Tumgik
#Direnç
seslervesozler · 3 months
Text
Uçurum Çiçekleri
Uçurumun kenarında, rüzgârın ve zamanın yonttuğu kayaların arasında bir çiçek açar. Gecenin soğuk yıldızları altında, rüzgârın serenadı eşliğinde dans eder narin yaprakları. İncecik sapıyla sarsılan, narin yaprakları ile direnen bu çiçek, en saf direncin sembolüdür. Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte, kayaların gri tonları arasında parıldar. Her yaprağı, doğanın sessiz bir çığlığıdır; her tomurcuğu, umudun yeşeren bir simgesidir. Kayaların arasında incecik bir çatlağa sığınan bu hayat, tüm zorluklara rağmen güzelliği ve direnci ile varlığını sürdürür. Uçurum çiçeği, yaşamın kenarında durmanın ve yine de çiçek açmanın ne demek olduğunu hatırlatır. O doğanın cesaret ve zarafetle yazdığı bir şiirdir. Sessiz, ama derin; kırılgan, ama güçlü...
Tumblr media
10 notes · View notes
vinceverbatim · 8 days
Text
"
Delikanlıyken durmadan hayal kurardım; ele avuca sığmaz, doymak bilmez hayal gücümün biçimlendirdiği bazen kararan, bazen pırıl pırıl yanan görüntüleri nasıl severdim! Onlardan geriye ne kaldı? Korkunç bir rüyayla cebelleşmenin bitkinliği gibi bir bitkinlik ve pişmanlıklarla dolu silik bir anı. Bu boş çabada, gerçek hayatın can damarı sayılan ruh ateşini, irade direncini tükettim. Hayata, onu bütün ayrıntılarına kadar kafamda yaşayarak atıldım ve tıpkı önceden okunmuş bir kitabın kötü bir taklidini okur gibi bunaldım, tiksinti duydum..
Mikhail Lermontov, Zamanımızın Bir Kahramanı
4 notes · View notes
seslimeram · 4 months
Text
Dönüşüm
Tumblr media
Dünyanın dönüşümü o insanlık mefhumunun üstüne basıla basıla yerle yeksan edilmesini göstere geliyor. Şimdiyi kapsayan, anlık değil doğrudan bir vaveyla içerisinde her türden tahakküm, denetim, gözetim ve şiddet eksenlerinde o gelişim lafın gelişi deklare edilirken insani vurgu, olgu hiç ediliyor. Müşterek mesellerin yerle yeksan edildiği, güç kullanarak bastırıldığı bir dünya imgesi bütün o konforlu alanlardan edilen ‘demokrasi’ vardır lafzını tek bir hamlede alt ediyor. Suçun / suçlunun peşinin kollandığı “adaletin” varlığında hak da hukuk da hiç eyleniyor. Behemehal gündelik yaşam olgusu tarumar ediliyor. Bir tehdit ve tahakküm veçhesi üstünden bir o yana, bir bu yana devrilip duruyor koca ülkeler. Tüm bu mavi küre insani katastrofu sonuna kadar var etmiş, normalini yitirmiş bir düzlem şekillendiriliyor her günü apayrı cerahatin esiri. Dönüşüm ister yapay zekayla isterse de et ve kemikle, kanlı canlı insanla var edilsin, şekillendirilen son kertede demokrasi mefhum ve meselinin hiç kılındığı hakikatimiz ediliyor. Her gün yeniden biçimlendirilen o cerahat ekseninde yaşamsal müşterek pratiklerinin hiçleştirilmesi kesintisiz var edilmeye çalışılır. Bunun da başarılı olduğu dünyanın çeşitli yerlerinde güncellenen şiddetle, ayrımcılık ve o savaş hallerinin sürekli psikolojik tahakküme evrimiyle var edilir. Böyle mi olacaktır tüm dünyanın akıbeti, şu coğrafyanın halleri!
Ara sıra değil daimi bir biçimde yeniden ve yeniden var edilen bütün boyutlarıyla “tehdit” yönelimi ile sıradan insanların hayatlarının zehirlenmesi kesintisiz kılınır. Bu coğrafyanın da makus kederi olarak çıkagelen cerahatin her nasıl birbiri ardına var edilmiş olagelen ol tahakküm nesnelliği üstünden biçimlendirildiği az çok yaşadıklarımız ile özetlenebilir. Bu cerahat sarmalına dönüştürülmüş günbegün yaşam ihtimal, olasılıklarının tarumar edildiği her günün apayrı sınamalarla kuşatıldığı zeminin gerçekliği zaten her şeyi izah edecektir. İnsanlık mefhumu tarumar edilirken, cerahatin önemsendiği, el üstünde tutulduğu bir yer, bir sahne gerçekliğimiz kılınıyor. Yaralarıyla yolunu kaybetmiş bir menzilin her gününün nasıl punt bulundu mu daha fenaları için zeminin yoklandığını göstere gelen bir karşılık hal ve istikamet bugünün yeni nam ülkesinin hakikati kılınır. Çürümeye demirlemiş, artık afaki bir biçimde insani normların zayi edildiği bir düzlemde, gelip geçici olmayan tüm o yaraların varlığı hakkaniyetsizce nasıl yaraların kanatılmaya devam olunduğu meseli tüm bu ülkenin / şu mavi kürenin de istikametini göstere gelir. Bütün bu hallerin yekununda bir tek iyi gün var edilebilir mi, kalır mı?
