Tumgik
#skolyoz nedir
drakifalbayrak · 9 months
Text
Tumblr media
Skolyozun belirtileri arasında omuz eşitsizliği, sırtta görülen anormal bir eğrilik ve sırt ağrısı yer alır. Skolyoz, omurga eğriliği anlamına gelir ve omurganın normal düz duruşunu etkiler. Bu durumda, omuzlar eşit olmayabilir ve bir omuz diğerinden daha yüksek veya düşük görünebilir. Sırtta anormal bir eğrilik gözlemlenebilir ve omurga şekli düzgün olmayabilir.
Skolyozun Nedenleri
Skolyozun nedenleri oldukça çeşitlidir ve çoğu durumda kesin bir neden belirlemek zordur. Ancak, skolyozun bazı yaygın nedenleri bulunmaktadır.
Bunların başında kas ve sinir hastalıkları gelir. Kas ve sinir sistemindeki sorunlar, omurganın düzgün bir şekilde yerinde durmasını engelleyerek skolyoza neden olabilir.
Üst solunum yolu enfeksiyonları da skolyozun bir başka nedenidir. Bu tür enfeksiyonlar, omurga sağlığını etkileyerek eğrilmeye yol açabilir.
Doğumsal anormallikler de skolyozun yaygın görülen nedenlerindendir. Omurga şeklindeki anomaliler, düzgün bir şekilde gelişmeyen omurgaların eğrilmesine yol açabilir.
Genetik faktörler de skolyoza katkıda bulunan önemli etkenlerdir. Bazı genlerin mutasyonları, doğumsal skolyoza neden olabilir ve bu durum aile bireylerinde de görülebilir.
Skolyozun nedenleri genellikle çok faktörlü olup, birçok etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir. Bu nedenle, skolyozun oluşumunu tetikleyen bütün faktörler dikkate alınmalı ve tedavi süreci buna göre planlanmalıdır.
0 notes
emaykorsecom · 2 years
Photo
Tumblr media
Skolyoz Nedir ve Korse İle Düzelir mi?
0 notes
birpaylass · 10 months
Text
Sırt Ağrısı Nedir ve Nedenleri
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/sirt-agrisi-nedir-ve-nedenleri.html
Sırt Ağrısı Nedir ve Nedenleri
Tumblr media
Sırt Ağrısı Nedir ve Nedenleri. Sırt ağrısı, omurganın üst kısmında (boyun bölgesi), orta kısmında (torasik bölge) veya alt kısmında (lomber bölge) hissedilen bir rahatsızlıktır. Sırt ağrısı genellikle kas gerilmesi, kötü duruş, omurga problemleri veya başka bir sağlık sorunundan kaynaklanabilir.
Reklam
Sırt Ağrısı Nedir ve Nedenleri
Sağlık Nedir Nasıl Sağlıklı Olabiliriz
Yoast Seo Nasıl Kullanılır
İş Kolları Nelerdir Kaça Ayrılır
Sırt ağrısı, omurganın üst kısmında (boyun bölgesi), orta kısmında (torasik bölge) veya alt kısmında (lomber bölge) hissedilen bir rahatsızlıktır. Sırt ağrısı genellikle kas gerilmesi, kötü duruş, omurga problemleri veya başka bir sağlık sorunundan kaynaklanabilir.
Sırt ağrısı şu şekillerde olabilir:
Akut Ağrı:
Birdenbire ortaya çıkan ve genellikle kısa süreli olan ağrıdır. Örneğin, bir kas gerilmesi sonucu ortaya çıkabilir.
Kronik Ağrı:
Uzun süreli devam eden ağrıdır ve genellikle altı haftadan uzun sürer. Kronik sırt ağrısı, omurga problemleri, dejeneratif durumlar veya bazı sistemik hastalıkların belirtisi olabilir.
Radikal Ağrı:
Sinir köklerinden kaynaklanan ve genellikle bacaklara veya kollara yayılan ağrıdır. Disk herniasyonu veya spinal stenoz gibi durumlar bu tür ağrılara neden olabilir.
Sırt ağrısının belirtileri şunlar olabilir:
Ağrı, zonklayıcı, keskin, sıkıcı veya yanma şeklinde olabilir.
Hareket etme veya belirli pozisyonlarda ağrı artabilir.
Kas gerginliği veya sertlik hissi.
Omuzlardan başlayarak boyuna veya kollara doğru yayılabilir.
Sırt ağrısı birçok faktörden kaynaklanabilir, bu nedenle belirli bir durumun tanısı için bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmelidir. Tedavi, sırt ağrısının altında yatan nedenlere bağlı olarak değişebilir. Fizik tedavi, ilaç tedavisi, egzersiz, masaj terapisi veya cerrahi gibi çeşitli yöntemler kullanılabilir. Ayrıca, sırt ağrısını önlemek için düzenli egzersiz yapmak, iyi bir duruşa dikkat etmek ve ağır yükleri doğru şekilde kaldırmak gibi önleyici önlemler almak da önemlidir.
Sırt Ağrısı Nedenleri
Sırt ağrısı, birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. İşte sırt ağrısının yaygın nedenleri:
Kas Gerilmesi veya Yaralanma:
Ani bir hareket, yanlış bir pozisyon, ağır bir yük kaldırma veya kasları zorlayıcı bir aktivite sırasında kas gerilmesi veya yaralanma meydana gelebilir.
Omurga Problemleri:
Disk kayması, disk herniasyonu, skolyoz (omurga eğriliği), spinal stenoz (omurilik kanalının daralması) gibi omurga problemleri sırt ağrısına neden olabilir.
Faset Eklem Problemleri:
Omurganın her seviyesinde bulunan faset eklemler, ağrıya neden olabilen yaralanmalara veya iltihaplanmalara maruz kalabilir.
Ani Hareket veya Travma:
Kazalar, düşmeler veya diğer travmatik olaylar sırt ağrısına neden olabilir.
Kötü Duruş:
Uzun süreli kötü duruş, sırt kaslarını zorlar ve ağrıya neden olabilir.
Fibromiyalji:
Bu kronik ağrı sendromu, yaygın vücut ağrılarına, yorgunluğa ve diğer semptomlara neden olabilir.
Omurga Deformiteleri:
Doğuştan gelen veya sonradan gelişen omurga deformiteleri, sırt ağrısına yol açabilir.
Enfeksiyonlar:
Omurilikte veya omuriliği saran dokularda enfeksiyonlar, sırt ağrısına neden olabilir.
