Tumgik
#1 Ocak 1959
Text
Küba Devriminin 64.yılı kutlu olsun✌️
Viva Cuba🇨🇺✌️
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
31 notes · View notes
aykutiltertr · 1 month
Video
youtube
Sürgünüm - Kibariye ✩ Ritim Karaoke (Hicaz Majör 8/8 Düyek Vahde Beste S...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/ueBLEHfY7r8 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Sürgünüm - Kibariye ✩ Ritim Karaoke (Hicaz Majör 8/8 Düyek Vahde Beste Sezgin Tellaloğlu) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI           :  SÜRGÜNÜM SÖZ GÜFTE       : SEZGİN TELLALOĞLU BESTE - MÜZİK : SEZGİN TELLALOĞLU USÜL                  :  8/8 DÜYEK - VAHDE MAKAM - DİZİ   : HİCAZ - MAJÖR ARANJÖR          : ? RİC KOVER DERİLİ ZİLLİ DEF ÇALIMI https://www.youtube.com/shorts/QvJzWAs1cvo                             ŞARKI SÖZÜ Şarkı Sözleri: Gönlümün sarayında Geceler zindan oldu Ayrılık gardiyanım Başımda bekler durur Hasretinle ağlamaktan Göz pınarlarım kurur Neden senden uzakta Sensizliğe sürgünüm Neden sızlar yüreğim Neden bende gülemem Bana gönül yasandan Af çıkar mı bilemem Kapalı kapılardan Çıkıp sana gelemem Neden senden uzakta Sensizlige sürgünüm Neden senden uzakta Sensizliğe sürgünüm Gurbet elde günlerim Geçiyor birer birer Ne kadar mutluydum El eleyken beraber Artık senden sılaya Gelmiyor hiçbir haber Neden senden uzakta Sensizliğe sürgünüm Kibariye Doğum Bahriye Tokmak 10 Ağustos 1960 (63 yaşında) Akhisar, Manisa, Türkiye Tarzlar Arabesk müzik Meslekler Şarkıcı Etkin yıllar 1974-günümüz Bahriye Tokmak sahne adıyla Kibariye (10 Ağustos 1960, Manisa), Roman asıllı Türk Arabesk-pop müzik şarkıcısı. Yaşamı İlk yılları Asıl adı Bahriye Tokmak olan Kibariye, 10 Ağustos 1960 yılında Çingene kökenli[1] Doğan ve Makbule Tokmak çiftinin ilk çocuğu olarak Manisa'nın Akhisar ilçesi Kapaklı köyünde doğdu.[2] Kibariye doğduğunda annesi ile babası henüz evlenmemiş ve bu nedenle nüfus kayıtlarına doğum tarihi daha sonra 1959 olarak geçti. 1981'de kayıtlardaki doğum tarihinin düzeltilmesi için mahkemeye başvurdu ve 1960 olarak değiştirildi.[3] Ailede daha sonra 8 kardeşi oldu. Ailesi pamuk ve tütün toplayıcılığı ile geçinmekteydi. Ailesinin geçim sıkıntısı nedeniyle hiç okula gitmedi. İlk olarak Akhisar'da bir gazinoda sahne aldı. Kısa süre sonra aynı gazinoda çalışan bir arkadaşının aracı olmasıyla 1974'te İzmir'deki bir pavyona sahne almak için gitti. Ancak pavyon sahipleri Kibariye'nin sesini dinlemeden, fiziğine bakarak Kibariye'yi işe almadı. İki yıl sonra yine aynı "Çağlayan Saz"a gitti ve bu kez pavyon sahibiyle anlaşarak sahne aldı ve 150 lira aldı. Diskografi Stüdyo albümleri Yıl Albüm adı Yapımcı Bilgiler 1978 Kibariye Kervan Plak 1981 Kim Bilir Süper Atlas Plak 1982 Aşkın Adresi / İyimserim Gelin Ağıtı 1983 Hayat Merdiveni 1985 İşte Kibariye Sembol Plak 1986 Kibariye Işık Plak 1987 Sevmenin Bedeli Sembol Plak 1988 Avustralya Konseri Öztürk Plak Konser albümü 1989 Arabesk'in Sultanı Bayşu Müzik En Büyük Kibariye 1990 Şarkılara Hayat Veren 1991 Aşkın Sesi 1 Numara Kibariye 1992 Bir Tutkudur Kibariye 1993 İşte Ses, İşte Yorum 1994 Kibariye Fırtınası Makro Müzik 1995 Kül Kedisi Tempa Foneks Kibariye'den Unutulmayanlar Bayşu Müzik 1996 Karakışlar Banko Prodüksiyon 1998 Bir Duygudur Kibariye Prestij Müzik 2000 Boyun Eğmem 2001 Yeniden 2003 Ben Ayakta Ağlarım Dokuz Sekiz Müzik 2006 Gülümse Kaderine Avrupa Müzik 2008 Anlayamazsın 2010 4 Mevsim 2014 Gülü Soldurmam Filmografisi 1981: Kimbilir 1986: Hayat Merdiveni 1987: Şen Sulukule 2000: Hayatım Roman 2002: Reyting Hamdi 2005: Çeşm-i Bülbül 2005: Hababam Sınıfı Üç Buçuk 2023: Arka Sokaklar Dış bağlantılar Resmî site SinemaTürk'te Kibariye Spotify'da Kibariye 13 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Otorite kontrolü Bunu Vikiveri'de düzenleyin GND: 134768345MusicBrainz: c5300d54-6d2f-4b03-8d16-c8c350597660VIAF: 79769890 Kategori: 1960 doğumlularAkhisar doğumlularTürk arabesk şarkıcılarıKibariyeTürkiye ÇingeneleriKral TV Video Müzik Ödülü sahipleriPrestij Müzik sanatçılarıDokuz Sekiz Müzik sanatçılarıAvrupa Müzik sanatçılarıArabesk-popYaşayan insanlarUzelli Müzik sanatçıları1980'lerin şarkıcıları1990'ların şarkıcıları2000'lerin şarkıcıları2010'ların şarkıcıları2020'lerin şarkıcıları20. yüzyılda Türk kadın şarkıcılar21. yüzyılda Türk kadın şarkıcılar
0 notes
haytaogluyunus · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media
ANMA:
12 MART (1997) BUGÜN
TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN BÜYÜK İSİMLERİNDEN, DAVASI İÇİN
KENDİNİ UNUTAN ADAM
GALİP ERDEM'İN
VEFATININ YIL DÖNÜMÜ. ESERLERİNİ, YAZILARINI ZEVKLE OKUDUĞUM GALİP AĞABEYİME ALLAH'TAN RAHMET DİLİYOR, SAYGIYLA ANIYORUM.
HAYATINI ANLATAN YAZI AŞAĞIDA
GALİP ERDEM
(d.10 Mart 1930, Fındıklı, Rize) – (ö.12 Mart 1997),
TÜRK MİLLİYETÇİSİ-YAZAR
Galip Erdem, Fındıklı ilçesinde "Ofluoğlu", adı ile tanınan bir aileye mensuptur. Babası, Rasim Bey, annesi ise Zekiye Hanımdır. Ailenin tek çocuğu olan Galip Erdem, İlkokulu Fındıklı 11 Mart ilkokulunda bitirdi. Babasının memuriyeti dolayısıyla, ortaokulu Bitlis ve Siirt gibi farklı illerde tamamladı. Babası Rasim Erdem Narman nahiye müdürlüğüne tâyin edilince, Galip Erdem de Erzurum da lise tahsiline başladı ve 1949 yılında bu liseden mezun oldu.
8 Kasım 1951'de yedeksubay olarak askerlik görevine başlayan Galip Erdem, 31 Ekim 1952'de teğmen rütbesiyle bu görevini tamamladı. 27 Nisan 1953 tarihinde PTT Genel Müdürlüğü Ankara Yenişehir Merkezi'nde ilk memuriyetine adımını atan Erdem, 7 Temmuz 1954 tarihinde memuriyetten istifa etti ve Maliye Bakanlığı Milli Emlâk Genel Müdürlüğünde tekrar memuriyete başladı. 6 Ocak 1955 tarihinde bu görevinden de ayrıldı ve daha sonra da İETT idaresinde takip memuru olarak işe başladı. Ertesi yıl bu görevinden de ayrılarak GlMA TAŞ'ne girdi. Buradaki çalışması da 16 ay kadar sürdü. Bu arada Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu.
Galip Erdem, Demokrat Parti'nin son dönemlerinde, 23 Kasım 1959'da Bayındırlık Bakanlığı'nda kısa süre Tevfik İleri'nin müşavirliğini yaptı.
1 Ağustos 1961'de Tercüman Gazetesi 'inde "Tercüman" imzasıyla ilk fıkrasını yazdı. 1 Ocak.1962'de Yeni İstanbul Gazetesinde fıkra yazarlığına devam etti.
10 Mart 1965'te günlük siyasi Zafer Gazetesinde fıkra yazarlığını devam ettiren Galip Erdem, daha sonra Sabah Gazetesi 'nde yazmaya başladı.
1 Temmuz 1966 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Müdürlüğü'ne müşavir oldu, 2 Nisan 1969 tarihinde tekrar fıkra yazarlığına başladı ve "Bizim Anadolu" Gazetesindeki bu çalışması, 31 Aralık 1969'a kadar devam etti.
Şubat 1971'de MHP fikriyatını savunacak yeni bir gazetenin finansmanına destek temini çalışmalarında bulunmak üzere Almanya'ya gitti. Bu vesile ile Almanya'nın birçok kentinde yapılan toplantılarda konferanslar verdi. 12 Mart 1971 muhtırası ile birlikte çalışmalarını yarıda bırakan ekiple Türkiye'ye dönen Galip Erdem, Devlet (Dergi) 'sinde bu seyahate ait notlarını "Biz Evropadayken" başlığı altında dizi halinde yayınladı.
Galip Erdem, 31 Aralık 1969'da Başbakanlık Plân ve Prensipler Dairesinde danışman olarak başladığı görevini istifaen ayrıldığı 30 Haziran 1973 tarihine kadar sürdürdü.
Galip Erdem, 1 Şubat 1974 te Ortadoğu Gazetesi 'nde tekrar fıkra yazarlığına başladı. 10 Eylül 1975'te Başbakanlık Müşaviri oldu ve 22 Temmuz 1981 tarihinde Turizm ve Tanıtma Bakanlığı nda Genel Müdürlük Müşavirliği görevi sırasında emekli oldu ve serbest avukatlığa başladı. Mamak'ta görülmekte olan ünlü MHP ve TÜRK MİLLİYETÇİSİ ÜLKÜCÜ Kuruluşlar Dâvasının avukatlığını üstlendi.
1987'de Meray'da (Merzifon Yağlı Tohumlar A.Ş) yönetim kurulu üyeliği, Konya Şeker Fabrikasında denetçilik görevinde bulundu. 1987 yılında Sosyal Güvenlik Eğitim Vakfı Başkanlığı görevinde bulundu.
15 Ağustos 1989'da Namık Kemal Zeybek 'in bakanlığı döneminde Kültür Bakanlığı APK Başkanlığı'nda uzman olarak görev yaptı. 12 Mart 1997'de Çarşamba gecesi saat 22.10 da Ankara Gazi Hastahanesi'nde vefat etti. Cenazesi Cebeci Asri Mezarlığına defnedildi.
• Galip Erdem 1966'da evlendi ve 1974'te boşandı. Galip Erdem'in bu evlilikten 1969 doğumlu Bilge Erdem adında bir kızı vardır.
• Galip Erdem, Karakedi (1950). Tercüman (1960). Ölçü (1960) Son Havadis (1961), Yeni İstanbul (1962-1963). Düşünen Adam (1962) Sabah (1965), Zafer (1966), Devlet (Dergi) (1969), Töre (1971), Bozkurt (1974), Ortadoğu/(1974), Her gün (1978), Ocak (1978), Yeni Sözcü (1981), Bakış (1981), gazete ve dergilerinde köşe yazıları, fıkra ve makaleler kaleme aldı.
• Milliyetçi Hareket Partisi doğrultusunda yayın yapacak bir gazeteye finansman sağlamak için; Hasan Sami Bolak, İbrahim Metin ve Nihat Yazar'dan oluşan ekibin başında, Şubat 1971'de Batı Almanya'ya gitti. 12 Mart muhtırası üzerine,4 aylık bu programı tamamlayamadan dönen ekip, yeterli finansmanı sağlayamadığından MHP adına müstakil bir gazetenin yayınlanması fikri de suya düşmüş oldu.
• 1958-1960 yıllarındaki Türk Ocakları Merkez Heyetinin yayın organı Türk Yurdu Dergisinin Genel Yayın Müdürlüğü görevinde bulundu.
• 6 - 7 Eylül olayları (1955) sırasında, Topkapı - Çapa dolmuşunda iken sebepsiz yere içindekilerle birlikte Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen Galip Erdem, 45 gün Selimiye Kışlası 'nda gözaltında tutuldu ve daha, sonra suçsuz olduğu anlaşılarak serbest bırakıldı. Bu süre içerisinde 54 kilodan 39 kiloya düştü..
Galip Erdem'in ilk yazısı "Beşsanat" adlı bir dergide yayınlandı. 1948 de yayınlanan şiirinin adı ise "Bayrak" tır.
