Tumgik
paraphera · 7 years
Photo
Tumblr media
Seni ben uydurdum mısra mısra yazdım ama galiba herkes gibisin..
2K notes · View notes
paraphera · 7 years
Text
"Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin"
Nazım Hikmet RAN
1 note · View note
paraphera · 7 years
Text
Yüzümdeki sakalım
Cebimdeki ateşim
Kalbimdeki yaram
Serseri eylemiş beni
0 notes
paraphera · 7 years
Text
Serseri
Geceler artık ev olmuş bana
Karanlık sokaklar arkadaş bana
Bir serseriyim giden dönmez bana
Serseriyim ben sokak sokak dolaşan
/
Kalbim atmıyor hava soğuk
Hayat gitmiş sanki benden ellerim soğuk
Kimseler bilmiyor yaramı kalbim soğuk
Bu soğuk havada buz tutmuş yüreğim
/
Serseriyim geceleyin seni arayan
Her sokakta senden izler arayan
Umutsuz bir serseri güneşi arayan
Güneşi unutmuş bir serseriyim
/
Güneş seninle doğar
Sensizlikten anca acı doğar
Dünyadaki herkes ağlayarak doğar
Serseriyim ben güneşi arayan
/
Serseriyim ben güneşi bekleyen
Doğacak günü umutla bekleyen
Buz tutmuş kalbinde bir ateş bekleyen
Gecelerde yaşayan bir serseriyim ben
/
Dünyası kararan serseriyim
Her gece sokaklarda dolaşan serseriyim
Yalnız aşk dilenen bir serseriyim
Soğuk havalarda genzi yanan
/
Ölümlü dünya beni serseri eyledi
Dertler, kederler beni serseri eyledi
Soğuk hava kalbimi buz eyledi
Güneşi arayan bir serseriyim bu sokaklarda
2 notes · View notes
paraphera · 7 years
Text
Dönek
Dönüyorum
Durmadan, başım dönene kadar
Ve hangi yana dönsem seni görüyorum
Gülümseyip beni yanına çağırıyorsun
Ve ansızın uyanıyorum
/
Uyanıyorum
Karanlık sokaklarda buluyorum kendimi
Bir ürperti kaplıyor içimi
Koşarcasına yürüyorum
/
Yürüyorum
Ardıma bakmadan
İleri mi geri mi gidiyorum bilmeden
Yolun sonunu görmeden
Karanlık sokaklarda korkuyorum
/
Korkuyorum
Gecenin karanlığından
Işıksız yollardan ve dikenli tellerden geçiyorum
Dikenler kalbimi parçalarken haykırıyorum
/
Haykırıyorum
Senin adını avazım çıktığı kadar
Her gecenin bir sabahı vardır elbet
Bu gece de bitecek öncekiler gibi
Derken bir şey görüyorum
/
Görüyorum
Bahçesinde menekşeler açan bir ev
Kapısında bekliyor beni bir çift el
O an dur durak bilmeyen bir pervane gibi dönüyorum
/
Dönüyorum
Sevinç içinde ve coşkuyla
Ve hangi yana dönsem seni görüyorum
Yıllardır aradığımı bulmanın sevinci var içimde
Seninle birlikte her yana dönüyoruz
4 notes · View notes
paraphera · 7 years
Text
"Yarın kim bilir nerelerde dolanırım
Belki bu rüzgar diner yarın
Belki bir menekşe açar başucumda
Belki her şey yoluna girer rahatlarım
Ama belki de ben göremem yarını"
Paraphera
4 notes · View notes
paraphera · 7 years
Text
Akarsuyun Ölümü
Sular gibiydik ikimiz
Ben akarsuydum
Sen deniz
Aramızda da dağlar
/
Sana ulaşmaya çalıştım
Aradaki dağları aşıp
Sana ulaşacaktım bir gün
Dağları delecektim
/
Ama aşamadım dağları
Dağlar yıprattı beni
Ulaşamadım sana
Kuruyup gittim
/
Senin ruhun bile duymadı
Oysa ölüyordum ben
Sen ise dağların ardında
Bakıyordun keyfine
0 notes
paraphera · 7 years
Text
Ölüyorum ben her gece
Ölüyorum sen yokken
Sabahları da ölürdüm ama
Sabahlar olmuyor ki sen yokken
0 notes
paraphera · 7 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