Mezopotamya Ajansına bağlanalım: “Ankara Gar Katliamı anmasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, katliam yapan DAİŞ'liler yerine katliamlara karşı çıkan siyasetçilerin yargılandığını söyledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Kobanê Davası'nda siyasetçilere verilen cezalara tepki amacıyla DAİŞ'in katliam yaptığı merkezlerde anma etkinlikleri düzenliyor. DEM Parti, bugün de 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı önünde yaşanan katliamda yaşamını yitirenleri anmak için Ankara Tren Garı önünde anma etkinliği düzenledi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın yanı sıra çok sayıda kişi anmaya katıldı. Anmada, "Kobanê’den bu yana IŞİD barbarlığı karşısında insanlığı savunuyoruz" pankartı açılarak, sık sık "Kobanê düşmedi düşmeyecek" sloganı atıldı.
‘DAİŞ Barbarlığına Karşı Dayanışmak İçin Buradaydılar’
Anmada konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, katliamda yaşamını yitirenlerin DAİŞ barbarlığına karşı dayanışmak için Ankara Tren Garı'nda bulunduğunu ifade etti. Bakırkan, "Bugün bile demokratik bir basın açıklaması dahi yaparken, sayımızdan fazla güvenlik görevlisi var. Kamera var, sokak ve caddeler tutulmuş durumda. Ama 7 Haziran ile 1 Kasım arasında ne hikmetse IŞİD’in başta Gar, Amed, Suruç, Antep, Reyhanlı katliamları olmak üzere elini kolunu sallayarak, göstere göstere Ankara’nın göbeğinde bu katliamın örgütlenmesi büyük soru işareti oluşturdu" diye kaydetti.
'Göz Yumanlar Yargılanacaktır'
Katliamın önlenmesi için önlem almayanların katliamın suç ortağı olduğunu belirten Bakırhan, "Birgün mutlaka dem gelir devran döner. Sadece bu insanlık karşıtı suçları yapanlar değil, buna göz yumanlar da bir gün yargılanacaklardır. Demokratik kamuoyunu gören, IŞİD karşıtı dayanışma çağırısı yapanları yargılayanlar bugün hala IŞİD’i ve onun hücrelerini görmemeye devam ediyorlar. Ankara’nın göbeğinde mahallelerinde hale kadınları cariye, çocukları köle olarak pazarlayan bu örgütün arkasında kim var? Neden görünmüyor müdahale edilmiyor? Bu da ayrı bir sorundur" diye konuştu.
'IŞİD'le Siyaseti Dizayn Etmeye Çalıştılar'
7 Haziran seçimlerini kaybedenlerin DAİŞ'le birlikte siyaseti dizayn etmeye çalıştığını söyleyen Bakırkan, "Şimdi bunu nereden çıkardık sorusunu sorabilir kamuoyu. Bu katliamlardan sonra bizzat hükümetin en yetkili ağızlarından 'Oylarımız arttı' denildi. Utanmadan kendi yurttaşlarının katledildiği bu katliamlar karşısında kınaması gerekenler gerekli olan hassasiyeti göstermesi gerekenler ne dedi, 'Oylarımız arttı'. Yani bu katliamlar demek ki birilerinin işlerine yaradı. Ve katliamlar hala gerçek fiilleriyle birlikte yargılanmıyor. Üç beş tane tetikçinin alıkonulduğu bu katliamlarda asıl failler asıl planları yapanlar örgütleyenler aramızda yok. IŞİD nedir anlatmaya gerek yok. Katliam yapan barbar bir örgüttür. Peki, IŞİD Kobanê’de Kürtleri, Arapları kadınları katlederken, Kobanê'yi işgal etmeye çalışırken insanları diri diri yakarken biz ne yapacaktık?" diye sordu.
