dunyayiadimlamak - Tumblr blog

[dunyayiadimlamak]

Yeni Başlayacaklar için Finlandiya 101- Part I

  Helsinki, Beyaz Kathedral ve Market Square. 

 Aklınızda yazacak çok yer anlatacak çok mekan varsa benim yaptığım gibi yapmayın adam akıllı birinden başlayıp yazın. Nereyi yazmalıyım konusunda okadar takıldım ki baktım yazma hevesim kuş olup uçuyor. Hani görmezden geldiğiniz sorunlarınız, bitirmeniz gereken ödevleriniz, teslim edilmeyi bekleyen projeniz vardır da nasılsa daha zaman var diye ertelersiniz ama bir süre sonra ona dokunmak bir şeyler yapmak içinizden gelmez ha işte tamda o durum benimkisi.

Mekan: Hakaniemi, Helsinki 

Her sene eylül zamanı facebookta üye olduğun gruplar üzerinden ya da direk okul emailimi bularak bana ulaşan genelde de aynı sorular üzerinde yoğunlaşıp bir noktadan sonra oldukça sıkıcı bir hale gelen bir sorunu çözmeye karar verdim. Blogu okuyan ve beni tanıyanlar bilir bir süredir ikametgahım Helsinki. Soğuk, kar kış demeden buralara okumaya gelen bir ben degilim tabi. Nokianın nokia olduğu dönemlerde orada çalışma istediğinin verdiği azimle yanan bir çok arkadaş gibi ya da Finlandiya’nın eğitim sistemini duymus bayılmış burda hiç olmazsa erasmus süresince eğitim almalıyım diyen heyecanlı bünyeler gibi her sene eylül civarı bir çok öğrenci Finlandiya’ya akın ediyor.  (Bunun eminim ki Finli kızlarla uzaktan yakından hiç bir alakası yok !?! ) Bu akından once binimum yollarla buranın gençlik hevesinden fazlası olduguna hem kendilerini hem de aileleri ikna etmeleri gerekiyor. Işte tam da bu yüzden ben ve arkadaşlarım bir sürü soruyla karşılaşıyoruz ve aynı sorulara sürekli ayni cevaplari vermekten iflahımız kurudu. Gün geliyorki bu soruları soran (özellikle google’da araştırılabilecek çok basit soruları bırak bunlar cevaplasın kafasında olanları) bünyeleri pataklama hissiyle yanıp tutuşuyoruz. Tamam bünyeler erasmus hikayeleriyle dolu, beklentiler yüksek, yurt dışında yaşayıcam diye heyacan da var gençlerde ama bazı sorular var ki ibretlik paylaşımda internet aleminde rahatça dolaşabilir. Neyse dedimki ben bana ya da arkadaşlarıma gelen bu soruları kısaca buradan açıklarsam ozaman aynı sorularla karşılaştığımızda link atarak çözüme ulaşabiliriz. Evet pratiklik tam da bizim işimiz! En çok muhattap olduğumuz soruları tek tek guzin abla sakinliğinde cevaplayalım bakalım:

1) Helsinki/ Finlandiya’da eğitim söylendiği kadar iyi mi?: Cevap genelleme yaparak evet. Genel olarak dersler, içerik ve lab ekipmanı olarak türkiye standardlarının oldukça üzerinde doğruya doğru. Gidilen bölüm, alınan dersler, çalışılan gruplara göre farklılık gösterebilir ama erasmus programı ile ögrenci kabul eden bölümlerin lisans seviyesinde yeterince ders seçeneği mevcut. Bir çok master programı da tamamen ingilizce. Doktora seviyesinde her bölüm inglizce olduğundan ders bulmak gibi bir sorunla karşılaşmanız imkansiz. Universitelerin bünyesinde çok fazla uluslararası çalışan/hoca/asistan olduğundan uluslararası gruplarla calışmanız mümkün bu da özellikle akademik kariyer yapmak isteyenler için çok büyük bir artı. Master üstü çalışmalarınızi destekleyecek burs imkanları da var üstüne para mı veriyorlar evet veriyorlar. (Finlandiya'da eğitimin ücretsiz olduğundan bahsetmiş miydim olalalaaaa)

