#teme abdullah
Explore tagged Tumblr posts
Text
Pelukis Jalanan oleh Teme Abdullah
____
Jika diberi peluang berpatah balik masa, perbetulkan semuanya, mengelak kegagalan berlaku, dan hidup dengan selesa, aku akan memilih untuk tidak lakukannya. Kerana pengalaman inilah anugerah bernilai Allah kepada aku.
Harga asal: RM25
Pembelian hanya melalui online:-
Website: https://www.imanshoppe.com/products/pelukis-jalanan-by-teme-abdullah?_pos=1&_sid=a021d6d75&_ss=r&ref=umtusgqn
Guna kupon dengan kod AINKONGSI untuk dapat diskaun 5%
Shopee: https://s.shopee.com.my/AUedzadJ2O
Harga promo: RM20



0 notes
Text
Bayang Sofea
Saya suka novel ini sebab pemutarbalikan plotnya (plot twist) memang tak terjangka. Sofea bekerja sebagai eksekutif di salah sebuah syarikat terbesar di Nusaraya. Dia berkawan baik dengan Tirrah, seorang pegawai keselamatan di syarikat itu. Anak Tirrah mengidap barah dan adalah peminat tegar seorang peninju bernama Danish. Kebetulan, Danish adalah kawan sekolah Sofea, maka Sofea membawa Tirrah…
View On WordPress
0 notes
Text


UNPLANNED TRIP TO KL WITH MY FRIENDS
On 24th August 2024, my friends and I spontaneously packed our things and headed to Kuala Lumpur. We had breakfast at Inara Cafe, where I ordered Nasi Lemak Ayam Berempah, and then we went to KLCC. In the car, we karaoke’d to many songs, including those by Taylor Swift and Lyodra, since it took us an hour to get to Kuala Lumpur, which gave us time to enjoy ourselves together. After we arrived, we went straight to KLCC, and the first store we visited was Kinokuniya. I was so excited because I love books and there were so many motivational titles written by famous Malaysian authors, such as Teme Abdullah. My friend Aleya looked at Japanese books because she loves watching anime, while Sasa picked up Daiyan Trisha’s book. After we spent about 30 minutes there, we went to a childhood stall that sells old junk food and toys, but we didn’t buy anything because we felt it would be a waste of money. After that, we went to a clothing boutique to check out what was going viral on social media, and Haikal bought his favourite sandals. As we looked around, Nureen mentioned that Pasar Seni was holding an event, so the five of us changed our plans to go there and managed to reach the place within 30 minutes since there was no traffic. After we arrived at Pasar Seni, we saw famous TikTokers, including Naufalhazz and his wife. Haikal wanted to take a picture with them but was too shy because there were so many people. So, we continued to walk around and see what was for sale. I stopped at a sock store with many cute options and bought a pair. Next, we decided to take a picture together, but since we didn’t have anyone to help us, we asked a foreigner to take it for us. Fortunately, he was kind and we loved how our picture turned out. Then, we headed back to Bangi as it was close to 11 PM, since our parents didn’t want us out too late. We had our dinner first before returning home. I think those memories will forever be cherished in my mind because it was such a spontaneous day and I enjoyed every moment with them.
2 notes
·
View notes
Text
Abdullah ibn Mesud radıyallahu anh'tan şöyle rivayet edilmiştir;
Ahir zamanda bir kavim sultanın huzuruna varır. Sultanlar Allah’ın emriyle hareket etmezler, onlar da nehyetmezler. Allah’ın laneti işte bunların üzerine olsun.
Ramuzel Ehadis syf:518, hadis no:7
Ebu Hureyre radıyallahu anh'tan şöyle rivayet edilmiştir;
Cehennemde bir vadi vardır. Cehennem her gün, bu vadiden yetmiş defa Allaha sığınır. Allah bu vadiyi amelleriyle riya yapan, okumuş mürailer için hazırladı. Allah indinde en fazla buğza layık kullar, sultanlara, baştakilere sokulan alimlerdir.
Ramuzel Ehadis, syf:127, hadis no:2
Huzeyfe el-Yeman radıyallahu anh'ın bildirdiğine göre Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur: "Yalan söyleyip zulmedecek bir takım idareciler olacak. Onların yalanlarını doğrulayan, zulümlerine yardımcı olan bizden değildir, ben de ondan değilim. Benim yanıma Havz'ıma da gelemeyecektir. Ama onların yalanlarını doğrulamayan, zulümlerine yardımcı olmayan ise bendendir, ben de ondanım ve benim yanıma Havz'ıma yakında gelecektir.
Hadisi İmam Ahmed, Bezzar ve İmam Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat ve el-Mu'cemu'l-Kebir'de rivayet etmiştir. Ayrıca bk: Mecmauz Zevaid 9265
Abdullah ibn Ömer radıyallahu anh'tan şöyle rivayet edilmiştir;
Sultan ve maiyetindekilerin kapılarından sakının. Çünkü insanlardan onlara en yakın olanı, Allah’tan en uzak olanıdır. Her kim Sultanı, Allah Teala üzerine tercih ederse, Allah o kimsenin kalbinde gizli ve açık fitne yaratır. Ondan Vera'yı giderir. Ve o kimseyi şaşkınlık içinde terkeder.
Ramuzel Ehadis syf:14, hadis no:9
Tâbiînin büyük isimlerinden Said b. Müseyyeb çevresini şöyle ikaz ederdi:
“Âlimin, emîrlerin meclisine gittiğini görürseniz, ondan sakının”
Muhammed bin Seleme (radıyallahu anh) şöyle demiştir:
Pisliğin üzerine konan karasinek, şu adamların kapısında bekleşen kurralardan daha güzel ve daha hayırlıdır.
İmam Gazali, İhya-u Ulumiddin, Cilt:2 , syf.378
Mubarek Ebû Hammâd anlatıyor: Süfyân es-Sevrî’nin, Ali b es-Selîmî’ye şöyle dediğini işittim;
“… Sultanın kapısına, onun kapısına varanların kapısına ve onlarla aynı arzuların peşinde olanların yanına gitmekten sakın. Onların fitnesi Deccâl’in fitnesi gibidir. Onlardan biri sana gelecek olursa onlara karşı suratını as ve onların hiçbir şeyini önemseme. Yoksa haklı olduklarını zannederler ve sen de onlara bunda yardım etmiş olursun. Onlar beraber oldukları her bir kişiyi kirletirler…”
Ebu Nuaym el-İsbehani, Hilyetul Evliya, cilt:5 , syf: 348
El Hatib, Ömer ibn İbrahim isnadıyla şöyle rivâyet etmiştir:
Abdullah İbn Mubarek'in (Allah O'na rahmet etsin) şöyle dediğini duydum:
Ebu İsme, İmam Ebu Hanife'ye ‘Kimin rivâyetlerini dinlememi emredersin?’ diye sordu;
O (Allah O'na rahmet etsin) şöyle cevap verdi: Şia hariç, görüşünde adil olan herkesin. Çünkü onların akidelerinin temeli, Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ashabını (Allah onlardan razı olsun) sapıklıkta suçlama esasına dayanır. Bir de yöneticilere kayıtsız şartsız itaat eden alimlerin rivâyetlerini dinleme.
el Kifaye, syf.203.
