İçimi dökemedim kimseye. Buraya kusuyorum zehrimi, Tanrıya yakınım ama içimi bu dünyaya anlatmak derdim.
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
"Benim adımlarımı yavaşlatan, sekteye uğratan hiç bir dert senin aklının ucundan dahi geçmedi,
Benimle yürüdüğünü düşündürtüğün o yolların hiç birinde gölgen dahi düşmedi.
Bana ev olduğunu iddia ettiğin, inandırdığın vakit bana bir harabe bile olmadın, biliyorum.
Bilmek yakıyor canımı ya zaten. Bilmediğim vakitlerimi özlüyorum ben.
Seni değil, senin yanımda olduğunu sandığım vakitlerimi özlüyorum ki ben.
Ben senin kapını çarpıp çıktım ama, önünde kaç paket sigara bitirdim bir ben biliyorum.
Gerçi, sen beni kapının yanına oturtmuştun.
Beni kovmaya vicdanın, evin ortasına koymaya yüreğin yoktu biliyorum.
Kapıyı carpıp çıktığımda içeriden "oh be sonunda. "dediğini en yüksek desibelde duydum."
0 notes
Text
Her şey değişti. Gündüzlerim gecem oldu, gecelerim kalktı gündüzüm oldu.
En sevdiğim şarkı artık dinlemeye tahammülüm kalmayan şarkıya dönüştü, en sevdiğim karekter gözümde beş kuruş etmez bir şekile büründü,
En sevdiğim gönlümü verdiğim insan, gönlüme ilk bıçağı saplayana dönüştü.
Ben değiştim, kitapların bana verdiği hisler değişti,
Sevdiğim yemekler artık midemi bulandırmaya başladı,
Bir şeyler öldü içimde, sorun yoktu ama niye bir daha hiç bir şey yeşermedi içimde,
Ben miydim suçlusu, yoksa başkaları mıydı bunu da hiç bilemedim.
Her şey değişti, insanlar, günler, çiçekler, mevsimler, zevklerim, nefretlerim, bi babama olan kırgınlığım, anneme olan kızgınlığım bir de sen de harcadığım gençliğime olan dargınlığım değişmedi.
1 note
·
View note
Text
Bu dünyada en çok sana ve kendime kırıldım. Ne üzücüdür ki; ikisinin de sebebi sensin.
3K notes
·
View notes
Text








Okuyun, okutturun umarım biraz bilinç sahibi olur ve saygı duymayı öğrenirsiniz. Din adı altında herhangi bir hüküm süremezsiniz! Buna kimse izin vermez. Sınırlar!
41 notes
·
View notes
Text
Ailemin bana yaşattıklarını çocuklarıma yaşatmamak için anne olmuycam.
5 notes
·
View notes
Text
3K notes
·
View notes
Text
Ben, kaçak biriyim.
Doğduğum günden bu yana
Herkesten ve her şeyden kaçtım.
Beni bulamazlar.
Ruhsuz ve insansız bir yaşamın içindeyim.
Selim'le konuşuyorum mesela,
Ya da Yusufla,
Bazen, George eşlik ediyor geceme,
Lennie'le tavşan kovalıyorum bazen,
Slim'le birkaç kadeh bir şeyler içiyor,
Turgutla dertleşiyoruz mesela,
Ya da Einstein bazen atom bombasını yapmış olmaktan oldukça şikayet ediyor,
Leanardo, anotomi gösteriyor,
Stalin ve Adolf çok tartışıyorlar, İskender geliyor sonra, "Yeter! Susun artık." diye kızıyor onlara. Sezer ve
Ben gülüyorum, İskender öfkeli bakıyor bize.
"İzleyin sadece hiç karışmayın zaten." diyor ayıplıyor bizi, ne yapayım canım?
Olan olmuş diyorum, Sezerde, "Ben bi kadına yenilmişim, daha fazla yenilgi istemem." diyor.
Vusolyn hala umut peşinde,
Frida ona umudu bulmayı öğretiyor,
Nilgün, nilgün hala köşede bir şeyler karalıyor ama göstermiyor okutmuyor hiç birimize,
Virginia eşitlik hakkında konuşma yapıyor, cam kulağımızla dinliyoruz. Bazen çıkıp haykırmak istiyorum bütün her şeyi, Adnan "Sakin ol. Yakarsın kendini." diyor. Ne yapayım? Yanacaksa yansın diyorum.
Deniz hala konuşuyor, Erdal da pür dikkat onu dinliyor,
Neyin davası hala diyorum,
Geçti gitti her şey,
Nazım ile Namık çok tartışıyorlar,
Oğuz ve Sabahattin ise gülüyorlar onlara.
Ben de konuşuyorum arada,
Sokrates hala savunmasını yapmıyor,
Üzülüyorum dinlemek istiyorum ama o söylemek istemiyor sanırım.
Tolkien'nin daha çok öyküsü varmış, yazamamış onları zamanı yetmemiş, bize anlatıyor,
Dinliyor ve eleştiriyoruz,
Farabi biraz daha sert eleştiriyor tabi.
Hayyam, o içiyor hala, Benjamini ayıplıyor. Mustafa Kemal ile Virginia'da bazen Benjaminle tartışmaya giriyorlar, haklılar tabi. Bazı fikirlerini çoğumuz onaylamıyoruz ne yapalım?
Cemal, hala aşık. Ne unututamadın gitti diye dalga geçiyor Nazım.
Bende, devam etmeye çalışıyorum işte.
Çok kişiyle konuşuyorum. Anlaşılıyorum hiç yoktan.
Ama anlaması gerekenler anlamıyor ki beni, kendi zamanımda kimseye anlatamadım derdimi.
