Tumgik
nazlisenyuva · 6 years
Text
The Royal Wedding Cake! Half the calories, double the fun.
HELLO I’M BACK. I took two years off but who is counting?!
Tumblr media Tumblr media
In the mean time, my mom opened up a boutique hotel in the Czech countryside and built her dream kitchen there. I mean the whole place is an absolute fairytale but we’ll get to that later.
I watched the royal wedding to its entirety, and when Kensington revealed that the Royal Wedding Cake was made by Clare Ptak of Violet Cakes in London, I knew it was going to be heavenly. When I heard she used elderflowers, I was like HOLD UP. My mom has homemade elderflower syrup—she handpicked bags and bags of elderflower in our village last summer and made syrups, jams, and liqueurs from it. If the Queen has the Sandringham Estate, we have Meyana thank you very much.
I looked up the details of the cake: lemon sponge cake layered with lemon curd and buttercream frosting. Buttercream frosting is literally butter and powdered sugar, so a big no in Meyana. Everything has to be organic and low sugar here!! The lemons might not come from Amalfi but they’re organic! We came up with our own version of the cake, using half the sugar in the cake batter and the lemon curd, and a mascarpone icing instead of buttercream. Every ingredient we used is organic and local.
Tumblr media
Ingredients:
The cake!
1 cup butter, room temperature
1/2 cups (60 g) cane sugar- taste batter and add more if you want it to be a bit sweeter
4 eggs
1 1/2 cups (225 gram) all purpose flour
4 teaspoons baking powder (1 sachet)
1 lemon - zest and juice
100 ml elderflower syrup
The mascarpone frosting!
3 tablespoons of all-purpose flour
4 tablespoons cane sugar
1 egg, beaten
2 cups (1/2 liter) skim milk
A splash of vanilla extract, of 1 sachet of vanilla (powder) if you can find it.
1/2 cups butter at room temperature
6 oz (3/4 cups or 150 g) mascarpone cheese
The lemon curd!
2 lemons - zest and juice
1/4 cups (50 g) cane sugar
1/4 cups (50 g) butter
2 eggs, beaten
LET’S DO THIS!! #HARRYANDMEGHAN
First let’s make the cake.
- Pre-heat the oven to 350 F (180 C). Prep an 8 inch (20 cm) cake pan; either cover it with parchment baking paper or butter/flour.
Tumblr media
- Blend the butter, sugar, and lemon zest in a blender. REALLY BLEND THEM.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bio means all-organic and it’s SUPER HARD TO GET in the EU. So this stuff is the real deal!
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
- In the meantime, sift the flour and mix it with the baking powder in a separate bowl.
Tumblr media Tumblr media
- Add the eggs into the blender, one by one. Add 2 tablespoons of the flour mix with the last egg. Blend well.
- Finally add the flour mix, spoon by spoon, waiting for a bit between each spoon.
- When the mix looks like the picture, pour it into your baking pan and cook for 45 minutes (check to see if the center is cooked with a toothpick).
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Moving on to the frosting!
Mix the sugar, flour, and vanilla powder in a bowl. Then add 1/4 cup of milk (and vanilla if you’re using the extract) and mix until smooth.
Tumblr media
Add the beaten egg, mix well. Add 1 1/2 cups of the milk (0.4 liters) and stir well. Put the mixture in a sauce pan and cook at medium heat, stirring continuously. When it starts to boil, cook and stir for 2 more minutes.
Tumblr media
If the mixture is too thick you can add in the remaining of the milk and keep stirring.
Tumblr media
Once this pudding is cooked, put it to the side and wait for it to cool down. When it’s cool, blend it with the butter and the mascarpone. Done!
Lemon curd it up!
Put the sugar, butter, lemon zest and juice in a cooking pot, and place the pot in a pan with simmering water (bain-marie technique).
Tumblr media Tumblr media
When the butter melts, give it a stir and slowly add the beaten eggs. Keep stirring for 10 minutes, careful not to overcook! Strain the mix and set aside to cool.
Tumblr media Tumblr media
Matches the Queen’s wedding outfit!
Tumblr media
Making the Royal Cake!
Final stretch! Split your cake sponge into two. In a small bowl, mix the lemon juice and elderflower syrup, then drizzle it over the cake sponge.
My mom made the syrup herself!
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Use the entire mixture! Start layering with lemon curd and mascarpone frosting. 2-3 layers would be perfect.  Use fresh flowers (if you don’t have elderflower) to decorate!!
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Ah this cake was UNREAL DELICIOUS - so light, fluffy, cloudy!!! We all had multiple slices without a tummy ache. ENJOY!
Tumblr media
4 notes · View notes
nazlisenyuva · 8 years
Text
Vietnam Soğuk Kahvesi
Tumblr media
Kuzenim Daphne Öz'ün yeni yemek kitabı Happy Cook (Mutlu Aşçı) birbirinden lezzetli tariflerle dolu. Kitabı karıştırırken karşıma çıkan 'Vietnam Soğuk Kahvesi' tarifi bu sabah yüzümü güldürdü. Beni tanıyanlar bilir, yaz kış soğuk kahve içenler grubunun en aktif üyesiyim :) Vietnam soğuk kahvesini de birkaç kere denemiştim, inanılmaz lezzetli ama çok şekerli, o nedenle her gün içebileceğim bir içecek değil. Ama tarif çok sağlıklı gözüktüğü için denedim ve tadına inanamadım. Bir yudumda adeta tropik bir adaya gidip geldim :)
Tumblr media
Malzemeler: - Bir bardak hindistancevizi sütü - 4 tane çekirdeği çıkarılmış hurma - Bir çubuk vanilya veya bir çay kaşığı vanilya özütü - 1/4 çay kaşığı kakule - Bir tutam tuz - Soğuk kahve (sıcak da olur!)
Tumblr media
Bir sos tenceresinde hindistancevizi sütü, kakule, tuz, ve hurmaları kaynatın. Kaynadıktan sonra altını kısın ve vanilyayı ekleyin. Çubuk vanilya kullanıyorsanız önce içindeki vanilyayı sıyırın, daha sonra çubukla beraber karışıma ekleyin. Vanilya özütü kullanıyorsanız isteğe göre miktarını değiştirebilirsiniz. Karışımı bir kere daha kaynatıp kenara alın, ve 20 dakika kadar soğumasını bekleyin. Karışım soğuyunca vanilya sapını çıkarın, ve karışımı bir mikserde pürüzsüz hale gelene kadar çırpın. Daha sonra ister buzdolabında biraz daha soğutun, ister servise başlayın.
Tumblr media Tumblr media
Sıcak servis için karışımı sıcak kahvenize isteğe göre ekleyin. Soğuk servis için buz dolu bir bardağa önce kahvenizi sonra hurma sütünüzü ekleyin, afiyetle için!
Bu lezzetli içecepin içerisindeki tüm şeker doğal, hem de tadı inanılmaz lezzetli. Afiyet olsun!
Tumblr media
2 notes · View notes
nazlisenyuva · 8 years
Text
Güneş gözlüklerinizi değiştirme vakti geldi mi?
Artık yeni gözlükler almak için modanın dışında yeni bir bahaneniz var—sağlığınız!
Tumblr media
Brezilya'da yapılan bir çalışma, güneş gözlüklerinin gözü zararlı ışınlardan koruma gücünün zamanla azalabildiğini gösteriyor. Güneş gözlüğü endüstrisinin yaptığı testler ise gözlüklerin ne kadar süre güçlerini koruduklarını henüz tespit edemiyor. Şu an kullanılan testler gözlük camlarını 50 saat boyunca 30 santim uzaklıktan 450 Watt gücünde bir ışına maruz bırakıyor, ve testi geçen camlar güneş gözlüklerine takılıyor. Ancak daha uzun sürede camlara ne olacağı henüz tespit edilemiyor.
Bu konu göz sağlığımız için çok önemli, çünkü güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınları katarakt, retina hasarı, uzun zamanlı göz problemleri ve görme kaybına neden olabiliyor.
Uzmanlar aynı güneş gözlüğünü devamlı olarak birkaç sene kullandıysanız, yeni bir gözlük almayı düşünmeye başlayabileceğinizi söylüyor.
Pek çok gözlükçü gözlük camlarınızın UV koruma seviyelerini ölçebiliyor. Gözlüğünüzü değiştirmeden bir optikçiye götürüp camlarınızın koruma gücünü öğrenebilirsiniz.
Unutmayın—güneş gözlüğü alırken camında “%100 UV koruma” (100% UV protection) veya “UV 400” yazdığına emin olun. Gözlüğün modeli veya camının rengi UV korumasını etkilemiyor, yani koyu renk camlı gözlük almak gözünüzü koruduğunuz anlamına gelmiyor!
1 note · View note
nazlisenyuva · 8 years
Text
Yarın Sabah Kahvaltıda Denemeniz Gereken Lezzet: Sağlıklı Eggs Benedict Tarifi
Tumblr media
Eggs Benedict nasıl lezzetli bir yemektir! Poşe yumurta üzerine Hollandez sos, of! Ben bayılırım, ama genellikle lokantalarda sosuna çok yağ koyup bir de bembeyaz ekmeğin üzerinde servis edilince bu muhteşem lezzet bir kalori tuzağına dönüşüyor, ve kan şekeri fırlayan ben bir saate yine aç aç gezmeye başlıyorum. Zaten sağlıklı beslenen ve fiziğine dikkat eden birinin lokantada eggs benedict sipariş ettiğine de henüz rastlamadım...
