Tumgik
#sakinleştirici ilaçlar
akgezercom · 2 years
Text
Panik Ataklar Hayatınızı Nasıl Etkileyebilir? - akgezer blog
Panik Ataklar Hayatınızı Nasıl Etkileyebilir? – akgezer blog
Panik ataklar yayılmaya devam eden sessiz bir salgındır. Bunların etkisi genellikle stres ve uygun şekilde işlenmemiş olaylarla daha da kötüleşir. Çünkü bizim toplumumuzda böyle şeylere vakit yok. Ne yazık ki, giderek daha normal hale geliyorlar. Ve çoğu zaman çok geç tedavi edilirler. Aslında çoğu, artık işlev göremeyecek duruma gelene kadar terapiye girmez. Semptomlar terleme, düzensiz kalp…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Anason Yağı Faydaları ve Zararları
Anason Yağı Faydaları ve Zararları
#AnasonYağıBebeklereKullanılırMı, #AnasonYağıCildeNasılSürülür, #AnasonYağıCiltIçin, #AnasonYağıÇocuklaraKullanılırMı, #AnasonYağıFaydalarıVeZararları, #AnasonYağıGazIçinKullanılırMı, #AnasonYağıHamilelikteKullanılırMı, #AnasonYağıHangiRahatsızlıklaraIyiGelir, #AnasonYağıKaşıntıYaparMı, #AnasonYağıKramplaraIyiGelirMi, #AnasonYağıNarkotikMi, #AnasonYağıNasılKullanılır, #AnasonYağıNeKadarKullanılmalı, #AnasonYağıNeyeIyiGelir, #AnasonYağıÖksürükIçinKullanılırMı, #AnasonYağıRomatizmaIçinKullanılırMı, #AnasonYağıSaçaNasılUygulanır, #AnasonYağıSolunumEtkileri, #AnasonYağıToksikMi, #AnasonYağıUzmanTavsiyesi, #AnasonYağıYanEtkileri, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler https://is.gd/OXdU4i https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/anason-yagi-faydalari-ve-zararlari/
Anason yağı faydaları ve zararları hakkında bahsedelim biraz ne dersiniz? Bu yazımızda anason yağının dahili değil haricen kullanımları hakkımda bilgi vereceğiz. Anason yağı; genel olarak anti- histerik, anti-epileptil, anti-romatizmal, mikrop öldürücü, müshil etkili ve gaz giderici, bit öldürücü gibi özellikleri bulunmaktadır. Antik çağlardan beri anason; bir tür baharat ve tatlandırıcı madde olarak kullanılmıştır.
Anason uçucu yağının bir takım narkotik ve sedatif ( sakinleştirici ) etkisi vardır. Yüksek dozlarda alındığında ciddi yan etkileri olabilen anason yağı, düşük dozlarda bir takım sinir rahatsızlıklarında sakinleştirici olarak kullanılmıştır. Ancak, özellikle anason yağı içerisinde bulunan bir takım bileşikler, östrojen hormonu ile etkileşerek bazı kanser türlerinde dahili olarak tüketimi özellikle kanser riski taşıyan ( meme kanseri, rahim kanseri gibi hormonal etkiye bağlı ) kadınlarda riskli bulunmaktadır.
Anason yağı faydaları, arasında kan dolaşımını uyararak romatizmal ağrılarda rahatlama hissi verebilir. Aynı zamanda, anason kremi yada anason spreyi gibi ürünler yaralar için iyi bir antiseptik özelliği göstermektedir. Direk anason yağının cilde uygulanması tahrişe neden olabileceğinden seyreltilip kullanılması veya daha profesyonel olarak hazırlanmış krem ve spreylerin kullanılması gereklidir.
Anason ve anason yağı, anti-spazm özelliği nedeniyle, kramplar ve spazmlar için kullanılabilmektedir. Kasların gevşemesini ve rahatlamasını sağlayabilmektedir.
Ayrıca, anason yağı ile hazırlanan buhar banyoları öksürük, nezle gibi problemler için iyi geldiği söylenir. Bu buhar, ayrıca balgam söktürücü ve nefes açıcı özellikleri de bulunabilmektedir. Bir tencere içerisine bir kaç damla anason yağı damlatmak bunun için yeterli olacaktır. Çok düşük dozlarda dahili olarak alındığında, müshil etkisi gösterebilir.
Gerek anason gerekse bir uzmanın tavsiye edeceği miktarlarda alınacak anason yağı içeren ilaçlar; özellikle gaz sıkışması gibi problemlerde etki gösterebilmektedir.
Gaz problemi, çok basitmiş gibi görünse de ciddi sonuçlar doğuracak bir rahatsızlıktır. Kronik hale gelirse, uzun vadede, hipertansiyon hazımsızlık, şişkinlik, akut göğüs ağrısı, mide ağrıları, kas krampları ve ağrıları, romatizma, saç dökülmesi ve görme azalması gibi pek çok soruna neden olabilir. Bu nedenle eğer böyle bir probleminiz varsa mutlaka uzman doktora başvurun ve kulaktan dolma bilgilere itibar etmeyin.
Geleneksel uygulamada, şişkinlik veya ağır yemeklerden sonra gelen hazımsızlık ve gaz gibi şikayetlerde anason tohumu çiğnemenin etkili olduğu bilinmektedir.
Anason yağı, bit,böcekler ve bazı küçük hayvanlar için toksik etki göstermektedir. Bu nedenle anason yağı ile hazırlanan spreyler ile bu canlıları uzak tutmak mümkün olabilmektedir.
Uyarı: Anason yağı, ağır dozlarda, narkotik etkileri vardır ve solunum ve dolaşımı yavaşlatır. Bazı evcil hayvanlar ve kuşlar, aynı zamanda çocuklardan uzak tutulması gerekmektedir. Ayrıca, bazı cilt tiplerinde tahrişe neden olabilir. Hamilelik sırasında kullanılmaması gerekir. Bunların yanı sıra östrojen hormonu üzerindeki etkisi nedeni ile bazı kanser türlerini şiddetlendirebilir. Sedatif ilaçlarla birlikte alındığında ilaç etkileşimi olabilmektedir.
0 notes
Text
Dişçi Korkusu Nedir? Dişçi Korkusu Nasıl Yenilir?
Tumblr media
İnsanların diş muayenelerinden veya operasyonlardan olağan olmayacak düzeyde çekinmesi durumu dişçi korkusu olarak nitelenir. Bir çeşit fobi olan ve dentofobi olarak adlandırılan durum, hastalık derecesinde korku hissetmeye neden olmaktadır. İnsanlar, iç dünyasında hissetmiş olduğu baskı ve korkudan dolayı kaygı bozukluğu yaşayabilir. Dişçi fobisi, diğer fobiler gibi aşılması mümkün olan sorunlar arasındadır. Dentofobinin yenilmesi adına günümüzde sedasyon tedavisi uygulanmaktadır. Hayat Diş, hastaların korkularını kalıcı olarak aşması için başarılı bir süreç izler. Diş hekimleri, sedasyon ile birlikte psikolojik rahatlama sağlayacak direktifler verir. Böylece kaygısız ve acısız bir şekilde tedavi tamamlanır ve korkuyla başa çıkılır.