Kanser:
Nadiren, sırt ağrısı kanserden kaynaklanabilir. Özellikle omurga kanserleri sırt ağrısına yol açabilir.
İç Organ Sorunları:
Bazen sırt ağrısı, böbrek, kalp, akciğer veya diğer iç organlardaki sorunlardan kaynaklanabilir.
Obezite:
Fazla kilolu olmak, vücuda ekstra yük bindirebilir ve sırt ağrısına neden olabilir.
Sırt ağrısının nedenleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazen birden fazla faktör bir araya gelerek ağrıya neden olabilir. Şiddetli veya uzun süreli sırt ağrısı durumunda bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Doktor, ağrının nedenini belirleyerek uygun tedavi yöntemlerini önerebilir.
0 notes
songsforsinglepillows · 10 months
Text
Skolyoz Nedir? Skolyoz Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi Kişinin hayatını etkileyen ortopedik problemlerden olan skolyoz nedir, belirtileri ve tedavisi nedir birlikte ele alalım. Skolyoz rahatsızlığı hastanın hareket etmesini kısıtlar ve hastalığın çeşitli semptomları nedeniyle kişiler günlük hayatlarında sıkıntı yaşayabilmektedir. Omurga eğriliği olarak da bilinen bu rahatsızlıkta eğriliğin derecesine göre tedavi planlanır. Bu rahatsızlığın tedavisiz,... https://www.begonya.com/skolyoz-nedir/?feed_id=174787&_unique_id=656e7b1977a05
0 notes
birpaylass · 3 years
Text
Hipoglisemi (Kan şekeri düşüklüğü) Nedir ?
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/hipoglisemi-kan-sekeri-dusuklugu-nedir.html
Hipoglisemi (Kan şekeri düşüklüğü) Nedir ?
Tumblr media
Hipoglisemi (Kan şekeri düşüklüğü) Nedir ?
Hipoglisemi, yani halk dilinde kan şekeri düşüklüğü diyebiliriz. Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) Nedir ? kan şekeri durumunun, yani kan şekeri seviyesinin normalden düşük olmasına verilen isimdir. Glikoz, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu ana enerji kaynağıdır. Hipoglisemi genellikle diyabet tedavisi ile ilişkilendirilse de, diyabetik olmayan hastalarda diğer nadir tıbbi durumlar veya ilaçlar da hipoglisemiye neden olabilir.
Reklam ( Kan Şekeri Düşüklüğü )
Böbrek Taşı Nedir
Skolyoz Nedir ?
 Hipotermi Nedir
Kan şekeri seviyesinin düştüğü hipoglisemi durumunda acil müdahale gerekir. Normal şartlar altında, ortalama açlık kan şekeri seviyesinin 70 miligram/desilitrenin (mg/dL) veya litre başına 3,9 milimolün (mmol/L) altında olması hipoglisemi uyarısı olarak kabul edilmelidir. Bu sayılar insandan insana değişiklik gösterebilir.
Hipoglisemi Semptomları Nedir ?
Bir bireyin kan şekeri seviyesi düşüyosa burdan hipoglisemi oluştuğunu anlayabilirsiniz. Düşük kan şekerinin birden fazla nedenlerinin olduğunu unutmayın. Aralarında en bilinir olası nedeni diyabet tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri  bulunmaktadır. Normal standartlar altında, bir kişi yemek yediğinde, bireyin sindirim sistemi ekmek, meyve, pirinç, sebze ve süt ürünleri gibi gıdalardaki karbonhidratları glikoz dahil çeşitli şeker moleküllerine ayrılmaktadır. Glikoz vücudun ana enerji kaynağı olduğunu hepimiz biliyoruz ve pankreas tarafından yakıt olarak salgılanan bir hormon olan insülin yardımıyla hücrelere girmektedir.
Septomlar Nelerdir
Vücudun çeşitli olasılıklarla ürettiği fazla glikoz da, karaciğer ve kaslarda ek olarak glikojen olarak depolanır. Uzun süre yemek yemeyen kişilerin pankreasında bulunan bir başka hormon da kan şekeri seviyesinin düşmesine neden olur ve bu da karaciğere depolanmış glikojeni parçalaması ve kana glikoz salması için bir sinyal gönderir. Bu, kan şekerini birey tekrar normal beslenme düzenine kadar stabil  değerler de  tutar. İnsan vücudu ayrıca karaciğerdeki farklı işlemler yoluyla glikoz ve böbrek üretebilir. Normal şartlar altında, düşük kan şekeri seviyelerinin belirtileri arasında dudaklarda, dilde veya yanaklarda karıncalanma veya uyuşma, düzensiz veya hızlı kalp atışı, kaygı, sinirlilik, soluk cilt, terleme, titreme ve yorgunluk bulunur.
Hipoglisemi Koması Nedenleri
Hipoglisemi ( Kan şekeri Düşüklüğü) yaşayan bireyler Diabetik bir bireyde aşırı ilaç kullanımda meydana gelmektedir. Vucuda aşırı enerji kaybı yaşatırsanız Spor yaparak veya uzun soluklu iş sitreslerinde, gün içerisinde az gıda takviyesinde bu durum gelişmeye açık şekildedir. Şeker hastalarında Ruhsl sıkıntı büyük etkendir. Azöncede söylediğimiz gibi Spor yapmak az gıda alımı Yüzme iş yoğuluğu gibi nedenlerde vardır.
0 notes
birpaylass · 3 years
Text
Hipotermi Tanımı
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/hipotermi-tanimi.html
Hipotermi Tanımı
Tumblr media
Hipotermi Tanımı
Hipotermi Tanımı, hakkında sizlerle paylaşılan konular geniş çaplı araştırmalardan geçmektedir. Sizler için araştırdığımız konular, başlıkları sağlık konusunda devam edicektir. Hipotermi insan vücudunun ürettiğinden daha hızlı çalışması için ihtiyaç duyduğu ısıyı kaybettiğinde ortaya çıkan ve vücut sıcaklığının tehlikeli bir şekilde düşmesine neden olan tıbbi bir acil durumdur. Normal vücut ısımız 37 °C olmaktadır. Hipotermi Tanımı Vücut ısısı 35 °C’nin altına düştüğünde hipotermi teşhisi konulmaktadır.
