sinefiledebiyat

[sinefiledebiyat]

Capernaum

Gerçeklik. 

Hayatımızdaki gerçeklikleri pat pat yüzümüze vuran bir filmdi. Filmde sefalet, açlık vb durumlar. sürekli göz önündeydi.

CerModern Açık Hava Film Günleri’nde izlediğimde herkes ağlıyordu.

Film fakir bir ailenin yaşama mücadelesini anlatıyor.

[sinefiledebiyat]

Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler

Türkiye’de muzır ilan edilen bu kitabın uygunsuz içerikler içerdiği iddiası ile yasaklanmıştı. Bu kitabı ben ilk çıktığında almıştım ve bence her yaştan kadının okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Kitabın içerisinde ilham veren 100 kadının hayat hikayeleri yer alıyor. 

Kitaplara sansür gelemez!

[sinefiledebiyat]

Peri: Ağzı Olmayan Kız

2019 !f Film Festivalinde izlediğim tek Türk yapımı film olan bu film daha önce Türkiye’de hiç görmediğimiz bir yapım. Can Evrenol’un elinden çıkmış bu filmde bir distopyayı izliyoruz. Bir santral patlaması sonucu 4 tane küçük çocuğun yaşam savaşını izliyoruz. Can Evrenol, Türkiye’de daha önce yapılmamış tarzda bir film yaparak kendini yükseltti. Fakat filmin pek çok diyalogunda ve çekiminde yeteri kadar özen göstermemiş olduğunu düşünüyorum. Fakat buna rağmen film ilk 10 dakikasından itibaren kendine çekiyor. Denk gelirseniz izlemenizi tavsiye ederim.

Can Evrenol’un film hakkındaki röportajını burdan okuyabilirsiniz.

[sinefiledebiyat]

Favori Şiir: Geyikli Gece

Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta Her şey naylondandı o kadar Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı. Ama geyikli geceyi bulmadan önce Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk.

Geyikli geceyi hep bilmelisiniz Yeşil ve yabanî uzak ormanlarda Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan Hepimizi vakitten kurtaracak

Bir yandan toprağı sürdük Bir yandan kaybolduk Glâdyatörlerden ve dişlilerden Ve büyük şehirlerden Gizleyerek yahut döğüşerek Geyikli geceyi kurtardık

Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz Bilir bilmez geyikli gece yüzünden

       "Geyikli gecenin arkası ağaç          Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü          Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı" İster istemez aşkları hatırlatır Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş Şimdi de var biliyorum Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli

Hiçbir şey umurumda değil diyorum Aşktan ve umuttan başka Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.

Biliyorum gemiler götüremez Neonlar ve teoriler ısıtamaz yanını yöresini Örneğin Manastır'da oturur içerdik iki kişi Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi Geyikli gecenin karanlığında

Aldatıldığımız önemli değildi yoksa Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak Gümüş semaverleri ve eski şeyleri Salt yadsımak için sevmiyorduk Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz Ne iyiydik ne kötüydük Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı

Ama ne varsa geyikli gecede idi Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında Büyük otellerin önünde garipsiyorduk Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk Yahut bir adam bıçaklasak Yahut sokaklara tükürsek Ama en iyisi çeker giderdik Gider geyikli gecede uyurduk

       "Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede          İmdat ateşleri gibi ürkek telâşlı          Sultan hançerleri gibi ayışığında          Bir yanında üstüste üstüste kayalar          Öbür yanında ben" Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım Eskimiş şeylerle avunamıyoruz Domino taşları ve soğuk ikindiler Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık Gölgemiz tortop ayakucumuzda Sevinsek de sonunu biliyoruz Borçları kefilleri ve bonoları unutuyorum İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum İyice kurulamıyorum saçlarını Bir bardak şarabı kendim için içiyorum        "Halbuki geyikli gece ormanda          Keskin mavi ve hışırtılı          Geyikli geceye geçiyorum"

Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.

Turgut Uyar

[sinefiledebiyat]

the world gives you

so much pain

and here you are

making gold out of it

there is nothing purer than that 

Rupi Kaur

[sinefiledebiyat]

Sinema ile 10 Yıl

Bir 10 yılı daha geride bırakırken sinemanın 10 yıl içinde çıkardığı kaliteli filmlerden bir kolaj video buldum.

Siz de bu videoyu izlemelisiniz!

Kaynak:cineophile

[sinefiledebiyat]

Us and Them / 后来的我们 (2018)

Netflix’in 2018 yılında yaptığı en iyi film çalışmalarından biri olan Us and Them bende Uzak Doğu Sinemasını sık sık izlemem gerektiğini hatırlattı.

