Tumgik
#türk mitolojisi güneş
alperenreis44 · 4 years
Text
Tumblr media
TÜRK MİTOLOJİSİ NEDİR
Türk mitolojisi, Orta Asya bozkır yaşamında şekillenen söylenceler düzenidir. Coğrafya, toplum, politika gibi unsurlardan etkilenmiş, bu dönem insanını yansıtan bir düzenek haline gelmiştir. Diğer tüm kültürler gibi, Türklerde de toplumun belleğini yansıtan, inançlarda toplum özelliklerini yaşatan ögelerdir. Kamuoyunca pek bilinmeyen bir konudur. Sadece Gök Tanrı’ya bir aşinalık olabilir. O da mitolojik eksende değildir. Ayrıca halk kültüründe halen yaşayan: Umay, Al bastı, Karabasan gibi unsurları tanıdık gelebilir. Nazar, kurşun dökmek, çaput bağlamak gibi geleneklerin Orta Asya göçer kültürüne ve bu dönemdeki kültlere dayandığını da belirtmekte fayda var. Her ne kadar bilgilenmesek de, bu inançlar yaşamını sürdürmektedir.
Herkesin malumudur ki, Türklerde ana öge “Gök Tanrı”dır. Toplayıcı bir unsur olan gök tanrının yanında birçok ruh ve kült bulunmaktadır. Mesela en eski mit, “ağaçtan yaratılma”dır. Eski Türkler kayın ağacından geldiklerine inanıyor, kayın ağacının kutsallığını mütemadiyen işliyorlardı. Kamların (şamanların) davulları üzerine ay ve yıldız resimlerinin yanı sıra kayın ağacı resmi vardı. Ağaçların gökten indiğine inanılmaktaydı. Başta Oğuzlar ve Uygurlar olmak üzere, sözlü ürünlerde büyük insanların(kağan, ata) ağaçtan doğduğu anlatılır. Ötüken Ormanı bu yüzden çok kutsaldır.[1] “Kadın” sözcüğünün de kayın ağacından geldiği savunulmaktadır. Buna göre, kayın ağacı da insanın anasıdır, kadın da; ayrıca kadın süt verdiği gibi kayın ağacının da süte benzer bir sıvı salgıladığı söylenmektedir.[2]  Bunlar için kaynakçadaki belgelere bakmanızı öneriyorum. Bak: dmy.info/mitoloji-felsefe-iktidar-iliskisi/
TÜRK MİTOLOJİSİNDEN ÖRNEKLER
 
Türk kozmolojisinin dört büyük yıldızı: gök ejder, kızıl saksağan, ak pars, kara yılandır. Mevsimleri bu yıldızlar belirler. Gök Tanrı ana unsur olarak diğerlerine çerçeve halindedir. Gök Tanrı’nın mekanı “Kutup Yıldızı”dır. Diğer yıldızlar onun etrafında döner. Yıldızlar bir çark gibi dönmektedir.[3] Türk mitolojisinde kült, yani olağanüstü- tapınılan güçler bulunmaktadır. Bu güçlerin temelinde, doğadaki her şeyin canlı olduğu düşüncesi(animizm) hakimdir.[4] Aşağıda kısaca anmaya çalıştığım kültler ve bu kısa yazı, farkındalık oluşturmak içindir. İçinde yaşadığımız toplumun benliğini tanımak ve inancın yaşamdaki tesirlerini görmek için mitoloji okuması yapabiliriz. Levi Strauss- Mit ve Anlam; Emel Esin- Türk Kozmolojisine Giriş; Yaşar Çoruhlu- Türk Mitolojisinin Ana Hatları adlı kitaplarla ileri okuma yapabilirsiniz.
TÜRK KAYNAKLI KÜLTLER
Gök Tanrı: Hayatın yöneticisidir.  Gökte oturur. Yeryüzünü cezalandırabilir. Yılda iki kez adına tören düzenlenir ve beyaz bir at kurban edilir.
Güneş, Ay: Güneş ata, ay ise güneşin yeryüzündeki temsilcisidir.
