Last Seen Blogs
Text
Allah'u Teala şöyle buyuruyor:
"Muhammed Allah'ın Resûlüdür. Onunla olanlar da (yani gerçek Müslümanlar da) kafirlere karşı çetin (ve metin), kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükû ediciler, secde ediciler olarak görürsün. Onlar Allah'dan (daima fazl'u kerem) ve rıza isterler. Secde izinden (meydana gelen) nişanları yüzlerindendir. İşte onların tevrattaki vasıfları budur. İncil'deki vasıfları da (şöyledir: Onlar) filizini yarıp çıkarmış, gitgide onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, sapları üzerine doğrulup kalkmış bir ekine benzer ki, bu, ekincilerin de hoşuna gider. (Bu örnek), onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. İçlerinden iman edip de iyi amel (ve hareket) de bulunanlara Allah hem mağfiret hem büyük mükafat vaat etmiştir."
Fetih Suresi, 29.
Müslümanların Tarihi 2. Cilt, İhsan Süreyya SIRMA
5 notes
·
View notes
Text
Sahabe İklimi
Ebu Ubeyde b. Cerrah'ın (r.a) Nasihatı
Sizlere son vasiyetim şudur: "Ne olur namazlarınızı hakkı ile eda edin, oruçlarınızı tutun, zekatlarınızı verin, hac ve umre yapın, birbirinize hakkı tavsiye edin, idarecilerimize hayırlı nasihatlerde bulunun, onlara dalkavukluk yaparak onları aldatmayın. Dünya işlerinizin üstüne gereğinden fazla düşmeyin. Bir kişi bin yıl ömür sürse bile işin neticesinde ölüm ona kavuşacaktır. Çünkü Allah Ademoğullarına ölümü bir hak olarak yazdı. Bu sebeple insanların tümü ölümlüdürler. Bundan dolayı akıllı insan Rabbin'e karşı itaatkar olur. Kıyamet günü amel defteri açıldığında salihatı çok olur. Allah'ın selamı ve bereketi üzerinize olsun."
6 notes
·
View notes
Text
Kalbin Simyası
Sabır ve Oruç
Hz Peygamber (sav), orucun sabrın yarısı olduğunu ve sabrın ise başarılı bir dünya ve ahiret hayatının ayrılmaz bir parçası olduğunu buyurmuştur. Şeytan sabırsızlık ve ümitsizlik aşılarken oruç, her ikisinin de yanlışlığını salık verir. Hadis-i şerifte orucun imanın yarısı olduğu buyurulmuştur. Cenabı Hakk'ın oruç haricindeki Salih ameller için karşılığı ondan yüze kadar artırılacağı oruç içinse- karşılığının büyüklüğüne işaret ederek- "Oruç benimdir onun karşılığını ben vereceğim" buyurduğu zikredilir. Allahu Teala buyuruyor: "Sabredenlere mükafatları hesapsız verilecektir." (Zümer, 39:10)
Oruç ve sabır; birbirleri ile derinden bağlantılıdır; sabır da Allah'tan gelecek lutufların açılması için önemli bir anahtardır.
2 notes
·
View notes
Text
Teffekkür Üzerine
Tefekkürün pek çok farklı vechesi vardır. Kimi bunu Kuran ayetleri üzerinde yapar. Kimi de Allah'ın yarattıkları üzerindeki alametlerini müşahede ederek ve sabredip itaat eden mümin kullarına sunduğu vaatlerini düşünerek yapar. Böyle bir tefekkür kalpte, sonsuz mutluluk ve esenlik yurdu olan ve seçkin bir dostun bizi beklediği cennete dair çoşkun bir arzu ve ümit meydana getirir. Aynı şekilde insan, Allah'ın iyiliğe karşı kötülüğü, hidayet yerine sapkınlığı ve ıslah yerine sapkınlığı seçen asi kulları için takdir ettiği cezayı tefekkür eder. Ya da insana hak yoldan asla ayrılmamayı telkin eden kabir karanlığını ve cehennem azabını düşünür. Allah'ın hak etmediğimiz halde bize verdiği nimetleri ve bunun karşılığında ne kadar az bir karşılık beklediğini düşünmek, kibir ve bencilliği yok ederek şükrün artmasına vesile olur.
Kalbin Simyası
2 notes
·
View notes
Text
...işin özü müminin kalbi canlı iken kafirin kalbinin manen ölü olmasıdır. Münafık ise kalbinde hastalık bulunan kimsedir. Nitekim Kuran'da (anladığımıza göre kendi amellerinin neticesi olarak) hasta kalpli ve bundan dolayı hastalıkları arttırılan kimselerden bahsedilir.
Kalp, vücudumuzun içinde hafif sola doğru yerleştirilmiştir. İki kadim dil olan Arapça ve İbranice sağdan sola doğru yazılır, yani kalbe doğru. Kimilerininde birdirdiği gibi bu durum yazma eyleminin maksadını yansıtmaktadır. Kalbi etkilemek. Bu hususta Kabe'nin etrafında dönülerek yapılan tavaf ibadeti de dikkate şayandır. Dönüş, saat yönünün tersine olduğundan, tavaf esnasında kulun kalbi Kabe'den tarafa kalır ve oraya yönelerek bize Allah'ı hatırlatır.
