zeynebsahn
zeynebsahn
Zeynebce
15K posts
Peronlarda bulunan sarı çizgiyi geçmeyen ve her ne sebeple olursa olsun Ray Hattına inmeyen ayrıca format atmayı da bilmeyen bilgisayar mühendisi / instagram: zeynebsahn
Don't wanna be here? Send us removal request.
zeynebsahn · 12 days ago
Text
İnsanın annesi sığınaktır. Sıcak bir tas çorbadır. Başını okşayan bir eldir. Üzülme kızım diyendir. İnsanın annesi bağrına yaslanıp dayandığı bir dağdır. Bakınca gözlerinin güldüğüdür. Görünce içinin titrediğidir. Anneyi kaybetmek elindeki oyuncağı kaybetmek gibidir. Peki oyuncak oradaysa? Orada öylece duruyorsa ama yine de kaybettiysek. Ya da hiç sahip olamadıysak? Bir şeyin yokluğuyla imtihan olmak için önce varlığını bilmem gerekmez mi? Peki biz oyuncağın ne olduğunu hiç bilmiyorsak?
25 notes · View notes
zeynebsahn · 27 days ago
Text
Faried Omarah'in kaleminden
“Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?” ( İnfitar Suresi, 6. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Kullarım, beni senden sorarlarsa, (de ki), ben (onlara çok) yakınım. Dua edince, duacının duasına icabet ederim.” (Bakara Suresi, 186. ayet-i kerîme) 
Tumblr media
“Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri yok eder.” (Hud Suresi, 114. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Kim iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır; kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.” (Enam Suresi, 160. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Kalbini bizi anmaktan alıkoyduğumuz ve hevesine uyarak işlerini karıştıran kimseleri izleme..” ( Kehf,Suresi, 28. ayet-i kerîme) 
Tumblr media
“Nice küçük topluluklar, Allah'ın izniyle büyük kalabalıklara üstün gelmiştir!..” ( Bakara ,Suresi, 249. ayet-i kerîme) 
Tumblr media
“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür.” (Zilzâl Suresi, 7. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın.” (Lokman Suresi, 33. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Eğer şükrederseniz size (olan nimetimi) artırırım…” ( İbrahim Suresi, 7. ayet-i kerîme) 
Tumblr media
“Olur ki Allah arkasından bir iş çıkarır (birtakım yeni ve hayırlı gelişmelere kapı açabilir).” ( Talak Suresi, 1. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Kör olanla (basiretle) gören bir değildir.” ( Fatır Suresi, 19. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme!” (Bakara Suresi, 286. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Bir şeyi dilediğinde ona sadece «Ol!» der, o da hemen oluverir.” ( Bakara Suresi, 117. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Ancak Allah'a selim bir kalp ile gelenler başka.”   ( Şuara Suresi, 89. ayet-i kerîme)
Tumblr media
“Artık bana düşen güzel bir sabırdır.” (Yusuf Suresi, 83. ayet-i kerîme)
Tumblr media
3K notes · View notes
zeynebsahn · 27 days ago
Text
Tumblr media
4 notes · View notes
zeynebsahn · 1 month ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
6 notes · View notes
zeynebsahn · 1 month ago
Photo
Tumblr media
Hiç ruhunuzun bunaldığı, sanki canınız bedeninizden çıksa rahatlayacakmışsınız gibi hissettiğiniz oldu mu? 
