Text
Burası resmen dinlenme köşem. Bu aralar o kadar kalp ağrım var ki artık doktora gitmek istiyorum. Zihnimde bir hayli bulanık, artık takvimdeki günleri karıştırıyorum. Sürekli bir şeylere baştan başlamaya çalışıyorum ama kaçtığım şeyler benimle beraber geliyor ve bu çok sinir bozucu çünkü dönüpte yüzleşemiyorum. O gücüm yok en azından. Hayalimdeki Beste'yi inşaa edememek o kadar zor ki 🥲
2 notes
·
View notes
Text
Çoook uzun zamandır yazmıyorum 🥲 Yazı yazmayı öğrendiğim andan itibaren günlük tutmaya başladım, ortaokula geçtiğimde hikayeler yazmaya başladım, liseye geçtiğimde yazı yazmayı bırakmıştım. Sonra blog hesabı açıp yazmaya devam ettim fakat bu sefer süslü hayal dünyası yerine içimi dökmek ve benimle aynı ruh halindekiler için yazmaya başladım. Kendi yüklerimiz yetmezmiş gibi başkalarının yüklerini de yük edinmek çok zor gelmiyor mu? Oysaki asıl olması gereken kendi derdiniz kendi yükünüz. Okuduğum kitapta insanların asla değiştiremiceğinizden bahsediyordu, değişirlerse sadece kendi istedikleri için değişeceklerinden söz ediyordu. Birinin derdini dinleyin, çözüm bulun ama kendi derdinizmiş gibi bavulunuza atmayın aksi halde o bavul kapanmaz ve güzel kalbinizi kirletmeye başlar 🩷
3 notes
·
View notes
Text
Çocukluğumuzda bazı şeylere biz karar veremezdik ya da doğdumuzda ismimize, dinimize, doğup doğmayacağımıza da biz karar veremedik. Buna genelde anne babalar karar verdi. Bir anda büyüdük ve sorumluluklarımız oldu, her eylemimizden biz sorumlu olduk. Halbuki ben buna hazır bile değildim. Bir gün insanlar hata yaptığım için kızdı ve doğrusu hiç gösterilmedi kendim öğrendim. Kaç yaşımıza gelirsek gelelim hep hatalardan ders çıkarmayı biz öğreneceğiz. Yeri gelicek ailedeki sorumluluğunuz aileyi toplamak olacak, bazen de okul veya iş gibi yerlerdeki görevleri yerine getirirken yargılanacağız, sevgili işlerinde sürekli batıp çıkacağız, arkadaşlıkları yanlış seçeceğiz. Hayatım boyunca hata yapmaktan çok korktum ki hala da korkarım. Kendi kabuğuma çekilip kimsesiz olmayı da çok istedim. Geçmiş asla benle olsun istemedim fakat öyle anlar oluyor ki kaçmanız imkansız. Siz o görevlerle de insanlarla da yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz. İsyan etmek sizin için seçenek bile olamaz çünkü. Çok fazla hata yapacağız, çok fazla üzüleceğiz, çok fazla kişi gidicek veya siz onların hayatından gidiceksiniz ama bir gün, bir aydınlanma yaşayacağız. Artık tecrübeli birer kişiler olucaksınız. Aynı hatalar tekrar yapılmayacak, kişiliği oturmuş ne istediğini bilen insanlar olucaksınız. Kimse olmadan yürümek istediğim bu yolda siz de kimse olmadan yürüyün ki o kişilerin yoluna sapmayın. Bazen büyüyemekten çok korkuyorum ama zamanla her şeyin düzene gireceğinin bilincindeyim umarım siz de olursunuz. Bugün olduğunuz kişiden çekinmeyin yarın olucağınız kişiyi düşünün ve ona şans verin.
