Tumgik
uskudarbel-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
Gece Üsküdar Sahil Kıyısı
0 notes
uskudarbel-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
Üsküdar Sahili Gece
1 note · View note
uskudarbel-blog · 8 years
Text
Üsküdar’da Sağlık
Üsküdar ilçemizde, sağlık hizmetleri itibariyle ortam, gerek geçtiğimiz yüzyılda gerekse bugün ülke şartlarına nazaran çok yüksek seviyede olmuştur. 19. yüzyıl sonlarına doğru hizmete giren Tıbbiye-i Şahane'de, yapısal revizyonlarla birlikte sürekli hizmet verilmiştir.
M.Ü. Tıp Fakültesi ve Eğitim Hastanesi, Haydarpaşa Numune Hastanesi, Dr. Siyami Ersek Kalp ve Damar Cerrahi Hastanesi ile Zeynep Kâmil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi bu kök etrafında gelişmiş, yüksek hizmet kapasiteli tedavi kurumlarıdır. Ayrıca, özel poliklinik, laboratuvar ve özel doktor muayenehanesi bulunmaktadır.​
0 notes
uskudarbel-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
Üsküdar Sokakları
0 notes
uskudarbel-blog · 8 years
Text
İstanbul'un Kültür Kıyısı Üsküdar
Üsküdar, kültür yönünden de oldukça zengindir. Tarihi mirasının zenginliği sayesinde zaman içinde kendine mahsus bir Üsküdar kültürü oluşmuştur. Bu kültür, Türk hoşgörüsü merkezinde çok kültürlü bir yapı gösterir. Günümüzde de özelliklerini kısmen koruyan bu kültürel görünüm şehirli bir karakter içindedir. Kültür zenginliği açısından Üsküdar, sadece sakinlerinin sahip olduğu kültürel değerlerin çeşitliliği yönünden değil, kültürel birikiminin zenginliği açısından da öne çıkmaktadır. Bu itibarla kimi zaman, hattatlar şehri, kimi zaman şairler şehri olarak nitelendirilmiştir. Belediye kültür merkezleri, günümüzde bu yoğun kültürel birikimin en verimli biçimde yansıtıldığı yerlerdir.
Üsküdar İlçesinde Bulunan Kültür ve Sanat Merkezleri :
Kültür -Sanat- Eğitim Merkezi
Sinema
Tiyatro
Müze
0 notes
uskudarbel-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
Üsküdar da Eğitim
Üsküdar İlçesinde Bulunan Eğitim ve Öğretim Kurumları:
1. 68 Devlet, 22 Özel İlköğretim Okulu. 168 Devlet, 10 Özel Ortaöğretim Okulu
2. 18 Yurt ve Pansiyon
3. 14 Özel Kurs
4. 12 Özel Dershane
5. 1 Devlet, 1 Özel Fakülte
İlçe genelinde, ihtiyaca göre okul sayısı ve kapasitesi iyi durumdadır. Ancak bazı semtlerde dengesiz ve süratli yapılaşma sebebi ile ilköğretim okulu ihtiyacı aciliyet arz etmektedir.
0 notes
uskudarbel-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
Eski Üsküdar
0 notes
uskudarbel-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
Günbatımı’n da Üsküdar
0 notes
uskudarbel-blog · 8 years
Text
Üsküdar’da ki Mahalleler
Acıbadem Mahallesi Ahmediye Mahallesi Altunizade Mahallesi Aziz Mahmud Hüdayi Mahallesi Bahçelievler Mahallesi Barbaros Mahallesi Beylerbeyi Mahallesi Bulgurlu Mahallesi Burhaniye Mahallesi Cumhuriyet Mahallesi Çengelköy Mahallesi Ferah Mahallesi Güzeltepe Mahallesi İcadiye Mahallesi Kandilli Mahallesi Kısıklı Mahallesi Kirazlıtepe Mahallesi Kuleli Mahallesi Kuzguncuk Mahallesi Küçük Çamlıca Mahallesi Küçüksu Mahallesi Küplüce Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Mahallesi Mimar Sinan Mahallesi Murat Reis Mahallesi Salacak Mahallesi Selami Ali Mahallesi Selimiye Mahallesi Sultantepe Mahallesi Ünalan Mahallesi Validei Atik Mahallesi Yavuztürk Mahallesi Zeynep Kamil Mahallesi
0 notes
uskudarbel-blog · 8 years
Text
Üsküdar Belediyesi Tarihi
Üsküdar Belediyesi 1984 yılında kurulmuştur. Doğuda Ümraniye, güneyde Kadıköy, batı ve kuzeybatıda İstanbul Boğazı, kuzeyde Beykoz ve kuzeydoğuda ise yeni kurulan Ataşehir Belediyeleri ile komşudur.
