Tumgik
#Bizzat kendim
ozgur-ce · 9 months
Text
Şimdiden sesleniyorum sana eyyy 2024..!
Zaten sormadan kafana göre geliyorsun,
efendi gibi gel, efendi gibi gittt…
İstikrarlı ol, akıllı ol, sağlam ol.
1 verip 2 alma, insanın canını sıkma,
çileden çıkartma, kafamızın tasını da attırma…!
Şunun şurasında 365 gün ömrün var…
Tüm güzelliklerini getir, bizleri mutlu et ve adabınla çirkinleşmeden git…
“ NE YILLAR GÖRDÜM AMA 2024 GİBİSİNİ GÖRMEDİM, süperdi” dedirt.
Sende o potansiyeli görüyorum ben…
Sen 2024'sün, göster farkını, yapabilirsin. 😉😄
Bide bizzat kendim mutlu yıllara diyeyim dedim 12 de balkabağına dönüp yok oldu başka video geldi 🎃🎄😅ona göre duyanlar duymayanlara duyursun 😜😁🫶🥳🥳🥳
177 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years
Text
Teyzem bıraktı beni
3 notes · View notes
selcandy · 20 days
Text
Bu konuda hiçbir bilimsel dayanağım yok (belki dayanak vardır, ben okumadım veya araştırmadım), dümdüz kendi düşüncelerim ama “olumlama” denen şeyin insanı olumlu değil, olumsuz etkilediğine inanamadan edemiyorum ya.
“Çok iyiyim, harikayım, başarılıyım, mükemmelim” içerikli cümleler bana aşırı problematik ve ürkütücü geliyor. Kötü hissetmeye, hata yapmaya hiç hakkın yokmuş gibi, en azından mükemmel hissetmediğin zamanlarda o duygunun yoksunluğunun daha çok fark edilmesine neden oluyormuş gibi.
“Bedenimi seviyorum, kendimi her halimle kabul ediyorum” vb, bedeniyle hiçbir sıkıntısı olmayan ve kendisini her haliyle kabul eden birisinin bu cümleyi kuracak farkındalığı olmaz ki abi, dümdüz yaşar gidersin. “Hayııır, aslında hiç sevmiyosuuun, ondan böyle cümleler kuruyosuuuun” değil mi bunun bilinçdışındaki tercümesi?
“Başarıyı kendime çekiyorum, para bana akıyor” - akmadığında hayal kırıklığına uğramıyor musun mesela? Ben her gün kendime “işimde yükseliyorum, işimde yükseliyorum” desem ancak yükselemesem her gün biraz daha örselenirdim sanırım.
Kötü hissetmek, kendine öfke duymak, bazı yönlerini beğenmemek, başarısızlık - bunlar insanı geliştirebilecek, ilerletebilecek şeyler aslında. İnsan “nerede yanlış yapıyor olabilirim” sorusunu hayatından bu kadar dışlamamalı sanki ya. Neden berbat hissettiğini anlayıp çözüme odaklanabilmen için önce “şu an berbat hissediyorum” diyebilmen gerekmez mi? Değişimi bizzat başlatmak yerine evrenden ve bilumum enerjilerden beklemek acımasızlık değil mi, insan neden kendisine acımaktan korkar?
Tamam, sürekli “rezilim, sürünüyorum, zavallıyım” demek çok daha tekinsiz ve sakıncalı ama tam tersinin de normal olmadığı inkar edilemez. Nasıl ki negatifin en ucu sorunluysa (gidip tedavi olacağımız kadar sorunlu), pozitifin en ucu da aynı derecede kırmızı alarm veriyor. Kendini salıver güzel kardeşim, bugün kötü hissetmen ne kadar doğalsa 👉🏼 insansın sen 👈🏼 yarın da fevkaladenin fevkinde hissedeceğin bir şey olur ve havalara uçarsın, normali bu. Yanlış yaparsın, telafi edersin, hiçbir şey öğrenmeden, tecrübe edinmeden akmaz kimsenin hayatına.
İnsanların beynini yediler yeni yeni adetlerle. Bence haksız değilimdir, araştırıcam bunu da.
61 notes · View notes
tarumarruhlar · 2 months
Text
Derinden Bir Düş Kırıklığı Benimkisi.
Güvendiğim dağlara kar yağmış falan değil.
Derinden bir düş kırıklığı benimkisi
Geçen her gecenin leyl-i kadr
Karşılaştığım her kişinin hızır olmadığını anladığım zaman kırılıyorum.
Böylece kırılan bir düş haline dönüştüğümü görüyorum.
Evet bizzat kendim bir düş kırıklığıyım,
Kırık bir rüyayım ben
Ve hepimiz öyleyiz.
20 notes · View notes
elisaa-suu · 1 year
Text
"Evet, bizzat kendim bir düşkırıklığıyım, kırık bir rüyayım ben.."