Ülgen: En büyük yaratıcı tanrıdır. Yıldızların üstünde yaşar ve iyilik yapmayı sever. Ezeli ve ebedidir. Ülgen için boz kısrak kurban edilir.
Yayık: Ülgen ile insanlar arasındaki aracıdır. İnsanları korur.
Suyla: At gözlü olan suyla, insanların koruyucusudur.
Utkuçı: Ülgen’in en yakın elçisidir.
Ürün Ar Toyun: Göğün dokuzuncu katında, doğuda yaşamaktadır. İnsanlara iyi düşünceler verir.
Yo Kan: Ruhların en güçlüsüdür.
Talaykan: Denizlerin, suların hakimi; ölülerin koruyucusudur.
Ana Maygıl( Ak Ene): Dişi tanrıçadır. Ülgen’e yaratma ihtimali verir.
Umay: İnsanların doğup büyümesiyle ilgilenen tanrıçadır. Çocuk ve hamile kadınların koruyucusudur.
Al karısı(Al bastı): Kötü ruhtur. Hamilelere, bebeklilere musallat olur, bebekleri öldürür.
Taş Ruhu: “Yada” taşı gibi: dilek, yemin, şifa, yağmur amacıyla kutsanan taşlardır.
Dağ Ruhu: Gök Tanrı’ya yakındır, dağ da kutsaldır.
Ateş Ruhu: Ateş temizleyicidir. Kötü ruhları kovar.
Su ruhu: Su her şeyin başı, anasıdır.
Ev ruhları: Evi koruyan, kollayan ruhlardır.
Ata ruhları: Ataların ruhu yaşayanlara yardımcı olur. Onlar için kurban kesilir.
Erlik: Yer altı ruhlarının reisidir. Kayrakan olarak da bilinir. Ölüm getiren anlamındadır. Kömrös adlı ruhu kötülük yapması için yeryüzüne gönderebilir.
Karabasan: Uyuyanların göğsüne bastırarak, hareket etmelerini engeller ve boğmak ister.
Kırk Basması: Lohusa kadınla çocuğunun doğum itibariyle 40 gün içinde hastalanmasına verilen isimdir.
Kapoz: İnsanları tanıdıklarının sesiyle çağırıp, yüksek yerlerden düşürerek öldüren kötü ruhtur.
Mayısa: Alevden saçları olan cadıdır.
Koruyucu İye: Evin temelinde yaşayan koruyucu yılandır.
Hunkur Mukur: Ölü ya da yaşayan insanları yiyen kötü ruhtur.
Sarı kız: Yaşadığı eve mutluluk veren, iyi bir ruhtur.
Çarşamba karısı: Her şekle girebilen, korku veren bir yaratıktır.
Karakura: Sessiz yerlerde insanları boğmaya çalışan kötü ruhtur.
İRAN KAYNAKLI KÜLTLER
Ahura Mazda: Zerdüştçülüğün en büyük iyilik  tanrısıdır. Farslarca Hurmuzd olarak bilinir. Her şeyi bilir. Kötülükle savaşır.
Asuman: Ahura Mazda’nın yaşadığı yerdir. Aynı zamanda gökyüzünü koruyan tanrının adıdır.
Ateş: Ateşi Huşeng bulmuştur. Tanrıların gücünün simgesidir. Yeryüzüne ateş bir kahraman tarafından getirilmiştir.
Cam-ı Cem: Süleyman Peygamber, Büyük İskender, Keyhüsrev ve Cemşid’in sahip olduğu, içinde dünyadaki her şeyin göründüğü bir kadehtir. Ayine-i Süleyman, Ayine-i İskender, Ayine-i Cem olarak da bilinir.
Ehrimen: Zerdüşt doğunca yeryüzünden kaçan şeytani kötü varlıktır.
Heft(Yedi): Yedi rakamına tanrısal nitelikler yüklenmiş, iyi anlamda kullanılmıştır.
Nevruz: İran takviminde yılbaşıdır. En eski bayramlardan biridir.
Pir-i mugan: Şarap satıcısı, mürşid-i kamildir.