Çeşitli nedenler de Hastalığın belirti ve semptomları düşük vücut ısısı ile değişir. Vücut ısısı düşen kişilerin kalbi, sinir sistemi ve diğer organları normal şekilde çalışamaz. Zamanında tedavi edilmezse, hipotermi kardiyovasküler ve solunum sistemlerinin tamamen bozulmasına ve nihayetinde ölüme neden olabilir. Hipotermiye genellikle hava değişikliklerine maruz kalma veya soğuk suya daldırma neden olur. Hipoterminin birincil tedavisi, vücudu normal sıcaklığa döndürmektir.
Reklam ( Hipotermi Nedir )
Böbrek Taşı Nedir ?
Uykusuzluk (Imsomnia) Nedir ?
Skolyoz Nedir ?
Kronik yorgunluk sendromu nedir?
Hipotermi Nasıl Olur ?
Hipotermi, beden ısıyı ani hızlı bir şekilde düşüşe geçtiğinde ortaya çıkmaktadır. Hipoterminin en çok görülen  nedenleri arasında  soğuk havaya ile karşı karşıya kalmak  veya soğuk suya maruz kalmak görülmektedir. Bununla birlikte, kişiler uygun giysiler olmadan uzun süre normal vücut sıcaklığından daha soğuk bir sıcaklığa maruz kalırlarsa veya koşulların etkilerini kontrol edemezlerse, yine de hipotermi oluşabilir. Vücut korumasız yüzeylerden ısı kaybedebilir.
Rüzgar, cildin yüzeyinde ince bir sıcak hava tabakası taşıyarak vücut sıcaklığını sürekli olarak düşürebilir. Ayrıca Şiddetli Hipotermi ve Hafif Hipotermi diyerek ikiye ayırabiliriz.  Soğuk zemin veya çok soğuk bir yüzeyle, özellikle soğuk suyla, yağmurla veya ıslak giysilerle temas halinde, termodinamik yasaları nedeniyle sıcaklık kaybedebilir.
Hipotermi Semptomları Nelerdir ?
Titreme, hipoterminin görülen ilk semptomudur. Tremor, vücudunuzun soğuğa karşı ısınmaya çalışan refleks savunması olduğundan, vücut ısınız düşmeye başladığında fark edilen ilk semptomdur. Hipoterminin diğer belirti ve semptomları arasında bilinç kaybı, geveleyerek konuşma veya mırıldanma, kafa karışıklığı veya hafıza kaybı, sakarlık veya koordinasyonsuzluk, titreme, uyuşukluk veya çok düşük enerji seviyeleri, yavaş ve hafif solunum, zayıf nabız ve özellikle parlak kırmızı, soğuk cilt bulunur. bebeklerde.
Birçok hipotermi vakasında, belirti ve semptomların yavaş gelişmesi nedeniyle kişi durumdan habersizdir. Bununla birlikte, hipoterminin kafa karışıklığı da durumun farkındalığını engeller. Karışıklık da riskli davranışlara yol açabilir. Ufak bir not eklemek gerekirse  Alkol zehirlenmesi, düşük kan şekeri, iştahsızlık, ileri yaş riskleri artırmaktadır. Şiddetli hipotermi olan hastanın kesinlikle tedavilerine hastane ve acil durumsa yoğun bakım ünitelerinde devam edilmesi önerilir.
0 notes
dmdaileleri · 1 year
Text
Oğlum DMD’li olabilir mi?
Tumblr media
DMD belirtileri
Yaşıtlarından daha geç yürüme.
Merdiven çıkma ve yerden kalkmada güçlük.
Yerden kalkarken zorlanma ve dizleri tutarak GOWERS manevrası adı verilen hareketi yaparak ayağa kalkma.
Konuşma gelişiminde gecikmeler.
Kolayca düşme ve parmak ucunda yürümeye eğilim.
Şişkin baldır kasları.
Kas proteini kreatin kinaz değerinin (CK) kan testinde yüksek çıkması. >> CK hangi hastalıklarda yükselir?
Karaciğer enzimleri AST ve ALT’nin kan testinde yüksek seviyelerde olması.
Düztabanlık veya ayak deformiteleri. >> DMD ayak sağlığı
Sırt ve omurga eğriliği (skolyoz). >> Skolyoz nedir?
Solunum güçlüğü veya nefes almada zorluklar.
Kalp kası zayıflığı ve kardiyomiyopati belirtileri. >> DMD’de kalp sağlığı
Güçsüzlük nedeniyle zorlanarak oturma ve kalkma.
Denge kaybı ve düşük denge becerileri.
El kaslarında güçsüzlük ve beceri kaybı.
Bilek ve el bileği hareketlerinde zorlanma.
Kalça kaslarında güçsüzlük ve sık sık düşme eğilimi.
Skapular (omuz bıçakları) kaslarında zayıflık ve omuzları düşük tutma.
Fiziksel aktivite ve egzersizle hızla yorulma.
>> DMD tanısında kullanılan testler
Unutmayın ki bu belirtiler her hastada farklı şekillerde görülebilir ve hastalığın ilerleyişi bireyden bireye değişebilir. Eğer bu belirtilerden herhangi birini fark ediyorsanız, bir çocuk nöroloji uzmanına başvurmanız önemlidir. Uzman bir doktor tarafından doğru teşhis ve uygun tedavi planı belirlenmelidir.
Oğluma DMD Teşhisi Konuldu, Ne Yapmalıyım?
Oğlunuzun genetik test ve nörolojik muayene sonucunda Duchenne Musküler Distrofi (DMD) teşhisi konulduysa, bu süreç sizin için psikolojik açıdan zorlayıcı olabilir. Ancak bilmeniz gereken şey, DMD alanındaki çalışmaların son yıllarda hızla ilerlediği ve başarılı ilaç denemelerinin yapıldığıdır. Bu süreci, DMD hastası olan diğer ailelerle kurduğunuz güçlü bağ sayesinde daha kolay atlatabilirsiniz.
DMD Dayanışma Platformu ve DMD Türkiye Derneği’ne üye olmanız, sosyal medya hesaplarını takip etmeniz ve WhatsApp aile gruplarına katılmanız doğru yönlendirmeler almanızı sağlayacaktır. Ayrıca >> DMD hasta kayıt formunu doldurarak güncel çalışmalardan haberdar olabilirsiniz.
