Tumgik
#Şairler Mezarlığı
canercelikphoto · 1 year
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
“Ölürüz diye üzülüyoruz?  Ne ettik, ne gördük şu fani dünyada  Kötülükten gayrı?”
Aşiyan Mezarlığı - 2022
@canercelikphoto
19 notes · View notes
yurekbali · 2 years
Text
Tumblr media
‘Şairlere iyi davranınız/ şairler ince ruhludurlar/ en ufak şeyden kırılırlar/ kabalıktan kaçınınız./../ şairleri ağlatmayınız’ diyor bir şiirinde İzzet Yaşar. Ben de şairlerin hoşgörüsüne sığınarak onları bir kez daha tanımlamak istedim. Affola! Ece Ayhan: Hüzün bölücü yasaucu bandonun sebebi, şiirimiz içerikral yetiştirdi abiler. Ver ellerini öpeceğiz! İlhan Berk: Giritli bir denizkızının haşarı şair oğlu. Refik Durbaş: Akşam simidinin üstünden dökülen sıcak susam. Tarık Günersel: Dize mayını. Testerejen! Can Yücel: Rakı Genel Kurmay Başkanı. Sakalı bile su ile beyazlamış. Öldüğü zaman, her meyhaneye bir kılı bırakılacakmış. Vay benim peygamber amcam! Edip Cansever: Tülbentlerden süzülen eflatun şua. Attilâ İlhan: Edip git başımdan sen bana göre değilsin! Nâzım Hikmet: Atlantis’in ulusal kütüphanesinde kitabı bulunan tek ‘Türk’ şair. Enver Gökçe: İşteş fiilin mucidi. Melih Cevdet Anday: ‘Sokaktaki Adam’ın poetik tanımı. Mehmet Akif Ersoy: Sihirbaz tarihin festen çıkarttığı şair. Ataol Behramoğlu: Karanfil Bakanı. Necip Fazıl Kısakürek: Emniyet kemerlerinizi bağlayınız! Behçet Necatigil: Külrengi bayramı. Erdal Alova: Meziyet adası. İsmet Özel: Lam islenir, sol’dan sağ’a tek ve bir! Lâl olsun sana kinim! Hasan Hüseyin: Beni küçüksemek kurtuluş mu? Turgut Uyar: Griden emekli. Ümit Yaşar: İlköğretmenlerimiz bugün fişlerimizi dağıttı. Öğreneceğimiz ilk hece: Aşk! Hilmi Yavuz: Bu çorbanın tuzu var, dağlarımda kuzu var, kim korkar hain Ekhidna’dan, şiirimizin yavuzu var. Orhan Alkaya: Tay Tanrısı’yla İstiridye Tanrıçası’ndan olma muzır prens. Türkân İldeniz: Ay Sokağı’nda bıçaklanmışım bir buluğ vakti. Sepetimde kokinalar, saçlarımda bir lir şıngırtısı. Sait Faik: Mavi gözlü martıların intihar ettiği adalarda, ben de yalnızlığa teşebbüs ettim. Özdemir İnce: Özlem hemoglobini. Fikret Hakan: Karakter şairi! Lale Müldür: Hüzün burcundandır diyorlar, o bir noel anne! Engin Turgut: Şeytan pabucu. Celal Sılay: Hatıra artıklarıyla tırmandığımız o bal yokuşun hem başını hem de sonunu şimdi, bebek mezarlığı yaptılar. Nilgün Marmara: Şoför bey! Müsait bir yerde intihar edebilir miyim? Nil’de gün ansızın battı. Sunay Akın: Yaşlı niyetçinin tavşanının gözbebeği. Z, T’dir kimi. Memed Kemal: İsmin bahar hâli. Ahmet Haşim: İnce saz heyetinden bir ricam olacak: Hanende Melek’i çalsınlar ve ömrüm ilelebet tüllere sarılı kalsın! Oktay Tuncer: Ne tutar mutluluğun maliyeti acaba? Gitar çalsın Tom Sawyer ve ağlamasın artık Oliver. Özdemir Asaf: Son nefeste hüzzam, son nefeste kırık kontrbas hüznü. Bülent Ecevit: Bir kadının gerdanından kopup dökülen kolyenin, kadife üzerindeki pıtırtısı. Orhan Veli: ‘Ozan Tabakası’ delinmiş, merak etmeyin. O, bir sabah erkenden nasılsa sessizce gelir, sessizce diker ve yine sessizce gider. Yahya Kemal: Hayret bişi yav! Ahmet Telli: Bu kent, başlı başına bir atlıkarınca. Çıplak bir delikanlının giysilerini kokuyor. Tuğrul Tanyol: O genelev koridorlarından geçerken, hep ağlayan yaşlı bir kadının sesini işitirdik ve o gecelerde hiçbirimiz şarap içmezdi. Gecenin memesinden mor sütler sağardık. Cemal Süreya: Sıcak gecelerde suyun aynaya düşen tavrı. Neyzen Tevfik: Öldüğünde ruhu katılaşıp iri bir penise dönüşmüş. Oh olsun vagina suratlılara! Zühtü Bayar: Bu kar taneleri nedense, hep ofsayta düşüyor senin avuçlarında. Adnan Özer: Akıl anaforu ve sis yayınevi. B. Rahmi Eyüboğlu: İnsan Mahallesi’nin tek muhtar adayı. Sami Baydar: Bizim umutlarımıza ta anaokulundayken tecavüz edilmiştir saygı değer ibne amcalarım! Ercüment Behzat Lav: İdare lambasının ışığına engel ellerimiz, duvarlara hep bir ağlayan palyaço gölgesi olarak vururdu. Akgün Akova: Adresi: Beşdakikadelikanlı Caddesi, Ayıpettin Sokak, Canımıye Apartımanı, Bilmemkaç/Bilmemkaç Şenköy-İstila, Bul. Oğuzhan Akay: İpin üstünde, dilin üstünde değil de altında yürüyen cambaz. İzzet Yaşar: Mücadele Üniversitesi Dekanı. Pir Sultan Abdal: Sehpadan çağlayan yüzüyle, geceleri yurdumu kuran güven kimyası. Yaşar Miraç: Kahverengi ve mukaddes, ılık ve nasırlı, sol anahtarı. Cevat Çapan: İyi şey. Asaf Hâlet Çelebi: Meryem Ana’nın küçük el çantasındaki fener. Cahit Sıtkı Tarancı: Kırçıl temayüllerle oynaştığımız, nâlelerden vücuda gelmiş çocuk parklarında kaybettiğim saadet ve yürekleri müşkül durumda bırakan bir ikindi yağmuru. Ahmet Erhan: Akdeniz’in can bulup ayağa kalkmış köpüğü. Ahmed Arif: Şiirimin kirvesi. Hallarını sonbaharlara yazdım. Yücelay Sal: Fareli köyün fedaisi. Savunmasını şarkı söyleyerek yapan avukat. İbrahim Osmanoğlu: Merminin lavı! Mahir Öztaş: Etten saksofon. Halim Şefik: Otopsi Sonucu: Kırmızıyla kızıl arasında üç ölü, beş ağır yaralı ve sevgide toplu kıyım. Barış Pirhasan: Sabah serinliğinde seviştiğim o tay! Bana dakikalarca kanyak içirmişti dudaklarından. Ne zaman ağlasam, onu unutamam! Veysel Çolak: Bir tıkırtının ana fikriyle acıkmış olmanın şefkatli ayrıntılarında, ama niçin