İmam Ebu Hanife'nin İtikad Esasları, syf.92
#islam#din#iman#allah#tevhid#hakikat#şeriat#tevhid ehli#tağut#belam#alim#mürcie#irca#harici#tekfir#tarikat#ismailağa#menzil#gavs#mürşid#ibn kayyım#şiir
5 notes
·
View notes
Text
Bahçeli: 47 yıldır yazılan kanlı sayfa kapanacak
https://pazaryerigundem.com/haber/225799/bahceli-47-yildir-yazilan-kanli-sayfa-kapanacak/ -
Bahçeli: 47 yıldır yazılan kanlı sayfa kapanacak

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “PKK silahları bıraktığını, örgütsel varlığını feshettiğini bugün sabah saatlerinde açıklamıştır. Böylelikle PKK musibeti son bulacak, 47 yıldır ihanetle yazılan kanlı sayfa ümit ve temenni ediyorum ki, bir daha açılmamak üzere kapanacaktır.” dedi.
ANKARA (İGFA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK Terör Örgütünün Feshi Ve Silah Bırakması ardından açıklama yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, ”Türkiye Cumhuriyeti Devleti açık talihiyle, ortak aklı çalıştıran milli birlik ve dayanışma tablosuyla, aynı zamanda mülkün temeli olan adalet tabanıyla, elbette asırlara sari ahlak müktesebatının tasarruf ve taahhüdüyle tarihi bir eşiktedir.
Türk vatanının her yöresine emek, sabır ve fedakârlıkla ekilen barış tohumları umutla sulanmış, nihayet tomurcuklanmış ve çiçek açmıştır. Bugüne kadar çekilen çileler, katlanılan badireler, karşılaşılan belalar, ödenen bedeller, dökülen tertemiz şehit kanları milli yüreklere ateş gibi düşse de milli birlik ve kardeşliğimizi heba ve heder edecek siyasi ve sosyolojik kırılma hiç yaşanmamıştır.
Türk’ün Kürt’e, Kürt’ün Türk’e hürmet, muhabbet ve bağlılığı aziz Türk milleti varlığında tezahür ve temerküz etmiş, bununla mündemiç olmak suretiyle hiçbir kopma, parçalanma veya zayıflama emaresine tesadüf edilmemiştir.
Dünya çapında zincirleme reaksiyon gösteren savaş ve çatışmalar silsilesinin karanlık gölgesi beşeriyet ve coğrafyaları pek çok yönden tahakküm ve tesirine almışken, Türkiye Yüzyılı’nın barış ve huzur uyanışıyla tahkim, taltif ve tarifi muazzam bir atılımın, muhteşem bir tarihsel akışın tescilidir.” dedi.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER’İ ANDI
Bahçeli ayrıca paylaşımında ”Bu vesileyle 3 Mayıs 2025’te hayata veda eden, terörsüz Türkiye gayesine samimiyetle hizmet eden merhum Sırrı Süreyya Önder’i rahmetle anıyor, mekanı cennet olsun diyorum.
Terörsüz Türkiye hedefini bir devlet politikası haline getiren, özverili bir şekilde tavrını ve duruşunu gösteren Sayın Cumhurbaşkanımıza, partisinde ve devlet bürokrasinde mücadele edip terörsüz geleceğin mimarisine destek veren mesai arkadaşlarına,
27 Şubat barış ve demokratik toplum çağrısıyla tarihsel sorumluğu üzerine alan PKK’nın kurucu önderi Abdullah Öcalan’a, İmralı-DEM Parti-Kandil arasında temas ve görüşme trafiğini yürüten heyetlere, DEM Parti’nin eş genel başkanlarına, yönetici ve milletvekillerine,
Türk ve Kürt kardeşliğine sahip çıkan her vatan evladına,
Elbette Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesiyle hiyerarşik zincir içindeki tüm kahramanlarımıza teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum. Aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Büyük Türk milletini saygıyla selamlıyor, terörsüz Türkiye’yle ilgili tarihi gelişme ve kararların hayırlı olmasını Rabbim’den niyaz ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
https://t.co/yiJqRzG53V
— MHP (@MHP_Bilgi) May 12, 2025

0 notes
Text
currently im obsessed (read it not in pervy way) with malaysian author teme abdullah. he is so good yall😭😭 please i like him (as a author) ☺️☺️☺️☺️
1 note
·
View note
Text
Vivimos los últimos tiempos : El terremoto más devastador en Afganistán deja más de 2000 muertos
ISLAMABAD — La cifra de muertos por los fuertes terremotos que han el oeste de Afganistán aumentó a más de 2.000, dijo un portavoz del gobierno talibán. Es uno de los terremotos más mortíferos que ha azotado al país en dos décadas. Foto: BBC Un potente terremoto de magnitud 6,3 seguido de fuertes réplicas mató a decenas de personas en el oeste de Afganistán el sábado, dijo la autoridad nacional de desastres del país. Pero Abdul Wahid Rayan, portavoz del Ministerio de Información y Cultura, dijo que el número de muertos por el terremoto en Herat es mayor de lo que se informó originalmente. Unas seis aldeas han sido destruidas y cientos de civiles han quedado enterrados bajo los escombros, afirmó mientras pedía ayuda urgente. Las Naciones Unidas dieron el sábado por la noche una cifra preliminar de 320 muertos, pero luego dijeron que la cifra aún se estaba verificando. Las autoridades locales dieron una estimación de 100 personas muertas y 500 heridas, según la misma actualización de la Oficina de Coordinación de Asuntos Humanitarios de la ONU La actualización decía que 465 casas habían sido destruidas y otras 135 resultaron dañadas. «Los socios y las autoridades locales prevén que el número de víctimas aumentará a medida que continúen los esfuerzos de búsqueda y rescate en medio de informes de que algunas personas pueden quedar atrapadas bajo edificios derrumbados», dijo la ONU. El portavoz de la autoridad de desastres, Mohammad Abdullah Jan, dijo que cuatro aldeas en el distrito de Zenda Jan, en la provincia de Herat, sufrieron la peor parte del terremoto y sus réplicas. El Servicio Geológico de Estados Unidos dijo que el epicentro del terremoto estuvo a unos 40 kilómetros (25 millas) al noroeste de la ciudad de Herat. Le siguieron tres réplicas muy fuertes, de magnitud 6,3, 5,9 y 5,5, así como otras de menor magnitud Al menos cinco fuertes temblores sacudieron la ciudad alrededor del mediodía, dijo Abdul Shakor Samadi, residente de la ciudad de Herat. ARTICULO DE INTERÉS: POLÉMICA: Tras disfrazarse de Jesús y rezar el Padre Nuestro, la policía detiene a Drag Queen «Toda la gente está fuera de sus hogares», dijo Samadi. "Las casas, oficinas y tiendas están vacías y se teme que se produzcan más terremotos. Mi familia y yo estábamos dentro de nuestra casa, sentí el sismo". Su familia comenzó a gritar y salió corriendo, temiendo volver a entrar. La Organización Mundial de la Salud en Afganistán dijo que envió 12 ambulancias a Zenda Jan para evacuar a las víctimas a hospitales. «A medida que se siguen reportando muertes y víctimas del terremoto, hay equipos en los hospitales ayudando a tratar a los heridos y evaluando necesidades adicionales», dijo la agencia de la ONU en X, antes conocido como Twitter. «Las ambulancias apoyadas por la OMS están transportando a los afectados, la mayoría de ellos mujeres y niños». Las conexiones telefónicas se cortaron en Herat, lo que dificultó obtener detalles de las zonas afectadas. Vídeos en las redes sociales mostraban a cientos de personas en las calles frente a sus casas y oficinas en la ciudad de Herat. La entrada «Vivimos los últimos tiempos» : El terremoto más devastador en Afganistán deja más de 2000 muertos se publicó primero en NOTICIAS CRISTIANAS DE ÚLTIMA HORA.
