Tumgik
#Altın Madalya
birkahveicimikadar · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Şampiyonluğu böyle bekledik. Büyük bir heyecanla izledik. Başaracağımıza da hep inandık. 41 kere maşallah Vargas'ıma be! Tebrikler Filenin Sultanları. Siz bunu çoktan hakettiniz...🥹🇹🇷🏆
2 notes · View notes
ozcansimsek · 1 year
Text
Asia Photo Festival' Kazandığım Madalyam Geldi
Singapur’da geçtiğimiz yıl üçüncüsü yapılan ve her üç festivalin de çağrılı katılımcısı olduğum Asia Photo Festival’in bir bölümü olan “ONE SHOT GALERY” de yayınlanan fotoğrafım izlenme ve beğenilme oranlarına göre ilk 10 fotoğraf arasına girdi. Bu nedenle gönderilen sertifikayı ve altın madalyamı sizlerle paylaşmak istiyorum. Festivale davet ettiği için festival organizatörü ve Asia…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
altinovaguncel · 1 year
Text
7. Hersek Yağlı Güreşleri’nin başpehlivanı Hüseyin Gümüşalan oldu 
Altınova Belediyesi 7. Hersek Yağlı Güreşleri finalinde Tanju Gemici’yi yenen Hüseyin Gümüşalan başpehlivanlığa uzanan isim oldu.  Yalova’nın Altınova ilçesinde yağlı güreş heyecanı yaşandı. Hersek Er Meydanı’nda 13 boyda gerçekleşen güreşler kıran kırana mücadelelere sahne oldu. Tribünler doldu taştı Altınova Belediyesi tarafından Hersek Er Meydanı’nda düzenlenen 7. Hersek Yağlı Güreşleri…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mcanylm34 · 1 year
Text
KÜBRA DAĞLI
- Türkiye Şampiyonu oldu,
- 4 kez Avrupa Şampiyonu oldu,
- 1 kez dünya Şampiyonu oldu,
- Türkiye Taekwondo Poomsae Şampiyonası’nda iki altın madalya birden kazandı.
- Yunanistan'ın Rodos Adası'ndaki şampiyonada Türkiye'yi tek başına temsil ediyordu, İkisi altın olmak üzere 5 madalya birden aldı.
- Dünyanın dört bir yanında katıldığı müsabakalardan madalyalarla dönüyor, Bu yıl yine Dünya şampiyonluğu için hazırlanıyor. Türkiye'ye en çok madalya kazandıran, Türk bayrağını dünyanın dört bir yanında dalgalandıran sporcu KÜBRA DAĞLI'DIR.
Peki siz hiç Kübra Dağlı'nın fotoğrafını alıp, Helal olsun sana, İşte Türk kadını, Gururumuz falan diye paylaştıklarını gördünüz mü? Yoksa bu görmemezlik sırf başörtülü olduğu için mi?
O DA TÜRKİYE'NİN GURURU🇹🇷
Tumblr media
Tumblr media
150 notes · View notes
soezrii · 2 months
Text
Olimpiyatlarda hangi dal olsa altın madalya alırdınız? Ben çiş tutma dalında kazanırdım mesela net
21 notes · View notes
bydpolat44 · 2 months
Text
Altın erkeğe haram olduğu için gümüş madalya alan koca yürekli reis… #YusufDikeç
Tumblr media
18 notes · View notes
yamanates34 · 2 months
Text
Olimpiyat demek, atletizm, yüzme ve jimnastik demektir.
Atletizmde nal toplamayacaksın. Herkesin ne kadar sürede koştuğunu biliyorsunuz. O sürede koşamıyorsan o piste çıkmayacaksın.
Güreşte ağırlığının iki katını kaldırıp künde atamıyorsan mindere çıkmayacaksın.
Altı dakikada gardın düşüyorsa, yumrukların rakibini sarsmıyorsa ringe çıkmayacaksın.
Teknik, taktik, kondisyon, güç olarak her gün bir işçi gibi sekiz saat çalışmayan sporcuyu yarışmalara sokmayacaksın. Bir yıl yat yarışmalara bir kaç ay önceden kamp yaparak hazırlanılmaz.
En çok madalya kazanan ülkeler listesine bakın en çok altın alan ülkeler Bilgi, bilim, teknoloji, kültür ve sanat üreten zengin ve güçlü ülkeler.