Helsinki Merkez Tren Istasyonu

2) Finlandiya’da sadece ingilizce bilmem günlük hayatı devam ettirmek için yeterli mi? : Kesinlikle yeterli. Ben ingilizce pek bilmiyorum diyenlerin bile çatır çatır ingilizce konuştuğu bir ülkeden bahsediyorsunuz. Fince bilmeyerek senelerce guzelce yasamış bir insan olarak söylüyorum özellikle büyük şehirlerinden birinde yaşıyorsanız (helsinki, espoo, vantaa, turku, tampere) hayatınızı gayet güzel idame ettirebilirsiniz. Kalan bölgelerde de genç nufusun ingilizcesi bizim mister and mrs. Brown ingilizcesinden cok daha iyidir endişelenmeyin.

3) Gelicem ama kalacak yer nereden bulucam?: Kalacak yer meselesi üniversitenin açıldığı dönemlerde (ağustos-ekim/ocak-mart) oldukça büyük bir sorun. Kabul olduğunuz erasmus programıyla beraber size bu konu hakkında bilgi verilecektir ama bende bu konuda bir kaç cümle sarfedeyim. Finlandiya’da bir şekilde bir universiteye kayıtlı iseniz ögrenci evlerinden yararlanmanız mümkün. Ogrenci yurtları demememin temel nedeni yurt diyen bünyelerde yurtkur tipi yatakhanelerin canlanmasından dolayi sadece. Finlandiya’da ögrenci evleri genelde 3-4 odalı ve her ogrenicinin kendisine ait odası mevcut. Evlerde ayrıca mutfak, banyo ve salon/ortak yasam alanı var. Arkadaslarla eve çıkmış gibisiniz ama sadece arkadaşınızı secme lüksünüz yok diyelim. Helsinki için konuşursak ögrenci barınmasıyla Hoas ilgileniyor. Her şehir için başka bir kurum var yapabileceğiniz en basit şey her bilginin yatağı google’a şehrin ismi+student housing yazmak. Kiralara genel olarak elektrik+su+internet+ısıtma dahil sadece bir kaç yeni yapılan yerleşkede su yada interneti dahil etmeyebilirler yine bu odayı size verdikleri zaman ortaya cikacak küçük bir ayrıntı. Fiyatları nedir diye de takibinde bir çok soru cevaplandırmışlığım var siz sormadan ben cevabı yapıştırayım: 200-700 € arası değişiyor. Bu fiyat aralığının nedeni ilk olarak odanın eşyalı olup olmaması. Hoas genel olarak evlerini eşyasız kiralıyor ama özellikle kısa dönem gelen erasmus ögrencileri için eşyalı evleri de var. Diğer farklılıklar verdikleri evin konumu, içerisinin düzeni vs özelliklerle bir miktar degisiyor. 700€ kadar cikan kira gözünüzü korkutmasın bunlar ya aile tipi (iki odalı kendine ait apartman) ya da studyo tarzı evler için geçerli. Daha ayrıntılı bilgi için en iyisi dediğimi yapın gitmek istediğiniz şehrin bu konuyla ilgilenen kurumun sitesine bakın orda her şey anlatılıyor.

3) Aylik ne kadar para harcarim?: Bu soruyu her okuduğumda ekrana bakıp error veriyorum arkadaşlar ben nerden bileyim ne yiyip ne içersiniz nasıl bir hayat yaşarsınız. Şimdi bu soruyu soranların milyoner olamayacağı gerçeğini dikkate alıp bir kaç örnekle açıklamaya çalışayım.

Finlandiya yemeğin oldukça pahalı olduğu bir ülke. Eğer ben yemek yapmayı beceremem her öğünü dışarıda yiyeceğim derseniz bu bütçede inanılmaz delik açar demedi demeyin. Yemeği en ucuz yiyebileceginiz yerler okul yemekhaneleri öğlen yemeginizi 3-4€ kapatabilirsiniz (o da lisans yada master öğrencisi iseniz doktora yapanlara fiyat 5-8€ arasi) ama onun dışında en ucuz Mc Donalds/Burger King/ Hesburger(Finlandiyanin fast food zinciri)’dan alacağınız burger demeye bin şahit çağırmayı gerektiren yiyecek menüsüne verilecek para en az 7-8€ civarinda olacaktır. Hergün bu şekilde beslenip, yaşanmıyacagina göre yemek yapmayı hayatta kalacak kadar öğrenip gelin derim.