kaybettik biz abilerimizi o son masum kâbus kentinde... Aytunç Altundal: Ölüm, yaşadıklarımızın tavan arasıdır yalnızca. Ve ben, sevgilimin çıplaklığının, en büyük eksikliğiyim. Salâh Birsel: Bakışlarında guguklu saat sevimliliği, gülüşünde sallanan sandalye keyfi biriktirmiş ısıcık. Nuh Ömer Çetinay: Zarafet mimarı. Krokilerini gül yaprağına çizerdi. Eray Canberk: Sen mi çaldın bisikletimi? Yıldızların öldüğünü ve kum saatlerine gömüldüğünü sen mi hatırlattın? Hoş yaptın. Turgay Fişekçi: Menzilime yüzün, mendilimin kenarına oyan kanar. Cahit Irgat: Adını harf harf Latinceye çevirince ‘ateş’ oluyor. Abdülkadir Bulut: Istırap ile mıhlanmışım korkunç yazgının rahmine, her yanım pıhtı küllerle tanımlı. Hulki Aktunç: 12 EYL. 980. Tankınızı park ettiğiniz tarih sürecinden derhâl kaldırınız. Nihat Behram: Toplum proteini. Murathan Mungan: Birbirimizin ellerini ovuyorduk. Aynı yatılı okulda okumuştuk galiba ve aynı yazlık sinemalarda çalışmış, aynı saman defterlere aynı şiirleri yazmıştık. Ben intihar etmişim, onu kırkıncı odada vurdular. Fazıl Hüsnü Dağlarca: Türkçenin miskin iklimi. Arif Damar: Küçük dolaşımdaki adı: Şair! Büyük dolaşımdaki adı: İnsan! Ülkü Tamer: Virgül’ün başına gelenler, pişmiş noktanın başına gelmedi. Ercüment Uçarı: O çağda, kulüpten caz solistini kaçırıp, bir ay boyunca ona çocuk şarkıları söyletmiştir; rica etsem acaba hatırlar mısınız? Seyhan Erözçelik: Ruh kanseri. Ontoloji servisinde yatan piri yeis. Oktay Rifat: Penceremin pervazındaki teşrinisani rüzgârı, söyle bana, geceleri ben siyah ejderhaya sarılıp uyurken niçin ağlamakta mütemadiyen kardelenler? Hüseyin Avni Dede: Güz yırtığı, mana söküğünde müteessir, altın’a batırılmış bir sırça koleksiyoncusu. Namık Kemal: Cikletten çıkmış artiz fotoğraflarında bir kanlı kardeş gördüm ve sultana gaz‘el’le sarkıntılıklar ettim. Aziz Nesin: Barışköy-Mizahtepe tramvaylarının değişmez, tonton vatmanı. Sabahattin Ali: Gözlerim ne kadar bozuk olursa olsun gözlük takamıyorum; saçlarım taralıyken utanç içindeyim; okumak, yazmak da istemiyorum. Ben büyüyünce öğretmen de olmayacağım baba! Necati Cumalı: Bir hamam rutubetinin buhurdanlardan yayıldığı loş ve güzel taşlıklarda asılı çarşafların arasında öpüştüğüm: Şiir! Yılmaz Gruda: Gönlü Kapalıçarşı, kalemi Galata Kulesi. Haydar Ergülen: İhlal seyyahı. Erol Çankaya: Bizim bırakılmışlık’Iarımızın akli dengesi bozuktur ve sevgililerimizin gözleri daima gökkuşağı rengindedir. Emirhan Oğuz: Bulutlar da, halklar da evlat edinilir. Bir kış sabahı kırdan acı çiyler içilir. İsmail Uyaroğlu: Aşk partizanı. Enver Ercan: Tophane’den Cağaloğlu’na düşen düşeş. Atılgan Bayar: O da yazdı! Yaşar Nabi Nayır: Çocuklar, cam buğuları ardından, havuzda süzülen kahverengi kuğuları seyrederken, biz, niçin nargilelerimizi ateş ve huzur ile boyardık. Metin Eloğlu: Tutku okutmanı. Bedirhan Toprak: Morgta tutulduğum ölü adamın kulağına seni okudum; siyah bir hüsn-ü yusufa dönüştü dudakları. Eğildim, hükmü kokladım. Ahmet Oktay: Kuyu kuytularında, birlikte, su tabancalarımızla kardan adamlara ne hoş pusular kurmuştuk oysa. Afşar Timuçin: İmge berberi. Kemal Özer: Sosyalizm müzesi. Nevzat Çelik: Uçan Balon, Elma’s Şekeri, Berlin Duvarı. A. Muhip Dıranas: Komşu evin perdelerinde, bir vantrilok silueti gibi titrer yetim sihir. Benim Fahriye Ablam, Sappho’ya âşıktı. Arkadaş Zekai Özger: Göç yolunu şaşırıp arkadaşlarını kaybettiği için şiirime düşen siyah leylek. Yağmur Atsız: Karışan bir yumakta buluyorum günlerimiz’in G noktasını. Turgay Kantürk: İlk yok oluşlar gibi son başlangıçlar. Akif Kurtuluş: Pusu avukatı, hayalet s’avcısı. Şükran Kurdakul: Meserret oteli. Metin Altıok: O, tek altın im! (anagram) Hüseyin Alemdar: Ortadoğu’nun lale bahçesi. Osman Olmuş: Geri kalanlar ham mı? Sina Akyol: Şiirine girerken sözcüklerdeki a’lar kibarlıktan şapkalarını çıkartırlarmış; öyle diyorlar. Karacaoğlan: Halk başkenti. S. Kudret Aksal: Sitar bestesi. Ali Asker Barut: Esmer bir gülücük bırakmışlar başucuma, ve sararmış kâğıtlara yazılı şiirini, alınyazıma dayamışlar. İskender Fikret Akdora: (büyük İskender) İhtiyarlık ile musiki arasındaki toplama işareti. Eşittir: Bir yaz gecesi, Beykoz vapurunun, serin sessiz suda bıraktığı simli iz. Güven Turan: İstikrar misyonerleri, göğüs kafeslerinde mitralyöz taşıya taşıya ölürler. Metin Üstündağ: İroni maiden! Ömer Faruk Toprak: Her gece suladığım bir çınar var bahçemde, ve diyorum ki oğula: Sakın şiir yazma! Şiirle valse kalk! Ferhan Şensoy: Doğal Şakalaşmalar Müdürü. Enis Batur: Zembereği kırık postacı. Cezmi Ersöz: Tarot destesindeki münzevi. Manastıra kalp kapatılır mı? Ramazan Üren: Yumurtanın karası. Gülseli İnal: Kuş tüyüne bilimsel masallar anlatan genç su. Orhon M. Arıburnu: İstanbul’un dublörü. Metin Celâl: Entelektüel oksijen tüpü. Merih Akoğul: Korkuluk ceketlerinin yakalarına çiçek takan delikanlı. Metin Cengiz: Yanardağ itfaiyecisi. Er değil. Gültekin Emre: Bir sineğin kirpiği. Oktay Taftalı: Sabahları kalkmak için güneş saatini kuruyormuş. Orhan Kâhyaoğlu: Yağmurun psikiatristi. Kaan İnce: Gökyüzünde sırtüstü yüzen denizatı. - küçük İskender, ^ (’Eflatun Sufleler’ kitabından...) - Görsel: Yazıda tanımlanan şairler...