84 notes · View notes
nev-i · 19 days
Text
Bugün akşam tanışma ustamın evinde olacak.. zaten günlerdir gergin yorgun ve stresliyim. Ustamın eşiyle de muhabbetim var ama zaten bütün gün ustamı gördüğümden onunla iletişim halindeydim. Akşam da eve gidince ona bizzat yüzyüze teşekkür ederim diye düşünmüştüm.. Sabahtan beri bi telaş içindeyim zaten.. Çarşı da kendime kıyafet bakıyorum aradı beni.. "Ben beklerdim ki ikimizde kadın olduğumuz için beni ararsın evimi açtığım için bi teşekkür edersin diye bekledim..Hani neyi nasıl yapalım diye bana danışırsın sandım dedi ve bana trip attı.. Kaç defa özür diledim ve kendimi açıklamaya çalıştım..Yani stresten heyecandan düşünememiş olabilirim ama zaten ben bizzat teşekkür etmek istemiştim akşam evinde.. Çok üzüldüm.. Şu halde bile insanların gönlünü almaya çalışmak çok yordu beni.. Genciz, uzun zaman sonra ailemizde böyle bişey yaşıyoruz,heyecanlıyız mazur görülebilir kusurumuz.. Hak etmedim bunu bu tavrı..
16 notes · View notes
yantekerlek · 19 days
Note
Yante. Bu haftasonu görücü usulü hiç tanımadığım biriyle görüşeceğim ama biraz tuhaf hissediyorum. Görüşmek istediği için yazdığında pek bir şey hissedemedim. Yani dış görünüşünden dolayı bunu söylediğim için kızıyorum kendime ama daha önce böyle bir şey yaşamadığım için nasıl davranacağım bilmiyorum. Sen ya da bu soruyu gören birileri tavsiye verirse dikkate alıcam. Tuhaf olacakmış gibi geliyor
hayatta çeşitli tanışma yöntemleri var anonim biliyorsunuz da ben bilinenleri uzun uzun yazmakla meşhurum zaten.
-insanlar doğal ortamlarda (mahalle, iş, okul, arkadaş çevresi) direkt kişiyle iletişime geçerek kendileri tanışabilirler ve bu gibi tanışmalarda niyet doğrudan evlilik olmayabilir. süreç içerisinde birbirlerine farklı duygu ve niyetlerle yaklaşabilir ve evlilik için adımlar atabilirler.
-insanlar doğal ortamlarda karşılaşırlar ancak farklı duygu ve niyetlerle yaklaşmazlar, evlilik için de adım atmazlar. birileri yakıştırır, anıştırır, hadi diye farklı niyetin teşvikinde bulunur. bu şekilde doğal ortamda yapay bir iletişim gerçekleşebilir. niyet doğrudan evliliktir. direkt bunun üzerine etkileşime girerler, istişare ederler.
-bazı tanışmalarda ise insanlar doğal ortamlarında birbirleriyle karşılaşma imkanına sahip değillerdir. ortak tanıdıklar, ortak arkadaşlar veya aracılar da diyebiliriz tanışma vesilesi olurlar. mevzu evliliktir bu tanıştırmada. niyetler doğrudan evlilik olduğundan görüşmeye de evlilik görüşmesi denir. usûl nedir burada denirse görücü usûlü denir öyle isimlendirilir ama görücü usûlü aslında bu değildir. görücü usûlünde kadın ve erkek görücülerin iradesine teslim biraz daha. buna dense dense aracı usûlü denir. aracı tanıştırıp aradan çekilir ve kişiler kendi aralarında iletişim kurar, aralarındaki iletişimin devamına onay verip vermediklerini bizzat kendileri ifade ederler. kimi usûllerde görüşen kimseler fikirleri olumsuzsa aracıya iletirler. bu ne kadar doğru ne kadar ideal onu bilemeyiz. ama biraz iletişime ve gerçeklere açık olup kişiler birbirine ifade etse daha iyi tabii bana kalırsa.
aracılar. sevgili aracılar. şimdi buu aracılardan beklenti genelde şey oluyor. huyu huyuna, suyu suyuna, boyu boyuna, dengi dengine kişileri bir araya getirmeleri bekleniyor. aracı değil misin ne işe yararsın deniyor. eyy aracı bana en iyisini en idealini bulmalısın beklentisi var. ama aracılar da insandır. hepsi acizdir, eğitim dereceleri, terbiyeleri, hayata bakış açıları, tecrübeleri, gördükleri geçirdikleri farklı farklıdır. kimi zamanı ve insanları dikkatli okur ve ona göre dikkatli bir yol tutar. kimi de insanları sadece cinsiyetleri ve meslekleri üzerinden eşleştirip bir yol tutar. kimi tanıştırdığı insanların ikisiyle de sohbet etme beraber zaman geçirme tavırlarına tarzlarına hakim olma gibi yakınlığa sahiptir. kimi aracı ise sadece diğer aracıyı tanır onunla bağlantı kurar bir sohbet arasında bekarların ismi geçer hadi bi tanışsınlar denir falan filan. hangisi daha idealdir denecek olursa ideal dediğimiz aracı çiftlerin ideal beklentisi olan olumlu karar almaya vesile olamayabiliyor. yani taraflar iletişimi sürdürmek istemeyebiliyor. ideal değil ya böyle aracılık mı olur dediğimiz aracılık tipinde ise taraflar iletişimi sürdürmek isteyebiliyorlar. yani olayın ideal sonuca ulaşması sadece aracıya bağlanamaz. beklentilere göre şekillenen sonuçlanan şeyler değil bu görüşmeler. her şey idealdir aracılar, çiftler, mevsim, aman Allahım kuşlar başka ötmektedir ama olmaz mesela. ya da kar kış kıyamet, aracılar tırt, trafik sıkışık, mekan kalabalık rezalet, çay çok demli gelmiş, şeker yok garsondan rica etmek gerekecektir filan ama olur mesela. her an her şey olabilir. şu şu olursa muhtemelen şu olur diye kuvvetli ihtimaller belirlenemez. fifty fifty. ya olur ya olmaz.