0 notes
Text
Cuma günü
Eğer müezzin cuma namazını kılarken içeri girerseniz, camiye hemen selam verin ve müezzinin namazı bitirmesini beklemeyin. Çünkü hutbeyi dinlemek, müezzinin namazını kıldırmasından daha önemlidir. Zira hutbeyi dinlemek farzdır, ancak ezana icabet etmek farz değildir.
Bir eylem için birden fazla niyet olması daha iyidir.Bir kimse mescide girdiğinde, namazının mescide selâm vermek, sünnet namazı kılmak ve iki rekât abdest almak olduğunu niyet etmesi en faziletli olandır.
Camiye geç kalsanız ve imam hutbe okuyor olsa bile selâmınızı verin.
İbn Mesud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hutbe okurken bir adam mescide girdi. Oturdu. Peygamber (s.a.v.) ona: “Namaz kıldın mı?” diye sordu. Dedi ki: Hayır. Dedi ki: “Kalk ve iki rekat namaz kıl.” (Buhari ve Müslim)
Bir Müslümanın diğer bir Müslümana her cuma veya sosyal medyada "Mübarek Cuma" demesi bir bid'attir ve hiçbir temeli yoktur
Cuma hutbesi sırasında ve iki hutbe arasında elleri kaldırmak bir bid'at olup sünnet değildir. (Cemaat için)
Cuma namazının birinci rek'atını kaçıran kimse, onu imamın selâmından sonra kılmalıdır. Kim ikinci rek'atı kılamazsa ve imam ikinci rek'atta rükûdan kalktıktan sonra ona yetişirse, cuma namazını kaçırmış olur. İmam selâm verdikten sonra iki rek'at namaz kılmamalı, öğle namazına niyet edip dört rek'at kılmalıdır.
Abdullah bin Mesud'un (r.a.) rivayetine göre, o şöyle demiştir: "Cuma namazının bir rek'atına yetişirseniz, ona bir rek'at daha ekleyin. Eğer rükûyu kaçırırsanız, dört rek'at kılın." (Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmiştir)
Bu, Abdullah bin Ömer ve Abdullah bin Zübeyr'in görüşü olup, sahabeden hiç kimsenin bunlara karşı çıktığı bilinmemektedir. Bu, Şafii, Ahmed bin Hanbel ve Malik'in görüşüdür.
Cuma namazına imam minbere çıkmadan önce mutlaka erken gelin.
Ebu Hureyre'nin, Allah ondan razı olsun, Peygamber'in, Allah ona salat ve selam etsin, rivayetine göre, o şöyle demiştir: "Cuma günü olunca, melekler mescidin kapısında dururlar, ilk gelenleri, sonra ilk gelenleri yazarlar. Sonra imam oturduğunda, tomarları katlarlar ve oturup zikri dinlerler." (Buhari ve Müslim)
Evs İbnu Evs radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim cuma günü gusleder, yıkanır, sonra erkenden yola çıkar, yürür, binek hayvanı binmez, imama yakın durur, dinler ve boş söz söylemezse, attığı her adım karşılığında bir sünnetin sevabı, o sünnetin orucunun sevabı ve o kıyamın namazının sevabı kadar sevap kazanır.” (Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmiştir)
Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayetine göre, Peygamber (s.a.v.)'in rivayetine göre, o şöyle buyurmuştur: "Kim abdest alır ve güzelce abdest alır, sonra cuma namazına gelir, dikkatle dinlerse, o cuma ile bir sonraki cuma arasındaki ve üç gün daha fazla günahları bağışlanır. Fakat kim çakıl taşlarına dokunursa boş konuşmuş olur." (Sahih Müslim) Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle buyurmuştur: "Kim birinci saatte giderse, bir deve kurban etmiş gibi olur. Kim ikinci saatte giderse, bir inek kurban etmiş gibi olur. Kim üçüncü saatte giderse, boynuzlu bir koç kurban etmiş gibi olur. Kim dördüncü saatte giderse, bir tavuk kurban etmiş gibi olur. Kim beşinci saatte giderse, bir yumurta kurban etmiş gibi olur. İmam minbere çıkınca melekler zikri dinlemek için hazır bulunurlar." (Sahih-i Buhari ve Müslim)
Kehf Suresi'ni okumak
Ebû Said el-Hudrî (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim Cuma günü Kehf Suresi’ni okursa, iki Cuma arasında kendisi için bir nur parlar.” (Hadisi Hâkim ve Beyhaki rivayet etmiş, )
Kehf Suresi'nin okunmasının vakti perşembe (yani cuma gecesi) günü gün batımından başlar ve cuma günü gün batımına kadar devam eder. Misvak
Hz. Aişe (r.a.)'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.v.) özellikle Cuma günleri misvak kullanırdı." (Nesai rivayet etmiştir)
Banyo yapmak ve parfüm sürmek
İbn Ömer (ra)'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (sav)'den rivayet edildiğine göre, o şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz cuma günü gelirse, yıkansın ve güzel koku sürsün." (Hakim ve Beyhaki rivayet etmiştir.)
En iyi kıyafetleri giyin
İbn Ömer'in (ra) rivayetine göre, Peygamber (sav)'in (sav) rivayetine göre, o şöyle buyurmuştur: "Bedenlerinize iyilik edin. Zira Allah size bedeninize iyilik etmenizi emretmiştir. Bunlardan biri de Cuma günü en güzel elbiselerinizi giymenizdir." (Hakim rivayet etmiştir)
İmam hutbe okurken konuşmanın yasaklanması
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse, imam hutbe okurken kardeşine, ‘Dinle’ derse, boş konuşmuş olur.” (Buhari ve Müslim)
İbn Mesud (r.a.)'dan rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den rivayetle: "Çakıl taşına dokunan kimse boş konuşmuş olur." (Sahih Müslim)
Hadis, cuma günü hatibi dikkatle dinlememizi ve hutbeyi dinlememizi engelleyecek hiçbir şeyle oynamamamızı emrediyor. Çakıl taşlarına dokunmak da bunlardan biridir ve kendiliğinden kastedilen bir şey değildir. Bilakis, dinlerken dikkat etmek amaçlanmaktadır. Yani bir kimse camide çakıl taşlarına veya başka bir şeye, mesela halıların kenarlarına, elindeki kağıtlara veya benzeri şeylere dokunursa, bu da çakıl taşlarına dokunmak gibidir. İmama bakmak ve ondan uzaklaşmamak
Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: "İmam minbere çıktığında biz yüzümüzü ona doğru çevirirdik." (Sahih Müslim)
Tepeye oturmak yasaktır. Açıklamak gerekirse yorumlardaki resme bakabilirsiniz.
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü imam hutbe okurken oturursanız, bir tepenin üzerine oturmayın.” (Tirmizî ve Müsned Ahmed)
Gazaba uğrayan kimselerle oturmayı yasaklamak. Açıklamak gerekirse yorumlardaki resme bakabilirsiniz.