Ben de kendimi Eggs Benedict'ten mahrum etmek yerine, onu en sağlıklı şekilde yiyebilmek için evde bir tarif denedim, ve inanılmaz lezzetli oldu. Bu tarif Dukan gibi protein ağırlıklı karbonhidratsız rejimlere için de birebir!
Tumblr media
Malzemeler: - İstediğiniz sayıda yumurta, 2 yumurtayı da sosta kullanacağız. - Bir tatlı kaşığı sirke - Bir çorba kaşığı limon suyu - 3-4 çorba kaşığı zeytinyağı - Bir çay kaşığı hardal - İsterseniz füme somon - Tam unlu, bol lifli, lezzetli bir kahverengi ekmek!
Yapılışı:
Eggs Benedict'in özelliği üzerine koyulan Hollandez sos. Bu sosun yapılımı çok kolay, orijinal tarifinde erimiş tereyağ var ama ben her yemekte olduğu gibi zeytinyağı kullanacağım.
İki yumurtanın sarılarını ayırın ve ısıya dayanıklı bir cam kaseye koyun (beyazları sakın atmayın, sonra omlet yaparsınız). İçerisine limon suyunu, hardalı, ve zeytinyağını ekleyin. Zeytinyağı miktarını isteğe göre değiştirebilirsiniz. İyice karıştırın, kenarda bekletin.
Bir küçük tencereye su koyup kaynatın (suyu önce su ısıtıcısında kaynatırsanız çok vakit kazanırsınız). Suyun içerisine bir tutam tuz ve sirkeyi ekleyin (sirke yumurtaların dağılmasını engelliyor). Su kaynayınca da içerisine yumurtaları kırın, ve tahta bir spatulayla yumurtaların arasını hafifçe ayırın, karıştırmanıza gerek yok. Bir dakika pişen yumurtalar cıvık, üç dakika pişenler kayısı, dört dakika pişenler de taş oluyor. Bence üç dakika Eggs Benedict için ideal.
Yumurtalar pişerken cam kaptaki sosunuzu Benmari (bain-marie) yöntemiyle pişirmek için kaynayan suyun üzerine tutup iyice karıştırın. Yumurta sarıları katılaşmadan pişecektir. Tenceredeki yumurtalar pişince de sosunuz da hazır demektir!
Tumblr media
Üç dakika pişen yumurtanın mükemmelliği!
Servis:
Ekmek yiyecekseniz önce iki dilim ekmeği kızartın. Daha sonra üzerine füme somon koyun. İsterseniz başka bir füme et veya sote ıspanak da koyabilirsiniz. Yumurtaları delikli bir kaşıkla tencereden çıkartın ve ekmeklerinizin üzerine yerleştirin. Daha sonra da Hollandez sosunuzu üzerinde gezdirin.
Ekmek yemeyecek ve sadece proteinli bir kahvaltı edecekseniz, aynı adımları ekmesiz uygulayın. Annemle ben yumurtaları ekmeksiz yedik ve çoook güzel doyduk.
Biraz tuz, biber, hatta acı sos ekledik mi işte size muhteşem bir Cumartesi kahvaltısı! Tam brunchlık, ve hazırlaması gerçekten on dakikayı geçmiyor.
Umarım denersiniz, afiyet olsun!!
Tumblr media
Ekmeksiz servis, yine çok lezzetli!
1 note · View note
nazlisenyuva · 8 years
Text
Marianske Lazne'nin Yaşam Pınarları: Mineralli Kaynak Suları
Tumblr media
Çek'in Marianske Lazne şehrindeyim, adeta geçmişe bir zaman yolculuğu yaptım! Her şey o kadar güzel korunmuş, o kadar huzurlu, binalar rengarenk, doğa yemyeşil.
Bu şehrin özelliği tam 100 adet mineralli doğal su kaynağının olması, 53 tanesi de bugün kullanımda. Dr. Josef Nehr yüzyıllar önce bu bölgedeki doğal mineralli su kaynaklarını keşfediyor, ve 1779 yılından başlayarak kaynakların etrafında bir şehir kurulmasında büyük rol oynuyor. Hayatı boyunca bu suların tıbbi faydaları olduğunu savunuyor—bu sulardan içen hastalarının sindirim ve bağırsak problemleri geçiyor, idrar yolları rahatsızlıkları iyileşiyor, ve genel olarak sağlıkları iyiye gidiyor. 
Tumblr media
20. yüzyıla kalmadan bu şehirden senede BİR MİLYON ŞİŞE şifalı su Avrupa'nın her yerine ihraç edilmeye başlıyor! Krallar, kraliçeler, ve kraliyet üyeleri Avrupa'nın dört bir yanından bu şehre gelerek bu sulardan içiyor, bu sularda yıkanıyorlar. Bu nedenle şehirde birbirinden görkemli tarihi kraliyet otelleri de var.
Tumblr media
Tabi ben de burada olduğum sürece bu gençlik iksirlerinden içmek için her fırsatı kolluyorum :) Bu sularda yüksek miktarda demir, kalsiyum, magnezyum, ve pek çok değerli mineral bulunuyor. Geldiğimden beri her gün içmeye çalışıyorum, ve gerçekten cildimin güzelleştiğini, asla hazımsızlık çekmediğimi, ve kendimi genel olarak daha sağlıklı hissettiğimi söyleyebilirim.
Tumblr media
Bu sular Çek'in meşhur soğan deseniyle süslenmiş özel porselen kaplardan içiliyor, kapların pipet şeklinde uzantıları da içmeyi çok kolaylaştırıyor. Bu pipetlerin nedeni de dişleri korumak, çünkü yüksek miktarda mineral dişlerde leke bırakabiliyor. Teyzem diş etlerine iyi gelsin diye bu suları ağzında uzun uzun çalkalamış, dişlerindeki komik hareler aylar sonra anca geçti :) 
Tumblr media
Herkes kendi bardağını kiralayacağı küçük bölmelerde tutabiliyor, geldikçe kullanıp yerine kaldırıyor.
Benim en sevdiğim su 'Krizovy Pramen', tadı diğerlerinden çok daha güçlü, demirin tadı ağzınıza geliyor ama bence çok lezzetli :) Vampirellaa!! Krizovy'nin mineral oranı çok yüksek, hazımsızlığa ve bağırsaklara çok iyi geliyor. Krizovy'i hem içebiliyorsunuz, hem de spalarda bu su ile doldurulan küvetlere girebiliyorsunuz.
Tumblr media
Sular hem sıcak hem soğuk içilebiliyor.
'Rudolfuv Pramen'in tadi biraz daha hafif, ama kalsiyum oranı çok daha yüksek. Bu su idrar yolları rahatsızlıklarına birebir. Kalsiyum da kemiklerinizin sağlığını ve gücünü koruyor, kalp, kas, ve sinirlerinizin doğru çalışmasına yardım ediyor. Kalsiyum D vitamini ile birlikte sizi kanserden, diyabetten, ve yüksek tansiyondan da koruyabiliyor.
Tumblr media
'Karolin Pramen'in tadı ise bildiğiniz maden suyu gibi, ama magnezyum miktarı çok daha yüksek. Magnezyum enerjinizi arttırıyor, sinirlerinizi yatıştırıyor, sindirime yardımcı oluyor, kas kasılmaları ve ağrılarına iyi geliyor, migrenleri engelliyor, ve kemik erimesine karşı savaşıyor. Kalp sağlığınız için de çok önemli.
Tumblr media
Ben bu sulardan içmeye devam ediyorum, sizleri de bu gençlik iksirlerini tatmaya davet ediyorum!!
Tumblr media
1 note · View note
nazlisenyuva · 8 years
Text
Diş İpinin Yerine Diş Arası Fırçaları!
Diş ipi kullanma alışkanlığınız yoksa, diş arası fırçaları tam da size göre olabilir!
Tumblr media
Amerikan Devleti bu sene yıllık sağlık kılavuzundan 'her gün diş ipi kullanın' önerisini kaldırdı. Yıllardır diş ipi kullanmanın önemini vurgulayan bu kılavuz, 'yeterli ve güçlü kanıt olmaması' nedeni ile diş ipi kullanma önerisinden tek celsede boşandı!
Bu pek çok diş hekiminin hoşuna gitmedi—çünkü diş hekimleri diş ipi kullanmanın faydalarını hastalarında her gün apaçık gördüklerini söylüyorlar. Diş ipi kullanan kişilerin diş etlerinde şişme, kızarma, ve iltihaplanmaya rastlanmıyor, diş ve diş eti aralarında 'biofilm' adı verilen, bakterilerin birleşerek oluşturdukları ince tabaka görülmüyor. Diş ipi kullanmak diş arası çürüklerinin önüne geçiyor, ve zamanla biriken bakterilerin oluşturduğu ağız kokusunu da engelliyor.
Ancak siz de bendenseniz, diş ipi kullanmak o kadar de eğlenceli bir iş değil. Tamam, öğrenmesi kolay, ama ben her diş ipi kullandığımda  ellerim sırılsıklam oluyor, ipin dolandığı parmaklarım acıyor ve kızarıyor, bazı diş aralarını acıtıyorum, bazılarına da hiç ulaşamıyorum. İpin boyu da bir türlü yetmiyor.  Bazen de 'aman şimdi kim uğraşacak' diyorum ve es geçiyorum. 
İşte bütün bu sorunlarıma en harika çözümü buldum—diş arası fırçaları! 
