Kusura bakmasın kimse daha öncede yazmıştım böyle sapık kişilerle asla ve kat'a işim olmaz paylaşacağım demiştim buyrun ,çok sinirleniyorum
Utanma arlanma haya eksik insanlarda ne cesaretle hadsizce takibe alıyorlar kadın erkek farketmiyor
Takip edeceğin sayfaları bellidir git oralarda ne şerefsizlik yapacaksan ne halt yiyeceksen oralarda takıl buradan sanada ekmek çıkmaz hadsiz seviyesiz ahlaksız rezil seni
Engelledim ve şikayet ettim
21 notes
·
View notes
Bana bak ahlaksız anonim. Buraya ayda bir kez giriyorum en fazla bir gün durup çıkıyorum, kendi kendine bişeyler afkurup duruyorsun, şimdiye kadar cevap yazmadım ama yeter. Terbiyesizliğin lüzumu yok, karnının ağrısı nedir onuda bilmem varsa diyecek sözün insan gibi açıktan yaz bende cevabını vereyim. Şerefsizlik yapma artık
8 notes
·
View notes
sonunda sabah olmuştu, herkes hazırladıkları çantaları ile aşağı inmişti, saat 04.30'da yola başlayacaklardı. tahminen 11 gibi orada olacaklardı. birden kapı çaldı. ash kapıya doğru yöneldi, 'sonunda gelmiş olmalı'.
kapıyı açtığında karşıdaki çocuğa sarıldı ve hoş geldin diyerek onu içeri aldı. herkes meraklı gözlerle onun kim olduğunu anlamaya çalışıyordu. ash yanındaki çocuğu tanıtmaya başladı. 'bu benim sınıftan bir arkadaşım, adı aeri veya andie ne demek istiyorsanız, bu gezileri falan çok iyi biliyor kendisi, gideceğimiz ormanı da aynı şekilde. o da bizimle gelecek, kabul ederseniz tabii.'
herkes onaylarcasına kafa salladı, tabii ki bir rehber çok iyi olacaktı. onu da aldıktan sonra bir karavan ile gitmeye karar verdiler. fakat sürücü bir başkası olacaktı.
'hoş geldiniz çocuklar, namhae pyeonbaek ormanına gidecekler siz olmalısınız. merak etmeyin karavanı orada size bırakacağım. ama dikkat edin olur mu?'
aeri oturduğu yerden kalktı. 'iyi de, sürücü olarak bay jaewoo'nun geleceği söylenmişti?'
'evlat jaewoo'nun şehir dışında acil bir işi çıktı, merak etmeyin bende güzelce sizi götürüp getirebilirim!' tuhaf bir gülümseme vermişti.
herkes sabah erken saatlerde olduğu için uyuyakalmıştı. saat 6'ya yaklaşıyordu. karavan birdenbire durdu. herkes ne olduğunu anlamaya çalışıp ayılmaya çalışıyordu. 'SÜRÜCÜ YOK!' ash'in bağırması ile herkes ayaklandı. ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. ıssız bir yerde durmuşlardı. sürücü kapısı açıktı fakat etrafta kimse görünmüyordu.
birkaç kişi karavandan inip dışarda bağırmaya başladı. 'abi! neredesin?!'
zolita, mavi'ye döndü 'çok üşüyorum bu böyle olmayacak, biz sürelim bari.'
mavi, 'e adam burada kalacak?'
zolita, 'herifi 10 dakikadır çağırıyoruz ama ortada yok, bizi getirdiği yere de bi bak. of.'
herkes toplandı, çalıştırmadan önce konuşmaya başladılar.
carlisle, 'ben haritadan bakabilirdim fakat internet burda çekmiyor, çok saçma!'
aeri, 'ben yolu biliyordum ama şu an uzun yola sapmışız ve bura hakkında hiçbir fikrim yok, üzgünüm.'
rudy, 'üzgün olmana gerek yok, herifin yaptığı tam bi şerefsizlik, halen de gelmiyor.'
soul, 'peki biz neyi bekliyoruz?'
aeri, 'durun.'
herkes kafasını aeri'ye çevirdi, ne diyeceğini merakla bekliyordu.
'şoförle konuşmuştum, hatırlıyor musunuz? ben o zaman bir şey gördüm ama sizi korkutmak için söylemek istemedim, yanlış görmüşümdür diye düşündüm.'
herkes daha da meraklanmıştı.
'o herifin ayakları tersti.'
herkes korkuyla birbirine bakıyordu, şaşırmış ve gerçekten korkmuşlardı.
suji, 'o yüzden hava açılmadan kayboldu. doğru ya...'
ryo, 'aeri şu senin diğer şoförü arar mısın?'
aeri, 'hemen.'
aeri telefonunu eline aldığı gibi aramaya çalıştı.
'alo, jaewoo ile mi görüşüyorum?'
karşı taraftan ağlamaklı bir ses geliyordu.