• TÜRK MİLLİYETÇİSİ ÜLKÜCÜ nün Çilesi (1975)
• Sosyalizm ve Milliyetçilik Üzerine Mektuplar (1975)
• Suçlamalar (iki cilt) (1975-1976) Mektuplar (1984)
• Galip Erdem'in kitap haline gelmemiş yüzlerce yazısı bulunmaktadır. Ayrıca yayınlanmamış elliye yakın şiiri vardır.
• Galip Erdem'in yazılarında kullandığı takma adların bazıları: Bilge Erdem, İlteriş Metin, Elif Bilge, Murat Bilge, Mehmet Rasim, Aptali.
0 notes
Text
Tumblr media
Spiker: Burası İsyan Radyosu, yayınımızı Santiago de Cuba’nın girişinden yapıyoruz, 26 Temmuz Hareketi ve İsyan Ordusu adına konuşuyoruz.
Küba halkı, başımızdaki zalim ülkeyi terk etti, etrafındaki katilleri İsyan Ordusu’nun karşı konulamayan ilerleyişi karşısında kaçmak zorunda kaldı, eskiden zalim diktatörü destekleyen aynı kişiler, bugün onun yerini almaya çalışıyorlar.
Bunlar, askerî cunta ile iktidarı ele geçirdiler. Şimdi halkımız, her zamankinden daha fazla tetikte olmalı, devrimle omuz omuza hareket etmeli, talimatlar yayınlanır yayınlanmaz devrimci bir genel grev ilân etmek için gerekli hazırlıkları yapmalı.
Asla askerî cuntadan yana olmayacağız!
Çok kısa bir süre içerisinde devrimin lideri ve İsyan Ordusu’nun başkomutanı Küba halkına seslenecek ve önemli açıklamalarda bulunacak.
Havana’daki tüm radyolar ayarlansın, İsyan Radyosu’ndaki yayın dinlensin.
İsyan Ordusu ve 26 Temmuz Hareketi bu sürece göre hareket edecektir.
Kimse devrimi çalamayacak. Şuan devrim her zamankinden daha güçlüdür.
Fidel Castro konuşacak, lütfen radyonuzun başından ayrılmayın.
Spiker: Burası İsyan Radyosu, Santiago de Cuba’nın girişinden yapıyoruz yayınımızı. Dikkat! Burası çok önemli, Küba Devrimi’nin lideri Dr. Fidel Castro Ruz, çok önemli bir açıklama yapmak için mikrofonumuzun başına geçecek.
Küba halkı, şuan konuşan Dr. Fidel Castro’dur.
Binbaşı Fidel Castro: İsyan Ordusu’nun tüm binbaşılarına ve halkımıza talimatımdır.
Başkentten ne tür haberler geliyor olursa olsun askerlerimiz ateş kesmeyecek, ne olursa olsun parmaklar tetikte olacak. Güçlerimiz, savaşın her cephesinde düşmana karşı yürüttüğü operasyonlara devam edecek. Ateşkesi ancak garnizonlar teslim olmak istediklerinde kabul edebiliriz.
Görünüşe göre şuan başkentte bir darbe gerçekleşiyor. Darbeyle bağlantılı olaylar, İsyan Ordusu’nun bilgisi dâhilinde değil. Halk tetikte olmalı ve sadece Genel Komutanlık’ın talimatlarına göre hareket etmeli.
Son birkaç haftadır aldığı ezici mağlubiyetler sonucu diktatörlük tuzla buz olmuşsa da bu, devrimin muzaffer olduğu anlamına gelmiyor.
Askerî operasyonlar, hiçbir değişiklik yapılmaksızın devam edecek, Genel Komutanlık aksi yönde bir talimat vermiş değil. Operasyonların durdurulması talimatı, ancak devrimci liderliğe karşı ayaklanmış askerî unsurların teslim olmaları durumunda verilecektir. Devrime evet, askerî darbeye hayır!
Halka sırtını dönmüş bir askerî darbeye de devrime de hayır. Böylesi bir darbe ve devrim, sadece savaşın uzamasına hizmet eder.
Batista ve tüm o suçlu büyük başların kaçmasına yardım eden askerî darbeye hayır, böylesi bir darbe, sadece savaşın uzamasına hizmet eder.
Batista’yla işbirliği içerisindeki bir askerî darbeye hayır! Böylesi bir darbe, sadece savaşın uzamasına hizmet eder.
Zaferin halkın elinden çalınmasına hayır! Böylesi bir darbe, sadece savaşın halkın nihai zaferine dek uzamasına hizmet eder. Yedi yıllık mücadelenin ardından halkın demokratik zaferi tamama erdirilmeli, böylelikle vatanımız, 10 Mart’ı bir daha yaşamamalıdır.
Kimsenin kafası karışmasın, kimse yanlış bir yola girmesin. Bugünün parolası “tetikte kalmak”tır.
Halkımız, bilhassa cumhuriyetimizin tüm işçileri İsyan Radyosu ile bağını kopartmamalı, talimat gelir gelmez genel grev ilân etmek için her bir işyerinde gerekli hazırlıkları yapmalı, gerektiğinde karşı-devrimci darbe girişimlerini önlemelidir.
Halkımız ve İsyan Ordusu, birliğini her zamankinden daha fazla kaim kılmalı, sağlam durmalı, böylelikle uğruna çok kan kaybettiği zaferi muhafaza edebilmelidir.
Spiker: Burası İsyan Radyosu, yayınımızı Santiago de Cuba girişinden yapıyoruz. Şuan İsyan Radyosu’nun mikrofonunun başında başkomutanımız Dr. Fidel Castro bulunuyor. Kendisi Santiago de Cuba halkına önemli açıklamalar yapıyor.
Dr. Fidel Castro.
Binbaşı Fidel Castro: Santiago halkı, Santiago de Cuba garnizonu, güçlerimiz tarafından kuşatıldı. Bugün akşam saat altıda silâhlarını bırakmazlarsa, askerlerimiz şehre girecek ve düşmanın tüm mevzilerini dümdüz edecek.
Bugün akşam saat altı itibarıyla şehirde her türlü hava ve deniz aracı ile seyahat yasaklanacaktır.
Birçok genç evladımızı katleden çeteler elimizden kurtulamayacak. Batista ve büyük başları ise geçen akşamki hain darbeye öncülük eden subayların işbirliğiyle kaçtı.
Santiago halkı, henüz özgür değilsiniz. Yedi yıldır size zulmedenler, yüzlerce evladınızı katledenler, hâlen daha sokaklarınızda rahatça dolaşıyorlar. Savaş henüz bitmedi, zira katiller hâlen daha silâhlı.
Darbeci askerler, isyancıların Santiago de Cuba’ya girmesine mani olmaya çalışıyorlar. Diğer şehirleri ele geçirdiğimiz için savaşçılarımızın cesaretiyle bu şehre girmemize yasak getirmeye çalışıyorlar. Vatanımızı özgürleştirenlerin Santiago de Cuba’ya girişine mani olmak için uğraşıyorlar. 1895’deki bağımsızlık savaşımızda yaşananlar bu sefer yaşanmayacak, kurtuluş savaşının o gerillaları, Mambiler, bu kez Santiago de Cuba’ya girecek!
Santiago halkı, özgür olacaksınız, çünkü siz özgürlüğü diğer şehirlerden daha fazla hak ediyorsunuz, çünkü zulmü savunanların sokaklarınızda dolaştığını görmek, size yapılmış bir hakaret.
Santiago de Cuba, sizin desteğinize güveniyoruz!
Bugün öğleden sonra üçte tüm şehir durmalı. Herkes çalışmayı bırakmalı, şehri kurtarmak için dövüşen savaşçılarla dayanışma içinde olunmalı. Sadece elektrik santrali çalışmalı ki halk radyodan talimatlarımızı alabilsin.
Santiago halkı, tekrar ediyoruz: Özgür olacaksınız, çünkü siz özgür olmayı hak etiniz, çünkü devrimcilerin kanına bulanmış çizmeleriyle o zalim diktatörün askerlerinin hakkı değil sizin sokaklarınızı arşınlamak.
1 Ocak 1959
8 notes · View notes
pekdasuna · 5 years
Photo
Tumblr media
#Küba Devrimi 61 yaşında Küba devrimi 1 Ocak 1959’da gerçekleşti.Her 1 Ocak Küba’dır, Küba yeni bir yıldır. Küba devrimi yola sosyalist olarak çıkmadı Devrimi gerçekleştiren ve Castro’nun da içinde yer aldığı oluşum 26 Temmuz Hareketi olarak tarihe geçti. Kübalı komünistlerin fikirleri, bu gezegen üzerinde, insanoğlunun ihtiyacı olan maddi ve kültürel ürünlerin onurlu bir biçimde ve çok çalışarak yaratılabileceğinin kanıtı olarak kalacaktır. #fidelcastro #devrim #komünist https://www.instagram.com/p/B6yQ75CJjuP/?igshid=v235042cch8i
10 notes · View notes
sonmuzik · 2 years
Text
The Beatles Kimdir
Tumblr media
The Beatles Kimdir?
Hamburg’ta geçen yıllar sonrası Liverpol’a döndüklerinde grubun 1967’de ölene dek menajeri olacak Brian Epstein ile karşılaşırlar. Kendisi grubun EMI’den plak yapması için George Martin ile temas kuran kişidir. Tuba Büyüküstün Kimdir? Martin ise grubun bir albümü hariç tüm albümlerinin prodüktörü olacaktır. İlk teklileri "Love Me Do" 1962 sonlarında İngiltere’de başarı kazanır. Grubun gelen yılda başlayan turneleri de "Beatlemania" olarak adlandırılan çılgınlığı başlatacaktır. "I Want to Hold Your Hand" parçaları 1963 sonlarında Amerika’da başarı kazanır ve bu gruba uluslararası popülarite kazandırır. Hızla gelen başarıları sırasında kraliçe tarafında her birisine Sir ünvanı verilir. 1966’da grup John Lennon’un bir Amerikan dergisine Hristiyanlıkla ilgili yaptığı açıklamalar sebebiyle Amerika’da neredeyse aforoza uğrar ve sonucunda artık turne yapmamaya karar verirler. Bunun yerine stüdyo çalışmalarına odaklanırlar. 1967’de Maharishi Mahesh Yogi ile tanışırlar ve aynı yıl menajerleri Epstien aşırı dozda ilaç kullanımından ölür. Grup Hindistan’a gidip orada Maharishi ile meditasyon çalışmaları yaparlar. 1968’de ise grup içi çekişmeler ve anlaşmazlıklar başlar ve bu 1970’te grubun dağılışıyla sonlanır. Grup Formasyonu:Mart 1957’de John Lennon The Quarrymen grubunu kurar, aynı yıl Temmuz’da Paul McCartney ile tanışır ve gruba gitarist olarak katılmasında anlaşırlar. McCartney Şubat 1958’de gruba George Harrison solo gitarist olarak davet eder. Grubun davulcusu Colin Hanton 1959’da ayrılır ve yerine uygun müzisyen bulmakta zorlanırlar. Stuart Sutcliffe gruba 1960’ta basçı olarak katılır. Yıl boyunca grup isminde değişiklikler yaparlar. Sutcliffe "The Beetles"ı Buddy Holly & The Crickets anısına öneriri ve 1960’ın ilk aylarında, "The Beatals" olarak anılırlar. Sonrasında diğer isim değişiklikleri bunu takip eder "Johnny and the Moondogs", "Long John and The Beetles" & "The Silver Beatles". Sonunda grup Ağustos 1960’da "The Beatles" adını alır. Sürekli bir davulcuları olmaması halen bir sorundur. 1960: Grup Hamburg’ta iken davulcu Pete Best ile anlaşır Ağustos 1960’ta ve onu kiraladıktan 4 gün sonra Hamburg’u terk ederler ve 48 gecelik show için Bruno Koschmider kontrat yaparlar Grup Indra Gclub’ta çalarken, Koschmider Ekim’de Kaiserkeller gider ve sonrasında kulüp aşırı ses şikayetleri ile kapanır. Lennon Aralık ortasında Liverpool’a döner. Sutcliffe ise Alman nişanlısı Astrid Kirchherr ile Hamburg kalır ve grubun kalanı 17 Aralık 1960’da Liverpool'da Casbah Coffee Club ‘ta Sutcliffe yerine Chas Newby ile sahne alır 1961 – 1962: Grup 1961-62’de zaman zaman Hamburg’ta sahne alır ama bu arada Liverpool’da da oldukça popülerdirler, orada The Cavern Club’ta sahne almaktadırlar ve Brian Epstein ilk kez onları orada dinler. Hamburg’ta sahne alırken şarkıcı Tony Sheridan‘ın grubu olarak Alman Polydor plak firmasında çeşitli kayıtlar yaparlar. Prodüktör Bert Kaempfer grupla 22 Haziran 1961’deki ilk kayıtta kontrat yapar. 31 Ekim’de tekli My Bonnie Alman listelerine girer, grup Almanya’dan Liverpool’a döndüğünde Sutcliffe Almanya’da kalınca McCartney gitardan basa geçer. The Beatles, Epstein ile 24 Ocak 1962’de 5 yıllık bir kontrat imzalar ve Kaempfert onların Polydor’dan ayrılmasına izin verir. Epstein EMI menajerlerinden Ron White ile görüşür ama o sırada EMI gruba plak yapmayı reddeder. Epstein HMY’ ye giderek grubun DECCA’da kaydedilen kayıtlarını bastırmak ister ve bu arada George Martin ile karşılaşır ve 1 yıl sonunda yenilemeli olarak EMI Parlophone ile kontrat yapar. İlk kayıtlar sonrası Martin Best’in davul performansı için şikayette bulunur ve grubun stüdyo davulcusu kullanmasını önerir. Grup bunu öğrenince Best’ in ayrılmasını ister ve 16 Ağustos 1962’de bu gerçekleşir, yerine Ringo Star gelir. Gruba katıldıktan sonra 4 Eylül 1962’deki ikinci kayıtlara girer. Martin’in kiraladığı davulcu Andy White sadece "Love Me Do" & "P.S. I Love You"da kayıtlarda çalar. "Love Me Do" Mayıs 1964’te Amerika single listelerinde en üste yerleşir ve 1962’de grubun İngiltere’deki ilk top 20 hiti olur. 26 Kasım 1962’de grup ikinci teklileri(45'lik) "Please Please Me" çıkarır. 