Şureyd bin Süveyd'in rivayetine göre, Allah ondan razı olsun, şöyle demiştir: "Peygamber, Allah ona salat ve selam etsin, ben oturmuşken yanımdan geçti. Ellerimi arkama koymuş ve ellerimin kalçalarına yaslanmıştım. Bana şöyle dedi: "Sen, Allah'ın gazabına uğrayanların oturduğu gibi mi oturuyorsun?" (Ebu Davud ve Tirmizi rivayet etmiştir) Yanıt süresini kontrol edin
Cabir'in (r.a.) rivayetine göre, Peygamber'in (s.a.v.) rivayetine göre o şöyle buyurmuştur:
• Tepki süresini kontrol edinCabir'in (r.a.) rivayetine göre, Peygamber'in (s.a.v.) rivayetine göre o şöyle buyurmuştur:Cuma günü on iki saattir. Bu saatte hiçbir Müslüman Allah'tan bir şey istemezse, Allah istediğini ona verir. O halde onu ikindi namazından sonraki son vakitte arayın.(Ebu Davud, Nesai ve Hakim rivayet etmiş, Elbani sahihlemiştir.)Öncekilerden bazıları şöyle demişler:Ölen kişi ölürse onun için ağlama, ama Cuma günü öğleden sonra vefat ederse onun için ağla!İbn Kayyım Rahimehullah şöyle dedi:Bu saat, ikindi namazından sonraki son saat olup, her dinden insan tarafından kutsal kabul edilir. (Zad el-Maad)______• Cuma günü Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) çokça salat ve selam getirin.Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü bana çokça salât edin. Çünkü kim bana bir defa salât ederse, Allah da ona on defa salât eder.” (Nesai rivayet etmiştir)İbn Mesud (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. O halde bana çokça salavat getirin. Zira sizin salavatlarınız bana arz olunur." (Ahmed rivayet etmiştir.)Abdullah İbn Amr'ın rivayetine göre, Allah ikisinden de razı olsun; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bana en sevgili olanınız ve kıyamet günü bana en yakın olanınız, bana en çok salavat getireninizdir." (Tirmizi rivayet etmiştir.)_____Son olarak Cuma günü Müslümanlar için bir bayramdır, bu yüzden Allah'ın ibadetlerini yüceltin ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünnetini izleyin.Selman-ı Farisi'nin rivayetine göre, Peygamber (s.a.v.)'in rivayetine göre, o şöyle buyurmuştur: "Cuma günü, günlerin efendisi, Allah katında en büyüğüdür ve Müslümanların bayramıdır." (İbn Mace rivayet etmiştir.)____• Müslümanlar cuma namazını kaçırmamaya dikkat etmelidirler.Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayetle, Peygamber (s.a.v.)'den rivayetle: "Kim ihmalkârlıkla üç cuma namazını terk ederse, Allah onun kalbini mühürler." (Sünen Ebu Davud, Tirmizî ve Müsned Ahmed)______Allah'ın salât ve selamı efendimiz Muhammed'e, ailesine, ashabına ve kıyamete kadar onlara iyilikle uyanların üzerine olsun.
بعض الأخطاء والسنن في يوم الجمعه
• ليس لصلاه الجمعه سنه قبليه، وما يفعله بعض الناس من القيام بالصلاه اذا أذن المؤذن الأذان الأول فلا أصل له. (ابن عثيمين رحمه الله)
___
• إذا دخلت والمؤذن يؤذن لصلاه الجمعه بادر بتحيه المسجد ولا تنتظر انتهاء المؤذن ، لأن تفرغك لسماع الخطبه أولي من متابعتك للمؤذن ، حيث ان استماع الخطبه واجب، وإجابه النؤذن غير واجبه.(ابن عثيمين رحمه الله)
____
• الأفضل تعدد النية في العمل الواحد
قال ابن عثيمين رحمه الله: الأفضل للإنسان إذا دخل المسجد أن ينوي بصلاته تحية المسجد والسنة الراتبة وركعتي الوضوء.
_____
• صلاه تحيه المسجد حتي لو جئت متاخرا والإمام يخطب
عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، أَنَّ رَجُلًا دَخَلَ الْمَسْجِدَ وَالنَّبِيُّﷺ يَخْطُبُ، فَجَلَسَ، فَقَالَ لَهُ: "أَصَلَّيْتَ؟" قَالَ: لا. قَالَ: "قُم فَصَلِّ رَكْعَتَيْنِ".(البخاري ومسلم)
_____
• قول المسلم للمسلم جمعه مباركه في كل جمعه او علي وسائل التواصل هذا بدعه ولا اصل له (الشيخ صالح الفوزان)
______
• رفع اليدين اثناء الدعاء في خطبة الجمعة والدعاء بين الخطبتين، بدعة وليست من السُّنَّة.(ابْنُ باز واِبْنُ عُثَيْمِين)
_______
مَن فاتته الركعة الأولى من صلاة الجمعة فليصلها بعد تسليم الإمام .. أما مَن فاتته الركعة الثانية وأدرك الإمام بعد قيامه من الركوع في الركعة الثانية .. فهذا فاتته الجمعة .. ولا يصلي ركعتين بعد تسليم الإمام .. بل ينوي الظهر ويُصلي أربع ركعات
عن عبد الله بن مسعود رضي الله عنه قال:"إذا أَدْرَكَتَ رَكْعَةً مِنَ الجُمُعَةِ فَأَضِفْ إِلَيْهَا أُخْرَى، فَإِذَا فاتَكَ الرُّكُوعُ فَصَلِّ أَرْبَعًا."(رواه أحمد وأبو داود)
وهذا قول عبد الله بن عمر وعبدالله بن الزبير ولا يُعلَم لهم من الصحابة مخالِف .. وهو مذهب الشافعي وأحمد بن ح��بل وومالك.
______
• الحرص علي التبكير لصلاه الجمعه قبل طلوع الإمام المنبر
عن أبو هريرة رضي الله عنه عن النبيﷺ أنه قال:"إذا كان يومُ الجمعةِ وقَفَتِ الملائكةُ على بابِ المسجدِ يكتُبونَ الأوَّلَ فالأوَّلَ، فإذا جَلَسَ الإمامُ طَوَوا الصُّحُفَ وجَلَسوا يَستَمِعونَ الذِّكرَ."(البخاري ومسلم)
عن أوس بن أوس رضي الله عنه عن النبيﷺ أنه قال:"مَن غَسَلَ يَوْمَ الجُمُعَةِ، وَاغتَسَلَ، ثُمَّ بَكَرَ وَابْتَكَرَ، ومَشَى وَلَمْ يَرْكَبْ، ودَنَا مِنَ الإِمَامِ، وَاسْتَمَعَ وَلَمْ يَلْغُ، كَانَ لَهُ بِكُلِّ خُطْوَةٍ عَمَلُ سُنَّةٍ، أَجْرُ صِيَامِهَا وَقِيَامِهَا." (رواه أحمد وأبو داود)
عن أبي هريرة رضي الله عنه عن النبي ﷺ أنه قال:مَن تَوَضَّأَ فأحْسَنَ الوُضُوءَ، ثُمَّ أتَى الجُمُعَةَ، فاسْتَمع وأَنْصَتَ، غُفِرَ له ما بيْنَهُ وبيْنَ الجُمُعَةِ، وزِيادَةُ ثَلاثَةِ أيَّامٍ، ومَن مَسَّ الحَصَى فقَدْ لَغا".(صحيح مسلم)
وعن أبي هريرة رضي الله عنه عن النبي ﷺ أنه قال: "مَن راحَ في السَّاعةِ الأولى فكأنَّما قرَّبَ بَدَنَةً، ومَن راحَ في السَّاعةِ الثَّانيةِ فكأنَّما قرَّبَ بَقَرَةً، ومَن راحَ في السَّاعةِ الثَّالثةِ فكأنَّما قرَّبَ كَبْشًا أَقْرَنَ، ومَن راحَ في السَّاعةِ الرَّابِعَةِ فكأنَّما قرَّبَ دَجَاجَةً، ومَن راحَ في السَّاعةِ الخامِسَةِ فكأنَّما قرَّبَ بَيْضَةً، فإذا صَعِدَ الإمامُ المِنْبَرَ حَضَرَتِ المَلائِكَةُ يَسْتَمِعُونَ الذِّكْرَ".(صحيح البخاري ومسلم)
_____
• قراءه سوره الكهف
عن أبو سعيد الخدري رضي الله عنه عن النبي ﷺ انه قال:"مَنْ قَرَأَ سُورَةَ الْكَهْفِ فِي يَوْمِ الْجُمُعَةِ أَضَاءَ لَهُ مِنَ النُّورِ مَا بَيْنَ الْجُمُعَتَيْنِ."(رواه الحاكم والبيهقي وصححه الألباني)
وقت قراءة سورة الكهف يبدأ من غروب شمس يوم الخميس (أي ليلة الجمعة) ويمتد حتى غروب شمس يوم الجمعة.