'bugün gece saatlerinde yatağında ölü bulundu. onu kaybettik.'
aeri telefonu kulağından çekip kapattı. aslında şehir dışında işi yokmuş, ölmüş.
herkes korkudan titriyor gibiydi. suji ayağa kalkıp karavanın başına geçti.
'uyuyun, daha çok yolumuz var, ash yan koltukta dur. uyuyacaksan yanımda uyu.'
herkes başını koyup uyumaya çalışıyordu yaşadığı şoklardan sonra. pek mümkün olmasa da suji'ye güvenebilirlerdi en azından.
saatler 12'yi gösteriyordu. 'kalkın!'.
suji'nin sesi ile herkes ayıkmıştı. yine kötü bir şey oldu sanıp paniğe kapılmışlardı. ama sonunda geldiklerini öğrendikten sonra hepsi bir güzel oh çekebilmişti. '1 saat yolu bulmaya çalıştım. fakat sonunda geldik. hadi malzemeleri indirelim ve çadırları kuralım.'
ash aşağı inerken 'bugün yemekler aeri'den!' bıkmış gibiydi. herkes el birliği ile çalışmaya başladı. çadırlar kuruluyor, bir yandan da kahvaltı hazırlanıyordu. herkes güle eğlene yapıyordu işini. şimdiden bazılarının kafası dağılmış gibiydi, bazıları da düşünüyordu.
10 notes
·
View notes
SANA NE..!
Günah da benim...
Sevap da...
Sana ne..!
Yedim mi yetim hakkı..
Yaptım mı şerefsizlik..
Çaldım mı..?
Çırptım mı..?
Ettim mi, kula kulluk..?
Sana ne..!
Benimle birlikte mi bekleyeceksin Araf'ta..?
Senin sırtına mı bineceğim köprüde..?
Sana ne..!
Konduysam daldan dala...
Girdiysem gönülden gönüle...
İçtiysem rakıyı, şarabı...
Bağladıysam geceyi, gündüze...
Sana ne..!
Tuttum mu kolundan seni...
Oturttum mu günah soframa...
Sana ne..!
Sen mi yanacaksın benim yerime...
Sen mi vereceksin hesabı...
Sana ne..!
Tamam...
Masum değilim...
Tamam...
Sen değilim...
Tamam...
Belki de deliyim...
Sana ne..!
Sor bakalım karıncaya...
Sor çiçeğe...
Sor kuşa...
İncitmiş miyim belini...
Koparmış mıyım dalını...
Kırmış mıyım kanadını..!
Sana ne..!
Sen mi doldurdun kadehimi..!
Sen mi verdin mezemi...
Sana ne..!
Arama girme Rabb'imle...
Girme...
Suç da benim...
Günah da...
Sana ne..!?
(Şevket Çorul)
77 notes
·
View notes
ŞEVKET ÇORUH
Marketlerde Alkol satışının yasaklanmasına ilişkin çok güzel yazı paylaşmış.
SANA NE!...
Günah da benim...
Sevap da...
Sana ne!..
Yedim mi yetim hakkı!..
Yaptım mı şerefsizlik!..
Çaldım mı?..
Çırptım mı?...
Etttim mi, kula kulluk?..
Sana ne!..
Benimle birlikte mi bekleyeceksin Araf'ta?..
Senin sırtına mı bineceğim köprüde?..
Sana ne!..
Konduysam daldan dala...
Girdiysem gönülden gönüle...
İçtiysem rakıyı, şarabı...
Bağladıysam geceyi, gündüze...
Sana ne!...
Tuttum mu kolundan seni...
Oturttum mu günah soframa...
Sana ne!..
Sen mi yanacaksın benim yerime!..
Sen mi vereceksin hesabı!..
Sana ne!..
Tamam...
Masum değilim...
Tamam...
Sen değilim...
Tamam...
Belki de deliyim...
Sana ne!..
Sor bakalım karıncaya...
Sor çiçeğe...
Sor kuşa...
İncitmiş miyim belini...
Koparmış mıyım dalını...
Kırmış mıyım kanadını!..
Sana ne!..
Sen mi doldurdun kadehimi!..
Sen mi verdin mezemi...
Sana ne!..
Arama girme Rab'bimle...
Girme...
Suç da benim...
Günah da...
Sana ne...
Şevket Çoruh
41 notes
·
View notes
Benim bazı paylaşımlarımdan rahatsız olan hassas duyarlı müslüman arkadaşlar bu gibi durumlardan rahatsız oluyorlar mı? Ya da kuran kurslarında kuran öğrenenen çocuklara kuran öğretenler tarafından tecavüz edildiğinde? Peki ya rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, kadına, çocuğa, hayvana tecavüz ve onlarca şerefsizlik yapıldığında? Yok dimi? evet kimseden ses yok çünkü onlar müslüman ama ben dine zarar veriyorum değil mi? o yüzden ben kötüyüm!
Kötü kalmaya devam edicem! siz iyi kalın, esen kalın. Hayırlı pazarlar.
24 notes
·
View notes