Dişçi Korkusu Nedir?
Korku, insanların zarar görebileceği anlarda oluşan son derece doğal bir koruma mekanizmasıdır. Her insan içgüdüsel olarak sağlığını tehlike atan durumlardan çekinir. Dişçi korkusu ise sadece korku olarak tanımlanabilecek bir hissiyat değildir. “Diş hekimi korkusu nedir?” sorusuna yanıt verilmesi için korkudan ziyade fobiden söz etmek gerekir. Dişçiye gitmekten ve tedavi görmekten çekinmek fobidir. Fobiler, insanlarda olağan olmayan bir endişe hali uyandırır. Bilindiği üzere her insanın diş muayenesine gitmesi ve tedavi görmesi gereklidir. Diş tedavisinden mahrum kalınması, önüne geçilmez sorunlara neden olur. Ancak dişçi korkusu yaşayan insanlar, sağlığını tehlikeye atacak düzeyde tedaviden çekinir. Diş çektirme, kanal tedavisi gibi müdahaleler acı verebilir ve tedavi sonrasında iyileşme süreci uzun sürebilir. Bu nedenle anlık kaygı ve korku hissedilmesi normaldir. Ancak tedaviye başlamadan korkunun oluşması, muayene olmaktan dahi çekinmek, dentofobi olarak tanımlanabilir.
Dişçi Korkusu Neden Olur?
Dişçi korkusu tüm fobiler gibi farklı etkenlere bağlı olarak gelişebilir. Fobi, bir nesne veya uygulamadan korkma hali ile ortaya çıkmaktadır. Örneğin, diş çekimi esnasında veya sonrasında acı çeken bir insanda sonradan fobi oluşabilir. Bazı durumlarda ise herhangi bir operasyon geçirilmese de korku vardır ve tedaviye engel teşkil eder. “Dişçi korkusu nedenleri nelerdir?” sorusuna yanıt verirken genetik faktörlü bir kaygı bozukluğu olabileceğini söylemek mümkündür. İnsan psikolojisi, dünyaya geldiği andan itibaren birçok olaydan etkilenir. Anne veya babası dişçiden korkan bir çocuk, diş tedavilerinin korkunç bir eylem olduğu kaygısına kapılabilir. Haliyle ilerleyen yaşlarda diş muayenesine gitmekten dahi çekinebilir. Kaygılar, duyumlar sonucunda da oluşabilmektedir. Örneğin, diş tedavisi esnasında yaşanan olumsuzlukları dinlemek, korku oluşmasına neden olabilir. Aynı acıyı hissedeceğini düşünen hasta, dişçiye gittiğinde normalden daha fazla kaygılıdır.
Dişçi Korkusu Nasıl Yenilir?
Dentofobi ile başa çıkmak için izlenebilecek farklı yollar vardır. Öncelikle korkunun neden geliştiğinin üstüne gidilmelidir. Bu süreçte psikolojik destek alınması ve sakinleştirici ilaçlar kullanılması mümkündür. Ancak doktor tavsiyesi olmadığı sürece ilaç alarak diş muayenesine veya operasyonuna girmek kesinlikle doğru değildir. Diş hekimleri, dentofobinin üstesinden gelinmesi için hastaları rahatlatabilecek uygulamalar yapar. Bu uygulamalar arasında en başarılı sonuçlar, sedasyon tedavisi ile alınmaktadır. Sedasyon, operasyon öncesinde anestezi ile birlikte sakinleştirici ilaçların kullanılmasıdır. Dentofobi görülen kişilerin diş hekimleri ile bu durumu açıkça paylaşması çok önemlidir. Muayene ve tedavi esnasında yaşanan korku; - Çarpıntı, - Mide bulantısı, - Kusma gibi sonuçlar doğurabilir. Korkulmasına rağmen üstüne gitmek, korku ile başa çıkılması için sağlıklı bir yol değildir. Sedasyon, günümüzde diş hekimlerinin sıklıkla tercih ettiği ve başarılı sonuçlar aldığı bir sakinleştirme yöntemidir. Lokal anestezi yerine sakinleştirme etkisi olan sedasyon, panik halini yatıştırır. Bu esnada egzersiz yapılabilir ve diş hekimlerinin direktifleri ile tamamen rahatlama sağlanabilir.
Dişçi Korkusu için Sakinleştirici
Dişçi korkusu olan kişilere tavsiyeler verilirken birtakım ilaçların kullanılabileceği dile getirilir. Ancak bahsi geçen ilaçlar, reçete edilmeden kullanılmaması gereken sakinleştiricilerdir. Sakinleştirici alınması gerektiğinde diş hekimleri, hastanın sağlık durumuna göre en uygun ilacı tercih eder. Bu uygulama, sedasyon adı verilen yatıştırma yöntemidir. Sedasyon, birçok insanda tek başına yeterli olsa da korkunun şiddetine göre farklı yollar izlenebilir. Çarpıntı, terleme gibi sorunlar yaşanması halinde mutlaka psikolojik rahatlama sağlanmalıdır. Diş hekimleri, eğitim aldıkları süreç içerisinde hastanın ruh halini iyileştirecek yöntemler hakkında bilgiler edinmektedir. Korkuyu aşmak için dahi diş hekimine gitmek istemeyenlerin, psikolojik destek alması gerekir. Psikologlar, fobi ile başa çıkılması için gerekli direktifleri vermekte ve gerekli görüldüğünde psikiyatrik ilaçlara başvurulmaktadır. Bu yöntemlerin tamamı, diş hekimi korkusundan kurtulmak için etkilidir ve kalıcı olarak aşılmasına yardımcı olur.
Dişçi Korkusu ile Nasıl Başa Çıkılır?
Fobiler, anksiyete düzeyinde korku ve panik hali yaşattığı için bireysel olarak aşmak kolay değildir. Dişçi fobisi olan insanlar, başa çıkmak için diş hekimlerinden destek almalıdır. Yapılacak her işlemde anestezi uygulanır ve acı hissedilmez. Ancak sakinleşmek için bu durumu bilmek yeterli değildir. Hekimler, hastanın sakinleşmesini sağlayacak sedasyon, egzersiz gibi yöntemleri kullanır.
Dişçi Korkusu Olanlar Nelere Dikkat Etmeli?
