Tumgik
ujuz · 3 years
Text
youtube
5 notes · View notes
ujuz · 6 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Eylül, Çamiçi/Niksar
1 note · View note
ujuz · 6 years
Text
ayışığı renginde kar, keçe çizmelerim ağır. içimde çalınan ıslık beni nereye çağırır? memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak? kayınların arasında bir pencere, sarı sıcak.
2 notes · View notes
ujuz · 7 years
Photo
Tumblr media
Varsın her şey bitti desinler, yılgınlığın doruğunda pinekleyenler. Yolumuz uzun, Yolumuz çetin.
10 notes · View notes
ujuz · 7 years
Audio
Dinmez Yaralı yüreğimin sesidir bu. Ölümlerden yılmamış öfkemin. Vurur da kara bulutlarına, Açar, mavisi göklerin Derin mi derin, Binlerce yıl öncesinin, Boynumuza taktığı kulluk halkasıdır, bu yara Kanadı kırılmış kuşta, Açmadan koparılmış tomurcukta, Ve mavi düşleri çalınmış, Boynu bükük çocuktadır.
Aktık, nehir nehir Taştık, deniz deniz Tarifsiz acılarla buluştu, en nazlı körpeciklerimiz. Haddi hesabı yok akıntının. Lakin ulaşamadı daha ve ulaşmayacakta Analarımızın kutsal rahmine, kara eli ölümün.
Bire yüz Yüze bin kattık. Ve volkanlar kopardık, tek kıvılcımdan Sönmedi yüreklerimizin ateşi, Dinmedi öfkemiz Bundandır ki, Onmaz korkuların cenderesinde Çığlık çığlığa yürekleri, telaşlı bir kudurganlık, Ve kanmaz bir susamışlıkla Dolaşır zulmün bıçakları Dört bir yanında dünyanın.
Coşkun bir lav akışıdır, önüne geçilmek istenen, Ve koca buz dağlarıdır, Güneşin önüne, engel diye dikilen. Zindandır, İşkencedir, Sürgünler, Ölüm ve ihanettir dayatılan, Kurtulmayalım diye, boynumuzdaki Halkadan
Nafiledir sevgilim..! Nafiledir, kağıttan kaplanların çabası Yaklaşan sonun, kudur çırpınışında Zulmün tiranları Elleri kanda, Ayakları kireç kıyısında son ısırışıdır vahşetin.
Çıkar ellerini koynundan Bükme boynunu Bugün, en kolay iştir ağlamak ve İhanete eştir, kavganın şartlarını yok saymak.
Aldatmasın seni bu sessizlik Son darbenin, kılıçlarıdır bilenen, Yüreğinde sessizliğin Ve ölümsüz şarkımızın ışıltısı, Tükenmez, gür soluklarıdır, İşkencehanelerde, darağaçlarında Ve hain pusularda. Ölümün karanlık rahmine, kanla döllenen.
Öyle kuru yaprak gibi bırakma kendini Örsele yüreğini derinden, Ve savur kavganın akkor ateşine o kara kederini. Unutma! yetmiş üç on sekiz mayısını. Hatırla ve öğren ondan Tek başına da olsan dövüşmeyi ve yenmeyi Olmaz deme! Yıkılmaz deme, zulmün kara cidarı İnan o cevhere, O cevher ki, nice zorbalıklara baskın çıkmış, Elvan elvan marazın, bircik dermanı, Lokman elidir.
--------------------------------------------------------------------------------
O cevher ki, Bengi suyu, ustasıdır sonsuz sevincin. Kulak ver onun sesine, Yeniden bile kinini Ve keskin bir giyotin gibi, çullan zulmün ensesine. Bak o zaman sen. Göreceksin ki, boş bir rüya değilmiş, Uğruna ölünen.
Zaman kısa, Zaman dar, Sende bilirsin ki bir yol ayrımındayız Şimdi. Yılgınlar, dönekler ve hainler ortasında Dolaşıp Durma efkardan. Ağlamak boş. Faydası yok, hiçbir dövünmenin Ve boşuna değil bunca kavga çabası. Bir aşkın buyruğudur, yerine getirilmek istenen. Bir sevdadır uğruna ağular içilesi. Bir sevda ki; mavi düşüdür çocukların. Zincirsiz, ve duvarsız en son resmidir dünyanın.
Bir sevda ki uğruna nice canlar vermişiz. Onlar ki, yürekleri avuçlarında. Tasasız, Ve tereddütsüz yürüdüler mayınlı yollarda. Genç, Körpe, Tomurcuk tazeliklerini akıttılar Şorul şorul, cömertçe. Yüzümüzün kederi dağılsın diye. Onlar ki; demirin, betonun taşın, Sağırlığına taşıdılar, en billur sesleri, Havasız, susuz ve topraksız Bire birlik karanlık hücrelerden. Güneşi yudum yudum içmiş, Baharlar gönderdiler zemherimize.
