Tumgik
ruveranva · 1 year
Text
youtube
4 notes · View notes
ruveranva · 4 years
Link
yeni şarkı. sen yavaş değilsin dostum, ışık çok hızlı.
4 notes · View notes
ruveranva · 9 years
Video
youtube
yeni bi’ şiir seslendirdim buradan dinlenebilir.
11 notes · View notes
ruveranva · 9 years
Note
blogun inanılmaz derecede çok güzel
teşekkür ederim :)
0 notes
ruveranva · 9 years
Audio
söz & müzik: ruveranva | görsel tasarım: caner metin.
yazmak istemiyordum kendimi çok boş bi' sayfanın tam ortasında buldum ellerim titriyordu henüz fark ediyordum, çok da umursanmadığımı henüz fark ediyordum, bunun önemli olmadığını aptal olanlardan ayrılığım: farkında olmam bi'kaç milyar aptal bu dünyada en zekiyi oynar ben, su yutmak için doğdum aklımın denizlerinde ve -den ıslaklığım sürecek tüm su çekilene dek sen de başkalarının hatalarını tekrarlıyorsun ru herkes aynını yapıyor, bi' şey değişmiyor bi' şey değişmiyor sen değişmedikçe bunu da muhtemelen sakallı bir bunak sayıklıyor
kitap konuşuyor benimle çünkü evimi özlüyorum evimi özlüyorum çünkü buranın aklı kafi değil sanki sahi değil ellerimin uzandıkları sonunda kopardım saplandığı sayfadan o ayracı
1 note · View note
ruveranva · 9 years
Text
ham maddeler: yelkenlinin ufku
Tumblr media
şu 1: düşünürken bile tüm seslerin kesilmesini, her şeyin susmasını istiyorum. neredeyse dünyanın durmasını bekliyorum. oturup dakikalarca yalnızca bir şeyi düşündüğüm oluyor, hiçbir şey yapmadan, olduğum yerde. bazen perdenin yanında ayakta, bazen yatağımda uzanmışken, bazen odanın ortasında halıya çöküp, bazen… işte bu anlarda kafamın içinde kendimle kavga ediyorum. bir başkasıyla kavga ediyorum. onu alt etmeye çabalıyorum. ve bu esnada dışarıdan gelen herhangi bir ses ya da başka bir şey beni o kadar öfkelendiriyor ki o anda etrafımda ne varsa hepsini kırıp dökmek istiyorum. çünkü baştan başlamam gerecek. yediğim yumrukları tekrar yemem gerekecek.
şu 2: sence de takım elbiseli deniz baykal’la takımsız deniz baykal arasında 30 yaş falan yok mu? http://goo.gl/zqJzCf - http://goo.gl/sRTEiy
şu 3:  2 gün önce gazetenin arasından bir koçtaş kataloğu çıktı. zaten vakit geçiremediğimden göz atmaya başladım. çok güzel bahçe takımları, aydınlatmalar, dekorasyon malzemeleri vardı. sonra da fiyatlarına baktım. ardından da kardeşime dönüp paranın ne kadar önemli bir şey olduğunu söyledim. tamam her şey değil ama, çok şey hakan, dedim. çünkü ben o resimlere bakarken onları 2 katlı ve çok güzel, müstakil bir evin bahçesine, salonuna, mutfağına koymuştum hep. henüz olmayan evime, henüz olmayan paramla aldığım henüz olmayan eşyalar koymuştum. işin en ilginç tarafıysa şu: bir yandan bütün bunların hayalini kurarken bir yandan da sadece para kazanmaya odaklanabilecek hırslı ve aptal bir adam olmadığımı biliyordum. böyle bir adam olmak da şart değil gerçi ama ne bileyim. sinirlendiriyor bu para beni. pakloyu da sinirlendiriyor bazen biliyorum. neyse çok uzar bu mevzu. hiç gereği yok.
şu 4: kendimle konuşurken en çok kullandığım söz: ‘abuk subuk konuşma’. o kadar sık kullanıyorum ki.
şu da 5: ‘’seni kanatlarımın altına almak için, wilfrid, kanatlarım olsun isterdim.’’
4 notes · View notes
ruveranva · 9 years
Audio
''ben büyük dünyadan değilim, küçük dünyadanım.''
3 notes · View notes
ruveranva · 9 years
Video
youtube
personel müdürleri için bir şiir (charles bukowski)
3 notes · View notes
ruveranva · 10 years
Text
ham maddeler: mum
Tumblr media
şu 1: bir konuşma sırasında birine ‘seni ilgilendirmiyor’ diyemezsin kolay kolay. hele de konuştuğun bu kişi yakınınsa. birine bunu söylediğin zaman ya kızar ya da gücenir. oysa karşındaki de büyük olasılıkla her şeyin herkesi ilgilendiremeyeceğini bilmektedir. nedir bunun sebebi? neden alınırlar? ya ben? sanırım benim için de aynısı geçerli. üslup da pek etkilemez bunu. nasıl istersen öyle söyle. bir tür görgü kuralı olabilir. bilmiyorum. ama bazen çok söylemek istiyorum. kimlere veya ne zamanlar mı? seni ilgilendirmiyor.
