doganertas

[doganertas]

[doganertas]

(doganertas)

[doganertas]

Mucizene tanıksın ve o tanıklığının kıymetli❤

Iyi geceler ✋ kapattik 😉

[doganertas]

Ruhum yeniden doğdu

Ama sanki her şey kayboldu

Çok derin hislerim var

Omzum yükle doldu

Ama bende vazgeçmek yoktu

Bitmedi, bitmedi, bitirmedim..

[doganertas]

Şimdi yatakta dönüşünü izliyor olabilirdim. 
Yüzünün güzelliğini,dudaklarını,nefes alıp verdikçe hareket eden göğüsüne bakabilirdim uzun uzun.belki sonra yanına yatıp uyurdum.sıcaklığında, kokunu içime çeke çeke.çenen yine ellerimi çağırırdı,dudakların yine öpülesi olurdu.Sen şimdi uyuyorsun ya kirpiklerinden öperdim,dudağının kenarlarından,üşümüş saçlarından,burnundan,yatağa öylesine koyduğun ellerinden öperdim. Gözlerini açar açmaz göreceğin dünyanı öperdim.Aldığın nefesten öperdim. Ama öpmeye de kıyamazdım sanırım uyanırsın diye sadece izlerdim gökyüzünü izlemek gibi olurdu seni izlemek. Uyu,kalbinin her zerresini öptüğüm kadın.

[doganertas]

Canım Mora🌹

[doganertas]

Hiç kapanmayacak yaralar açmaya muktedir olduğumuz halde neden açılan yaraları iyileştirmeye muktedir değildik ?

[doganertas]

[doganertas]

[doganertas]

-üzdüler... üzüldüm.

[doganertas]

-Seninle karşılaştığım gün, Sırılsıklam yalnızdım. Günahsız bir çocuk gibi.

[doganertas]

- olsun. Bu/da bizim güzelliğimiz olsun...

[doganertas]

[doganertas]

- bir kez daha öptüm. Sonra bir kez daha öptüm alnını. Dudaklarımın onunla ilk tanışması böyle başlamıştı. Ona kollarımın en uzun hali ile sarıldım. Kemiklerimizin birbirine değdiğini hissetmemek elde değildi. Ellerini tuttum. Öptüm avuç içlerinden... Ve bir kez daha değdi dudaklarım bedeninin en can alıcı yerine. Bir nefes rüzgar gibi esti boynunda Ve bir kez daha tanıştı dudaklarım kalbine giden bu inişli yokuşlu olan boynuna. Bu tanışma biraz uzun sürdü. Öptüm sessizce yanaklarından ve fısıldadım dudaklarına usulca. "Benimsin ama helalim olunca öpeceğim seni." -Doğan Ertaş

[doganertas]

- bir adamı en güzel rahatsız etme biçimi. 🚬📖

[doganertas]

Zihnimde hayalet gibi dolaşıp oradan oraya savrulan hayaletlerin oluşturduğu girdaptan, kulaklarımın işittiği bir kaç kelime miydi beni bulanık sulara sürükleyen? Soğuk, kaskatı kesilen bedenimle birlikte düşünmeme izin vermiyor, zihnimde oluşan girdabı durdurmak yerine kargaşayı körüklüyordu sanki. Rüzgar ninni gibi kulağımda uğulduyor bana sonsuz uykuyu bahşedip cehennemin kapılarını açacak olan ölümün kucağına itekliyordu. Çıplak ayaklarım boşlukta sallanıyor pençelerini çoktan bacaklarıma geçirmiş olan soğuk, beni bulunduğum yükseklikten aşağı çekiyordu sanki. Üşüyordum, soğuk çoktan kollarını bana dolamış, şefkatle sımsıkı bedenimi sarmıştı. Yanıyordum, damarlarımda dolaşan alkol soğuğa savaş açmışcasına beni ısıtmaya çalışıyor, cehennemin ateşiyle kavruluyordum sanki. Cehennemin içindeki cennet sanki bana bahşedilmişti.

Doğan Ertaş

[doganertas]

Hadi ellerini ver dedim. Sakallarımdaki papatya bahçelerinde yürüyelim. Ellerim papatya kokar. Sana koparırım bütün papatyaları. Taç yapmak değil; sana papatyalardan elbise yapmak isterim. Sakallarımı uzatayım diyorum. Daha çok uzatayım diyorum. Sakallarımın iki telini kopartıp sana salıncak yapmak isterdim. Göğe uçmak güzel sakallarımdan... Göğe dokunmak... Güzel şeylerden konuşalım hep. Seni sevdiğimden konuşalım. Beni ne kadar sevdiğinden konuşalım. Bizden konuşalım.