1963: "Love Me Do"nun 1962’de İngiltere’de liste başarısını takiben grubun ikinci teklisi "Please Please Me" büyük ilgiyle karşılanır ve iki numaraya çıkar. Onu "From Me to You" izler ve bugüne dek kırılamamış 17 hafta 1 numara olan tekli rekoru bununla başlar.. 1963’te iki albüm gelir.. Please Please Me 30 hafta 1 numarada kalır ve yerini ikinci albüm With The Beatles ile değiştirir ki o da 24 hafta 1 numarada kalacaktır. 1963 ile 1970 arasında grubun 13 albümünün 11 hafta bir numara olacaktır İngiltere’de. 1963’te grup 4 kez İngiltere’de tur düzenler ve her yerde inanılmaz kalabalıklar toplar öyle ki kimi zaman polis kalabalıkları tazyikli su ile kontrol etmek zorunda kalır. Amerika’da ilk teklilerinin Capitol Records tarafından yayınlanması gecikir ki bu firmada EMI’ye aittir. Firma ayrıca "Please Please Me" ya da "From Me to You”yu yayımlamak istemez. Aralık 1963’te sonunda firma "I Want to Hold Your Hand" ı yayınlarlar. 1964: 7 Şubat 1964’te grup ilk Amerika turnesine Heathrow hava limanında dört bin hayranı tarafından uğurlanarak çıkar. "I Want to Hold Your Hand" Amerika’da 2,6 milyon kopya satmıştır önceki iki hafta içinde, ama grup halen orada nasıl karşılanacakları hakkında gergindir. John F. Kennedy hava limanına vardıklarında da yine onları üç bin kişilik büyük bir hayran kitlesi karşılar. Vardıktan 2 gün sonra, canlı yayınlanmakta olan The Ed Sullivan Show programına katılırlar ve yaklaşıl 74 milyon Amerikalı ( o zaman ki nüfusun yarısı) tarafından izlenirler. İlk konserlerini Washington Coliseum verirler ertesi gün grup ikinci kez The Ed Sullivan Show’a katılır ve 22 Şubat 1964’te İngiltere’ye dönerler. 4-30 Haziran 1964 arası Danimarka,İsveç, Hong Kong, Avustralya ve Yeni Zelanda’da sahne alırlar. Ağustos’ta Amerika’ya geri dönerler ve 23 kentte 30 konser verirler. İngiltere’ye dönmeden evvel ünlü şarkıcı Bob Dylan ile de tanışırlar. Bu müzikleri ve şarkı sözleri üzerinde büyük etki gösterecektir. Bu görüşmeden 6 ay sonra Dylan gruba 5 parçalarında yardımcı olacak folk müzik ile rock müzik arasında grup köprü oluşturan çalışmalara başlayacak ve onların gelişen tarzıyla dinleyici kitleleri de büyümeye başlayacaktır. Grubun üçüncü ve dördüncü albümleri, A Hard Day's Night & Beatles for Sale, 1964’te yayımlanır. United Artists Records, Capitol Records yerine Amerika’da albümleri basar, oluşan başarı grubun film kanadını da harekete geçirir ve ilk film, A Hard Day's Night’ın galası Londra’da Temmuz ve New York’ta Ağustos 1964’te yapılır ve büyük başarı sağlar 1965: Haziran 1965’te, kraliçe 2.Elizabeth 4 Beatles üyesini Sir ünvanıyla onurlandırır ve ünvanlar başbakan Harold Wilson tarafından verilir. 15 Ağustos 1965’te grup üçüncü Amerika turuna başlar ve tarihteki ilk mega stat konserini verir, New York Shea Stadyumunda. Konseri 56.000 kişi izler. Diğer Amerikan kentlerindeki 9 başarılı konser sonrası turun sonuna doğru Elvis Presley ile tanıştırılırlar ki sanatçının grubun ilk günlerinden beri müziklerinde etkisi büyüktür. Presley’in isteğiyle oturma odasında gitarlar kurulur ve 1 saat beraber müzik yapıp sonrasında müzik piyasası hakkında konuşurlar. Grup ufak Vox marka amplifikatörler sahnede kullanmaktaydı çığlık atan hayranlarının sesi ile baş etmek için ve 1965 sonlarında grup ne kendilerinin ne de hayranlarının konserlerdeki gürültü sebebiyle performanslarının detaylarını duyamadığını kabullenmiştir.Ağustos 1965’te beşinci albümleri Help! Yayımlanır ve ardından da aynı isimle ikinci sinema filmleri gelir. Aralık başlarında ise altıncı albümleri Rubber Soul yayımlanır albümde grubun müziğinde oluşmakta olan gelişme ve komplikelik gözükmektedir ve albüm bugün dahi Allmusic tarafından klasik folk&rock albümlerden biri olarak kabul edilmektedir. 2003’te Rolling Stone dergisi tüm zamanların en önemli 500 albümü listesinde bu albümü beşinci sıraya koymuştur. 1966: Temmuz 1966’da grup Filipinlere tura gider. Orada Imelda Marcos grubu başkanlık sarayında kahvaltıya almak ister. Davet gelince Epstein tarafından grup adına kibar şekilde reddedilir, çünkü bu tarz resmi davetlerde bulunmamaktadırlar. Sonucunda çıkan olaylar sonucu grup ülkeden güçlükle kaçmak zorunda kalır. Döndüklerinde muhafazakar ve dindar kesimden gelen antipatik fikirlerle karşılaşırlar sebebi ise Lennon’un yıl içinde yaptığı bir açıklamada “ artık Hıristiyanlık ölüyor ve Beatles şimdi İsa’ dan daha popüler “ demesidir. Haziran 1966’da, Capitol Records Yesterday and Today adı ile İngiliz versiyonu Help!, Rubber Soul ve Revolerv dan alınan tekli ve parçalardan oluşan toplama albümü yayımlar. 1966 Ağustos’un da yayımlanan Revolver albümü grup elemanlarının kişiliklerinin müziklerine yansıdığı bir albümdür ve pek çok açıdan geçmiş ile bir kırılma noktasıdır. Kapağı grubun Hamburg günlerinden tanıdığı Klaus Voorman tarafından tasarlanmıştır. Revolver klasik yalılardan psychedelic rock ‘a dek geniş bir müzikal repertuar içermektedir. Albümün yayımlandığı ay grup son ticari konserini Candlestick Park San Fransisco’da verir ve grubun 4 yıllık tur ve konser periyodu son bulur. Kasım’da kariyerlerinin daha çok stüdyo yılları olarak tanımlandığı ve Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band kaydıyla başlayan kısmı başlar. 1967: Sgt. Pepper Şubat’ta çıkan teklileri "Strawberry Fields Forever" takiben, Haziran 1967’de yayımlanır. Yaklaşık 700 saatlik stüdyo çalışması sonucunda çok komplike bir albüm ortaya çıkar. Beach Boys’ un lideri Brian Wilson "Strawberry Fields Forever"ı duyduktan sonra artık The Beatles ile rekabet etmeyeceklerini açıklar. Bu albüm Rolling Stone dergisinin tüm zamanların en büyük 500 albümü listesinde 1 numaradadır. Albümün yayımlandığı ay grup "All You Need Is Love" adlı parçalarını ilk global TV yayını olan Our World‘te seslendirir ve Ağustos 1967’de, The Beatles Maharishi Mahesh Yogi ile ilk kez karşılaşır Grup Bangor’ da Maharishi ile meditasyondayken Epstein’ın asistanı Peter Brown grubu arayarak Epstein’ın ölümünü haber verir. Lenon daha sonraları Epstein’ın ölümünün grubun sonunu başlangıcı olduğunu söyleyecektir. 1967-68 kışında, grup İngiliz basınında ilk kez negatif tepkiler alır TV filmleri Magical Mystery Tour TV hakkında 1968: Grup Epstein sonrası guru'ları olarak Maharishi Mahesh Yogi döner ve Hindistan’da 3 ay geçirirler. Her ne kadar Ringo Starr 10 gün sonra İngiltere’ye dönse de geri kalanlar orada kalır ki bu en yaratıcı periyodlarından biri olacaktır. Şubat, Mart ve Nisan 1968’de düzinelerce parça bestelerler ki bunların otuzu yeni albümleri The Beatles ( çoğunlukla The White Album diye bilinir) kullanılacaktır. Hindistan’dan dönüşte, grup Apple Corps firmasını kurar ki bunu Epstein’da planlamıştı. Magical Mystery Tour, Amerika’da albüm olarak çıkar ve grubun popülerliğini tekrar kanıtlar. The Beatles’ın Apple Records’tan çıkan ilk albümü The Beatles‘tır ve hem İngiltere hem de Amerika’da 1 numaraya oturur. Fakat albümün kayıtları sırasında grup içinde ayrışmalar tartışmalar had safhada olmuş iki haftalığına Ringo Star gruptan ayrılmış o sırada McCartney davulları kayıtlarda çalmıştır. 1968’de çizgi film olan Yellow Submarine yayımlanır. Grubun karakterleri çizgi kahramanlar olarak yer alır. 1969-1970: Ocak 1969’da, grup belgesel bir film projesine başlar Let It Be ve ilgili albüm Get Back olarak adlandırılır. Kayıtlar sırasında, grup son canlı performansını Apple binasının çatısında 30 Ocak 1969’da verir. Bunun çoğu Let It Be filminde yer alır. Proje Amerikalı prodüktör Phil Spector tarafından orkestrizasyonu yapılıp miks edilir. Spector Lennon’un solo teklisi Instant Karma’yı da prodükte etmiştir. Grup içinde mali danışman için kuvvetli bir çatışma olur bu Epstien olmaksızın işlerin yürümediğinin kanıtıdır. Lennon Allen Klein’ı ister ama McCartney John Eastman’da ısrarlıdır. Karara varılamaz. Grup son albümleri Abbey Road’u 1969 yazında kaydeder. Albüm "I Want You (She's So Heavy)" adlı parçanın 20 Ağustos’taki kaydında dört grup elemanı son kez aynı stüdyoya girerler. Lennon gruptan ayrıldığını 20 Eylül’de açıklar ama resmi açıklamanın yasal sorunlar çözülünce yapılacağı hakkında anlaşırlar. Grubun son yeni parçası Harrison’un "I Me Mine" adlı çalışmasıdır ve 3 Ocak 1970’te Lennon olmaksızın kaydedilmiş ve Let It Be albümüne alınmıştır. Bennu Yıldırımlar Kimdir? Let It Be albümünü tamamlamak için, Klein Get Back bantlarını Spector’a Mart 1970’de verir. McCartney Spector’un "The Long and Winding Road"’a 50 müzisyen eklemesinden hoşnut kalmaz ve onun versiyonunun yayımlanmasını engellemeye çalışır ama başarılı olamaz ve bunu gruptan üç ayrılma sebebinden biri olarak ifade edip 10 Nisan 1970’te ayrıldığını açıklar, bir hafta önce ise ilk solo albümü McCartney’i yayımlamıştır. 8 Mayıs 1970’te Spector’un Let It Be albümü yayımlanır ve bunu 20 Mayıs’ta aynı adlı belgesel film izler. McCartney grubun ayrılması ile alakalı 31 Aralık 1970’te mahkemeye başvurur ve yasal süreç grup dağıldıktan sonra uzun süre devam eder ve sonunda ortaklık 1975’te biter. İngiliz pop/rock grubu The Beatles Liverpool’da 1960’ta kurulmuştur. Grup kadrosu John Lennon: Ritim gitar ve vokaller Paul McCartney: Bas gitar ve vokaller George Harrison: Solo gitar ve vokaller Ringo Starr: Davullar ve vokaller Stüdyo Albümleri – With the Beatles (1963) – A Hard Day’s Night (1964) – Beatles For Sale (1964) – Help! (1965) – Rubber Soul (1965) – Yesterday and Today (1966) – Revolver (1966) – Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band (1967) – Magical Mystery Tour (1967) – The Beatlesor The White (1968) – Yellow Submarine (1969) – Abbey Road (1969) – Let It Be (1970) Read the full article
0 notes
edebiyatsoylesileri · 3 years
Text
Adonis / Arap şiirinin güçlü sesi
Tumblr media
Suriye doğumlu Adonis, Lübnan vatandaşlığına geçti ve Beyrut Üniversitesi'nde edebiyat profesörü oldu. Yayınladığı iki dergi ile çağdaş Arap şiirine öncülük etti, şiirdeki devrimi bütün kültür alanlarına yaymaya çalıştı. Yapıtları, geleneksel Arap şiiri ile Batı şiirinin bireşimidir.