Yıllar önce bir trende tanışan iki genç tutku dolu bir ilişki yaşadıktan sonra maddi manevi sıkıntıların getirileriyle birlikte ayrılırlar ve 10 yıl sonra bir uçakta karşılaşırlar.

Geriye dönüşlerle günümüze ilerleyen bu filmde eski yıllarda yaşanan tüm olaylar renkli çekilmişken film günümüze geldiğinde tüm sahneleri siyah beyaz görüyoruz. Bu paradoksal olayla birlikte film boyunca bir çok duyguyu bir arada yaşamak mümkün.

‘’Sonunda birbirimiz dışında her şeye sahibiz...’’

[sinefiledebiyat]

‘’Gerçek’’ 7. Koğuştaki Mucize/Miracle in Cell no. 7/7 Beonbangui Seonmu

Türkiye’de gişe rekorları kırarak gündeme oturan film 7. Koğuştaki Mucize’yi duymuşsunuzdur.  

7. Koğuştaki Mucize, Miracle Cell in no. 7 yani Gerçek adıyla 7 Beonbangui Seonmu filminin uyarlamasıdır.

 7 Beonbangui Seonmu filmini 17 yaşındayken izlemiştim. Belki o zamanki ruh durumumdan kaynaklıydı hala bilemiyorum ama şu an 21 yaşındayım ve bu filme döktüğüm gözyaşı kadar herhangi bir filme gözyaşı dökmedim.

Gayet çerezlik olan bu filmin yıkıcı olduğunu ilk başlarda hiç anlamıyorsunuz. Klasik Kore filminin salt dram ile birleşimini bu filmde görebilirsiniz.

[sinefiledebiyat]

Dikkate Değer Kadınlar

1. Gone Girl (2014) - Amy

2. Midsommar (2019) - Dani

3. Roma (2018)  - Cleo

4. Parasite (2019) - Jessica

[sinefiledebiyat]

Kindle Meselesi

Kindle aldığımdan beri hayatım değişti.

Bir edebiyat öğrencisi olarak en çok zorlandığım şey okula giderken kitap taşımaktır. Tüm gün okulda çantayla gezmek bir o kadar zorken bir de ekonomiden dolayı yükselen kitap fiyatları hepimizi derinden üzdü.

Bu dönem başı bu konuda ne yapabileceğimi geniş çapta düşündüm. Kitap okumak sadece bir kağıt parçasından ibaret olmamalıydı. Ayrıca elektronik kitap okumak çevreye de fayda sağlıyor. Ağaçların kesilmemesinde katkımız oluyor. 

Sonra Kindle’ın Türkiye fiyatlarını görünce elbette planlarım suya indi. Sonra aklıma 2. el almak geldi. Doğruyu söylemek gerekirse Kindle’ımdan önce hiç 2. el eşyam olmamıştı. Kindle’ımı bir 2. el eşya sitesinden çok uygun fiyata aldım. Şu anda okula daha az yükle gidip gelirken bir de kitaplarımı bedava olarak internetten bulabiliyorum.

[sinefiledebiyat]

Letterboxd

Letterboxd sinefillerin gözdesi olan bir internet sitesidir. Letterboxd, filmseverlerin bir araya gelip filmler oylayıp listeler yapabileceği bir platformdur.

Ülkemizde bir çok sinefil IMDb kullanırken ben ülkemizde çok fazla rağbet görülmeyen Letterboxd sitesini tercih ediyorum. Neden Letterboxd’yi tercih ettiğimi birkaç maddede sıralayacağım:

IMDb’nin ara yüzünü çok basit ve klişe buluyorum. Öte yandan Letterboxd daha çok canlı geliyor.

Letterboxd bir nevi online film günlüğü gibiyken IMDb bize bu olacağı vermiyor. Letterboxd’de filmleri gün gün ne zaman izlediğimizi işaretleyip oylayıp yorum yapabiliyoruz.

Letterboxd ülkemizde çok popüler olmasa da şu anda Amerika’da ve Avrupa’da gençler arasında en çok kullanılan ve popüler olan film sitesi.

Letterboxd’de film listeleri o kadar geniş çaplı ki renk tonlarına göre bile film listeleri var!