Diş hekimi korkusunda diş hekiminin önemi yadsınamayacak kadar büyüktür. Diş hekimleri, korkuyla başa çıkmada psikologlar kadar başarılı olabilir. Doğrudan korkuyla yüzleşme fırsatı bulan hasta, diş hekiminin telkin edici yönlendirmeleri ile sakinlik kazanır. Dentofobi olan kişilerin diş hekimi seçimlerini doğru bir şekilde yapması, hekimlerle iletişime geçmesi gerekir. Muayeneye gitmeden önce veya başlamadan hekime bu durumdan bahsedilmelidir. Böylece önlem alınır ve panik hali olmadan tüm cerrahi işlemler yapılabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Bilinçli Sedasyon Nasıl Yapılır? Sedasyon, sakinleştirici ilaçların ağız yoluyla veya damar yoluyla alınması şeklinde yapılır. Bilinçli sedasyon, hastaların uygulama boyunca ilaç almasını sağlayacak aletlerle gerçekleştirilir. Sedasyon Sırasında Acı Hissedilir mi? Sedasyon, lokal anesteziye benzer şekilde yapılan bir işlemdir. Hasta hiçbir şekilde acı hissetmez ve sakinliğini korur. Kaygı ve endişe hislerini bastırdığı için zamanla dişçi korkusunun aşılmasına yardımcı olur. Read the full article
0 notes
Ateşsiz döküntülü hastalıklar
Balık eti, sağlığımıza sayısız fayda sunan bir besindir. Özellikle omega-3 yağ asitleri açısından zengin olan balık, birçok hastalığın önlenmesine ve sağlıklı bir yaşam tarzının sürdürülmesine yardımcı olur.
Balık etinin faydalarından biri, omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olmasıdır. Özellikle EPA (eikosapentaenoik asit) ve DHA (dokosahekzaenoik asit) olmak üzere bu yağ asitleri, kalp sağlığını destekler. Düzenli balık tüketimi, kalp krizi riskini azaltabilir, kan basıncını düzeltebilir ve kalp ritmini dengeleyebilir.
Beyin sağlığına gelince, balık yemek de büyük bir öneme sahiptir. Balıktaki DHA, beyin fonksiyonlarını geliştirir ve öğrenme yeteneği ile hafızayı artırır. Özellikle yaşlılık döneminde bilişsel gerilemeyi önlemeye yardımcı olabilir.
Ayrıca, balık eti göz sağlığını korumada da yardımcı olabilir. İçerdiği omega-3 yağları, yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi göz hastalıklarının riskini azaltabilir.
Balık, ayrıca iltihapları azaltmada da etkilidir. Omega-3 yağ asitleri, vücuttaki aşırı iltihaplanmayı önler, bu da romatoid artrit gibi iltihaplı hastalıkların semptomlarını hafifletebilir.
Saç ve cilt sağlığı açısından da balık eti önemlidir. İçerdiği yüksek kaliteli protein, saç ve cilt için gerekli olan besinleri sağlar. Ciltteki iltihapları azaltabilir ve akne gibi sorunları hafifletebilir.
Ancak, balık tüketirken dikkatli olunmalıdır. Ağır metaller içerebileceğinden, aşırıya kaçmamak önemlidir. Haftada iki ila üç porsiyon balık tüketmek, sağlık için idealdir.
Ateşsiz Döküntülü Hastalıklar ve Tedavileri
Ateşsiz döküntülü hastalıklar, bağışıklık sisteminin normal vücut dokularına saldırdığı otoimmün hastalıklardır. Bu hastalıklar, lupus, romatoid artrit ve sedef hastalığı gibi çeşitli rahatsızlıkları içerir. Tedavi, genellikle immünsüpresif ilaçlar ve iltihap azaltıcı tedavileri içerir.
Yayla çayının faydaları: İşte Bilmeniz Gerekenler
Yayla çayı, özellikle Karadeniz bölgesinde yetişen ve sağlık için birçok fayda sunan bir bitki çayıdır. Bu bitki çayının faydaları şunlardır:
Antioksidan Özellikler: Yayla çayı, vücudu serbest radikallerden koruyan antioksidanlar açısından zengindir. Bu, hücresel hasarı azaltabilir ve yaşlanma sürecini yavaşlatabilir.
Bağışıklık Sistemini Destekler: Yayla çayı, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olabilir. Bu, hastalıklara karşı daha iyi bir savunma sağlayabilir.
Mide Rahatlatıcı: Yayla çayı, mideyi rahatlatıcı özelliklere sahiptir ve sindirimi kolaylaştırabilir. Mide ağrısı ve hazımsızlık sorunlarını hafifletebilir.
Stres ve Anksiyete Azaltma: Yayla çayı, sakinleştirici özelliklere sahiptir. Bu, stres ve anksiyete ile başa çıkmaya yardımcı olabilir.
Solunum Yolu Sorunlarına Yardımcı: Yayla çayı, soğuk algınlığı ve öksürük gibi solunum yolu sorunlarını hafifletebilir.
Ancak, herhangi bir bitki çayı gibi, yayla çayını aşırıya kaçmadan tüketmek önemlidir. Aşırı miktarda tüketim bazı yan etkilere neden olabilir. Ayrıca, herhangi bir sağlık sorununuz varsa veya yeni bir bitki çayı eklemeyi düşünüyorsanız, önce bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.
1 note · View note
saglikvehastalik · 1 year
Link
0 notes
psikologline · 1 year
Text
Huzursuz Bacak Sendromu Nedenleri ve Tedavisi
Tumblr media
Huzursuz Bacak Sendromu (HBS), sinir sistemiyle ilgili nörolojik bir rahatsızlık olan ve bacaklarda rahatsız edici hislerle karakterize bir durumdur. HBS genellikle istirahat halindeyken, özellikle akşam ve gece saatlerinde ortaya çıkar ve bacaklarda karıncalanma, yanma, sızlama ve ağrı gibi hislere neden olur. HBS'li kişiler bu rahatsız hislerin hafiflemesi için bacaklarını hareket ettirmeye, sallamaya veya ovuşturmaya ihtiyaç duyarlar. Bu durum, uyku problemlerine yol açarak yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Huzursuz Bacak Sendromu'nun kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörler, demir eksikliği, böbrek yetmezliği, gebelik ve bazı ilaçlar gibi faktörlerin HBS'nin gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Tedavi, altta yatan nedenlere yönelik olabilir veya belirtileri hafifletmeye odaklanabilir. İlaç tedavisi, demir takviyeleri, dopamin agonistleri ve antikonvülsanlar gibi ilaçlar içerebilir. Ayrıca, yaşam tarzı değişiklikleri ve bacak kaslarını gevşetmeye yönelik fiziksel terapi de HBS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. İşte huzursuz bacak sendromu nedenleri:
Huzursuz Bacak Sendromu ve Genetik Faktörler
Huzursuz Bacak Sendromu (HBS), genetik faktörlerle ilişkilendirilebilir. Ailede HBS öyküsü olan bireylerin, sendroma sahip olma olasılığı daha yüksektir. Genetik çalışmalar, HBS'nin kalıtımının çoğunlukla otosomal dominant olduğunu göstermektedir.
