Dinmez
Yaralı yüreğimin sesidir bu.
Ölümlerden yılmamış öfkemin.
Vurur da kara bulutlarına,
Açar, mavisi göklerin
Derin mi derin,
Binlerce yıl öncesinin,
Boynumuza taktığı kulluk halkasıdır, bu yara
Kanadı kırılmış kuşta,
Açmadan koparılmış tomurcukta,
Ve mavi düşleri çalınmış,
Boynu bükük çocuktadır.
Aktık, nehir nehir
Taştık, deniz deniz
Tarifsiz acılarla buluştu, en nazlı körpeciklerimiz.
Haddi hesabı yok akıntının.
Lakin ulaşamadı daha ve ulaşmayacakta
Analarımızın kutsal rahmine, kara eli ölümün.
Bire yüz
Yüze bin kattık.
Ve volkanlar kopardık, tek kıvılcımdan
Sönmedi yüreklerimizin ateşi,
Dinmedi öfkemiz
Bundandır ki,
Onmaz korkuların cenderesinde
Çığlık çığlığa yürekleri, telaşlı bir kudurganlık,
Ve kanmaz bir susamışlıkla
Dolaşır zulmün bıçakları
Dört bir yanında dünyanın.
Coşkun bir lav akışıdır, önüne geçilmek istenen,
Ve koca buz dağlarıdır,
Güneşin önüne, engel diye dikilen.
Zindandır,
İşkencedir,
Sürgünler,
Ölüm ve ihanettir dayatılan,
Kurtulmayalım diye, boynumuzdaki
Halkadan
Nafiledir sevgilim..!
Nafiledir, kağıttan kaplanların çabası
Yaklaşan sonun, kudur çırpınışında
Zulmün tiranları
Elleri kanda,
Ayakları kireç kıyısında son ısırışıdır vahşetin.
Çıkar ellerini koynundan
Bükme boynunu
Bugün, en kolay iştir ağlamak ve
İhanete eştir, kavganın şartlarını yok saymak.
Aldatmasın seni bu sessizlik
Son darbenin, kılıçlarıdır bilenen,
Yüreğinde sessizliğin
Ve ölümsüz şarkımızın ışıltısı,
Tükenmez, gür soluklarıdır,
İşkencehanelerde, darağaçlarında
Ve hain pusularda.
Ölümün karanlık rahmine, kanla döllenen.
Öyle kuru yaprak gibi bırakma kendini
Örsele yüreğini derinden,
Ve savur kavganın akkor ateşine o kara kederini.
Unutma! yetmiş üç on sekiz mayısını.
Hatırla ve öğren ondan
Tek başına da olsan dövüşmeyi ve yenmeyi
Olmaz deme!
Yıkılmaz deme, zulmün kara cidarı
İnan o cevhere,
O cevher ki, nice zorbalıklara baskın çıkmış,
Elvan elvan marazın, bircik dermanı,
Lokman elidir.
--------------------------------------------------------------------------------
O cevher ki,
Bengi suyu, ustasıdır sonsuz sevincin.
Kulak ver onun sesine,
Yeniden bile kinini
Ve keskin bir giyotin gibi, çullan zulmün ensesine.
Bak o zaman sen.
Göreceksin ki, boş bir rüya değilmiş,
Uğruna ölünen.
Zaman kısa,
Zaman dar,
Sende bilirsin ki bir yol ayrımındayız
Şimdi.
Yılgınlar, dönekler ve hainler ortasında
Dolaşıp
Durma efkardan.
Ağlamak boş.
Faydası yok, hiçbir dövünmenin
Ve boşuna değil bunca kavga çabası.
Bir aşkın buyruğudur, yerine getirilmek istenen.
Bir sevdadır uğruna ağular içilesi.
Bir sevda ki; mavi düşüdür çocukların.
Zincirsiz, ve duvarsız en son resmidir dünyanın.
Bir sevda ki uğruna nice canlar vermişiz.
Onlar ki, yürekleri avuçlarında.
Tasasız,
Ve tereddütsüz yürüdüler mayınlı yollarda.