‘Kumpas Davası Muhakkak Çökecek’
Direniş mücadelesi veren bir gelenekten geldiklerini vurgulayan Bakırhan, "IŞİD’in bu katliamlarını zulmünü alkışlayacak mıydık? İktidar tam da bizden bunu bekliyordu. Kimse kusura bakmasın. Dün olduğu gibi bugün de insanlık düşmanı katliam yapan, kadın düşmanı bir anlayışı değil, Kobanê’de dünyanın neresinde görürsek görelim buna karşı mücadele etmek dayanışma bu katliamları önlemek gibi bir sorumluluğumuz vardır" dedi.
DAİŞ'in katliam yapmak için taşıdığı malzemelerin adreslerinin bilindiği, taşıyan araçların plakasının dahi bilindiğini ifade eden Bakırhan, "Ama kim yargılandı? Demokratik Kürt siyaseti yargılandı. Katliam yapanlar yargılanmadı, katliam yapanlar aklanmaya çalışıldı. IŞİD barbarlığı karşısında mücadele eden, dayanışma çağrısı yapanlar yargılandı. Biz bu yargılanmaları tanımıyoruz. Bir suç varsa IŞİD işledi, bir suç varsa IŞİD’e destek veren, göz yumanlar Ankara'nın bu meydanında bunca kamera ve MOBESE'nin bulunduğu yerde, bu katliamların olmasının zeminini hazırlayanlar suçludur. Demokratik siyaset yürütenler suçlu değil, asıl yargılanması gerekenler bizleri yargılıyorlar. Dolayısıyla bu karar yok hükmündedir" şeklinde konuştu.
Davanın bir gün muhakkak çökeceğine olan inancını dile getiren Bakırhan, "İç siyaseti, IŞİD katliamlarıyla dizayn etmeye çalışanlar bir gün mutlaka bunun hesabını demokratik bir yargı karşısında vereceklerdir. IŞİD’i yargılamayanlar Selahattin Demirtaşları, Figen Yüksekdağları ve şu anda cezaevindeki 13 arkadaşımızı yargılamaya devam ettiler. Bu yargılama Kürt halkında, Türk halkında Türkiye’de yaşayan bütün halklar ve inançlar nezdinde yok hükmündedir ve öyle olmaya devam edecektir" diye belirtti.
Diyalog ve Müzakere Vurgusu
Bakırhan, ülke sorunları için diyalog ve müzakere çağrısı yaparak, şöyle devam etti: "Kürtleri, devrimcileri, Kürtlerle birlikte dayanışan dostlarını mahkum etmek Türkiye’ye bir şey kazandırmadı. Bugün Türkiye’de çeteler Susurluk gibi karanlık örgütler cirit atıyor. Susurluk geçmişte sadece Susurluk’ta vardı, bugün Susurluk gibi mafya örgütler Türkiye’nin dört bir yanındadır. Türkiye Teksas’a dönüştü. Sendikaların insanca yaşam ücretlerini talep etmediği bir Türkiye’de çeteler kırmız plakalı araçlarla insanları katlediyorlar. Tüm bunların tek sebebi var. Kürt sorunun çözümsüz kalması. Tek bir sebebi var. Müzakere ve diyaloga dayalı olmayan yol ve yöntemlerin benimsenmesidir. İşte Kobanê Davası aslında bu diyalogla müzakere zemini için iktidar için bir fırsat olabilirdi. Bu fırsatı tepenlere ve geçmişte karanlık yöntemleri ikinci yüzyılda da Türkiye uygulamaya çalışanlara sesleniyoruz: Demokratik siyaset ayakta, demokratik siyaset 12 metrekarelik hücrelere arkadaşlarımız konulunca bitmiyor. Bugün biz burada nasıl mücadele ediyorsak cezaevlerinde ceza alan arkadaşlarımız da mücadelelerine devam ediyorlar. Dolayısıyla, bu katliamların peşini bırakmayacağız. Bu katliamlar şimdilik aklansa bile, gerçek failleri ortaya çıkarılmasa bile bizler bir gün mutlaka bu katliamların hesabını demokratik yargı karşısında sorarak bunları açığa çıkararak bu yiten canlara olan borcumuzu bir gün yerine getireceğiz."
İnsanlık mefhumunun üstüne basıla basıla nasıl yerle yeksan olunduğunu göstere gelen bir isyana meram var edilir, Ankara Gar Katliamı anmasında. Dolambaçlı, laf ola beri gele değil doğrudan, kesintisiz bir biçimde tahakküme esir etmenin, ülkeyi bir dört sene daha yönetebilmenin anahtarını gözünü kan bürümüşlere yol vererek sağlayabileceğini düşünen, buna çabalayan bir iktidarın var ettiği her şey insanlık meselinde sınıfta her nasıl kalındığını da bu ülkenin yıllar sonra bildirmeye devam eder. Memleketin adıyla sanıyla bir Teksas’a dönüştürülmesinin utanç verici sureti bir yanda, öteden / ezelden beridir arasız ve fasılasız devam olunan hürriyet taleplerine kastedenlerin önünün açılmasına, nefret siyasetinin bugünün politik mizacının tastamam çatısı kılınmasına ve daha nicesine ol Kürd siyasi hareketinin ödediği bedellere dikkat çekilir. Bu hallerin yekununda, onca insan rehin kılınmışken, Gar Katliamına imza atanlar, onları destekleyenler, arka çıkanlar kolluğundan memuruna adaletten vareste kılınır. Tümüyle doğrudan bir yıkım faaliyetine daha arka çıkan devletin utancını yüzlerine vurdukları için insanların canlarının akıbetini sormaları, adalet talep etmeleri engellenir. Hikaye hep kapkaranlık.