Demir Eksikliği ve Anemi
Demir eksikliği ve anemi, HBS'nin gelişiminde önemli faktörlerdendir. Beyindeki demir eksikliği, dopamin üretimindeki düşüşle ilişkilendirilmiştir ve dopamin eksikliği HBS'nin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Böbrek Yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalar, HBS riski taşır. Böbrek yetmezliği, demir ve dopamin metabolizmasındaki değişikliklerle ilişkili olarak HBS belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Gebelik
Gebelik sırasında HBS gelişme riski artar. Özellikle üçüncü trimesterde ortaya çıkan HBS, doğumdan sonra genellikle düzelir. Gebelikte HBS'nin nedeni tam olarak bilinmese de, hormonal değişiklikler ve demir eksikliği gibi faktörler rol oynayabilir.
İlaçlar ve İlaç Etkileşimleri
Bazı ilaçlar HBS belirtilerini tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Antidepresanlar, antipsikotikler, antihistaminikler ve bazı antiemetikler bu ilaçlar arasındadır. Wikipedia'da antiemetik
Nöropati (Sinir Hasarı)
Sinir hasarı ve nöropati, HBS belirtileriyle ilişkilendirilmiştir. Diyabet ve alkol kullanımı gibi nedenlerle oluşan nöropati, HBS riskini artırabilir.
Uyku Bozuklukları
HBS, uyku bozukluklarıyla sıkça ilişkilidir. HBS'li kişilerde uyku süresi ve kalitesi azalır ve bu durum, günlük yaşamda işlevselliği etkileyebilir.
Huzursuz Bacak Sendromu ve Diyabet
Diyabetik nöropati, HBS belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Diyabetli hastaların HBS riski, sinir hasarı ve dopamin düzeyindeki değişiklikler nedeniyle artabilir. Huzursuz bacak sendromu tedavi yöntemleri:
Huzursuz Bacak Sendromu İlaç Tedavisi
a. Dopamin Agonistleri: HBS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olan dopamin agonistleri, dopamin düzeylerini artırarak sinir iletimini düzenler. Ropinirol, pramipeksol ve rotigotin örnek olarak verilebilir. b. Antikonvülsanlar (Nöbet Önleyici İlaçlar): Gabapentin ve pregabalin gibi antikonvülsanlar, sinir sistemi üzerinde sakinleştirici etkileri nedeniyle HBS belirtilerini hafifletir. c. Benzodiazepinler: Clonazepam gibi benzodiazepinler, uyku kalitesini artırarak ve kas gevşemesine yardımcı olarak HBS semptomlarını azaltır. d. Opioidler: Şiddetli HBS belirtileri için kullanılan düşük doz opioidler, ağrıyı azaltarak ve uyku kalitesini artırarak etki eder. Örnek olarak kodein ve tramadol verilebilir. e. Demir Takviyeleri: Demir eksikliği olan HBS hastaları için demir takviyeleri, dopamin düzeylerini düzenleyerek belirtileri hafifletebilir. Huzursuz bacak sendromu hakkında ilaç tedavisine başlamak için Psikiyatristler sayfamızdan önerilen bir doktor seçimi yapabilirsiniz.
Huzursuz Bacak Sendromu: Yaşam Tarzı Değişiklikleri
a. Düzenli Egzersiz: Egzersiz, HBS belirtilerini hafifletir ve uyku kalitesini artırır. Ancak, egzersizin şiddetine ve zamanlamasına dikkat etmek önemlidir. b. Uyku Hijyenine Özen Gösterme: Düzenli uyku saatleri ve iyi uyku ortamı, HBS belirtileri ve uyku kalitesi üzerinde olumlu etkiler yapar. c. Sigara ve Alkol Kullanımını Azaltma: Sigara ve alkol tüketimi HBS belirtilerini kötüleştirebilir. Bu nedenle, tüketimi azaltmak veya bırakmak önemlidir. d. Kafein Alımını Kısıtlama: Kafein, sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkiye sahiptir ve HBS belirtilerini kötüleştirebilir. Kafein alımını azaltmak faydalı olabilir. e. Stres Yönetimi ve Meditasyon: Stres yönetimi ve meditasyon, rahatlama sağlayarak HBS belirtilerini hafifletebilir.
Huzursuz Bacak Sendromu: Fiziksel Terapi ve Masaj
Fiziksel terapi ve masaj, kas gerginliğini azaltarak ve sirkülasyonu artırarak HBS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, esneklik ve hareket kabiliyetini artırarak, genel yaşam kalitesini iyileştirir.
Huzursuz Bacak Sendromu: Sıcak ve Soğuk Uygulamalar
Sıcak ve soğuk uygulamalar, HBS belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Sıcak uygulamalar kasları gevşetirken, soğuk uygulamalar şişliği ve ağrıyı azaltır. Bu yöntemlerin etkinliği, kişiden kişiye değişebilir ve her iki uygulamayı deneyerek en iyi sonucu elde etmek mümkündür.
Huzursuz Bacak Sendromu ve Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), HBS belirtileriyle başa çıkmayı öğretir ve uyku kalitesini artırmaya yardımcı olur. BDT, düşünce ve davranış kalıplarını değiştirerek stres, endişe ve HBS belirtileriyle başa çıkmada etkilidir. BDT, diğer tedavi yöntemleriyle birlikte kullanılabilir ve yaşam kalitesinde önemli iyileşmelere yol açar.
Huzursuz Bacak Sendromu - Sıkça Sorulan Sorular
Huzursuz bacak sendromunun belirtileri nelerdir?Genellikle bacaklarda istemsiz hareket etme isteği ve rahatsızlık hissi olarak ortaya çıkar. Bu durum, özellikle dinlenme anlarında ve geceleri daha belirginleşir, hareket ettikçe hafifler.Huzursuz bacak sendromu için ne iyi gelir?Düzenli egzersiz ve stres yönetimi gibi yaşam tarzı değişiklikleri faydalı olabilir. Ayrıca, uygun ilaç tedavisi ve doktor önerisiyle demir takviyeleri de belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilir.Huzursuz bacak sendromu psikolojik midir?Temelde nörolojik bir bozukluktur ve dopamin dengesizliği gibi fizyolojik faktörlerle ilişkilidir. Bununla birlikte, psikolojik faktörler, özellikle stres, huzursuz bacak sendromu belirtilerini kötüleştirebilir. İlginizi çekebilecek diğer yazılar; - Mutsuzluk Hissi Nedenleri ve Nasıl Geçer? - Psikolojik Rahatlama Yöntemleri - Belirsizlik ve Psikolojideki Etkileri Read the full article
0 notes
drsahinkesikminare · 2 years
Text
KREATİNİN YÜKSEKLİĞİNE NE NEDEN OLUR? WHAT CAUSES CREATININ LEVEL
Kanda kreatininin normalden yüksek olması durumunda: Organ ve kas etlerinden, süt ürünleri, kırmızı et, mide koruyucularından, yüksek protein diyetlerinden, susuzluk ve kas erimesinden kaçınılmalıdır. Karaciğer sağlığının bozulması, kas çalışmaları, sakinleştirici ilaçlar kreatininini yüksek gösterebilir. Bitkisel proteinler, bol lifli gıdalar; yeşil çay, biberiye çayı, ısırgan otu,…
View On WordPress
0 notes
araftakikelebek · 5 years
Text
"Beyaz herkes için masumluğu, temizliği temsil ederken benim midemi bulandırıyor. Eskiden severdim beyazı ama eskidendi işte. Bu her tarafı beyaz olan hastane, benim beyazdan nefret etmemin nedeni oldu çünkü hastaneler beyaz olmak zorunda. Burada hayatımın en siyah günlerini geçiriyorum oysaki.