Bana yıllardan sonra diş arası temizliğini sevdirdiler, gerçekten akşamları dişimi fırçaladıktan sonra yatağıma koşup, önce kitabıma sonra da diş arası fırçama uzanıyorum—delirmedim, gerçekten eğlenceli bir iş :)
Tumblr media
Bu fırçaların kullanımı çok kolay. Çubuğundan tutuyorsunuz ve her bir diş aranıza sokarak fırçalıyorsunuz, böylece dişlerinizin arasında kalan yemek artıklarını ve plağı temizliyorsunuz. Bu fırça diş etlerinize de masaj yapıyor ve bu alanlardaki kan dolaşımını arttırarak diş eti çekilmesini de engelliyor.
Kendinize uygun fırça boyutunu bulmanız çok önemli, benim dişlerim birbirine çok yakın bu nedenle ben en ince (0.4 mm) olan fırçalardan alıyorum. Diş aralıklarınıza veya daha önceden yaptırdığınız diş tedavilerine uygun olarak fırça boyunuzu seçebilirsiniz. Eğer çok kalın bir fırça aldığınızı düşünüyorsanız diş aralarınızı zorlamayın, hemen daha ince fırçalardan alın.
Tumblr media
Benim en beğendiğim fırça bu oldu, hem kullanım sırasında bükülmüyor, hem de sapının uzunluğu kullanımı çok kolaylaştırıyor. Uzunluğu sayesinde diş fırçalığıma da koyabiliyorum.
Dişçiler bu fırçaları genellikle diş eti çekilmesi olan hastalara öneriyorlar, ancak ben de her diş ipi kullandığımda diş etlerimi çok aşağıya ittiğim hissi olduğu için bana da çok uydu bu fırçalar. Kullanımları çok temiz ve kolay, her fırça 4-5 kere kullanılabiliyor. Kapaklı fırçaları tercih etmekte fayda var, böylece her kullanımdan sonra fırçanızı yıkayıp kapağını takarak muhafaza edebiliyorsunuz.
Tumblr media
Bu markayı beğenmedim, hem fırçası ilk kullanımda bükülüyor ve diş aralarına girmemeye başlıyor, hem de çok küçük olduğu için kullanımı daha zor. Diş fırçalığına da boyu yetmiyor!
Umarım diş temizliğiniz sizin için biraz kolaylaştırmışımdır! Diş ipi veya fırçasını her gün bir defa kullanarak dişlerinizin sağlığını uzun yıllar koruyabilirsiniz.
1 note · View note
nazlisenyuva · 8 years
Text
Uzun bir tatilden sonra merhaba!
Evet evet biliyorum suçluyum yok oldum!! Ama yoğuuuuun bir akademik senenin sonunda önce kardeşim Ecem Columbia Üniversitesi'nden mezun oldu, sonra arkadaş düğünlerine gidildi, biraz tatil kaçamakları yapıldı, Londra'da Wellcome Trust'ta uzuuun bir çalışma ve araştırma süreci tamamlandı, ve sonunda herşeyden uzak verimli bir Ağustos ayına giriş yapıldı!
Ağustos benim doğum günü ayım, aslan burcunu tek geçerim :)
Annem Dr. Sevil Öz ve eşi Bora Çek Cumhuriyeti'nde eski bir okul aldılar ve onu onarmakla meşguller, doğanın tam ortasında göle nazır harika bir butik otel/restoran/spa/sağlık merkezi açmak için çalışmalar devam ediyor! Bitince hepinizi bekliyoruz. Ben de burada hem doktora çalışmalarımı yürütüyorum, hem de sizler için her türlü sağlık bilgisi öğrenip uygulamaya devam ediyorum!
Tumblr media
Meyana Göl Evimiz! Yakında harika bir butik otel, leziz bir lokanta, ve gerçek bir sağlık merkezi olacak.
Tumblr media
Her sokağa çıktığında bu manzarayla karşılaşmak!
Tumblr media
Her öğünü evde pişirip afiyetle yiyoruz. Bu öğle yemeğinde zeytinyağlılar, bol salata, ve deniz mahsullü bulgur yemiştik, parmaklara dikkat!
Tumblr media
İçinde yüzdüğümüz tatlı su gölü, adeta gençlik pınarı.
Tumblr media
Annişkom ve komşumuzun bahçesinden topladığımız lavantalar, gömlekle tam uyum!
Yoğun şehir hayatının dışına, doğaya çıkınca inanılmaz şeyler oluyor. Oksijenden başım döndü üç gün uyanamadım desem doğrudur. Lütfen elinizden geldiğince doğaya vakit ayırın, yeşile çıkın. Hem fiziksel hem de ruhsal sağlığınız için daha iyi bir tedavi düşünemiyorum. Hareket berekettir! 
Tumblr media
Günaydın!
Tumblr media
Bir başka öğle yemeği: bol soğan, sarımsak, ve domates ile kendi yağında fırında pişen balıklar!
Tumblr media
Burada otobüs durakları aynı zamanda birer kütüphane! Gerçek hayat mı bu??
Tumblr media
Bora’nın anneme topladığı çiçekler :)
Tumblr media
Yeni arkadaşlar edinirken ben (arkadaki küçümeni kaçırmaya çalıştım ama olmadı)
Tumblr media
Meyana inşaatı son hız devam ediyor!
Yarın diş sağlığı konuşacağız. Kendinize iyi bakın, sağlıkla kalın!
1 note · View note
nazlisenyuva · 8 years
Text
Cildinizi Güneşten Koruyacak 6 Öneri
Tumblr media
Havalar ısınıyor, güneş araba camlarından yüzümüzü yakmaya başladı bile. İşte cildinizi bu sezon güneşin zararlı ışınlarından korumanın en kolay ve etkili yolları.
En az 30 SPF
Cildimizi yakan, yaşlandıran, ve cilt kanserine yol açan UVA ve UVB ışınlarından korumak için en az 30 faktörlü bir güneş kremi kullanmamız şart. 15 faktör civarındaki kremler ısının değiştiği, güneşli, yağmurlu, veya bizi terleten havalar için yeterince koruma sağlayamıyor. Sürekli kremlenmediğimiz gerçeğini de göze alırsak, 15 faktörlü kremler aslında sadece üç ila yedi faktör arasında bir koruma sağlayabiliyor.
American Dermatoloji Akademisi güneşten en iyi şekilde korunmak için geniş spektrumlu ve 30 SPF kuvvetinde bir güneş kremi kullanmamızı öneriyor.
Eğer güneş kreminizi doğru uygularsanız, 50 SPF’ten daha yükseğe çıkmanıza gerek yok. Uzmanlara göre 80 ila 100 SPF arası koruduğunu idda eden kremler pazarlama amaçlı tasarlanmış—yani daha yüksek rakamlar aslında daha çok koruma sağlamıyor.
Saç Koruma Spreyi mi Şapka mı?
Saçları güneşin zararları ışınlarından koruyan saç spreyleri, içerlerindeki UV filtreleri ve antioksidanlar sayesinde saç renginizin solmasını ve saçlarınızın kurumasını engelleyebiliyor. Ancak bu ürünler başınızı güneşten korumuyor.
Cilt kanseri kafa derisinde de oluşabildiği için saçların yanı sıra başınızı da korumanız gerekiyor, ve bunun için de şapka kullanmanız şart. Saçınız ince, seyrek, veya yeterince kısa ise, güneş kreminizi saç diplerinize de uygulayabilirsiniz.
Gözlerinizi Unutmayın
Gözlerinizi korumak için mümkün olduğunca göz çevrenizi de kapsayan bir güneş gözlüğü kullanmalısınız. Bu hem gözlerinizi hem de göz çevrenizdeki hassas deriyi koruyacak, erken kırışmaları engelleyecektir.
Eğer güneş kreminiz sıcak havalarda veya dışarıda spor yaparken gözünüze kaçıp gözünüzü yakıyorsa, su bazlı bir ürün tercih etmelisiniz. İçerisinde -ate, -ene, veya -one ile biten maddeler bulunan güneş kremleri (“homosalate”, “octrocrylen”, “oxybenzone” gibi) gözlerinizi yakarken, “zinc oxide” veya “titanium dioxide” maddeleri bulunan kremler gözlerinizi tahriş etmeyebilir. Ancak kokulu ürünler de gözlerinizi rahatsız edebildiği için doğru ürünü bulmanız biraz zaman alabilir.
Doğru Beslenmek de Sizi Güneşten Koruyor
İçerisinde “fitokimyasal” adı verilen maddeler bulunan besinler cildinizi güneşin zararlarından korumaya yardımcı olabilir. Yapılan çalışmalar kırmızı meyve ve sebzelerde bulunan likopen maddesinin cildi UV ışınlarının zararlarından koruyabildiğini gösteriyor. Turuncu ve sarı meyve sebzelerde bulunan alfa ve beta karotenler de UV’ye maruz kalan cildi koruyabiliyor.
Renkli meyve sebzeler güneşin zararını azaltabiliyor ancak bu besinler güneş kreminin yerine geçemiyor. Bu nedenle iyi beslenmenin yanı sıra güneş kreminizi kullanmayı ihmal etmeyin.
Giysiler Güneş Işınlarını Engeller mi?
Güneş kremi kullanmak güneşten korunmak için yaptığınız tek şey olmamalı—cildinizi koruyacak giysiler giymek, şapka ve gözlük kullanmak, güneşin tepede olduğu saatlerde dışarıda geçirdiğiniz vakti azaltmak, ve mümkün olduğunca gölgede zaman geçirmek güneş korumanızı arttıracaktır.