şu 2: her ayın ortalarında (13-14-15-16) belirgin bir gerilim, stres ve kaygı yaşıyorum. bunları zaten hep yaşıyorum ama daha yoğun, belirgin ve kapsayıcı oluyor bu zamanlar. her şey kötüye gidecek gibi. yarın olmayacak, olsa da ‘yarın’ olmayacak gibi.
şu 3: iyi bir şeyler yapmanın, daha doğrusu iyi bir şeyler yapmaya kuvvet bulmanın en somut örneğini bir ramazan akşamı (aslında küçüklüğümden beri birçok iftar vakti) yaşadım. böyle düşünmek -hep unutmakla beraber- çok akla yatkın ve zekice geliyor. ezan yaklaştıkça o hep bilindik telaş başlar, karınlar acıkmış, susanmıştır. babam erkenden gelmiştir. patrona doğrultmuştur ayı. sonra sofraya oturulur, ezan okunur. oruçlar açılır, su içilir. ardından da çaylar. bunların herhangi bir yerinde annem ya da babam şunu söyler: ‘’oruç tutsan da geçiyor zaman, tutmasan da işte’’.
şu 4: şükür ki; saç, sakal ve tırnak gibi parçalarımızda sinir hücreleri yok. şimdi şunu da söyleyebilirsin çıkıp: ‘’olsaydı hiç kesmezdik ve normali bu olurdu’’. ben dedim çünkü kendi kendime. ama böylesi çok zorlama ve aptalca.
şu da 5: ‘’hayır. sen, yapbozun eksik parçası olmayı yeğliyorsun. tasını tarağını topluyorsun. şansını hiç denemiyor, hiçbir işe hiçbir umut bağlamıyorsun. sabanı öküzün önüne koşuyorsun, her şeyden sıtkın sıyrılıyor, dereyi görmeden paçaları sıvıyorsun, elindekini avucundakini yiyip bitiriyorsun, sermayeyi kediye yüklüyor, palamarı koparıyor, ardına bakmadan çekip gidiyorsun.’’
1 note · View note
ruveranva · 10 years
Video
youtube
1 note · View note
ruveranva · 10 years
Video
youtube
2 notes · View notes
ruveranva · 10 years
Link
Listen live: ruveradyo is on Mixlr
karlakarışık, 45 dakika. 2007'de berbat bir yıldı.
http://mixlr.com/ruveradyo/
2 notes · View notes
ruveranva · 10 years
Video
youtube
1 note · View note
ruveranva · 10 years
Video
youtube
yeni çalışma 'reverie' yayında.
0 notes
ruveranva · 10 years
Text
ham maddeler: kar küresi
Tumblr media
Şu 1: karanlıkken ne güzel şehir. kapkaranlıkken. hem sokak lambalarından da korkmamız gerekmiyor böylece. değil mi nikolay? herkes hatalı.
Şu 2: sevgili zeki; insan görmek istemediği zaman gözlerini yumabilir ama duymak istemediği zaman ellerini kullanmak zorunda. bilirsin işte kulak kapağı diye bir şey yok.
Şu 3: müslümanım diyenin milliyetçisine uyuzum. demeyeninkine de uyuzum ama diyeninkine daha uyuzum. hazzetmiyorum. cirit atıyor sosyal mezralarda. kendi ırkının diğerlerinden üstün olduğunu savunuyor. bir yandan da tüm insanların eşit ve kardeş olduğunu, üstünlüğün yalnızca Allah'a yakın olmakla söz konusu olduğunu bildiren (hucurat/13) bir dinin mensubu bu adam. hem koca bir ırk nasıl bütünüyle mükemmel ya da bütünüyle rezil bir ırk olabilir ki? o ulusun içinde de tüm uluslarda olduğu gibi iyi ve kötü insanlar, önderler vardı, var. ve bu tavrını da sadece kendi ulusunu yücelterek değil, diğer bir ulusa hakaret ederek hatta ne hakareti küfrederek ortaya koyuyor. ben oldum olası 'ey türk!' kabilinden başlayan nutuklara kulak veremedim. benim kulak verdiklerim genelde 'ya eyyühennas' diye başlıyor.
Şu 4: bir sorun bulmalısın kendine. aksi halde sorun seni bulacak. kaçınılmaz bu. hal böyleyken de kendi sorununu seçmen çok daha mantıklı bir şey.