Çığlıklar atılıyor kulakları sağır edercesine her gün. Ama benim çığlıklarım içimde her seferinde bana ait bir şey götürüyor. Bunu da kimse duymuyor.
Hıçkırıklar yükseliyor, gözyaşlarını silen olmuyor. Sakinleştirici ilaçlar uyuşturuyor ruhsal acılarını. Ben sadece duyuyorum, görüyorum ama hiç bir şey yapamıyorum. Çünkü kendi içimi sel götürürken başkalarının yağmurdan kaçışına çare olamıyorum.
-Özgür Ruh (1. Bölümden alıntı)
109 notes · View notes
asikyazar · 4 years
Text
Evet, her gün monoton geçmeye devam ediyor. Bol kırılan kalpli, bol umutsuz, bol sönüp giden hayaller... Bu bir Âşığın günüdür. Kavga edemeden anlaşamayan iki Âşığın günü.. Ne kadar devam edecek kanayan yaralar? Ne zaman bitecek bu hasret? Ne zaman sana küstüğünde kapısının önüne gelip seni affedene kadar kapısında beklemek gibi tonlarca hayalin gerçekleşecek..? Kanayan yaraların kanamaya devam edecek. Sadece acısına alışacaksın ve bu sana acı vermemeye başlayacak.. Sanki sen bir hastasın ve hayat bir doktor. Gelicek, sana bir narkoz vuracak. Birde sakinleştirici hap verecek; Acın kalmayacak, acıtan yaraların olacak fakat hissetmeyeceksin. Bu narkozlar, ilaçlar devam edecek ve bu hissetmemek seni ele geçirecek. Aşkın bitecek, sevemeyeceksin, tükenecek bir umudun kalmayacak. Sana küstüğünde kapısında duracağın kimse olmayacak.. İşte. İşte hayatın özeti budur. Aksini iddia eden; Etmesin. Zira bu bir doğru değildir, gerçektir. Hakikattir... İyi geceler, tabii iyiyse geceler.
Âşık Bir Yazar
6 notes · View notes
Text
ilk gün.
ağrılar, sancılar, acılar. kusma nöbetleri. krizler. alınan yedi tane ilaç. biri baş ağrısı. biri uyku ilacı. üçü kalp için. küçük sarı ilaçlar. ikisi sakinleştirici. beyaz olan. ve hepsinin sonunda gelen uyku. saat muhtemelen dört olmalı. ya da dörde çeyrek geçiyor. tam olarak bilemiyorum.
sabah saat yedi. annem uyandırıyor. kalk diyor. yataktan çıkmaya bile mecalim yok. bir o kadar konuşmaya da. kafamı olduğu gibi gömüyorum yastığa. ilk gün dedim ya sevgilim. ondan böyle. iki üç güne kalmaz atlatacağım. iyi olacağım. merak etme sevgilim. hem ceren, o beni görüpte üzülüyor. onun üzülmesini istemiyorum. üzmeyeceğim onu. diğer mektuplarımda cerenle nasıl çok yakın arkadaş olduğumuzdan ve neler yaptığımızdan bahsedeceğim sana. kafamı olduğu gibi yastığa gömüyorum demiştim ya. ama uyuyamıyorum. kapatıyorum gözlerimi. uyur gibi oluyorum. sonra birden kalbime bir ağırlık çöküyor. açıyorum gözlerimi. bakıyorum. değişen hiçbir şey yok. her şey aynı. kalktım yazıyorum. şu üç dört gün geçsin atlatacağım diyorum. sadece hemen şu üç dört gün geçsin. ne olur geçsin. hemen geçsin. aynaya bakmadım henüz. gözlerimde bir şişkinlik var biliyorum. ve hissediyorumda aynalara bakmak istemiyorum. kendi çöküşümü gözlerimin kan ağladığını görmek istemiyorum. yorgunum. çok yorgunum. beni anlıyorsun değil mi? uyusam desem uyunmuyor. kalkıp bir köşede otursam desem o hiç olmuyor. hava soğuk. soğuk bir rüzgar var. ellerim buz gibi. ellerim neden bir türlü ısınmıyor. yorganın altında bile ellerim ayaklarım üşüyor. bir türlü ısıtamıyorum. keşke yaz havası olsaydı sevgilim. güneş açsa, kuşlar cıvıldasa ve biz mutlu olsaydık. beraber uyuyup beraber açsaydık gözlerimizi. ama mevsim yaz değil. güneş açmıyor. kuşlar cıvıldamıyor. biz beraber uyumuyoruz. hava soğuk sevgilim. ve sen yoksun.
4 notes · View notes
obeziteameliyati · 4 years
Text
Mide Balonu Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?
Mide balonu takılması cerrahi bir yöntem değildir. Endoskopi denilen bir uygulama ile gerçekleştirilir, obezite ameliyatı değildir. Balon mideye takıldıktan sonra doktorun karar verdiği ölçüde şişirilir. Mide balonu yapısal olarak silikon maddeden yapılmıştır. Midede yer kaplaması hastada tokluk hissi oluşturur. Mide balonu uzun süre diyet ve egzersiz yapıp ancak istediği kiloya gelemeyen hastalara vücut kitle endeksi hesaplanarak takılır.
Mide balonu uygulaması endoskopik bir yöntem ile yapılır. Mide başlangıçta içindeki yabancı maddeyi reddedeceği için midede sık sık kramp ve kasılmalar olur. Bu hastayı belli bir süre rahatsız eder. Uygulama yapıldıktan sonra her geçen gün komplikasyonlar azalarak biter. Bu süreçte doktor kontrolünde olmak ve doktorun önerdiği diyet beslenme programını uygulamak oldukça önemlidir. Mide balonu uygulamasından sonra hastalarda bulantı, kusma ve kasılmalar görülebilir. Bu komplikasyonlar doktorun reçete edeceği ilaçlar ve sakinleştirici bitki çayları alınarak ortadan kalkar. Mide balonu uygulamasından sonra hastanın sağlıklı dengeli ve doğal beslenmesi mutlaka diyetisyen ve hekimin beslenme programına uyması hastanın şikâyetlerinin geçmesinde oldukça önemlidir.
Mide Balonunun Yan Etkileri Var mıdır?