ya bu ne kardeşim. ben doğal ortamımda tanışmayı yeğlerim ve her aşamada tek özne olmayı isterim diyorsa kişi veya aracı usûlü de olacaksa benim ön kriterlerim var aracı bunlar hakkında bilgi verebilmeli: tip (boy, kilo, kafadaki saç oranı, göz rengi, yürüyüş, oturuş kalkış), yaş, karakter (ahlak, tavır, davranış, duruş, konuşma), alışkanlıklar (spor, sigara, gezme tozma, yeme içme), dindarlık durumu (takip ettiği itikadi yol, ibadetlerini yerine getiriyor olma, faizden uzak durma, helal yoldan para kazanma) vs. diyorsa kişi, ben bunlar hakkında bilgi sahibi olmadan böyle bir iletişime girmem diyorsa aracıya bunları sorar. ön kriterler tamamsa mevzuya dahil olur oluruna bakmak için. ön kriterlerin tamam olması her şey tamam, görüşür görüşmez onay vermek zorundayım, girdim artık kesin bir yola demek değil. bir kişiyle görüşmek için konan kriterler bunlar. bunların hiçbiri haksız değil. isteyen istediği ön kriteri koyabilir. buna göre görüşebileceği insan evreni genişleyebilir de daralabilir de. kişi aracıdan sosyal medya hesabı isteyebilir mesela instoş. bu konuda dikkatli olunmalı çünkü herkes instoşta nasılsa birebir aynı olmayabilir tip açısından da. kimileri birebir uyuyor. kimilerini görünce anaa e bu o mu diyebiliyor. yani ön kriterler için sosyal medyadan bakılan şeyler gerçekle tutmayabilir. ya da whatsapp profiline baktınız 10 yıl önceki fotoğrafı koymuş vay babağn gemüğüne. abicim/ablacım niçin halkı yanıltıyorsunuz ya güncel fotoğraf koyun ya da çiçek kuş filan koyun. film karakteri de koyma mal mısın kaç yaşındayız ya skfktl samimiyetimden söylüyorum ey okuyan. yoksa argo margo ben ttssss ne alaka ya. yani anonim bu iş biraz da böyle. tanımadığınız kişiyle tanışmak üzere masaya oturacağınızdan tanımıyor olmanız normal. ilk defa deneyeceğiniz bir şey olduğundan duygusunu tuhaf olarak nitelemeniz de normal. a) fiziken gördüğünüz profil hoşunuza gitmeyebilir bi de gerçeğine bakayım ya belki duruşu, konuşması, tavrı tarzı ele geçirir kalbimi aklımı diyorsanız görüşebilirsiniz. b) yok ben asla görüşmem tipinden hoşlanamadım da diyebilirsiniz. günah değil ayıp değil. c) tipine bayıldım aman Allahım aşık oldum teklif ediyoooğrooom benimle evlenir misiiiiğn de diyebilirsiniz ama karşılaşacağınız kişinin tek variyeti tipiyse ve diğer uygun olmayan özelliklerini tipiyle örtüp yola devam etmek sağlıksız bir tavır olabilir. Allah her şıkta akıl fikir, sıhhatli düşünme, güzel yol tutmayı nasip etsin. siz tipini önceden gördünüz ya da görmediniz bilemiyorum ama şu an a seçeneğindesiniz. isterseniz bundan da vazgeçebilirsiniz. ben görüşmek istemiyorum dersiniz. istemiyorsanız istemiyorsunuzdur. görüşmeye giderken lan napıyorum ben bu yönteme mi kaldım ya Allah kahretmesin bu ne diye de düşünebilirsiniz. görüşmeden sonra da duygusal çöküntüye uğrarsanız umduğunuzu bulamadığınız için (çok ummamak lazım) dersiniz ki bu yöntem bana göre değil. bunu bir daha asla denemeyeceğim. ya da dersiniz ki ne büyüttüm ya doğal ortamda pek kimseyle tanışmıyorum bari vesile olanları kullanıp denemelerde bulunayım. meseleye %100 duygu penceresinden bakıp yılgınlığa, hayal kırıklığına sürklememeye çalışayım kendimi. bakışı halledeyim belki yöntem o kadar da tuhaf değildir. nasip belli mi olur belki güzel bir yola girerim. bu yöntemi kullanmaya devam edeyim ama her önüme gelenle görüşmek istemiyor muyum? o zaman da ön kriterlerimi güzelce belirtirim aracı olmak isteyen kimselere dersiniz. evlilik niyetindeyseniz utanmayın aracıyı şeffaf bir şekilde yönlendirin. ya ben böyle böyle kimselerle görüşebilirim. o yüzden bunlardan eminseniz önerin lütfen.