Ikinci unsur içki tüketmeyi sevip sevmemek. Ben herhafta sonu kendimden geçene kadar içerim diyorsanız taa oralara kadar geldik partilere akmadan, finli kızlarla yakınlaşmadan bırakmam diyen azimli bünyelerdenseniz bu kısım tam da sizi ilgilendiyor. (Adam son erasmus araştırmasını okumuş beklentiler yüksek beyler!) Helsinki’yi baz alarak söylemek gerekirse ortalama bir mekanda biranın fiyatı 5€ dan baslar ona göre ben deli içerim demeden bir daha düşünün. Yok ya ben içki ağzıma sürmem derseniz sevap pointsler yanında avrolarınız cebinizde kalacak yaşadınız.

Geri kalan diğer unsurlar (seyahat etmek, alişveriş yapmak vs) bunlar tamamen sizin zevkinize kalan şeyler ama genel olarak aklınızda olması gereken kuzey ülkelerinin her anlamda avrupanın diğer ülkelerinden oldukça pahalı oldugu gerceği. Erasmusun vereceği para yeter mi derseniz yettiren bir çok kişiyi gördük oluyor yani. 

4) Finlandiya soğuk mu (?!?!!?) gelirken giyecek ne getirmeliyim?:  Bu sorunun asıl meali içlik don almalı mıyım, annemin ısrarla bavula sıkıştırmaya çalıştığı yünlü içliği getirmeli miyim? Ne kadar üşürsünüz bilmiyorum ama kışları Helsinki'de -30 ü görmüş biri olarak konuşuyorum evet arkadaşlar soğuk oluyor. (Kutuplara beş kala bir yer normal değil mi yani). Her zaman bu kadar soğuk olmasa da genel olarak oldukça soğuk bir kaç ay (aralık-ocak-şubat üçlemesi) candan bezmelere yol açabilir. Ama adamlar izolasyonun kitabını yazmışlar evler iç mekanlar oldukça sıcak. En akıllıca öneri çok ama çok kalın kiyafetler getirmektense kat kat giyebileceğiniz kar/su/ruzgar geçirmeyen ayakkabıyla/montla tamamlayacağınız kombinler ( hahhaaa kombin mi dedim ?!!?!) olabilir. Sıcak ortamda tek kat soyun soğuğa çıkınca kat kat giyin sorunların çoğunun cevabı. Cevapsız kalan kısım karanlıkla nasıl başedeceginiz (erol taş gülüşünü ekleyebilsem keşke efekt olarak buraya çok yakışırdı)

5)Gerçekten orasi 6 ay gece 6 ay gündüz mü?: Alın size mavi ekranlı fatal error!! Evet bu gerçekten soruldu defalarca. Hadi cografya hocanız hiç bir sey ögretemedi siz de merak edip bakmadınız mı ay benim üniversite okuyan kardeşlerim. Bu soruyu soran bünyeler acaba ne sanıyorlar 6 aylık cezaları bitince guneşin birden pat diye ortaya çıktığını mı? Gün uzaması/kısalması acaba herhangi bir ışık yakıyor mu iki kulak arası boşlukta merak etmeden duramıyorum. Bu soruyu duymamazlığa veriyor gideceginiz şehrin gün doğuş ve batışlarını internetten araştırmanızı tavsiye ediyorum. Böylece değişimin nasıl olduğunu da oğrenmiş olursunuz. (Evet yazlar günler çok uzun ve yine evet kışlar turkiye ye göre oldukça karanlikta her şey bir günde değişmiyor  be güzel kardeşim)

Sonlara doğru sakin kalamadığımı tekrar okuduğumda farkettim ama bazıları gerçekten hakediyor evlatta olsalar sevilmiyorlar napayım. Neyse, bunlar ilk aklıma gelen sorulardı bunların dışında acil olanlar için belki bir Part-2 postu yazarım.