Her tip giysi cildinizi aynı miktarda korumuyor. Giysilerin güneşten koruma gücüne UPF deniyor, ve beyaz pamuklu giysiler beş ila yedi UPF arası bir koruma sağlıyor. Renkli pamuklular 10 UPF koruma sağlarken, kalın siyah kadife veya koyu renk kotlar 50 UPF’ye kadar koruma sağlayabiliyor. Sıcak havalarda baştan aşağı siyah kadife giyemeyeceğimizi düşünürsek, güneşten koruma sağlayan özel spor kıyafetlerini tercih etmek en mantıklısı olabilir.
D Vitamini Çok Önemli
Güneş kremi kullandığımızda vücudumuzun D vitamini üretimi baskılanıyor. D vitamini kemik sağlığımız ve bazı kanserlerden korunmamız için çok önemli.
Her gün güneş kremi kullansanız bile bir miktar UV ışını vücudumuz tarafından emilmeye devam ediyor ve bu da D vitamini ihtiyacınızı karşılayabiliyor. Bazı uzmanlar güneş kremi kullanmadan önce on dakika güneşe çıkmanızı öneriyor.
Eğer yeterince D vitamini almadığınızı düşünüyorsanız, doktorunuza danışarak bir D vitamini hapı kullanabilirsiniz.
Tumblr media
Güneş Kremi Nasıl Uygulanır? 
En az 30 SPF’li, suya dayanıklı, ve geniş spektrumlu (“broad spectrum”) bir ürün seçin.
Güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce güneş kreminizi sürün. İçerisinde “titanium dioxide” veya “zinc oxide” bulunan ürünler hemen etki gösterdikleri için bu ürünleri kullanır kullanmaz güneşe çıkabilirsiniz.
Güneş kreminizi iki saatte bir yenileyin. Eğer çok terlediyseniz veya suya girdiyseniz kreminizi daha sık uygulamalısınız.
Ürün etiketinde yazan gerçek SPF’e ulaşmak için tüm vücudunuza yarım çay bardağına eş gelecek miktarda krem uygulamalısınız. Eğer korumanız sprey formundaysa, spreyi 30 ila 90 saniye arasında vücudunuza sıkmalısınız, yani vücudunuzda gözle görülür parlaklıkta bir tabaka oluşmalı.
1 note · View note
nazlisenyuva · 8 years
Text
Arada Bir Nargile Keyfi, Sigaradan Daha Tehlikeli
Tumblr media
Bilim adamları nadiren nargile içen ancak sigara kullanmayan kişilerin akciğerlerinde ciddi hücre bozuklukları teşhis ediyor.
Çoğumuzun arada bir tadına vardığı bir zevk nargile. “Ben sigara kullanmıyorum, arada bir nargile içerim” lafını da çok duyarız. Ancak yapılan son araştırmalar nadiren içilen nargilenin sigara içmekten bile zararlı olabileceğini gösteriyor.
Genel inanış nargile dumanının sudan geçtiği için sigara içmekten daha az zararlı olduğu yönünde. Ancak bu açıklama tamamen asılsız. Cornell Üniversitesi’nde yapılan yeni bir çalışma, arada bir içilen nargilenin aynı sigara gibi solunum yollarını kaplayan hücrelerde ciddi değişimlere neden olduğunu gösteriyor. 
Araştırmacılar bir nargile içmenin bir paket sigara içmeye eşdeğer olduğunu açıklıyor. 
Nargilen içenlerin solunum sistemlerini inceleyen araştırmacılar, bu kişilerin hava yollarında, akciğerlerinde, ve solunum sistemini çevreleyen kan damarlarında biyolojik anormallikler saptıyorlar.
Sonuç olarak nargile içmek ciddi sağlık riskleri içeriyor, ve nadir de olsa nargile içenlerin bu riskleri bilmeleri gerekiyor.
Bir Sigaranın Dört Katı Nikotin
Nargile içenlerin kanlarındaki karbon monoksit seviyesi, içmeyenlere göre çok daha yüksek. Bir nargile içen kişi, bir sigara içen kişiye göre 11 kat daha fazla karbon monoksit soluyor.
Bir nargile, bir sigaranın dört katı nikotin, 100 katı katran, ve 17 katı formaldehit adı verilen bir kanserojen madde içeriyor. 
Arada bir nargile içenler, sigara içmeyenlere göre çok daha fazla öksürüyor ve mukus salgılıyor. Ayrıca nargile içenlerin akciğer fonksiyonları da içmeyenlere göre daha zayıf.
Akciğerlerinizi Koruyun!
Nefes alamazsak başımıza gelecekleri hepimiz biliyoruz. O zaman neden akciğer sağlığımızı görmezden geliyoruz? Akciğerlerimizin önemini hatırlamalı, uzun ve sağlıklı bir yaşam için onları olası zarar ve hastalıklardan uzak tutmalıyız.
Vücudumuzun kendiliğinden akciğerlerimizi koruyan ve kir ve mikropları uzak tutan bir sistemi var. Ancak akciğer hastalıklarından korunmak için bize de bir takım sorumluluklar düşüyor. Şimdi deriiiiin bir nefes alın, ve almaya devam edebilmek için yapmanız gerekenlere bir göz atın!
1. Sigara ve nargileyi bırakın.
Sigara ve nargile içmek nefes yollarımızı daraltıyor ve nefes almayı zorlaştırıyor. Bu alışkanlıklar uzun süreçte akciğer dokusunu parçalayarak akciğer kanserine de yol açıyor.
Sigara ve nargile içmek aynı zamanda KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hatstalığı) adı verilen bir hastalığa da neden oluyor. Bu kronik rahatsızlık akciğerlerin esnekliğini kaybetmesiyle oluşan solunum yetmezliğine ve kronik bronşite yol açıyor. KOAH dünyada en sık ölüme neden olan dördüncü hastalık.
Zararın neresinden dönerseniz kardır, bu alışkanlıklardan kurtulmak için elinizden geleni yapmaya bugünden başlayın.
2. Hava kirliliğinden uzak durun.
İkinci el sigara dumanı solumak ve hava kirliliği bulunan ortamlarda bulunmak akciğer sağlığınızı tehlikeye atabilir. Evinizde ve arabanızda sigara içmeyin, içirmeyin. Hava kirliliği olan günlerde dışarıda fazla vakit geçirmeyin. Eğer ev, okul, veya iş yerinizde akciğerlerinizin sağlığını tehdit eden bir etken olduğunu düşünüyorsanız bu konuda mutlaka doktorunuza başvurun.
3. Enfeksiyonla savaşın.
Ufak bir soğuk algınlığı veya akciğer enfeksiyonu zamanla ciddi bir hal alabilir. Bu durumdan kendinizi korumak için:Ellerinizi sık sık sabun ve suyla yıkayın, yıkayamadığınız zamanlar için de yanınızda bir tüp dezenfektan jel taşıyın. Grip ve soğuk algınlığı sezonlarında kalabalıklardan uzak durun.Dişlerinizi günde en az iki defa fırçalayın, ve altı ayda bir dişçinize görünün.Grip aşısı olun!
4. Sağlık kontrollerinizi aksatmayın.
Düzenli sağlık kontrolleri hastalıkları önlemede çok önemli, bu nedenle sağlıklı hissetseniz bile doktorunuza görünmeyi aksatmamalısınız. Özellikle akciğer hastalıkları iyice ciddileşmeden fark edilemeyebiliyor, bu nedenle düzenli sağlık kontrolü yaptırmak çok önemli. Bu kontrollerde doktorunuz nefesinizi dinliyor, ve olası akciğer hastalıklarını erken evrelerinde teşhis edebiliyor.
5. Spor yapın.
Açık havada yapılan egzersiz akciğer kapasitenizi güçlendiriyor, ve belirli nefes egzersizleri de akciğer fonksiyonunuzu arttırıyor. Bu tip aktiviteler fiziksel sağlığınızı korumanın yanı sıra sizi rahatlatıp mutluluğunuzu da arttırıyor!
0 notes
nazlisenyuva · 8 years
Text
Kadınların Görmezden Geldiği Tehlike: Kalp Krizi
Tumblr media
Kadınların kalp krizi belirtileri erkeklerinkinden farklı olabilir, ve farkı bilmemek ölümcül hatalara yol açabilir.
Amerikan Kalp Derneği geçtiğimiz hafta kalp krizi belirtilerinin kadınlar arasında yeterince bilinmediğinin ve bu nedenle zamanında fark edilemediğinin altını çizen önemli bir yazı yayınladı. Uzmanlara göre zaman zaman sağlık çalışanları bile bu belirtileri görmezden gelebiliyor.
İstatistiklere göre kalp krizi ve kalp hastalıkları kadınlarda daha az teşhis ve tedavi ediliyor. Doktorlar kadınların kalp krizinin altındaki nedeni doğru teşhis edemediklerinde, kalp krizi sonrası doğru ilaç ve tedaviyi uygulamayabiliyorlar. Bu da kadınların kalp krizinden sonra hayatlarını kurtaracak ilaçları almamaları anlamına gelebiliyor—sonuç olarak daha çok kadın kalp krizi nedeniyle hayatını kaybediyor.
Kadınlarda Kalp Krizi
Genellikle erkeklerin kalp damar tıkanıklıkları kadınlarınkine göre daha ciddi oluyor, ancak hafif tıkanıklıklar da kadınlarda kalbe kan götüren damarlara zarar verebiliyorlar. Sonuç ise aynı—kalbe giden kan miktarının azalması kalp krizine neden oluyor.