40 notes · View notes
dramatik-buluntular · 7 years
Text
Hayatın şöleninden kovulmuşlar için oda müziği
yeni bir eskilik gelip yüzüme saklandı öylece oturdu orada bulutsu ve yerleşik bilmiyordu hüznü ilk kimin öğrettiğini ezici duygu ve aşırı ışık vardı odada merhaba dedim; ben bir tuğlayım!
başını yerden kaldırıp öteden- kuşkuyla baktı kilit ustaları
lanetli şairler bölgesi; kritik ısı ve ölü kasaba
hıçkırıklarıyla ünlü bir sokaktan geçmektir-saf ben- kelimelerle arası iyi olan ölümsüz yürüyüşçü çocuklarını emziren ağaçlarlarla doludur yazı cenneti kimse çirkin değildir bir daha aşık olamayacak kadar mmerhaba dedi yeni misafire gülümseme taşıyıcısı
karşıdan el sallıyordu hileli boşluk başparmağımın yardımıyla itiraz ettim
pas caddesi; öyle kocaman bir sözcük ki!
bazı beyinlerin içi görünmez üniforma kusursuzdur uykunun serüveni sabırsız kalabalıklar sonsuz üretim sarhoşluğu zamanın alay ettiği çalar saatler kenti yüceltilmiş işçi mezarlığı dilsiz yüzler endüstrisi gözlerini göğe çevirmiş umutsuzlar şıkır şıkır işleyen büyülü çember bazı beyinlerin içi yumuşacıktır kulluktan böyle istiyor anlamsız tat-
yarı mutlu bir parantezin içinde hissetti kendini: -yüzünüz kuş müzesi!
aşkın düşmanlarından kaçıyordum dedi peşimde sahte adres, sahte yüz sahte mahkum ve sahte ses koca bir ağızdan akan duygusal ıssızlık bazı beyinlerin içi onarılmış tel örgüler böyle istiyor silgi tanrıları -dışarıda şüpheli bir otomobilin homurtusu ve kamyonla taşınan yara izleri- o yüzden saklandım dedi yüzündeki eski eve açığa çıktı derinin altındaki aşırı güzel imge hayatın şöleninden kovulmuşlar için oda müziği elleriyle düzeltti kapının yalnızlığını ellerinin içi görünmez valizler yurduydu
24 notes · View notes
sizekitap · 5 years
Text
Edebiyatın Haziran Mezarlığı
0
Edebiyatın Haziran Mezarlığı Engin Topuz Altınordu Yayınları
Bir edebiyat mezarlığında dolaşıyorum. Edebiyatın Haziran Mezarlığı’nda… Neden buradayım, nasıl geldim bilmiyorum. Ya kitaplar getirdi beni buraya, ya şairlerin dizeleri… “görünmez bir mezarlıktır zaman şairler dolaşır saf saf tenhalarında şiir söyleyerek”
Attila İlhan bir Haziran ayında ölmemişti gerçi ama Haziran’da doğmuştu.
‘Hava kurşun gibi ağır’…Ölüm tarihlerine göre sıralanmış adlar, yalnızca Haziran ayında ölenler var burada ve yalnızca edebiyatçılar… Birçok isim; Amerika’dan, Arjantin’den, Fransa’dan, Rusya’dan, İngiltere’den ve Türkiye’den…
Borges isminin önünde duruyorum…
Yazarı Sizekitap’da Ara Yazarı Twitter’da Ara Kitabı Twitter’da Ara Yazarı Facebook’ta Ara Kitabı Facebook’ta Ara
devamı burada => https://sizekitap.com/deneme/edebiyatin-haziran-mezarligi/
0 notes
kitapidea · 6 years
Photo
Tumblr media
Odam Aşk Mezarlığı Bir ülke vardı,Şiirler kaçmak istiyordu kitaplardan,Kelimeler birer birer düşüyordu raflardanVe şairler intihar ediyordu durmadan!
0 notes
Photo
Tumblr media
TUR PROGRAMI
1.GÜN:İSTANBUL–PRİŞTİNA–PRİZREN Atatürk Havalimanı'nda Acentamız kontuarı önünde saat 05.30'de buluşma Türk Hava Yollarıtarifeli uçuşu ile saat 07.50'de İstanbul'dan hareket. 08.30'da (yerel saat)2008 Şubatı'nda Sırbistan'dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmiş ve Türkiye'nin de aralarında olduğu birçok devlet tarafından tanınmış olan, Osmanlı tarihinde de birçok dönemde kilit roller üstlenmiş Kosova'nın başkenti Priştina'ya varış. Havalimanında bizleri bekleyen transfer aracı ile rehberimiz eşliğinde tarihi 15 asır geriye kadar giden bu güzel şehri tanıtan panoramik bir şehir turu yapacağız. Panoramik turumuz esnasında Saat Kulesi, Kosova Müzesi, Osmanlılar'ın yaptırdığı Fatih Sultan Mehmed Külliyesi, Yaşar Paşa Camii. Daha sonra Priştine'nin İstiklal caddesi diyebileceğimiz '' Rahibe Teresa Caddesi''nde yürüyüş ve serbest zaman.  Ardından 1389 yılında Kosova savaşında şehid düşmüş Osmanlı Padişahı 1. Murad Hüdavendigar'ın iç organlarının gömülü olduğu türbeyi ziyaret ediyoruz. (Priştine Merkez – Sultan Murat Türbesi 10 KM) Türbenin hemen yanında bulunan ve müzenin ziyaret edilmesi. Daha sonra birbuçuk saatlik bir yolculuğun ardından Osmanlı'nın bir çok eserinin bulunduğu Kosova'nın ikinci büyük şehri Prizren'e varış. (Priştine – Prizren 84 KM) Prizren şehir turumuza başlıyoruz. Yaya olarak rehberimiz eşliğinde yapacağımız bu turda göreceğimiz yerler; Halveti tekkesi, Gazi Mehmet Paşa hamamı, Fatih Sultan Mehmed'in ordusu ile namaz kıldığı Namazgah, Bayraklı camii, Maraş semti ve Maraş köprüsü, 400 yıllık büyük çınar, Emin paşa camii, Bistrica ( Akdere ) üzerinde bulunan Taş Köprü, Şadırvan meydanı, Sinan Paşa camii, Aziz Gorgi ve Katolik Kiliseleri, Arasta camii Minaresi, Savaşın yıkıcı etkilerini hala görebildiğimiz Sırp mahallesi, Roma döneminden kalma şehir kalesi. Turumuzun ardından serbest zaman. Daha sonra rehberimizin belirlediği saatte akşam yemeğimizi almak üzere restoranımıza hareket ediyoruz. Yemeğin ardından konaklama Prizren'deki otelimizde.