Simurg: Anka kuşu, Zümrüdüanka olarak da anılır. Yuva kurduğu ağaç hastalıklara deva olur.
Yelda: Yılın en uzun gecesidir. Milat anlamına da gelir.
Cemşid(büyük hükümdar), Bijen(kuyuya atılmıştır), Dahhak(Cemşid’i öldürerek tahta geçer), Dara([Darius]büyüklük sembolüdür), Feridun(Dahhak’ı öldürüp adalet dağıtmıştır), Efrasiyab(Alp Er Tunga- kahraman savaşçıdır), Hızır(Ab-ı Hayat içip ölümsüz olmuştur), Hüsrev(büyük bir saray yaptırmıştır), Nemrut(zalim hükümdar), Nuşirevan(adaletli hükümdar), Rüstem(Kahraman savaşçı) gibi mitolojik kişilikler de Türk kültüründe genişçe yer edinmektedir.
Bunu seninle paylaşmak isterim. İşte bu uygulamayı PlayStoredan indirebilirsinizhttps://play.google.com/store/apps/details?id=com.enverk.UluTurkTarihi#türk #islam #turan #vatan #devlet #bayrak #millet #tarih #türktarihi #islamtarihi #muslim #asker #polis #jandarma #milliyetçihareketpartisi
#mhp #bbp
#ülküocakları #alperenocakları #türkiye #ülkücü #asena #bozkurt #ankara #tbmm #malatya #reis #alperen #durak #birumutturyaşamak
3 notes · View notes
yfs-t-t-2623 · 2 years
Link
Tumblr media
0 notes
timurbdavletov · 4 years
Photo
Tumblr media
Türklerin kadim kültürüne saygıyı ilke edinen ve kısaltması güneş anlamına gelen Kapadokya Üniversitesi (KÜN)'nde Türkolog Nükhet Okutan Davletov, verdiği Türk Mitolojisi dersinde Türklerin eski ve yaşayan dini Şamanizm'de kötü diye değerlendirilen kutsal varlıkları anlatıyor 🖥️ #NükhetOkutanDavletov @NDavletovArt ↘️↘️↘️ https://twitter.com/aronberk/status/1251134425800290304?s=08 https://www.instagram.com/p/B_FU5rUjMlb/?igshid=17p6aci5tph1l
0 notes
zehraozer · 7 years
Text
Farelerin Şehrinde -2
Başlıktan da anladığınız gibi Fransa macerası kalan günleri de anlatmak üzere 2. bloglama :) 
Ah Paris; ‘ Keşke suretime ışıl ışıl dökülen, Şu sonsuz parlaklığı sana gösterebilseydim.Keşke sen yalnızken ve karanlıktayken, Kendi Varlığının o inanılmaz ışığını sana gösterebilseydim.’
Bloğa kaldığım yerden devam ediyorum çünkü Paris bitmiyor, kurabiye kokuları, mimari dokuları bitmiyor...Hafızamda saklansın istemiyorum da bir taraftan.
Louvre Müzesi: 
Tumblr media
Biz içinde kaybolduk, şansınız varsa önceden haritasını edinip planlamak en iyi seçenek olabilir.
Paris’in en büyük saraylarından biri olarak yapımına başlanan yapının tarihi ortaçağa kadar uzanıyor. 1190 yılında Philippe-Auguste tarafından Paris’i Viking akınlarına karşı korumak amacıyla kale olarak devam etmiş. Zindan ve burçları da I. François zamanında yerini Rönesans bir yapıya bırakmış. O yıllardan günümüze kadar Louvre, krallar ve imparatorlar tarafından sürekli büyütülmüş. Tarihindeki önemli olaylardan biri, devrimcilerin 1793 yılında sanat koleksiyonunu halka açmasıymış. Daha sonra Napolyon tarafından müzeye dönüştürülen yapıya 1989 yılında ünlü cam piramidi eklenmiş. 