Bir diğer değinmek istediğim konu ise IMDb’nin Hollywood tabanlı bir site olması. IMDb puanları sinema sektöründe her zaman önemli bir yer kaplamıştır ve bu puanların -kişisel olarak- çok doğru olmadığının kanaatindeyim. Letterboxd’de bağımsız filmlere ulaşmak çok daha kolay.

Sizin tercihiniz hangisi?

[sinefiledebiyat]

Sarıyaz - Mahir Ünsal Eriş

Bu yaz çıkan, tam plaj kenarı okuyup bitirmelik kitaplardan biri olan Sarıyaz Mahir Ünsal Eriş’in 6 yıl sonra çıkardığı ilk kitaptır.

Ben de bu kitabı bir yaz günü plajda bitirmiştim. Dili hafif, kurgusu güzel okuması oldukça zevkli olan kitabın ana teması deprem. 

Kitaptaki öykülerin hepsi birbiriyle bağlantılı ve ölümle yaşam arasındaki o ince çizginin etrafında dönüyor.

Can yayınları

[sinefiledebiyat]

Didem Madak

Bir gün ansızın aklıma düşüverdi Didem Madak’ın şiirleri. Kendisi Türk Edebiyatı’nda sevdiğim şairlerden biridir. Kendisi annesini küçük yaşta kaybetmişti ve kendisi 40′lı yaşlarında henüz taze bir anne iken hayata gözlerini yummuştu.

Şiirlerinde anne özlemini çok iyi yansıtır,

Sevgili Anneciğim, Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda Kocaman bir dağ lalesi gibi Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran.

Şimdi mucizevi bir yerdeyim Muc’ın ucuz evinde Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem Duvarlara hep senin resmini çiziyor di’li geçmiş zamanda birçok resim, Hep gülümsüyorsun Aklının ortasında mavi bir yıldız varmış gibi Ve o yıldız karanlık bir şubat akşamında Durmadan soluyormuş gibi

Hatırlar mısın? Mavi saçlı bir tanrı gibi severdim Burdur Gölü’nü O göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü. Vişne bahçeleriyle dolu, Neşeli bir şehre benzerdi senin sesin. Bazen ölmek istiyorum Beni yeniden doğurman için İri, ekşi bir vişne tanesi gibi.

Kış başında bir ton kömür yığarlardı kapıya Bazen görülen rüyalar gibi kapkara Bir ton rüya çıtırdarken Sen kar yağmadan önce başkaydın, Kar yağdıktan sonra bambaşka. Sanki hep buluğ çağındaydım. Kuşlar zaptederdi her yeri, sabahları Binlerce kez söylerlerdi söyleyeceklerini Bizim hiç anlayamayacağımız bir şeyi Senin şarkıların aç kuşlara buğday saçardı Kediler yusyuvarlak dururdu karın ortasında Kar manzaralı bir resmin ortasında durur gibi Gri kediler sarmıştı etrafımızı, gri dağlar... Bir tek senin çocuklar üşüyecek rengi saçların vardı.

Ben bu eve Muc’ın ucuz evi diyorum Yokluğunda böyle oldum. Mucize öldükten sonra buraya taşındım. Ve inan Muc bu evi bana çok ucuza verdi.

Yaşasaydın, hayatının ortasına Güller yığan bir adam olsun isterdim babam. Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim. Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri Diye başlayan bir çocuk romanında... Şalına sarınırdın toprağa sarınır gibi Erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için, Bu acımasız ölü anne sesini

Şimdi mucizevi bir yerdeyim Zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burada Ve çok ağır ilerliyor. Yüzümdeki çillerden başka İsyan eden biri yok hayatımda.

NOT: Ölen her kadın için bir şiir yazdım. Onları Muc’a evin karşılığında verdim Çok ucuza. Artık bütün üzgün oluşlarımın adı: ANNE!

[sinefiledebiyat]

Film Ekimi 2019 Önerilerim

1- Güney İstasyonunda Randevu

‘’Şiirsel, hareketli, renkli bir kara film...’’

2- Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi

‘’Issız bir adada baş başa kalan bir ressam ile güzel genç kız...’’

3- Ve Sonra Dans Ettik

‘’Zorlu bir dans, zorlu bir kendini bulma hikayesi...’’

Kaynak: Filmekimi

[sinefiledebiyat]

MIDSOMMAR (2019)

İsveç’e götürülen bir grup gencin bilmeden içinde bulundukları pagan ayininde geçen bu film bize yeni bir bakış açısı sunuyor. Tamamen ışıklı ortamlarda geçen film korku türü için büyük bir yenilik niteliğinde. Sanatın ritüelle buluştuğu bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.