Üsküdar Belediyesi 25 yıllık süreçte oldukça büyük gelişim göstermiştir. İlçemizin nüfusu, 1985 Genel Nüfus Sayımı'nda 490 bin 185 iken, 1988 yılında Ümraniye'nin ilçe olarak Üsküdar'dan ayrılması ile birlikte 395 bin 623 kişiye düşmüştür. 2000 yılı nüfus sayımında ilçemizin nüfusu 495 bin 118, 2007 genel nüfus sayımında ise 582 bin 666 olarak tespit edilmiştir. 2009 yılı itibariyle Üsküdar'ın nüfusu 600 binden fazladır. 2008 yılına kadar 54 mahalleden oluşan Üsküdar, bu tarihten itibaren bazı mahallelerin birleştirilmesi ile birlikte 33 mahalleye düşmüş, 2009 yerel seçimleri öncesinde de Örnek, Esatpaşa ve Fetih mahalleleri Üsküdar'dan ayrılarak yeni oluşan Ataşehir Belediyesi'ne dahil olmuştur. 2009 yılı itibariyle 33 mahalle arasında en fazla nüfusa sahip olan mahalle Yavuztürk Mahallesi, en fazla seçmen sayısına sahip mahalle ise Bulgurlu Mahallesi'dir.  
Üsküdar'ın ilk Belediye Başkanı 1984 - 1989 yılları arasında görev yapan Necmettin Öztürk'tür. Daha sonra sırasıyla 1989  -1994 yılları arasında Dr. Niyazi Yurtseven, 1994 - 2004 yılları arasında Yılmaz Bayat, 2004 - 2009 yılları arasındaki dönemde Mehmet Çakır, 2009-2014 yılları arasındaki dönemde ise Mustafa Kara Belediye Başkanı olarak görev almışlardır. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde halen görev yapmakta olan Hilmi Türkmen Belediye Başkanlığı'nı kazanmıştır.
0 notes
uskudarbel-blog · 8 years
Text
Üsküdar’ın Tarihçesi
ÇAĞLARIN İÇİNDEN GELECEK ZAMANLARA
Her şehrin tarihi o şehrin sakinlerinin de tarihidir. Yüzyıllar boyu bağrında nice sakinlerine kucak açan Üsküdar, İstanbul'un fethinden neredeyse bir buçuk asır yıl evvel Türk egemenliğine girmiş ve daha o çağlardan itibaren "kutlu bir diyar" olma yolunda hızla ilerlemiştir. Tarihi yarımadanın karşısında, alabildiğine geniş bir İstanbul peyzajına açılan müstesna konumuyla Üsküdar, Asya topraklarının başladığı bir köprü başıdır. Antik çağlardan beri doğal dokusunun güzelliği sayesinde Ön Asya-Avrupa arası ulaşım kolaylığı sağlayan Boğaziçi'nin açılım noktasında bulunan Üsküdar, her zaman bir cazibe merkezi olmuştur. Bu özel durum; Üsküdar'ın sık aralıklarla istilâlara, farklı egemenlikler altında kalmasına yol açmıştır. Üsküdar isminin nereden geldiği konusunda değişik kaynaklarda farklı görüşler olsa da erken dönem eserlerde geçen Khrisopolis ve Skutarium kelimelerinin "altın şehir" ve "kalkan şehir" anlamlarını vermesi; ayrıca dünya haritacılığının ilk dönem örneklerinde de Latince "scutari" kelimesinin kullanılmış bulunması Üsküdar ismini çağların içinden bugünlere getirir. Şehrin ismi İngilizce'ye Latince'den aynen geçmiştir. Adı da tarihi kadar kadîm olan Üsküdar, gelecek zamanlara doğru yürüyüşünü aynı eskimezlik içinde sürdürüyor.