Hotel Kaçinari 4* vb
Adres: Pushkataret nr 16, Prizren 20000 Telefon: +386 49 769 560
2.GÜN: PRİZREN - ÜSKÜP
07:00 Kahvaltı. 08:00 Otelden hareket. Kahvaltımızın ardından otelimizden ayrılıyor ve Üsküp'e hareket ediyoruz. (Prizren – Üsküp 100 KM) Üsküp'e varışımızla birlikte ilk olarak Üsküp'ün eteğine kurulduğu Vodno dağına çıkıyor ve şehri tepeden görme imkanı buluyoruz. Aracımızla panoramik bir tur yapıyoruz. Görülecek yerler; Makedonya Meclis Binası, Dışişleri Bakanlığı Binası, Üniversite Kütüphanesi, Çoğunluğunu Müslüman nüfusun oluşturduğu Çair ( Çayır ) Semti, Yahya Paşa camii, 1. Dünya Savaşından kalma Fransız Mezarlığı daha sonra Üsküp kalesi yakınında otobüsümüzden iniyor ve yaya turumuza başlıyoruz. Osmanlı İmparatorluğunun 500 yıldan fazla hüküm sürdüğü ve hala eski halini koruyabilmiş orijinal adı ile Üsküp Türk Çarşısında yaya turumuza başlıyoruz. Turumuz esnasında görülecek yerler; Mustafa Paşa Camii, Kuyumcular Sokak, Arasta Camii, Vardar Nehri üzerine inşa edilmiş ve Üsküp'ün simgesi Taşköprü, Türk ve Yahudi Mahallesi, Davut Paşa Hamamı, Çifte Hamam, Murat Paşa camii, Sulu Han, Kapan Han, Kurşunlu Han, Büyük İskender Heykeli, Büyük İskender'in babası 2. Filip Heykeli, Vardar Nehri, Makedonya Arkeoloji Müzesi ve Arşiv binası, Ulusal Tiyatro Binası, Direniş Müzesi, Kiril alfabesini bulan azizler Kiril ve Metodi'nin heykelleri, 17. Yy dan kalma Aziz Spas Kilisesi, Rahibe teresa anıtı ve Teresa müzesi, Eski Tren İstasyonu binası Yaya turumuzun ardından serbest zaman. Rehberimizin belirlediği saatte tekrar buluşuyor ve akşam yemeği için yerel restoranımıza geçiyoruz. Yemeğin ardından konaklama Üsküp'teki otelimizde. Dileyen misafirlerimiz geceleri çok güzel ışıklandırılan bu şehrin tadını çıkarmak üzere yemekten sonra merkezde vakit geçirebilirler.
Hotel Gold 4* vb
Adres: Boulevard Krste Petkov Misirkov, Skopje 1000, Makedonya (FYROM) Telefon: +389 2 322 0211
3.GÜN: ÜSKÜP – KALKANDELEN – MANASTIR – RESNE – OHRİD
07:00 Kahvaltı. 08:00 Otelden hareket. Kahvaltımızın ardından Üsküp'e  1 saatlik mesafedeki, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış şirin bir kasaba şehri olan Kalkandelen'e (Tetovo) otobüsümüzle geçiyoruz.( Üsküp – Kalkandelen 40 KM ) Kalkandelen'de iki önemli durağımızdan birincisi Baba Tekkesi. Tekkenin 15 yıllık bekçisi ve bakıcısı Tetovo'lu Cemali'den tekke hakkında bilgi aldıktan sonra tekkenin diğer köşesinde mukim Bektaşi dervişi Abdulmuttalip'in yanına geçiyor ve tekkenin tarihini ve yapılan çalışmaları bir de ondan dinliyoruz. Ardından aracımızla 1833 yılında Abdurrahman paşa tarafından yaptırılan Alaca Camini geziyoruz. Ardından Manastır'a (Bitola) gidiyoruz. ( Kalkandelen – Manastır 153 KM ) Manastır'da yapacağımız yaya turumuzda göreceğimiz yerler şunlardır ; Manastır Askeri İdadi Binası (dışarıdan), Şirok sokak, Eski Çarşı, Yeni Cami, Saat Kulesi, Manolya Meydanı, Osmanlı'dan kalma Ordu Evi, İshak Çelebi Camii görülmesi. Serbest zamanın ardından Ohrid'e doğru hareket ediyoruz. Yolumuz üzerinde durağımız 1908 yılında Enver Bey ile beraber dağa çıkan ve II. Abdülhamid'in meşrutiyeti yeniden ilan etmesiyle sonuçlanan Jön Türk Devrimi'nin öncülerinden Niyazi Bey'in memleketi olan Resne. (Bitola – Resne 37 KM ) Burada Niyazi Bey'in Fransa'daki Chateau de Chenonceau' yu örnek alarak yaptırdığı evi ziyaret edeceğiz. Ardından Ohrid şehrine hareket ediyoruz. (Resne – Ohrid 36 KM ) Ohrid'e varışımızla birlikte  Osmanlı'nın Balkanlar'daki önemli üslerinden biri olmuş tarihi Ohrid şehrini tanıtan bir tur gerçekleştireceğiz. Turumuz esnasında göreceğimiz yerler; 11 Asırlık çınar, Zeynel Abidin Paşa Tekkesi ( Halveti Tekkesi ), Ali Paşa Camii, Şehir Meydanı ve İnci Dükkanları ile meşhur Ohrid Çarşısı, Ohrid Pazar yeri, Aziz Klement Heykeli, Safranbolu'yu andıran sokaklarda MÖ 2. Asırda Çin'de uygulanan teknikle kağıt yapımı görebileceğimiz dükkan, Ayasofya Kilisesi, Antik Tiyatro, Sinan Çelebi Türbesi, Turumuzun ardından Ohrid gölüne nazır yerel restoranımızda alacağımız akşam yemeğimizin ardından konaklama Ohrid'teki otelimizde.