Mide balonu uygulamasının oluşturduğu en önemli yan etkiler bulantı, kusma ve kramplar kasılmalardır. Ancak bu belirtiler ameliyattan sonra beklenen ve doğal yan etkilerdir. Genellikle mide balonu takıldıktan sonraki ilk birkaç gün içinde oluşur ve azalarak tamamen ortadan kalkar. Ancak kusmanın devam etmesi durumunda mutlaka hekime bu konuda bilgi verilmesi gerekir. Doktor hastanın durumuna göre hastayı takip ederek balonu kontrol eder, hastanın rahatsız olması durumunda gerekirse balon mideden çıkartılır. Aynı zamanda mide balonu hastaya takıldıktan sonra hastanın rahatsızlıklarının artması durumunda ayarlanabilir silikona sahip ise doktor balonu biraz daha indirebilir. Bu da hastada görülen şikâyetlerin tamamen ortadan kalkmasını sağlar.
Mide Balonu Kimlere Uygulanır?
Mide balonu uygulaması uzun süre kilo veremeyen diyet ve egzersiz yapmasına rağmen metabolizma sorunu yaşayan ve istediği kiloya inemeyen hastalara hekim önerisiyle takılır. Cerrahi bir müdahale değildir. Endoskopik yöntem denilen bir uygulama ile gerçekleştirilir. Mide balonu takılan hastalar fazla kilo şikâyetlerinin yanı sıra obezite cerrahisine uygun olmayan hastalardır.
1 note · View note
hissizlestimsayende · 2 years
Text
Ablam evleniyor gençler. Bilin bakalım ben davetli miyim? Tabiki asla. Dvaet etseler hangi sıfatla gideceğim ki oraya. Kardeşi, arkadaşı,belkide uzaktan tanıdığı... Bence hiçbiri. Sizce? Ablamı tanımıyorum bile. Bırakın ablamı ben doğru dürüst babamı tanımıyorum ki gideyim. Gün doğdu. Bugün ablamın kınası var. Bana ancak mutluluk dilemek düşer. O da mesajdan zaten. Kafam hiç rahat değil. Artık sakinleştirici ilaçlar bile işe yaramıyor. Beynimi susturmaya hiçbiri yetmiyor. Bakıyorum da 1 yıl öncesine kadar çok şeyi kafamda susturabilir, çözebilir durumdaydım. Şimdi ne değişti bilmiyorum. Babam beynimi daha çok yaktı. Bir süre aradı sordu. O pişmanlığı gördüm onda. Galiba vicdanı çabuk hafifledi. O acıyı çekmiyor artık. Canı isterse arıyor,canı istemezse mesajlara bile bakmıyor. Yoruldum artık. Bu durum beni yedi bitirdi. Nefesim kesiliyor artık. Kalbim çok ağrıyor. Hiçbir şey yapmak içimden gelmiyor artık. Geçen gün önüme bir yazı düştü keşfette. Kalbi kırılan her insanın yaşam sevinci bitermiş. Düzeltmesi imkansız olurmuş. Kalp kırıklığı geçmezmiş. Tıpkı bir bardağı kırdıktan sonra eski işlevini yerine getirememesi gibi... BENİM DE KALBİM KIRIK. Ne zaman düzelir ya da düzelir mi bilmiyorum. Bir süre daha düzelmezse zaten ölüm gerçekleşir.
1 note · View note
Text
İlk hastalık olarak bipolar bozukluk'u size sunacağım.
Bipolar Bozukluk Nedir?
Bipolar bozukluk uzun süreli ve karmaşık bir duygudurum hastalığıdır,iki uçlu duygudurum bozukluğu olarak da tanımlanabilir. Bu rahatsızlıkta manik, hipomanik ve depresif ataklar ortaya çıkar. Ataklar sırasında da hafif ancak çeşitli belirtiler ile bipolar bozukluk kendisini gösterebilir. Atak dönemleri dışında kişi normale döner. Bu ataklar yılda birkaç kez olabileceği gibi, uzun yıllar ataksız da geçirilebilir. Bipolar bozukluk tıbbi olarak manik depresif olarak da adlandırılır.
Bipolar bozukluğun şizofreni ve sınırda kişilik bozukluğu gibi başka psikiyatrik bozukluklarla karıştırılmaması önemlidir. Her depresyon bipolar bozukluğun parçası olmadığı gibi kişinin gün içerisinde duygu durumunun sık olarak dalgalanması da bipolar bozukluk olarak değerlendirilmez.
Bipolar Bozukluk Tedavisi
Bipolar bozuklukta atak sırasında uygulanan ve yeni atakları önlemede kullanılan iki tip ilaç tedavisi bulunmaktadır. Atakların tedavisinde ve yeni atakların önlenmesinde lityum tuzu ve sodyum valproat gibi duygudurum düzenleyicisi olarak bilinen ilaçlar kullanılır. Ancak bu ilaçlar kullanılırken mutlaka ilacın kan düzeyi ölçülür ve doz kişiye özel olarak hekim tarafından ayarlanır. Manik ataklarda daha çabuk sonuç almak için ek olarak sakinleştirici ilaçlar tercih edilirken, depresyon döneminde tablonun ağırlığına bağlı olarak değişik antidepresan ilaçlara da başvurulabilir.
Kaynakca: https://saglikguncem.com/bipolar-bozukluk-belirtileri-nedenleri-ve-tedavi-yontemleri/
https://www.medicalpark.com.tr/bipolar-bozukluk/hg-1880#:~:text=Bipolar%20bozukluk%20uzun%20s%C3%BCreli%20ve,manik%20depresif%20olarak%20da%20adland%C4%B1r%C4%B1l%C4%B1r.
0 notes
canimdunya · 3 years
Text
Panik atak nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Hemen her insan belli zamanlarda ya da tehlike anlarında endişe ve panik hissine kapılır. Bu tamamen içgüdüsel ve doğal bir tepkidir. Panik atak bu anlarda hissedilen duygu yoğunluğu veya fazlasının ne zaman olacağı tahmin edilemeyen ve de tekrarlayan atakların tanımıdır. Endişe veya stres yoğunluğuna bağlı gelişen her kriz bir çeşit panik atak olarak değerlendirilmemelidir. Dolayısıyla “panik atak nedir?” sorusu yalnızca ne olduğu ile ilgili değil, ne olmadığı ile de ilgilidir. Bu yazımızda panik atak üzerine yaptığımız araştırmalardan edindiğimiz bilgilere yer verdik. Ve dolu dolu yanıtlamak üzere aynı soruyu tekrar sorduk;
Panik atak nedir?