[dunyayiadimlamak]

Vasıfsız Salı Postu: Hikayesini daha önce yazdığım Slovenya'daki Predjama Kalesi. Blogta Predjama hastag ini aratarak okunabilir./ Predjama Castle in Slovenia 

[dunyayiadimlamak]

Venedik, Italya /Venice, Italy 

[dunyayiadimlamak]

Venedik, Italya /Venice Italy

[dunyayiadimlamak]

Vasıfsız Salı Günü

Çok uzun zamandan beri Tayland yazıları yazıyorum gına geldi yeni bir lokasyona geçme niyetindeyim. Asya kıtasıyla devam edip Malezya'yı mı anlatsam yoksa Avrupa Avrupa bulunmaz eşin diyip buralara mı dönsem karar veremedim . Bu kararsızlık arasında ne işe yaradığını bilmediğimiz, kendisine ne pazartesi gibi öfke ne de cuma gibi hasret ile baktığımız Salı günlerini degerlendirmeye karar verdim. Çarşamba bile hafta ortası diye kendine kıytırıktan da olsa bir rütbe bulmuşken Sali için bir şeyler düşünmek gerekiyordu. Bundan böyle sali günleri daha önceden yazdığım lokasyonların farkli resimlerini paylaşmakla geçsin eski yazılar da böyle hatırlansın istedim. Bundan böyle salı vasıfsız komşu kızı değil, bildiğin tanıdığın arada sohbet bile ettiğin uzak akraba olup çıkacak. (Uzak akrabanında hayırlısı makbul tabi!)

[dunyayiadimlamak]

Koh Lipe Adasinda Hayat

Ben Tayland gezi yazıları yazmaya başladığımda doğan çocuklar sütten kesildi, yeni sünnet olmuş oğlanlar askerde yağız delikanlılara (!) dönüştü, yaz mevsimiyle beraber gidilmedik düğün çekilmedik halay kalmadı ama ben şu Tayland yazılarını birtürlü biteremedim. Hem her şeyi en ayrıntısıyla anlatmak istiyorum hemde bir türlü oturup yazamıyorum. Söz verdigim adada ne içiliyor ne yeniyor nerelere gitmeli yazısı için oturdum bakalım umarım diger yazılar için arayi fazla açmam. 

Yazı sadece Koh Lipe'yi hakkında görünse de içinde yerel halkın yaşadığı diğer Tayland adalari içinde genelleyebilecek birçok ortak nokta var aslında. Bunlardan ilki bizdeki küçük kasabalar gibi merkezde tek sokak bir çarsılarının olması mesela. Daha Istanbul sosyetesi kesfetmediğinden olsa gerek adanın carşısı Alaçati barlar sokagi gibi degil az kalabalık (o_O). Kiyafetten hediyelik eşyaya, supermarkete, barlara her ihtiyac buradan karşılanıyor. Ayrıca sağlı sollu birçok resturant mevcut. Ilk kaldığımız bed&breakfast otel buraya çok yakındı ve lokasyonu yüzünden bizden tam puan almıştı. Hergün başka yerlerde kahvaltı ve akşam yemeği yiyip kalan son iki günü en sevdiklerimize ayırmıştık.

Kahvaltı için bizim favorimiz: Papaya Mom. Sadece kadınların çalıştırıp, servis yaptigi birkaç kuşağın beraber işlettiği bir mekan. Ne yazik ki resmini çekmemisim ama biz gerçekten kahvaltılarını sevmistik. Taze taze meyve tabağı yapıyolar misal. Hatta yoldan geçerken dilimlenip, küçük torbalara paketlenmiş ananas/karpuz/mango ve bilimum tropik meyveyi satın alıp denizde tüketmek mümkün. Genlerimizde var deniz çıkışı karpuz yemek inkar etmeyin birden ilginizi çekti yazdıklarım. Tayland'da genel olarak meyvelerle bir baharat karışımı da veriliyor. Meyvelerin uzerine  serpip tüketiyorlar, tuzlu tatlı karışık bir tad oluyor seven denesin bana çokta gerekli gelmemişti. Bunun dışında aklınıza gelebilecek her tropik meyvenin suyunuda çıkarıyolar. Bir mango shake yapmışlardı mango sevmeyen ben bile pipette kalan son damlasını dahi sömürmüştüm. Eğer yolunuzu düşerse bir deneyin (böylece bana hayır dualarından gelecek sevap points artar).

