"Kadın insandır biz insanoğlu" diyen Neşet Ertaş'ın
"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." diyen Atatürk'ün torunlarıyız.
"Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allâh'tan korkunuz! Zîrâ siz onları Allâh'ın bir emaneti olarak aldınız." diyen bir peygamberin ümmetiyiz. "Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır. (Müslim, Birr 149)
Kadın gülerse Dünya güler ❤️
8 Mart Dünya Emekçi kadınlar gününü sevgiyle anıyoruz ❤️
Çünkü O'nun hayata, insanlara bakış açısı farklıdır.
Bazen karmaşık, bazen derindir ama asla basit değildir…
Yüreği sevgiye açık, akıllı ve cesurdur.
Ne zaman bir bulut görse, üstündedir.
Ne zaman bir çiçek görse, yapraklarında kendisini görür.
Ne zaman bir kuş görse, özgürlük onun elçisi olur.
O kuşla birlikte uzak diyarlara, mavi göklere çıkar.
Kadındır zaten şiir, duygusuyla, sevgisiyle, sanatıyla, güzelliğiyle ve derinliğiyle...
Onu tepeden tırnağa, defalarca ama defalarca okumanız gerekir.
Onu her gördüğünüzde, kalbinizin her çarpışında, farklı bir nağme, farklı bir melodi, farklı bir duygu, farklı bir sevgi görürsünüz.
Şiirden anlayan kadını sevmek de zordur, onu terk etmek de…
Çünkü O, en zorlu yolları aşmış, en büyük acıları atlatmış, hayatın çemberinden geçmiş, duygusunu, sevgisini ve nefretini nerede ve ne zaman dile getireceğini bilmiş, kültürlü, bilgili, aklı başında kadındır. Bakmak ile görmek arasındaki farkı onu tanıdığınız zaman anlarsınız.
Gün gelir ışık olur, umut verir kalbinize.
Gün gelir bir şimşek gibi çakar beyninizde söylediği sözler…
Okumayı beceremeyen adam sevemez şiirden anlayan kadını.
Çünkü ne ruhundaki dinginlikten anlar o adam, ne de kadının içinde kopan fırtınalardan...
Göz kapaklarından süzülen hüznü sizden gizlemeye çalışan, kadın gibi kadındır O.
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kızkardeşim,
Hayat arkadaşımdır.
Bazı kadınlar vardır. Tabiri caiz ise; üzerinden kırk katırla da geçsen kırk satırla da kessen sevmekten yana iflah olmazlar. Sevilmedikçe; daha da çok sevmiştir o kadınlar. Küçükken bir kez saçları okşanmamıştır fakat gözlerinizin içine inatla bakarlar, aşkla bakarlar. Bir kez ne istediği sorulmamıştır yine de en çok sizin ne istediğiniz ile alâkadar olurlar. Küçücük çocukken tanışmıştır çoğu kendi karanlığıyla, ama; size düştüğünüz her kuyuda ışık olurlar. Sesleri gür çıkar alabildiğince; susmaktan susturulmaktan hoşlanmazlar. Ve o kadınlar bir gün susarlarsa hayatınız kararır. Bazı kadınlar vardır hiç 18 yaşında olmamış hep 30'unda sırtlarında türlü türlü yükler gamzelerinin çukurlarında hayaller.
Bir görseniz! Ah bir güldürseniz! Göreceksiniz.
Kaç numara ayakkabı kaç beden elbise giydiğini bilmeyen kadınlar vardır, çünkü birilerinin eskileri onların yenilerini hep satın almıştır. Yürüyüşleri, duruşları, gülüşleri, bakışları başkadır.
kadınların insan gibi yaşayabileceği; cinsiyetiyle, mesleğiyle, anneliğiyle, kıyafetiyle, kilosuyla, dışarıda bulunduğu saat ile yargılanmadığı günlerin çok yakında olmasını diliyorum. öldürülen veya bastırılan değil korkusuzca, huzurla yaşayan kadınların gününü kutlayacağımız güzel günlere... 🕊️
💫Duygu Asena bu kitabı 1987 yılında yayınlamış ve biz kadınlar 2023'de hala bu kitaptaki dertleri paylaşıyoruz. Hala cinsiyetçilik, kadına (fiziksel ve psikolojik) şiddet, özgürlük, eşitlik problemleri yaşıyoruz. Aradan 35 yıl geçmesine rağmen neden hala bir arpa boyu yol ilerleyemedik? Neden ben 2023'de genç yetişkin bir kadın olarak bu kitabı okurken baş kahramanı bu kadar iyi anlıyorum?