Text
yarın yirmi altı olacağım. ben sandım ki sonunda kendimle ilgili bir şeyler biliyorum. sandım ki limitlerimi biliyorum. neyi severim, neyi sevmem, ne kadar ileri gidebilirim, neyi yapabilirim, ne kadar cesaretim var, neler kırmızı çizgim bilirim. sandım ki sonunda kendime uyacak sıfatlar buldum. ben neşeli biriyim. ben heyecanlı biriyim. ben bile isteye birinin canını yakmayacak biriyim. ben güvenilir biriyim. ben sadık biriyim.
sandım ki. öğrendim sandım. tamam dedim işte oluyor. işte sonunda o yıllardır özenerek dinlediğim tanımlamalardan birkaçı bana da uyuyor. ben de gerçeğim. ben de kanlı canlı bi şeyim işte. varlığımın bir sabitliği var. şimdi o kadar saçma ki her şey. benim dünyam başıma yıkıldı. bildiğimi sandığım her şey yanlış çıktı. ölmekten korkmam sanıyordum, burun buruna gelince aklım çıktı. yalnız kalmayı iyi bilirim sanıyordum, canım yanmaz artık sanıyordum. biri duysun diye o kadar sesli ağladım ki. biri duysun diye bu sefer. kaçmadım saklanmadım, ulu orta bağıra çağıra, yalvarır gibi ağladım. yirmi beş yıl bitiyor, bi bok bilmiyorum şimdi kendime dair. bunu yapabilir miyim? yapamazdım iki ay önce. şimdi benden daha iyi kim yapabilir ki? bana güvenebilir misin? tabii ki, ben kimsenin canını yakmam. şimdi? gözünün yaşına bakmam.
güzel bir yolculuktu. öğreniyordum kendimi. bir şeylerin toplandığını düşünüyordum. deneyimlerimden, düşüncelerimden bir karakter, kendime içine kıvrılabileceğim bir kutu oluşturuyorum sanıyordum. yavaş yavaş da olsa. şimdi? toplanarak geldiğini sandığım her şey kumdanmış ki. şimdi her tarafta. şimdi biriken hiçbir şey yok. hiçbir durağanlık yok. tutunacak tek bir dal yok.
buradan nereye gideceğimi bilmiyorum. gidecek yerim olacak mı bilmiyorum. kontrolde olmamayı öğreniyorum. belirsizliğin içinde yaşayabilmeyi öğreniyorum. sonu yok, bunu da biliyorum.
birkaç hafta sonra yirmi bir olacağım. kendi hayatımı yaşamaktan fersah fersah uzağım. kırılmaktan ve kırmaktan, bir sürü anlamsız şeyden ölesiye korkuyorum, ama hala tanıdığım en cesur insanım. içinde bulunduğum bedene ait olup olmadığımdan hala emin olamıyorum. net konuşup sınırlar çizmekten hala çekiniyorum. biri yardım istediğinde kendime tampon yapmayı unutup hala ona koşuyorum. benden başkalarına hala çok güzel yuvalar oluyorum. gül kokuyorum, bazen lavanta, duvarlarımı sevdiğim şeylerle donatıyorum. hala sevdiğim şeylerden biri olamıyorum. başkası için dağ delmek hala kendime yapacağım en ufak iyilikten daha kolay benim için. hala istikrarsızım, baksan üç yabancı dil biliyorum ikisini geliştirmek için hala çabalamıyorum. geleceğimi düşündüğümde hala kendimi başarılı ve üst bir noktada hayal ediyorum, hala bunun için çabalamıyorum. kafamı kendi hayatım dışındaki her şey için öyle güzel kullanıyorum ki hala. o kadar zekiyim ki kendime faydam dokunmayacağı sürece hala. hala.
artık demek istiyorum. artık. öyleydi, öyleydim, hala değil, artık böyleyim. artık.
221 notes
·
View notes
Text
sadece bir anin hayalini kuruyorum. ara ara geliyor, devamli degil. kacamak, utana sikila kurdugum bi hayal. o anda seviliyorum. o anda degerim oldugunu biliyorum. umudumu yitirmisken oluyor bu tamam mi. bi el geliyor ve diyor ki bana, hayir, umudunu yitirme. hayir, bitmedi. hayir, sen degersiz degilsin. hayir, sen cabalanmaya degersin. hayir, senin onemin var. sen birisin. kiymetlisin. seni birakacagim, unutulacak, silinip gideceksin sandin oyle mi? sacmalama. senin icin cabalamaya geldim. sana degerli oldugunu hatirlatmaya geldim. sana yalniz olmadigini soylemeye geldim.