On July 7 2016, Minnesota, one day after the police murder of Philando Castile, 12 artists quickly organized to create a public, unsanctioned mural on an empty building
865 notes · View notes
paraphera · 7 years
Text
Gece
Yalnızım yine bu gece Gökteki yıldızlar kadar Çok istedim duy sesimi Çok istedim anla beni
/
Yalnızım gece yürüyenler kadar Yalnızım kaldırımlar kadar Sabahı bekliyorum çaresiz Sensin bana bu geceyi yaşatan
/
Sabahlar olmadı sen gittin gideli Efkarım dinmedi seni sevdim seveli Geceler oldu tek beni anlayan Geceler oldu bu yazdıklarımı duyan
/
Sabahlar olmasın istemiyorum artık Olmayacak ya zaten Yıldızlar yeter bana Bir de efkarlı kaldırımlar
/
Yıldızlar seviyor beni Sana ihtiyacım yok Kaldırımlar dinliyor beni Başkasına gerek yok
/
Akıyor gözyaşlarım kaldırımlara Kaldırımlar, neden bir şey demiyorsunuz Duyuluyor hıçkırıklarım göklerden Yıldızlar, neden bir şey yapmıyorsunuz
/
Yıldızlar bile terk etti beni Parlamıyorlar artık Kaldırımlar bıktı benden Dinlemiyorlar beni
/
Korkuyorum artık sabah olsun Gece öldürüyor beni Gel hadi bitsin bu işkence Dinsin artık bu efkarım
/
Ufuktan doğacak güneş Hava aydınlanacak ve bitecek yalnızlığım Sen bir gel bitecek bu gece Kuşlar ötecek ve açacak çiçekler
2 notes · View notes
paraphera · 7 years
Photo
Tumblr media
OSHO- yakınlık
4K notes · View notes
paraphera · 7 years
Text
Memnun bir domuz olmaktansa, memnun olmayan bir insan olmak daha iyidir; memnun bir aptal olmaktansa, memnun olmayan bir sokrates olmak daha iyidir. Ama aptal ya da domuz farklı bir görüşteler ise, bu, onların, meselenin sadece bir yanını bildiklerinden ileri gelmektedir. Diğer taraf ise meselenin iki yanını da biliyor.
John Stuart Mill
4 notes · View notes
paraphera · 7 years
Photo
"Sınırsız özgürlük: Her Şeyin Kararını Ver!"
Tumblr media
29 notes · View notes
paraphera · 7 years
Text
Unut Git Beni
Eğer bensem çektiğin acıların sebebi
Bensem gözlerinden akan tek damla yaşın sorumlusu
Unut git beni
/
Benim yüzümdense bu efkarın
Dengeni bozan ben olmuşsam
Ve de sana mutluluk değil acı veriyorsam
Unut git beni
/
Çünkü ben yaşayamam bunları bilip
Hayatıma devam edemem sen böyle acı çekerken
Yüzüne bakmaya bile cesaretim olmaz hiç
O yüzden sen en iyisi
Unut git beni
6 notes · View notes
paraphera · 7 years
Text
Bomboş mısralarıma dize oldun
Anlamsız hayatıma anlam katan sensin
Yüreğimdeki yangına itfaiye yine sen
0 notes
paraphera · 7 years
Text
Kader Ağları
Hiç durup şöyle bir hayatınıza baktınız mı? Çoğumuz ufak farklılıklar da olsa aslında sürekli benzer döngüleri yaşayıp dururuz. Örneğin: Aşık olur ardından da ayrılır veya daha ilişkiye bile başlamadan vazgeçeriz ve kalbimiz kırılır ve bir daha kimseyi sevemeyeceğimizi düşünürüz aslında bu bizim kendimize söylediğimiz bir yalandan başka bir şey değildir. Er ya da geç belki 1 hafta belki de 10 yıl sonra mutlaka karşımıza başkası çıkar ve muhtemelen bu sefer de ona tutularak aynı şeyleri yaşarız ta ki evleneceğimiz "O" kişiyi bulana kadar. İşte bundan sonra döngüden kurtulduğumuzu sansak da aslında aynı döngüde devam ederiz. Bu sefer de her gün işe git, eve gel, yemek ye, kendine biraz vakit ayır, yat, kalk, işe git... Böyle bir döngüde buluruz kendimizi. Bu duruma düşmeyenler de vardır elbet ama ne yazık ki