Hotel Izgrev Ohrid 4* vb
Adres: Radozhda - Elen Kamen Road, Elen Kamen 6330, Makedonya (FYROM) / Telefon: +389 46 552 590
4.GÜN: OHRİD - STRUGA – ELBASAN – TİRAN – İŞKODRA – PODGORICA
07:00 Kahvaltı. 08:00 Otelden hareket. Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından ilk durağımız Ohrid gölünün batı kıyısında bulunan ve nüfusunun çoğunu müslümanların oluşturduğu Struga kasabası. (Ohrid – Struga 14 KM) Şairler şehri olarak ta bilinen bu şehirde fotoğraf için serbest zamanın ardından Arnavutluk'a doğru yola çıkıyoruz. Kafasan sınır kapısından geçerek Arnavutluk'a giriş yapıyoruz. Arnavutluk'ta ilk durağımız Elbasan. (Struga – Elbasan 78 KM) Otobüsümüzle şehrin içinden geçiyor ve şehir merkezinde bulunan Elbasan Kalesinde mola veriyoruz. Kale etrafında bulunan Türk sokakları ve Hünkar camiini gördükten sonra başkent Tiran'a doğru yolumuza devam ediyoruz. (Elbasan – Tiran 42 KM)1614 yılında Süleyman paşa tarafından imar edilen ve 1920 yılından itibaren Arnavutluk'un başkenti olan Tiran'da otobüsümüzle yapacağımız panoramik turumuzda göreceğimiz yerler ; Diyanet vakfı tarafından finanse  edilen 4 şerefeli Namazgah camii inşaası, Tiran'ın kurucusu Süleyman Paşa'nın heykeli, Tiran şehir meydanı, Ethem bey camii, Saat Kulesi, Ulusal Müze, Üniversite Binası, Opera ve Bale Binası, Skender Beg heykeli, Parlemento ve Bakanlık binaları, Cumhurbaşkanlığı Köşkü. Tiran turumuzun ardından sıradaki durağımız Arnavutluk ve Karadağ arasında sınırı oluşturan İşkodra gölü yanına kurulmuş İşkodra şehri. (Tiran – İşkodra 115 KM) 435 yıl Osmanlı hakimiyeti altında kalmış ve stratejik olarak balkanların en önemli şehirlerinden biri olan bu şehirde şehir kalesi ve surlarını göreceğiz. Şehir merkezinde vereceğimiz molada kısa bir yürüyüş turu yapacağız. Merkezde serbest zamanın ardından eski Yugoslavya'nın 6 cumhuriyetinden biri olan ve 2006 yılında Sırbistan'dan referandumla ayrılan Karadağ'a geçiyoruz. (İşkodra – Porgorica 55 KM) Başkent Podgorica'da yerel restoranımızda akşam yemeğimizi alıyor ve otele kadar kısa bir yürüyüş turu yapıyoruz. Bu turumuz esnasında görülecek yerler; Saat Kulesi, Osmanagiç camii Otelimize varışımızla beraber konaklama.
Ramada Podgorica 4* vb.
Adres: Blv Save Kovacevica 74,, Podgorica 81000, Karadağ / Telefon: +382 20 622 623
5.GÜN: PODGORİCA – CETİNJE – ST STEFAN – BUDVA – KOTOR – MOSTAR
07:00 Kahvaltı. 08:00 Otelden hareket. Kahvaltının ardından başkent Podgorica'da otobüsümüzle panoramik şehir turu. Turumuz esnasında ; Cumhurbaşkanlığı, Azerbaycan tarafından yaptırılan şehir parkı, Milenyum köprüsü, Kral Nikola Heykeli Ardından sahil şeridine doğru ilerliyoruz. Yolumuz üzerinde bulunan ve Karadağ'ın ilk başkenti olan Cetinje kasabasında mola veriyoruz. (Podgorica – Cetinje 36 KM) Cetinje'de Osmanlı devletinin 1918 yılına kadar kullandığı konsolosluk binasını görüyoruz. Ardından yolumuza devam ediyor ve St Stefan adasına varıyoruz. (Cetinje – St Stefan 37 KM) Muhteşem manzarayı ölümsüzleştirmek için burada vereceğimiz fotoğraf molasından sonra durağımız Budva. (St Stefan – Budva 11 KM) Budva'da yapacağımız yaya turumuz esnasında görülecek yerler; Budva Kalesi, Napolyon tarafından yaptırılmış hisar, Kale içi ortaçağdan beri orijinal haliyle korunmuş dükkanlar, Katolik Kilisesi, Ortodoks Kilisesi, Marina. Budva'da alışveriş için verdiğimiz serbest zamanın ardından UNESCO tarafından koruma altına alınmış ortaçağ şehri Kotor sıradaki durağımız. (Budva – Kotor 22 KM) Kotor'da yerel rehberimiz eşliğinde yapacağımız şehir turunda göreceğimiz yerler; Silah Meydanı, Saat Kulesi, Utanç Sütunu, Aziz Trifun Katedrali, Zanaatçılar Sokağı, Tulumba Çeşmeleri, Nehir Kapısı, Aziz Luka meydanı. Serbest zamanın ardından Bosna Hersek'e hareket. 12 dakikalık feribot yolculuğunda Kotor körfezi manzarası bizleri büyülüyor. Daha sonra Bosna Hersek'e giriş yapıyor ve Trebinje – Ljubinje – Stolac kasabalarının içlerinden geçerek Mostar'a varıyoruz. (Kotor – Mostar 186 KM) Akşam yemeğimizi köprü manzaralı yerel restoranımızda aldıktan sonra konaklama Mostar'daki otelimizde.
Hotel Bristol 4* vb
Adres: Mostarskog bataljona bb, Mostar 88000, Bosna Hersek / Telefon: +387 36 500-100
Hotel Hercegovina vb.