1 note
·
View note
Text
İçte kopan fırtınalar, o haykırarak, bağırmak isterken sessizce içine atılan cümleler, boğazı yakıp geçen düğüm olmuş kelimeler. Bunların hepsi insanı baştan sona mahveden durumlar. Vaktinde yapılmayan yüzleşmeler, geçmişten gelen her olay bir gün sizi tekrardan buluyor. Hikayesi yarım kalan hiçbir insanı unutmak kolay değildir fakat bazı hikayeler tamamlanmamalıdır ki kötü sonla bitmesin çünkü iyi sonla bitecek olsa o hikaye devam ederdir tıpkı bazen televizyondaki dizilerin final yapamadan kalkması gibi. Bu aralar o çok meşhur olan 5.sezondasın ama 2.sezondan biri geldi lafında ise bazı bitmiş gitmiş insanlar için konuşalım. Israrla o insanı tekrardan almak niyeydi? Bazıları sizin hayatınızdan çıkamaz sizin onları çıkarmanız gerekir. Daha sonrasında ise kimseyi bulamayıp döndüğünde de kabul etmek isteriz halbuki o kişiden çoktan ders çıkarmış olmamız gerekirdi. İnsanlar hata yapabilir, hatalar affedilir yanlışlar affedilmez. Gün geliyor ki tam oldu hayatım yolunda temiz bir gelecek derken tekrardan aynı döngüye giriyorsunuz siz hayatınızı yola koyamamışsınız hayatınız sizle dalga geçmiş. Şu zamana kadar yazılan her yazıma çözüm aradım kendim bulamadım umarım sizler bulursunuz.
3 notes
·
View notes
Text
Aslında söylenecek çok söz yok. Geçmişe çekilen sünger sizi geleceğe güçlü taşır olay bundan ibaretti. Bunu yapan her insan yükselmeye mahkumdur. Geçmiş unutulmaz ama eski defterler her zaman kapanır. Biten hikaye tekrardan açılamaz.
3 notes
·
View notes
Text
Hayatın dayanılmaz yükü...
Bu akşam tamamen içimden geçenleri yazmak istiyorum. Bazen verdiğiniz kararın iyi mi yoksa kötü mü olduğunu bilemezsiniz. Bunu ancak ve ancak zaman gösterir. Ama bir karar verdiyseniz arkasında durun. Örneğin; Yaklaşık 40 dakika otobüs bekliyorsunuz bu durumdan sıkılıp metroya giderken otobüsün durağa geldiğini görüyorsunuz. O an 5 dakika daha bekleseydim demek yerine, hayır ben onu 40 dakika bekledim ama gelmedi şimdi verdiğim karar metroya gitmek, bu yüzden üzülmeyeceğim. Yaptığınız çok fazla hata olabilir, devam edin hata yapmak kötü bir şey değildir. Ama bir sonraki adımda bunun dersini almış şekilde hareket edin. Geçmişe bakmayın, geçmiş sizi yok eder, içine çeker. Ana odaklanın ve geçmişi iyi anılarla ve enkaz biçiminde hatırlayın, hatırlayın ki tekrarlamayın. Kendinizden nefret etmeyin sizin sizden başka kimseniz yok ayrıca unutmayın kaderde iki insanın kavuşması varsa hayat onları yeniden bir araya getirir.
Hayatınızın kaçıncı sezonunda olduğunuzu belirleyin ve karakterlerin size bir şeyler öğretmesine izin verin.
3 notes
·
View notes
Text
Bugün biraz da hayatın verdiği yükler hakkında yazmak istiyorum.
Aile, arkadaşlar, sevgili, iş, okul. Hepsi birer zorluk bizler için. Ailemizi seçemeyiz bu yüzden diğer her şeyden zor bela kurtulsak bile bundan kurtulmayı beceremeyiz. Ailede çıkan o huzursuzluk ile kendinizi boşlukta hissedersiniz. Oku, çalış, evlen, iyi bir evlat ol. Tüm yük birer birer size biner. Zaten dış hayat sizi yorarken o evin çatısı da yormasa olmaz mıydı? Baba problemleri belki de bizi en çok yaralayandı. Babalar hem erkek hemde kız çocuklarının ilk kahramanımız olmalıydı, ilk oyun arkadaşı olmalıydı. Onlardan sevgi görmezsek nasıl diğer tanıştıklarımızı sevebilirdik ki? Zordu. Aileden sonra gelen diğer faktörler ile sırtınız kamburlaşır. O kadar ezilirsiniz ki yürümek bile eziyet olur. Bunların çözümü neydi? Tabii ki ilk yüzleşmek sonra da gitmek. Gitmek her zaman kötü değildi, olması gereken yerde yapılması gereken hareketti.