Arap dünyasında, yaşayan en büyük Arap şairi olarak kabul edilen Adonis, 1 Ocak 1930 tarihinde Kassabin'de (Suriye) doğdu. Asıl adı Ali Ahmad Said Esber olan şair, 1954 yılında Şam Üniversitesi'nde edebiyat öğrenimi gördü (1954) ve Beyrut Saint-Joseph Üniversitesi'nde devlet doktorası yaptı (1973). Lübnan vatandaşlığına geçti ve 1959'dan itibaren Beyrut'ta yaşamaya başladı. Beyrut Lübnan Üniversitesi'nde edebiyat profesörlüğü yaptı ve aynı kentin Saint-Joseph Üniversitesi'nde doktora tezleri yönetti. 1980-1981 yıllarında Yeni Sorbonne Üniversitesi'nde (Paris III) ders verdi. Birkaç yıldır Paris'te yaşıyor.
Kurduğu Şiir dergisi ile çağdaş Arap şiirine öncülük etti
1957 yılında kuruluşuna ve yönetimine katıldığı Şiir dergisi Arap şiirinde devrim yarattı: Böylece, Arap şiirinin geleneksel yapısı yıkıldı, şiirin evrensel yapısı benimsendi, öz ve biçim olarak Arap şiiri çağcıllaştı. Bu şiirsel devrimde Adonis bir öncü kimliği kazandı ve şiiri Ortadoğu'dan Fas'a kadar bütün Arap şiirini etkiledi. Arap şiirinin klâsik yapısı ve söylemi tümüyle değişti; otuz yıl gibi kısa bir zamanda bütün Arap ülkelerinde evrensel şiirsel yapı ve söylem içinde yazan çok önemli şairler yetişti.
Arap Poetikasına Giriş adlı başyapıtta Arap şiirinin serüvenini irdeledi
Adonis'in 1968 yılında kurduğu Mawâqif adlı dergi, şiirsel devrimi bütün kültür alanlarına yaymayı amaçladı. Adonis, bu dergiyle birlikte, bir düşünür, bir şiir kuramcısı kimliği kazandı. Bu kimliğin somut örneğini Arap Poetikasına Giriş (Introduction â la poetique arabe, Editions Sindbad, Paris, 1985) adlı yapıtında görüyoruz. Profesörler Kurulu'nun daveti üzerine Collège de France'da verdiği dört dersten (Mayıs 1984) oluşan bu kitapta Adonis, Poetika ve Sözellik; Poetika ve Kur'an Çevresi; Poetika ve Düşünce; Poetika ve Çağcıllık başlıkları altında Arap şiirinin dilsel, yapısal ve ekinsel sorunlarını incelemekte, eski geleneksel şiirin küllerinden doğan yeni ve çağcıl Arap şiirinin sözellikten yazısallığa uzanan serüvenini irdelemektedir. Önsözünü büyük Fransız şairi Yves Bonnefoy'nın yazdığı bu başyapıt gerçek bir "ders" kitabıdır.
Adonis'in şiiri iki şiir kaynağından beslenir: Aralarında Hallac ve Niffari'nin ön sırada yer aldığı Arap şiiri kalıtının özümlenmesi; Hölderlin, Rilke ve Michaux'nun ağır bastığı Batı şiiri. Adonis'in şiiri bu iki şiir dünyasının bireşimidir.
Yapıtları başta Fransa olmak üzere birçok ülkede yayınlandı
Adonis'in yapıtları başta Fransa (Fransızcaya çeviriler şairin denetiminde yapılmaktadır) olmak üzere ABD, İngiltere, İspanya ve Norveç'te şiir ve denemeleri, dergi ve çeşitli yayınlarda, Fransa, ABD, İngiltere, Belçika, İsveç, Japonya, SSCB ve Norveç'te yayınlandı. 
Şiir ve deneme çalışmaları dışında çeviriler de yapan Adonis, Georges Schéhadé, Saint-John Perse ve Yves Bonnefoy'nın bütün yapıtlarını ve Racine'in iki oyununu Arapçaya çevirdi.
1983 yılından bu yana Mallarmé Akademisi muhabir üyesi olan Adonis'e 1986 yılında Liége Uluslararası Büyük Şiir Ödülü (le Grand Prix des Biennales Internationales de Poésie) verildi.
Adonis'ten çevirdiğimiz "Newyork'a Mezar" adlı, Newyork'a Mezar, Tâ'ifa Krallarının Tarihine Öndeyiş ve Bu Benim Adımdır başlıklı üç uzun şiirden oluşan yapıt, bu yılın sonuna doğru dilimizde yayınlanacaktır.
(Özdemir İnce / Temmuz 1987 / Yeni Düşün dergisi)
0 notes
cinaraslan · 3 years
Text
Fulgencio Batista (Kübalı asker ve diktatör)1952: BATİSTA DARBESİHaziran seçimlerinde adaylardan biri olan General Fulgencio Batista, seçimi kaybedeceğini anlayınca mart ayında hükümeti devirdi. Parlamentoyu kapatan ve 1954’te seçim düzenleneceğini açıklayan Batista, bu şartlarda gidilen seçimi kazandı. Batista karşıtı güçler, seçimi tanımadıklarını açıkladı ve direnişe geçti.
1953: CASTRO VE ARKADAŞLARI TUTSAK DÜŞTÜBu gruplardan biri 1952 seçimlerinde Küba Halk Partisi’nin adaylarından biri olan Fidel Castro’nun liderliği altında toplananlardı. Castro ve ekibi 26 Temmuz’da 160 kişiyle birlikte Santiago’daki ordu üssüne saldırı gerçekleştirdi. Ancak bu başarısız saldırıya katılanların çoğu hayatını kaybederken Fidel ve kardeşi Raul tutuklandı. Küba Komünist Partisi yasaklı hale getirildi.,
1954: ‘TARİH BENİ AKLAYACAKTIR’Fidel Castro’nun “Tarih beni aklayacaktır” dediği tarihi savunması, direnişçilerin manifestosu haline geldi ve tüm ülkeye yayıldı.
1955: CASTRO, CHE İLE TANIŞTICastro kardeşler afla hapisten çıkarken Fidel, Meksika’ya gitti ve burada Kübalı sürgünlerle birlikte ülkeye dönüp direnişi sürdürmenin planlarına başladı. Che Guevara ile de burada tanıştı. Aynı yıl, Batista’nın 4 yıllık görev süresi başladı. CIA, Küba’da Komünist Faaliyetlerin Bastırılması için Büro kurdu.
1956: DEVRİMCİLER KÜBA’YA DÖNDÜFidel Castro, 2 Aralık’ta 81 kişiyle birlikte Granma gemisiyle doğu Küba’ya çıktı. Karaya çıkar çıkmaz saldırıya uğrayan devrimcilerin birçoğu öldürüldü ya da tutsak alındı. Kaçmayı başaranlar arasında Castro kardeşler ve Che Guevara da vardı. Bu küçük grup, Sierra Maestra dağlarında Batista rejimine karşı 26 Temmuz Hareketi ismiyle gerilla mücadelesine başladı.
1957: HUZURSUZLUK BÜYÜYOR13 Mart’ta çoğu Batista'ya karşıt öğrencilerden oluşan bir grup (Directorio Revolucionario) başkent Havana’daki başkanlık sarayına yönelik başarısız bir saldırı girişimi gerçekleştirdi. Saldırıda çok sayıda kişi hayatını kaybetti.Küba bu dönemde her alanda direnişin büyüdüğü bir sürece girdi. Batista yönetimi, genel grevleri zorla bastırırken 1 Ağustos’ta örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik anayasal haklar askıya alındı. 4 Eylül’de başkanlık seçiminin planlandığı gibi Haziran 1958’de gerçekleştirileceği açıklandı. 5 Eylül’de Cienfuegos’taki bir ayaklanmada kentin limanı direnişçilerin eline geçti. Rejim güçlerinin karşı saldırısında 100’den fazla kişi öldü.
1958: DEVRİMİN AYAK SESLERİ...ABD’nin özel olarak eğitmeye başladığı rejim güçleri, Sierra Maestra dağlarındaki devrimcilere karşı büyük bir operasyon başlattı. Ancak savaşta üstünlük gerillalara geçti.Devrim fikrinin ve devrimci mekanizmaların halk içerisinde gittikçe yayılması sonrası ABD, Batista’nın yerine yeni bir kukla bularak hareketin önüne geçmeye çalıştı. Bu amaçla, silah ambargosu başlatıldı ve Batista’nın ülkeyi terk ederek Florida’ya kaçması istendi. Ancak Batista bunu reddetti ve seçimlerin de ertelendiğini ilan etti. Juan Marinello’nun öncülüğündeki komünistler bunun üzerine genel grev kararı aldı. Genel grevi başarısız kılmak için tüm gücünü ortaya koyan Batista rejimi, bir yandan da gerillalara karşı saldırılarını genişletti ancak yenildiler.  3 Kasım’daki seçimlere 26 Temmuz Hareketi’nin kontrolündeki bölgelerde katılım olmadı. Genel toplamda ise oyların sayımında büyük şaibe yaşandı. Batista’nın adayı Andres Rivero Agüero’nun kazandığı açıklandı ancak kimse bu sonuçları kabul etmedi.Gayrimeşru seçimler, devrim hareketinin elini daha da güçlendirdi. Gerilla güçleri artık açık alanda orduya rahatlıkla karşı koyabiliyordu. 27 Aralık’ta Che Guevara öncülüğündeki güçler Santa Clara’da silah ve mühimmat dolu bir zırhlı treni ele geçirdi. Bu, rejime büyük bir darbe oldu.
1959: BATİSTA KAÇTI, DEVRİMİN ZAFERİ İLAN EDİLDİArtık koltuğunda oturamayacağını anlayan Batista, 1 Ocak 1959’da Dominik Cumhuriyetine kaçtı. 20 Ağustos’ta Portekiz adası Madeira’ya geçti ve ömrünün sonuna kadar burada kaldı.Devrimin zaferini ilan eden Castro, Batista’nın yetkilerini devrettiği cuntacılarla anlaşmayı reddetti. 3 Ocak’ta Guevara’nın öncülüğündeki ilk devrim güçleri, Havana’ya direnişle karşılaşmadan girdi. Castro, Havana’ya yeni hükümetin ilan edildiği 8 Ocak’ta geldi. Yeni hükümette Avukat Manuel Urrutia Lleó devlet başkanı, Castro ise başbakan oldu.