yani suç sadece aracıda da değil. evlenmek isteyenin de aracıyı düzgün bilgilendirmesi gerekiyor. siz namaz kılıyorsunuz mesela. ön kriterlerinizde namaz varsa ve aracıya bunu söylemediyseniz namaz kılmayan bir kimseyle gelişigüzel masaya oturup daha başta kriter dağınıklığı, çarpıklığı, şoku yaşayabilirsiniz. siz namaz namaz diyorsunuz karşınızdaki namaz pek kılmıyorum bazen cumaları da kaçırıyorum derse gör şenliği. siz faizden berisiniz karşınızdaki krediyle ev aldım, arabam da var rahat ederiz diyor, haydaa. siz lise mezunusunuz diyelim bu konuda kompleks yapıyorsunuz. üniversite mezunu biriyle evlilik görüşmesi yapsanız kompleks yapacaksınız, kendinizle çatışacaksınız, kendinizi ezik hissedeceksiniz. ya da mesela siz akademik bir personelsiniz hedef kitleniz en az lisans mezuniyetine sahip insanlar. kriterlerinizde bu var. öye olsun, olmasın diyemem ama mesela kriteriniz buymuş. karşınıza lise mezunu bir kişi çıksa onu aşağı görme, ondan etkilenmeme ihtimaliniz yükselir. bu yöntemde devam edecekseniz aracılarınız kendilerini aracılık açısından geliştirmedilerse siz aracılarınızı geliştirecek yönlendireceksiniz. yapacak bir şey yok. shdjkfflgl ya böyle konuşuyorum ama sanırsın evlenemeyenleri evlendirme kursum var da içinde aracı eğitim sınıflarım, aracı usûlü denemeye hazırlık sınıflarım var. şu konuda benim tek vasfım BEKAR olmak. atıp tutuyoruz işte. belki bilirkişiden sayarsınız. ha ne diyorduk. karşınızdaki kişiyle görüşme istişaresindesiniz görüşeceksiniz diye anladım. garipsemeye devam edebilirsiniz, masada da kişiden bağımsız ben neyin içindeyim ya düşüncesiyle öğürme hissi gelebilir, imkan dahilinde bunlar. ya da bi şey yok canım bunda deniyorum işte deyip kişi umduğunuz gibi çıkmadıysa temiz bir şekilde konuşmayı bitirip fikrinizi karşınızdakine ifade edebilirsiniz. en az üç görüşme yapmalı tavsiyesi var ama kimileri tamamen olumsuz fikirdeyken kendini üçe zorlayıp çok sıkıntılı zamanlar geçirebiliyor. matematiksel değer vermek de zor insan ilişkilerinde ama değer verin %60 %70 kafanıza uydu mu? bu yüzde sizin için ikinci görüşmeye karar vermek ve tanışmayı sürdürmek için uygun mu? kimine göre %40 uyum tanışmaya devam etmek için yeterli gelir. kimine göre en az bi %80 olmalıdır. sizin ruhunuz, aklınız, kalbiniz, mantığınız ne diyor? ikinci görüşmeye olur vermek için. haa burada olur verecek tek taraf siz de değilsiniz tanışmayı sürdürmeye. mesela sizde %90 uyum hissi var. karşınızdaki kişide %40'ta kalabilir ve bu uyum. bu onun için iletişimi sürdürmek için yeterli olmayabilir. kişi iletişime devam etmek istemediğini güzel bir dille söyledikten sonra eyvallah diyebilmenin büyük önemi var. bunu neyimi beğenmedi, ben beğenilmeyecek insan mıyım, tipim mi, konuşmam mı, çay içerken tabak bardağa yapışmıştı pat diye düşünce korktum ödleğin teki olduğumu düşündü ondan mı, sesim titredi ondan mı falan filan şeklinde uzun uzun düşünme mevzuu haline getirmemek önemli. siz nasıl karşınızdaki kişiyle uyum görmeyebilirseniz o da görmeyebilir bu uyumu. evet sebep tip olabilir, ses olabilir, boy olabilir, maddi durum olabilir, eğitim durumu olabilir, konuşma biçimi olabilir sebep her şey olabilir, garsona hitap etme biçimi olabilir, ya en bu sebep olabilir mi diye düşünülebilen şey olabilir. olur olabilir yani. sebebi deli gibi öğrenip kendimizi savunmak da isteyebiliriz. kilo veririm, alırım, yüksek lisans yaparım, okullara kaydolurum, giyim tarzımı değiştiririm söyle sebep ne ulan beni niye sevmedin moduna girmeye gerek yok. bu usûlde bunlara yer yok. bu usûl ortaya çıkan olumlu veya olumsuz neticelerde soğukkanlı olmayı gerektiriyor. nasıl olumsuz sonuçta kıçı başı dağıtıp yetersiz, başarısız, tipsiz lanetin tekiyim diye düşünmemek yola devam etmek gerekiyorsa aşırı olumlu olan şeye de öyyyle kapılmamak gerekiyor. çünkü az önce kalkılan masa nikah masası değildi. imza atılmadı. tanışma sürecek. fikirlerin değişme ihtimali, uyumun ortadan kalkma ihtimali vardır. böyle böyle şeylere dikkat etmek isteyebilirsiniz belki anonim.