DMD Dayanışma Platformu sosyal medya hesapları
twitter.com/dmddayanisma
instagram.com/dmddayanisma
DMD Türkiye Derneği sosyal medya hesapları
twitter.com/dmdturkiye
instagram.com/dmdturkiye
facebook.com/dmdturkiye
DMD Aile gruplarına katılmak için DMD Türkiye Deneği başkanı Sadullah Erol bey ile +90 533 927 90 45 numaralı hat üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Yaşadığınız bölgede veya ülkenizdeki uzman çocuk nöroloji birimine başvurarak da doğru yönlendirmeler alabilirsiniz. Türkiye’de kas hastalıkları alanında uzmanlaşmış merkezlerin bilgilerine >> Kas Hastalıkları Merkezleri sayfasından ulaşabilirsiniz.
Bu süreçte ilk adımlarınızı doğru şekilde atmaya özen göstermeniz önemlidir. DMD Dayanışma Platformu’nun gönüllü psikologlarından veya tecrübeli ailelerden destek alabilirsiniz. >> Psikolojik Destek Birimi Bu hastalığa doğru bir başlangıç yapabilirsiniz. Ayrıca, >> DMD Aile Rehberi (Doğru Bakım ve Tedavi Kılavuzu) ‘nin Türkçe çevirisini okuyarak DMD hakkında detaylı bilgiler edinebilirsiniz.
DMD kas hastalarının yaşam boyu fizik tedavi ve iyileştirme hizmetlerine ihtiyaçları olduğunu unutmayın. Uzman bir çocuk nöroloji ve fizik tedavi doktoruna danışarak çocuğunuzun fizik tedavi almaya ne zaman başlaması gerektiğini öğrenebilirsiniz. >> Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon sayfasından daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Beslenme diyeti, DMD hastalığının seyrini etkileyen önemli bir faktördür. Özellikle kortizon kullanımına başladıktan sonra kilo kontrolüne dikkat etmek önemlidir. >> DMD hastalarında kilo alımına dikkat Kalsiyum, protein, D vitamini, omega yağ asitleri, anti-inflamatuvar bileşenler ve antioksidan içerikli gıdaların bulunduğu doğal bir beslenme diyeti çocuğunuza sağlık açısından önemlidir. >> “Beslenme Önerileri” sayfasından faydalanabilirsiniz.
Çocuğunuz davranış ve öğrenme problemleri yaşıyorsa, psiko-sosyal destek almasını sağlamak önemlidir. Siz de anne ve baba olarak psikolojik destek alarak çocuğunuza daha faydalı olabilirsiniz. >> “Psikolojik Destek” sayfasından faydalı bilgiler edinebilirsiniz.
Eğer çocuğunuz yaşı ilerlemiş bir DMD kas hastasıysa ve solunuma dair problemler yaşamaya başladıysa, akciğer enfeksiyonlarının önüne geçebilmek için non-invaziv ventilasyon cihazlarını kullanmayı düşünebilirsiniz. Bu konuda doktorların tavsiyelerini alabilirsiniz. “İlerleyen Yaşlarda Dikkat Edilecekler” sayfasından daha fazla bilgi alabilirsiniz.
DMD hastalığını yavaşlatmaya yönelik gelişmekte olan ilaç ve tedavi çalışmalarını takip etmek isterseniz dmd.arti.net sitemizin menü kısmından DMD HAKKINDA >> İlaç Çalışmaları sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Unutmayın ki binlerce çocuğu ve ailesini etkileyen DMD hastalığı hakkında bilgi edinmek ve doğru yönlendirmeler almak önemlidir.
Bizler birlikte çok güçlü bir aileyiz!
DMD ile mücadelede yalnız değilsiniz, DMD Türkiye Derneği ve DMD Dayanışma Platformu olarak her zaman yanınızdayız!
Bize ne zaman ihtiyaç duyarsanız [email protected] , [email protected] mail adreslerinden yada +90 533 927 90 45 (DMD Türkiye Derneği Başkanı Sn. Sadullah Erol) üzerinden ulaşabilirsiniz.
0 notes
Text
Skolyoz Nedir? Skolyoz Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi Kişinin hayatını etkileyen ortopedik problemlerden olan skolyoz nedir, belirtileri ve tedavisi nedir birlikte ele alalım. Skolyoz rahatsızlığı hastanın hareket etmesini kısıtlar ve hastalığın çeşitli semptomları nedeniyle kişiler günlük hayatlarında sıkıntı yaşayabilmektedir. Omurga eğriliği olarak da bilinen bu rahatsızlıkta eğriliğin derecesine göre tedavi planlanır. Bu rahatsızlığın tedavisiz,... https://www.begonya.com/skolyoz-nedir/?feed_id=129412&_unique_id=642d3e9f9dbcd
0 notes
sagliklihoca · 7 years
Video
youtube
Çoğu kişinin farkında olmadığı ve dikkat etmediği bir konuyu gündeme taşımak istiyorum; Skolyoz bir nevi omurga eğriliğidir ve yaşam kalitemizi düşürmektedir. Erken dönemde bu durumun farkına varabilirsek mücadele etme noktasında önemli avantajlara sahip olabiliriz. Detayları videomda bulabilirsiniz.
1 note · View note
haberznet-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
Sitemize "Skolyoz nedir" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. http://www.haberz.net/skolyoz-nedir/
0 notes
fhcam · 7 years
Text
Skolyoz Hastalığı Nedir Belirtileri ve Tedavisi ?
Skolyoz Hastalığı Nedir Belirtileri ve Tedavisi ?
Hiç bir  sebep olmadan görülebileceği gibi bacak boylarının farklı olması, omurgadaki yapısal bozukluklara ve kalçadaki ya da sırt kaslarındaki yetersizliklere bağlı olabilir.Skolyoz Tedavi süreci uzun olabilir, Belirtileri spastik hastalarda daha çok görülür. Spastik hastalarda bu sebepten ötürü skolyoz daha sıktır. Herhangi bir sebeple ortaya çıkmış kamburluğu dengelemek üzere de skolyoz…
View On WordPress
0 notes
priitikana · 6 years
Text
PSOAS (İLİOPSOAS) KASI VE YOGA/ÖZGE ÜZ
Psoas kası nedir?
Psoas kası, fiziksel stabiliteyi sağlayan en temel kas grubu. Bacaklardan başlayarak omurgaya uzanan psoas, bacaklarla bel kemiğini bağlayan tek kas. T12 omurlarından çıkan kaslar, lumbar omurlarına doğru ilerliyor ve en sonunda kalça kemiğine bağlanıyor.