Kadınların damarları erkeklerinkine göre daha ince, bu nedenle kadınlarda kalp krizi yaş ile beraber erkeklere göre daha sık görülüyor. Kadınların diyabet ve yüksek tansiyon riski de erkeklerden daha yüksek, ve yüksek tansiyonu olan kadınların kalp krizi geçirme riski yine erkeklerden daha fazla.
Diyabetli genç kadınların kalp krizi geçirme riski ise genç erkeklerin dört ila beş katı.
Hayat Kurtaran Kalp Krizi Belirtileri
Kalp krizinin kadın ve erkeklerdeki en bilindik işareti göğüs bölgesinde hissedilen ağrı ve rahatsızlık oluyor. Ancak kadınlarda kalp krizinin alışılmışın dışında belirtileri olabiliyor.
Bu belirtilere nefes darlığı, yani kolay nefes alamama, mide bulantısı, kusma, ve sırt veya çene ağrısı dahil.
Omuz ve kol ağrısı kadınların kalp krizi geçirmesi durumunda erkeklere göre iki kat daha fazla görülen bir belirti.
Peki Kadınlar Neden Habersiz?
Kalp hastalıkları üzerine yapılan bilimsel çalışmaların çoğu erkekler üzerinde yapılıyor. Bu nedenle kategoriler ve standardlar oluşturulurken erkekler baz alınıyor, ve bu da kadınların hayatını kurtarabilecek bir takım bilgilerin bilinmemesine veya azımsanmasına neden olabiliyor.
Kadınlar genellikle tehlike sinyallerinin farkına varamıyorlar, ve bu nedenler yardım istemede gecikiyorlar. Araştırmalara göre erkekler kalp krizi işaretlerini farkettikten sonraki ilk 15 saat içerisinde bir acil servise gidiyorlar, kadınlarda ise bu süre iki günü bulabiliyor.
Araştırmacılar kalp krizinin en çok genç kadınlarda ölümcül olabileceğinin altını çiziyor.
Bu nedenle kalp krizinin erken belirtilerini bilmek, oluştuklarında farkına varmak, ve varır varmaz tıbbi yardım istemek gerçekten de hayat kurtarabiliyor.
Erkeklerde Kalp Krizi Belirtileri 
Üzerinizde bir ağırlık çökmüşçesine hissedilen göğüs ağrısı ve gidip gelen güçlü bir iç sıkışması hissi
Üst vücut ağrısı ve rahatsızlık hissi; kol, sol omuz, sırt, ense, çene, veya mideyi kapsayan ağrı ve rahatsızlık
Hızlı veya düzensiz kalp atışı
Hazımsızlık gibi hissedilen mide rahatsızlığı
Nefes darlığı, dinlenirken bile yeterince hava alamama hissi
Baş dönmesi, bayılma hissi
Soğuk terleme
Kadınlarda Kalp Krizi Belirtileri
Normalin dışında bir kaç gün süren yorgunluk hissi veya ani hissedilen aşırı yorgunluk
Uyku bozuklukları
Endişe hissetme
Baş dönmesi, sersemleme hissi
Nefes darlığı
Hazımsızlık ve gaz ağrısı
Mide bulantısı, kusma
Üst sırt, omuz, ve boyun/boğaz ağrısı
Çene ağrısı, veya çeneye kadar uzanan ağrı
Göğsün merkezinde hissedilen ve kola uzanabilen bası ve ağrı
Şiddetli göğüs ağrısı
0 notes
nazlisenyuva · 8 years
Text
Az yağlı sütün tarihi mi geçti?
Tumblr media
Yıllar boyu yapılan çalışmalar az yağlı süt ve süt ürünleri tüketmenin kalsiyum ve proteini azaltmadan aldığımız kaloriyi kestiği üzerine; yani bir taşla iki kuş!
Ancak Avrupa Beslenme Dergisi’nde yayınlanan son bir çalışma, tam yağlı süt ürünleri tüketen kişilerin kalp hastalığı ve diyabet risklerinin az yağlı tüketenlerden çok da farklı olmadığı üzerine. İş kilo almaya geldiğinde ise, tam yağlı süt ürünleri tüketmenin daha mantıklı olduğu bulunmuş!
Araştırmacılar az yağlı süt ürünlerinin 'daha iyi' veya 'daha sağlıklı' olmadığı kanısında. Japonya’da yapılan bir çalışma tereyağ, tam yağlı süt, veya krema tüketen kişilerin obezite oranının, tüketmeyenlere göre daha düşük olduğunu bulmuş. Bunun bir nedeni de tam yağlı ürünlerin kişiyi daha kolay tokluk hissine ulaştırdığı. Yani daha az miktar tam yağlı bir süt ürünü yemek sizi daha uzun saatler tok tutabiliyor.
Ancak araştırmacılar sonuçta pek anlaşmış değil. Bazı uzmanlar az yağlı süt ürünlerinin doymuş yağ oranının çok daha düşük olduğunun altını çiziyor, yani az yağlı süt ürünleri tüketirken kalsiyum, potasyum, ve benzer besinleri alıyor, ve vücudumuzu zararlı yağ ve kalorilerden korumuş oluyoruz.
Bu sonuçlar kendinizi tam yağlı süt ürünlerine boğabileceğiniz anlamına gelmiyor :) 'Azı karar, çoğu zarar' mantığı bu besinler için de geçerli. Ancak kendinizi tam yağlı ve az yağlı süt reyonlarında kaybediyorsanız, tam yağlı süte korkmadan uzanabilirsiniz.
0 notes
nazlisenyuva · 8 years
Text
Kahvaltı Edin, Kilo Verin!
Tumblr media
Amerika’da yapılan yeni bir çalışma sabah kahvaltı etmemenin iki kere kahvaltı etmeye eşdeğer olduğunu buldu—yani sabah kahvaltısı etmeyen kişiler üst üste iki öğün yemişçesine kilo alıyor.
Kahvaltı en önemli öğünümüz. Dengeli ve güçlü bir kahvaltı gün başlamadan bize enerji veriyor, metabolizmamızı çalıştırıyor, ve gün boyu daha konsantre olmamızı sağlıyor. Sağlıklı bir kahvaltı, gün içerisinde daha sağlıklı yemek kararları vermemize de yardımcı.
Kahvaltının yararları bunlarla da bitmiyor. Yapılan çalışmalar kahvaltı etmeyi genel olarak daha iyi bir sağlık durumu, daha güçlü bir hafıza, ve daha düşük bir kötü kolesterol seviyesi ile ilişkilendiriyor. Bu da diyabet, kalp hastalığı, ve obezite gibi hastalıklara yakalanma riskimizi azaltıyor.
Yale Üniversitesi’nin yaptığı son çalışma ise 600 ortaokul öğrencisinin kahvaltı alışkanlıklarını takip ediyor, ve iki kere kahvaltı eden (önce evde sonra okulda) çocukların kahvaltı etmeyen çocuklarla benzer miktarda kilo aldığını tespit diyor. Hatta kahvaltı etmeyen veya çok nadir kahvaltı eden çocukların aşırı kilolu veya obez olma oranları, iki kere kahvaltı edenlerin tam iki katı!
Araştırmacılar sorunun erişkinler için de aynı olduğunun altını çiziyor: sabah kahvaltı etmeyen kişiler, gün içerisinde daha fazla yemek yiyor, ve daha fazla kalori tüketiyorlar. Evde edilmeyen kahvaltı, dışarıda alınan yağlı ve şekerli yiyecekler vücuda bize geri dönüyor.
Sağlıklı Kahvaltı Önerileri
Uzmanlara göre en sağlıklı kahvaltı iyi karbonhidratlar, lif, ve protein içeren kahvaltı. İşte size hem sağlığınızı hem de bel ölçünüzü koruyacak leziz kahvaltı seçenekleri!
Yulaf Lapası ve Muz
Yulafın içerisinde ‘beta-glukan’ adlı bir lif bulunuyor, ve bu lif tipi sürekli tüketildiğinde kötü kolesterolü düşürebiliyor. Yulaf aynı zamanda iyi bir Omega 3, potasyum, ve folik asit kaynağı—yani hem beyninizi, hem kalbinizi, hem de cilt güzelliğinizi koruyor.
Muz ise sizi uzun süre tok tutacak sağlıklı bir karbonhidrat, içerisindeki potasyum ise tansiyonu doğal yoldan düşürmek için bire bir.
Yulaf lapasını ister su ister sevdiğiniz bir süt türü ile 15 dakikada yapabilirsiniz. Üzerine dilimlenmiş bir muz ve badem koyarak size gün boyu enerji verecek bomba gibi bir kahvaltı hazırlayabilirsiniz!
Yumurta, Her Türlü!
Bir zamanlar yumurtanın kolesterolü yükselttiği düşünülse de son çalışmalar bu korkunun yersiz olabileceği üzerine. Yumurta günümüzde uzmanlar tarafından sağlıklı bir protein ve D vitamini kaynağı olarak kabul ediliyor.
Yumurtanızı tereyağ veya margarin kullanmadan istediğiniz gibi pişirin, yanına veya içerisine sevdiğiniz sebzeleri ekleyin. Bir dilim az yağlı peynir ve bir dilim tam unlu ekmek ile sizi uzun süre tok tutacak sağlıklı bir kahvaltı elde edebilirsiniz.