Durup dururken, hiç bir sebep yokken, yada üzülmenizi gerektirecek hiç bir sorununuz olmadığı halde derin bir hüzün duydunuz mu? Sanki o anda bütün dünya gözünüzden silinir, her şey anlamını yitirir.. O anda ölmek bile o duyguyu yasamaktan daha sevimli gelir gözünüze. Kendinizi öyle çaresiz hissedersiniz ki, kime gideceğinizi yada kime derdinizi anlatacağınızı bilemezsiniz. Hatta hiç kimseye hiç bir şey diyemeyecek kadar diliniz tutulur… İste o anda gönül diliniz açılır ve kalbinizden rabbinize yalvarırsınız. Ey Rabbim bunu hak edecek ne yaptım dersiniz.. Aslında korkulacak bir durum değildir bu, ama o anda canınızdan bıkarsınız ve bu halin bitmesi için Allah’a dua edersiniz…
Bu durum arife aşikar olan Kabz halidir … Allah’in (c.c)  “Kabz” isminin kul üzerindeki tecellisidir… Arif olan o anda ne yapması gerektiğini anlar … Tövbe ve İstiğfara sarılma vaktidir o an …. Kulun acziyetini anlama vaktidir… Ruhunun bir gün mutlaka kabz edileceğinin uyarısıdır..
Kabz halinin tam zıddı Bast halidir… Kainatta her şeyin bir zıddı olduğu gibi kabz ve bast halleri de birbirinin zıddı olup gece ile gündüzün birbirini takip etmesi gibi bunlarda birbirlerini takip eder…
Bast halinde sebepsiz yere çocuklar gibi bir neşe doğar içinize, havalarda uçasınız gelir.. O anda dünya batsa sanki sizin neşenizi bozamaz gibi gelir. Öyle bir neşedir ki bu sanki ruhunuzu melekut alemindeymiş gibi hissedersiniz.. Bast halinden kimse şikayet etmez. Çünkü neşe halidir o .. Bast halinde olan kişi bu halin tehlikelerini ne bilsin.. Değil mi ki Kabz hali gibi huzursuzluk vermiyor , insan onun tehlikesini göremez… Huzursuzluk vermediği içindir zaten insanın ondan şikayet etmemesi….
Arifler bast halinden kabz haline nazaran daha çok Allah’a (c.c) sığınır. Diyeceksiniz ki simdi azıcık neşenin zararı ne? Ama durum öyle sanıldığı gibi değildir… Bast hali edebin en cok terk edildiği andır… İnsanın kontrolünü en .ok elden bıraktığı andır… Kabz halinde urken insan, bast halinde ümit dolu olur… Ümidin haddi aşması halinde , insanda Allah (c.c) korkusu azalır… Bu nedenle bast halinde kabz halinden daha çok insnaın kendini kontrol etmesi gereklidir..
Kabz hali nasıl ki tövbe , istigfar ve hamd makamı ise , Bast hali de insanın sükür etmesi gereken makamdır..
İmam-ı Rabbani (k.s) hazretleri ;
”Kabz ve bast insanı uçuran iki kanat gibidir. kabz, (sıkıntı) hasıl olunca, üzülmeyiniz. bast hali gelince de sevinmeyiniz” demiştir.
Yani iki durumda da insnaın kendini kontrol etmesini öğrenmesi gerekir her ne kadar o hali yaşarken kontrol etmesi güç olsa da insan Allah’ın yardımı ile her iki makamın da hakkini verebilir..
Ibn Arabi k.s ise ”bast’ı, sufînin eşyayı kuşattığı, eşyanın sufîyi kuşatamadığı bir hal olarak görür. ”
Bu durumda olan sûfîye Allah (c.c), mahlûkla beraber iken bir genişlik verirken, içten kendisine ulaşmaya, yönelmeye bir kabz ihsan eder . Yani kabz hali kula Allah’a ulaşma isteği verildiği andır.
Kabz (iç darlığı) halindeki zaman dilimleri uzun ya da kısa sürebilir. Bu bazen Allah’tan uzaklaşma ile gelmiş bir küsuftur. Günah ile gelmişse, tevbe ve istiğfar ile süresi kısaltılabilir. Bazen çok uzun kabzlar ümitsizlik vesilesi olur, insan bu durumlarda adeta hiç ışık görmez. “Allahu yakbidu ve yebsut”  [Kabzı veren de, onu basta çeviren de Allah’tır] (Bakara 245) hakikatince, kabzın gelişi, süresi ve basta inkılâbı Allah’ın kudret elinde olan bir haldir,
İnsan, her şeye rağmen vefa ve sadakatle sürekli “Rahmet kapısına yönelmelidir. Kabzı da bastı da Allah’tan gelen bir imtihan gibi bilmeli ve yöneldiği o kapının tokmağını çalmaya ve eşikte beklemeye, iç daralmalara ve kalbi tıkanıklara maruz kaldığı dönemlerde de devam etmelidir.