18 notes
·
View notes
Text
üzerime olmuyor. uymuyor. sebebini bilmiyorum. ben kendime bile ait olamıyorum
17 notes
·
View notes
Text
mumları yak.
ateş beni çekiyor. ateş beni seviyor. şimdi olduğum kişi hayal edemeyeceğim kadar uzakta. şimdi sadece bir hikayeyim. bir güve. yeni şeyler deniyorum. canımın yanmasını özlüyorum. hayatta hissetmeyi arıyorum. bir güve. yanacağım günü eşi görülmemiş bir şehvetle bekliyorum. oynuyorum, zorluyorum. ben bu oyunu seviyorum. ne kadar ileri gidebiliriz merak ediyorum. ne kadar acıyabilirim bilmek istiyorum.
32 notes
·
View notes
Text
istediğim çoğu şeye sahibim. hiç olmadığım kadar güçlüyüm. kendimi korursam eğer. annemin kristal takımlarını sakladığı dolapta kalırsam eğer. alanımın dışına çıkmazsam. güzel evimde orkidemin açmasını beklersem. dünya bu kadar değil ki. yaşamaya tenezzül etmediğim onca şey içimi kavuruyor. adım atıyorum, başka bir şey istemeye karar veriyorum ve hayal kırıklığına uğruyorum. benim ilk hayal kırıklığım altı yaşındaydı. bir sene bile büyümemişim sanki. kendime bakıyorum, kendimi iyi tutmaya çalışıyorum. hiçbir şey hissetmeme müsaade etmiyorum. dün yıllardır ilk defa sesli ağladım. tanıdık gelmiyor. kendime dair hiçbir şeyi tanıyamıyorum çünkü kendimi göremiyorum. öyle bir koza örmüşüm ki kendime zarar görmemek için, ben kendime bile ulaşamıyorum. ne görkemli kanatlarım vardır oysa şimdi. göremiyorum.
80 notes
·
View notes
Text
kendimi hiçbir zaman kimseye tam anlamıyla açamayacak olduğumu fark etmek ne zaman bu kadar acıtmayı bırakır ki
108 notes
·
View notes
Text
iki gün önce yirmi dört oldum. kendimi hala tanımıyorum. düzenli olmaya çabalıyorum. hayatım hakkında güzel notlar alıyorum. tatlı anılar biriktiriyorum. mezun oldum. işe girdim. istifa ettim. ablamın telefonlarına çıkmaya başladım bazı bazı. mumlar yakıyorum. danslar ediyorum. yıllar önce göğsümün ortasında bir oyuk açılmış, varlığını bana hiç unutturmuyor. oraya çiçekler koyuyorum, oraya güzel kokular sürüyorum, oraya kutsal dudaklar değmesine izin veriyorum. ama oyuk orada. biliyorum. güzel yemekler yapıyorum. kontrolsüz hareket edip sürekli bi yerlerimi morartıyorum. kanıyorum, hissetmiyorum. hala gerçek olup olmadığımı bilmiyorum. kendime iyi davranıyorum. yaralı bir hayvanı sever gibi seviyorum kendimi. güçlü kuvvetli yürekli bir şekilde değil, bir tutam acıma duygusu ve vicdanla. ne yapacağımı bilmiyorum. geleceğimi hayal edemiyorum. tüm bu güzel şeylere sahipken olmam gereken kadar mutlu olamadığım için çok utanıyorum. önyargılı biri oldum, öfkeli biri oldum. özgüvenli ve anlayışlı oldum. kindar oldum, sabırlı oldum. ben birçok şey oldum. daha neler olacağım bilmiyorum. hiçbiri üstüme uymuyor hala. neşeliyim, yabaniyim, hevesliyim ve çok sıkıldım. içine kedi gibi kıvrılabileceğim bir sıfat kutusuna tam anlamıyla ait olmayı bile becerememekten çok sıkıldım.
ben bi türlü büyüyemiyorum. benden geriye ne kalacağını merak ediyorum.