Aksam yemekleri favorimiz: Spider Monkey.  Denediklerimiz arasında cana yakınlıkları nedeniyle gönlümüzü fethettiklerinden mi nedir ilk gidişimizde çok beğenmiş ve yılbaşı yemeğimizi burda yemiştik. Muşterileri için küçük bir çekiliş bile yapmışlardı. Bize bir şey çıkmayınca da teselli ödülü olarak birer büyük kutu oreo vermişlerdi (ada ortamında büyük lükstür hani). Tavuk, dana şişleri cok lezzetli, sıra beklemenize değer sonunda mangalda pişmiş mis gibi etleriniz geliyor. Etleri görür görmez tükettigimizden burada sadece salatalarin resmini paylasabildim ne yazik ki. Biz aciyi bal eylemişiz diyenlere üst resim, aman ben soslari yaninda alayim azcik azcik eklerim diyenler icinde altaki resim favori salatalardi.

Geldik Tayland gezisinde ilk çekinerek daha sonra ise her seçecek yemek  bulamadığım zaman kurtarıcım olan yemeğe. Shrimp Tempura: Bu resmi hangi resturantta çektim emin değilim yediklerim arasinda en lezzetlisi de değil aslında. (En lezzetlisi Bangkok'ta bir kore resturantinda yendi onun icin ayri yazı yazarım diye bekliyorum hadi hayırlısı). Bu lezzeti karidesi unlu yumurtalı bir harçla bulayıp derin yağda kızartarak yapıyorlar. Güzel yapan yer bulursanız kendisi çıtır çıtır gidiyor ama yapamamışlarsa yumuşacık oluyor buda tadını bozuyor. Kendisine iyi gelen şişedeki arkadasi tayland birasi singha. Izmir cocuğuz olum biz kordonda bira, patates/midye yapmaya küçükten başlar her gittigimiz yerde de sefamızın peşinde keyif adamıyız napalım huy binlerce kilometre gitmekle de değişmiyor. 

Adada deneyip sevdiğimiz ama yine oburluktan resmini çekmeden mideye indirdiğimiz diğer bir yiyecek de Thai pancake. Bildiginiz pancake degil korkmayın incecik yağlı bir hamuru saçta içine/üstüne istediğiniz malzemeyi eklerek kapatıp pişiriyorlar. Bizim gozleme vari ama farki tatli seçenekleri  olmasi birde  daha yağli olması sadece. Peynir tüketmeyen ülkede sabah kahvaltısında peynirlisini yemiş derin bir ohh çekmistik şimdi hatırladım.

Resim: Adada genelde deniz kumu taşımamak adına girilen her ortamda terlikleri çıkarmak gerekiyor ama girdiğiniz yer bir resturantsa biraz garip gelmişti. Sanki tüm sülale bayram ziyaretine gelmis gibi duruyor böyle ortamda da romantik yemek yemek hayallerde kalıyor.

Bu yazıyla Koh Lipe macerasi da burda biter çünkü bu hızla 3 haftalık tatili anlatmak 6 ayı bulacak. 6 ay askerlik yapip 36 sene anlatan amcalardan olmamak adına hızlanıp başka lokasyonlara geçelim endişeli gönüllere suyumuzu serpelim çavvssss.. 

[dunyayiadimlamak]

Ocellaris Clownfish in Koh Lipe, Thailand / Koh Lipe'de fotoğrafladığımız Palyaço Balığı  nam-ı diyar Nemo.  