Genç,
Körpe,
Tomurcuk tazeliklerini akıttılar
Şorul şorul, cömertçe.
Yüzümüzün kederi dağılsın diye.
Onlar ki; demirin, betonun taşın,
Sağırlığına taşıdılar, en billur sesleri,
Havasız, susuz ve topraksız
Bire birlik karanlık hücrelerden.
Güneşi yudum yudum içmiş,
Baharlar gönderdiler zemherimize.
Onlar ki, kendilerinden önce düşenlerin,
Yüreklerine tutunup,
Bir iş tulumundan sıyrılır gibi düştüler,
Aynı rahatlık içinde,
Aynı sevinçle,
Aynı sevda uğruna.
Onlar ki; tüm çarelerin, tam bitişinde,
Göklere uzanan bir ışıltılı yoldur.
Kavgamızın, bükülmez mızrak uçlarında,
Sabrın taşı çatlattığı yerde,
Ateşin gözlerinde,
Yeraltı sularındadır onlar.
Ve onlar ki,
Ben anlatamam,
Ve unutamam yasını ölümsüzlüğün.
Çünkü bu, ölümsüzlüğe dair tutanaktır.
Dolu dolu,
Yoğun ve aralıksız sapına kadar yaşamaktır.
İnançtır bu,
Sevinçler derleten, acılardan
Ve güldüren kan revan içinde,
Ve yakan sarayları tahtları,
Ve değiştiren bahtları,
Ve ondandır ki, odur olmaz
Nafiledir zulmün çabası
Mutlaka ama mutlaka gerçekleşecektir.
Tüm insanlığın kardeşlik rüyası
Çıkar ellerini koynundan
Bükme boynunu
Suskunluğun biriktirdiği, alınacak öclerdir.
Ve dövülme tavındadır şimdi kızıl yıldızın çeliği.
Varsın herşey bitti desinler,
Dönekliğin şerbetiyle, yüreklerini ferahlatanlar
Ve avaz avaz haykırsınlar, deliliğimizi.
Yılgınlar doruğunda pinekleyenler.
Ödü patlak tavşanların, can havli telaşıyla,
Söylenir mi ihtilalin türküsü.
Bakılır mı ışığa, yarasa gözleriyle
Ve uzun uzun yollar tükenir mi,
Yakmadan bedenleri, yüreklerin ateşi.
Boşuna yormayın çenelerinizi.
Doğrudur muhteremler, doğrudur
Dediğiniz
Hemi de bin kere
Sonsuz kere sicillidir, deli oğlu deliliğimiz. Gülümseme
--------------------------------------------------------------------------------
Lakin; eski bir bataklık türküsünün
Derinden gelen yankısıdır,
Günün boz bulanıklığında,
Kızıl dekorlar ve yeni çalgılar eşliğinde,
Notası notasına döktürdüğünüz.
İsterik nağmeler.
Gerek var mı anlatmaya?
Herkesin malumudur, o hikayet
O hikayet ki, üç boyutlu ihanet.
Önce, örgütleyecelermiş bütün zihinleri,
Sonra, bir gece ansızın
Helikopterle indirecekmiş dağların
Doruklarına yaman kızıl birlikleri,
Ve bu aklı harikayla, döndüreceklermiş tekeri.
Tavşanla kaç, tazıyla tut incelikleri.
Ya da minareden at beni, in aşağı tut beni.
İşte size,
Bayramlık şekerlemelerin yeni mamülleri
Haveten terbiye edilmiş aslanların
Süt dökmüş, uyuz kedilerle
Ebedi kardeşlik bildirgeleri
Kulakların çınlasın doğu.
Al işte sana, yeni akıl küpleri,
Zira, deliyiz biz.
Kadrini bilmez, harcarız böyle değerleri.
Ey! inkar sofrasında kaşık sallayanlar
Ey! felaket tellalları, duygu tüccarları.
Herşeyi kendileriyle başlatıp
Kendileriyle bitiren aklı sivriler.
Ne çabuk çıkmaza soktunuz kızıl güzergahları.