çoğumuz istesek de istemesek de bu kaderi yaşarız. Kader demişken, biz hep bu döngüleri kadere bağlarız ama aslında döngülerin kaderle alakası yoktur. Bu döngülere kader demek aslında sadece bizim kendimizi avutmak için söylediğimiz bir yalandır. Şayet bu döngüler kaderse onları kırmak da kaderdir. Sonuçta bizi yönlendiren kader değil, kaderi yönlendiren bizizdir. En azından olması gereken budur. Ama insanlara bakarsak çoğu kaderin ağlarını kendileri örmez de başkalarının ördüğü ağda tökezleye tökezleye yürümeye çalışır ve tahmin de edilebileceği üzere tökezleye tökezleye giderek günün birinde düşer ve geri toparlanması çok zaman aldığı kadar can acıtıcıdır da. Öyleyse bizim yapmamız gereken kaderin ağlarını elimize almak ve başkalarının yürüdüğü ağlarda değil, kendi ördüğümüz ağlarda yürümektir. Böyle yaparsak bir de göreceğiz ki döngülerin büyük bir kısmını kırmış ve artık tökezleyerek değil ara sıra ayağımız takıla takıla yürüyoruz. Peki, kader ağlarında nasıl düz yürünür? İşte bunun cevabını aslında kimse size veremez. Bu her insanın kendi içinde cevaplaması gereken bir sorudur. Kendi kendinize sordunuz ama cevap alamadınız mı? İşte o zaman yapmanız gereken kendinizi biraz daha zorlamaktır. Yürümeyi yeni yeni öğrenen bir bebeği düşünün, ilk başlarda bebek sizin adımlarınızı taklit etmeye çalışır ve düşe düşe gider değil mi? İşte siz de henüz kaderin ağlarını kendiniz örmeye başlamamışken öyleydiniz. Ardından bu bebek biraz daha olgunlaşır ve bu sefer adımları taklit etmeyip de kendi adımlarını kendi atmaya başlar gittikçe daha uzun mesafeler yürümeyi başarır fakat yine de ara sıra ayağı takılır düşer. İşte siz de kaderin ağlarını kendiniz yeni yeni örmeye başladığınızda böylesinizdir. Nihayet bu bebek düştüğü anlardan ders çıkararak kendi başına bir yürüyüş şekli geliştirir ve artık ayağı takılmadan rahat rahat yürüyebilmektedir. Bu da tıpkı kaderin ağlarını örmekte ustalaşmış birisi gibidir. Yani aslında mesele düşüp düşmemek değildir. Mesela yürümeyi öğrenebilmektir. Ve yazının başında da belirttiğim gibi döngülere bağlı kalırsak ve başkalarının ördüğü ağlardan yürümeye çalışırsak daha yürümeyi öğrenemeden düşüp dururuz. Bu yüzden de döngüleri kıralım ve ayağımız ara sıra takılsa, çok zorlansak bile kendi ağlarımızı kendimiz örelim. Eninde sonunda düştüğümüz anlardan gerekli dersleri çıkarıp sabredersek düzgün yürümeyi öğreneceğiz ve artık yere pek düşmeyeceğiz.
0 notes
paraphera · 7 years
Text
Sen Gidince
Sen gidince ben kendimi kaybettim
Seni bulmak için yollara döküldüm
Her geçen arabanın camında seni gördüm
Her egzozdan seni kokladım
Yollarda hep senin izlerini buldum
/
Duvarlara kazıdım adını da kimseler silemedi
Haykırdım dört bir yana seni sevdiğimi
Tüm dünya ağladı halime de kimse seni getiremedi
/
Sen gidince ben ağladım
Hem de öyle böyle değil
Dakikalarca, saatlerce, günlerce
Haftalarca, aylarca, senelerce
Ağladım durdum gözümü bile silmeden
Halime ağladı yıldızlar bile
Çatladı benim derdimden kaldırımlar bile
/
Şiirler yazdım oku diye de hepsini okumadan attın çöpe
Şarkılar besteledim beni hatırla diye 
Mutlu günümde, kederli günümde hep seni düşündüm de sen bir bana gelemedin
6 notes · View notes