Ulaşım gene ilk blogda bahsettiğim gibi metro ile rahat bir şekilde yapılabiliyor. Bilet içinse oldukça kalabalık bir sırası var Louvre’un.  20 dk. kadar sıra bekledik biz. Sıranın etrafından kara borsadan bilet satan, ‘sıra bekleme gel ben de var’ diyen tipler var, çok güven vermiyorlar bence hiç bulaşmayın (: Giriş 15 Euro. Eğer yanında kulaklık isterseniz 5 Euro kadar daha ödemeniz gerekiyor. Biz kulaklık istemedik. Sanat tarihini ingilizce dinlemek biraz yorucu olabilirdi. Sırada bekleyenlerin çoğu elbetteki turistler. Şaşkınlıkla sırada bekleyen farklı milletlerden insanları süzmek benim için eğlenceliydi (:  Hatta beklediğimiz sıradan da henüz emin değildik,  ‘umarım internetten bilet alanların sırası değildir, boşa beklemesek bari’ diye endişelenip sormak üzere gözüme bir çift kestirdim, kesin ingilizce biliyordur, benim lanet ingilizcemi anlar diyerek sordum. Neyse ki doğru sırada imişiz. Fakat o sırada tam arkamızda yaklaşık 70 yaşlarında olan ve bana göre Fransız gibi duran çift Amerikan aksanlarıyla harıl harıl konuşmaya başladılar (: Onlara sormadığım için sanırım biraz alındılar ve sus pus duran çift amerikan aksanı konuşturdu resmen (: Sonra neden onlara sormadım acaba diye düşündüm. ‘Fransa da fransızlar ingilizce konuşmuyorlar, çok faşistler bu konuda, çoğu bilmiyor vb gibi şeyler duymuştuk. Size şunu söylemeliyim ki 5 günlük gezimizde kime ne sorduysak hep cevabını sevecenlikle açıklayarak ve ingilizce olarak anlattılar. Bizdeki bir ön yargıymış meğer... 
Tumblr media
Yukarıdaki foto Louvre Piramidi için..  Giriş olarak kullanılıyor. Louvre Müzesine yapılan sonuncu kısım. 1989 yılında Çinli mimar I. M. Pei tarafından yapılmış. Camdan tasarımıyla güneş ışığının zemin kata ulaşmasını sağlıyormuş. 603 adet eşkenar dörtgen şeklinde ve 70 tane üçgen şeklinde pencere varmış. Beklerken güzel göz doygunluğu sağlıyor. İlk yapıldığında müzenin bütünlüğünü bozduğu ve sanatsal olmadığı söylenen Louvre Piramidi bugünlerde dokuya zarar vermediğine inanılarak hoş görülmeye başarmış (: Bunu biraz düşünmek gerek tabi. 1873 lü yıllarda yapılan mimarinin yanında cam bir piramit... Ama göz alışıyor bence.
Tumblr media
İçerdeki eserler lokal lokal harita ile gezilebilir. Gitmeden muhakkak biraz okuyup kendinize görmek istediğiniz eserler listesi bile çıkartmanız iyi olacaktır. Biz belirli kısımları gezebildik ancak. Özellikle seçtik, seçtiklerimize giderken ne tarihler aktı diğer koridorlarda bilemezsiniz (:
Tumblr media
Mono Lisa en çok ilgi gören tabloydu, eğer daha boş olsa idi büyüsüne daha rahat kapılabilirdik sanırım. Yine de tabloya 5 dk. bakmak sizi içine hemen alıveriyor. Bence tılsımlı bir yanı var. (Elbetteki küçük bir tablo olduğunu duyduğumuz için şaşırmadık (: )
Tumblr media
Hemen mono lisanın karşısındaki eser  Les Noces de Cana (Kana'daki Düğün). Yıllar evvel sanat tarihi dersinde konuşmuştuk (sevgili Deniz hocaya selamlar ) Tabii görünce daha bir etkili oluyor. İsanın suyu şaraba dönüştürdüğü anı da betimliyor. Tablo insan yüzlerine ifade katılan ilk eser diye biliniyor. Bizim Kanuni bile tabloda (:  Tablo uzun bir incelemeyi hak ediyor. Sanat tarihi sınavında karşıma keşke şimdi çıksaydı ((: (başarısız seramikçilere selamalr ((: )
Tumblr media
Yukarıdaki heykelde ünlü Yunan mitolojisi zafer tanrıçası Nike'nin MÖ 3. yüzyıldan kalma mermer heykeli. Eserin sahibi bilinmiyor. Belirli bir açıdan bakınca ayrıntılar heykelin rüzgarda devinimi gerçekten hissettiriyor. Bizim bir kaç görmek istediğimiz eser dışında da sanatın ve tarihin içine resmen çekiliyorsunuz müzede. Yer yer tüyleriniz diken diken oluyor yer yer gülümsüyorsunuz. Kesinlikle tekrar gidip karşısında saatlerce dikilmek istediğim heylkeller ve tablolar var.  