Adres: Bišće polje bb, Mostar 88104, Bosna Hersek / Telefon:+387 36 576-070
6.GÜN: MOSTAR – BLAGAJ – JABLANICA – KONJİC – SARAYBOSNA
07.00 Kahvaltı – 08.00 Otelden hareket. Otelimizden ayrılıyor ve Mostar turumuza başlıyoruz. Turumuz esnasında görülecek yerler ; Şehit camisi ve avlusundaki mezarlık. Bu mezarlığın bir özelliği de savaş esnasında Müslüman Boşnaklar ile birlikte omuz omuza çarpışan Hırvat ve Sırp Mostar'lıların da metfun bulunmasıdır. Bölgeye özel nehirden toplanan taşlarla işlenmiş kaldırımlı Mostar çarşısı, Koski Mehmet Paşa camii. Bu cami köprünün en güzel fotoğrafının çekildiği camidir. Mostar Köprüsü – 1566 yılında yapılan ve 1993 te yıkılan ancak 2004 yılında tekrar restore edilen tek kemerli köprüdür. Kriva Cuprija – Eğri köprü Tabakhane camii ve hamamı – Zamanında deri işiyle uğraşan eşrafın diğer camilerdeki cemaate koku olarak rahatsızlık vermemesi adına kendilerine özel yaptırdıkları ve altından sular akan camidir. Daha sonra Buna nehri kaynağına 5 asır önce kurulmuş Alperenler Tekkesi'ne hareket ediyoruz. ( Mostar – Blagaj 12 km ) Yolumuzun üzerinde Mostar havalimanını ve Yugoslavya zamanında havalimanı karşısına yapılan ve uçaklar için sığınak olarak kullanılan askeri alanı görüyoruz. Bu alan havalimanının hemen karşısındaki tepeciğin içi oyularak uçakların saklanması için hazırlanmıştır. Kaynağına henüz ulaşılamamış ve saniyede 43.000 litreye kadar su çıkan Buna nehri kaynağına kurulmuş Sarı Saltuk tekkesi olarak ta bilinen tekkeyi ziyaret ediyoruz. Tekke içinde yer alan Ali paşa türbesi ve Sarı Saltuk'un türbesini ziyaret ediyor ve tipik Anadolu evi şeklinde inşa edilmiş iki katlı evi ziyaret ediyoruz. Dileyen misafirlerimiz nehire nazır avluda Türk çayı içebilirler. Sıradaki durağımız Yugoslavya'nın kurucusu Josip Broz Tito'nun mareşal ünvanını aldığı savaşın yapıldığı şehir olan Jablanica. (Yablanitsa, Blagaj – Jablanica 59 KM) Aynı zamanda kuzu çevirmesi ile meşhur olan bu şehirde 1943 yılında Tito'nun Alman Nazilere karşı verdiği mücadele sonucu yıktığı köprü ve olayın cereyan ettiği bölgeyi görüyoruz. Ardından durağımız olan Konjic (Konyits, Jablanica – Konjic 23 KM) şehrine varıyoruz. Neretva nehri kenarına kurulmış 50 bin nüfuslu bu küçük şehirde 2. Dünya savaşında ve 92 – 95 savaşında hasar görmüş ve tadilatı TC Karayolları ve Tika tarafından yapılmış Osmanlı köprüsü, Kırık minareli camii, aslına uygun restore edilmiş mini çarşı göreceğimiz yerler arasındadır. Fotoğraf molamızın ardından yolculuğumuza devam ediyoruz. Bugünkü son durağımız Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna. ( Konjic – Saraybosna 50 KM) Varışımızla birlikte Ilidza ( Ilıca )  semtinde bulunan Turkuaz adlı yerel restoranımızda akşam yemeğimizi alıyor ve yine aynı semtte bulunan otelimize konaklamak üzere geçiyoruz.
Hollywood Hotel 4* vb
Adres: Dr. Mustafe Pintola 23, Ilidža 71210, Bosna Hersek /  Telefon: +387 33 773-100
7.GÜN: SARAYBOSNA – İSTANBUL
Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından saat 08.00 da otelimizden ayrılıyoruz.  Başçarşı'ya doğru ilerliyoruz. Saraybosna'yı halen aktif olarak baştan başa dolaşan tramvay hattının görülmesi. Saraybosna şehir müzesini, Parlemento binasını görüyor ve Başçarşı'ya varıyoruz. İlk durağımız  1992-1995 yıllarında yaşanan hazin savaşın şehitleri ve Aliya  Izetbegoviç'in anıt mezarının bulunduğu şehitlik. Savaş şehitlerine Fatiha okuyup rehberimiz tarafından Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı Alija Izetbegoviç ve hayatı hakkında bilgi alıyoruz. Ardından Osmanlı döneminden kalmayı başarabilmiş arnavut kaldırımlı Boşnak – Türk mahallesinden geçerek Başçarşı yaya turumuza başlıyoruz. Turumuz esnasında göreceğimiz yerler; 18.yy Boşnak mimarisi ile yapılmış Sebil, Osmanlı döneminden kalmayı başarak tek aktif sanat sokağı '' Bakırcılar Sokak '', Çarşı camii, Moriça Han, Gazi Hüsrev bey camii ve türbesi, Saat Kule, Kurşunlu Medrese, Gazi Hüsrev bey müzesi ve kütüphanesi, Avrupa'nın ilk umumi tuvaleti, 1. Dünya savaşının çıktığı yer olarak bilinen Latin köprüsü, Fatih Sultan Mehmet adına yaptırılan Hünkar Camii, At meydanı – Okmeydanı, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Bakır Baba Camii,  Ortodoks Kilisesi, Alija Izetbegoviç parkı ve parkta sürekli satranç oynayan Saraybosna'lı emekliler, Ferhadiye Camii, Ferhadiye Caddesi ( Saraybosna'nın İstiklal Caddesi ),  Musevi Sinagogu, Katolik Kilisesi – Katedral – İsa'nın Kalbi Kilisesi, Saraybosna gülleri ( Savaş zamanı bir bomba ile birden fazla kişinin hayatını kaybettiği noktalar ), Fırın yeri katliamının yapıldığı nokta, 6 Nisan 1945 te Yugoslav ordusu tarafından Almanlan işgalindeki Saraybosna'nın kurtarılışı anısına yakılan sönmeyen ateş, 5 Şubat 1994 te Pazar yeri katliamı olarak anılan ve 68 kişinin hayatını kaybettiği Markale Semt pazarı, Avusturya – Macaristan döneminde Hükumet Konağı ( Belediye binası ) olarak yaptırılan ve savaş dönemi yakılarak bir çok el yazması eserin kül olmasına neden olan Vjecnica ( Viyeçnitsa ) kütüphanesi, Yaya turumuzun ardından rehberimizi belirleyeceği saate kadar serbest zaman. Ardından Saraybosna havalimanına hareket. Pasaport ve gümrük işlemlerinin ardından Türk Hava Yollarıtarifeli uçuşumuz ile 21.10'de İstanbul'a hareket. Gece 00.05'de İstanbul'a varış. Böylelikle turumuzun sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bir başka organizasyonda buluşmak ümidiyle...
FİYAT TABLOSU
TurTarihTek Kişi Fiyatıİki Kişi FiyatıÜç Kişi Fiyatı0 - 2 Yaş2 - 7 Yaş7 - 12 YaşBüyük Balkanlar Turu26.06.2017 - 02.07.2017850EUR1.350EUR2.025EUR95EUR475EUR575EUR
ÖNEMLİ BİLGİLER
Ücrete Dahil Olan Hizmetler •    İstanbul>Saraybosna / Priştina>İstanbul arası Ekonomik Sınıf Uçak Bileti •    Programda belirtilen gezi ve ziyaretler •    Havalimanı karşılama ve gidiş & dönüş transferleri •    4* otellerde konaklama •    Açık büfe sabah kahvaltıları •    Akşam yemekleri (Yemeklerde alınacak içecekler fiyata dahil değildir) •    Tur boyunca kullanılacak lüks otobüs ve profesyonel şoförlük hizmeti •    Profesyonel rehberlik hizmeti •    Şehir vergileri •    Ülkeler arası geçiş vergileri •    Yerel rehber hizmeti
Ücrete Dahil Olmayan Hizmetler •    Şahsi harcamalar •    Öğle yemekleri •    Otel ekstraları •    Yurtdışı çıkış harcı (15 TL) •    Programda belirtilmeyen tur ve transferler •    Yemeklerde ve molalarda alınacak içecekler •    Türkiye'nin her yerinden bağlantı uçağı ücreti
UYARILAR NOTLAR
Mutlaka Okuyunuz
Turumuzla İlgili Önemli Notlar;
Genel Şartlar tur programının ayrılmaz bir parçasıdır ve tur programından bağımsız düşünülemez.