[dunyayiadimlamak]

Lipe Adasi, Tayland / Koh Lipe, Thailand: Koh Ngai'den çıkıp 4 saatlik çin işkencesinden hallice hızlı bot yolculuğundan sonra nihayet Koh Lipe'ye vardık. Ilk gözüme çarpan ayrıntı buranın Koh Ngai'ye göre yerel halkında yaşadığı bir yer olmasıydı. Küçük bir tatil kasabası havasında tek sokaklık bir çarşısı bile var. Yerel insanlarla iç içe oldugundan herhalde hoşuma gitmisti çok. Ben öyle tatil köyüne gideyim, açik büfeden midemin alabileceğinin 4 katini -sadece ödedim diye- homidi girtlak giyeyim, bir yere de çıkmayıp havuz kenarı pinekleyeyim insanı olamadığımdan burası bana daha sahici geldi nedense. Biz bu adada 1 hafta kaldık ve bu surenin 3 gününü Harmony Bed and Breakfast'da geri kalanini ise Lipe Power Beach Resort'te konakladık. Isimlerini söylememin nedeni ibret alin siz yapmayin demek için tabiki. Ilk kaldigimiz otel adanın tam ortasında, çarşısına inanılmaz yakın tam göbek diye tarif edilen yerde. Otel imkanları adından anlaşılabileceği gibi bir temiz bir yatak/banyo bir de mütevazi bir kahvaltı ile sınırlı. Biz yerini çok beğendiğimiz için ve akşam merkezin göbeğinde istediğimiz gibi takılırız diye burayı seçtik. Hem adayı öğrenir hemde ucuza bir kaç gün geçiririz diye düşündük. Vaat  ettiklerini yerine getiren oldukça güzel bir yerdi. Plan yaparken son 4 günü -yeni yıla da gireceğimizden- özel bir yerde kalalim diye sonradan çok pişman olacağımız bir kararla Power beach resort yer ayırtmıştık. Adamlar ada standartları üzerinde tekli bungalovlar inşaa etmişler içini çok güzel döşemişler ama hizmet tam anlamiyla SIFIR. Mallığına mı alıyorum kardeşim banane senin kullandığın malzemeden yahu? Bu arada bunlari yazabilmek için blog açtim oğlum ben yazmadan bırakır mıyım? Hizmet anlayışını tek bir örnekle özetlemek istiyorum: Yılbaşı gecesi saat 10'da otelin resturant kısmını ışıkları dahi kapanmıştı. Akşam yemeği servisi yapmıyoruz diye ışıkları kapat, insanlar interneti bile kullanamasın, denize karşi bir içki bile içemesin zihniyeti nedir yahu? Taa oralara kadar bir gün yolunuz düşerse nerede kalırsınız bilemem ama bu otelde kalıp yazık etmeyin kendinize derim. Odediğin fiyat- aldığğn hizmet karşılaştirmasında sıfırı çeker daha ne diyeyim gitmemeniz için.

Bana verseniz tüm gün dert yanarım ama bu deneyimin yazıyı mahvetmesine de izin vermeyeyim güzel şeylerden bahsedeyim. Adada yaşayınca heryer denize çıkıyor ya ilk olarak en bilinen kumsalından başladım resimleri paylaşmaya.  Adı Pattaya Beach ve kendisi hava nasıl olursa olsun çok sakin sulara sahip ve dahası bir karış suda bile ocellaris clown fish (bildiginiz nemo canim gözünüz korkmasin) ve benzeri bir çok canlıyı görmenize olanak sağıyor. Biz bayılmıştık buraya sadece tek bizi rahatsiz eden tarafı bir saatten sonra tamamen balıkçı tekneleriyle doluyor olmasıydı. Rüzgar almayan bir koy oldugundan herkes kayığını buraya bırakıyor ve bir saatten sonra yüzmek imkansiz hale geliyor. 

Yazı uzadı diğer postta ada hayatını, diğer plajlarını, yemek yemeğe doyamadığımız iki yerini ve daha nicelerini anlatirim. Yazdıkça bunu yazmadan olmaz dediğim öyle şeyler aklima geliyor ki bakalim nasil biticek bu Tayland yazıları. 

[dunyayiadimlamak]

Koh Lipe, Thailand/ Lipe Adasi Tayland: Şimdi bana bana kaybolan tatillerimi verseler, şimdi bana bu adada bir ömür vadetseler, şimdi bana yeniden gider misin deseler tatavayi kes bileti hazirla demeye hakkim var! Yeni post için Lipe adasina gidiyoruz ve görsellere adanin gördügümüz tek posta kutusuyla basliyoruz..