Tumblr media Tumblr media
Louvre un içinde bir çok kısımda öğretmen ve öğrenciler ders yapıyorlar. Hatta Fransa da sanat okuluna gitmek için önce okulun hazırladığı kurs programını katılıyormuşsun sonra bir mülakata katılıyormuşsun... En son da genel bir sohbet sonrası seçilip 4 yıllık sanat eğitimin başlıyor imiş. O 4 yılın ikinci yılında da yönelmek istediğin alana yönelip (heykel,fotoğraf vb ) okulunu tamamlıyormuşsun. Yani Öss gibi bir yetenek avı yok sanat okullarında anladığım kadarıyla, ilgili ve biraz da yeteneği şekillenebilir olman yeterli imiş. 
Tumblr media
Yaklaşık 4,5 saatimizi Lourve da geçirdikten sonra yine yürüyerek Fransanın ünlü kanalına ulaştık. . Şehrin her yerinden boylu boyunca akan kanalların olması bile çok şaşırtıcı bir his. 
Tumblr media
Sokaklar büyüleyici demiş miydim (:
Tumblr media
Biraz da yeme kültüründen bahsedeyim öyleyese, manavlar balıkçılar bile renkli burda (: Her çeşit yemek yeme imkanı da sunuyor Fransa cafe ve restorantları. İsterseniz İtalyan makarnasını 5 euroya noodle kaplarında istediğiniz italyan sosu ve parmesan şovuyla doyurucu bir yemek olarak bulabiliyorsunuz (: Türk sokaklarına gittiğinizde (evet orada da bizlerin daha çok buunduğu sokaklar bölümler var) lahmacuncu abilerimizle selamlaşıp lahmucun yiyebiliyorsunuz. 
Tumblr media
İsterseniz Fransanın ünlü salyangozu veya midye çorbasından tadabiliyorsunuz. Genellikle menü içeriklerinde ördek görmek mümkün. Biz ördek ciğerini sevgili arkadaşımız Yetkin in sunumuyla tattık. Restoranlarından fix menü sunumları var ve içinde illa bir tatlı var. Fransa lokantalarında gözlemlediğim insanlar sıradan bir gün için iş sonrası vb gibi zamanlarda tek başlarında oturup midye çorbasını veya şarabını içip tatlısını midesine indirip hemencecik kalkıp gidebiliyor. Maksat karın doyurmak. Yani bizler gibi aman iki içeyim yanımda da dostlarım olsun kalabalık kalabalık yemekler yiyip kahkahalar atayım çayı/kaveyi içerken durumu yok. Kısacası bizim için dışarıda yemek bir özen veya lüks iken bir fransız için ihtiyaç gibi gözüküyor (: Midye çorbasını kesinlikle tavsiye ediyorum. Bir tencere midye iki kişiye fazlasıyla yetiyor suyuna da ekmek banıp içersen... (Fix menüyle birlikte bir bira artı midye çorba 15 euro gibi fiyatı var)
Geleliiimmm Notre Dame Katedrali ’ne... Buraya yürüyerek giderken uzaktan görmeye başlamak bile gotik havanın içine çekiyor kişiyi. 