Rehberimiz acentamızın onayı ile programda değişiklik yapma ve hava durumuna ve/veya mücbir sebebe bağlı olarak gezi noktalarında bulunan bazı yerleri iptal etme hakkına sahiptir. Turumuza katıla tüm misafirlerimiz bunu kabul etmiş sayılır.
Gezimiz, minimum 40 kişi katılım şartı ile düzenlenmektedir. Yeterli katılım sağlanamadığı takdirde, son iptal bildirim tarihi gezi hareket tarihinden 5 gün öncesidir ve acenteniz tarafından iletilecektir. Yurt dışı turlarımızda %35 ön ödeme ile rezervasyon alınabilmektedir.
Acentamız, hava yolu ile yolcu arasında aracı kurum olup, 28.09.1955 Lahey Protokolü ne tabidir. Tarifeli ve özel uçuşlarda rötar riski olabilir veya mevcut gezi ve uçuş öncesinde saatler değişebilir. Acentamız, bu değişiklikleri en kısa sürede bildirmekle yükümlüdür. Yolcu saat değişme riskini kabul ederek geziyi satın almıştır. 0-2 yaş arası çocuklar alan vergisi ve alan hizmetleri bedeli ödemezler.
Tur programında ki oteller tahmini otel listesidir. Bölge müsaitliğine göre aynı standartlarda başka otellerde kalınabilir.3 kişilik odalar, otellerin müsaitliğine göre verilmektedir. 3 kişilik odalarda ilave yatak uygulaması olup, 3. yatak standart yataktan küçüktür. Çocuk indirimleri sadece 2 yetişkin yanında konaklayan çocuklar için geçerlidir. Otellerde sunulan kontinental kahvaltı tereyağı, reçel veya bal, ekmek, çay veya kahve ile meyve suyundan oluşmaktadır. Grup kahvaltıları ayrı bir salonda servis edilebilir.
Pegasus ve Türk Hava Yolları uçuşlarında her kişinin 1 bagaj ve 20 kilo hakkı vardır. 20 kiloyu geçen bagajlar için ücret farkı ödenmesi gerekmektedir. Airarabia Havayollarında sadece 10 kilo el bagajı hakkınız bulunmaktadır. (Harici bagaj için ekstra ücret talep edilmektedir.) Eşli - çocuklu dahi olsa 20 kilo sınırı aşılamamakta ve fark ödenmesi gerekmektedir. Bu sebeple her kişi için 1 bagaj tavsiye edilir. El bagajları maksimum 7 kilo olmalıdır.
Vize ile ilgili önemli notlar;
T.C vatandaşları için vize uygulaması yoktur. Geziye katılabilmek için  seyahat bitiş tarihinden itibaren 6 ay geçerli pasaport yeterlidir. Pasaport geçerlilik süresini kontrol etmek misafirlerimizin sorumluluğundadır. Pasaport süresi bitmiş veya 6 aydan az kalmış yolcularımızın tura katılamaması veya ülkeye giriş yapamaması durumunda acentamız sorumlu tutulamaz.  Pasaport polisinin sizi ülkeye sokmama yetkisi vardır. Bu durumdan Acentamız sorumlu değildir, sorumluluk yolcuya aittir.
T.C. yeşil pasaportu ile seyahat edecek misafirlerimizin, eğer pasaportlarının alınış tarihi 10 yıldan eski ise; pasaportlarını yenilemeleri gereklidir. Aksi halde gidecekleri ülkeye kabul edilmeyebilirler ve/veya Türkiye'den havayolu firması tarafından uçuşları gerçekleştirilmeyebilir. Böyle bir durumda sorumluluk yolcuya aittir.
Yırtık, yıpranmış, ıslanmış ve/veya benzeri tahribat(lar)a uğramış pasaportlar nedeniyle ziyaret edilecek ülke sınır kapısında gümrük polisi ile sorun yaşanmaması adına ; anılan pasaportların yenilenmesi ve T.C. vatandaşlarına vize uygulayan bir ülke ise ilgili vizenin yeni pasaportta olması gerekmektedir. Aksi durumda sorumluluk yolcuya aittir.
BİLMENİZ GEREKENLER,
Tura Başlarken;
Değerli Misafirlerimiz Öncelikle Balkanlar Turunda firmamızı tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sizleri Program süresince faydalı olacağına inandığımız konularda bilgilendirmek istiyoruz.
YURT DIŞI ÇIKIŞ HARCI: Havalimanında katılımcılar tarafından maliye bakanlığı veznesinden 15 TL karşılığında alınacaktır.
BİLETLER: Biletleriniz Elektronik Bilet olup Kontuardaki havayolu görevlisine isminizi verdiğiniz takdirde tarafınıza uçuş kartınız verilecektir. Dış hat ise Uçuş saatinden en az 2 saat önce iç hat ise 1 saat önce havalimanında olmanız gerekmektedir.
PASAPORT VE DIGER EVRAKLARINIZ: Pasaportunu alamamış Katılımcılarımıza Pasaportları Havaalanında Görevlilerimiz tarafından takdim edilecektir. Pasaportunu firmamıza göndermeyen katılımcılar kimlikleri ile birlikte pasaportları yanında getirmek ve pasaport süresini kontrol etmekle yükümlüdür.
PARA BİRİMİ:Yolculuk öncesine yanınıza EURO almanız önerilir Yerel paraya çevrilmesi en masrafsız olan para birimidir.
(Kosova – Euro / Makedonya – Makedon Denarı, 1 Euro = 61,3 Denar / Arnavutluk – Lek, 1 Euro = 135 Lek / Karadağ – Euro / Bosna Hersek – Bosna Markı ( KM ), 1 Euro = 1,95 KM)
İNTERNET:İnternet paketi ve konuşma paketi alacak misafirlerimizin bu işlemlerini yurtdışına çıkmadan en geç havalimanında yapmasını tavsiye ederiz.
KIYAFET: Yürüyüşe uygun bir ayakkabı ve akşamların serin veya yağmurlu olma durumuna binaen ince bir yağmurluk bulundurunuz.  Tur esnasında kullanmak üzere seccade ve terlik almanız önemle rica ederiz.
SAĞLIK: Balkan ülkelerinde Türkiye'de bulunan her ilacı veya muadilini bulamayabilirsiniz. Bu nedenle varsa kullandığınız ilaçları reçeteniz ile birlikte yanınıza aldığınızdan emin olunuz. Ayrıca http://www.seyahatsagligi.gov.tr/ adresini incelemenizi tavsiye ederiz.