Kabzdan kurtulma yollarından en evvel zikredilmesi gereken husus, ayet ve hadislerde ifade buyrulan husustur: İşlenen günahın, kötülük ve seyyienin hemen arkasında bir sevabın, iyilik ve hayrın yapılmasıdır. İnşallah, yapılan bu hayır o kötülüğü silip götürecektir.
İyi kullar mazhar oldukları bast karşısın da bile “Ben ne yaptım ki böyle bir mükâfat verildi” derler. Bu hali istidraç zannederek sıkıntıya düşerler.
“Biz sizi korku, açlık, mal, can ve ürünlerden eksiltmek suretiyle kesinlikle sınarız. Sabredenleri müjdele” (Bakara 155)
“Onlar başlarına bir felaket geldiğinde [Biz yalnız Allah’a aidiz ve ona döneceğiz] derler.” (Bakara 156)
“Rablerinin bağışlaması ve rahmeti onlara dır. Doğru yola ulaştırılanlar da onlardır.” (Bakara 157)
224 notes · View notes
zeynebsahn · 2 months ago
Text
Tumblr media
18 notes · View notes
zeynebsahn · 2 months ago
Text
instagram
0 notes
zeynebsahn · 3 months ago
Text
Fonda kuş cıvıltıları, yanımda hâlâ hediye almasını bilen bir adam, ömrümün baharı ( 33 çokta bahar sayılmaz oysa) daha ne ister insan..
4 notes · View notes
zeynebsahn · 3 months ago
Text
"Ne tuhaf, gül dâhi soluyor Üstelik açmak için beklediği güneşin celâlinden"
76 notes · View notes
zeynebsahn · 4 months ago
Note
Selamun aleyküm Zeyneb Ablacığım çoook eski takipçilerinden biriyimm. Yeniden girince adın hatırıma geldi, hesabını görünce çok tatlı bir his oldu içimde. Huzurunuz, muhabbetiniz ömürlük olsun inşallah. Rabbim çocuklarınızla beraber sağlıklı güzel günler görmenizi nasip eylesin 💐 gönlüme dokunan bir insansın Allah adını daimi hayırla anınlardan eylesin.. Amin 🌸
Ve aleyküm selam. Çoook eskilerden birilerinin hatrına düşmek ne büyük nimet 🥰🥰🥰 Allah razı olsun kardeşim çok teşekkür ederim 🥰🥰
3 notes · View notes
zeynebsahn · 5 months ago
Text
18.01.2025 anısı
5 notes · View notes
zeynebsahn · 6 months ago
Text
Tumblr media
Hayatımın bu evresine ne zaman geçtiğimi bilmiyorum. Bazen çok uzunmuş gibi gelen o zaman şimdi gözümde bir nefeslik sanki. Bitmez dediğim nice uzun geceler bitmiş.. Geçecek mi diye hayıflandığım hastalıklar, kardeş kıskançlıkları, haksızlık ediyor muyum diye vicdanımı kemiren duygular bir toz bulutu gibi dağılmış. Benim miniminnacık, daha anne karnında kardeşini kaybedip erkenden dünyaya koşan, elime almaya korktuğum, nasıl beslerim nasıl büyütürüm dediğim bebeğim büyümüş.. önce abla, sonra öğrenci olmuş. Okuyup yazıyormuş. Zaman inanılmaz bir büyü.. Gözlerimi onun düğününde ya da bebeğini kucağına aldığı o şahane anda açmaktan bir miktar korkuyorum.