1 note · View note
onderkaracay · 3 years
Photo
Tumblr media
⭕ Kalabalıklar Köpüktür Halk dalkavukluğu yapan egemenler kendilerini kolaylıkla kalabalıkların sesine kaptırırlar. Gerçek liderlere düşen, kalabalıkların çoşkusuna kendini kaptırmaktan çok, onları dizginlemek, bilgece yönlendirmektir. Nitekim Atatürk Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, İstanbul'a ilk dönüşünde yeri göğü sarsan alkışlar arasında Hamdullah Suphi'ye; "Vahdettin de dönse aynı alkışlar duyulurdu.." diyerek, bu kalabalıkların ruhunu anlatmıştır. Sokak ne bilinç, ne düşünce, ne de ulusal bilinçtir. Ulusal bilinç vicdanlardan oluşur, ortam ve koşulların mantığı içinde eyleme geçer." (1) * Geçmişte büyük halk kitlelerince alkışlanan kişilerin, güçlerini yitirdiklerinde aynı kitlelerce taşlandığının sayısız örneği vardır. Sözgelimi, İngiliz Donanma Komutanı Amiral Nelson, Trafalgar utkusundan sonra yüz binler tarafından "Nelson, Nelson!" karşılandıktan sonra, Lord Hamilton'un eşiyle aşk yaşadığı için evi taşlanır. Trafalgar unutulmuştur. Nelson balkona çıkar, taşlayanlara şöyle bir bakar "Köpük" der. (2) Amiralin dediği gibi kalabalıklar suyun kendisi değil, köpüğüdür. Kalabalıkların ne zaman alkışlayacağı, ne zaman taşlayacağı belli olmaz. Kalabalıklara kendini kaptıran liderler, kendilerini kaybederler. * Ne var ki Doğu toplumlarında liderler, bu köpüklere kendilerini çok çabuk kaptırırlar. Özellikle bizim tarihimiz bu türden sayısız örneklerle doludur. Sözgelimi Adnan Menderes, 27 Mayıs Devrimi'nden önce kendini kalabalıkların alkış ve çoşkusuna kaptırmıştır. 17 Şubat 1959'da Menderes'in uçağı Londra yakınlarında düşmüş, Başbakan kazadan sağ olarak kurtulmuştur. Bu olaydan sonra partililerce "ermiş" olduğuna inanılır. 5 Ocak 1960'da Tarsus'da bir baba Menderes için oğlunu kurban etmeye kalkar, ama beş ay sonra ihtilal olduğunda kimse sokaklarda gözükmez. Bu durumu bir gazeteci, sörfçünün rüzgarı arkasına aldığında dalgaların sırtına binip uçmasına benzetir. Ama zamanla sarhoşluk başlar ve altındakinin deniz, arkasındakininse sadece bir rüzgar olduğunu unutuverir. Rüzgar tersine döndüğünde deniz aniden çekilir. Kuma çakılır... * Bir rock grubunun solisti bu durumu şöyle değerlendirir; "Konserlerde kalabalık çoşar, siz de onlara eşlik edip çoşarsınız. Sahnede https://www.instagram.com/p/CV0uELQAJm_/?utm_medium=tumblr
0 notes
ugisie77 · 3 years
Text
Yeşilçam’ın emektarı hayatını kaybetti
Yeşilçam’ın emektarı hayatını kaybetti
Yeşilçam’ın emektarı Ali İnce 62 yaşında hayata veda etti. Birçok filmde rol alan ünlü karakter oyuncusu bir süredir hastalıkla mücadele ediyordu. ‘Çöpçüler Kralı’ filminde Ayşen Gruda’nın ağabeyini canlandıran ve oradaki rolü ile hafızalarda yer edinen Ali İnce hayatını kaybetti. ALİ İNCE KİMDİR? Ali İnce, 1 Ocak 1959’da dünyaya gelmiştir. 1977 Yılında Çöpçüler Kralı filminde Ayşen Gruda’nın…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
59 yıl önce bugün tarihin en önemli olaylarından birinin yaşandığı gün. Fidel Castro ve Ernesto yönetimindeki milis güçlerinin faşist diktatör Batista rejimini devirip Küba’yı özgürleştirdikleri gün. Milis güçlerinin şehirlerde ilerleme kaydettiğini gören Batista, Dominik Cumhuriyetine kaçıp ardından da İspanya’da ki faşist Franco yönetimine sığınmıştır. Santiago de Cuba’yı ele geçiren Fidel, Che ve yoldaşları daha sonra Havana’yı ele geçirmiştir. Küba sokaklarında yürürken halk tarafından sevgi gösterileriyle karşılanmışlardır. Küba Devrimi’nin 59.yılı Kutlu Olsun! Viva Cuba!🇨🇺 #1Ocak1959 #KübaDevrimi
19 notes · View notes
aykutiltertr · 2 months
Video
youtube
Gurbet O Kadar Acı Ki - Muazzez Ersoy ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör 3/4 S...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/WKKvpLZKxI4 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Gurbet O Kadar Acı Ki - Muazzez Ersoy ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör 3/4 Semai Beste Yıldırım Gürses) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI           :   GURBET O KADAR ACI Kİ NE VARSA İÇİMDE SÖZ GÜFTE       :  KEMALETTİN KAMU BESTE - MÜZİK:  YILDIRIM GÜRSES USÜL                 :  3/4 SEMAİ MAKAM - DİZİ :  UŞŞAK - MİNÖR Gurbet o kadar acı ki, ne varsa içimde Gurbet o kadar acı ki, ne varsa içimde Hepsi bana yabancı, hepsi başka biçimde Hepsi bana yabancı, hepsi başka biçimde Ne bir arzum, ne emelim, yaralanmış bir elim Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde Eriyorum gitgide, elveda her ümide Eriyorum gitgide, elveda her ümide Gurbet benliğimi de yitirdi bir içimde Gurbet benliğimi de yitirdi bir içimde Ne bir arzum, ne emelim, yaralanmış bir elim Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde Ne bir arzum, ne emelim, yaralanmış bir elim Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde Muazzez Ersoy Doğum Hatice Yıldız Levent 9 Ağustos 1958 (65 yaşında) Uzunköprü, Edirne, Türkiye Başladığı yer  Türkiye Tarzlar Klasik Türk müziği, Fantezi, Arabesk Çalgılar Vokal Etkin yıllar 1982-günümüz Müzik şirketi Elenor Müzik (1991-1992) Raks (1993) Levent Müzik Yapım (1994-2000) DMC (2002, 2013-günümüz) Avrupa (2004-2006) Öncü Müzik (2007-2010) Resmî site MuazzezErsoy.net Hatice Yıldız Levent ya da sahne adıyla Muazzez Ersoy (d. 9 Ağustos 1958; Uzunköprü, Edirne) klasik Türk müziği sanatçısıdır. 33. Türkiye Hükûmetinde Kültür Bakanlığının tavsiyesiyle verilmeye başlanan Devlet Sanatçısı ünvanına 1998'de[1] layık görülen sanatçı, seslendirdiği nostaljik şarkılardaki başarısından dolayı "Nostalji Kraliçesi"[2] olarak da[3] bilinir. Sanatçı 2006 yılında Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütünün “iyi niyet elçisi” seçilmiştir. Yıldırım Gürses Yıldırım Gürses ve yaşamında 38 yıllık hayat arkadaşı Ayla Gürses Genel bilgiler Doğum 21 Ocak 1938 Bursa, Türkiye Ölüm 18 Kasım 2000 (62 yaşında) İstanbul, Türkiye Başladığı yer Türk Tarzlar Türk Sanat Müziği Meslekler Müzisyen, Tenor, Bestekâr Eş Ayla Gürses (e. 1962; ö. 2000) Yıldırım Gürses (21 Ocak 1938, Bursa - 18 Kasım 2000, İstanbul), Türk şarkıcı ve besteci. Yaşamı Liseyi Bursa Erkek Lisesi'nde okudu ve Ankara İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi'ni kazanarak üniversite eğitimine devam etti. Yirmi yaşında 1959 yılında Ankara Devlet Operası imtihanına girdi[1] ve Türkiye birincisi oldu. Opera'da 7-8 ay çalıştıktan sonra ayrıldı ve TRT Ankara Radyosu sınavını yine üstün başarıyla birincilikle kazanarak[2] çalışmalarına burada devam etti, 1961 yılında üniversiteden mezun oldu. Bu yıllarda kendi bestelerini "Kazablanka Gazinosu"'nun sahnelerinde seslendiriyordu. UŞŞAK عشّاق Türk mûsikisinde bir makam. Müellif: Dügâh perdesinde karar eden, çıkıcı seyir özelliğine sahip basit makamlardan biridir. Tarih içerisinde çok kullanılmış temel makamlardan biri olan uşşak makamının dizisi, dügâh perdesindeki bir uşşak dörtlüsüne nevâ perdesinde bir bûselik beşlisinin eklenmesiyle meydana gelmiştir: Güçlüsü nevâ perdesi olan makamın yarım kararı bu perdede bûselik çeşnisiyle yapılır. Diziyi oluşturan seslerin pestten tize doğru isimleri dügâh, segâh, çârgâh, nevâ, hüseynî, acem, gerdâniye ve muhayyerdir. Donanımında sadece si için koma bemolü yer alır, makamın yedeni rast perdesidir. Uşşak makamı asma kararlar bakımından zengindir, bu asma kararlar arasında en önemli perde ise segâh perdesidir. Bu perdede segâh ve ferahnâk çeşnileriyle asma kararlar yapılır: Ancak segâhta segâh çeşnisiyle asma karar yapabilmek için hüseynî perdesine bir koma bemolü getirmek gerekir. Uşşak makamında segâh perdesinin ayrı bir özelliği vardır; bu da asma karar sırasında değil inici seyirde bu perdenin 1-2 koma daha pest basılması gerekliliğidir. Ancak Türk mûsikisinde böyle bir değiştirme işareti (bemol) bulunmadığından nota yazımında bu perde yine koma bemolü ile gösterilir, fakat inici seyirlerde daha pest basılır. Bu özellik, uşşak çeşnisi veya makamının hangi perdede olursa olsun yer aldığı bütün makamlarda kendini belli eder. Segâh perdesinin böylece pest basılması ile dügâh ve segâh arasında 6-7 komalık bir aralık kalır ki buna “eksik büyük mücennep aralığı” denir. Makamın diğer asma kararlarına gelince, uşşak ve rast çeşnileri arasında bir “tanînî” aralığının mevcudiyeti bilinmektedir.
0 notes
haytaogluyunus · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media
ANMA
TÜRK SİYASİ HAYATINA DAMGASINI VURMUŞ VE PARTİ BAŞKANLIĞINDAN ÇEKİLDİKTEN SONRA MERHUM BAŞBUĞUMUZ ALPARSLAN TÜRKEŞ'İ YALNIZ BIRAKMAMIŞ OLAN VE SON ZAMANLARINDA BİZATİHİ TANIŞMA ŞEREFİNE ULAŞTIĞIM, EVİNDE BAŞBAŞA SOHBET ETME İMKANINA KAVUŞTUĞUM
OSMAN BÖLÜKBAŞI'NIN ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE RAHMETLE ANIYORUM.
1913'te doğdu.[1] Doğum yeri o yıllarda Mucur, Kırşehir'e bağlı olan günümüzde ise Hacıbektaş, Nevşehir'e bağlı olan Hasanlar köyüdür. Orta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi'nde tamamladı. Yüksek öğrenimini Fransa'daki Nancy Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü'nde yaptı. Buradan 1937 yılında mezun oldu. 1938 yılında Türkiye'ye dönerek Kandilli Rasathanesi'nde asistan olarak çalışmaya başladı. 1940 yılında Haydarpaşa Lisesi'nde öğretmenlik yapmaya başladı. 1946 yılında Demokrat Parti'ye girdi ve parti genel müfettişliğine atandı. Ancak, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına karşı sert bir politika izlenmesini isteyen bir grup ile birlikte 1947 yılında Demokrat Parti'den ayrıldı.
Temmuz 1948'de Millet Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. 1949 yılında İsmet İnönü ve Celâl Bayar'a komplo düzenlemek iddiasıyla tutuklandıysa da kısa bir süre sonra serbest bırakıldı. 1950 Türkiye genel seçimleri'nde Millet Partisi'nin tek milletvekili olarak Kırşehir'den TBMM'ye girdi. Partisi, laikliğe aykırı politika ürettiği gerekçesiyle 1953 yılında kapatıldı. Bunun üzerine Şubat 1954'te bir grup eski Millet Partisi üyesi ile birlikte Cumhuriyetçi Millet Partisi'ni kurdu ve genel başkanlığına seçildi.
1954 genel seçimlerinde bu ilde %44 oy alarak yeniden Kırşehir milletvekili seçilince, Demokrat Parti hükûmeti Kırşehir'i ilçe yaptı ve Nevşehir'e bağladı. Kırşehir 3 yıl boyunca ilçe olarak kaldı. Bu dönemde hükûmete eleştiriler yöneltti. Temmuz 1957'de TBMM'ye hakaretten tutuklandı. Kırşehir, Haziran 1957'de yeniden il durumuna getirildi, ancak eski kazalarından Avanos, Kozaklı ve Hacıbektaş Nevşehir’de kaldı. Köyü Hasanlar köyü de yeniden il olan Kırşehir'e bağlanmayarak Nevşehir'e bırakıldı. Bu durumda, Ekim 1957 Türkiye genel seçimleri'nde, Cumhuriyetçi Millet Partisi'nden seçilen 4 milletvekilinin arasında yer aldı. Seçim günü hapiste olduğu için milletvekili yeminini Ankara Merkez Cezaevi 10. koğuşunda mahkûmların önünde yaptı.
1958 yılında DP'ye karşı güç birliği oluşturmak amacıyla Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Türkiye Köylü Partisi'nin ile birleşmesiyle kurulan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin Genel Başkanlığına seçildi. 1959 yılında 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
27 Mayıs Darbesi'nden sonra 6 Ocak 1961 - 15 Ekim 1961 tarihleri arasında Kurucu Meclis Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Temsilciliği görevini yürüttü. 1961 genel seçimlerinden sonra uzlaşmaz bir tutum takınarak koalisyon hükûmetine katılmayı reddetti. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi, Haziran 1962'de İsmet İnönü'nün kurduğu koalisyon hükûmetine katılınca, 28 milletvekiliyle birlikte partiden ayrılarak yeniden Millet Partisi'ni kurdu ve genel başkanlığına seçildi. Millet Partisi, Şubat 1965'te Suat Hayri Ürgüplü başkanlığındaki koalisyon hükûmetine katıldıysa da kendisi kabinede görev almadığı gibi hükûmete eleştiriler de yöneltti. Arkadaşlarıyla beraber kurduğu Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ise 1969 yılında Milliyetçi Hareket Partisi adını aldı.
1972 yılında Millet Partisi genel başkanlığından ayrıldı. Yerine eski Genelkurmay Başkanı Cemal Tural geçti. 9 Eylül 1973 tarihinde de, 1961 yılından beri seçildiği Ankara milletvekilliğinden istifa ederek aktif siyasetten çekildi. 6 Şubat 2002 tarihinde Ankara'da öldü.
0 notes
murat-k · 4 years
Text
FETULLAH’I “FETULLAH GÜLEN” YAPAN CHP GENEL SEKRETERİ KASIM GÜLEK’TİR
28 Ağustos 201722:112 sene önce yayınlandı
Kasım Gülek, 1910 senesinde Adana doğmuş, 1996’da Washington’da ölmüştür; cenaze namazını, vasiyet ettiği üzere FETULLAH GÜLEN kıldırmıştır!
Kasım Gülek, Sabetay-Yahudidir.İsmet İnönü’nün kabinesindeki Yahudilerden biridir.
Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit; Kasım Gülek’in kızını Amerika’dan getirerek DSP’den milletvekili yaptılar.
YAHUDİ IRKÇILIĞI bu kadar incedir.
ETNİKÇİ SİYONİSTLER İLE ETNİKÇİ DİNCİLERİN İTTİFAKI
Fetullah’ı “Fethullah Gülen” yapan kişi Kasım Gülek’tir.
Kasım Gülek, PWPA’nın Türkiye’deki ilk başkanı ünlü siyasetçi, Koreli Moon’un kilisesince kurulmuş olan tarikatın Türkiye’de başkan düzeyindeki en üst temsilcisidir.
