ashwound - Tumblr blog

[ashwound]

matemim lâl benim. dudaklarımdan süzülen dumanın ıssızlığını görmez gözlerin. benim ciğerlerim bile yasta.

[ashwound]

Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar. ben sevilmediğimden çirkinim.

[ashwound]

çocuğum ben; bir yarım korku, bir yarım kimsesizlikten ibaret.

[ashwound]

altı yaşında yakalandım ben o sarsıntıya abi.

[ashwound]

çocukluğu kırık dökük geçmiş çocukların kaderidir, hep sevgiye en muhtaç oldukları yaşta kalmak. büyüyemezler. bundandır her bakışta ufak bir sevgi kırıntısı, her yürekte kendilerine şefkat aramaları. ömürleri ufak bir parça sevgi peşinde savrulup kırılmakla geçer.

[ashwound]

ama ben bir duvarın dibinde ölesiye ağladığım gecede ölmedim. buz gibi soğukta kendimi zehirler gibi sigara içerken de ölmedim. onlarca kalabalığın arasında ellerim titrerkende ölmedim. güçlü müyüm, değil miyim bu başka gecenin konusu. cevabını boş ver, nasılsa bu gecede ölmeyeceğim.

[ashwound]

lunaparklarda mezardır bazı çocuklara.

[ashwound]

ressamın çizdiği en çirkin resim benim. bir bahçede duran en solgun papatya. yaşamak isteyen bir insanın içindeki intihar düşüncesiyim. onlarca kemiğin ardından kırılan kalp benim. sen kimsin diye sorsan bana, seni ağlatacak kadar gülümserim. çünkü içindeki hiçlik duygusu benim.

[ashwound]

ben zaten bu dünyada hep fazlalıktım. ben hep bi' kayıptım. unutulan, yeri geldiğinde kan kusulan. benim hiç evim olmadı. üşüdüğümde ellerimi ısıtan... ben hep bir köşede derdimi duvarlara haykırdım. gözyaşlarımı hep elimin tersiyle sildim. aynaya her baktığımda bir de ben vurdum kendime. sanki hiç yara almamış gibi bir de ben yara açtım kendime. başkalarına kızdım, başkalarına sinirlendim ama gelip yine kızdığım, hakaretler ettiğim yine bendim. beni kimse sevmedi. ben de kendimi sevmedim zaten. siz de haklısınız.

[ashwound]

bazen gidecek hiçbir yerim olmuyor benim, bir korkuluk gibi dikilip duruyorum insanların ortasında.

[ashwound]

çatısının sağlamlığına güvendiğin her ev seni korumaz küçüğüm.

[ashwound]

hiç değilse yaranı yaramla bir tutma jülide, sen dizlerin kanadı diye o yolu yürümedin. ben, göğsümü delen kurşunla o yolu bitirdim.

[ashwound]

duvar dibinde. kimsesiz.

[ashwound]

Mantus, can’ım. Seni bu saatte özlemeye yüz bulamadım. Uykumdan oldum ama keşke canımdan olsaydım.

0657

[ashwound]

Nabız,

Laura Makabresku

[ashwound]

balkonda otururken hiç kimseye inancın kalmadığını fark etmek.

[ashwound]

sönmüş bir sigara izmariti ile bütün ormanı yakabileceğini sanıyorsun, sen bana neden ölüm yokmuş gibi davranıyorsun.