Yoğurt ve Buğday Ruşeymi
Yoğurt önemli bir kalsiyum ve protein deposu, yani hem kemiklerinizi koruyor hem de öğlen yemeğine kadar sizi tok tutuyor. Buğday ruşeymi ise buğday başağının alt kısmından elde ediliyor, ve size vücudunuzun günlük E vitamini ihtiyacının yüzde 15’ini ve folik asit ihtiyacının yüzde 10’unu sağlıyor. Eğer fındık fıstık tüketmiyorsanız yeterince E vitamini almıyor olabilirsiniz, buğday tohumu bu durumda yardımınıza yetişebilir.
Yoğurdunuzun içerisine herhangi bir tatlandırıcı, meyve, veya şeker eklenmediğine emin olun. Bir kap saf yoğurda iki kaşık buğday tohumu ve sevdiğiniz meyveleri ekleyerek sağlıklı ve dengeli bir kahvaltı hazırlayabilirsiniz.
Greyfurt
Yoğurt veya yumurta gibi proteince zengin bir kahvaltıdan önce yarım bir greyfurt yiyin. Yapılan çalışmalar öğünlerden önce yenilen yarım bir greyfurtun yağ yakımını arttırdığını, kan şekeri dengesini koruduğunu, ve kilo vermeyi hızlandırdırdığını gösteriyor. Greyfurt aynı zamanda vücudumuza su sağlıyor, iştahımızı kesiyor, ve içerisindeki antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor.
Keten Tohumu
Yediğiniz her kahvaltının üzerine—ister yumurta, ister peynir ekmek, ister yoğurt—keten tohumu serpin. Keten tohumu çok güçlü bir Omega 3 kaynağı, ve sadece iki yemek kaşığı gündelik Omega 3 ihtiyacınızın yüzde 100’ünü karşılıyor! Bu tohum lif bakımından da çok zengin.
Keten tohumunun içerisinde bulunan ‘lignan’ adlı bir antioksidan ise meme kanseri riskini düşünüyor.
Bütün olarak tüketilen keten tohumunu tam olarak sindiremeyebilirsiniz. Bu nedenle keten tohumunu öğütülmüş almakta veya bir kahve öğütücüsünde öğütüp tüketmekte fayda var!
1 note · View note
nazlisenyuva · 8 years
Text
Acıyı Sevenler Klübü:  Acılı Yemeklerin Bilinmeyen Faydaları
Tumblr media
Türk mutfağının acılı lezzetlerine alışığız. Çoğumuz daha oturur oturmaz elimizi pul bibere veya acı sosa uzatıyoruz, mantılarımızı, kebaplarımızı, çorbalarımızı acılı sipariş ediyoruz. Peki acının yemeklerimize lezzet katmasının yanı sıra, sağlığımız için de vazgeçilmez olduğunu biliyor muydunuz?
Çin’de 500 bin kişi üzerinde yedi sene boyunca yapılan bir çalışma, haftada en az altı defa çok acılı yemek yiyen kişilerin ölüm risklerinin acılı yemeyenlere göre yüzde 14 daha az olduğunu buldu! Haftada iki defa çok acılı yemek yiyen kişilerin ölüm riskleri ise yüzde 10 daha az.
Acının tadı bununla da bitmiyor. İşte içimizi yakan lezzetlerin sağlığımıza kattıkları:
1. Kilo vermeye yardımcı
Tumblr media
Yapılan çalışmalar acı biberin iştahı kestiği ve metabolizmayı hızlandırdığını gösteriyor, işte bu yüzden acılı yedikten sonra vücut ısımız artıyor hatta terliyoruz! Yüksek miktarda acı tüketen kişiler aynı zamanda günün geri kalan kısmında daha az yağ tüketiyorlar.
Bibere acı tadı veren “kapsaisin” maddesi vücudumuzun daha fazla kalori yakmasına da yardımcı. Acı yemek ağzımızı yaktığı için yeme hızımızı da kesiyor, ve yemeğimizi bitirme sürecini uzatıyor. Böylece doyduğumuzu daha kolay anlıyor, ve daha az yemek tüketiyoruz.
Ayrıca acı biber tatsız tuzsuz diyet yemeklerine de lezzet kattığı için, daha uzun süre diyette kalmaya yardımcı.
Ancak dikkat edin, fazla acılı yemek sindirim sisteminizi rahatsız edebilir!
2. Acıya acı
Tumblr media
Acı biberin ana maddesi kapsaisini içeren kremlerin vücuda uygulanması vücutta ağrıyan bölgelere iyi gelebiliyor. Özellikle römatoid artrit gibi kronik rahatsızlıklarda bu tür kremleri kullanmak şişkinlik ve ağrıyı azaltabiliyor. Bu kremler acı hissini beyine taşıyan maddeleri baskılıyor, ve zamanla ağrıyı dindiriyor. Ancak bu ürünlerin sürekli kullanılması önemli, diğer türlü ağrı geri dönebiliyor.
Yapılan çalışmalar kapsaisin kremi kullanan kemik ve kemiğe yakın eklemlerinde iltihap bulunan osteoartrit hastalarında üç hafta içerisinde yüzde 50’ye yakın ağrı azalması buluyor. Ağrıyı dindirmek için içindekiler kısmında “%0.05 kapsaisin” yazan bir ürün kullanmak yeterli. 
3. Kalbinizi koruyor
Tumblr media
Yapılan çalışmalar acılı beslenen kültürlerin insanlarının çok daha az sayıda kalp krizi ve damar tıkanıklığına bağlı felç geçirdiğini gösteriyor.  Acı biber kötü kolesterolün vücudumuza verdiği zararı azaltabiliyor, ve enflamasyonla savaştığı için kalbimizi korumada bize yardım ediyor.
Acı biberin açığa çıkardığı ısı vücudumuzda kan dolaşımını arttırıyor, tansiyonu düşürüyor, ve böylece kalp ve damar sağlığımızı güçlendiriyor.
4. Tadınızı kaçırmaz
Tumblr media
Acı biberdeki kapsaisin maddesi vücudumuzun mutluluk hormonumuz olan endorfin salgılamasını sağlıyor. Moraliniz bozuksa veya depresif hissediyorsanız, çikolatanın yanı sıra acılı bir yemek yiyin. Veya kırmızı biberli gurme bir çikolata deneyin!
5. Kanser savaşçısı
Tumblr media
Amerikan Kanser Araştırması Vakfı’na göre, acı biberdeki kapsaisin maddesi bazı kanser ve lösemi hücrelerini öldürebiliyor. Özellikle zerdeçal baharatı kanser hücrelerinin yayılımını ve tümör büyümesini yavaşlatabiliyor. Zerdeçalın vücutta emilimini yüzde 2000 arttırmak için karabiberle karıştırın, etlerinize, pilavlarınıza, ve çorbalarınıza ekleyin.
Alkolsüz Bloody Mary Tarifi
Canınız acılı ve leziz bir içecek veya atıştırmalık istediyse, bu tarif tam size göre. Hem de bir bardağı 80 kalorinin altında!
Malzemeler:
- 3 kereviz sapı, yapraklarıyla beraber
- 2 çay kaşığı toz yaban turpu
- 1 çay kaşığı doğranmış arpacık soğanı
- 2 çay kaşığı tuz
- 12 damla acı sos (veya istediğiniz kadar)
- 2 misket limon suyu
- 1 şişe doğal domates suyu
- Bulabilirseniz az bir miktar Worcestershire sosu
Kereviz saplarını yapraklarıyla beraber kabaca doğrayın, ve bir yemek robotunda yaban turpu, arpacık soğanı, tuz, acı sos, misket limon suyu, ve varsa çok az Worcestershire sosu ile pürüzsüz bir kıvama gelene kadar çırpın. Karışımı geniş bir çukur kaba alın, ve domates suyunu ekleyip karıştırın. Uzun bardaklarda birer kısa kereviz sapı ile servis edin. 
Afiyet olsun!
0 notes
nazlisenyuva · 9 years
Text
Sizi Gizlice Yaşlandıran 5 Alışkanlık
Tumblr media
Gün içerisinde pek de önem vermediğiniz bazı alışkanlıklarınızın sizi daha hızlı yaşlandırdığını biliyor muydunuz? İşte vazgeçmeniz gereken bu suçlu alışkanlıklardan bir kaçı.
Bizi daha hızlı yaşlandıran alışkanlıkların çoğundan haberdarız. Mesela güneş kremi kullanmamak cildimizi daha çabuk kırıştırırken, sigara ve alkol gibi alışkanlıklar organlarımızı yaşlandırıp hastalık riskimizi arttırabiliyor.
Ancak zararlarını bilemediğimiz gizli alışkanlıklarımız da var—her gün farkında olmadan takip ettiğimiz bir takım rutinler cildimizi ve bedenimizi olduğundan daha yaşlı gösterip  bizi daha yaşlı hissettirebiliyor. 
İşte genç görünümüzü korumak için değiştirmeniz gereken 5 önemli alışkanlık:
1. Yüz Üstü Yatmak
Tumblr media
Uyurken yüz üstü veya yan yatmak, yüzünüzde, boynunuzda, ve hatta göğsünüzde ince kırışıklıklarının oluşmasına yol açabilir. Bunun nedeni de uyku boyunca çarşaf ve yastıklarımızın cildimizi çekiştirip germesi. Uyku çizgilerinin çoğu uyandıktan sonraki bir saat içerisinde yok olsa da, bu ince çizgiler zaman içerisinde cildimizdeki bağ dokularının da zayıflaması nedeniyle kalıcı kırışıklıklara dönüşebiliyor.