Kasım Gülek, 1910 senesinde Adana’da doğmuş, 1996’da Washington’da ölmüştür; cenaze namazını, vasiyet ettiği üzere FETULLAH GÜLEN kıldırmıştır!
Gülek, İttihat ve Terakki üyesi Mustafa Rıfat Bey’in ve Tayyibe Gülek’in oğluydu.
Galatasaray Lisesi ve Robert Kolej’de, Paris Ecole Science Politiques (1924-28), Columbia University (Dr.1928)’de eğitim görüyordu.
ABD’de öğrenciyken Chase Manhattan Bank’da çalışıyor, Harvard Üniversitesi’nde işletmede “master” yapıyordu.
Rockfeller bursuyla Berlin ve Cambridge üniversitelerinde çalışmalar yürütüyordu.
Cambridge rektörünün tavsiyesiyle CHP’ye giriyor, Bilecik Milletvekilliği, Bayındırlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, CHP Genel Sekreterliği görevlerinde bulunuyordu.
Ecevit de Robert Kolej mezunu olup Rockefeller Bursu’yla Amerika’da bilgi ve görgüsünü artırmak için (!) bulunduktan sonra birkaç yıl içinde önce CHP Genel Başkanı sonra da Başbakan oluvermiştir!
1958 yılında Kuzey Atlantik Asamblesi Başkanı (1957-1959) Albay J. J. Fens, Menderes hükümetinden Türk heyetinin bildirilmesini istiyordu.
CHP’den Nüvit Yetkin seçiliyor, ama harekete geçen CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, Colonel (Albay) Fens’e mektup yazarak Nüvit Yetkin yerine kendisinin çağrılmasını öneriyordu.
Konu Zafer Gazetesi’nde manşet oluyordu.
Kasım Gülek, İnönü’ye böyle bir mektup yazmadığını söylüyor ama bir gün sonra, gazete mektubun kopyasını yayınlayınca, İsmet İnönü, Kasım Gülek’e güvenemeyeceğini bildirerek görevden ayrılmasını rica ediyordu.
İnönü’nün, 1950’den 1957’ye dek görevde tuttuğu Kasım Gülek ile çalışma arzusu O’nun yabancılarla kurduğu sıkı dostluklarından ileri geliyordu…
Kasım Gülek, Kore Birleşmiş Milletler Komisyonu Başkanlığı (1950-1953) Kuzey Atlantik Asamblesi Başkanlığı (1968-1969), NATO Parlamenterler Konferansı Başkan Yardımcılığı ve Kontenjan Senatörlüğü de yapıyordu.
Kasım Gülek’in yaşamında en ilginç teklif General McArthur’dan geliyor, Gülek’ten ABD’de kalarak senatör olmasını istiyordu!
1980’li yıllarda Sung Myung Moon‘un Türkiye ilişkilerini yürüten Kasım Gülek, Unification Church’ü güçlendirmek için büyük çaba gösteriyordu.
Örgütü, ABD Büyükelçisi Şükrü Elekdağ‘a “empoze” etmeye çalışıyordu.
KASIM GÜLEK BU ARADA FETULLAH GÜLEN’LE DOSTLUĞU İLERLETİYOR VE ONU ABD BÜYÜKELÇİSİ MORTON ABRAMOWİTZ İLE TANIŞTIRIYORDU
Kasım Gülek, yaşlılık yıllarında yeniden CHP ile ilişki kuruyordu.
Kasım Gülek’in baldızı Aylin Radomisli, uzun yıllar ABD’de yaşıyor; Amerikan ordusuna katılıyor…
Asya’da elçilik görevine atanacağı söylenirken 19 Ocak 1995′de evinin bahçesinde ölü bulunuyordu.
Ölümün nedeni araba kazası olarak kayıtlara geçiriliyordu.
Aylin Radomisli’nin Türkiye’den ilginç konukları oluyordu.
Yakın arkadaşı Aylin Gönensay (Eski dışişleri ve devlet bakanlarından Emre Gönensay’ın eşi) bunlardan biriyle tanışmıştı.
Bu adam Zaman gazetesinin ihtiyaçları için Amerika’daydı…
Kasım Gülek’in kızı Tayyibe Gülek, Teyzesi Aylin Rodomisli ile ABD’de yaşadı.
Harvard’ı bitirdikten sonra, Türkiye iktisadını pek ama pekiyi yönetenlerin yuvası London School of Economics‘ te yüksek lisans yaptı.
Türkiye’ye dönünce engin deneyimlerine güven duyularak Ecevit tarafından Başbakanlık Danışmanlığına atandı.
Türkiye’nin Bakû-Ceyhan Boru Hattı Sekreterliğini yürütürken Ecevit’lerin kontenjanından Adana Milletvekili (1999) olarak TBMM’ye taşındı.
Ecevit onu ABD gezilerinde hep yanında bulundurmaktaydı.
Tayyibe Gülek Temmuz 2002’de Kıbrıs’tan Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine atanmıştı.
Abd’lilerle 1920’li yıllardan beri içli dışlı olan Kasım Gülek, Moon tarikatı elemanlarının da katıldığı ilk toplantıyı 1982’de İstanbul’da yapmıştı.
Bu toplantılarda Moon’un Ortadoğu Temsilcisi, Thomas Cromwell başta olmak üzere Moon’un örgütlerinden ve yerlilerden birçok yönetici katılmıştı.
Toplantıların konuları da kafa karıştırıcıydı:
21 YÜZYIL EĞİTİMİ VE TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİ!
BU TOPLANTILARA KATILAN TÜRK BÜYÜKLERİ DE İLGİNÇ İNSANLARDI:
Emre Gönensay,
Sabahattin Zaim,
Erkek Akurgal,
İlahiyat Fakültelerinin dekanları,
Sanatçılar,
Ünlü Belediye Başkanlarından Gülay Atığ,
Semra Özal,
Diğer uluslararası toplantılara katılanlar arasında, Deniz Baykal,
Hayri Erdoğan Alkin,
Handan Kepir gibi tanınmışlar da vardı.
Moon’un PWPA toplantılarında en sık görülen İlahiyatçıların başında Salih Tuğ gibi İlahiyat Fakültesi dekanları geliyordu.
İlim Yayma Cemiyeti üyelerinden ve Aydınlar Ocağı eski başkanlarından Salih Tuğ 1997’de Kanal 7 televizyonunda Fehmi Koru ile programa çıkıyor ve Moon’un Church hareketini öve öve bitiremiyordu.
ANLAŞILIYOR Kİ (BİRLEŞTİRME KİLİSESİ), HIRİSTİYAN YA DA MÜSLÜMAN AYIRT ETMİYOR, ÖNÜNE GELENİ BİRLEŞTİRİYORDU!..
Fetullah Gülen’den, Dolandırıcı Bayan Belediye Başkanı’nı, Cumhurbaşkanı’nın hanımından Devlet Bakanlarını ve daha nice etkili ve etiketli adamı yan yana getirebiliyordu.
Bu ayrı bir kitap dolduracak kadar geniş bir konuydu.
Moon’un Türkiyeli Masonlar ve tarikatlarla ilişkileri hep gizli tutuluyordu ve Fetullah Gülen’in Kasım Gülek’in cenazesindeki üzüntüsü şimdi daha iyi anlaşılıyordu…
Şimdilik, Unification Church‘ün yayınlarına göre toplantıları kısa bir listede toparlamak yararlı olabilirdi:
1982 Roma: Kasım Gülek,
1982 İstanbul Hazırlık Toplantısı:
Bu toplantıyı Moon’un sağ kolu Chung Hwan Kwak vönetivor ve Kasım-Nilüfer Gülek Türkiye düzenlemesini yapıyorlar.
1984 Roma: Hayri Erdoğan ilkin (Konferans Başkanı olarak),Prof. Sabahattin Zaim
1986 İstanbul Hilton “21. Yüzyılda Eğitim” Kasım Gülek, Sabahattin Zaim.
PWPA’ nın ABD başkanı Nicholas Kitrie ve Yunanistan’dan Evanghelos Moutsopoulos da katılıyor.
1986 İstanbul Hilton: “Türk-Yunan İlişkileri” Sabahattin Zaim, Ekrem Akurgal, Emre Gönensay (Sonra başbakan Danışmanı, T.C Dışişleri Bakanı, Nilüfer Gülek’in kardeşi Aylin Radomisli’nin Amerika’dan yakın dostu), Kasım Gülek.
1987 Chicago: Kasım Gülek
1988 Londra: Prof. Handan Kepir Sinangil (Robert kolej/Bosphorus. Un)
1991 İstanbul President Oteli.
1994 İstanbul the Marmara Oteli.
1996 İstanbul (1-14 Haziran).
Öbür katılımcılar ise şunlardı:
Deniz Baykal,
Işılay Saygın,
Mehmet Aydın (9 Eylül Üniv. İlahiyat Fak. Dekanı, Abant toplantıları yöneticisi,
(18 Kasım 2002 AKP) Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti Devlet Bakanı),
Sabri Orman, Ali Şafak, E. Ruhi Fığlalı,
Gülay Atığ (Aslıtürk),
Semra Özal,
Nilüfer Narlı,
Nevzat Yalçıntaş,
Lütfü Doğan,
Osman Zümrüt,
Şerafettin Gölcük,
Salih Tuğ,
Fehmi Koru,
Ayseli Gürsoy.
ABD’den İstanbul toplantılarına katılanlar arasında Moon’un has adamları Richard Rubinstein, Nicholas Kittrie’nin yanı sıra Yunanistan’dan, Ürdün’den, Mısır’dan, Kore’den gelenler vardı.
Kasım Gülek’in, ölümü üzerine, PWPA’nın Türkiye başkanlığını Dr. Hayri Erdoğan Alkin üstlendi.
Hayri Erdoğan Alkin, eski adıyla Robert Kolej devamıyla Bosphorus University’de profesörlüğünün yanı sıra Türk Ekonomi Bankası (TEB) yönetim kurulu üyeliği yapmaktaydı.
İlkin, aynı zamanda NED’den büyük parasal destek alan ve Türk Dışişleri politikasını yönlendirmeye çalışan TESEV’in de danışmanıydı.
Hayri Erdoğan Alkin, Moon’un kurduğu PWPA’nın yayınlarına yansıyan bilgiye göre, PWPA’nın Avrupa toplantılarına katılmıştır.
Yine Boğaziçi Üniversitesi’nden Handan Kepir Sinangil de, Avrupa toplantılarına katılmıştır.
Anımsanacağı gibi, Hayri Erdoğan Alkin’in oğlu ARI Derneği kurucuları arasında yer almıştır.
Moon’un 1000’i aşkın kuruluşlarından en ilginci olan Global image Association bir zamanlar Türkiye’nin “LOBİ” işlerini yapmıştır.
Ve milyonlarca dolar karşılığı ülkemizi dünya’ya tanıtmıştır (!)
“Moon”culuk ve “Mason”lukla Kemalizm uyuşmaz!
1919 Haziran’ın da Anadolu’nun doğusunda bir Ermeni devleti kurulmasını sağlayamayan ABD, Gümrü Anlaşmasıyla Türkiye’nin doğu sınırlarının da güvence altına alınması ve Sakarya boyunca Yunan saldırısının da püskürtülmesi üzerine, İstiklal Savaşı’nın Ankara’daki Milli Yönetim’in lehinde sonuçlanacağını hesap etmiş olmalı ki İngilizlerin silahlı istilâ planlarına karşılık kaleyi içerden fethetmek için sinsice isteklerde bulunmaya başlamıştı.
ABD, elbette bu mandacılığın peşini bırakmayacaktı.
Nitekim, savaş ortamında yurdumuzun düştüğü zayıflıktan yararlanmak için Öksüzler Yurdu ve örnek çiftlikler kurarak, ABD Anadolu’da yerleşmek istemiş ve bu isteği Ankara’ya iletmişti.
Meclis Başkanı Mustafa Kemâl Paşa, hemen İçişleri Bakanlığı’na bir muhtıra yollayarak uyarıda bulunmuştu.
Bu muhtırayı dikkatle okuyalım:
İşte Atatürk’ün ABD’ye Muhtırası:
“Ankara Büyük Millet Meclisi Hükümeti, ülkenin bayındırlaşmasına, öksüzlerin rahatlamasına, genel sağlık ve ekonomimizin düzeltilmesine yönelik girişim ve çalışmaları teşekkürle kabul eder.
Ancak bu konuda gerek uzak, gerek pek yakın geçmişte, bize oldukça ağıra patlayan deneyimlere dayanarak bir takım kaygılarımızı açıklama gereği vardır.
Şimdiye deyin ülkemizde ekonomik amaçlarla, politik ve bilimsel çalışmalar yapan kurumlar ve yabancılar özellikle aşağıdaki amaçları izlemişlerdir:
1–Ülkemizdeki çalışmalardan korkunç kazanç sağlamak bizim için en zararlı olan bunlardır.
2–Bir bölgede elde ettikleri imtiyaza dayanarak o bölgenin sahibi olmaya çalışmak.
Bu gibilerin ülkemizde bir daha çalışmalarına izin verilmemesi…
3–Ekonomik amaçla bilim ve insanlık yararı görüntüsü ile yurdumuza gelip, ileride istila zemini hazırlamak için etnik toplulukları gerek hükümete, gerek birbirine karşı kışkırtmak
4– Yurdumuzda yalnız bilim ve insanlık amaçları ile çalışmakla birlikte, ruhlarında bulunan Hırıstiyanlık duygusu nedeniyle, hemen Hırıstiyan azınlıklarla ilişki kurmak ve ister kasıtlı, ister kasıtsız olarak aralarında azınlıkların da yaşamakta olduğu Müslüman topluluklardan ayrılma isteğini propaganda etmek.