meseleye ilgili her şeyi konuşamayız. herkes tecrübe ve gözlemleri çerçevesinde bir şeyler söyler. ben bir iki temel şey saydım. bunlar teori niteliğinde. bunlar kanundur ve kesinlikle böyledir dediğim şeyler değil. eleştirilebilir elbette, yoo öyle değil bende öyle olmadı denebilir. kardeşim sence ben senin hayatını mı anlattım gördüklerim üzerinden bir şeyler söyledim yani. anonim bana geldi sana mı geldi Allah Allaah. gerçi anonim beni kullanıp sizin fikrinizi de almak istemiş ama buna lüzum görmüyorum. sayfamın idaresini kimsenin eline veremem anonim müsaadenizle. o kadar yantekerlek olmuşuz bizim de bi ağırlığımız olsun deeğ mi?
tık tık tıklayınız dilerseniz.
12 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 16 days
Text
Tumblr media
84.999.999 kişiye ithafen; Narin hariç! Çünkü o öldü.
Adım Nevzat Bahtiyar.
Dünya tarihinde ilk kez “VERESİYE CİNAYET” suçunu işleyerek tarihe geçmiş bir MİKROBUM.
Ben adi, şerefsiz, pislik, alçak, karaktersiz, ahlaksız, namussuz, rezil, onursuz, haysiyetsiz, aşağılık, iffetsiz, hain, insanlık düşmanı, pislik bir MAHLUKUM.
Zira, TDK’da bir karşılığım YOK❗️
8 yaşında bir ÇOCUĞU, 200 BİN lira karşılığında öldüren bir KATİLE yardım ve yataklık ettim. Siz pişman olduğumu sanacaksınız ama OLMADIM.
21 Ağustos'ta kendi aracımla giderken, köyümüzün ağababası, para ve güç sahibi, muhtarı, imamı olan Salim Güran ile karşılaştım. Muhtar, el işareti yaparak beni durdurdu ve aracındaki battaniyeyi gösterdi.
Narin’in amcası, “Bunu yok edeceksin” dedi. Cesedi battaniyeye sarılı olarak araçtan alıp birlikte çuvala koyduk. Muhtar ayrıldıktan sonra, çuvalı kendi aracıma alarak dere yatağına götürüp gömdüm. Hatta bir ara pişman olacak gibiydim ama umutlanmayın olmadım❗️
Hatta, cesedi sakladıktan sonra seramik işlerim vardı onları hallettim, evde çay içtim, baldızımdan peynir aldım, eşimle oturup sohbet ettim, sonra bizzat Narin'i arama çalışmalarına katıldım. Sonra evime gidip namaz kıldım. Çocuk öldürene yardım edip, namaz kılıp her türlü kötülüğü yapmayı kendime mübah gördüm, ikiyüzlü bir YARATIĞIM....
"ALLAH senin bin türlü BELANI VERSİN" diyeceksiniz ama, vermiyor. Çünkü bir kravat takınca "İYİ HAL İNDİRİMİ" ala aşımdan KUŞKUM YOK.
Başım sağ olsun❗️
17 notes · View notes
acid-gramma · 7 months
Note
Selam sevgili nejat ve anonistan. Sizlerden bir yardım isteyeceğim. Uzun süreli bir ilişki içerisindeyim, sevgilim iyi iş sahibi, akıllı, başarılı, iyi ve hafiften sert mizaçlı birisi. Güzel bir ilişkimiz var. Aylar önce, başka bir işe/okula gitmeden önce öylesine random bir işe girdim. Sonuçta cebime para girerdi neden olmasın, boş kalmayı sevmiyorum. Her şey tamam. Olay buradan sonra başlıyor. İşe girdikten sonra uzun boylu, yakışıklı, akıllı ama çok da başarılı olmayan bir tip bana yürüdü; cahil değil ama ortalama tr erkeği gibi işte, yakışıklı uzun olanını düşünün sadece. Kibarca reddettim çünkü sevgilim var ve onu seviyorum. En azından aylar önce bu böyleyken, son 1 aydır bu oğlanı düşünüp duruyorum. Bu üstü kapalı açılma olayından sonra normalce ve seviyeli arkadaşlık sürdürdük çünkü aynı iş yerindeyiz sonuçta, bir yerde iletişimde olacağız. Her neyse. Son zamanlarda da aramız iyi gibiydi yani tabii ki yakın değildik ama muhabbet ediyorduk, iş yerinden diğer arkadaşlar ve onunla. Bir ara sohbet edilirken laf arasında “ben aşık olmam” dedi ve abartısız 1 dakika boyunca gözlerini bana dikmişti bunu söylerken. Çoğu zaman o kadar çok ipucu bırakıyor ki. Ben dürtüsel yaşayan bir insan değilim ama son zamanlarda dürtü kontrolümü öylesine kaybettim ki ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Oğlanla birlikte olsam çok mutlu olamayacağımı biliyorum çünkü açıkçası pek de uyumlu ikili değiliz ve red flagler mevcut. Gerçi sevgilimde de var ama neyse. Birlikte olsak büyük ihtimal mutlu olamayacağımı bildiğim birini neden aklımdan çıkaramıyorum peki? Sevgilime haksızlık ediyorum. Vicdanen zoruma gidiyor ve etik değil tabii biliyorum. Dramatik davranıyorum belki ama duvarlar üstüme geliyor sanki. Benim şimdiye dek çoktan bu işten çıkmam gerekliydi. Kendi yolum var. Peki neden çıkmadım? Çıkarsam oğlanı göremeyeceğim çünkü. Bunu da şimdi itiraf ediyorum kendime. Lütfen benim aklımı kullanamadığım şu dönemde bana aklın yolunu gösterin. Sevgiline bir şeyin kalmamış ayrıl artık mı derdiniz, yoksa sadece saçma sapan düşünüyorsun anlık bir heves için şu an gayet sağlıklı giden bir ilişki bırakılmaz mı?