Bedendeki en uzun kaslardan birisidir. Psoas kası diğer bağlantılarıyla birlikte diyaframa bağlanıyor. Nefes alıp verme sırasında harekete geçen diyafram kası aynı zamanda korku ve anksiyeteyle ilişkili birçok fiziksel semptomun yer aldığı bir bölge. Liz Koch bunun psoas ile beyin sapı ve omuriliğin bilinen en eski bölümü olan “alt beyin” ile doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyor. Koch’a göre beyin korteksinin cümle kurma veya organizasyon kapasitesi gelişmeden çok daha önce, yaşamsal dürtülerin yer aldığı alt beyin oluşuyor ve bu bölüm en temel beyinsel fonksiyonları yönetiyor.
Bedenimize element ve kütle bilinciyle baktığımızda tüm elementlerin bir araya gelip bizi ayağa kaldırmasına aracı olan manivela, bir kastır. İnsanın ayağa kalkarak yaşam mücadelesine başlaması, Psoas kasının görevidir.
Tumblr media
Görsel: https://ottchiropracticnw.com/psoas-muscle/
PSOAS (İLİOPSOAS) KASI VE YOGA
Fiziksel ve duygusal acıların kaynağı, yoga terapisti ve sinemacı Danielle Olson’un tabiriyle “ruhun kası” psoas’ta gizlidir. The Psoas Book kitabının yazarı Liz Koch, psaaoas için “Gerçek anlamda en derinde yatan hayatta kalma dürtümüzü somutlaştıran ve bunun da ötesinde en temel isteğimiz olan gelişimi sağlayan bir kas” diyor.
Günlük yaşamdaki aktivitelerimiz, dar kıyafetler ve duruş bozuklukları nedeniyle de günden güne iyice kasılır ve gerginleşir bu kas. Bu gerginlik zamanla insanda sırt, kalça, diz ağrıları gibi kronikleşmiş rahatsızlıklara neden oluyor ve günlük hayatı zorlaştırmaktadır, hatta başkalarına nasıl davrandığınızı, psoas üzerindeki gerginliğin duygusal durumunuzu veya kişilerle olan ilişkilerinizi dahi etkileyebileceği söylenmektedir. Psoas kası öylesine büyük ve etkilidir ki, tam olarak esnetildiği, uzadığı ve rahatladığı zaman sizi şimdiki an’a bağlamaktadır. Kısacası an’ı yaşamanıza olanak sağlamaktadır. Kalça kemiğinin yanı sıra psoas kası diyaframa da bağlanmaktadır. Nefes alıp verme sırasında harekete geçen diyafram kası aynı zamanda korku ve anksiyeteyle ilişkili birçok fiziksel semptomun yer aldığı bir bölgededir. Bu ilişkiden dolayı psoas kasının, yaşamsal dürtülerin yer aldığı en temel beyinsel fonksiyonları yöneten “alt beyin” ile doğrudan ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Korkunun yarattığı gerilimi azaltarak hem fiziksel hem de zihinsel nirvanaya ulaşmanın, özetle iç huzuru yakalamanın yolu psoas kasınızı gevşetmekten geçmektedir. Hatta bugün tüm dünyada uygulanan yoga pozlarının birçoğu, psoas kasının uzatılması ve esnetilmesi prensibine dayanmaktadır.
Psoas’ı neden gevşetmeliyiz?
İskelet sisteminin ana işlevi, yük taşımak ve yer çekimine direnç göstermektir, kasların ana işlevi ise, kemikleri hareket ettirmektir. Kaslar, yük taşımak için kullanılmamalıdır, zira bu
kasların kemikleri hareket ettirme yeteneğini sekteye uğratır ve kas yorgunluğu (fatige) neden olur. Uzun vadede kemiklerin zarar görmesi, bağlar, eklemler ve çevre dokulardaki kan dolaşımının yetersizleşmesiyle sonuçlanır. Kasların rahat ve esnek olabilmesi, yükün iskelet sistemince taşınması ve pelvisin özgürce hareket edebilmesiyle mümkündür. Bu gerçekleştiğinde diyafram ve pelvik taban kasları da gevşeyebilir, ve “hissedebilir” hale gelirler. Psoas, bir merkez kastır. Onun dinlenme boyu ve hali, yerçekimi kuvvetiyle birlikte direk olarak kemiklerin birbiriyle olan ilişkilerini, sonuç olarak eklemlerin hareket özgürlüğünü etkiler. Bu etki bir çocuk ilk defa otururken veya ayağa kalkarken yerçekimiyle karşılaştığında başlar. Psoasın yük taşımak üzere kullanılıp kullanılmadığı, kişinin yaşı ilerledikçe nasıl bir duruşu(postur) olacağını belirler. Sürekli kasılma ve yanlış kullanımdan psoas kısalmışsa bu, leğen kemiğinin ileri fırlamasına neden olur. Bunun sonucu lombar, dorsal ve servikal omurgada abartılmış kavisler görülebilir (lordos, kifos, skolyoz).Ayrıca genel olarak kasılı bir psoas gövdeyi kısaltır, iskeletin yapısal pozisyonunu etkiler, organlar için gereken iç alanı daraltır, yemeklerin sindirilmesi ve temel boşaltım sekteye uğrar, metabolizma hızı etkilenir.
PSOAS VE KORKU REFLEKSİ
İçgüdüsel olan ve kişisel deneyime bağlı olmayan tek korku “düşme korkusudur. Karmaşık bir set sinir iletisi ile meydana gelir ve flexor kasların kasılmasıyla sonuçlanır. Psoas en büyük flexor kaslardan biri olarak, korku ile hemen devreye girer. Korku refleksi daha yaşamın ilk haftalarında oluşur ve sinir-kas sistemimize yerleşir.Çok yüksek bir ses duyduğumuzda veya fiziksel zarar görme olasılığı olan ani bir durum bizi hazırlıksız yakaladığında beden korunma haline geçer. Baş omuzların arasına doğru çekilir, omuzlar kulaklara doğru yükselir, karın kasları ve hip flexor kaslar kasılır ve bedenin arkasındaki kaslar katılaşır. Korku refleksi her ateşlendiğinde psoas kasılır. Bunu yaparak uçları birbirine yaklaştırır, güvenlik hissi yaratacak bir kapanma yaratır, yumuşak, incinebilir bölgeleri (genital organlar, yaşamsal organlar, yüz) kapatarak korumaya almış olur. Kaçma ya da savaşma tüm bedeni etkileyen bir uyarımdır, sempatik sinir sistemi devreye girer, adrenalin salgısıyla kalp atışları ve nefes hızlanır. Normal koşullarda tehdit ortadan kalktığında tüm bu kaslar gevşeyerek eski haline döner. Korku refleksi, dengeleyici dinlenme süreçleri ve çözülme (kaçmak veya savaşmak) olmadan veya çok kısa sürerek, sürekli tekrar ettiğinde; bedeni bir sonraki korku refleksi/saldırıya hazır tutmak üzere sürekli gerginlik yaratan koşullanmış bir tepki ortaya çıkar. Bu gerginlik anksiyete olarak deneyimler.