Halk arasında panik bozukluk adı ile de bilinen panik atak, gerçek bir tehlike veya elle tutulur bir neden olmamasına rağmen şiddetli fiziksel belirtiler ile kendini belli eden yoğun bir korku atağıdır. Şiddetine göre kişinin gerçekten korkmasına neden olabilecek hislere neden olabilir. Örneğin, şiddetli bir panik anında kişi kalp krizi geçirdiğini veya öleceğini sanabilir. Bu, pek çok insanın hayatında bir kez olsun yaşadığı ve duygu yoğunluğuna bağlı meydana gelen bir çeşit duygu seli tepkimesi gibi görünebilir. Panik atağın en ayırt edilebilir özelliği ise tam da bu nokta ile ilgilidir. Panik bozukluk veya panik atak, bir tetikleyicisi olmadan tekrarlayan ve ne zaman gerçekleşeceği tahmin edilemeyen ataklar ile karakterizedir. Yaşamı tehdit edici bir durum değildir ancak tedavi edilmedikçe belirtileri daha şiddetli olabilir. Dolayısıyla da kişinin zamanla daha kötü ataklar yaşamasına ya da yaşam kalitesinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilir. Ek olarak, Mental Bozuklukların Tanısal ve istatiksel Kılavuzunda (The Diagnostic and Statistical Manual of Mantal Disorders, kısaca DSM) panik atak, ani başlayan ve dakikalar içerisinde zirveye ulaşan yoğun korku ve rahatsızlık hissi olarak tanımlanmıştır.
Panik atak belirtileri nelerdir?
Panik atak, sempatik sinir sistemi tetikleyici etkileri gösteri bir durumdur. Sempatik sinir sistemi, vücudu gerilime hazırlayan, stresli bir durum ile etkinleşen veya bir tetikleme ile vücutta meydana “savaş ya da kaç” sisteminin tanımıdır. Panik atak, atağın şiddetine ve yükseliş seyrine göre stres duygusunun yanı sıra çeşitli zihinsel ve fiziksel semptomları beraberinde getirir. Yaygın panik atak belirtileri şunlardır;
Üşüme
Terleme
Karın ağrısı
Nefes darlığı
Göğüs ağrısı
Baş dönmesi
Ateş basması
Genel titreme
Ağız kuruluğu
Mide bulantısı
Boğulma hissi
Baygınlık hissetme
Kulaklarda çınlama
Ölüme yakın olma hissi
Çok hızlı nefes alıp verme
Parmaklarda karıncalanma
Uyuşma veya iğne batması hissi
Dehşet hissi ya da ölüm korkusu
Gerçeklikten kopma (derealizasyon)
Kendinden kopma (depersonlizasyon)
Tipik olarak ataklar 10-20 dakika arası sürme eğilimindedir. Ancak bazı uç vakalarda bu süre 60 dakikayı bulabilir. Panik atak belirtilerinin genellikle erişkinlik dönemindeki (25 yaş civarı) bireylerde ortaya çıktığı gözlemlenir. 14 yaşın altındaki kişilerde nadiren karşılaşılır. Her insan panik atağı farklı şekilde yaşayabilir dolayısıyla belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterme eğilimindedir. Bazı ataklar kişide yeni bir atağın gelmesine karşı aşırı derecede korku ve endişe hissinin oluşmasına neden olabilir. Bu hisler panik atak gelişimine dair tetikleyici olabilir. Tedavi en çok da bu noktada önemlidir. Bir atağın, diğer atak için tetikleyici olması kişide ve atakların meydana gelişinde bir döngüye neden olabilir. Bu atakların meydana geliş süresi açısından olumsuz etkileri olan bir faktördür.
Aynı zamanda panik atak, kalp krizi gibi önemli sağlık sorunları ile benzer özelliklere sahip olabilir. Kişinin panik atak mı yoksa kalp krizi mi geçirdiğini tam olarak anlayıp, ayırt edebilmesi oldukça düşük bir ihtimaldir. Yani panik atak yaşadığını sanan biri aslında kalp krizi geçiriyor olabilir veya tam tersi kişi kalp krizi geçirdiğini sanırken aslında panik atak geçiriyor olabilir. Dolayısıyla özellikle de önemli sağlık problemleri ile benzer belirtileri olan panik ataklar göz önünde bulundurulduğunda, teşhis ve tedavinin panik atak için farklı açılardan da faydası olduğunu söyleyebiliriz.
Panik atak için risk faktörleri nelerdir?
Panik atak, her insanda hayat boyunca ortaya çıkma ihtimali olan psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Kişide panik atağın ortaya çıkma olasılığı çeşitli faktörler ile ilişkilidir. Panik atak için en yaygın risk faktörleri şunlardır;
Boşanma.
Cinsel saldırı altında kalmak.
Çocuk yaşlarda istismara uğramak.
Bazı ilaçlar ve bazı antidepresan ilaçlar.
Çok sevilen birinin kaybı gibi ağır duygusal travmalar.
Sakinleştirici ilaçların aniden bırakılması panik atağı tetikleyebilir.
Kafein, sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerin kullanımı panik atak sıklığını artırabilir.
Beyinde bulunan GABA, serotonin, noradrenalin gibi maddelerdeki dengesizlikler panik atak nedenleri arasındadır. Tedavisinde ya da psikiyatride kullanılan ilaçlar bu maddelerdeki dengeyi sağlar.
Çeşitli anatomik bozukluklar panik atak gelişimini kolaylaştırabilir. Örneğin, beyin sapında bulunan mavi nokta (lokus ceruleus) olarak adlandırılan bölgenin görevini tam olarak yapmaması sürekli korku hali yaşanmasına neden olabilir.
Kişilik yapısı özellikleri de panik atak nedenleri arasındadır. Çekingen, histerik, borderline ve obsesif kompülsif kişilik özelliklerine sahip insanlarda panik atak görülme ihtimali daha yüksektir.
Panik atak nasıl tedavi edilir?
Panik atak tedavisinde genellijle hem psikoterapi uygulamalarına hem de ilaç tedavisi yöntemlerine başvurulur. Bilişsel davranış terapi (BDT), psikolojik müdahalelerin başında yer alır. Bilişsek davranış terapi uygulamaları ile temel olarak kişinin kendi deneyimlerinden öğrenmesi hedeflenerek panik atak belirtilerinin farkındalığı sağlanır. BDT uygulamalarının başarılı seyretmesi sonucunda kişi panik atak sırasında kendisini daha rahat hissedebilir. Tedavi öncesi kendisini sakındığı ortam ve davranışlar konusunda daha rahat davranabilir. İlaç tedavisi ise panik atak belirtileri ve kişinin genel sağlık durumuna göre reçete edilen ilaçların uygulanması durumudur. Bazı durumlarda doktor tarafından birden fazla ilaç kombinasyonu ile tedavi yöntemine gidilerek etkinliklerinin artırılması sağlanabilir. İlaçların etkinliği genellikle kullanılmaya başlandıktan sonraki birkaç hafta içerisinde ortaya çıkar. Birçok ilaçta olduğu gibi panik atak tedavisinde kullanılabilecek ilaçlar da bir takım yan etkiler için risk taşır. Dolayısıyla kullanıma başlamadan ve kullanımı sonlandırmadan önce kesinlikle bir uzman desteği alınması önemlidir.