Şu da 5: ''ve ben öyle doluyum ki sesimin üzerinde namaz kılıyorlar''
11 notes · View notes
ruveranva · 10 years
Audio
yeni şarkı 'gece ve doğru'
Ruveranva:
'Bunlar benim fikirlerim değil!' Diye bağıran bir adam görürsen ta kendisiyim Alışmak istemek buna, en son istediğim şey Yorulmak istemek fiziken, akıldan ayrılma demek Uykusuzluk algılarını köreltir Daha az kirlenir zihin Yok olur belkilerin, keşkelerin Yapmaktan mutluluk duyduğun şeylerin Gitgide azaldığını görmek anlamanın emaresidir Nefret etmiyor musun artık her her tavsiyeden sen de? Benim bir kulağımdan bile girmiyorlar bugün İnsan insanın kurdudur, insan insanın yemeği Bu nasıl bir iştah ki doymak bilmediler di mi? Aç hayaletler gibi midelerinde bir boşluk Ben de hayaletten sayardım ya kendimi Gelip de anlatsa biri Durup da karşısında kendimin Tam tarafsız olup da şeytandan ayırsa kendini Neyse ki kitap konuşuyor hala benimle Mabed anlıyor dilimden insan anlamasa bile Kimi zamanda pamuk temizliyor yaralarımı Ve kanamak istemiyorum O bembeyaz kalsın diye. Geceyle gündüz gibi sanki doğru ve yanlış Bense tan kızıllığında bi' şeyler sayıklıyorum Bi' şarkı söylüyorum Bilirsin ya türkü sever dağlar İşte ben o türküyü hiç bilmiyorum!
Kadir Kante:
Uyan artık.. Tutul bi' fikre Yaptığın seçimler senin yol haritandı Yığını kandır kolayca alıştığın zikre Bir gün kafanı kaldır o en garip andır. Huzur idam edilmeden celladıyla tanış Umutların kiralıktır, bir de buna alış Anahtarı kaybolmuş bi çekmece ve  Ziyaretçisiz bir mezarlıktır; geçmişine dalış Dediğin gibi yaşasın papatyalar Böbürlenip dursun hala insanımsılar Kaldırımın çatlağında gözlerinle gezin dur Eşlik etmek isteyenler; “dostunumsular Yarına ulaşana dek bugüne inanmalısın O halde şimdilik elindekiyle ısınmalısın önemsenmek önemsenir önemsenen insan önemsenince  Diye düşünürsen eğer haklısın. Bir çatı altında takvimleri devir Biraz bekle çarnaçar yükselcektir zemin Velev ki kesinlikle gökyüzüdür evin Sen uyanmak istemediğim bir pazartesiydin.
7 notes · View notes
ruveranva · 10 years
Text
kız ve köpek
     saat gecenin on buçuğuydu. karşı binada oturan kızı yaklaşık elli metre yürürken izledim. peşinde beyaz, iri sayılabilecek bir köpek vardı. kız hızlı adımlarla yürüyordu. hemen arkasından gelen köpekten bir an önce kurtulmak ister gibiydi. sonra binanın demir kapısını açtı anahtarıyla. ben kendini içeri atıp hemen kapıyı kapatmasını bekliyordum. ama o içeride durup köpeğe döndürdü yüzünü. köpek yarım metre uzağında, kapının önünde dikilmiş ona bakıyordu. sonra kız eliyle bir şeyler yapmaya başladı. komut veriyor gibiydi köpeğe. belli ki kendini güvende hissediyordu artık. çünkü istediği zaman bir saniyede kapıyı kapatabilirdi. köpek saldıracak bile olsa kesinlikle başarılı olamayacaktı. kız bunun bilincinde, köpeğe karşı olan üstünlüğünü –aslında korkaklığını- kabul ettirmeye çalışıyor gibiydi. demir kapıyı suratına çarpmadan önce ona bir kez bile olsa hükmetmek istiyordu sanki.
     eliyle oturmasını işaret etti ona. ilkinde köpeğin kayıtsızlığıyla karşı karşıya kaldı ama pes etmedi. birkaç kez daha aynı hareketi yineledikten sonra oturdu köpek. arkasından da tam da beklediğim şey oldu. kız arkasını döndü ve daha ağır bir şekilde kapattı kapıyı. bunun üstüne köpek iyice yaydı vücudunu kaldırıma. bunu da ezildiği, kandırıldığı ya da alçak görüldüğü için değil, insanları tanımanın vermiş oldu kesin bir kayıtsızlıkla yaptı. kızın kendini soylu bir hükümdar gibi hissedip hissetmediğinden emin değilim. ama köpek kesinlikle bir köle, tutsak ya da soytarı gibi hissetmiyordu. nereden mi biliyorum bunu? bilmiyorum aslında. hissediyorum sadece. çünkü ben bir sokak köpeğini anlamaya çalıştım demin. 
0 notes