merhaba anon, oncelikle redflagli olan isyerindeki cocuk veya sorunlu olan iliskin/sevginin bitmesi vs degil. redflagli olan ve iliski yapilamayacak kadin olan kisi sensin. aldatmak sadece bir sey yasamak degildir ve yaptiklarindaki motivasyon, dusunduklerin aldatmaya giriyor. karsi tarafta olsa kabul edilmeyecek bir durum, direkt nextlenmesi gereken bir durumu bizzat kendin yasiyorsun. bu konudaki yol haritani da sen cizeceksin. erdemmis etiktir gecersek kendine iliskisine ve etrafindaki insanlara saygisi olan biri bu problemi bu sekilde deallemez. benim sahsi onerim whore phase'inde oldugunu kabul ederek iliskini bitirip yeni cocukla da iliski yapmamandir. cunku ordaki figuranin(cocugun) bi onemi yok o baskasi da olabilirdi. hadi onunla iliski heyecan denedin diyelim kasina baska insanlar cikacak hayatinda ve ona da aynisini yapma dusunme ihtimalin epey yuksek. her zaman bir konuda daha iyileri vardir onemli olan senin ne istedigini bilmen ve bunu koruyabilmen. yeni cocukla iliski yapma ihtimalindeki acaba yanlis mi yaptim eski sevgilim daha basarili bir bireydi alfaydi dusuncesi de yeni sevgiline saygisizlik olacaktir ve icten ice kendini bitiren bir zavalliya donusturecektir seni. bu kafada saglikli iletisim ve iliski surdurmen mumkun gorunmuyor. henuz yasin genc whore phase de utanilacak bir sey degil belki de insanlari deneyimleyerek hayatina farkli kategorilerden bireyler alarak deneyimlemen gereken bir istegin vardir (sadece heyecan ve eglence de olabilir)iceriden. ki bu da dogal ve saglikli bir tutum kafanin karismamasi, pisman olmamak adina. ama bir iliski yapiyorsan sadik ve gozunun baska birini gormemesi durumu default gelmesi gereken bir ozellik. bu iliskinde cok mutlu olmanla karsindaki kisinin cok dogru olmasiyla da alakali bir sey degil dedigim gibi seninle ve kendine sayginla alakali tamamen. iliskiler baslar biter ama bu iliskileri bitiren sey ucuncu sahislar veya daha iyisi var midir kafa karisikligi olmamali. asla.
29 notes · View notes
deactivated12334 · 2 months
Text
Evet bizzat kendim bir düş kırıklığıyım, kırık bir rüyayım Ben... ve hepimiz öyleyiz.
Kabul edin amk
10 notes · View notes
sen-de-oku · 28 days
Text
Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamamlandı; kendine saygı duran biri değil, diğer insanların ruhunda kendi mutluluğunu arayan birisin.
Marcus Aurelius (Kendime Düşünceler)
18 notes · View notes
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
Ölümle ilgili korkular okyanus gibi. Yakınlaşmadan, onu seyretmeden ya da serinliğini hâyâl etmeden hep uzak ve tedirgin edici.
En yakınlarımızın vefatına şahit olduk. Katliamlara ve toplu kayıplara. Peki hadisi şerifte geçen "Ölmeden evvel ölme" sırrı neden hâlâ hayatıma nüfus etmiyor?
Neden Hz. Ömer'e (ra) tek bir beyaz tel ölümü hatırlatırken beni ataletimden, ertelemelerimden, bir türlü başlayamamaktan kurtarmıyor?
Muhtemeldir ki ecdat şehirlerin içine, yol kenarlarına mezarlıklar inşa ederek aradaki bağı kuvvetlendirmek istediler. Her yaşayanın tadacağı o lezzeti hatırlattılar.
HATIRLAMAK VE YAKINLAŞMAK!
PEKİ NASIL?
İçten dışa doğru.