birkaç hafta sonra yirmi bir olacağım. kendi hayatımı yaşamaktan fersah fersah uzağım. kırılmaktan ve kırmaktan, bir sürü anlamsız şeyden ölesiye korkuyorum, ama hala tanıdığım en cesur insanım. içinde bulunduğum bedene ait olup olmadığımdan hala emin olamıyorum. net konuşup sınırlar çizmekten hala çekiniyorum. biri yardım istediğinde kendime tampon yapmayı unutup hala ona koşuyorum. benden başkalarına hala çok güzel yuvalar oluyorum. gül kokuyorum, bazen lavanta, duvarlarımı sevdiğim şeylerle donatıyorum. hala sevdiğim şeylerden biri olamıyorum. başkası için dağ delmek hala kendime yapacağım en ufak iyilikten daha kolay benim için. hala istikrarsızım, baksan üç yabancı dil biliyorum ikisini geliştirmek için hala çabalamıyorum. geleceğimi düşündüğümde hala kendimi başarılı ve üst bir noktada hayal ediyorum, hala bunun için çabalamıyorum. kafamı kendi hayatım dışındaki her şey için öyle güzel kullanıyorum ki hala. o kadar zekiyim ki kendime faydam dokunmayacağı sürece hala. hala.
artık demek istiyorum. artık. öyleydi, öyleydim, hala değil, artık böyleyim. artık.
221 notes
·
View notes
Text
hayatım bu mu olacak. hayatımın hepsi bu mu olacak. ölümle burun buruna geldiğim her anda ufacık da olsa içimde bir keşke olmaksızın hazır mı olacağım böyle. hepsi bu mu.
59 notes
·
View notes
Text
bu göğsündeki ateşi unutma, bu heyecanı bu umudu. bu kendin için. kendin için yanıyorsun ve kendin için yeniden doğuyorsun. ne kadar güzel yandığını bilmiyorsun.
283 notes
·
View notes
Text
bugün yirmi üç oldum. kendimi hala tanımıyorum. sırtıma bir yığın sıfat geçirip aynaya baktığımda yakıştıramıyorum. soyun dökül bir başkasını dene. güçlü gözüküyorum. yabancı olan duygularım olduğundan bile şüphe eder, olmayan da içinde boğuluyor zaten. yazmayı bıraktım. dil öğrenmeyi bıraktım. okumayı bıraktım. yaşamaya çabalıyorum, hayatta kalma işinden kendimi uzaklaştırmaya. dünyayı göstermeye çalışıyorum kendime. bunca yıl kendi küçük kozamda mahrum kaldığım şeyleri usul usul tattırıyorum kendime. adım adım, yapabildiğim kadar. kaybolmadan, kaybetmeden. muazzam bir ilişkim var, güzel bir evim, iyi bir ailem, akademik olarak da başarılı sayılırım. bazen hiç geçmeyecek sanıyorum. bazen diyorum ki sen iyileştim desen kendine yıllarca bunu tekrar etsen de içindeki o kara delik elbet bir gün seni yutacak. silkiniyorum. sahip olduklarımı düşünüp utanıyorum da. ama işte sen silkelensen de, görmezden gelsen de, gözlerimi kaparsam beni göremezsin desen de bazı şeyler kaybolmuyor. daha iyiyim, kesinlikle. daha sağlıklıyım, daha mutluyum -daha doğrusu mutluyum, bu yeni bir tecrübe. kendime güveniyorum. bu güven bir dosta güvenmek gibi bir güven. kendime dost oldum, kendini yok etme çabasındaki küçük ben görse gözleri dolardı. önümü göremiyorum. önümü görememenin yarattığı dehşetten kendimi sakınmaya çalışıyorum. kontrol edemediğim şeylerle barışmaya çalışıyorum.
deniyorum. yaşıyorum.
birkaç hafta sonra yirmi bir olacağım. kendi hayatımı yaşamaktan fersah fersah uzağım. kırılmaktan ve kırmaktan, bir sürü anlamsız şeyden ölesiye korkuyorum, ama hala tanıdığım en cesur insanım. içinde bulunduğum bedene ait olup olmadığımdan hala emin olamıyorum. net konuşup sınırlar çizmekten hala çekiniyorum. biri yardım istediğinde kendime tampon yapmayı unutup hala ona koşuyorum. benden başkalarına hala çok güzel yuvalar oluyorum. gül kokuyorum, bazen lavanta, duvarlarımı sevdiğim şeylerle donatıyorum. hala sevdiğim şeylerden biri olamıyorum. başkası için dağ delmek hala kendime yapacağım en ufak iyilikten daha kolay benim için. hala istikrarsızım, baksan üç yabancı dil biliyorum ikisini geliştirmek için hala çabalamıyorum. geleceğimi düşündüğümde hala kendimi başarılı ve üst bir noktada hayal ediyorum, hala bunun için çabalamıyorum. kafamı kendi hayatım dışındaki her şey için öyle güzel kullanıyorum ki hala. o kadar zekiyim ki kendime faydam dokunmayacağı sürece hala. hala.
artık demek istiyorum. artık. öyleydi, öyleydim, hala değil, artık böyleyim. artık.
