" adıyla film yapıldı, kabul etmez diye düşünülen Türkan Şoray başroldeydi. Çekimlerde zaman zaman bir araya geldiler, ancak Türkan Şoray etkilenmesin, "hidayete ermesin" diye daha sonra Şule Yüksel Şenler'i uzak tuttular Çünkü Şule hanımın daha sonra ifade ettiğine göre, on gün kadar daha beraber olsalar, Türkan Şoray namaza başlayacaktı. Namaz sahnesinde ellerini açmış dua ederken kendisini öyle kaptırdı ki çekim bitmesine rağmen Türkan Şoray hala devam ediyordu. Yalnız bırakılmasını istedikten sonra, "Anam, anam! Mahşer günü ellerim yakandadır anaaaam!" diyerek hıçkırıklarla ağlıyordu. Onun bağıra çağıra ağlamasını ve söylediklerini duyan gazeteciler bu konuda bir tek satır yazmadılar, onun nasıl etkilendiğini gizlediler.
Bugün eve geldikten sonra, ailemin benimle birlikte izlemek istedikleri bir film varmış. Hep birlikte onu izledik. Birkaç sahnesinde duygulanıp ağladım. En çok aynı filmi benimle bir kere daha izlemelerine duygulandım.
Akşama ablamgil geldi. Bal yeğenlerimi çok özlemiştim. Onlarla hasret giderdim. Geçenlerde okulda çocuklarla birlikte su savaşı yapmıştık. Eniştem videolarımızı yeğenime de göstermiş. Yeğenlerimle de su savaşı yaptık. Yarın bayram diye en sonunda bayram banyolarını yaptırıp ablamın yanına yolladım.
Fiziksel olarak hiç dinlenmedim ama mental olarak dönemin yorgunluğu kalktı üstümden. Benim en büyük derdim ailemden uzakta ve yalnız yaşamam sanırım. Beni yalnız bırakmayın.
Sosyal medya sahnesinde herkes bir sahte mutluluk oyuncusu. Herkes bir diğerinin ne kadar güzel, zengin, başarılı, akıllı, zengin göründüğüyle o kadar meşgul ki gerçek hayatlarımızdan kopuyoruz.
Tıpkı ördek sendromu
Ayakların alta neler çektiğini, Üstekiler göremiyor.
Bugün duygusal,sinirli,eğlenceli,koşturmacalı birçok duyguyu barındırdığım ama sabah uyanıpta yatak ucunda oturduğumda Cahit Sıtkıyı andığım bir günaydın oldu:) Tam 35 i anlattı ama ya sonrası..
Bugüne kadar çok güldüğüm için kırışan göz çevremden,şarkı söyleyerek yüzümü yıkamaya gittiğim sabahlardan,mutfakta vakit geçirirken 68282615.kez açtığım avrupa yakasının ezbere bildiğim sahnesinde güleceğime bile bile defalarca izlediğim her dakikadan,içtikten sonra salonda koltukta otururken usulca ağladığımda @kagittanyildiz ı saat farketmeksizin aradığım her dakikadan ve nicesinden çok memnunum,bundan sonrasından beklentim az dalga çok huzur,çevremde değerli olduğumu söyleyen değil yaşatan insanlar🤍
İçimde durmaksızın Mabel Matiz “Yaşım Çocuk” çalıyor😊Minik bir kız sanki sevindiği şarkı çıkmış notaları ayakları ile yakalamaya çalışıyor🤍
Arkadaşımın alıntıladığı bir dize ile son vereyim uzatmadan ;
‘35-45 yaş aralığı, insanın en güzel yaş aralığıdır. Ne gençsindir ne yaşlı. Ama hepsinden biraz biraz vardır. Ağırlıklı olarak tecrübe yaşları ve nasıl güzel bir ömür geçireceğin, bu yaşlarda saklı. ‘
Not: ben yazana kadar spotfy kara dantelli gençliğimize dediği mabelin şarkısına geçti ben ağlamaya başlamadan bay😂
Yazdığım karakterimi karşıma aldım. Yüzünü dikkatle inceledim . Acaba ne hissediyor? Onun hissettiklerini anlayabiliyor muyum? İfade edebiliyor muyum?
Sanki biraz kızgın gibi bana...
Neden kızgın olduğunu soruyorum." Beni cehennem sahnesinde bıraktın, yazmıyorsun" diyor.
Seni yazmak zor ,ondan diyorum. Şu sıralar bataklıktayım. Kendi karanlığımdan çıkıp senin karanlığına girmek yorucu ve bunu ruhum şuan kaldırmıyor.
Anlayışlı kızım kızgın ifadesini bırakıyor. "Beni yazdığında yaptığın gibi yap. Beni toparladığın gibi topla kendini... "
Dolu gözlerle dönüyorum ona . "Seni yalnız bıraktığım an dağıldığın sahneleri hes geçiyorsun sanırım."
Derin bir nefes alıp sarılıyor bana " Hep dağıldık ama kendimize gösterdik. Kalktık ve başarmak için çabaladık ! Ben hala çabalıyorum ve başarıcam . Sen ne kadar daha bekliyeceksin ayağa kalkmak için?"
Mülk O'nundur dilediğine verir, dilediğinden alır. Dilediğini vezir eder, dilediğini rezil eder. O'nun iradesine teslim olmak ve bu teslimiyette O'nun rızasına ulaşmak; aslolan budur. Dolayısıyla sadece hukuk sistemi olarak değil, hayatın acısıyla, tatlısıyla, karşılaştığımız her enstantenesinde, her sahnesinde, her dönemecinde, her aşamasında O'nun hükmüne, takdirine, kazasına razı olarak teslim olmak da ahkâmda tevhidin ayrılmaz parçasıdır.