İnsanlar çöplüklerden yiyecek topluyorsa o ailelerin çocukları spor yapamaz. Alt yapı olmadan sporda başarı olamaz. Yeterli sayıda antrenör ve uzman öğretici olmadan sporcu yetişmez. Daha yüzlerce madde sayabiliriz. Sporcu küçük yaşta tespit edilir ve yıllar süren bir çalışma ile hazırlanır. Bizde ise bir yıl yat yarışmaya 3 ay kala kampla hazırlan böyle saçma bir şey olamaz. Her gün bir işçi gibi 8 saat çalışacaksın. İnsan açken, gelecek endişesi yaşarken nasıl spor yapacak. Spor masrafı çok yüksek bir uğraştır. özel beslenme ister. Özel kıyafet ister. Özel malzeme ister. Okçuluk sporu yapıyım desen profesyonel bir yay 50 bin liradan başlıyor....
Spor artık önce ahlak, sonra bilim, sonra disiplin, sonra çok çalışmak, çalışmak, çalışmak, her saat çalışmak.
9 notes · View notes
etaali · 15 days
Text
Tumblr media
İranlı iki doktor, yara iyileştirici sprey ile Amerika'daki buluşlar festivalinde altın madalya kazandı
İranlı doktorlar, yara ve yanıkları kaplayan balmumu spreyi icat ederek, Amerika'daki dünya buluşlar ve icatlar festivalinde altın madalya kazandı.
Dünya buluşlar ve icatlar federasyonu her yıl 2 kez, bir kez Amerika'da ve bir kez Avrupa'da tıp bilimlerindeki yeni icat ve buluşlar için bir festival düzenliyor. Bu festivalde, dünya çapındaki projeler ve farklı ülkelerden yatırımcılar yeni fikirlerini sergiliyor. İranlı iki doktor olan "Hüseyin Kasımı" ve "Ebu'l Fazl Berzgeri"nin icat ettiği, kök hücre salgıları içeren yara ve yanıkları kaplayan balmumu spreyi de bu yıl federasyonda kabul edildi. Pars Today'e göre, "Hüseyin Kasımı" ve "Ebu'l Fazl Berzgeri", bu ürünün dünyadaki ikinci üreticisi olarak en iyi dereceye layık görüldü. Kasımı bu konuda şunları söyledi: "Bu sprey, rejenerasyon özelliğine sahip kök hücre salgıları içeriyor."
2 notes · View notes
tanrininsanati · 1 month
Text
eğer elini yakmak olimpiyat sporu olsaydı altın madalya benimdi
2 notes · View notes
baybaykus · 2 months
Text
Tumblr media
🇹🇷 Türkiye, 40 yıl sonra ilk defa olimpiyatlardan hiç altın madalya kazanamadı.
3 notes · View notes
mavihayaller · 3 months
Text
cebimdeki cevizler kırılmış,
yüzüm de yeni buruşmuş.
insan öldüğü günden ziyade,
bir sonraki gün yaşanacak telaşı merak ediyor.
sandalyenin dengesini sağlayamazken daha,
yaşam denen hipodrom aktivitesinde,
nasıl rutinde kalır insan?
nasıl her sabah camı açar?
nasıl her sabah kahvaltı yapar?
dilimde küfür kalmamış,
sandığımdan daha da karışmışım.
aklımdan tuttuğum sayı; üç.
şimdi tekrar ikna olmak,
sandığımdan daha güç.
arkada albinoni çalıyor,
tövbelerim gününde bozuluyor.
kilometrelerce koşmuş bir ceylan gibi,
hayatımı sorguluyorum..
neden kaçıyorum?
nereye kadar kaçıyorum?
nerede bitecek bu?
bir çita tarafından henüz yakalanmış bir ceylan gibi,
hayatı sorguluyorum...
neden kaçtım?
çıtası kırılmış bir uçurtma gibi de hissedebilirim
ama
bu sadece kafiyeden ibaret olur.
çünkü ben gökyüzünü tanımıyorum.
daha içinde bulunmadım.
sadece uzaktan izledim. 
sanki bir hipodrom aktivitesinde
sanki dürbünle
son düzlükte ayağı kırılmış bir at gibi de
hissedebilirim.
ama bu ceylana ayıp olur.
o kadar koştu...
o kadar koştum...
hak getire, daha madalya vereni görmedik.
ne altın, ne gümüş, ne bronz...
bizim kaderimiz cıva...
bir de şey var;
boş teneke.
yeteri kadar bira içerseniz,
kutular birkaç element eder.
geceye hayret eder.
yıldızlar dehşete düşer;
nasıl hala uyumaz...
cebimdeki cevizler kırılmış.
yüzüm de yeni buruşmuş.