STRES VE PSOAS
Stres, endişe ve korku, tipik ruhsal sağlık sorunları yarattığı düşünülür, bu nedenle doktorlar, genellikle zihni hedefleyerek tedavi belirler. Bu yaklaşım bir çok kişide işe yaramış olsa da, strese daha geniş kapsamlı bir mercekten bakmalıyız ve psoasın stresle ilişkisi dahil , bu duygusal dengesizliklere neyin sebep olduğunu anlamak için çaba göstermeliyiz.
Birçok kişi, çoğu günü masabaşı işlerde harcamak ve çoğu geceyi gündoğumuna kadar partilerde geçirmek olarak karakterize edilen, bu şekilde tekrar eden, “Amerikan Rüyası” denilen tempolu, yüksek stresli yaşam şekli peşinde koşuyor. Artan stresin ve gerilimin bir sonucu olarak, psoası sürekli kasıldığında, kas kısalır ve bel ağrısı, siyatik, disk sorunları, skolyoz (omurga eğriliği), kalça dejenerasyonu, regl ağrısı, kısırlık ve sindirim sorunları gibi olumsuz yan etkilere sebep olur.
Bu sağlık sorunlarından herhangi birini yaşıyor veya stresinizi azaltmayı veya stresten korunmayı istiyorsanız, psoası açmanıza yardımcı olan şu yoga pozisyonlarını deneyin :
o Bilinçli Savasana – Yere uzanın ve yer çekimine teslim olun.
o Anjaneyasana (Low Lunge) ve Hilal pozisyonu (High Lunge)
o Güvercin pozisyonu
o Bağdaş kurarak oturmak
o Tadasana (Dağ pozisyonu)
o Vrksasana (Ağaç pozisyonu)
Psoas kasının güçlü ve esnek kalması için 
* Nefesinizin bütünlüğünü test edin, sadece göbek bölgenizin değil, pelvik bölgenizin de nefesinizin içine katılıyor olduğundan emin olun. Nefes alışını sırasında karın bölgeniz, sadece ileriye doğru değil her yöne doğru genişlesin. Özellikle leğen kemiği iç tarafını elinizle kontrol ederek Psoas kasının esneyip esnemediğini kontrol edin. Bel ve kök bölgesine doğru nefes alarak genişleyebiliyor olmaya dikkat edin.
* Her gün mutlaka baldır esnetme-uzatma egzersizi yapın. Uzun süre ayakta hareketsiz durmak, saatler boyu oturmak Psoas kasınızı kısaltır.
* Yanlış ayakkabı giymek, ayak duruşunuzu ve beden postürünüzü bozar, baldır kaslarınızı kısaltan sivri topuklulardan uzak durun. Sebepsiz rahim ve yumurtalık sorunlarınızın bazen sadece ayakkabınız olduğunu kabul etmek zordur, buna şaşırmayın hanımlar.
* Ayak bileklerinizin esnekliği Psoas kasınız için bir ölçü aracıdır. Hemen şimdi ayak bileklerinizin esnekçe 180 derece içinde hareket edip edemediğine bakın. Ayak bileği esnekliği için egzersiz yapın, özellikle su içinde yapmanızı tavsiye ediyorum, çok etkilidir.
* Korkularınız refleks halinde direk olarak Psoas kasını sıkıştırır, korkularınız varsa tespit edip yenmek için çalışmalar yapın, gerekirse yardım alın. Yaşadığınız tüm travmaları listeleyin ve travmanın çekirdek korkusunu tespit edin, Psoas kasınızı izleyerek sizde bıraktığı etkiyi gözlemleyin. Bu negatif etkiyi nötrleştirmek için nefes ile birlikte mutlaka beden egzersizi yapın. Özellikle yetişme çağındaki çocuklar için travma sonrası nefes-beden çalışması yapmasını sağlayın ki gelecek yıllara taşımasın, önemli !
* Sağlıklı bir hamile olup, bebeği güçlü kaslarla taşımak istiyorsanız Psoas kasınız çok önemli. Hamilelik öncesinde fiziksel olarak mutlaka buna hazırlanmalısınız. Hamilelik sırasında Psoas kasınız, taşıdığı yük nedeniyle kısalır. Hamilelik sırasında ve sonrasında yaşadığınız kırılganlık ve depresyon ile direk bağlantısı vardır, bu yüzden hamilelikten başlayarak mutlaka nefes ve yoga çalışması ile kasınızı gevşetmeyi öğrenin.
* Karnınızı içe doğru çekme alışkanlığınızı bırakın. İçe çekmeye çalıştığınız için sertleşen karın kasınız, diyafram ve kasıkta gerginliğe yol açar, nefes kısıtlanır ve pelvise akan enerji azalır. Karnınızı içe çekerek duruşunuz; kuyruk sokumu, bel, omurga bozukluğuna yol açar. Leğen kemiği ve psoas bölgesi içinde suda duran bir leğen gibi hissedilmelidir. Bu bölgeye boşuna kutsal kase denmemiştir. Düz bir göbekle daha çekici olduğunuzu zannederken, gerçek cinsiyet enerjinizi kaybedersiniz.
REHABİLİTASON YOGA
1-Sol kalçanı koltuğun önüne bakacak şekilde otur.
2-Yavaş yavaş sağ tarafına aşağı, dizlerinizi bükük tutarak.
3-Bacaklarınızı sandalyeye çıkarırken arkanıza yaslanın. Dizlerinin arkasından topuklarına kadar desteklendiğinden emin olun.
4-Eğer baş desteği gerekiyorsa, boynunuzun altına yuvarlanmış bir havlu ve başınızın altına katlanmış bir havlu yerleştirin.
5-Kollarınızı yanlarınıza yaslayın ya da ellerinizi karnınızın üzerine, dirseklerinizin üzerine yaslayın.
6-Rahat sağlamak için gereken ayarlamaları yapın.