Onlar ki, kendilerinden önce düşenlerin, Yüreklerine tutunup, Bir iş tulumundan sıyrılır gibi düştüler, Aynı rahatlık içinde, Aynı sevinçle, Aynı sevda uğruna.
Onlar ki; tüm çarelerin, tam bitişinde, Göklere uzanan bir ışıltılı yoldur. Kavgamızın, bükülmez mızrak uçlarında, Sabrın taşı çatlattığı yerde, Ateşin gözlerinde, Yeraltı sularındadır onlar.
Ve onlar ki, Ben anlatamam, Ve unutamam yasını ölümsüzlüğün. Çünkü bu, ölümsüzlüğe dair tutanaktır. Dolu dolu, Yoğun ve aralıksız sapına kadar yaşamaktır. İnançtır bu, Sevinçler derleten, acılardan Ve güldüren kan revan içinde, Ve yakan sarayları tahtları, Ve değiştiren bahtları, Ve ondandır ki, odur olmaz Nafiledir zulmün çabası Mutlaka ama mutlaka gerçekleşecektir. Tüm insanlığın kardeşlik rüyası
Çıkar ellerini koynundan Bükme boynunu Suskunluğun biriktirdiği, alınacak öclerdir. Ve dövülme tavındadır şimdi kızıl yıldızın çeliği. Varsın herşey bitti desinler, Dönekliğin şerbetiyle, yüreklerini ferahlatanlar Ve avaz avaz haykırsınlar, deliliğimizi. Yılgınlar doruğunda pinekleyenler.
Ödü patlak tavşanların, can havli telaşıyla, Söylenir mi ihtilalin türküsü. Bakılır mı ışığa, yarasa gözleriyle Ve uzun uzun yollar tükenir mi, Yakmadan bedenleri, yüreklerin ateşi. Boşuna yormayın çenelerinizi. Doğrudur muhteremler, doğrudur Dediğiniz Hemi de bin kere Sonsuz kere sicillidir, deli oğlu deliliğimiz. Gülümseme
--------------------------------------------------------------------------------
Lakin; eski bir bataklık türküsünün Derinden gelen yankısıdır, Günün boz bulanıklığında, Kızıl dekorlar ve yeni çalgılar eşliğinde, Notası notasına döktürdüğünüz. İsterik nağmeler.
Gerek var mı anlatmaya? Herkesin malumudur, o hikayet O hikayet ki, üç boyutlu ihanet.
Önce, örgütleyecelermiş bütün zihinleri, Sonra, bir gece ansızın Helikopterle indirecekmiş dağların Doruklarına yaman kızıl birlikleri, Ve bu aklı harikayla, döndüreceklermiş tekeri. Tavşanla kaç, tazıyla tut incelikleri. Ya da minareden at beni, in aşağı tut beni.
İşte size, Bayramlık şekerlemelerin yeni mamülleri Haveten terbiye edilmiş aslanların Süt dökmüş, uyuz kedilerle Ebedi kardeşlik bildirgeleri
Kulakların çınlasın doğu. Al işte sana, yeni akıl küpleri, Zira, deliyiz biz. Kadrini bilmez, harcarız böyle değerleri.
Ey! inkar sofrasında kaşık sallayanlar Ey! felaket tellalları, duygu tüccarları. Herşeyi kendileriyle başlatıp Kendileriyle bitiren aklı sivriler. Ne çabuk çıkmaza soktunuz kızıl güzergahları. Ne çabuk unuttunuz, kızıl andları Ama unutmadı, Eyfel şehrinin duvarları Ve sizi arıyor şimdi, duvardaki kavga Şablonları Neredesiniz? Çıkın deliklerinizden. Yüreğiniz mi durdu, saatiniz mi yoksa?
Bir kez daha dönek sürüleri Bir kez daha, abbas yolcular. İyice kazın beyinlerinize Ve cesetlerimizin ardından, Yazın ki büyük puntolarla teşhir bildirilerinize Evet biz akıl almaz delileriz. En az ustaları kadar, o kutsal sevdamızın. Ve gönüllü fedaileriyiz, bu belalı aşkın.
Bir akıllı yeter bize sevgilim Bir akıllı yeter. Bir akıllı ki, arşiv küflerinde aramamış Kavganın şartlarını, Bir akıllı ki, biley taşı yapmış, kitabı kılıcına. Baruta, Kurşuna dökmüş sayfa sayfa... Ve namlularla söylemiş ihtilal türküsünü. Bir akıllı ki delilik ondan bize Paha biçilmez miras.