4 notes · View notes
yurekbali · 2 years
Text
Tumblr media
Şair, Darphane Grevinde... / Refik Durbaş Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, 1467 yılından beri faaliyet gösteren ülkenin önemli kurumlarından biri. Görevleri şöyle özetlenebilir: Tedavül ve hatıra paraların; Cumhuriyet altınlarının basımı; değerli madenlerin analizi ve ticaretinin düzenlenmesi; her türlü resmi damga ve mührün, madalya ve nişanın üretimi; pasaport, nüfus cüzdanı, damga ve harç pullan başta olmak üzere tüm kıymetli kâğıt ve güvenlikli kâğıdın imalatı... Darphane’de çalışan Basın-İş üyesi 257 işçi 7 aydan beri işverenle Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri yapıyordu. Anlaşmaya varılamaması üzerine 7 Temmuz’da grev kararı aldılar. Darphane’de 25 yıl önce de bir grev yaşanmıştı ve bu kurumun tarihinde ilk grevdi. Cemal Süreya, şiir yanında “Günler” başlığı altında kısa notlar yazar, bunları numara koyarak yayımlardı. “949. Gün” başlıklı “Günler”de bu grevi anlatır, çünkü bir dönem o da Darphane’de müdürlük yapmıştır. Müdürlüğe yeni başladığı günlerde eski Başbakan Suat Hayri Ürgüplü’nün kardeşi gelir. Kiloluk bir altın külçeyi sikke altına dönüştürmek istemektedir. Ama bu yasalara göre mümkün değildir, çünkü Darphane altın basımı işini yalnız sarrafların getirdiği külçelere yapmaktadır. Bunun üzerine “sarraflara tam ve acımasız bir tekel durumu kazandıran bu uygulamanın yasal dayanaklarını araştırmaya” başlar. Bir tüzük, bir yönetmelik, bir genelge, bir karar, bir emir? Hiçbir şey yoktur. Bu işten yalnızca İstanbul’daki 23 sarraf yararlanmaktadır. Süreya, Maliye Bakanlığı’na bir yazı yazarak durumu özetler ve büyük ölçüde vergi kaçakçılığına yol açan bu uygulamanın önlenmesini ister. Çok uzun bir süre yazısına yanıt gelmez. Sonunda, bütün bürokratik görgü ve nezaket kurallarını bir yana iterek bakanlıktan yanıt isteyen ikinci bir yazı, bir tenkit yazısı yazar. Fakat yanıt olarak zamanın Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon’un bizzat kendisi gelecektir. Bakan, Darphane’ye gazap içinde girer. “Kapalı yerleri görmek istiyorum! Kapalı yerleri gösterin bana!” diye bağırıp çağırmaya başlar. Her yer gösterilir. İş şakaya vurularak, en küçük çekmecelerin gözleri bile açılır. Bakan, bu kez de “Arşivi görmek istiyorum! Reşat altınların kalıpları nerde?” diye kükrer. Oysa arşiv, Sultanahmet’te, Damga Matbaası bölümündedir. Ertesi gün arşiv de gezilir. Bu kez yüzü gülüyordur Bakan’ın. Tam arabaya binerken Cemal Süreya parmağını kaldırarak herkesin duyabileceği bir sesle şöyle der: “Beyefendi, bir kapalı yer daha vardı, ama onu size göstermeyeceğiz...” Bakan şaşırır, bir an ne yapması gerektiğine karar veremez. Süreya hemen ekler: “O da bizim gönlümüz...” İki gün sonra bakanlıktan, “Darphaneyi gezdim, pis buldum” diye başlayan bir yazı gelir. Cemal Süreya’nın sekiz on maddelik bu yazıya verdiği yanıt şu olacaktır: “Evet o gün Darphane gerçekten pisti. Ama tarihinde ilk kez olarak ve bir iki saat...” Cemal Süreya hayatta olsaydı bugün de grevdeki Darphane çalışanlarının yanında bulunurdu. Kuşkunuz olmasın! - Refik Durbaş, Şair, Darphane Grevinde... (Şiirin Gizli Tarihi) - Tipografik Fotoğraf: Zeliha Betül Ercan (Cemal Süreya)
9 notes · View notes
sofimalite · 1 year
Text
"British Cycling'in (İngiliz Bisikletçiliği) kaderi 2003 yılında bir günde değişti. Büyük Britanya'da profesyonel bisikletçiliğin yönetim birimi olan organizasyon yakın zamanda David Brailsford'u performans direktörlüğüne getirmişti. O dönemde Büyük Britanya'daki profesyonel bisikletçiler yaklaşık yüz yıldır vasat bir gidişat sergiliyordu.
