ba-kk
ba-kk
:)
819 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
ba-kk · 10 months ago
Text
Biz burada ne yapıyorduk?
Merkür gerilemesi döneminde geldim bakıyorum geçmişi de tam olarak Tumblr'ı anlamamıştım. Hâlâ anlamıyorum 😅🤭 yazdıkları eğlenceli olan birkaç kişi vardı, onları okumayı seviyordum kendi kendime konuşmayı seviyordum ama bazen olmayınca olmuyor işte
0 notes
ba-kk · 11 months ago
Text
Her yer yasaklanınca buluşma noktası Tumblr olsun diyemiyorum Korkudan diyemiyorum Yasaklanır diye söyleyemiyorum
0 notes
ba-kk · 5 years ago
Text
Tumblr media
1 note · View note
ba-kk · 6 years ago
Text
İnsanlardan sıkılıyorum İnsanları sıkıyorum Onlar olmayınca da sıkılıyorum
Evet ben ruh hastasıyım net.
2 notes · View notes
ba-kk · 6 years ago
Text
7 notes · View notes
ba-kk · 6 years ago
Text
1 note · View note
ba-kk · 6 years ago
Text
Kendime sıfat bile yakıştıramıyorum Kelimelerden bile soyutlamışım Bu yalnızlığın hangi seviyesi?
1 note · View note
ba-kk · 6 years ago
Text
Mantık ve Sevgi Dengesi
Tumblr media
4 notes · View notes
ba-kk · 6 years ago
Text
ONU BUNU BIRAKIN DA..
9 Aralık 2018 gecesi kırk beş yıldır düzenlenen, Türkiye’nin en önemli ödül törenlerinden biri olarak kabul edilen Altın Kelebek Ödülleri’nde en iyi senaryo ödülünü kim aldı biliyor musunuz?
Deli Divane isimli kitabında ultrasona giren partnerine “kendine kadın doktor bulamadın değil mi, öldürteceksin o adamı bana” minvalinde şiddete meylettiren cümleler kuran, bebeğin cinsiyeti öğrenilemediğinde “erkekse göstersin artık cinsiyetini ama kızsa göstermesin yoksa onun bacaklarını kırarım” tepkisiyle daha doğmamış dişinin bacaklarını kırmaya hazırlanan, sevgilisinin koluna sinek konsa kıskançlık krizine girebilecek kadar sosyopat olan bir erkeğin, “sert Karadeniz erkeği” adı altında çatır çatır şiddeti iyilediği, seksist seksist konuştuğu, özellikle “sahip olduğu” dişiler söz konusu olduğunda paso asıp kestiği bir materyalin yazarı. Nehir Erdem. Materyal diyorum, ben buna roman diyemem çünkü dilim şeyapmıyor nolur şeyapmayın.
Kendisi Sen Anlat Karadeniz diye bir dizinin senaristlerindenmiş. Hiç izlemedim ama kadını araştırırken dizide yine kıskançlık temalı bir aşkın söz konusu olduğunu, sevgilisinin parmağını kıran erkeklerin falan bulunduğunu ifade eden şeyler okudum. Bu kadın, ödülünü alırken “kadına şiddete izin vermeyeceğiz” gibi sözler de etmiş ancak asıl değineceğim konu bu yaman ve iğrenç çelişki değil, aslında çok daha derin.
Watpadd diye bi’ batak var. Ergen “yazarların” hikaye yazdığı, çok okunduğu, çok takip edildiği bir uygulama. Nehir Erdem isimli manyağın popi olarak yürüme noktası olan bu Watpadd, bahse değmesi gereken bir mevzu.
Burada yazılan hikayeler genellikle “kadının nefret ettiği tecavüzcüsüne aşık olması ve onunla evlenmesi, kadının sırf erkeğe çok aşık olduğu için türlü türlü şiddete sessiz kalması, kadının aşık olduğu ve peşinden koştuğu erkek tarafından aşağılandığı ve hor görüldüğü halde pes etmemesi ve sonunda erkeği kendine aşık etmesi, kadının çıtkırıldım bir sosyetik olması ve doğulu, maço bir adama aşık olarak aşkı için töre ve gelenek adı altında yerden yere vurulması, zavallı fakir kızın çapkın zengin erkeğin ilgisini çekmek için PORNOGRAFİYE varan fantastik cinsel isteklere uyum sağlaması” içerikli oluyor. Hatta bazen enseste (amcasına aşık olan kızcağız) veya imkansız aşklar için yaratılmış kızcağızın mutlu sonuna (annesinin sevgilisine aşık olup adamı annesinin elinden almasına) kadar gidebiliyor.
