Tumgik
#1kitap1film1ipek
firisu · 4 years
Text
Yer
-Çalışmamanın en güzel tarafı okumak ve yazmak. Tez aşaması sandığımdan daha uzun sürüyor ve kendimden şüphe etmeme yol açıyor. O sebeple elimden geldiğince kendimi okuma ve yazma açısından beslemeye çalışıyorum ki kendimi değersiz hissetmeyeyim. Gece yatağıma yattığımda kafamda o kadar fazla soru oluyor ki yarına uyanmak o kadar işkence içerikli oluyor benim için. Kahvaltı mutluluk vermiyor artık. Kahvaltı ederken izlediğim youtube kanallarından da bıkmış durumdayım. 
-Sorun ararsan çok fazla bulabiliyorsun ama yüzmeye devam etmek için sebep aradığında aklına hemen öyle kolayca bir şeyler gelmiyor. Ailenin sağlığı ve sevdiğinin mutluluğu dışında istediğin pek fazla bir şey olmasa da, çevrenden ufak sevinçler de tutmaya çalışmalısın. Arkadaş buluşması gibi. İlk kez tanıştığın insanda bir samimilik bulmak gibi. Az içmene rağmen içmeye değer hoş aromalı bir şarap bulmak gibi. İzlenecek ve takip edilecek şeyler bulmak gibi. Şanslıyım ki bu “gibi”ler bende var. Bu hafta hepsini sırayla yaşadım. Buna her ne sebep olduysa teşekkürler, çok ihtiyacım vardı. Hala var.
-Kısacası “haftalık” ı başlatıyorum:
Tumblr media
-Tabi ki ilk önce 20 Aralık’ta gösterime giren Star Wars: Skywalker’ın Yükselişi filminden bahsedeceğim! “Sanki Kylo Ren ve Rey arasında bir çekim var” falan diye düşündüğüm olmuştu ama ilk başta kardeş olabilecekleri için böyle hissettiğimi düşündüm. Zincirleme bir “yanlışlıkla tekrar kardeşinden hoşlanma” gibi bir şey olur mu korkusu da yok değildi bende. Sonuçta kanında var diyebiliriz yani. Tamam film tabi ki romantik ilişkiyi merkeze almıyor, çok fazla aksiyon, karakter gelişmesi, eski karakterlerin çıkması vesaire var da; Ben Solo olarak değil bilerek söylüyorum Kylo Ren ve Rey’i çok yakıştırıyordum ben! Rey karanlık tarafa geçip Kylo ile tahta oturaydı filmden acayip zevk alırdım gibime geliyor. Rey’in de karakteri çok sağlam çıktı. Hatta filmde bir ara Rey sanki nevroz geçirdi bir şeyler oldu kendisinin karanlık taraftaki haliyle dövüştü, bu nasıl oldu kısıtlı bilgimle açıklayamıyorum fakat o hali bana acayip çarpıcı geldi. Kylo’cuğum yazık körpe lanse edildiği için yeteneklerinden ziyade karanlık tarafta olmanın çekiciliği ile yaşıyorken, Rey eğitim görüp savaşta kilit bir rol oynamasıyla daha göz doldurucu bir role sahipti bence. Daha iyi bir üçleme yapılabilir miydi? Evet. Kylo Ren, Rey’e hayat verip ölmese miydi? Evet. Ters köşeler şaşırtıcı mıydı? Evet. Yani film beni etkiledi ama keşke Kylo Ren ve Rey birlikte olsalardı, evlenmeseler de sadece bir öpücük görmeseydik. Olsun ne yapalım. Maskülen diplomasi böyle: hızlı yaşa genç öl. 
Tumblr media
Bu arada Rey’in karanlık taraftaki ışın kılıcının Darth Maul’unkini hatırlatması kalp ben. 
-Tabi ki The Mandalorian’dan da bahsedeceğim! İlk bölümünü çok beğendim. Bebek Yoda’nın şirinliği beni benden aldı. Çok şeker. Hatta tumblr hesabımda oturum açmak için siteye giriş yaptığımda bebek yodanın fan art noel versiyonu çizimini gördüm, çok bebeksi ya. Dizinin ilk bölümü “bir dizi izleme sitesinde” 12 Kasım’da yayınlanmış. Tabi ben ne olduğunu anlayana kadar on gün geçmiş. O kadar zamanım olmasına karşın hiçbir şeyi de araştırmıyorum anlamadım kendimi. Tercihli cahillik de ayrı bir tembellik. Son bölümü 27 Aralık’ta yayınlanmış ve ikinci sezonu onaylanmış bile! Bilmediğim, öğrenmediğim ve unuttuğum o kadar fazla şey var ki Star Wars’ı en baştan izleyeceğim. Mandalorian ile ilgili tek bildiğim şey Boba Fett’in kim olduğu bir de ekşide okuduğum birkaç şey. Ama seriye ilgi duymasanız bile bebek Yoda’yı görün mutlaka!
Tumblr media
Ya burada elli yaşında olması... Çok minnak ve çok tatlı.
-Youtube’da şu anda booktuberlar 2020 yılında okuyacakları kitapları gösterip anlattıkları videolarla mutluluğumu bine katlamış durumdalar. Kaliteli bir iki booktuber buldum ve diğerlerinin yüzüne bakmıyorum bu aralar. En sevdiklerim ise 1kitap1film1ipek, Alıntılarla Yaşıyorum ve Karavandaki Adam. İlk sırada olan 1kitap1film1ipek yani İpek Sayılan Dadakçı, o kadar güzel kitaplar okuyor ki! Bilmediğim klasiklerin isimlerini duyuyorum, onlar hakkında çok fazla bilgi ediniyorum ve okumaya da özeniyorum fazlasıyla! Onun sayesinde Simone de Beauvoir’in İkinci Cinsiyet kitabının yeni baskısının Koç Üniversitesi Yayınları tarafından tekrar çıkacağını öğrendim ki 1970lerden beri doğru düzgün tarafsız bir baskısı ve çevirisi yoktu piyasada. Aynı zamanda videolarında her ay okuduğu kitaplarını anlatırken de bana daha fazla klasik kitap okuma hevesi kazandırıyor. Onun dahil olduğu dünya klasikleri okuma kulübü var ve Ocak ayında Stendal’in Kırmızı ve Siyah’ını okuyacaklar. On iki ayın on ikisinde neler okuyacaklarını tek tek belirlemişler bile! Kendisinin son youtube videosunda hepsini anlatıyor. Hiç sıkılmıyorum kendisini izlemekten ve dinlemekten. Linkini nedense sadece şöyle ekleyebildim: 
https://www.youtube.com/watch?v=tSFq3qYOAVI
-Diğer hoşuma giden youtube kanalı ise Karavandaki Adam. Bir kitap etkinliği düzenlediklerinde bunu birkaç gün öncesinden paylaşıyorlar ve ayrıntılarını veriyorlar, takipçileri ile tartışmaya da açıyorlar. Etkinlik bitiminde o ayın seçilen kitabını değerlendirdikleri podcast yayınları bulunuyor. 22 Ocak tarihine kadar okunacak olan kitap Halikarnas Balıkçısı-Aganta Burina Burinata. Bu kanalda daha çok Türk Edebiyatından eserler değerlendiriliyor fakat içerik üreticilerinin geniş bir okuma alanı da bulunuyor, bunu kitap önerileri yaptıkları videolarda da görebilirsiniz. Son etkinliklerine dair duyurularının instagram gönderisi şu şekilde:
Tumblr media
Sanırım şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. 
0 notes