___
• السواك
عن عائشة رضي الله عنها، قالت: "كَانَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم يُكْثِرُ مِنَ السِّوَاكِ، وَيَوْمَ الجُمُعَةِ خَاصَّةً." (رواه النسائي).
____
• الإغتسال والتطيب
عن ابن عمر رضي الله عنهما عن النبيﷺ أنه قال: "إِنَّ أَحَدَكُمْ إِذَا جَاءَ يَوْمَ الجُمُعَةِ، فَلْيَغْتَسِلْ وَلْيَتَطَيَّبْ."(رواه الحاكم والبيهقي)
_____
• لبس احسن الثياب
عن ابن عمر رضي الله عنهما، عن النبي صلى الله عليه وسلم أنه قال: "أَحْسِنُوا إِلَى أَبْدَانِكُمْ، فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ أَمَرَكُمْ أَنْ تَحْسِنُوا إِلَى أَبْدَانِكُمْ، وَمِنْ ذَلِكَ أَنْ تَلْبَسُوا فِي يَوْمِ الجُمُعَةِ أَحْسَنَ ثِيَابِكُمْ." (رواه الحاكم)
_______
• النهي عن الكلام والإمام يخطب
عن أبو هريرة رضي الله عنه عن النبيﷺ أنه قال:"إذا قالَ رجلٌ لأخيه: أنصت، والإمامُ يخطبُ، فقد لَغَا."(البخاري ومسلم)
عن ابن مسعود رضي الله عنه عن النبيﷺ أنه قال:"مَنْ مَسَّ الْحَصَى فَقَدْ لَغَا."(صحيح مسلم)
قال ابن باز رحمه الله: الحديث يرشد إلى الإنصات للخطيب يوم الجمعة ، وعدم العبث بما يشغله عن سماع الخطبة ، ومس الحصى من ذلك ، وليس مقصودا بذاته، بل المقصود العناية في الإستماع، فإذا مس الحصى أو مس اشياء أخرى في المسجد ، من أهداب الفرش ، أو من أوراق عنده ، أو ما أشبه ذلك ، أشبه ذلك مس الحصى.
_____
• النظر الي الإمام وعدم الإنشغال عنه
عن أبي هريرة رضي الله عنه قال:"كُنَّا إذا صَعِدَ الإمامُ المنبرَ أَقْبَلْنَا بوجوهِنَا إِلَيْهِ."(صحيح مسلم)
______
• النهي عن الجلوس علي حبوه وللتوضيح الصوره في التعليقات
عن أبو هريرة رضي الله عنه عن النبيﷺ أنه قال:"إذا جلستَ في يومِ الجمعةِ، والإمامُ يخطبُ، فلا تجلسْ على حبوةٍ."(الترمذي ومسند أحمد)
_______
• النهي عن قعده المغضوب عليهم وللتوضيح الصوره في التعليقات
عن شريد بن سويد رضي الله عنه قال:"مرَّ بي النبيﷺ وأنا جالسٌ، وقد وضعتُ يدي خلفَ ظهري، وأتَّكأتُ على آليةِ يدي، فقال: 'أَتَقْعُدُ قُعُودَ المغضوبِ عَلَيْهِمْ؟'"(رواه أبو داود والترمذي)
______
• عدم الإسراع في مغادره المسجد بعد انتهاء الصلاه
عن أبي هريره رضي الله عنه عن النبي ﷺ أنه قال:المَلائِكَةُ تُصَلِّي علَى أحَدِكُمْ ما دامَ في مُصَلَّاهُ الَّذي يُصَلِّي فِيهِ: اللَّهُمَّ اغفر له، اللَّهُمَّ ارْحَمْهُ."(البخاري ومسلم)
قال ابن باز رحمه الله: الجلوس بعد السلام من الصلاة المكتوبة من أعظم الأوقات التي تنزل فيها رحمة الله عز وجل ، فلا تستعجل بالقيام.
قال ابن بطال رحمه الله: من كان كثير الذنوب وأراد أن يحطها الله عنه بغير تعب ، فليغتنم ملازمة مصلاه بعد الصلاة ليستكثر من دعاء الملائكة واستغفارهم له فياله من جلوس لا يقدر بثمن.
____
• الصلاه ركعتين أو أربع ركعات سنه بعد الجمعه
عن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما عن النبيﷺ أنه قال:"إذا صَلَّى أحدُكُم الجمعةَ، فليُصلِّ ركعتين بعدَها."(صحيح مسلم)
وعن ابن عباس رضي الله عنهما قال: "من صلَّى بعد الجمعة أربعًا، فقد أصاب السنة."(رواه الترمذي).
_____
• تحري ساعه الإستجابه
عن جابرٍ رَضِيَ اللهُ عنه، عنِ النبيِّ ﷺ أنه قال:
يومُ الجُمُعةِ اثنا عَشرَ ساعةً، فيها ساعةٌ لا يُوجَدُ مسلمٌ يسألُ اللهَ فيها شيئًا إلَّا أعْطاه؛ فالْتَمِسوها آخِرَ ساعةٍ بعدَ العصرِ.
(رواه أبو داوود والنسائي والحاكم وصححه الألباني)
كان بعض السلف يقول:
لا تبكي الميت إذا مات، وابكِ عصر الجمعة إذا فات!
وقال ابن القيم رحمه الله:
وهذه الساعة هي آخر ساعة بعد العصر ، يُعَظِّمُها جميع أهل المِلَلْ.(زاد المعاد)
______
• الإكثار من الصلاه علي النبيﷺ يوم الجمعه
عن أبي هريرة رضي الله عنه، عن النبيﷺ أنه قال:"أكْثِرُوا مِنَ الصَّلَاةِ عَلَيَّ فِي يَوْمِ الجُمُعَةِ، فَإِنَّهُ مَنْ صَلَّى عَلَيَّ صَلَاةً، صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ بِهَا عَشْرًا."(رواه النسائي).
عن ابن مسعود رضي الله عنه عن النبيﷺ أنه قال:"إنَّ مِنْ أَفْضَلِ أَيَّامِكُمْ يَوْمَ الجُمُعَةِ، فَأَكْثِرُوا عَلَيَّ مِنَ الصَّلَاةِ فِيهِ، فَإِنَّ صَلَاتَكُمْ مَعْرُوضَةٌ عَلَيَّ." (رواه أحمد).