Önce kalpteki "Benim" sandığım her geçici lezzet ve kederi olduğu yere, dünyaya bırakmakla başlamalı. Böylece "Yolcu" olduğunu idrak etmeye başlarız.
Gerçek hatırlatıcılara dokunmalıyım.
Daha önce hiç cenaze yıkadım mı?
Bir meyyit nasıl yıkanır, öğrenmeli ve denemeliyim. Gassala tabi olan o sessizliği, Allahın önünde nasıl teslim olunur'u, görmeliyim.
Ağzını zemzem suyuyla silmeli, gül suyunu bir morg soğukluğunda koklamalıyım...
Her namazın ardından Azrail aleyhisselâmâ 1 fatiha 3 ihlas hediye edip manevi ülfeti arttırmalıyım.
Kendi kefenimi yaşarken kendim almalıyım. Ona gecelerin sessizliğinde dokunup öpüp koklayıp, hatta seccade yapıp gözyaşlarımı üzerine şahit bırakmalıyım. Sabunum, tasım, zemzem suyum, havlum gününü bekliyor. Kimseyi yormadan Sidr, Kafur dahi hurcumda hazır olmalı.
Dil ile ikrar ettiğimizi bizzat yaşayacağımız güne kadar ölüm okyanus gibi.
Kavuşma gününe dönüşmesi için şimdi, şuan isteksizliğime, tembelliğime "KENDİME RAĞMEN" irademi Allah'a ısmarlamalıyım.
Ölüm çok yakın.
Bir secde esnasında Azrail Aleyhisselamı hissetmek,
Tesettürünle onunla göz göze gelmek,
Bir yoksulun ihtiyacını karşılarken kucak açmak Allah'a...
Bir medresede, camide, Kur' an okurken, hergün okuduğum cevşenimle,
Hangi civarlarda gezinirsek oralardan yükselecek ya da alçalacağız madem;
Şimdi, şuan değilse, ne zaman?
Ölümü hatırlamak.....
____________°🌺💞🌸°______________
🎀
11 notes · View notes
kadifecicegigibi · 8 days
Text
Tumblr media Tumblr media
üniversitenin daha ilk haftası pişman olmuştum çünkü çok zordu, benim zihnimdeki edebiyât ile burada verilen eğitimin alakası yoktu. zamanla kırıldı bu ön yargım, zamanla sohbetlerin başlaması ile her şey içime sinmeye başladı, lâkin hocaların verdiği kitaplar canımı sıkıyordu, ben dünya klasikleri okumaları yapacağız sanarken Namık Kemal'ler, Şinasi'ler, Ahmet Mithat Efendi'ler havada uçuyordu. bunun yanı sıra Osmanlı Türkçesi, eski Türk dili dersleri bana hayatı sorgulatıyordu. ben de ön yargımdan istemeye istemeye okuyordum hallice kitapları. sonrasında fark ettim ki yazarlarımız o karışık evrede nelerle debelenip bizlere armağan etmiş bu eserleri, bütün zorluklara rağmen nasıl direnişler sunmuşlar, divan edebiyatını severim fakat divan edebiyatı kalıbını kırarak şu an severek okuduğumuz tüm kitaplar aslında bu yazarların çabası sayesinde. üniversite de tanıdığım canım hocam canan hocamın çabaları sayesinde Türk edebiyatı klasiklerine olan ön yargım kırıldı, daha sonraları kendim isteğim ile kitaplığıma kazandırdım bu eserleri. hocamın bana kazandırdığı bunun dışında farklı edebiyat dergilerini okuma alışkanlığı ve biyografi-otobiyografi eserleri okuma alışkanlığı kazandırmasına da ayrıca minnettarım. kendisi vesilesiyle birçok önemli kişilerin bizler için çabasına şahit olmuş oldum. ve en önemlisi Dursun Ali Tökel hoca ile tanışma fırsatına da eriştim. en sevdiğim önerisi de Matbuat Hatıralarım/Ahmet İhsan Tokgöz'ün eseri oldu. elimden bir an bile düşmeyen bir eser olmuştu. (servet-i fünûn dönemini merak edenler bu dönemi bizzat servet-i fünûn dergisinin sahibinin anılarından okuyabilirsiniz)
9 notes · View notes
hamiraa · 2 months
Note
İmanını nasıl güzelleştirdin? Hem dünya hem ahiret dengesini nasıl kurabildin? Ben dünyamı iyi etsem ahireti düzeltemiyorum, ahirete baksam dünyam durmuyor. İkisine birden bakmak, dengeyi bulmak nasıl oluyor? Bir yardım etsen
Esselam, bunu ne üzere dediniz bilmiyorum ama Rabbim beni hüsnüzannınıza lay��k kılsın hatta sandığınızdan daha hayrlı kılsın, teşekkür ederim 🌻