TARİHİN SAKLI HAZİNESİ
Üsküdar'ın tarihine yakından baktığımızda M.Ö. 1000'li yıllara uzanan bir tarihçe buluruz. Erken dönem Üsküdar'ın oluşumu bölgede Fenikelilerin, biri Kalhedon ( Kadıköy ), diğeri Moda Burnu'nda olmak üzere iki liman kenti kurmaları ile başlar. O çağlarda Fenikeliler, şimdiki Salacak Sahili'ne doğru uzanan sığlık kısma büyük taşlar doldurarak bir mendirek oluştururlar ve ticaret iskeleleri ile tersanelerini Salacak çevresinde kurarlar. Yaklaşık 300 yıl sonra ise, Akalar'ın yönetimi altına giren Üsküdar'da, Anadolu'dan geçici olarak gelenlerin kalıcı iskânı yavaş yavaş kendini göstermeye başlar. Pers egemenliğinden, Atinalılar hakimiyetine, Büyük İskender'in eline geçmesinden, Roma egemenliğine, antik çağlar Üsküdar'ının tarihi adeta saklı bir hazinenin her dönemde tekrar tekrar keşfedilmesinin tarihidir. Bu keşiflerin en uzunu 458 sene ile Roma egemenliğinde geçen devredir.
M.S. 395'te Roma İmparatorluğu ikiye bölünür. Artık Üsküdar'da, Doğu Roma İmparatorluğu yani Bizans dönemi başlamıştır. Bu dönemde Üsküdar, önemli bir ticaret ve konaklama merkezi haline gelmiştir. Ancak bu durum Üsküdar'ın cazibesini daha da arttırmıştır. Bunun sonucu Bizans'a paralel olarak değişik tarihlerde İranlıların ve Arapların İstanbul'a dönük fetih çabalarında uğrak yeri hep Üsküdar olmuştur. 609'da İran, 710'da Araplar, 782'de Abbasi Halifesi Harun Reşid, 1102'de Haçlılar, 1147'de Fransa Kralı VII. Louis ile Alman İmparatoru Konrad, 1203'de gene Haçlılar İstanbul kapılarına dayandıklarında daima Üsküdar'dan geçmişlerdir. XI. Yüzyıl Haçlı Seferleri dönemi Üsküdar'ın en müthiş yağma ve talana uğradığı dönemdir. II. Haçlı Seferi'nde şimdiki Haydarpaşa - İbrahimağa - Ayrılık Çeşmesi arasındaki bölgede Fransa Kralı Louis ile Alman İmparatoru Konrad'ın komuta ettiği Haçlı ordularına karargâh vazifesi gören Üsküdar, IV. Haçlı Seferi'nde Bizans İmparatoru’nun şimdiki Harem'de bulunan yazlık sarayının yağma ve talana uğramasına sahne olmuştur. Üsküdar'da, Haçlı Seferleri sonucu yaşanan Latin egemenliği 1204'den 1261'e kadar 57 sene devam etmiştir. Adı efsanelerle anıla gelen Seyyid Battal Gazi'nin İstanbul'u fetih amacıyla, Üsküdar civarında yedi sene İslâm orduları için öncü ve muhafız kaldığı menakıpnamelerde geçmektedir. Üsküdar'da kalıcı Türk izlerinin görülmesi 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonraya tekabül eder. İznik’ in fethinin ardından yaklaşık 1078'de Üsküdar'da erken dönem Türk yerleşmeleri başlamıştır. Ancak bu tarihlerdeki iskânlar tamamen sivil ve münferit yapıdadır. Osmanlı döneminde Orhan Gazi zamanında Kocaeli Yarımadası, Büyük ve Küçük Çamlıca'dan Doğancılar'a kadar uzanan bölge, Osmanlı Türkleri’nin egemenliği altına yaklaşık 1348'de girmiş ve daha sonra Yıldırım Bayezid, Güzelcehisar'ı (Anadoluhisarı) yaptırınca, Osmanlı padişahlarının Rumeli'ye geçişlerinde Üsküdar - Güzelcehisar istikametini kullanmaları, askerî güvenlik ve ulaşım kolaylığı da sağladığından adeta bir gelenek haline gelmiştir.