Hepsi üzülüyor bu konuda. Onları kendi zamanların da anlayanlar varmış, ben ne şanssızmışım da anlaşılmıyormuşum.
Bayezıd hala Timurla, kör topal muhabbeti yapıp tartışıyorlar. Bir de Timur Çine gidememesinden yakınıyor tabi.
Atilla hala Aysele söylemesi gereken asıl öğeyi söylemiyor içinde tutuyor.
Özdemir ise hala Lavinia'nın kim olduğunu söylemiyor.
Mona Roza hala şanslılardan biri.
Shakespeare, bazen Romeo ve Juliet'in kaderine üzüldüğünü söylüyor. "Öyle yapmasaydın o zaman." diye öfkeleniyoruz biz de tabii.
Bazı şeylere geç kaldığımızı biliyoruz.
1 note
·
View note
Text
Ben, kaçak biriyim.
Doğduğum günden bu yana
Herkesten ve her şeyden kaçtım.
Beni bulamazlar.
Ruhsuz ve insansız bir yaşamın içindeyim.
Selim'le konuşuyorum mesela,
Ya da Yusufla,
Bazen, George eşlik ediyor geceme,
Lennie'le tavşan kovalıyorum bazen,
Slim'le birkaç kadeh bir şeyler içiyor,
Turgutla dertleşiyoruz mesela,
Ya da Einstein bazen atom bombasını yapmış olmaktan oldukça şikayet ediyor,
Leanardo, anotomi gösteriyor,
Stalin ve Adolf çok tartışıyorlar, İskender geliyor sonra, "Yeter! Susun artık." diye kızıyor onlara. Sezer ve
Ben gülüyorum, İskender öfkeli bakıyor bize.
"İzleyin sadece hiç karışmayın zaten." diyor ayıplıyor bizi, ne yapayım canım?
Olan olmuş diyorum, Sezerde, "Ben bi kadına yenilmişim, daha fazla yenilgi istemem." diyor.
Vusolyn hala umut peşinde,
Frida ona umudu bulmayı öğretiyor,
Nilgün, nilgün hala köşede bir şeyler karalıyor ama göstermiyor okutmuyor hiç birimize,
Virginia eşitlik hakkında konuşma yapıyor, cam kulağımızla dinliyoruz. Bazen çıkıp haykırmak istiyorum bütün her şeyi, Adnan "Sakin ol. Yakarsın kendini." diyor. Ne yapayım? Yanacaksa yansın diyorum.
Deniz hala konuşuyor, Erdal da pür dikkat onu dinliyor,
Neyin davası hala diyorum,
Geçti gitti her şey,
Nazım ile Namık çok tartışıyorlar,
Oğuz ve Sabahattin ise gülüyorlar onlara.
Ben de konuşuyorum arada,
Sokrates hala savunmasını yapmıyor,
Üzülüyorum dinlemek istiyorum ama o söylemek istemiyor sanırım.
Tolkien'nin daha çok öyküsü varmış, yazamamış onları zamanı yetmemiş, bize anlatıyor,
Dinliyor ve eleştiriyoruz,
Farabi biraz daha sert eleştiriyor tabi.
Hayyam, o içiyor hala, Benjamini ayıplıyor. Mustafa Kemal ile Virginia'da bazen Benjaminle tartışmaya giriyorlar, haklılar tabi. Bazı fikirlerini çoğumuz onaylamıyoruz ne yapalım?
Cemal, hala aşık. Ne unututamadın gitti diye dalga geçiyor Nazım.
Bende, devam etmeye çalışıyorum işte.
Çok kişiyle konuşuyorum. Anlaşılıyorum hiç yoktan.
Ama anlaması gerekenler anlamıyor ki beni, kendi zamanımda kimseye anlatamadım derdimi.
Hepsi üzülüyor bu konuda. Onları kendi zamanların da anlayanlar varmış, ben ne şanssızmışım da anlaşılmıyormuşum.
Bayezıd hala Timurla, kör topal muhabbeti yapıp tartışıyorlar. Bir de Timur Çine gidememesinden yakınıyor tabi.
Atilla hala Aysele söylemesi gereken asıl öğeyi söylemiyor içinde tutuyor.
Özdemir ise hala Lavinia'nın kim olduğunu söylemiyor.
Mona Roza hala şanslılardan biri.
Shakespeare, bazen Romeo ve Juliet'in kaderine üzüldüğünü söylüyor. "Öyle yapmasaydın o zaman." diye öfkeleniyoruz biz de tabii.
Bazı şeylere geç kaldığımızı biliyoruz.
25 notes
·
View notes
Text
"bu sabah yaşam defterimi kapatıyorum, bana ayrılan sürenin sonuna geldik."
812 notes
·
View notes
Text
benim tanıdığım kişi, Çoktan terketti gitti. Hem bu kalbi hem de karşımda ki bedeni. Sen kimsin?
1 note
·
View note
Note
Neden hep sevişmek?
Devrimdir sevişmek, sanattır. Yobaz ve Abaza beyinlerin ağzında sakız olmadan bi anlamı vardı. Anlamının daha derin olduğu cinsellikten öte olduğu bilinirdi.
896 notes
·
View notes
Text
Keşke ile başlayan her cümlenin içinde adın geçiyor.
2K notes
·
View notes
Text
O kadar güzel şeyler dedin ki bana, gel de inanma dedim.
3K notes
·
View notes
Text
Çok yoruldum, başta sen olmak üzere her şeye veda etmek istiyorum.
4K notes
·
View notes
Text
Öylesine okuyup geçtiğin satırlardan biriyim senin için.
4K notes
·
View notes