Bu gibilerin gerek Müslümanlara gerek iyiliğine çalıştıklarını ileri sürdürdükleri Hırıstiyan azınlıklara, aralarında yaşamakta oldukları İslam çoğunluğuna karşı baskı yapılmasını aşılamakta ne denli insanlık dışı bir biçimde çalıştıkları ve bu yüzden meydana gelen cinayetlerden sorumlu oldukları ortadadır.
Hükümetimiz bu gibilerin de özgürce çalışmalarına izin verdiğinde Müslüman ve Müslüman olmayan bütün uyruklarına karşı pek ağır bir sorumluluk yükü altına gireceklerdir.
Buna izin vermek, çocukları yaşayacakları çevreye düşman ya da hiç olmazsa yabancı olarak yetiştirmek ve yaşayacakları çevre ile çatışmak zorunda bırakılacaktır.
Bu ise gerek o çocukların gerek içerisinde yaşadıkları halkın yıkımını hazırlamaktır.
Bunu yasaklamak hükümetin görevidir.
Bundan dolayıdır ki Amerikalılarca örnek çiftlik vb. kurumlar kurup buralarda kendi uruğumuzdan olan binlerce çocuğun Türk hükümetine ve ulusuna karşı sevgisiz ve uyumsuz duygularla yetişmelerine izin veremeyiz.”
Atatürk, 3 Ocak 1922 tarihli bu muhtırasıyla da ABD’nin Öksüzler Yurdu adı altında masumane görünen amaçlarla bile Anadolu’da mesken tutmasına şiddetle karşıydı.
Hem bu muhtırayı yayınlayacak kadar karşıydı.
Öksüzler Yurdu gibi bahanelerle Türkiye’ye yerleşmek isteyen güçlerin asıl gayesinin Türkiye’yi içten fethetmek olduğunu çok iyi biliyordu.
Etnikçi Siyonist (Sabetay, Mason+Rotaryen+Lions) ihanet şebekesi ahtapot gibidir.
Laiklik maskesi takmış ETNİKÇİ SİYONİSTLER ile din kılıfındaki ETNİKÇİ DİNCİLER her yere sızarlar ve birbirleriyle de ittifak hâlindedirler.
Bu derin şebekeler, her kılığa girerek medya, basın-yayın, tarikat ve cemaatler başta olmak üzere sağ-sol fark etmez, her partide örgütlenirler.
Hedeflerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkmak ve Türk milletini dağıtıp yok etmek vardır.
Bunların ortak özellikleri ise GAYR-I TÜRK olmalarıdı
1 note · View note
itssporttimeus · 4 years
Photo
Tumblr media
14 Mart 1988 doğumlu, National Basketball Association (NBA) takımlarından Golden State Warriors forması giyen Amerikalı profesyonel basketbol oyuncusu 1.91 boyunda 86 kg ağırlığında bulunan Curry, oyun kurucu pozisyonunda görev almaktadır. Fakat Amerikalı oyuncu takımı zorda kaldığında gerektiği zaman Şutör gard pozisyonunda da oynayabilecek kapasiteye sahiptir. 2011 yılında Ayesha Curry ile evlenmiş, Riley ve Ryan Carson adında iki kız çocuğu olmuştur. Curry üniversite kariyeri boyunca 2006-2009 yılları arasında Davidson Koleji'nde basketbol oynayıp eğitimini tamamlamıştır. Amerika'lı oyuncunun 2008-09 sezonunda gösterdiği maç başına 28.6 sayılık harika performansı onun ülkenin en yüksek skor ortalamasına sahip kolej oyuncusu olmuştur. Ayrıca NCA konferansında yılın 5'ine seçilme başarısı göstermiştir. Curry Davidson kariyerinde 2 kez Yılın en iyi Güney Konferansı oyuncusu seçilmiş ve John R. Wooden Ödülünü kazanma başarısı göstermiştir. Ayrıca bir maçta en çok faul sokan oyuncu 30 kere bir sezonda en çok üçlük sokan oyuncu rekorlarını kırmış ve üniversite tarihine geçmiştir. Stephen Curry, eski NBA oyuncusu Dell Curry ve eski voleybolcu Sonya Curry'nin oğludur. 23 Nisan 2009'da Stephen Curry 3 yılını geçirdiği kolejden ayrılıp 2009 NBA Seçmeleri'ne katılacağını duyurmuştur. 25 Haziran tarihinde seçmelerde 7. sıradan Golden State Warriors takımı tarafından seçilmiştir. Curry 27 Şubat, 2013 tarihinde New York Knicks'e karşı 54 sayı atarak kariyer sayı rekorunu kırmıştır. 2012-13 sezonunda normal sezonda tam 272 adet üçlük atarak NBA rekoru kırıp bir sezonda en fazla üçlük atan oyuncu olarak tarihe geçse de 2015-16 sezonunda tam 402 üçlük atarak rekorunu 130 üçlük geliştirmiştir. Ayrıca Curry Türkiye'de düzenlenen 201 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası'nda mücadele etmiş olan ABD kadrosunda yer almış ve turnuvada iyi performans sergilemiş, ülkesinin şampiyon olup altın madalya almasında katkıda bulunmuştur 2016-17 sezonunda New Orleans Pelicans karşısında attığı 13 üçlükle bir maçta en fazla üçlük atma rekorunu kırdı. Lise kariyeri ve ilk yılları: Akron, Ohio doğumlu sporcu ailesi olan Steph Curry babası Dell ve annesi Sonya Curry'nin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Kuzey Karolina eyaletinin Charlotte kentinde yer alan Charlotte Hristiyan Okulunda basketbol oynamaya başlamıştır. Curry ilk sezonunda etkili bir performans sergileyerek takımıyla birlikte liseler arası devlet şampiyonasını kazanma başarısı göstermiştir ve oyunuyla turnuvanın MVP'si seçilme onuruna erişmiştir.
Amerika'lı oyuncu sezonda %48 ile üçlük sokarak lisede en iyi üçlükçülerden biri olarak tanımlanmıştır. Daha sonra ona üniversite için Curry Hokies ve Davidson Koleji gibi ülkenin önemli takımlardan burslu teklif gelse de o bu teklifleri nazikçe geri çevirip eğitimi bitene kadar Hristiyan okulundaki lise kariyerine devam etmiştir. Curry lise kariyeri bittikten sonra NCAA'nin önemli takımlarından Davidson Koleji'nin teklifini kabul ederek oraya gitmiştir. Kolej kariyeri: Curry takım koçunun övgülerini aldıktan sonra sezondaki en verimli performansını Michigan Üniversitesi ile oynanan maçta 32 sayı 4 asist 9 ribauntluk istatistikleriyle göstermiştir. Curry kolejdeki ilk sezonunda maç başına 21.5 sayı 4.6 ribaunt 2.8 asist ortalamalarıyla harika bir performans sergilemiştir ve 2007 NBA Seçmeleri'nde 2. sıradan seçilen Teksas'ta forma giymiş Kevin Durant'ten sonra konferansta sezonda bir sezonda maç başına en çok sayı tutturan oyuncusu olma başarısı göstermiştir. Amerika'lı oyuncu ilk sezonunda kolejde toplam 113 tane üçlük sokmuştur ve NCAA rekoru kırarak tarihe geçmiştir. Ayrıca 6 Şubat tarihinde Tennessee Üniversitesine karşı kolej kariyerindeki 502. sayıyı kaydederek NCAA turnuvasında 1. yılında o rakamı geçen ilk oyuncu olarak tarihe geçmiştir. Curry 15 Mart, 2007 tarihinde NCAA turnuvası final maçında Maryland Üniversitesine karşı 82-70 kaybederek turnuvada 2. olsalarda 30 sayı üreterek takımı için elinden geleni yapmıştır. Amerikalı oyuncu sezonda gösterdiği performansıyla Yılın Güney Konferansı Birinci Sınıf Öğrencisi seçilmiş NCAA turnuvasında MVP olma onuruna erişmiştir. Curry ayrıca NCAA Turnuvanın en iyi 5'i ve Yılın en iyi 1. sınıf 5'ine seçilme başarısı göstermiştir. Amerikalıbasketbolcu sezonda gösterdiği Sırbistan'da düzenlenicek olan 2007 FIBA U-19 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda mücadele edicek Amerika millî takımı kadrosuna davet edilmiştir. Curry turnuvada maç başına sadece 18 dakika gibi bir süre almasına rağmen maç başına %45 şut yüzdesi 9.4 sayı 3.8 asist 2.2 asist ortalamalarıyla oynayarak millî takımının gümüş madalya kazanmasında yardımcı olmuştur. NBA Kariyeri Golden State Warriors 2009-10 sezonu Curry başarılı geçen 3 yıllık üniversite kariyerinden sonra Haziran ayında yapılan 2009 NBA Seçmeleri'ne katılıp 1. tur 7. sıradan Golden State Warriors tarafından seçilmiştir. Ardından Temmuz, 2009 yılında Warriors takımı ile 12.700.000 $ değerinde 4 yıllık sözleşme imzaladı. Curry ilk NBA maçına 28 Ekim, 2009 tarihinde Houston Rockets ile oynanılan karşılaşmada çıktı ve bu maçta 36 dakika süre oyunda kalıp 14 sayı 7 asist 4 top çalma 2 top kaybı istatistikleriyle oynadı. Amerikalı oyuncu 23 Ocak, 2010 tarihinde Monta Ellis'in sakat olmasınında etkisiyle daha fazla süre aldığı maçta New Jersey Nets' e karşı 32 sayılık harika performansıyla kariyer sayı rekorunu kırdı. Curry 10 Şubattarihinde Dallas Mavericks ile oynanan maçta 11/7 üçlük atışı ile 36 sayı 13 asist 10 ribaunt'luk performansıyla kariyerinde ilk defa Triple-double yaptı ve kariyer sayı rekorunu bir kez daha kırdı. Amerikalı oyuncu 7 Nisan tarihinde 27 sayı 14 asist 8 ribaunt 7 top çalma istatistikleriyle oynadığı maçta harika performansıyla quadruple-double yapmaya çok yaklaştı. Curry 2010 haftasonunda düzenlenen NBA All-Star yarışmasında oynanacak çaylaklar maçına davet edilmiştir ve maçta batı takımında forma giyerek 14 sayı atmıştır. Ayrıca NBA All-Star'da üç sayı yarışmasına katılmış ve yarışmanın 2. turunda 20 puan toplayıp harika bir performans sergilesede 2. turda Celticsli Paul Pierce'ye yarışmayı kaybetmiştir. Amerikalı oyuncu 14 Nisan, 2010 tarihinde yılın son normal sezon maçında Portland Trail Blazers'a karşı 42 sayı atarak kariyer sayı rekorunu aynı sezonda 3. kez kırmıştır ve takımının maçı kazanmasında çok büyük pay sahibi olmuştur. Curry sezonda gösterdiği performansla Yılın çaylağı ödülü için en güçlü adaylardan biri olmuştur. Fakat ödülü Sacramento Kings'in yıldız Oyun kurucu'su Tyreke Evans'a yapılan oylamayla birlikte kaybetmekten kurtulamamıştır ve yapılan oylamada 2. sırada kalmıştır. Curry çaylak sezonunda NBA'de %43.7 üçlük yüzdesi ile oynayarak tüm çaylaklar arasında birinci olma başarısı göstermiştir ve normal sezonda toplam 166 üçlük atmıştır. Amerikalı oyuncu ayrıca gösterdiği iyi performansıyla NBA Yılın En İyi Çaylak Beşine seçilme başarısı göstermiştir. Curry 2009-10 NBA'deki ilk sezonu normal sezonda 80 maçta forma giymiş maç başına 36 dakika oyunda kalıp 17.5 sayı 4.5 ribaunt 5.9 asist ortalamalarıyla oynayarak harika bir sezon geçirmiştir. 2011-12 Sezonu: Sakatlıklar Yılı Sahip olduğu üçlük rekorları ve potaya olan uzak şutları dolayısıyla birçok basketbol oyuncusu ve eleştirmeni tarafından Curry, NBA tarihinin en iyi şutörü olarak gösterilmektedir. Mayıs 2011'de, geçirdiği sakatlıktan dolayı sağ bileğinden bir ameliyat geçirdi. Bileği sonraki sezon başlamadan iyileşti fakat sezon öncesinde ve 4 Ocak'taki San Antonio Spurs maçında bileğini burktu. 22 Şubat'ta Phoenix Suns maçında sağ ayağında bir tendonunu zorladı. Nisan'da bir başka ameliyat geçirdi. Toplamda sadece 25 normal sezon maçına çıktı ve maç başı 14.7 sayıyla oynadı. 2012-13 Sezonu: Geri Dönüş Sezon öncesinde 4 seneliğine 44 milyon dolar olarak antlaşmaını uzattı. Birçok basketbol yazarı bunu Golden State Warriors için Curry'nin daha önceki sakatlıklaından olayı "riskli" bir hareket olarak yorumladı. Attıkları sayılar ve üçlükler sayesinde takım arkadaşı Klay Thompson ve kendisi için "The Splash Brothers" (Sıçrayan Kardeşler) denmeye başlandı. 27 Şubat'ta New York Knicks maçında 54 sayı atarak kariyer rekoru kırdı. Maçta 11 üçlük atarak kulüp ekoru kırdı ve NBA rekoruna ortak olmayı bir üçlükle kaçırdı. Ligin son maçında lig tarihinde bir sezonda en fazla üçlük atma rekorunun sahibi oldu. Maç başına 22.9 sayı ve 6.9 asist ortalaması tutturdu. Warriors sezonu 47 galibiyet ve Batı Konferansı'nda 6. olarak bitirdi. Play-off'ların ilk raundunda Denver Nuggets ile eşleşti. Golden State Nuggets'ı altı oyunun sonunda yenmeyi başardı ve ikinci raundda San Antonio Spurs ile eşleşi. Curry kaybettikleri birinci maçta 44 sayı attı.