Tumblr media
Tabii turistik bir yer olduğu için de oldukça kalabalık. Fakat kalabalık rahatsız edici düzeyde değil. Girişi ücretsiz. Eğer iki uç noktaya turmanmak isterseniz ücretli sadece. 1163’te Papa III Alexander’in temel taşını koyduğu Notre Dame Katedrali, Piskopos Maurice de Sully tasarımıyla toplam 170 yılda yapılabilmiş. 1334 yılında sahip olduğu mimarisi ile tam bir Gotik şaheser. 130 metre genişlik ve 35 metre uzunluktaki yapı aynı anda 9000 kişinin ibadet edebiliyormuş.
Tumblr media
Notre Dame Katedralinde hala aktif olarak ibadet yapılıyor. Turistler içeride gezerken dua edenleri görmek mümkün.
Tumblr media
En çok da etkilendiğim kısım biz şaşkın ve hayran hayran yürürken bir anda bir kapıdan papaz ve junior papazların çıkıp bize gülümseyerek ayin yürüyüşüne hazırlanma anları oldu. Nasıl da barışık,  nasıl da ibadeti insandan ‘öcü’ gibi ayırmadan yaptılar bunu anlatamam. Ben papaza foto çekerken yakalandım, hatta eşim kolumu dürttü endişeyle ama o bizlere gülümsüyordu. Bir anda o koca gotik mimarinin içinde orglar çalmaya başladı ve yürümeye başladılar. Nasıl bir yankı nasıl bir akustiktir ki gözleriniz ister istemez doluyor ve tüyleriniz ürperiyor... Derin bir sessizlik kapladı katedrali ibadet edenler ve turistleri... Papaz vaazını verdi. Eğer giderseniz bir ayine denk gelmenizi içtenlikle isterim. Biz çıktıktan sonra biraz da dışarıdan izleyip soluklandık karşısında... Bunu gerçekten hak eden bir yapı.
Tumblr media
Sonraki durağımız D’orsay Müzesi idi. Çıkarken grev var metrolar ilerlemeyebilir uyarısı almıştık arkadaşlarımızdan fakat bu kadar büyük bir halka olabileceği aklımıza gelmemişti elbetteki bir Türk olarak. Metrolar belli bir durağa kadar gidiyor, bu durak sonrası yürüyünüz ya da bilmem ne aktarması yapınız gibi uyarılarla bir anda duruyordu. Neyse yürümeye alıştığımız için çok koymadı bu durum zaten her yer de sokak müzisyenleriyle kulaklarımızın pası da siliniyordu (: Ve D’orsay Müzesine geldiğimiz de kapıda grev nedeniyle kapalıyz yazısını gördük. İkinci şok oldu. İşte halkanın güçlü bir tarafı daha dedik içimizden. Bu arada not: Orsay müzesi Oğğsei diye okunuyor. Biz bir fransız amcamıza Orsay nerde dedik, uzun bir süre ne demek istediğimizi anlamaya çalıştı. Ve en son haaaa oğğsei dedi aşırı aksanlı, dikkat (((: 
Ardından son ve güzel dokunuş Shakespeare and Company 
Tumblr media
İçerde kendinizi evinizde gibi hissettiren bir hava var. Piyanonun üstünde , beni çal yazıyor. ilk kata çıkarken merdivenlerde Hafız-ı Şiraz’ın ‘Keşke suretime ışıl ışıl dökülen, Şu sonsuz parlaklığı sana gösterebilseydim. Keşke sen yalnızken ve karanlıktayken , Kendi Varlığının o inanılmaz ışığını sana gösterebilseydim.’ yazıyor ingilizce olarak. Hooop bir göz dolması aanı daha yaşıyoruz... Zaten size gel parlat ruhunu ve büyülen diyor tüm atmosfer. Her yer kitap, muhteşem bir dizayn ve sıralama var içeride. Kitap okumak için minik sedirler ve kediler var... Hatta bir sandalyede kitap okuyan yaşlı bir teyzeyi ben bal mumu heykel sandım. Cehaletim o kadar yoğun ve konsantre bir duyguyu anlamak da gecikti. Kıpırtısız ve derin... Cehaletimi döve döve kendine getirmek bu içsel ve dışsal yolculuklar zaten.
Tumblr media
İçeride fotoğraf çekmeyiniz uyarısı var. Ama deklanşörünüz sessizse çekebilirsiniz. Ben ancak bir tane çektim utancımdan... Her yeri kaydetmelik aslında. 