13 notes · View notes
zeynebsahn · 6 months ago
Photo
Tumblr media
Sare için şöyle bir takım arıyorum. İlla endonezyaya mı gidelim ya hu.. Önerebileceğiniz bir yer, bir sayfa var midur?
32 notes · View notes
zeynebsahn · 6 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Dava arkadaşı etiketleme postu 😅
Şu elbiseler şayet türkiyede satılıyorsa ve denk gelen varsa Ramazan günü vip duası kazanacak benden 😅
95 notes · View notes
zeynebsahn · 6 months ago
Note
Hz Aişe nin 9 yaşında evlendiği ve 2 yıl sonra zifaf olduğu söyleniyor bu doğru mu doğruysa dinde ki yeri nedir
Öncelikle hayırla geldiniz kardeşim.
Soruyu sorduğunuz konu hakkında o kadar çok zırvalık var ki, evvela bu saçmalıkları açığa kavuşturmak, art niyetli insanlara fırsat vermemek gerek.
1. Hz.Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem)’in yaşadığı dönemde birden fazla hür kadınla evlilik çok yaygındı ve bunun için bir üst limitte bulunmuyordu. Tarihçi İbn Habib, İslam’ın doğduğu sırada on hanımla evli olan çok sayıda şahsın isimlerini kaydetmektedr (İbn Habib, El Muhabber, 50.) Ayrıca bir evde çok sayıda cariye bulunurdu. İlk defa islam dini evliliklerde erkeğe dört sınırını getirerek bir üst limit koymuştur. Sahabe-i Kiram efendilerimiz bu hükme riayet ederek dörtten fazla olan hanımlarını boşamışlardır. Efendimiz bu hükmün dışında tutulmuştur. Bunun sebebi ise, boşanılan hanımla bir başkasının evlenmesi caiz olduğundan dolayı, efendimizin boşandığı hanımıyla bir başkasının evlenmesi uygun olmayacaktır, zira efendimizinn hanımları müminlerin analarıdır. 
2. Bu konuları tenkit edenler Efendimizin-haşa- kadına düşkün bir insan olduğunu söylemeye çalışmışlardır. (En azından bu güne kadar). Oysa bulunduğu toplumda edep timsali olan, parmakla gösterilen ve güzelliğiyle dillere destan olan zat (sallallahu aleyhi vessellem) evlenilecek onca güzel kız varken ve herkes ona kızını vermek için adeta yarışırken, O ilk defa kendisinden 15 yaş büyük ve iki kocadan dul kalmış 40 yaşındaki bir kadınla evlenmiş, biri hariç tüm çocukları bu kutlu anneden dünyaya gelmiştir. (Rabbim yattıkları yeri nurlandırsın)
Gelenek ve toplum şartları müsait olmasına rağmen Hatice anneizin vefatına kadar kiseyle evlenmemiş, vefatından sonra yaklaşık iki buçuk yıl bekar kalmış ve sonrada yine dul olan beş çocuklu bir hanımla evlenmiştir. Daha önce söylediğim gibi evlendiği hanımlardan biri hariç ( Ki bu sizin sorunuzdaki Ayşe annemizdir) geriye kalan tüm hanımları dul kalmış ve çocuklu hanımlardır. Efendimizin ev nufusu 20’den aşağıya düşmemiştir. Şimdi bu bahsettiğimiz kutlu insan, kadına düşkünlüğüyle -haşa- itham edilebilir mi?
3.Bildiğiniz gibi o dönemde çok sayıda hanımın yanında pek çok cariye de bulunmaktaydı. Efendimizin ise mısırdan gönderilen ve sonrasında kendisi tarafından azad edilen Mariya validemiz dışında cariyesi olmamıştır.
4. Mekke dönminde tek hanımla evli olan efendimiz, birden fazla hanımla evliliği Medine döneminde yapmıştır. Bu evliliklerin sebeplerini incelediğinizde tek bir tanesinde bile nefsi bir karar göremezsiniz.