1908'den beri İngiliz bisikletçiler Olimpiyat Oyunları'nda sadece bir altın madalya kazanmışlardı ve bisiklet sporunun en büyük yarışı Fransa Bisiklet Turu'nda daha kötü durumdaydılar. 110 yıldır yarışı kazanan İngiliz bisikletçi olmamıştı.
Aslında İngiliz bisikletçilerin performansı etki yaratmaya o kadar uzaktı ki Avrupa'nın önde gelen bisiklet üreticilerinden biri, diğer profesyonellerin İngilizlerin o ekipmanı kullandığını görmesinin satışlara zarar vereceğinden korktukları gerekçesiyle takıma bisiklet satmayı reddetmişti.
Brailsford, British Cycling'i yeni bir yola sokmak için göreve getirilmişti. Onu önceki koçlardan farklı kılan özelliği, “marjinal faydaların bir araya toplanması” olarak adlandırdığı ve kısaca yaptığınız her şeyde minik bir iyileşme marjı arama felsefesi olan bir stratejiye amansızca bağlı olmasıydı. Brailsford bunu, “Bütün prensip, bisiklet sürmekle ilgili her şeyi küçük parçalara böler ve o parçaları yüzde 1 oranında iyileştirirseniz, hepsini bir araya topladığınızda hatırı sayılır bir düzelme sağlarsınız düşüncesine dayanıyor,” diye açıklamıştı."
(from Atomic Habits by James Clear)
1 note · View note
ozamanbenyokum · 2 years
Text
Zaman ve Mekanın Büyüsünde Bir Ressam: ŞEVKET DAĞ
Herkese merhaba. Öncelikle bu yazıyı yazıp yazmamak konusunda çok kararsız kaldım.
6 Şubat sabahı çok kötü bir haberle uyandım. Annem geldi ve Malatya'da akrabalarımızın göçük altında kaldığını söyledi. Şok etkisinde bir süre boş boş bakındım. Ve sonra ekledi: "10 ilde deprem oldu."
Telefonumu elime alıncaya kadar felaketin bu kadar büyük olduğunu bilemedim. Sonra anladım ki çok büyük, çok. Bir hafta boyunca durmadan ağladım, korktum, sorguladım. Deprem fobim zaten vardı, iyice gün yüzüne çıktı.
Uyuyamıyor, akrabalardan haber bekliyor bir yandan televizyon ve sosyal medyadaki videoları izliyordum. Çarşamba günü Malatya'dan haber aldık, annemin halasının oğlu ve oğulları ne yazık ki kurtulamamış.
Gerçekten neye üzüleceğimi ve kızacağımı bilemedim. Günlük rutinime bir süre ara vermek istiyordum, verdim de. Ağladım, düşündüm; zaman zaman bizi yalnız bırakan, deprem bölgesinde gülümseyen devlet büyüklerine kızdım. Çok kızdım. Çok üzüldüm. En son kendimi iyi hissetmediğim için psikiyatrise gittim. Uyku düzenim için şurup ve ilaç verdi. Rutinime geri dönmemi ve sosyal hayatıma odaklanmam gerektiğini söyledi. Yaşadığım üzüntünün, kaygının da insani olduğunu ekledi. Yapabildiğin neyse onun en iyisini yap, dedi.
Yapabildiğin neyse onun en iyisini yap. Bu da sanırım yazı yazmak. Ben de bugün 24 Ocak'ta başlayan bir sergiye gittim.
"Zaman ve Mekanın Büyüsünde Bir Ressam: ŞEVKET DAĞ"
Tumblr media
Folkart Galeri'de 21 Nisan'a kadar sürecek serginin mimari Şevket Bey, natürmort eserlere sahip olsa da aslında Ayasofya ve İstanbul'u resmetmesiyle meşhur.