Ardından gene güzel sokaklar, müzisyen dolu caddeler...
Tumblr media
Aşağıdaki durağımızda Lüksenburg Bahçesi...  Paris’in göbeğinde kocaman halka açık; peyzajı ve simetrisi gözünüzü okşayan bir bahçe. Paris de soluklanacak bahçeler ve parklar bile tarih,yapı ve mimari kokuyor. Güzelim ülkem geliyor tekrar aklıma, korumaya çalıştığımız ağaçlar... Bazı şeylerin kıymeti betona boğulup soluklanacak bir yeşillik bulamayınca anlaşılıyor. Paris her şeyin bir arada yapılabileceğini gösteren bir metropol. Ah benim güzel ülkem diye iç çekiyor insan tekrar.
Tumblr media
Bu güzel bahçeyle de Paris bloglamasını bitiriyorum. Elbet bir kaç hissi çok farklı ama henüz yazı olarak süzülmedi içimden, demleniyor Paris. Şimdilik sevgiyle kalalım, sevgiyle bakalım etrafımıza yeter (:  Öptüm by...
1 note · View note
turkcetarih · 7 years
Text
TANRIM, GÖK TANRI (Tarihçi) - Türkçe Tarih
TANRIM, GÖK TANRI
Sen güneş ışığındasın Yere, göğe hükmedensin Güneş gibi aydınlatan Benim ak kuzularım orda ordadır. Tanrı, Gök Tanrı Sen kayada, sen çaydasın. Benim ak kuzularım orda ordadır Hepsini sana kurban edeyim. Benim ak kuzularım orda ordadır. Tanrı, Tanrı Bir damla sudan kan, kandan can yarattın Bize...
Devamını okumak için: https://turkcetarih.com/tanrim-gok-tanri/
Gök Tanrı, Kök Tengri, Tanrı, Tengri, Türk Mitolojisi
3 notes · View notes
kerimustacom · 4 years
Link
Yaşlı bahadır Maaday-Kara’nın ülkesinde refah ve huzur içerisindeki yaşamaktadır. Çok sayıda halkı, mal-davarı ve yılkısı vardır. Ay altında yay gibi uzanan kuzey ormanlarına “ata” diyen ala dağa “ana” diyen, güneş altında yay gibi uzanan kuzey ormanlarına ‘ana’ diyen Maaday-Kara’nın ülkesinde kışın
0 notes
zekiyuncuoglu · 7 years
Photo
Tumblr media
Yeni Logo Meselesi- Mehmet Fatih Doğrucan Antalya Akdeniz Üniversitesi Öğretim üyesi Mehmet Fatih Doğrucan Meral AKşener liderliğinde kurulan partinin logosunun üzerine yazı kaleme alarak Logo'ya karşı yapılan eleştirileri haksız çıkarak bir analiz yaptı. Antalya Akdeniz Üniversitesi Öğretim üyesi Mehmet Fatih Doğrucan Meral AKşener liderliğinde kurulan partinin logosunun üzerine yazı kaleme alarak Logo'ya karşı yapılan eleştirileri haksız çıkarak bir analiz yaptı. Türk Milliyetçiliği için en kapsayıcı, en kucaklayıcı bir İFADE tarzı bulunmuş... Teşekkür ediyorum... Milletimizin diğer düşüncedeki fertleri için son derece kabul edilebilir bir AYDINLANMA... Emeğinize sağlık Sadi Tarim Duydum ki LOGO eleştiriliyormuş... Turan SANCAĞI için MAVİ ve GÜNEŞ önemli bir figürdür... Orta Asya TÜRK sancaklarının 3 te 2 si GÜNEŞ figürünü bir biçimde İÇERİK haline getirir. MAVİ Zemin üstünde GÜNEŞ iyi bir tasarım... Basit ve Akılda kalıcı olması ise Mavi Gök Sarı Güneş olarak GÖKBAYRAK ve GÖKTANRI kadar tanıdık... Bu arada SEKİZ ÇİZGİ nedir diye soranları duyar gibiyim... YEDİ ÖZGÜR TÜRK DEVLETİ ardından Hoş Gelsin inşallah ÖZGÜR TÜRKMENELİ... (. olduğunda da 9. Çizgiyi çeker, Güney Azrbaycan bekleriz, 9 olduğunda 10. Çizgiyi çeker, KIRIM bekleriz... Yaşasın DÜNYA TÜRKLÜĞÜNÜN BAĞIMSIZLIK SAVAŞI.... NOT: Türk Mitolojisi dersini 6 yıldır veren hoca olarak diyebilirim ki TÜRK MİTOLOJİSİ bilmeyen sussun, Türkçülük konusunda üstüne süründüğü YALDIZI dökülür... Buyrunuz örnekleri... (İskenderun, Hatay)