عن عبد الله بن عمرو رضي الله عنهما، عن النبيﷺ أنه قال:"إنَّ مِنْ أَحَبِّكُمْ إِلَيَّ وَأَقْرَبِكُمْ مِنِّي يَوْمَ القِيَامَةِ، أَكْثَرُكُمْ عَلَيَّ صَلَاةً."(رواه الترمذي).
_____
• أخيرا يوم الجمعه عيد للمسلمين فعظموا شعائر الله وتسننوا بسنه النبيﷺ
عن سلمان الفارسي رضي الله عنه، عن النبيﷺ أنه قال: "يَوْمُ الجُمُعَةِ سيدُ الأيّام، وأعظمُها عندَ الله، وهو عيدٌ للمسلمين." (رواه ابن ماجه).
____
• وليحذر المسلم إضاعة صلاة الجمعة
عن أبي هريره رضي الله عنه عن النبيﷺ أنه قال:"مَن تركَ ثلاثَ جُمعاتٍ تَهاوُّناً بها ، خَتمَ اللهُ على قلبِه."(سنن ابو داود والترمذي ومسند أحمد)
______
هذا وصل الله علي سيدنا محمد وعلى آله وصحبه أجمعين ومن تبعهم بإحسان إلي يوم الدين

6 notes
·
View notes
Text
"Kita tak boleh berhenti. Kita kena terus berlari. One day, the pain and hardships will make sense to us. Just don't give up."
- Teme Abdullah
20 notes
·
View notes
Text
Rahsia Danny oleh Teme Abdullah [PERCUMA Bookmark Karakter Edisi Terhad]


“Sofea, ingat tak dulu saya pernah cakap, kalau ada peluru menuju ke arah awak, I’ll make myself as your shield?”
“Tapi awak ingat tak apa yang saya cakap lepas tu? Saya pun sanggup buat benda yang sama.”
*
Danish Coelho Ilyas memiliki segalanya. Atlet tinju tersohor, kaya, popular. Tapi untuk mencapai setiap kejayaannya tidak mudah.
Dalam diam, dia terlibat dengan organisasi misteri yang menuntut kesetiaannya. Kerana merekalah, nama Danny terkenal ke persada dunia. Walau berisiko, Danny tidak gentar, bahkan langkahnya semakin yakin. Kesetiaan Danny tidak pernah dipersoal.
Namun apabila Danny bertemu semula Sofea, cinta lamanya, dia dituntut untuk melakukan pengorbanan yang dahsyat, demi kejayaan yang lebih besar. Jika dia perlu mempertaruhkan segalanya, jalan manakah yang akan dipilih?
Barangkali semuanya telah dirancang sejak awal. Dan yang akan menang ialah yang paling hebat merancang.








Harga asal: RM35
Pembelian hanya melalui online:-
Website: https://www.imanshoppe.com/collections/buku-baru-edisi-pbakl-2025-3-buku-rm85/products/rahsia-danny-by-teme-abdullah?ref=umtusgqn
Harga promo: RM33
Guna kupon dengan kod AINKONGSI untuk dapat diskaun 5%
Shopee: https://s.shopee.com.my/5Kzeni9sHq
Harga promo: RM29.26
0 notes
Text
Empayar

"Siapalah kita untuk menghakimi kotor jernihnya seseorang. Kita semua ada dosa yang Allah sembunyikan daripada pengetahuan umum. Bersederhanalah, dan kenanglah dosa kita sendiri," bicara Pelatih 8492 terhenti. (m/s 97)
"Ketika itu, ramai antara kita terpengaruh dengan tipu daya halus syaitan. Terlalu bodoh untuk maju ke hadapan. Pengembangan ilmu-ilmu itu tidak lagi menjadi keutamaan. Kononnya, ilmu itu semuanya ilmu keduniaan. Lalu, kita mula berkelahi di ekor alahan.
Ibarat melukakan diri sendiri, dan saling berebut untuk merawat luka yang tidak sepatutnya wujud. Masih banyak luka di badan yang perlu dirawat, namun kita ambil pisau dan menoreh diri sendiri. Luka torehan itu pula bisa membinasakan seluruh badan. Lama-kelamaan, luka itu busuk dan tidak dapat disembuhkan lagi. Akhirnya ummah pun mati." (m/s 238)
"Usahlah kau bimbang. Sebagai sahabat, aku pasti akan cuba membantu kau. Dan..., seperti yang sudah aku katakan tadi, walau apa pun yang berlaku, aku tetap akan menegakkan perkara yang benar."
Kepala Pelatih 6480 tertunduk sedikit.
"Terima kasih 8492...," kata Pelatih 6480 dengan mata berkaca-kaca. (m/s 286)
#teme abdullah#temerity#iman publication#empayar#booklr#writeblr#blogger#blogging#writeblogging#motivation#classic
6 notes
·
View notes
Text

New books on the shelf. Just arrived today.
0 notes
Text
Bursa Kestel 15. kitap günleri fuarı kapılarını açtı
https://pazaryerigundem.com/haber/221163/bursa-kestel-15-kitap-gunleri-fuari-kapilarini-acti/ -
Bursa Kestel 15. kitap günleri fuarı kapılarını açtı

Bu yıl 15’incisi düzenlenen Kestel Kitap Günleri Fuarı, bugün kitapseverlere kapılarını açtı.
BURSA (İGFA) – Bursa Kestel Belediyesi tarafından organize edilen Kitap Günleri Fuarı, Kestel Meydanı’nda ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. 40 yazar ve 24 standın yer aldığı fuara kitapseverler yoğun ilgi gösterdi. 21 Nisan Pazartesi günü başlayan fuar, 27 Nisan tarihine kadar her gün 09.00-20.00 saatleri arasında açık olacak.
Kitap satışlarının yanı sıra çeşitli söyleşi ve imza etkinliklerinin de düzenleneceği fuarın açılışı; Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol’un ev sahipliğinde, Kestel Kaymakamı Recep Öztürk, AK Parti Bursa Milletvekilleri Mustafa Yavuz ve Osman Mesten, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, öğrenciler ve çok sayıda kitapseverin katılımıyla gerçekleşti.
Açılış konuşmasını yapan Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol, “15’incisi düzenlenen Kestel Kitap Fuarı’nın açılışında sizlerle birlikte olmaktan büyük onur duyuyoruz. Bu heyecanı hep birlikte yaşıyoruz,” dedi. Erol konuşmasına şöyle devam etti:
“Sevdamız Kestel, sevdamız kitap diyerek başladığımız bu yolculukta; medeniyetlerin temeli olan bilginin, okumayla kazanıldığını biliyoruz. Kitaplar bizleri düşünmeye, anlamaya ve gelişmeye davet eder. Amacımız, bu davete icabet ederken kitapları hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline getirmek. Dijital çağın hızlı akışı içinde kitaplarla ruhumuzu dinlendirmek ise ayrı bir kazanım. Kestel Belediyesi olarak bu anlamlı buluşmanın parçası olmaktan gurur duyuyoruz.”

“40 YAZAR, 24 STAND İLE HİZMET VERECEK”
Her yaştan katılımcının yeni yazarlarla tanışmasını ve yeni dünyalar keşfetmesini temenni eden Erol, “Umarım bu fuar hepimize yeni ufuklar açar ve kendimizi daha derinlemesine keşfetme fırsatı sunar. 15’inci kez düzenliyoruz ama bu yılki fuarımız vizyonumuza yakışır biçimde Kestel Meydanı’nda sizlerle buluşacak. 40’a yakın yazarımız ve 24 standımızla 52 yayınevi fuarda yer alacak,” dedi.