Fakaaat deme Çekme içini. O cevher ki çözecektir. Kafandaki kör düğümlerin hepsini. Ölüm tuzaklarıyla örülü, ateşten bir yoldur bu. Dayanamaz her yürek Ve her aklın harcı değildir, bu yolda ilerlemek. Hainler, dönekler çıkacaktır elbet Ve unutma ki, her an Hemen yanı başında filizlenebilir ihanet
Sözün özü, dün, bugün ve yarın. İçimizde gizlidir, en tehlikelisi Ve en güçlüsü düşmanların. İşte o büyük ustanın dediği gibi, Sırasıdır şimdi burjuva karargahları bombalamanın. İşte böyle sevgilim. Gel artık, fazla söyletme beni. Bu son çağrıdır sana. Körükle yüreğindeki kıvılcımı, Hazır ol kavgaya.
Yolumuz uzun, Yolumuz çetin. Keskin dönemeçlerden, Derin uçurumlardan, Ateşin cehennemsi koruna, Basa basa geçeceğiz. Kan, Acı ve ölümün örsünde Dövüle dövüle çelikleşeceğiz. Tarih tanığımızdır. Ve tarih bilir ki, Biz, yaralarımızın üstüne basa basa yürürüz. Yeniden ve yeniden yaratırız, Hayatı ölümlerin içinden. Sulu göze, Yufka yüreğe, tasaya ve tereddüte, Yer yoktur saflarımızda.
Her an hazır Her an uyanık, Ve her an, tetikte oluruz. Vura-vura, Kıra-kıra, Yana yana Sırısıklam gömleklerimiz, Duraksız ve aralıksız Gidilecek bu yoldan, Ve akaçak kan Daha fazla, bugüne kadar akandan. Senin anlayacağın zoru zor sökecek. Ve böyle sürecek, Devlet zorbasının ateşi sönünceye dek.
Bizimdir bu dünya, Bu kavga durmaz yolda. İzin vermeyin yoldaşlar!.. Küllenmesin yüreklerin ateşi, Doldurun umutsuzluğun çirkef çukuruna, Kızgın lavlarını coşkunun. Kuşatma saatidir şimdi, yüreklerin doruklarını. Haber salın dört bir yana, Kuşana canlar kuşana Yollara düşüle, Dağlara çıkıla, Ateşler yakıla, kavga günüdür. Günüdür hey, serden geçme günüdür Barutun, kurşunun, öcün günüdür. Ağlasın anaları, analarımızı ağlatanların Ve yıkılsın dünyaları Dünyamızı karartanların. Kavganın töresi bu, Kan kanla yıkanacak, Al kanlı gömleklerle hedefe varılacak. Kaldır başını bak, Kökleri yeraltı sularında, Alnı dudaklarında şafağın Açtı açacak, kızıl goncası dünyaların
Garip Şahin
0 notes
ujuz · 7 years
Photo
Tumblr media
"Pass” geçilen yaşların, iyiden ve güzelden yana olan her şeyin kesintisiz yolu... Dönmeyeceğiz.
1 note · View note
ujuz · 7 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Devrimci Yol - Birim Örgütlenmesi Üzerine
0 notes
ujuz · 7 years
Video
youtube
Bozucuya dahil miyim Uyur gezer gafil miyim Madem Âşık Daimi'yim Ben cahile uyamam ki
0 notes
ujuz · 7 years
Video
youtube
0 notes
ujuz · 7 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
0 notes
ujuz · 7 years
Audio
Ne Şehire Ne De Köye Ne Yıldıza Ne De Aya
0 notes
ujuz · 7 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
https://www.youtube.com/watch?v=iZhcIhUaLBk
https://www.youtube.com/watch?v=0dlKQ5exizI
https://www.youtube.com/watch?v=4Mz5p1XyYFg
https://www.youtube.com/watch?v=tj2AkWKGQt8
http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/34503/bedia-akarturk-alli-turnam
https://www.youtube.com/watch?v=rmFPXi0MaIA&index=6&list=PL4OxPuJXgDcqcSOqg6nY5kzZdDDWipvOD
0 notes
ujuz · 7 years
Video
youtube
2 notes · View notes
ujuz · 7 years
Photo
Tumblr media
Mahirlerden Özenç'e Selam Olsun DEV-GENÇ'E
1 note · View note
ujuz · 7 years
Audio
(Tabanvay)
2 notes · View notes
ujuz · 7 years
Video
youtube
Yana Turcin Lagala
1 note · View note
ujuz · 8 years
Photo
Tumblr media
Kazım Koyuncu Gençlik Kültür Evi
1 note · View note