Önceliğimiz biz olmalıyız, buna aile de dahil bu yükler sizler için dayanılmaz.
5 notes
·
View notes
Text
Aşk bizi hep iyileştirir miydi yoksa zehirler miydi?
Bunun cevabını bilmiyorum bazen bir peri masalında hissedersiniz o masalın prensesi olmuş ve sanki bulutlara kadar yükselmişsinizdir. Bazen de sizi zehirler, can çekişirsiniz. Bir şeyler yapmak istersiniz ama yapamazsınız. İki tarafta kalmak zordur. Sizi bu denli mutlu eden biri daha sonrasında sizi zehirliyorsa kalmak mıydı en doğrusu, gitmek mi? Cevabını hala bulamadığım o güzel soru hep gitmek taraftarı. Geri dönüşü olmayan kararlar vermek sizi boğar ve sıkar.
O kararları siz verin kendi yolunuzu çizin, mutlu mu olucaksin yoksa mutsuz mu?
4 notes
·
View notes
Text
O yetersizlik hissinin getirdiği kendini kaybetmişlik durumu.
Zaman zaman bazı yerlere sığamaz insan, kimseyle anlaşamaz. Duygularını kontrol edemez, boşluğa düşer. Labirente girersiniz ve çıkamazsınız. O labirentin çıkışını bulmak zordur. Girilen her bir koridor daha da boğar sizi. Çığlık bile atamaz hale gelir insan. Göğsünüzde bir çöküş hissi oluşur. Koridorun birinde oturur kalırsınız ağlayamazsınız bile. Umut kaybedilince bir gelişme oluşur, bir sarmaşık uzanır size doğru. Tutunursunuz ama o sarmaşık dikenlidir. Eliniz kanasa bile o durumdan çıkmak için tutunursunuz. Sarmaşık sizi o korkunç labirentten çıkarmıştır ama bir sorun vardır. Sarmaşık ellerinizi dikenleri yüzünden kullanılmaz hale getirmiştir. Ellerinizi kullanmadığınız için sarmaşıktan yardım dilenirsiniz. Siz artık ona bağlısınıdır. Halbuki ellerinize pansuman yapsanız her şey geçecekti, tek yapmak zordur ama değer.
İnsanlar birine bağlı olmayı seçer kendi yaralarını örtmek yerine. Kendi potansiyelinizi görün ve birine minnet duymayın bu koşulda.
1 note
·
View note
Text
Hatalar ve onların beraberinde getirdiği zincirleme kazalar...
Her şey ufak bir kar topu ile başlar sonra o kartopu büyür ve çığ olur. Bu çığ önündeki her şeyi yok etmeye başlar. Ne garip oysaki o sadece minik bir kartopundan ibaretti. Yapılan yanlışlar da böyle başlar. Ufaktır, zararsız fakat birbiriyle bağlantılı sorunlar getirir ve bir bakmışsınız bir enkaz oluşmuş. Bu enkazı tek başınıza temizlemek zorundasınızdır. Artık önünüzde iki seçenek vardır. O enkaz ya temizlenecek ya da bir dağ yaratmaya devam edeceksiniz. Bu sizin yolunuz. Belki o enkaz dağ olduğu için szi dışarıdan gelecek bir darbeye karşı savunacak ya da sizi yok edecek.
Bu hayatta hiçbir zaman bir şeylerin çaresinin olmadığını düşünmeyin en kötü durumun bile çaresi vardır. 💞
4 notes
·
View notes