0 notes
tuncayrenklikurt · 7 years
Photo
Tumblr media
. . . Mitolojiyi çok severim. Hatta onunla besleniyorum. Bir yerden başlaman gerekiyorsa Yunan ve Roma mitolojisi ile başlamak iyi fikir. Benim favorim değiller o ayrı. Bak şimdi, ben sana şıp diye anlatayım Yunan mitolojisini. . Zeus var bi. Tanrıların kralı. Sonra onun hatunu var Hera. Tanrıların kraliçesi. Zeus'un favori oyuncağı şimşekler yıldırımlar falan. Tersi pis bir herif yani. Onlar üremiş Ares doğmuş, savaş tanrısı. Sonracıma Athena var. Çoğu Türk, o müzik grubu yüzünden Athena'yı erkek sanıyor olabilir. Aslında o bir kadın. Akıl topaa. Çok zeki bir kadın olmalı ki ona bilgelik Tanrıçası demişler. Poseidon var sonra. Denizlerin ve okyanusların tanrısı olarak geçiyor. Nehirler ve akarsular sahipsiz yani. Talip olmak isterseniz haberiniz olsun. Apollo var bir de, güneş tanrısı. 13,5 milyar yıl önce Big Bang daha olmadan ve güneş yokken ne bok yiyordu merak ederim hep. Sonra Afrodit var, Aşk tanrıçası. Yani başına gelebilecek en afili haltların altında o çıkar kesin. Elinde patlasın onun oku. Artemis var sonracıma, Ay tanrıçası. Tam olarak ne halt yapıyor bilmiyorum. Belki Tanrılara ayda altın günü falan düzenliyor dur. kullan işte hayal gücünü. Mesela Hades mazlumdur. En bilindik kültlerde onun karşılığı şeytan Lucifer'dır. Olimpos'dan kovulmuş ve yeraltına sürülmüştür. Ölülerden sorumlu yeraltı tanrısıdır. Cool bir heriftir yani. En sevdiğim de o. Çünkü en eğlenceli o. Aslında bu saydıklarım dışında tanrı yok yunan mitinde. Lanetliler var ki onları tanrı sanırlar. Çünkü lanetleri onları güçlü kılar. Andromeda gibi. Hercule gibi. Akhilleus gibi. . . . Öğrenin bunları, önemli bunlar. . . . #oku #reading #okumak #tuncayrenklikurt #istanbul #sunsetlovers #gününkaresi #canon_photos #naturelovers #photooftheday #photo #ig_photooftheday #turkeyphotooftheday #igdaily #sunsets #naturelovers #foto #capture #capturethemoment #captured #instagood #instaphoto #nature #picoftheday #landscape #objektifimden #benimkadrajım #photographer #photography #fotoğraf (Istanbul, Turkey)
0 notes
bookwhats-blog · 8 years
Text
New Post has been published on Books What
New Post has been published on https://bookswhat.com/archives/41385
Türk Mitolojisi
Türk mitolojisinde güneş, önceleri daha büyük bir öneme sahipti. M.S. 763 de Uygurlar “Mani” mezhebini kabul edince, yavaş yavaş “Ay”da büyük bir önem kazanmağa başlamıştı. Bununla beraber Büyük Hun Devleti zamanında hem güneşe, hem de aya, ay...
0 notes