[20] Warriors altı maçın ardından elendi. Şubat'ta ilk defa NBA All-Star'a katıldı ve Batı takımında yer aldı. 24 sayı ve 8.5 asistli ortalamasının sayesinde ilk defa NBA yılın ikinci beşi'ne seçildi. Altıncı olarak bitirdikdikleri normal sezonun ardından play-off'larda Los Angeles Clippers ile eşleşti. Dördüncü maçta 33 sayı ve play-off kariyer rekoru olan 7 üçlük attı. Warriors seriyi yedi maç sonunda kaybetti. 2014-15 Sezonu ve MVP olması NBA'in internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, oynadığı 80 karşılaşmada 23,8 sayı (lig 6'ncısı), 7,7 asist (6'ncı) ve 2,04 top çalma (4'üncü) ortalamalarına ulaşan Curry, 2014-2015 sezonunda MVP ödülünü kazandı. 27 yaşındaki Curry böylece Warriors, 1959-1960 sezonunda Philadelphia kentinin takımıyken MVP seçilen Wilt Chamberlain'den sonra kulüp tarihinde ödüle layık görülen ikinci isim oldu. Maç başına 32,7 dakika sahada kalan Curry, "en düşük süre ortalamasına sahip MVP" olarak NBA tarihine geçti. Warriors'ın 67 galibiyetle kulüp rekoru kırarak sezonu lider bitirmesinde başrol oynayan Curry, attığı 286 üç sayılık basketle kendisine ait NBA rekorunu geliştirdi. Üst üste 3. kez sezonun en fazla 3 sayı isabeti yakalayan ismi olan all-star oyun kurucu, yüzde 91,4 serbest atış isabetiyle sezonu lider tamamladı. NBA Finaline çıkan takımı, Cleveland Cavaliers'ı 4-2 ile geçerek 40 yıl aradan şampiyonluk ipini göğüslemiştir. 2015-16 Sezonu: Rekorlar Sezonu Curry, 27 Ekim 2015'de sezonun açılış maçında yendikleri New Orleans Pelicans karşı 40 sayı attı. İlk periyotta 24 sayı atarak kariyer rekorunu kırdı. Aynı zamanda bir önceki sezonun MVP'si olarak ilk maçında en fazla sayı atan Kareem Abdul-Jabbar'dan sonra, 41 sayı, ikinci kişi oldu. Ek olarak 1962'den beri Warriors'da Jeff Mullins ve Chris Mullin'den beri ilk defa üst üste 7. kez sezon açılış maçına katılan ilk kişi oldu. 31 Ekim'de 2 maç sonra yine Pelicans'a karşı 134-120 galibiyetinde 27'de 14 şut atarak 53 sayıya ulaştı. Curry, 1989-90 sezonunda Michael Jordan'ın ilk üç maçta attığı 118 sayıya ulaşan ilk kişi oldu. 24 Kasım'da Lakers'a karşı 24 sayı attı ve bu galibiyetle Warriors ilk 16 maçı kazanarak NBA tarihindeki en iyi başlangıcı yaptı. Warriors rekorunu 11 Aralık'da Boston Celtics'i iki kez uzatmaya kalan maçta yenerek 24 galibiyete taşıdı ancak ertesi gün Milwaukee Bucks'a yenildi. 28 Aralık'da Sacramento Kings'e karşı alınan 122-103 galibiyette 23 sayı 14 ribaunt (Kariyer rekoru) ve 10 asist ile kariyerinin altıncı triple-double'ını yaptı. Maçta, karşı takımda bulunan kardeşi Seth Curry ile karşılıklı olarak kariyerleri boyunca ilk defa maça çıktılar. 22 Ocak'da Indiana Pacers'a karşı alınan 122-110 galibiyette 29 sayı 12 asist ve 10 ribaunt istatiğiyle sezondaki ikinci kariyerinin yedinci triple-double'ını yaptı. Maçta 8 üçlük atarak 200 üçlüğe ulaştı ve böylece NBA tarihinde 4 sezon üst üste 200 üçlüğe ulaşan ilk kişi oldu. 3 Şubat'ta Washington Wizards'a karşı alınan 134–121 galibiyetinde 7'si ilk çeyrekte olmak üzere 11 üçlük attı ve kariyer rekoru kırarak ilk yarıda 36 sayı atarak 51 sayıya ulaştı. Ve bu sayıyla Michael Jordan ve Gilbert Arenas'ın Verizon Center'da attığı 51 sayı rekoruna ortak attı. 2016 NBA All-Star Haftasonu'nda Batı takımında üst üste üçüncü All-Star maçına katıldı. Üç sayı yarışmasında takım arkadaşı Klay Thompson'a kaybetti. Golden State Warriors 48–4 istatiği ile girdiği All-Star arasına NBA tarihinde bu 52 maçta 1995-96 sezonundaki Chicago Bulls'dan ve 1967-67 sezonundaki Philadelphia 76ers'dan bir galibiyet fazla alarak rekor kırdı. 25 Şubat'ta Orlando Magic'e karşı alınan 130-114 galibiyetinde 10 üçlük atarak 51 sayıya ulaştı. Curry bu sezonda üçüncü kez 50 sayıya ulaştı ve 2008-09 yılında Lebron James ve Dwayne Wade'den sonra ilk defa yapan kişi oldu. Curry ayrıca bu maçla beraber 128 maç üst üste üçlük atarak Kyle Korver'ı geçti. İki gün sonraki maçta Warriors Oklahoma City Thunder'ı uzatmalarda Curry'nin 0.6 saniye kala attığı üçlükle yendi. Curry maçı 46 sayıyla tamamladı ve son saniye üçlüğüyle beraber 12 üçlük atarak NBA tarihinde bir maçta en fazla üçlük atma rekoruna ortak oldu (Kobe Bryant ve Donyell Marshall). Ayrıca kendi NBA rekorunu egale etti ve 288 üçlüğünü yeni rekor yaptı. 7 Mart'ta Orlando Magic'i yendikleri maçta 41 sayı attı ve NBA tarihinde bir sezonda 300 üçlük atan ilk kişi oldu. 1 Nisan'da 5.3 saniye kala kaçırdığı üçlükle beraber Boston Celtics'e 109-106 yenildi ve 27 Haziran 2015'den beri ilk defa evinde yenildi. Bu sonuçla beraber Warriors 54 maç Oracle Arena'da yenilmeyerek yeni bir NBA rekoru kırdı. 7 Nisan'da Warriors Curry'nin 27 sayı attığı San Antonio Spurs maçında rakibini 112–101 yenerek NBA tarihinde 70 galibiyete ulaşan ikinci takım oldu. Warriors 13 Nisan'da sezonun son maçı olan Memphis Grizzliesmaçında 402. üçlüğünü de bularak NBA tarihinde 400 üçlük barajını geçen ilk kişi oldu. 46 sayı attığı maçta rakiplerini 125–104 yenerek NBA tarihinde 73 galibiyetle 1995-96 sezonunda Chicago Bulls'un yaptığı 72 galibiyet rekorunu egale ederek NBA tarihinde bir sezonda en fazla galibiyet elde eden takım oldu. Playoff'larda yaşadığı üst üste yaşadığı iki sakatlığa rağmen Warriors Houston Rockets'ı, ardından Oklahoma City Thunder serisinde 3-1'den efsanevi bir geri dönüş yaparak yenmeyi başardı. Finallerde Cleveland Cavaliers'a karşı seriyi 3-1'e getirsede Cleveland NBA tarihinde bir ilke imza atarak, seriyi 3-3'e getirdikten sonra final maçında Golden State Warriors'u 93-89 skorla yendi ve seriyi 4-3 aldı. Ve böylece Curry ikinci şampiyonluğunu yaşayamadı. Curry final maçında 19'da 6 atarak sadece 17 sayıya ulaşabildi.
0 notes
mansetmalatya · 5 years
Text
DENKTAŞ ÖLÜMÜNÜN 8. YILINDA UNUTULMADI!...
Tumblr media
3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın ölümünün 8’inci yıldönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Eroğlu, mesajında “Kimse bize özgürlüğümüzü Devletimizi altın tepsi içinde sunmamıştır. Bugünlere halkımızın özverili, kahramanca mücadelesi, Anavatan Türkiye’nin büyük desteği ve Doktor Küçük, Rauf Denktaş gibi liderlerin yol göstericilikleri, çabaları ile geldik. Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş milli mücadelenin her aşamasında önemli görevler üstlenen, Kıbrıs Türkü’nü azınlık haklarına razı olmaya iteklenen bir toplum noktasından, devlet sahibi bir halk olgusuna taşıyan bir Devlet adamı idi. Bizler Dr. Küçük ile Rauf Denktaş’ı örnek almış, onların izinden yürümüş bir kuşağın fertleriyiz. Ben şahsen rahmetlik Kurucu Cumhurbaşkanımızla uzun yıllar Başbakan olarak çalışmış ve kendisine hep saygı duydum. Zaman zaman bazı konularda doğal olarak farklı düşünmüş olsak da milli dava konusunda, halka hizmet yolunda hiçbir zaman ayrı düşmedik. Dolayısı ile gerek bireyler gerekse halk olarak Devletimizin Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ın hizmetlerini, ortaya koyduğu doğru politikaları hiçbir zaman unutmamalı, unutturmamalıyız. Rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanımızın en zor koşullarda ortaya koyduğu dirayetli duruş, Kıbrıs konusunda izlediği siyaset her zaman için bize ışık tutmalıdır. KKTC Devleti’ne dört elle sarılmayı, onu yaşatıp yüceltmeyi başlıca görev bilmeliyiz Bu duygu ve düşüncelerle Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’ı bir kez daha, sevgi, saygı özlem ve rahmetle anarım.” dedi. RAUF DENKTAŞ'IN HAYATI Rauf Raif Denktaş, 27 Ocak 1924 tarihinde Kıbrıs'ın Baf bölgesinde doğdu. Rauf Denktaş 1,5 yaşında iken annesini kaybetti. Babası hakim Raif Bey'dir. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütülen Denktaş, 1930 yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi. Arnavutköy'de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başladı. Ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve liseyi Kıbrıs'ta bitirdi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra hukuk eğitimi için İngiltere'ye gitti. Mezun olduktan sonra avukatlığa başladı. 1949 yılı yaz aylarında savcılık yapmaya başladı. Yine aynı yıl Aydın Hanım'la evlendi. 27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingte Dr. Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. Türk Cemaatının iki önemli ismi Faiz Kaymak ve Dr. Fazıl Küçük arasında arabulucu rolünü üslenip, toplumun çıkarlarının takipçisi oldu. Faiz Kaymak'ın teklifi ve Dr. Fazıl Küçük'ün tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu kongresinde başkanlığa seçildi. Savcılık görevinden İngiliz yönetimini zorlukla ikna ederek istifa etti ve Cemaat sorunlarıyla uğraşmaya başladı. 1955'te terörist bir hüviyete bürünen Enonisle mücadelede ve EOKA karşısında Kıbrıs Türklerinin direnişine yön veren Denktaş, 1958 yılında hükümetteki görevinden istifa etti. Arkadaşlardıyla 1.8.1958'de Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kurdu. 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile, 1960 antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında emeği geçti. Aynı yıl Türk Cemaat Meclisi'yle İcra Komitesi Başkanlığı'na seçildi. 1958 yılında Rum tedhişçiler, Türk köylerine saldırınca, Türkler de bu olayları protesto etti. Zürih-Londra antlaşmaları öncesinde Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, Ankara'ya Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmeye gitti. Bu görüşmede Denktaş adaya Türk askeri gönderilmesi teklifini dile getirdi. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra Denktaş temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayan Denktaş bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı. 1964 Londra Konferansından sonra Makaryos tarafından “istenmeyen adam” ilan edildi. Yeşilada'ya girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katıldı. 1967'de adaya gizlice girerken tutuklandı. Yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye geri verildi. 1968'de adaya giriş yasağı kaldırıldığından Kıbrıs'a döndü. 1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi. 28.2.1973'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi. 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 22.4.1990'da yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi. 17 Nisan 2005'te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayan Denktaş, 24 Nisan'da görevi Mehmet Ali Talat'a devretti. KKTC'nin kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş 88 yaşında vefat etti... Yakındoğu Üniversitesi Hastanesinin yoğun bakım servisinde 9 Ocak Pazar gününden itibaren tedavi gören KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 13 Ocak 2012 günü vefat etti. Denktaş, 8 ocak gecesi ishale bağlı su kaybı nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı. İç organlarında dün yetersizlik baş gösteren Denktaş, 09 Ocak sabahı itibarıyla solunum cihazına, akşam saatlerinde ise diyalize bağlanmıştı. Read the full article
0 notes