“KUMBARALARLA KİTAPLARINA KAVUŞACAKLAR”
Kestel’deki 37 yerel yazarın fuar boyunca kitapseverlerle buluşacağını belirten Erol, “Geçtiğimiz ay tüm ilkokul ve ortaokul öğrencilerimize 10 bin kumbara dağıttık. Fuara bir ay öncesinden start verdik. Çocuklarımız kumbaralarını doldurdu, umuyorum. Şimdi bu fuarda, biriktirdikleri paralarla kitaplarına kavuşacaklar. Ayrıca ilçemizdeki 37 yerel yazar ve şair, fuar boyunca halkımızla buluşarak imza etkinliklerine katılacak,” diye konuştu.
Kestel Kaymakamı Recep Öztürk ise yaptığı konuşmada, “Medeniyetimizin hamuru ilimle, irfanla, kitapla ve bilimle yoğrulmuştur. Bizlere düşen görev, bu köklü medeniyeti daha ileriye taşımak ve kitap sevgisini çocuklarımıza aşılamaktır,” ifadelerini kullandı.
SÖYLEŞİ VE YAZAR PROGRAMI
Ek Hizmet Binası Kültür Merkezi Söyleşi Programı:
23 Nisan Çarşamba, 20.00 – Saliha Erdim
26 Nisan Cumartesi, 15.00 – Nurullah Genç
27 Nisan Pazar, 15.00 – Sıtkı Aslanhan
YEREL YAZARLAR:
21 Nisan Pazartesi – Derya Çetin, Ersin Ertaş, Tuncer Sücü
22 Nisan Salı – Necla Kor, Yüksel Çevik, İlkay Güner
23 Nisan Çarşamba – Güner Demirci, Duran Saper, Gönül Adıgüzel Duran
24 Nisan Perşembe – Yılmaz Gümüş, Hatice Türkmen Yurtseven, Tülay Yaşargün Domaniç
25 Nisan Cuma – Hümeyra Ekmen, Atilla Can, Şifanur Özçelik Şirin
26 Nisan Cumartesi – Ersin Ertaş, Emel Özkan, Mehmet Rıza Özacar, Nuray Deniz
27 Nisan Pazar – Tuncer Sücü, Gülbiye Öztürk, Saime Çatalçekiç
YAYINEVİ YAZARLARI:
23 Nisan Çarşamba
10.00 – Neslihan Kalaycı
11.00 – Salim Nizam
24 Nisan Perşembe
10.00 – Ayşe Serra Kara
11.00 – Kübra Kar
25 Nisan Cuma
14.00 – Badrawy Ali
14.00 – Yusuf Samet Çakır
26 Nisan Cumartesi
10.00 – Esra Şen, Mehmet Fatih
12.00 – Hayriye Yerliyurt
13.00 – Yıldıray Aydın
14.00 – Hilal Kara, Abdullah Kara, Rabia Berna Tümkor
27 Nisan Pazar
13.00 – Emre Erdur
14.00 – Fatma Biçer

0 notes
Text
BİSMİLLEHİRRAHMENİRRAHİM
SABIR MAKAMI
Sehl b. Abdullah et-Tüsterî derdi ki: “Afiyete karşı sabır, belâya karşı sabırdan daha şiddetlidir.”
Sahâbe-i Kirâm’dan Abdurrahman b. Avf (r.a) demiştir ki: “Biz önceleri sıkıntılarla imtihan edildik sabrettik; fakat, daha sonra genişlikle imtihan edildik sabredemedik.”
(İbnu’l-Esir, Câmiu’l-Usûl, IV, 681; Tirmizi, Kıyame, 30.)
***
Sabrın bir çeşidi de, rızâ ve gazab hâlinde orta halde kalmaya sabretmektir.
İnsanların övmesine ve hepten unutulup terkedilmeye sabır da sabrın çeşitlerindendir.
Tevâzû ve zillet, tevbeye girmeseler de zühde dâhil olmaktadırlar. Yüce hâl ve makâmlardan tevbe makâmından sayılan bütün makâmlar, zühdün içinde bulunmaktadır. Zühd, daha önce zikretmiş olduğumuz bütün makâmların temeli olan dört şeyin (îmân, tevbe, zühd, ubûdiyet) üçüncüsüdür.
Sabrın hakikati, nefsin sükûnete ulaşıp mutmain oluşunda ortaya çıkmaktadır.
Mutmain oluşu da mânen temizlenmesinden kaynaklanmakta; bu temizliği ise tevbe ile olmaktadır.
Demek ki nefs, tevbe-i nasûh ile temizlenince, kendisinden dikbaşlılık, azgın tabiatı ve sabır azlığı yok olup gitmektedir.
Tevbe-i nasûh nefsi yumuşatmakta ve onu tabiatındaki azgınlığından uysallığa ve yumuşaklığa çıkarmaktadır. Çünkü nefs, muhâsebe ve murakabeyle safileşir ve hevâsına uyması sebebiyle tutuşmuş olan ateşi söner.
Mutmainne sıfatını kazanmasıyla rızâ mahalline ve makâmına ulaşarak, ilâhî hükmün takdir ettiği hususlarda sükûnet ve teslimiyet içinde olur.
Avârifû'l-Meârif / Ebû'l Hafs S��hreverdi (k.s)
17 notes
·
View notes
Text
"Her binanın bir temeli var. İslam binasının temeli de güzel ahlaktır."
〃Abdullah Bin Abbas (r.a)
66 notes
·
View notes
Text
Atatürk Muaviye için ne demişti
18.06.2021
A-A+
Muaviye bin Ebu Süfyan konusu din-siyaset ilişkileri bağlamında dönem dönem işlenen bir meseledir. Dahası bu konu tarih boyunca gündemden de hiç düşmemiştir. Muaviye’nin tarihsel ve politik kimliği ve bu kimlik etrafında şekillenen olaylar hiç şüphesiz bu konunun neden sürekli işlendiğinin yanıtını oluşturmaktadır.
Muaviye adını tek bir kelimeyle tanımlamak gerekirse bunu “iktidar” diye ifade edebiliriz sanırım. Zira Muaviye mensup olduğu Ümeyyeoğulları kabilesi ile dönemin iktidarının en güçlü üyelerinden biridir zaten. Anılan kabilenin İslam Peygamberine karşı çıkmasının en önemli sebebi de budur zaten. Hatırlanacak olursa Muaviye babası Ebu Süfyan’la birlikte Mekke ele geçirilene kadar İslamiyet’e karşı savaşmış biridir. Fakat şurası çok çarpıcı ki, Mekke ele geçirildikten ve Muaviye Müslüman olduktan sonra da onun ve kabilesinin “iktidar” gücü eksilmemiştir..! Öyle ki halife Ali’ye kadar değişmeyen vali olarak görürüz Muaviye’yi.