Bizim Jane Austen vardır (bizim yalnız, neden “bizim” bi’ benim bölümdaşlarım anlar herhalde gşsnng), onun romanlarında da en büyük spoiler kadın karakterin türlü türlü çileler çektikten sonra mutlu sona ulaşmasıdır. Ama kadınlarımız o kadar asil, o kadar kalitelidir, o kadar “kadın”dır ki her romanın sonu aynı olduğu halde sırf o karakterler için heyecanla başlarsın her kitabına. Bu paragraf ziyadesiyle gereksiz oldu; sadece Austen’ların, Bronte’lerin aşk romanlarıyla beslenmiş biri olarak yukarıda bahsettiğim şeyleri normal okuyuculardan beş yüz kat daha çok garipsediğimi ifade etmek istemiştim; o yüzden gidin bi’ Pride & Prejudice okuyun veya gidin bi’ Becoming Jane izleyin diyerek bi’ kitap bi’ film önerisinde bulunmuş olayım, faydalı ve verimli bir paragraf olmuş olsun.
Neyse, arkadaşlar, 13 - 18 yaş arasındaki ergenlerin Watpadd okuma alışkanlığı Türkiye’nin komple kitap okuma alışkanlığını bile üçe beşe katlıyor. Anlayacağınız henüz eğilmemiş, o denli yaş olan ağaçların vakit harcayıp okuduğu şeyler ne yazık ki yukarıda bahsettiğim şeyler. Aşkın bu olduğunu sanarak eğiliyorlar. “Mutluluk istiyorsan erkeğine susacaksın, ya onunsun ya kara toprağın, ne kadar çile o kadar zenginlik ve mutluluk” - evet evet hepsi bu.
Hani kitap marketlerinde fattık futtuk kapakları olan (genelde kapakta aşırı güzel bir kızla aşırı yakışıklı bir erkeğin fotoğrafının olduğu), garip garip başlıkları olan, “bütün kızlar benim” temalı (hiç şaşmıyor), karakterlerin isimleri genelde Alp + Hira, Kayra + Lia, Toprak + Asya gibi aşırı farklı, aşırı marjinal, asla siz sıradan insanlar gibi olmayan, “özel ve güzel” insan isimleri olan kitaplar var ya, işte o kitapların alayı Watpadd’den çıkma. Dahası, sıklıkla “en çok satanlar”da yer alıyorlar. Bu bile durumun ne denli vahim olduğunu kanıtlıyor.
Ve şimdi bu ekolün bir temsilcisi, Türkiye’nin en önemli ödüllerinden birini aldı. Tehlikenin farkında mısınız?
“Errrrrkeğim için girdiğim cihadda her şey mübahtır” diyerek hemcinsine zulmedecek, Meriçlerin ilgisini iki satır Austen konuşarak çekmek yerine arabaların ön koltuklarında kucağa oturup ağzının ortasına yapışarak çekecek, amcasına aşık olabileceğini sanan ve dolayısıyla amca tacizine uğrasa bunu bile garipsemeyecek, aşk söz konusu olunca anasını bile çiğneyebilecek, en kötüsü baskıyı sahiplenme, hırpalanmayı kıskançlık, dayağı aşk sanarak hepsine susabilecek bir nesil yaldır yaldır yetişiyor.
Çünkü insan ne okuyorsa odur. Çünkü insan özendiğine varır. Çünkü insan davranışını şekillendiren en önemli olgulardan biridir edebiyat, edebiyat aracılığıyla değil tek bir insanı, koca bir toplumu etki altına alabilirsiniz. Antiklerden beri edebi kuramların varoluş sebebi budur.
Şey, edebiyat dedim özür dilerim ama şu an edebiyatın bu olduğu “sanılıyor”, ondan dedim. Ha, bir de watpadd okuyanların en ortak noktası “çok okuyorum, gece gündüz okuyorum, başından kalkamıyorum” falan; ve bunu aşırı entelektüel ve çok okuyan birer insan oldukları sonucuna bağlamak için dile getiriyorlar.
Hadi ben eğitimini alacak kadar önemsemişim bu yazma ve okuma işini, en sıradan okuyucuyu bile rahatsız etmiyorsa bu durum, bu beni gerçekten şoka sürükleyebilir.
“Tanımlanamayan bir cisim hızla dünyaya yaklaşıyor, Türkiye’ye çarpacak” ya da “ülkeyi yerle bir edebilecek faylar harekete geçti” deseler, bu sonu beklemek bile daha az sancı verirdi.
Çok daha tehlikeli akımlar bunlar; okuma alışkanlığı bunlardan ibaret olan bir milletin verdiği oylarla yazma alışkanlığı bunlardan ibaret olan bir insanın ödül alması…
Korkuyorum, sarılalım.
251 notes · View notes
ba-kk · 6 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
ba-kk · 6 years ago
Text
Farugh yok Hiç olmadı
0 notes
ba-kk · 6 years ago
Text
0 notes
ba-kk · 6 years ago
Photo
Tumblr media
1 note · View note
ba-kk · 7 years ago
Text
5 notes · View notes
ba-kk · 7 years ago
Photo
Tumblr media
365 notes · View notes
ba-kk · 7 years ago
Text
Tumblr media
Bir kase samanyolu alır mıydınız?
4 notes · View notes
ba-kk · 7 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Türklerin tuvalet ile imtihanları
3 notes · View notes