29 Mayıs 1453'te İstanbul'un fethedilmesinden sonra Üsküdar hızla gelişme göstermiştir. Üsküdar daha önce küçük bir Anadolu kasabası görünümünde iken İstanbul'un fethinden sonra bir şehir dokusunu oluşturacak ilk nüveler kendini belli etmeye başlamıştır. Fatih devrinde, Üsküdar adeta yeniden kurulmuştur. Salacak'ta kendi adıyla anılan bir mescit yaptırmış ve Üsküdar'ın Osmanlı klasik şehir dokusuna uyan ilk mahallesi ortaya çıkmıştır. Fatih, Anadolu'dan göçe tâbi kıldığı Türklerin bir kısmını buralara yerleştirmiş, şimdiki İskele Meydanı'na da bir bedesten yaptırarak ticaretin hızlı bir biçimde gelişmesini sağlamıştır. Üsküdar'ı bir gelin gibi süsleyen, bu beldeyi her türlü yağma ve talandan koruyan, Türkmen mahalleleri ile şenlendiren Büyük Fatih'in 3 Mayıs 1481'de Gebze civarındaki Sultan Çayırı'nda vefatı Üsküdar tarihinde önemli bir olaydır. Üsküdar, Fatih'in cenazesinin İstanbul'a geçişine ev sahipliği görevini derin bir üzüntü ve adeta kurucusuna yaraşır bir gayret ile yerine getirmiştir. 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı Üsküdar'ı, 91 cami ve mescit, 51 tekke, 12 hamam, 11 kervansaray, 2 imaret, 7 medrese, 260 çeşme, 5 büyük iskele, 2 darüşşifa, 2 menzilhane, tabhane, sıbyan mektepleri, kütüphaneler, darülhadis, sebiller ve posta teşkilatı ile bir çok padişah, sultan, paşa ve devlet adamlarının sarayları, yalı ve köşkleri ile süslenmiştir. Bu hızlı gelişme Üsküdar'ın bir şehir dokusuna bürünmesinin Osmanlı ile başladığını ispatlamaktadır.
Üsküdar'ın her dönemde ayrıcalıklı bir konumda bulunması sosyal hayatta da kendini göstermiş, şehrin Müslüman sakinleri Üsküdar'ı bir Kâbe toprağı saymışlar, Museviler tarafından da Kuzguncuk bölgesi Kudüs toprağı diye sıfatlandırılmıştır. Şehrin, Kâbe toprağı sayılmasının sonucu hac yolculuğunun ilk durağı her dönemde Üsküdar'da olmuştur. Adına Sürre Alayları denen ihtişamlı törenler, her hac döneminde tekrarlanarak bir gelenek halini almıştır. Üsküdar, sosyal tarihimizde kimi ilklerin de şehridir. İlk posta yolunun Üsküdar'dan Kartal'a kadar uzanan bir güzergâhta, II. Mahmud döneminde açılması ve bu açılışa bizzat II. Mahmud'un katılması, İstanbul deniz ulaşımında ilk araba vapurunun yine Üsküdar'da hizmete girmesi, bilim tarihimizde farklı bir yeri bulunan Üsküdar Matbaası'nın III. Selim zamanında Selimiye Mahallesi'nde faaliyet göstermesi, Türk resminin başlangıç noktasını Üsküdar yapacak kadar önem taşıyan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin kuruluşunun, dönemin Üsküdar mutasarrıfının onayı ile Üsküdar'da gerçekleşmesi, hemen ilk elde sayılabilecek hususlardır.
M.Ö. 1000'lerden beri bilinen ve oturulan, Bizans'tan kalan yegâne eser Kız Kulesi ile farklılaşan, Osmanlı devrinde bir oya gibi itinayla işlenen ve güzelleşen, denize açılan ve hiçbirinin, diğerinin görme hakkını engellemediği yalıları, cumbalı güzelim ahşap evlerin süslediği sokaklarıyla, korularıyla, köşkleriyle, çarşıları ve hamamlarıyla, camileriyle, kiliseleri ve sinagoguyla Üsküdar, adı kendisine en çok yakışan altın şehirdir.
0 notes