Bu arada Muaviye denilince akıldan çıkarılmaması gereken bir diğer tespitte onun temsil ettiği çevredir. Şöyle ki zenginlerin, tüccarların, kervan sahiplerinin sesidir Muaviye; dönemin aristokratlarını ve varsıllarını temsil eder. Ondandır ki, Sıffın savaşında vali olmasına karşın Halife Ali’ye karşı bir devlet başkanı gibi 100 bin kişilik ordu toplayabilmiştir. Bu anlamda Muaviye’nin politik söylemde ve halklar nezdinde ayrı, sembolik bir anlamı da vardır. İşte bu anlam nezdinde Muaviye ayrıca “sınıfsal” bir söylemle anılır, tartışılır, konuşulur. Bu tartışmada Muaviye’nin safında olup ona söz söyletmeyenler çok genel olarak “egemen İslam” yorumunun kurucuları ve o yorumun takipçileridir. Örneğin 8.yüzyıl "fıkıh, hadis ve tefsir bilgini" Abdullah b. Mübarek'in onunla ilgili şöyle konuşmaktadır:"Hazret-i Muaviye, Resulullahın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülaziz’den bin kere değerlidir." Oysa döneminde ve sonrasında Ömer b. Abdülaziz adı “Adalet” ile özdeşlemiştir. Buna rağmen Muaviye’nin burnuna giren toz daha değerlidir. Bu saflaşmanın arkasında dönemin iktidar ilişkileri, o ilişkilere damgasını vuran olay ve gelişmeler vardır. Tam da bu anlamda o ilişkilerin sorgulanmasını istemeyen, devrin ekonomi-politik gerçekliğini gözlerden ırak tutmaya çalışan çevreler Muaviye eleştirilerini konuşmaz, döneme dair eserleri itibarsızlaştırmaya çalışır. Öte yandan İslam tarihini emek, mülkiyet ve iktidar ilişkileri bağlamında okuyan ve bu analiz çerçevesinde tarihi yorumlayan anlayışlar da başta Muaviye olmak üzere dönemi eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutar. Şahsen 2011 yılında kaleme aldığım Muaviye isimli kitapta bu değerlendirmenin bir sonucu olarak hayat bulmuştur.[1]
ATATÜRK’ÜN KONYA’DAKİ KONUŞMASI
Muaviye ile ilgili en çarpıcı değerlendirmelerden biri de hiç şüphesiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından kaleme alınmıştır. Mustafa Kemal 1923 yılında Konya’da yaptığı bir konuşmada konu ile ilgili aynen şöyle der: “Beyler! Gerçek ulema ile dine zararlı ulemanın birbirine karıştırılması Emeviler zamanında başlamıştır. Hz. Peygamber’in saadetli zamanında, Peygamberin vefatından sonra, Raşit Halifeler zamanımda, hep doğrudan doğruya, Hz. Peygamber’in yol göstermesiyle İslâm olan Râşit halifelerin aydınlatılmasıyla kurtuluşa eren halk kütleleri arasında gerçek temizlik, içten saygı, yüce bir bağlılık vardı. Ta ki Muaviye ile Hz. Ali karşı karşıya geldiler. Sıffin olayında Muaviye’nin askerleri Kur ‘an ‘ı mızraklarına diktiler ve Hz. Ali’nin ordusunda böylece kararsızlık ve zayıflık oluşturdular. İşte o zaman dine bozgunculuk ve Müslümanlar arasına nefret girdi. O zaman hak olan Kur’an haksızlığı kabule araç yapıldı. En zorba hükümdarlardan olan Muaviye’nin nasıl bir hile ile hilâfet sıfatını takındığını biliyorsunuz. Ondan sonra bütün istibdatçı hükümdarla hep dini alet edindiler. İstibdat ve ihtiraslarını desteklemek için hep ulema sınıfına başvurdular. Gerçek ulema, dini bütün alimler hiç bir zaman bu zorba hükümdarlara boyun eğmediler. Onların emirlerini dinlemediler, tehditlerinden korkmadılar.
Üç buçuk dört yıl öncesine kadar hayatta olan Osmanlı Hükümdarları da aynı şeyleri yapmışlardır. Son Osmanlı hükümdarı Vahdettin’in davranışları gözünüzün önündedir. Onun emriyle bile bile ölüme götürülen milleti kurtarmak isteyenler âsi ilan edildi. Onun emriyle millet ve vatanı kurtarmak için kan döken aziz ordumuzun, isyancılar sürüsü olduğuna dair fetvalar veren ulema kıyafetli kişiler çıktı…
Dört Halife’den sonra din sürekli siyaset aracı, çıkar aracı, istibdat aracı yapıldı. Bu durum Osmanlı tarihinde böyleydi. Abbasiler, Emeviler zamanında böyleydi. Böyle âdi ve sefil hilelerle hükümdarlık yapan halifeler ve onlara dini alet yapmaya tenezzül eden sahte ve imansız âlimler tarihte daime rezil olmuşlar, rezil edilmişler ve daima cezalarını görmüşlerdir…”[2]
DİN İLE İKTİDAR ARASINDA KOPMAZ BİR BAĞ OLDUĞUNU GÖREBİLİRİZ
Muaviye ile ilgili Yaşar Nuri Öztürk’te oldukça çarpıcı sözlere imza atmıştır. İşte o konuşmalardan bir kaçı:
“Hz. Peygamber Cuma hutbesini namazdan sonra okudu, isteyen dinledi, istemeyen çıktı gitti. Sen şimdi Emevi’nin kafasıyla hutbenin yerini değiştirip namazdan öne aldın. Namaz farz, hutbe keyfe bağlı. Adam namazı kılmak için senin hezeyanlarını dinleyecek. Bunu Muaviye bu hale getirdi. ‘Eee biz şimdi bin yıllık şeyi mi değiştireceğiz?’...Açıkça peygamberin icraatına aykırı. İbadette içtihat olmaz. Peygamberden nasıl gördüyse öyle yapılacak. Sen Muaviye’ye mi peygamber diyorsun, Muhammed’e mi? Ben şimdi adama soruyorum bunu. Hangisinin dediğini yapacaksın?”
Yine Muaviye yönelik dile getirilen şu sert eleştiriler de Öztürk imzasını taşır: “Müslüman kitlelerin Allah ile aldatılması, Emevi kralı Muaviye b.EbîSüfyan’ın, Hz. Ali’nin ordusunu aldatmak için Kur’an sayfalarını mızrak uçlarına takıp “Aramızda bu kitap hakem olsun!” diyerek sergilediği şeytanetle başladı”[3]
Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Muaviye safında yer alanlar ağırlıklı olarak İslam tarihini herhangi bir biçimde tartışmaya açmayan ve bu anlamda da anılan tarihi “sahabe” zırhı ile müdafaa eden kimselerdir. Örneğin Cübbeli Ahmet’e göre “Muaviye’yi eleştiren kimse kafir olur”[4] Meşhur Şeyhülislam Ebu Suud, Muaviye’ye lanet eden kimseye “tazir-i beliğ ve hapis lazım olduğu” fetvasını vermiştir. Öte yandan “İmam-ı Malik’in ictihadına göre, Hazret-i Muaviye dalalette idi diye kötüleyenin katline fetva verdiği birçok kitaplarda yazılıdır.”[5]
Konu elbet uzun. Lakin toparlamak gerekirse İslam tarihi üzerindeki perdenin kaldırılması için öncelikle o tarihe adını yazdıran kimselerin sınıfsal konumları, temsil ettikleri çevreler ve iktidarla kurdukları ilişkinin analiz edilmesi gerekir. Böylesi bir analiz neticesinde örneğin Muaviye ile Ali’nin, Mervan ile Ebuzer’in aynı olmadığını farklı söylemleri ve hatta farklı değerleri temsil ettiklerini ve nihai olarak din ile iktidar arasında kopmaz bir bağ olduğunu görebiliriz.
[1] Aydın Tonga, Kapital İslamın Temeli Muaviye, 2011, Doğu Kitabevi.
[2]Yrd. Doç. Dr. RAMAZAN BOYACIOĞLU, Atatürk’ün Hilafetle İlgili Görüşleri.
[3] Yaşar Nuri Öztürk, Allah ile Aldatmak.
4 notes
·
View notes