7-Yavaş yavaş yere aşağı bırakın vücudunuzun ağırlığını, serbest olarak birkaç uzun nefes alın.
8-Burada 5 ila 15 dakika dinlenin.
9-Pozdan dışarı çıkmak için, göbeğe doğru dizlerinizi getirin ve yan rulo, başınızın altında kol ile bir yastık yapın.
10-Rahat bir koltuğa gelip pratiği bitirmek için zaman ayırın.
Psoas Kasınızı Uyandırmak için Yapabileceğiniz 4 Yoga Asanası
1. Virabhadrasana I – I. Savaşçı PozuI: Ayaklarınızın arasını açın. Öndeki ayağın parmakları matın kısa kenarını göstersin. Arka ayak matınızın arka kenarına 45 derece döndürülmüş şekilde yerleşsin. Topuklar birbiriyle hizalanmış olsun ve ön diz ikinci ayağı takip edecek şekilde konumlansın. Kolları da yukarıya doğru uzatın. Sonra, sanki kalçanızı esnetiyorken, ön dizinizi yukarıya göğe doğru kaldırdığınızı hayal edin. Gerçekte dizinizi kaldırmanız mümkün değil fakat bu hareket psoas’ın kasılmasını teşvik edecektir; bu da pelvisin stabilize olmasını sağlayacaktır. Bu pozu aldığınız 5 ila 10 derin nefes süresince muhafaza edin ve sonra diğer taraf için uygulayın.
2. Utthita Parsvakonasana – Genişletilmiş Yan Açı Pozu;I. Savaşçı pozuna benzer. Bu asana arka bacaktaki psoas’ı gererken ön ayaktaki psoas’ı da germeye yardımcı olur. I. Savaşçı’dan bu poza geçiş yapmak için, arka ayağınızı matınızın arka kenarına paralel gelecek şekilde çevirin – amaç topuktan başa hizalanmak – öndeki dirseğinizi öndeki dizinizin üzerine getirin ve üstteki kolunuzu kulağınızın üzerinden ileriye doğru uzatın. Gövdenizi yana doğru bükerken, dirseğinizi de dizinize doğru bastırmayı deneyin. Son olarak, her 2 hareketi eş zamanlı birleştirin. Bu her iki harekette ne gövdeniz ne de bacağınız oynamalıdır. Psoas kasınızın eşit ölçülü olarak pelvisinize bağlandığını hissedeceksiniz.
3. Paripurna Navasana – Tam Sandal Pozu
; Birçoğumuzun bu pozun karın kasları ile alakalı olduğunu düşünmesine rağmen, hatırı sayılır miktarda hareket bacaklarda ve psoas’da olmaktadır. Gerçekte, Navasana psoas’ınızı eşit ölçülü olarak güçlendirmek için mükemmel bir yoldur. Yoga matınıza dizleriniz bükülmüş ve ayaklar mat üzerinde düz olacak şekilde uzun boylu oturun. Kalçanızın iki tarafına gelecek şeklide parmaklarınızı yere koyun ve göğsünüzü kaldırmak için bu hafif çekiş gücünü kullanın. Nefes verirken ayaklarınızı öyle bir yerden kaldırın ki bacaklar yer ile 45 – 50 derece açı oluştursun. Kollarını birbirine paralel olacak şekilde bacaklarının yanında ileriye doğru uzat. Pozu sağlama almak için uyluğunuzun başını yere doğru bastırın ve göğüs kafesinizi yukarıya doğru kaldırın. Bu pozda 5 ila 10 nefes kalın.
4. Utthan Pristhasana – Kertenkele Pozu; Kertenkele duruşuna “Aşağı Bakan Köpek” duruşu ile başlayın. Sağ bacağınızı yavaşça yukarıya kaldırın, kalçanızı açarak dizinizi kırın. Ardından sağ ayağınızı, sağ elinizin dışına doğru yerleştirin. Sonrasında sol dizinizi yere getirin ve kollarınızı birer birer matınızın üzerine indirin. Dirsekleriniz yere gelsin. Göğsünüzü ileriye doğru uzatmaya çalışın ve başınızı omurganız ile aynı paralellikte olacak şekilde serbest bırakın. 3 derin nefes süresince bu pozda kalın ve daha sonra aynı pozu diğer bacağınız için tekrarlayın.
3 notes · View notes
upzerkworks · 2 years
Text
Skolyoz
Tumblr media
Skolyoz, omurganın anormal yanal eğriliğidir. En sık çocukluk veya erken ergenlik döneminde teşhis edilir. Omurganın normal kıvrımları “sagital” düzlemde servikal, torasik ve lomber bölgelerde oluşur. Bu doğal eğriler, başı pelvis üzerinde konumlandırır ve hareket sırasında mekanik stresi dağıtmak için amortisör görevi görür. Skolyoz genellikle “koronal” (ön) düzlemde spinal eğrilik olarak tanımlanır. Eğrilik derecesi koronal düzlemde ölçülürken, skolyoz aslında daha karmaşık, aşağıdaki düzlemleri içeren üç boyutlu bir problemdir:
Koronal düzlem sagital düzlem eksenel düzlem Koronal düzlem, baştan ayağa ve omuzlara paralel, vücudu ön (ön) ve arka (arka) bölümlere ayıran dikey bir düzlemdir. Sagital düzlem vücudu sağ ve sol olarak ikiye ayırır. Eksenel düzlem yer düzlemine paralel ve koronal ve sagital düzlemlere dik açıdadır.
İnsidans ve Prevalans Skolyoz, nüfusun yüzde 2-3'ünü veya Amerika Birleşik Devletleri'nde tahmini altı ila dokuz milyon insanı etkiler. Skolyoz bebeklik veya erken çocukluk döneminde gelişebilir. Bununla birlikte, skolyoz için birincil başlangıç ​​yaşı 10-15'tir ve her iki cinsiyette de eşit olarak ortaya çıkar. Dişilerin tedavi gerektiren bir eğri büyüklüğüne ilerleme olasılığı sekiz kat daha fazladır. Her yıl, skolyoz hastaları özel doktor muayenehanelerine 600.000'den fazla ziyarette bulunur, tahminen 30.000 çocuğa korse takılır ve 38.000 hasta spinal füzyon ameliyatına tabi tutulur.