Ek olarak, panik atak için uygulanacak tedavilerin yanı sıra gevşeme ya da solunum egzersizleri de oldukça faydalıdır. Panik atak esnasında meydana gelen nefes alışverişlerin yüzeyselleşmesi ve sıklaşması (hiperventilasyon), atak ile ilişkişi korku ve endişe hislerinin kötüleşmesine neden olur. Kişinin solunum veya gevşeme egzersizlerine hakim olması veya atak esnasında derin nefes alıp verme tekniklerini uygulaması meydana gelen belirtilerin kontrol altına alınması konusunda fazlasıyla etkili olabilir. Derin nefes egzersizlerine ek olarak kas gevşetme egzersizleri de atak esnasında vücutta oluşan tepkilerin kontrol altında tutulması açısından faydalı olabilir.
Velhasıl
Panik atak karşısında dimdik durabilmek için gerekli olan en doğal güç kaynağı, düzenli egzersizdir. Egzersiz yapılan esnada beyindeki kimyasal maddeler arasında denge sağlanır ve endorfin miktarı artış gösterir. En basitinden yürüme veya yüzme gibi hafif egzersizler ile salgılanan endorfinler bile duygu durumunuzu olumlu yönde etkileyebilir. Psikoterapi, panik atak tedavisinde son derece önemli bir yere sahiptir. Ancak uygulanacak terapi yönteminin verimliliği açısından da, kişinin kendisini tedavi oldukça yani zamanla değil de daha en başından güçlü hissetmesi açısından da asıl önemli olanın şu olduğunu düşünüyorum; esas şifa, kendimiz için severek yapabileceklerimizde gizlidir. Bana kalırsa, tedaviyi geciktirip aksatmamak olumlu bir seyir halindeyken kişisel olarak bazı girişimlerde bulunup her bir derin nefes alışı ile biraz daha iyi hissetmek bahsettiğim gizli şifanın bir musluğu olabilir. Velhasıl, önce gerçekten iyi olmayı istemeli sevgili okur. Sağlıcakla kalın.
Tumblr media
Panik atak nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? yazısı ilk önce Canım Dünya üzerinde ortaya çıktı.
from Canım Dünya https://ift.tt/3hdGMWR
0 notes
campplay · 3 years
Text
BABASİL TEDAVİSİNDE GELENEKSEL İLAÇLAR
BABASİL TEDAVİSİNDE GELENEKSEL İLAÇLAR
Babasil en sık görülen hastalıklardan biridir. Babasilin halk ilaçlarının erken aşamalarında çok yardımcı olur, hastalığın gelişimini yavaşlatır. Şifalı bitkilerle sakinleştirici banyolar bu yöntemlerden biridir. aşağıdaki yöntemi sunar: Otlardan at kestanesi, meşe kabuğu, papatya ve adaçayı her biri 2 kg oranında alın, karıştırın, yarım litre kaynar su dökün, 1 saat demleyin, iyice süzün.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
onlinesertifika54 · 3 years
Link
Atak ani başlangıçlıdır ve genellikle hızlı bir şekilde, 10 dakika veya daha kısa bir sürede doruk noktasına ulaşır. PA’ları yaklaşık olarak 15-20 dakika sürelidir. Ancak bazen yalnızca 1-2 dakika, bazen de bir saatten daha uzun olabilir. Panik atağı başta fobiler olmak üzere diğer bir kısım psikiyatrik bozukluklarda da görülebilir. Ancak bunlar stres etkeni ile karşılaşma ya da karşılaşma olasılığı sonucunda ortaya çıkar.
Bazı hastalar uykuda da atak geçirebilirler. Panik Ataklarının sıklık ve şiddeti değişkenlik gösterir. Atak sonrasında kişide yeni bir atak daha yaşayacağı ya da atak sırasında ortaya çıkan bedensel duyumlarla ilgili yoğun kaygı oluşur. Hastalar kalp krizi geçirecekleri, beyninde önemli bir hastalık olduğu, felç olabilecekleri gibi kuşkularla acil servislere başvururlar. Çoğu zaman yapılan ilk tetkiklerde herhangi bir sorun saptanmamış olmasıyla da yetinmeyip daha ileri tetkik arayışları içine girerler. Sorunun psikolojik olduğunun anlaşılıp bir psikiyatra yönlendirilene kadar hastaların çoğu beyin tomografisi, beyin MRI, kalp anjiografisi gibi son derece pahalı, zahmetli ve riskli tetkikler yaptırırlar. Aynı korkularla hastaların bir kısmı evde yalnız kalamama, kalabalık yerlere girememe gibi sorunlar yaşarlar. Bu durum kişinin mesleki ve sosyal yaşantısını ileri derecede kısıtlayabilir.
Tüm dünyada yapılan çalışmalar Panik Bozukluğunun genel nüfus içindeki yaygınlığının % 1.5-3.5 arasında olduğunu göstermektedir. Panik Bozukluk kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha fazla görülmektedir.
Panik atak geçiriyor olmanızın birkaç sebebi olabilir. Bunlar duygusal sıkıntılar geçirmenize neden olmuş stresli hayat tecrübelerinden, beslenme şeklinize veya nefes alıp verme tarzınıza kadar değişiklik gösterebilir. Bu site bir atak sırasında neler olduğu, atağı nelerin tetiklediği ve bu konuda neler yapılabileceği konusunda daha fazla bilgi edinmek isteyen kişiler için hazırlanmıştır.
PANİK ATAK HANGİ SEBEPLERLE OLUŞUR? Zayıf beslenme alışkanlıkları, düzensiz beslenme ve katı diyetler sonucunda ortaya çıkabilecek değişken kan şekeri düzeyi atakları tetikleyebilir. Aşırı sık nefes alıp verme panik belirtilerini başlatır. Stres altındayken nefes farkına varmadan sıklaşır. Sindirim sorunları ve besin alerjileri paniğe sebep olabilir. Antidepresan ilaçlar özellikle kullanımına başlanan ilk hafta panik atakları ortaya çıkarabilir. Kafein, sigara, alkol ve bazı uyuşturucular (LSD, esrar ve kokain gibi) panik ataklara sebep olabilirler. Sakinleştirici etkisi olan herhangi bir ilacı ani olarak bırakmak panik atağın ortaya çıkmasına yol açabilir. Amfetamin, kortizon ve astım tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da panik atakları tetikleyebilir. Denge, koordinasyon, işitme ve görme zorlukları kişinin stres düzeyini artırarak panik ve agorafobiyi tetikleyebilir. Bedensel ağrılar panik atağı tetikleyebilir.
Panik bozukluğu, erken dönemde saptanıp tedavi edilmediği durumda hastada depresyona ve alkol ya da uyuşturucu madde kullanımına yol açabilir. Hastalığın tedavisinde ilaçlar ve psikoterapi tekniklerinden yararlanılır. Panik Bozukluğunun tedavisinde stres kontrolünün sağlanması önemli bir aşamadır.
PANİK ATAK GEÇER Mİ? PANİK ATAK NASIL TEDAVİ EDİLİR? Panik bozukluğu tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Psikolog uzmana başvurarak yardım alabilirsiniz.
0 notes