Ne çabuk unuttunuz, kızıl andları
Ama unutmadı,
Eyfel şehrinin duvarları
Ve sizi arıyor şimdi, duvardaki kavga
Şablonları
Neredesiniz?
Çıkın deliklerinizden.
Yüreğiniz mi durdu, saatiniz mi yoksa?
Bir kez daha dönek sürüleri
Bir kez daha, abbas yolcular.
İyice kazın beyinlerinize
Ve cesetlerimizin ardından,
Yazın ki büyük puntolarla teşhir bildirilerinize
Evet biz akıl almaz delileriz.
En az ustaları kadar, o kutsal sevdamızın.
Ve gönüllü fedaileriyiz, bu belalı aşkın.
Bir akıllı yeter bize sevgilim
Bir akıllı yeter.
Bir akıllı ki, arşiv küflerinde aramamış
Kavganın şartlarını,
Bir akıllı ki, biley taşı yapmış, kitabı kılıcına.
Baruta,
Kurşuna dökmüş sayfa sayfa...
Ve namlularla söylemiş ihtilal türküsünü.
Bir akıllı ki delilik ondan bize
Paha biçilmez miras.
Fakaaat deme
Çekme içini.
O cevher ki çözecektir.
Kafandaki kör düğümlerin hepsini.
Ölüm tuzaklarıyla örülü, ateşten bir yoldur bu.
Dayanamaz her yürek
Ve her aklın harcı değildir, bu yolda ilerlemek.
Hainler, dönekler çıkacaktır elbet
Ve unutma ki, her an
Hemen yanı başında filizlenebilir ihanet
Sözün özü, dün, bugün ve yarın.
İçimizde gizlidir, en tehlikelisi
Ve en güçlüsü düşmanların.
İşte o büyük ustanın dediği gibi,
Sırasıdır şimdi burjuva karargahları bombalamanın.
İşte böyle sevgilim.
Gel artık, fazla söyletme beni.
Bu son çağrıdır sana.
Körükle yüreğindeki kıvılcımı,
Hazır ol kavgaya.
Yolumuz uzun,
Yolumuz çetin.
Keskin dönemeçlerden,
Derin uçurumlardan,
Ateşin cehennemsi koruna,
Basa basa geçeceğiz.
Kan,
Acı ve ölümün örsünde
Dövüle dövüle çelikleşeceğiz.
Tarih tanığımızdır.
Ve tarih bilir ki,
Biz, yaralarımızın üstüne basa basa yürürüz.
Yeniden ve yeniden yaratırız,
Hayatı ölümlerin içinden.
Sulu göze,
Yufka yüreğe, tasaya ve tereddüte,
Yer yoktur saflarımızda.
Her an hazır
Her an uyanık,
Ve her an, tetikte oluruz.
Vura-vura,
Kıra-kıra,
Yana yana
Sırısıklam gömleklerimiz,
Duraksız ve aralıksız
Gidilecek bu yoldan,
Ve akaçak kan
Daha fazla, bugüne kadar akandan.
Senin anlayacağın zoru zor sökecek.
Ve böyle sürecek,
Devlet zorbasının ateşi sönünceye dek.
Bizimdir bu dünya,
Bu kavga durmaz yolda.
İzin vermeyin yoldaşlar!..
Küllenmesin yüreklerin ateşi,
Doldurun umutsuzluğun çirkef çukuruna,
Kızgın lavlarını coşkunun.
Kuşatma saatidir şimdi, yüreklerin doruklarını.
Haber salın dört bir yana,
Kuşana canlar kuşana
Yollara düşüle,
Dağlara çıkıla,
Ateşler yakıla, kavga günüdür.
Günüdür hey, serden geçme günüdür
Barutun, kurşunun, öcün günüdür.
Ağlasın anaları, analarımızı ağlatanların
Ve yıkılsın dünyaları
Dünyamızı karartanların.
Kavganın töresi bu,
Kan kanla yıkanacak,
Al kanlı gömleklerle hedefe varılacak.
Kaldır başını bak,
Kökleri yeraltı sularında,
Alnı dudaklarında şafağın
Açtı açacak, kızıl goncası dünyaların
Garip Şahin
0 notes