[dunyayiadimlamak]

Morakot Magarasi, Muk Adasi/ Morakot Cave in Ko Muk, Thailand: Koh Ngai'de kaldığımız birkaç gün içerisinde, adanan keyfimizi alıp incik cinciğini teşip keşfettikten sonra sıra çevredeki adalar ne menemdir ögrenmeye sıra gelmişti.  Daha önce bahsettigim gibi hergün başka adada kalıcam diye heba olmaktansa uygun bir adada konaklayıp diger adaları günü birlik gezmek cok rahat oldu bizim için. Kaldığımız resortle konuşup Morakot mağarasını da içine alan bir şnorkel turuna katıldık. Bu mağara Muk adasının batısında yer alıyor. Dışarıdan bakıldığında sadece bir mağara deliği görüyor ve içerisi zifiri karanlık. Yüzme bilmeyenler üzülmesin biz oradayken bir japon grup vardı hepsini ipe dizip çektiler herkeste can yeleğiyle oldugundan herhangi bir sorunla karşılaşma olasılıgı da yok. Azmin elinden ne kurtulur siz isteyin çareler hep bulunur canlar. Yine de buraya rehbersiz gelmek çok tehlikeli kabul ediliyor çünkü eger yolu bilmiyorsanız mağaranın karanlığında kaybolmanız içten bile değil mağara mağara derken kolaylıkla .ok yoluna giden niyaziler kervanına katilabilirsiniz.  Birde bir gelgit olayi varki su bir saat içinde çok hızlı yükselebilir yine zahin son sizi karşılar o yüzden rehber eşliğinde karanlık kısmı geçin zamanında çöküp içerisi yeşillikle kaplanan bu cennetin tadini çıkarın. Biz karanlık kısmı geçip karşımıza böyle bir güzellik çıkınca oldukça sevinmiştik. Zamanında korsanlar yağmaladıkları nevar ne yoksa buraya gelip saklarlarmış. Sular yükseldiğinde geçmenin imkansız olduğu, dışarıdan bakıldığında da içerisinde böyle bir cennet barındırıcağına ihtimal vermeyeceginiz bir yerde saklamayacaklar da gelip bizim evin bahcesine mi gömecekler? Türk genlerinin verdigi yetkiyle oraya buraya bakının belki gözden kaçan bir ganimetle gününüz şenlenir. Yok olmadı yuttuğunuz sular, gördügünüz saklı cennet yanınıza kar kalır geri dönersiniz biz öyle yaptik hiçte pişman değiliz. 

[dunyayiadimlamak]

Hersey gibi bayramlarda sevdikleriniz yaninizdaysa guzel. Paylastikca artacak mutlu bayramlariniz olsun. Foto:Koh Ngai adasi, hindistan cevizine dolmus suyu paylasan yengecler. /Like everything, celebrations become meaningful when the beloved ones are around you. sharing is blessing! Happy Eid everyone.

[dunyayiadimlamak]

Tayland & Kuala Lumpur  Gezisi:  Bu aralar abartıp her bulduğumuz fırsatı biryerleri gezmek için ve geriye kalan süreyi de yeni dil ögrenmek, artik çığrından çıkmış tezleri yazmak için harcandığımızdan, kaba diye tabir edilen etlerimin üzerine oturup şu Tayland gezisi yazılarını bir türlü tamamlayamadım. Dünya kendi ekseninde dönmek için niye bu kadar acele ediyor bir soluklan bak bize de 24 saat yetmiyor. Off anladiniz çok yogunum/bende bahanelerin bini bir para ama vicdan yaptim ve bosta durmayıp Tayland gezisi rotası nasıl birseydi, nereden geziye basladik nerelere uğradık onun haritasını oluşturdum. Gezi toplamda 17 gün sürdü sürmesine ama daha bir ay kal diyen olsaydı sesimi çıkarmaz sığışırdım bir köşeye.   

P.S. Haritanin içine küçük açıklamalar da ekledim. Bu kadarı yeter mi  mualla diye üzülmeyin ayrıntıları çok kısa zaman içinde paylaşacağım aman uykularınız bunları düsünüp kaçmasın!