Tumblr media
1875 yılında Kafkasya'dan göç eden bir ailenin çocuğu olarak İstanbul'da dünyaya gelen Dağ, Osman Hamdi Bey, Alexandre Vallaury ve Salvatore Valeri'nin öğrencisiydi. Yetenekli ve disiplin bir öğrenci imajı çizen Dağ'ın ilk katıldığı sergi 1901 yılında düzenlenmeye başlayan "İstanbul Salonu" adlı sergiydi.
Tumblr media
1902 yılında ise İstanbul'un Fatih ilçesinde bir muhallebici dükkanında beş eseriyle ilk sergisini sanat severlerle buluşturdu. 1909 yılında Münih'te düzenlenen Harp Resimleri sergisinde altın madalya kazandı. Aynı yıl, Tevfik Fikret'in isteği üzerine Galatasaray Lisesi'nde öğretmenliğe başladı ve buradaki öğrencilerin esin kaynağı oldu. Öğrencilerinin arasında bir isim göze çarpıyordu: Fikret Mualla.
Tumblr media
1909 yılında kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer alan Şevket Dağ, 1923 yılında açılışı Mustafa Kemal Atatürk tarafından gerçekleştirilen Ankara Resim Heykel Sergisinde önemli bir sanatçıydı.
Tumblr media
Yukarıda da bahsettiğim gibi, Ayasofya resimleriyle meşhur olan Dağ, tam sekiz yıl boyunca sadece Ayasofya konulu resimler yapmıştır. İç mekan resimleriyle öne çıkan sanatçının resmetmeyi sevdiği diğer yerler ise, Rüstem Paşa Cami ve Kapalıçarşı'dır.
Tumblr media
Sergiyi gezerken, Rüstem Paşa Cami'sinin ne denli güzel atmosferi olduğunu düşünüyorsunuz. Tabii ki Ayasofya'nın da. Natürmort resimlerini de ben beğendim açıkçası. 60 eserden sanırım 5-6 tanesi natürmorttu. Diğerleri genelde İstanbul ve camiler. Bir de Alsancak Gar.
Tumblr media
Resimlerin yanı sıra, sanatçının kendine ait eşyalarını da görüyorsunuz. Paleti, eskiz defterleri, şövalesi, fotoğrafları ve boya kutusu. Atatürk'e yazmış olduğu mektup bile var. Sergi ve sanat severlerin gezdikten sonra pişman olmayacağı bir sergi olmuş. Herkesin ellerine sağlık.
Böyle acılı ve üzüntülü günlerde kafanızın biraz da olsun dağılmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız, mutlaka gidin.
Sevgiler...
5 notes · View notes
cehenneminhuzuru · 2 years
Text
Öfkem kalmış doruklarımda, ses seda, desen olmaz senden. Delirip küfür ettim, sonrasında. Şimdi gel demiyorum, dememeliyim.
Öfkem kalmış doruklarımda, Ödüllendirdim gözyaşlarımla. Her birine taktım birer altın madalya, Başarılı aşkımız gibi.
Öfkem kalmış doruklarımda, gözümde portre olur, güzelliğin. Boyalara yazık, boyalar bile canlı , tutamaz seni beynimde.
Öfkem kaldı doruklarımda işte, tanı madalyalarımdan. Bakmak istemedin, Madalyalarım soldu teker. Gözüne çarpmak için kan ter döken madalyalarım. Senin Görgüsüzlüğün karşında.
Bu yüzden son verdim, hem kendime hem sana. Çaba bazen çok boştur ve sen en büyük boşluk oldun benim için. Bir o kadar değerli sanatım oldun. Sanatımı da yırtıp attım artık.
Şimdi kocaman bir gökyüzüne bakıyor madalyalarım. Tekrardan gözüne çarpabilmek için. Gün ışığından yansıtmaya çalışıyor aydınlığını, yoruldukları için. Onlar gibi yorgunum, galata kadar eski betimlemelerimle, kız kulesine sarılamayan galata kadar...
5 notes · View notes
yuksekovahaber · 5 days
Text
Milli halterci Kaan Kahriman'dan Dünya Şampiyonası'nda 1 altın, 2 gümüş madalya
http://dlvr.it/TDWghh
0 notes