ELEKTRİK: Tur esnasında gezeceğimiz ülkelerde elektrik prizleri Türkiye ile aynıdır. Yinede Voltajı kontrol ediniz.
YOLCULUK SÜRESİNCE: Yolculuğunuzun en az zaman kaybı ile tamamlanabilmesi için grup liderinizin hareket saatleri konusundaki taleplerine özen göstermenizi rica ederiz. Her seyahatte olduğu gibi, kıymetli eşya ve paralarınızın otel kasalarında muhafaza edilmesini öneririz. Kişisel eşyalarınızda hasar, kayıp vs. türü oluşabilecek tüm üzücü olaylarda, grup liderinizin en kısa sürede haberdar edilmesini rica ederiz. Tüm uçuşlarda sigara içilmez. Her uçuştan sonra valiz etiketlerinizi kontrol ediniz. Şehirlerde telefon kartı ile telefon edebileceğiniz ankesörler mevcuttur. Konaklama yaptığımız otellere giriş esnasında otelin kartvizitini almanız tavsiye ederiz.
0 notes
cansenligim23 · 9 years
Photo
Tumblr media
ama dışlamak için..
85 notes · View notes
dramatik-buluntular · 7 years
Photo
Tumblr media
Hayatın şöleninden kovulmuşlar için oda müziği
yeni bir eskilik gelip yüzüme saklandı öylece oturdu orada bulutsu ve yerleşik bilmiyordu hüznü ilk kimin öğrettiğini ezici duygu ve aşırı ışık vardı odada merhaba dedim; ben bir tuğlayım!
başını yerden kaldırıp öteden kuşkuyla baktı kilit ustaları
lanetli şairler bölgesi; kritik ısı ve ölü kasaba
hıçkırıklarıyla ünlü bir sokaktan geçmektir-saf ben- kelimelerle arası iyi olan ölümsüz yürüyüşçü çocuklarını emziren ağaçlarlarla doludur yazı cenneti kimse çirkin değildir bir daha aşık olamayacak kadar mmerhaba dedi yeni misafire gülümseme taşıyıcısı
karşıdan el sallıyordu hileli boşluk başparmağımın yardımıyla itiraz ettim
pas caddesi; öyle kocaman bir sözcük ki!
bazı beyinlerin içi görünmez üniforma kusursuzdur uykunun serüveni sabırsız kalabalıklar sonsuz üretim sarhoşluğu zamanın alay ettiği çalar saatler kenti yüceltilmiş işçi mezarlığı dilsiz yüzler endüstrisi gözlerini göğe çevirmiş umutsuzlar şıkır şıkır işleyen büyülü çember bazı beyinlerin içi yumuşacıktır kulluktan böyle istiyor anlamsız tat-
yarı mutlu bir parantezin içinde hissetti kendini: -yüzünüz kuş müzesi!
aşkın düşmanlarından kaçıyordum dedi peşimde sahte adres, sahte yüz sahte mahkum ve sahte ses koca bir ağızdan akan duygusal ıssızlık bazı beyinlerin içi onarılmış tel örgüler böyle istiyor silgi tanrıları -dışarıda şüpheli bir otomobilin homurtusu ve kamyonla taşınan yara izleri- o yüzden saklandım dedi yüzündeki eski eve açığa çıktı derinin altındaki aşırı güzel imge hayatın şöleninden kovulmuşlar için oda müziği elleriyle düzeltti kapının yalnızlığını ellerinin içi görünmez valizler yurduydu
(10 Mayıs 2017)
5 notes · View notes
yurekbali · 7 years
Text
Tumblr media
“Özdemir Asaf” anısına... (11 Haziran 1923, Ankara - 28 Ocak 1981, İstanbul) 1950’li yıllarda başlayıp 60’lı yıllara kadar uzanan dönemde İstanbul’da, Halkevlerinde, liselerde, fakültelerde, tiyatrolarda  “Edebiyat Matineleri” isimli edebiyat etkinlikleri düzenlenirdi. Bu matinelerde şairler, yazarlar sırayla sahneye çıkar, şiirlerinden-öykülerinden seçtiklerini okurlar, fikirler beyan ederlerdi. Kalabalık bir dinleyici kitlesine sahip olan bu edebiyat etkinliklerinin en gözde simaları, o yılların iki genç şairi, Attilâ İlhan ve Özdemir Asaf’tı. İkisi de otuzlu yaşlarındaydı. Attilâ İlhan, siyah balıkçı yaka kazağıyla sahneye çıktığında salonda alkış yeri göğü inletirdi. Attilâ İlhan boyun atkısını arkaya atar, gözlerini kısarak son derece dramatik bir biçimde, kollarını sallayarak Pia’yı, Sisler Bulvarı’nı, Üçüncü Şahsın Şiiri’ni, Emperyal Oteli’ni okurdu. Özdemir Asaf’da sahneye adımını attığı anda yine kıyamet kopar, salon alkıştan inlerdi. Özdemir Asaf mikrofonun başına geçer, sessizce seyircileri süzmeye başlar, konuşacakmış gibi ağzını açardı ki, bir şey söylemez susardı. Salonda kahkahalar, alkışlar... Sonrasında ise teatral tavırlarıyla başlardı şiir... “Sana gitme demiyoğum, / ama gitme, Lavinia...” Ya da...  “Bütün ğenkleğ aynı hızla kiğleniyoğdu...” ‘R’leri telaffuz edememesine rağmen çok iyi bir diksiyonla şiir okurdu Özdemir Asaf. Ve bu şiir matinelerinde sürekli okuduğu, hep sona bıraktığı, en çok sevilen, en çok istenen şiiri ise “Lavinia”ydı. Sana gitme demeyeceğim, üşüyorsun ceketimi al, günün en güzel saatleri bunlar, yanımda kal... Sana gitme demeyeceğim, gene de sen bilirsin, yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, incinirsin... Sana gitme demeyeceğim, ama gitme, Lavinia! Adını gizleyeceğim, sen de bilme, Lavinia... _Özdemir Asaf, Lavinia Özdemir Asaf, 28 Ocak 1981 yılında 58 yaşında akciğer kanseri sonucu yaşamını yitirip, Aşiyan Mezarlığı'na defnedildikten sonra, Can Yücel şairin 'R'leri söyleyememesine ithafen “Cenaze Dönüşü” isimli şiiri yazar... Anlaşıldı bu R'lerin intikamı,  onlar yuttu Özdemir Asaf'ı.  _Can Yücel, Cenaze Dönüşü * * *  Seni bende, beni sende arayorlar, Beni senden, seni benden tanıyorlar, Bir birim gibiyiz tümünün gözünde, Yarım’larımızı bütün sanıyorlar. _Özdemir Asaf, Bir-Bir İnce, güzel ruhlu şairimiz Özdemir Asaf’ın anısına saygıyla, sevgiyle... _@yurekbali * * * _Görsel: Necati Abacı 
95 notes · View notes