Text
Bazen rüzgardan kıskandım seni.
Saçlarına dokunmayı en çok ben isterken,
Nasıl o dokunabilir ki?
Bazen senden kıskandım seni.
Her gün sana bakmayı en çok ben isterken,
Nasıl o görebilirdi?
0 notes
Text
daha önce de belirtmiştim. doğarken okunan ezanın namazının, ölünce kılınmış olması. koskoca ömrün bir ezanla bir namaz arasında olması. kim ne derse desin, beni hep etkilemiştir. muazzam.
207 notes
·
View notes
Text
O bana ağzından kaçırmaması gereken hir şey kaçırmış gibi, ben ise bir kurşun yemiş gibi baktım.
2 notes
·
View notes
Text
İnsanın, kalemi ile gurur duyduğu üç beş yazar vardır;
mart çiçekleri sıcağa kanıp çiçek açtı ama nisan çiçekleri soğuğa kanıp solmadı.
17 notes
·
View notes
Text
Yıl bitti derken bilmem,
Belki biz bittik, inanmam.
Bir tek biz biliriz sandım.
O da biliyormuş, inandım.
Bir an sessizlik, bir an hüzün,
Sardı içimi bütün gün.
Biz biliriz sandım
O da bilirmiş, üzgünüm.
2 notes
·
View notes
Text
Şimdi sadece hayal etmenizi istiyorum.
Çayınız yada kahveniz-size hangisi iyi geliyorsa- yanınızda. Yanınızda hiç bir insan yok ne sizi rahatsız eden ne de konuşan. Önünüzde güzel bir manzara, onun yanında yarım saat önce yağmış olan yağmurun ardından kalan koku var. Telefon deseniz yanınızda değil. Tek yaptığınız şey; düşünmek.
2 notes
·
View notes
Text
Şiirlerinde yada sözlerinde küfür kullanan şairlere karşıyım, desem bana saygı duyar mısınız?
1 note
·
View note
Text
Sözlerine inanmıştım.
Gözlerin yalan söylemez sanmıştım.
Bir de baktım,
Adını anarken bile üşüyordum artık.
Ben ne yapsam, sana uzaktım.
Yolun ucunda sen varken bile yola çıkamazdım.
Çünkü üşüdüm, ceketini veren yok artık.
Gözlerin aynı renk iken, ben yokum artık.
Her ne söylesem hava da donuyor.
Cümlelerim yolda üşüyor.
Sokak ışıkları söndü, sanırım.
Ya da içimde ki karanlıktı bu yoran.
Şimdi bir rüzgar esiyor.
Seni alıp götüren bu muydu?
Şimdi bir toprak kokusu geliyor.
Seni alıp vermeyen bu muydu?
Sustukça büyüyor içimde ki soğuk.
Kelimeler yetmiyor, hisler bile donuk.
Kim bilir belki de yanıldım en baştan.
Bilmek neye yarar artık,
Sen anı olmuştun çoktan.
2 notes
·
View notes
Text
Söyle bir cümle eğer gideceksen, yavaş söyle eğer dönmeyeceksen.
6 notes
·
View notes
Text
ben özdemir asaf değilim lavinia, üşürsen ceketimi vermem.
13 notes
·
View notes
Text
Pencereyi açan sizken, ortalığı dağıtan rüzgarı nasıl suçlayabilirsiniz ki.
2 notes
·
View notes
Text
"Ben yokum, Seraphina." Dedi. Kaşlarımı çattım. Bu dediğini anlamak bile zordu, çünkü yankılanıyordu bir şeyler.
"Sen varsın." Dedim, itiraz ettim. Elimi kaldırdım, uzattım. O vardı, ama hissedilmiyordu.
"Ben yokum, Seraphina." Dedi. Ellerim kafama gitti. Var ile yok olmanın arasında ki adam, dönmeye başlıyordu sanki.
"O yok!" dedi bir ses kahkahalar arasından. Başımı sağa sola salladım. O var!
"Ben öldüm, Seraphina." Hayır, hayır! O ölmedi, yanımda. Etrafa baktım, nereden geliyordu bu sesler?
"Sen ölmedin!" Diye haykırdım. Başını iki yana salladı.
"O zaman neden buradasın? O zaman neden görüyorum seni?!" Dudaklarım titmeye başladığından kekliyordum artık.
"Hayal görüyorsün... Seraphina." Sanki, o an uçtu gitti bedeni.
Bir adım attım, sonra bir adım daha. O yoktu.
Zamanla insanlar unutur sanmıştım. Acı diner sanmıştım. Ama onun yokluğu bur varlık gibi çöktü üzerime.
Dudaklarım kıpırdadı en sonunda:
"Beni en çok, var olmayan birinin yokluğuyla yaşamak yordu."
2 notes
·
View notes