Cildimizin uyku esnasında erken kırışmasına engel olmak için sırt üstü yatmaya gayret etmeliyiz. Ancak alışkanlıkları kırmak ve yüz üstü yatarken deliksiz bir gece uykusu çekmek zor olabilir.  Eğer bu pozisyon uyku kalitenizi bozuyorsa, size en rahat gelen pozisyonda uyumaya devam edin, ve yastık kılıfınızı ipek bir kılıf ile değiştirin. Cilt ipek üzerinde kaydığı için diğer kumaşlarda olduğu gibi gerilip sıkıştırılmıyor, ve kırışması engelleniyor. 
Uykuda cildin kırışmasını engelleyen özel yastıkları da deneyebilirsiniz.
2. Kontakt Lens Kullanmak
Tumblr media
Doğru lens kullanımı uzun süreli göz sağlığı için çok önemli. Yanlış lens kullanımı göz iltihapları, göz ülserleri, gözün saydam tabakası olan korneanın aşınması, hatta körlüğe kadar gidebilen ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. 
Lens kullananlar ilk olarak lenslerini takıp çıkarmadan önce mutlaka ellerini yıkamalılar. Lensler her zaman özel solüsyonlarında saklanmalı, lens kapları temiz tutulmalı, ve lensler tarihleri geçmeden yenilenmeliler. Lens kullanıyorsanız sokakta veya dışarıda ellerinizi gözünüzle temas ettirmemeye dikkat etmelisiniz. Makyaj yapıyorsanız lensleriniz makyajınızı yapmadan takmalı, ve makyajınızı sildikten sonra çıkarmalısınız.
Mutlaka lens takmanız gerekmediği durumlarda gözlük kullanın. Uzun yıllar lens kullanımında göz yüzeyi yabancı maddelere karşı daha az duyarlı bir hale gelebiliyor, ve göz kendini en iyi şekilde koruyamayabiliyor. Bu nedenle belirli aralıklarla gözlerinizi dinlendirmeyi unutmayın.
Lenslerinizi takarken göz çevrenizdeki hassas cilt dokusuna zarar vermemeye dikkat edin. Lens takıp çıkarmak zaman içerisinde ince kırışıklıklara ve göz çevresinde sarkmalara neden olabilir. Bu nedenle lenslerinizi takıp çıkarırken cildinize nazik olun, ve göz çevreniz için iyi bir anti-aging göz kremi kullanın.
3. Uzun Süre Ekrana Bakmak
Tumblr media
Etrafımızı telefonlar, televizyonlar, laptoplar, ve tabletler sarmışken gözlerimizi ekranlardan ayırmak neredeyse imkansız. Ancak sürekli başımızı eğerek elimizdeki telefona veya kucağımızdaki laptopa bakmak “teknoloji boynu” adı verilen boyun kırışıklıklarına ve sarkmalarına neden olabiliyor.
Başımız öne eğikken cildimiz kırışıyor ve kaslarımız formunu kaybediyor. Boyun cildimiz, göz etrafımız gibi çok nazik olduğu için, uzun süre bu pozisyonda durmak cildi gevşetiyor ve kırışmalara neden oluyor.
Bunu engellemenin bir yolu ekranlara boynu 90 derece bir açıda tutarak bakmak. Telefonunuzu kullanırken göz seviyenizde tutmaya çalışın, bilgisayarınızı yükse bir masaya yerleştirin, ve laptopunuzu kucağınızda değil masanızda kullanın. 
4. İçeceklerinizi Pipetle İçmek
Tumblr media
Pipet kullanmak dişlerimizi kafeinli veya gazlı içeceklerden koruyor, ancak pipet kullanırken ağız ve dudaklarımızı büzüştürmek zaman içerisinde ağız çevresinde kırışmalara neden olabiliyor. Bu tip kırışıklıkları sigara içenlerde de görmek mümkün. Tabiki sigaranın zararları pipet kullanmakla karşılaştırılamaz, ancak sürekli pipet kullanmanın kırışmayı hızlandırdığı da bir gerçek.
Pipet kullanımızı dişlerinize gerçekten zarar verebilecek gazlı, kafeinli, veya şekerli içecekler ile sınırlayın. Hatta sağlığınız için şekerli ve gazlı içeceklerden tamamı ile vazgeçin!
5. “Az Yağlı” Bir Diyet Uygulamak
Tumblr media
Hayatınızdan kötü yağları çıkarmak kalp ve beden sağlığınız için çok önemli. Ancak her yağ kötü yağ değil! Cildinizin ve bedeninizin genç ve sağlıklı kalmaları için zeytinyağı, balık, fındık gibi besinlerde bulunan iyi yağlara ihtiyacı var.
İyi yağlar vücudunuzun antioksidanları ve yağda çözünen vitaminleri sindirmesi için de gerekli. Bu tip yağlar hücrelerinizin zarını güçlendiriyor, ve cildinizi daha yumuşak ve dolgun göstererek kırışıklıklara engel oluyor. Özellikle içerisinde Omega 3 yağı bulunan avokado, balık, keten tohumu gibi besinler vücutta enflamasyonu da engellediği için yaşlanma sürecini yavaşlatıyor.
Eğer kilo vermek veya kilonuzu korumak için iyi yağlardan uzak duruyorsanız, Harvard Üniversitesi’nde yapılan son bir çalışma az yağlı diyetlerin kilo vermede uzun süreli etkili olmadığını buldu. Çalışma bu tip diyetlerle verilen kilonun bir yıldan fazla korunamadığını, ve iyi yağlar bakımından zengin diyetler ile verilen kiloların çok daha kalıcı olduğunu gösteriyor. Eğer kilo vermek için hayatınızdan iyi yağları çıkardıysanız, bir daha düşünmenin tam zamanı!
1 note · View note
nazlisenyuva · 9 years
Text
Diyabeti Önlemek İçin Ayaklanın!
Tumblr media
Hollanda’da yapılan yeni bir çalışma, günde normalden 40 dakika fazla hareketsiz veya oturularak geçirilen zamanın, diyabet riskini ciddi bir miktarda arttırdığını gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü, hareketsizliği insanlar için ölümcül olabilecek risk faktörleri arasında dördüncü sıraya koyuyor.
Hareketsizliğin sağlığımız üzerindeki etkilerini biliyoruz: oturarak geçirdiğimiz uzun saatler kanser ve kalp sorunları gibi ölümcül hastalıklara yakalanma riskimizi tehlikeli bir şekilde arttırıyor. Kötü haber ise, düzenli spor yapmanın bile hareketsiz geçirdiğimiz saatlerin vücudumuzdaki olumsuz etkilerini silememesi.
Bu konu çoğumuzun gözünden kaçabiliyor çünkü modern hayat bizi gerçek anlamda bir koltuğa bağlıyor. Arabadayken, çalışırken, yemek yerken, televizyon izlerken, hatta sırada beklerken bile  bir oturma halindeyiz. Gündelik hayatta ayakta veya yürüyerek geçirdiğimiz zaman çok kısıtlı.
Şimdi oturmanın zararlarına bir yenisi daha eklendi. Hollandalı araştırmacıların 2500 kişinin bacağına hareket sensörleri bağlayarak gerçekleştirdiği bir çalışma, sekiz gün boyunca katılımcıların hareket ve kan şeker seviyelerini ölçüyor. Sonuçlar ise korkutucu, çünkü çoğunluk günün en az dokuz saatini oturarak geçiriyor.
Araştırmacılar günde bir saat daha fazla oturmanın tip iki diyabet riskinde yüzde 22, metabolik sendrom riskinde ise yüzde 39 bir artışla bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak hareketsizlik, diyabetin oluşumunda büyük bir rol oynuyor.
Çalışmada diyabetli olan kişilerin, diyabetli olmayanlara göre daha çok sigara içtikleri, ve vücut kitle endekslerinin de daha yüksek oldukları bulunmuş. Araştırmacılar hareketsizliğin bu durumlara da neden olabileceği kanısındalar.
Tip İki Diyabet Nedir?
Tip iki diyabet, doğuştan olmayan, ve hayatın ileriki süreçlerinde vücutta üretilen insülin hormonun dokularda kullanılamaması sonucu açığa çıkan diyabet türüdür. Halk arasında bildiğimiz “şeker hastalığı”, aslında diyabet hastalarının yüzde 90’ında görülen tip iki diyabettir. 
Tip iki diyabette vücut insülin hormonunu doğru şekilde kullanamıyor, ve pankreasınız gereğinden fazla insülin üretmeye başlıyor. Ancak zamanla pankreas yeterli seviyede insülin üretemediği için kan şekerinizi normal bir seviyede tutamıyor.
Tip iki diyabet doğru beslenme, egzersiz, ve sağlıklı bir kiloda kalma ile kontrol edilebiliyor. Eğer diyet ve spor kan şekerinizi kontrol etmede yeterli değilse, diyabet ilaçları ve insülin tedavisi de gerekebiliyor.
Tip iki diyabet genellikle erişkinlerde görülüyor, ancak erken yaşta obezitenin artması sonucu çocuklarda da artış göstermeye başladı. 
Metabolik Sendrom Günümüzün Hastalığı
Metabolik sendrom hareketsizlik, kötü beslenme, ve aşırı stresin neden olduğu, fazla kilo, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, ve yüksek şeker gibi sağlık sorunlarına yol açan bir grup risk faktörüne verilen yeni bir isim. Eğer bu sağlık sorunlarından en az üç tanesine sahipseniz, metabolik sendrom ile teşhis edilebilirsiniz. 