Çok evliliği efendimiz getirmemiştir. İslamiyetten öncesine baktığınızda dünyaın pek çok yerinde birdenfazla evlilik yaygındı. Kişilerin evlilik ağıyla bağlı olması o çağın insanları arasında en etkili iletişim yollarından biriydi, dolayısıyla islamiyetin yayılması açısından önemli bir dusturdu. O dönemde toplum nufusunun yarısının kadın olduğu dşünülüğünde islamiyeti bizzat birinci ağızdan duyup, görüp, öğrenip yine o hanımlara birebir anlatacak bilgili hanımlar seçilmeliydi. Zira erkekler her an mescitte bulunup efendimizi dinleyebiliyor dini öğrenebiliyorlardı, oysa hanımların daima bu şansı olmuyordu.Bu durumda kadınlara ait meseleleri onlara kim anlatacaktı. Mahrem konularda hanımları kim aydınlatacaktı.. İslamiyet kulaktan kulağa mı yayılacaktı?
Lafı çok fazla uzattığımın farkındaım ancak bu gerçekten üzerinde durulması gereken bir konu. Bu sebeple yalnızca sorunuzu kapsayan bölümü koyu yazarak, olurda okumak istemez yalnızca cevabınızı almak isterseniz vakit kaybetmemenizi sağlayacağım.
Efendimizin pek çok hanımla evli oluşunu kısaca sebepleriyle anlatmaya çalışacağım..
1.İslam uğruna çekilen sıkıntılara karşılık bir ödüllendirme: Hz.Sevde validemiz örnek verilebilir. Kendisi efendimizin 2. Eşi olmakla beraber Mekkede çektiği sıkıntılar karşısında eşi ve 16 yaşındaki oğlu şehid olmuştur. Efendimiz kendisiyle evlendiğinde Sevde annemiz 50 yaşında bulunuyordu ve yetim çocukları vardı.
2. Kocası savaşta şehid olmuş, kimsesiz ve dul kalmış hanımları koruma altına alma: Ümmü Seleme Peygamber efendimizin 5. Eşidir. Kocası Abdulesed islamiyeti ilk kabul edenlerdendi ve Uhud savaşında şehid edilmişti. Ümmü seleme annemiz dört çocuğuyla dul kalmıştı. Ümmü Seleme annemiz Hz. Aişe annemiz gibi üstün dirayet ve fetanet sahibi bir kadındı. Efendimizin bu hanımla evlenmesi İslamiyetin yayılması açısından da önem arz etti. Kendisi islamın azılı düşmanlarından müşriklerin komutanı Halid’in de akrabası idi. Halid bu evlilikten  etkilendii ve iki yıl sonra islamiyeti kabul etti.
Hz. Zeyneb efendimizib 8. Eşi ve Huzeymenin kızıydı. İlk kocası bedir, ikinci kocasıda uhud savaşında şehid oldu. Kendisi bu evlilikten üç ay kadar kısa bir süre sonra vefat etti.
3. Cahiliye adetlerini ortadan kaldırmak: Hz. Peygamberimizin 7. Eşi Hz. Zeyneb, efendimizin evlatlık oğlu Zeyd’in eşidir. Hz. Zeyd , Hz. Zeynebden boşandığında efendimiz kendisi ile evlenerek, üvey avladın öz evlat gibi olamadığını, hanımından boşanması durumunda kendisiyle evlenilebileceğini göstermiştir ki bu konuda ayet inerek efendimizin Hz. Zeyneb annemizle evlenmesi hükmü verilmiştir.
4. En yakın dostlarının kızları ile evlenerek onları onurlandırma. (Ki sizin sorunuz burayı kapsamaktadır)
Hz. Aişe ve Hz. Hafsa annelerimiz bu bölümü kapsamaktadır.