Kaynak: Ulusal Skolyoz Vakfı, Haziran 2007.
nedenler Skolyoz etiyolojiye göre sınıflandırılabilir: idiyopatik, konjenital veya nöromüsküler. İdiyopatik skolyoz, diğer tüm nedenler dışlandığında teşhis edilir ve tüm vakaların yaklaşık yüzde 80'ini oluşturur. Adolesan idiyopatik skolyoz en sık görülen skolyoz tipidir ve genellikle ergenlik döneminde teşhis edilir.
Konjenital skolyoz, bir veya daha fazla omurun embriyolojik malformasyonundan kaynaklanır ve omurganın herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. Omurga anormallikleri omurganın eğriliğine ve diğer deformitelerine neden olur çünkü omurganın bir bölgesi diğerlerinden daha yavaş uzar. Anormalliklerin geometrisi ve konumu, çocuk büyüdükçe skolyozun büyüklük olarak ilerleme hızını belirler. Bu anormallikler doğumda mevcut olduğundan, konjenital skolyoz genellikle idiyopatik skolyozdan daha genç yaşta tespit edilir.
Nöromusküler skolyoz, nörolojik veya kas hastalıklarına sekonder gelişen skolyozu kapsar. Buna serebral palsi, omurilik travması, kas distrofisi, spinal müsküler atrofi ve spina bifida ile ilişkili skolyoz dahildir. Bu tip skolyoz genellikle idiyopatik skolyozdan daha hızlı ilerler ve sıklıkla cerrahi tedavi gerektirir.
https://turanturan.com.tr/blog/skolyoz-nedir-ve-tedavisi-nasil-yapilir/
0 notes
cocukklinigi · 3 years
Photo
Tumblr media
Skolyoz Nedir? Skolyoz, omurga eğriliği anlamına gelir. Çocuğun hareket kabiliyetini kısıtlar, yaşam kalitesini düşürür. Tüm yaş gruplarından görülebilmekle beraber, daha çok ergenlik, ergenlik öncesi ve ergenlik sonrasında görülür. Skolyoz Sıklığı 10-16 yaş arası her 100 çocuğun yaklaşık üçünde skolyoz olduğu öngörülmektedir. Ancak, skolyoz hasalarının büyük bir kısmında tedavi gerekmez. Kız çocuklarında daha sık görülür. Skolyoz Belirtileri Omuzlarda asimetri, yürüme güçlüğü, bacaklarda ağrı, dik durmada zorlu, bel ve sırt ağrısı, denge sorunları, kaslarda güçsüzlük Skolyoz Tedavisi Skolyoz hastalarının büyük bir kısmında tedavi gerekmez. Her 10 skolyoz hastasının sadece birinde tedavi gerekir Tedaviler ▪Gözlem: Eğrilik 20 derecenin altındaysa tedavi gerekmez. Egzersiz önerilir ve çocuk rutin aralıklarla takip edilir. ▪Korse: 20-40 derece eğriliklerde korseye başvurulabilir. Yaşı küçük çocuklarda 60 dereceye kadar da kullanılabilir. ▪Füzyon Ameliyatı: Kapalı olarak gerçekleştirilir. Özellikle fiziksel gelişimi devam eden çocuklarda uygulanan yeni nesil bir cerrahi yöntemdir. ▪Bantla Germe Ameliyatı: Eğri olan omurga düzeltilir ve birbirine kaynatılır. Bu ameliyat, fiziksel gelişimini büyük ölçüde tamamlamış çocuklara yapılır. Bilgi ve bilim paylaştıkça çoğalır🌹 Sizler de görmesini istediğiniz arkadaşlarınızı yoruma etiketleyerek bilgilenmelerini sağlayabilirsiniz. ⚠️Beğen, paylaş ve kaydet… @cocukklinigi @cocukuzmanlari #çocukkliniği #çocukuzmanları #cocukklinigi #cocukuzmanlari #birannekadargüvenli #çocuklarınızeminellerde #keşfet #fyp #instagram (Turkey) https://www.instagram.com/p/CZodDx1odOF/?utm_medium=tumblr
0 notes
birpaylass · 3 years
Text
Böbrek Taşı Nedir ?
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/bobrek-tasi-nedir.html
Böbrek Taşı Nedir ?
Tumblr media
Böbrek Taşı Nedir ?
Böbrek Taşı Nedir ? Böbrek Taşı hastalığı ilk safhada hafif ağrılarla belirtilerini gösteren daha sonra ise oldukça şiddetli ağrılara dönüşebilen bir sağlık sorunudur. Böbrek Taşı Nedir ? Sağlıklı yaşamak için sağlıklı böbreklere ihtiyacımız var ve böbreklerimiz vücudumuz için çok değerli işlevleri yerine getiriyor. Vücudumuzda ki başka organlar ve uzuvlarımız gibi  böbreklerimizde de çeşitli hastalıklar ve sıkıntılar görülebilmektedir. Bunların en yaygın olanı böbrek taşıdır. Böbrek taşları, idrardaki kimyasalların ve minerallerin sertleşip kristalleşmesi ve kristallerin yapışması meydana gelir.
Reklam ( Böbrek Taşı Nedir ? )
Uykusuzluk (Imsomnia) Nedir ?
Skolyoz Nedir ?
Gıda zehirlenmesi Nedir ?
Tüyler Ürpertici 10 Deniz Canlısı
Güneş Enersinin Artıları ve Eksileri
Böbrekte Niçin Taş Oluşur ?
Böbrek taşlarının neden oluştuğuna dair kesin bir cevap yoktur. Beslenme, yaşam coğrafyası gibi çeşitli faktörlerin böbrek taşlarına neden olduğu bilinmektedir. Böbrekte taş olmasını sağlayan etkenler şunlardır; Obezite, bağırsak hastalıkları, tuz tüketiminin fazla olması, idrar yolu enfeksiyonu, sıvı tüketiminin az olması gibi nedenler de taş oluşumunda büyük bir etkenlerdir.
Böbrek Taşı Semptomları Nedir ?
Çok küçük taşlar idrar yolundan geçerek kendi kendine geçebilir. Ancak taş büyüdükçe böbrekten mesaneye hareket etmekte zorlanır ve sıkışabilir. Taşın konumuna ve boyutuna bağlı olarak hastalar genellikle bu aşamada ağrı hissetmeye başlar. Böbrek taşı oluşumunda ki diğer semptomlar şunlardır; İdrar yaparken ağrı, gün içinde daha fazla idrara çıkma, kahverengi vb. renklerde idrar renkleri, kasıklarda ağrı sık görülen semptomlardır.
0 notes