Ayrica buaralar nerelere gittik gormek ve nereyi ilk yazmaliyim diye yorum yapmak isteyeniniz olursa bu da instagram 

[dunyayiadimlamak]

Ngai Adasi, Tayland/Koh Ngai, Thailand: Adalar ya da ana kara arası ulaşımı sağlayan motorlar.  Ah atlasak da gitsek yine uzak diyarlara.

instagram -----> 

[dunyayiadimlamak]

Koh Ngai, Thailand/Ngai Adası, Tayland: Bize huzurun resmini çekebilir misin Abidin?

[dunyayiadimlamak]

Koh Ngai Adası, Tayland / Koh Ngai, Thailand: (Okuyuculara uyarı :Bu yazi ağır doz hasret içermektedir) Bu resme bakıp hissettigim tek şey tekrar oraya geri dönme arzusu. Tayland'a gittigimiz dönem, yaşadığımız şehrin inanılmaz karanlık ve soğuk olduğu, buna bağlı olarakta psikolojimin pek iyi olmadığı bir dönemdi. Aralık ayı ortalarında bu sıcak ülkeye göç etmiş ve 18 günün tadını doyasıya çıkarmıştık. -20 dereceden +30 dereceye giden bünyeler ilk günler biraz hırpılansa da kim şikayet edebilir böyle bir güzellik karşısında. Eğer Tayland seyahatine çıkacaksanız ve sakin bir dönem geçirmek istiyorsanız bizim seçtigimiz dönemi seçmeyin. Kışı yasayan bütün avrupa noel tatilini de fırsat bilip Tayland'a doluşmuştu. (Biz de dahil! ) Biz işte tamda bu yüzden çok turistlik olan adalardan tamamen kaçındık. Bu demek oluyorki benden Phuket yazısı çıkmaz beyler boşuna beklemeyin. Eğer sadece turistlerin arasında, avrupai yemekler yiyerek geçireceksek zamanımızı bu kadar uzağa gelmeye ne gerek var değil mi? Tatilin 10 gününü adaları gezerek geçirip, hem guneşe hemde miskinliğe doymuştuk. Bu yolculukta ilk uğradığımız ada iste Koh Ngai. Burada adanın diğer tarafında kalan balıkçıları saymazsak sadece resortlar var. Hoşumuza en çok giden sakinliği olmuştu zaten çünkü topu topu 3-4 hotelden başka adada başka bir şey yoktu. Hayatımda ilk defa böylesi bir ada hayatı yaşayan ben -sivri sinek istilasını saymazsak- inanılmaz mutluydum diyebilirim. Adalara gitmek isteyenlere küçük bir tavsiye. Hergün başka adada kalıcam diye kendinizi harap etmektense bir ada seçip, diğer adaları günü birlik turlarla ziyaret edebilirsiniz. Biz böyle düşünüp ilk Koh Ngai'de kalıp çevredeki 3-4 adayi gezmiştik sonrasında da Koh Lipe'ye gidip aynı taktiği burada uygulamıştık. Kalacağınız her otel çevredeki adalara turlar düzenliyordur zaten, önceden kendinizin ayarlamasına gerek olacağını sanmıyorum. Dalış deneyiminiz varsa Andaman denizine dalış turlarına katılabilirsiniz. Biz snorkeli tercih etmiştik nedeni ise denizin altının 2-3 metrede bile inanilmaz zengin olmasıydı. Günlük gezilerde nerelere gittiğimizi bir dahaki sefere paylaşacağım çünkü özellikle bir adanın hikayesi oldukça uzun. 

[dunyayiadimlamak]

Hayatta herkes biraz farklı aslında. Insanları secimlerine, kiminle beraber olduklarına, konuştukları dillere, kökenlerine, ten renklerine ve daha sayabileceğim onlarca farklılıklara ayrımadan sadece ve sadece insan olduklari için sevebiliriz. Polyanacılıksa evet öyle. bu düşünceye ilk adımlar biraz soğuk ama girince ısınırsınız hadi bakalim.

[dunyayiadimlamak]

Tayland Postları arasında günün anlam ve önemine uygun mesaj: Alışılandan farklı olmak insanları kötü yapmaz. Insanları sınıflandırmadan sevmeyi dene inan okadar da zor değil!

Happy Pride Week Everyone!