Hz. Aişe, Hz. Peygamber(sallallahu aleyhi vessellem)’in 3. Eşi, peygamber medresesinin en genç ve zeki talebesi ve en yakın dostu birinci halife Hz. Ebubekir Efendimizin kızıdır. Mekkede doğup büyüdümüş çok iyi bir terbiye alarak yetişmiştir. Allahın elçisi, Hz. Ebubekir ailesini şereflendirmek için daha çocuk yaşta olan Hz. Aişe ile nikahlandı, onu ancak evlilik çağında evine aldı.
Bu güne kadar Aişe validemizin evlendiği zamanki yaşı hep tartışma konusu yapılarak öne sürülmştür. Efendimizin eşleri ile olan münasebeti bir kenara bırakılmış olsa dahi Hz. Aişe ile olan evliliği açıklanabilir boyuttadır. Bilindiği gibi peygamberliğin gelişinden 10 yıl sonra 50 yaşındayken Hz. Hatice validemizi kaybeden efendimiz kendisine hem ev işlerinde hemde islamietin yayılması konusunda yardımcı olacak kişilere ihtiyaç duymuştur. Bu sebeple bir yandan dul bir hanım olan 2. Eşi Hz. Sevdeyi diğer yandan da en yakın dostunun kızı Hz. Aişe annemizi istetti. Hz. Peygamberin bu isteği vahyin başlangıcından 10 yıl sonradır. Aişe annemiz ise vahiy başlangıcından beş, altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Aişe Efendimiz ile evlendiğinde yaklaşık 17, 18 yaşlarında idi. Bu konuyu detaylarıyla  Mevlana Şiblinin Asr-ı Saadet kitabında okuyabilirsiniz. Hz. Aişenin evlendiğinde yaşının büyük olduğunu  ablası Hz. Esmanın biyografisinden anlamakta mümkündr. Biyografi kitaplarında hz. Esmadan bahsederken diyorki “Esma 100 yaşındayken hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde 27 yaşındaydı Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre hicret vaktinde kendisi 17 yaşında idi. Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr ile nişanlanmıştı. Bu demektirki kendisi evlenilecek çağda bir genç kızdı.. Diğer bir izah tarzı da yine şudur: Hz. Aişe validemiz peygamberimiz ile 9 yıl evli kalmıştır. Peygamberimizin vefatı sırasında 27 yaşındaydı Efendimizden sonra 48 yıl yaşamış ve hicri 58de 74 yaşında vefat etmiştir. 74-48=26, 26-9=17 yani Aişe validemiz yaklaşık 17, 18 yaşlarında Efendimizin hanesine girmiş, kendisiyle evlenme şerefine erişmiştir. (A.H.Berki- O. Keskinoğlu, Hatemü’l Enbiya Hz. Muahmmed ve hayatı, 210)
Hz. Hafsa annemiz efendimizin 4. Eşi ve Hz. Ömerin kızıdır. Uhud savaşında kocası şehid olunca kendisi dul kalmıştır. Efendimiz kendiini himayesi altına alarak akrabalık bağı ile Hz. Ömeri onurlandırmıştır.
Dilerim birazda olsa yararı olmuştur ve dilerim okumaktan sıkılmamışsınızdır kardeşim. Hakkınızı helal edin. Rabbime emanetsiniz.
689 notes · View notes
zeynebsahn · 9 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Artık yorum yapmaya takatim kalmadı benim.
7 notes · View notes
zeynebsahn · 9 months ago
Text
ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi!
“Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.
Filmin adı ” Küçük Tavuk. “Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.
Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.
Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar.
Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.
Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.
Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor. Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor.
Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.
Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.
Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”
Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.
Sorular:
1-Kümes NERESİ?,
2-Yaşlı horozlar KİMLER?
3-Genç horoz KİM, şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi tilki KİM?
Buna göre içinde bulunduğumuz durumu sorgular isek binlerce yorum ortaya çıkar. Unutmayalım Ulusların dostları yok sadece çıkarları vardır…
135 notes · View notes