Bunları önce kendi nefsime söylüyorum, imanı güzelleştirmek, arttırmak ile dünya ahiret dengesini sağlamak birbiri ile bağlantılı şeyler ve ikisinin de ilk yolu Allah ile irtibatını canlı, taptaze, sıkı tutmak bunu yapabilmek için de namazına ihtimam göstermek gerek bence. Bakın nafileleri geçtim beş vakit namazını hakkıyla eda eden birisini düşünelim. Gününün en yoğun vakitlerinde Allah için secdeye gidiyor ve namazdan sonra duasında o vakit namazına kadar ne yaptıysa bir iki dk gözden geçiriyor eğer yaptıkları Allah'ı razı etmeyecek bir şeyse hemen tevbe ediyor yok razı edecek bir şeyse de hamd edip daim olmasını istiyor ve bunu her namazda yapıyor daha sonra yatsı namazını kıldıktan sonra bi 10 dk gününü analiz ediyor, nefsini sorguluyor, yanlışlarını doğrularını tartıyor yani nefis muhasebesi yapıyor, Allah ile bu şekilde irtibat halinde olan bir insan dünya ahiret konusunda sıkıntı yaşar mı? Belli zamanlarda evet çünkü melek değil insanız ama genel itibariyle hayır. Hasan el Benna rahimehullah için gündüz Mücahid gece abid derler, onun hayatına baktığımızda bu övgü daha bir güzel oturuyor zihnimizde. Gündüz mesleğini icra ederek öğretmenlik yapıyor, akşam o çocukların babalarına İslamı tebliğ edip gece de zikir ve ibadet ile geçiriyor. Ben bunu ilk okuduğumda, subhanallah çok şaşırmıştım ve gerçekten gıpta etmiştim ama sonradan anladım ki Gündüz Mücahid olabilmek için gece abid olmak zorunda. Gününün belli bir kısmında kendi içine çekilip yaptıklarını sorgulamayan, gününü tefekkür etmeyen insan elbette dünyaya bağlanır çünkü onu durduran engelleyen güç ile bağlantısı zayıf. Bakın bizzat kendi hayatımda tecrübe ettiğim bir durum bu, hayatın yoğunluğuna dalıp kendime vakit ayırmadığım zamanlar imanımın azaldığını, namazlarımın ağırlaştığını hissediyorum ama ne olursa olsun günlük muhasebe yaptığım zamanlarda ise imanımın arttığını hissediyorum. Velhasıl, kendi hiramıza çekilmeyi, hayatımızda ne olursa olsun Rabbimize yönelmeyi öğrenmemiz gerek.. Selametle
9 notes · View notes
ruhumunmisralari · 1 month
Text
Uzun zaman oldu içimi dökmeyeli. Uzun zaman oldu derinlere inmeyeli. Yanlış bir ortamda filizlenmenin acısını yıllarca çektim kinimi nefretimi hep taze tutmak istedim ki olayları unutmayayım. Her yumuşamaya başladığımda tekrar hatırlamak istedim anıları. Çocukluk aklı ya işte hepsinin üzülmesini istedim. Hepsi bende olmayan şeyleri istediler. Daha kendinden emin ol dediler, daha fazla konuş dediler, daha güzel giyin dediler,ağlama daha güçlü ol dediler fakat bunların nasıl olacağını bana söylemediler. Çırpındım birçok kez olmadığım roller takındım kendime. Daha güçlü olmak için hiç ağlamamayı seçtim. Daha fazla konuşmak için saçmaladım. Ve kendi benliğimden daha da uzaklaşmış buldum. Nedenler ,niyeler ,ne yapıcamlar arasında gittim geldim. Bir gece oldu herkesin sırtını çevirip kendimle kaldığım o gecede merak ettim nasıl birisi olduğumu ve psikoloğa başladım öyle bir süreçti ki olmak istediğimle olduğum kişi arasındaki dağları bizzat birisinin ağzından duymak tokat gibi çarptı. Kendime yavaş yavaş adım attım hayat daha anlamlı olmaya başladı aradığım soruların cevabını bulmaya başladım. En önemlisi herkesi içimde affettim.kavgam kalmadı ne birisiyle ne kendimle. Ve sadece yaşıyorum artık yaşamayı seviyorum. Rastgele üstüm kirlenecek mi korkusu olmadan oturuveriyorum çimlere, gülmek istiyorsam gülüyorum ağlamak istiyorsam ağlıyorum. Yer zaman fark etmeksizin içimden geldiği gibi yaşıyorum. Şu an yaşamayı biliyorsam bu geçmişteki tavana bakıp acaba ne zaman ölücem diye ağlayan küçük kız sayesinde.hiç bitmeyecekmiş gibi düşündüğün her şey yavaş yavaş bitiyor küçüğüm…
11 notes · View notes
hisboslugu · 5 months
Text
hayal kurmakla başım hiç hoş değildir. gelecekten beklediği nelerse onları kafada keyfince şekillendirip sonra onlara uymayan durumlarla karşılaşınca hayalleri yıkılan kimselerden değilim. güvendiğim dağlara kar falan yağmış değil. derinden bir düş kırıklığı benimkisi. geçen her gecenin leyle-i kadr, karşılaştığım her kişinin hızır olmadığını anladığım zaman kırılıyorum. böylece kırılan bir düş haline dönüştüğümü görüyorum. evet, bizzat kendim bir düş kırıklığıyım, kırık bir rüyayım ben ve hepimiz öyleyiz.
14 notes · View notes