Metabolik sendrom kalp hastalığı, diyabet, ve damar tıkanıklığına bağlı felç riskinizi arttıran bir durum, ve yapılan bu çalışma da uzun saatler oturmanın metabolik sendrom riskini de ciddi bir derecede arttırdığını gösteriyor.
Sağlığınız için ayağa kalkın!
Hayatımızın bizi çoğunlukla oturmaya zorladığı bir çağda, nasıl ayaklanırız?
Çözüm aslında çok kolay. İşte uzmanlardan 10 öneri:
1. Oturduğunuz sürenin farkına varın. Oturarak geçirdiğiniz her saatin bir iki dakikasını ayağa kalkarak geçirin, hareket edip esneyin. Bunun için telefonunuza alarmlar kurabilir, veya bir “adım sayar” (pedometre) edinerek size küçük hatırlatmalar yapmasını sağlayabilirsiniz.
2. Eğer akşamları uzun süre televizyon izliyorsanız, reklam aralarında telefonunuzu kurcalamak yerine, ayağa kalkıp yürüyün. Mutfaktan kendinize bir bardak su alın. Hareketlenin!
3. Telefonla konuşurken oturmayın. Kısa toplantılarınızı koridorlarda yürüyerek yapmaya çalışın.
4. Öğle yemeğinden sonra kısa bir yürüyüşe çıkın.
5. Arabanızı park etmek için gideceğiniz yere en yakın park yerini aramayın. Biraz uzağa park edip yürüyün. Toplu taşımalardan bir durak erken inin.
6. Eğer bir gökdelenin en yüksek katına çıkmıyorsanız, merdivenleri tercih edin.
7. İş yerinde email atacağınız kişinin ofisi koridorun diğer ucundaysa, yazacaklarınızı yüz yüze söyleyin.
8. Su bardağınızı hiç boş bırakmayın!
9. Oturduğunuz yerde bacaklarınızı ve ayaklarınızı hareket ettirin.
10. Gündelik temizlik veya yemek yaparken daha çok hareket etmeye gayret edin.
0 notes
nazlisenyuva · 9 years
Text
Lifi Arttır, Riski Azalt! : Lifli Beslenmek Kanseri Önleyebilir
Tumblr media
Harvard Üniversitesi’nde yapılan yeni bir çalışma, ergenlikte ve 20li yaşlarda bol lifli beslenen kadınlarda meme kanseri riskinin çok daha düşük olduğunu buldu.
20 yıl boyunca 90 bin kadın üzerinde yapılan çalışma, gençlikte yüksek lifli beslenen kadınların ileride meme kanserine yakalanma risklerinin yüzde 16 daha düşük olduğunu gösteriyor. Menopoz öncesi oluşan meme kanserinin tedavisi menapoz sonrası oluşandan çok daha zor; ve yüksek lifli beslenen kadınların menapoz öncesi meme kanserine yakalanma riski yüzde 24 daha düşük.
Lifin Gücü
Peki nedir lifi bu kadar değerli kılan? Araştırmacılara göre kadınlık hormonu olan östrojen pek çok meme kanserini tetikleyebiliyor, ve lifli besinler vücuttaki östrojen seviyesini düşük tuttukları için meme kanserini önleyebiliyorlar.
Daha önce yapılan çalışmalar meme dokusunun çocuklukta ve gençlikte kansere neden olan maddelere karşı çok daha duyarlı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle çocuklukta iyi beslenmek gelecekte kansere yakalanma olasılığını da azaltıyor.
Ne Kadar Lif Yemeliyiz?
Çalışma yedi yıl boyunca 24 ila 44 yaş arası kadınların tükettikleri yemekleri inceliyor, ve 20 sene sonra hangi kadınların meme kanserine yakalandıklarını araştırıyor. Sonuçlar günde 28 gram civarı lif tüketen kadınların meme kanseri riskinin, 15 gram veya daha az lif tüketenlere göre çok daha düşük olduğunu gösteriyor. 
Günde tüketilen her ekstra on gram lif, meme kanseri riskini yüzde 13 azaltıyor. Riski en etkili azaltan lif ise meyve ve sebzelerden geliyor. 
Uzmanlara göre 19 ila 50 yaş arasındaki kadınlar günde 25 gram, 50 yaşın üzerindekiler ise günde 21 gram lif tüketmeliler. Erkekler ise günde ortalama 38 gram lif tüketmeliler. 
Lifli Besinlerde Yok Yok!
Lifli besinlerin kanserden korumanın yanı sıra pek çok faydası var. İşte bunlardan sadece birkaçı:
1. Bağırsaklarınızı düzene sokuyor: Lifli beslenmek dışkınızın sağlıklı bir ağırlık ve katılıkta olmasını sağlıyor, sindirimi ve tuvalete çıkmayı kolaylaştırıyor.
2. Bağırsaklarınızın sağlığını koruyor: Yüksek lifli beslenmek basur (hemoroid) ve kalın bağırsakta cepleşme ve fıtıklaşma (divertiküler hastalığı) gibi hastalıkların oluşmasını engelliyor.
3. Kolesterolü düşürüyor: Baklagil, yulaf, yulaf kepeği, ve keten tohumunda bulunan çözünebilir lifler kandaki kötü kolesterolü düşürüyor. Yüksek lifli beslenmek tansiyonu da düşürebildiği için kalbinizi de koruyor.
4. Kan şekerini kontrol ediyor: Diyabet hastalarında lifli besin tüketimi şeker emilimini yavaşlatıyor ve kan şekeri seviyesini kontrol ediyor. Lifli beslenmek sağlıklı kişilerde diyabet riskini de düşürüyor. 
5. Kilo kontrolüne yardım ediyor: Yüksek lifli besinler düşük lifli besinlere göre çok daha doyurucu; yani yüksek lifli besinler tükettiğinizde hem daha az miktarda yemek yiyorsunuz, hem de daha uzun süre tok kalıyorsunuz. Yüksek lifli besinleri yemek ve çiğnemek de daha uzun sürüyor. Bu besinlerin enerji miktarları daha yüksek ve kalori-hacim oranları diğer besinlere göre daha düşük, bu da daha fazla yemek, daha yüksek enerji, daha düşük kalori demek!
Lif Şampiyonları
Araştırmalar kişilerin ortalama günlük lif tüketimlerinin 15 gramın altında olduğunu gösteriyor; bu sağlığımız için gereken miktardan 10 gram daha az! Sağlığınız için diyetinizde yeterince lif bulunmasına dikkat edin. Öğünlerinizde bu listedeki besinlere yer vererek her gün yeterli miktarda lif tükettiğinize emin olabilirsiniz.
- Baklagiller: Fasulye, bakla, nohut, soya, mercimek, bezelye.
- Tam tahıllar: Tam tahıllı ekmek, makarna.
- Kahverengi doğal pirinç
- Patlamış mısır
- Fındıkgiller: Fındık, badem, ceviz, pekan cevizi.
- Kabuklu haşlanmış patates: Kabuğunu soymayın, o da lif bakımından çok zengin! 
- Çekirdekli dutsu meyveler: Çilek, yabanmersini, frambuaz, böğürtlen.
- Buğday kepekli kahvaltılık gevrekler
- Yulaf, yulaf lapası
- Sebzeler: Kıtır kıtır yenebilen sebzelerin lif miktarı daha yüksek!
1 note · View note
nazlisenyuva · 9 years
Text
DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!!!
Tumblr media
Geçtiğimiz hafta Oscar'ları MUSTANG ekibiyle izleme şansına eriştim. İzlemediyseniz mutlaka ama mutlaka izlemeniz gereken muhteşem bir film. Kadınları güçlendiren, yücelten, her açısıyla işleyen ve yansıtan bir şaheser olmuş Mustang. Adı gibi özgür, zincir vurulamayan, hedeflerinin peşinden koşan, birbirlerine hep destek ve asla köstek olmayan, genç yaşlı farketmez tüm kadınların filmi. Bizlere bir hediye.
Mustang kızları Güneş, Tuğba, Doğa, İlayda, ve Elit birbirinden zeki, güçlü, özgür. Direktörleri Deniz Gamze Ergüven de onlara hep sahip çıkan gerçek bir öğretmen. Sımsıkı sarılıyorlar, birbirlerinin ellerini bırakmıyorlar. Deniz onlara sınırlarını sorgulamayı öğretiyor, hayatı öğretiyor, onları güçlendiriyor. Yüzlerce kişinin önünde şakır şakır İngilizceleriyle temsil ediyorlar bizi. Efsane bir takımlar. Gerçek bir kadın dayanışması örneği onlar.
Ben de kendimi Mustang kızlarından biri gibi hissettim. Ve bir Türk kadını olmaktan inanılmaz gurur duydum. Bize insani haklarımızı pek çok gelişmiş devletten önce veren Atatürk'e de bir kez daha teşekkür ettim.
Kadınlar herşeyin başı, omzu, omurgası. Ailenin, toplumun, ülkenin, dünyanın en önemli yapı taşı. Bir küçük kızı eğitmek, bir kadını, bir anneyi, bir ülkeyi eğitmek demek. Kadınların insani haklarını korumak, onlara saygı duymak, onları her alanda güçlendirip yüceltmek hepimizin görevi.
Çalışmaya devam, daha çok işimiz var :)
Tumblr media
Partimize Kristen Stewart bile geldi! 
Tumblr media
Canım arkadaşım Raşit Bağzıbağlı sayesinde muhteşem bir Oscar gecesi geçirdik!
Tumblr media
Mustang ekibi Cannes’da!
1 note · View note