Kuran'ı Kerim'de, hesap günü, 'Allah'a selim bir kalple gelenler dışında malında, çocuklarında fayda vermeyeceği gün' olarak tanımlanır. Eskiler kalbin manevi hastalıklarını farkındalardı. Şüphe yok ki bu anlayış, İslam'ın mesajının tam da merkezindedir. Kuran üç tür insan tanımı yapar; müminler (inananlar), kafirler (dudak bükenler) ve münafıklar ( iki yüzlüler). Müminler, kalpleri canlı ve aydınlık kimseler olarak tasvir edilirken kafirlerin karanlıkta kaldıkları ifade edilir. "Ölü iken dirilttiğimiz ve insanlar arasında yürüyebilmesi için kendisine ışık tuttuğumuz kimse karanlık içinde kalıp ondan hiç çıkmayacak durumdaki kimse gibi olur mu?" Müfessirlere göre burada 'ölü iken dirilttiğimiz' diye bahsedilen kimse, ölü bir kalbe sahipken Allah'ın hidayet ışığı ile kalbini dirilttiği ve insanlar arasında izzetle yürümesi için yolunu aydınlattığı kimsedir. Ayrıca Resulallah (sav) Allah'ı zikreden kimseyle zikretmeyenin misali, diri ile ölü gibidir, buyurmaktadır.
Kalpte bağın kesilmesinin kötü yanlarından biri de, sürekli beslenmeye muhtaç olan kalbin, insan kendisinden koptukça daha da hastalıklı hale gelmesidir. Çünkü gaflet, kalbin elinden manevi gıdasını alarak onu açlığı mahkum eder. Böylece insan daha da derin gaflete düşer, kendini takatsiz bırakan bir sersemlikle Allah'ı unutur ve nihai menzili olan sonsuz ahiret hayatını hepten ihmal eder...
Kalbin Simyası
3 notes
·
View notes
Text
Enes (r.a)'ten şöyle rivayet edilmiştir:
Resulallah (sav) bana:
-"Ey oğulcağızım! Kalbi kin ve düşmanlıktan temiz tutmak, benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi severse, beni sevmiş olur. Kim beni severse, cennette benimle beraberdir."
Başka bir hadis-i şerifte Resulallah (sav) Efendimiz "Kişi sevdiğiyle beraberdir." buyurmuştur.
Tarikadi Muhammediyye
4 notes
·
View notes
Text
Kastalani'nin Mevahibu'l Ledünniye adlı kitabında şöyle denilmiştir:
"Resulallah (sav) 'ın sünnetini yerine getirmek ve hadis-i şeriflerini okumayı sevmek, Resulallah (sav) sevgisinin alâmetlerindendir. Zira kalbine imanın tadı giren bir kimse, Allah Teala'nın ayetlerinden birini veya Resulallah (sav)'in hadislerinden birini işittiğinde, bu kelimeler ruhunu, kalbini ve nefsini hemen kendine çeker ve her tarafını kaplar. O zaman o kişinin her saç kılı bir kulak, her zerresi bir göz olur, bütün benliğiyle duyar bütün benliğiyle görür. Bu durumda kalp de nurlanır, kişinin sırları parlar, bürhanları zuhuru esnasında hakikat denizinin dalgaları kendisine vurup durur, onun şefkatli dokunuşlarıyla suya kanar."
4 notes
·
View notes
Text
Kuran-ı Kerim, Allahu Teala'nın kelamıdır ve mahluk (sonradan yaratılmış) değildir. Ahiret yurdunda Allahu Teala'yı gözle görmek aklen caizdir, naklen de sabittir. Allah'ın görülmesi; bir mekanda değil, bir yönden de değil, karşılıklı ve bir ışık yansıması gibi mesafe olmaksızın görülecektir.
Tarikati Muhammediyye
4 notes
·
View notes
Text
Cahillere hoşgörüyle muamele etmek, peygamberlerin ahlakındandır. 🌿
7 notes
·
View notes
Text
Ebu Abdurrahman Abdullah İbn Mesud (r.a) şöyle dedi;
Resulullah (sav)'in, gönderildiği millet tarafından dövülüp yüzü kanatılan, bir taraftan yüzündeki kanı silen bir taraftan da " Ey Allah'ım, halkımı bağışla çünkü onlar bilmiyorlar" diyen bir peygamberi anlatması hala gözlerimin önündedir.
Buhari, Enbiya 54; Müslim, Cihad 104; İbn Mace, Fiten 23.
Rahmet Peygamberi (sav)
3 notes
·
View notes
Text
Ebu Hureyre(r.a)'dan rivayet göre Resullullah(sav) şöyle buyurdu:
"Muhakkak ki bu din kolaydır. Bir kimse (en güzeli yapayım diye) kendini zorlarsa illa ki din ona galip gelir. O halde (aşırılığa kaçmadan) dosdoğru gidiniz, Allah'a yakınlaşınız (ve yüksek derece ve ecirlerle) müjdeleyiniz. (Dini ve dünyevi işleriniz için dışarı çıkarken de) sabah namazı ile güneşin doğumu arasındaki vakitte ( İşrak ve Kuşluk namazları), akşam vaktinden sonra (Evvabin namazı) ve birazda gecenin sonundaki vakitte (Teheccüd namazıyla) yardım alınız."
Tarikat'i Muhammediyye
3 notes
·
View notes