221 notes
·
View notes
Text
ben tek bir acına, üç gün yas tuttum. ellerimin sana yetişmediği her an kendime nefret kustum. şimdi senin beni öldürmen ne diye ki, siktir etsene. olan oldu ama bunu haketmedik. bak haketmedim değil. biz bunu haketmedik. biraz içimi acıttın, biraz beni dağıttın. biraz bizden bir şeyleri çaldın. ama ben hâlâ bizden vazgeçemiyorum. çok düşüyorum ama bir kere ağzımı açıp of demiyorum. bu da seni ev bellememin yazısız kuralı.
557 notes
·
View notes
Text
bir evin özlemini çekip hiçbir yere ait olamamakla lanetlenmiş gibi.
807 notes
·
View notes
Text
hiçbir şeyle yetinemiyorum ve bundan çok utanıyorum
91 notes
·
View notes
Text
zor geliyor ve kaçıyorum zor geliyor ve başka tarafa bakıyorum zor geliyor ve uzaklaşıyorum kendimi böyle zamanlarda hiç sevmiyorum
632 notes
·
View notes
Text
“Your soul stained my shoulders. My whole life smells like you. This will take time. Undoing you from my blood.”
— Nayyirah Waheed, Salt (via larmoyante)
6K notes
·
View notes
Text
birkaç gün sonra yirmi iki olacağım. kendi hayatımı yaşamaya başladım. ne kırmaktan ne kırılmaktan korkuyorum, ikisinin de kaçınılmaz olduğu gerçeğiyle yüzleştim. hala korktuğum birçok şey var, ama burnumun dibine bile gelse en büyük korkum, kafam bir parmak aşağıya inmiyor. hala cesurum. hala gerçekliğimden emin olamıyorum kimi zaman. sınırlarım benim her şeyim. net konuşmadan adım atmıyorum. sınırlarımı belli etmeden nefes almıyorum. kendimden önce kimseye koşmuyorum. önce kendimi iyi ediyorum. kendime yuva oluyorum. yuvama iyi bakıyorum. kendim gibi, gerçek kokuyorum. bana iyi gelecekse her şeye varım. bana zarar verme ihtimali olan her şeye temkinliyim. kendimden başka kimse için dağ delmiyorum. istikrarlı olmayı öğreniyorum. rutinleri, uyan, yatağını topla, üstünü değiştir, elini yüzünü yıka, dişini fırçala, saçlarını tara, su iç... ben bunları yeni öğreniyorum. ben bunlara ilk defa takat buluyorum. hala öğreniyorum. çabalıyorum. kendi hayatım dışında hiçbir şeye enerji harcamıyorum.
artık. öyleydi, öyleydim. hala değil. artık böyleyim. artık.
birkaç hafta sonra yirmi bir olacağım. kendi hayatımı yaşamaktan fersah fersah uzağım. kırılmaktan ve kırmaktan, bir sürü anlamsız şeyden ölesiye korkuyorum, ama hala tanıdığım en cesur insanım. içinde bulunduğum bedene ait olup olmadığımdan hala emin olamıyorum. net konuşup sınırlar çizmekten hala çekiniyorum. biri yardım istediğinde kendime tampon yapmayı unutup hala ona koşuyorum. benden başkalarına hala çok güzel yuvalar oluyorum. gül kokuyorum, bazen lavanta, duvarlarımı sevdiğim şeylerle donatıyorum. hala sevdiğim şeylerden biri olamıyorum. başkası için dağ delmek hala kendime yapacağım en ufak iyilikten daha kolay benim için. hala istikrarsızım, baksan üç yabancı dil biliyorum ikisini geliştirmek için hala çabalamıyorum. geleceğimi düşündüğümde hala kendimi başarılı ve üst bir noktada hayal ediyorum, hala bunun için çabalamıyorum. kafamı kendi hayatım dışındaki her şey için öyle güzel kullanıyorum ki hala. o kadar zekiyim ki kendime faydam dokunmayacağı sürece hala. hala.
artık demek istiyorum. artık. öyleydi, öyleydim, hala değil, artık böyleyim. artık.
221 notes
·
View notes
Text
yüzüne defalarca kapanan. çarpılan. açılmayan. gecelerce önünde beklediğin o kapı. gün gelip de sen yıllar, kilometrelerce uzaktayken kilidi çevrilirse. kilometrelerce uzaktan hissetmez misin. insan unutur mu bekleyişini. unutur mu kapının önündeki paspasın en sıcak saraylardan daha yuva olduğunu.
ben evimi unutmam.
143 notes
·
View notes