İnsanlık mefhumunun üstüne basıla basıla yok edilmesi, yerle bir olunmasının etapları her gün bambaşka veçhelerle çıkageliyor. Bu coğrafyada kayda geçmiş olagelen soykırım hal ve pratiklerinin deneyimlerini zamana yayarak bir halkın kaderini tayin etme hakkı, seçimi ellerinden çalınıyor. Onca acının bambaşka bir yerde olduğu sanrısı var edilirken, bu yanılsama / yok sayma hali her gün bambaşka bir cerahatle yeniden bina olunuyor. Geçip gittiği zikredilenlerin yanında, demokrasinin elzem olagelen eleştirme hakkından ol devletten hesap sorabilme hürriyetine her şeyin talan edildiği bir zemindir, mavi küredir mesele. Bugün Rojava’dan, Yeni Kaledonya’ya, Dağlık Karabağ’dan, Gazze Şeridi ve ol Filistin’in tamamına ve hemen her şekilde bir tahakküm silsilesi, bariz bir terör eylemselliği içerisinde hayatın un ufak edilmesine devam olunuyor. Yaşam var eden topraklar insanlarından ayrıştırılıyor. Ölüm sayılara indirgeniyor. Yok edicilik bir kurgu, bir oyunmuş gibi değerlendiriliyor. Bütünüyle can yakıcı bir haller toplamında insan eliyle çağcıl cehennem tasavvuruna devam olunuyor. Her yan, her gün, her şekilde. İnsan neydi ki!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel – Illustration - Sarah MAZZETTI – New York Times
0 notes
goklerinkoruyucusu · 1 year
Text
Şunu fark ettim insanlar düşüncelerinden kaçmak için içerken ben düşüncelerimin bana gelmesi için içiyorum..
0 notes
littleiv · 2 years
Link
Direnç Nedir ? https://youtu.be/buJYLt7KJXk 
0 notes
1siyabend · 1 day
Text
Yüce dağların sessizliğinde, yürekler özlemin şarkısını fısıldar. Rüzgarın melodilerinde güç bulan yalnız ruhlar, özgürlüğe kanat açar.
5 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 1 year
Text
Bayramın ikinci günü nisayı kremalı mantarlı makarnaya kandırdım
2 notes · View notes
bilgiarena · 1 year
Text
Ztfinsaat - Pro+
Yüksek Yoğunluklu Polietilen borular olarak da bilinen HDPE borular, dayanıklılıkları ve esneklikleri nedeniyle çeşitli endüstrilerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu borular, korozyona, kimyasallara ve UV ışınlarına karşı yüksek direnç göstererek hem yer altı hem de yer üstü uygulamalar için uygundur. HDPE borular yaygın olarak su temini, sulama, gaz dağıtımı ve kanalizasyon sistemlerinde kullanılmaktadır. HDPE boruların avantajlarından biri de diğer boru çeşitlerine göre daha uzun ömürlü olmaları nedeniyle ekonomik olmalarıdır. Hdpe boru fiyatları istenilen ölçü ve özelliklere göre değişebilmektedir. Çelik boru, sağlamlıkları ve dayanıklılıkları ile bilinir ve bu da onları çok çeşitli uygulamalar için uygun hale getirir. İnşaat, petrol ve gaz, su taşımacılığı ve altyapı geliştirme gibi sektörlerde yaygın olarak kullanılırlar. Çelik borular, üretim süreçlerine göre ERW (Elektrik Direnç Kaynaklı) borular, SAW (Tozaltı Kaynaklı) borular ve dikişsiz borular gibi farklı tiplerde sınıflandırılabilir. Bu borular, yüksek basınca ve sıcaklığa dayanabilir, bu da onları sıvıların ve gazların taşınması için ideal hale getirir. Çelik boruların kalitesi, kullanılan çeliğin kalitesi ve endüstri standartlarına uygunluğu gibi faktörler tarafından belirlenir. Jeotermal boru, jeotermal ısıtma ve soğutma sistemleri için özel olarak tasarlanmıştır. Bu borular, yerden ısı alıp ısıtma amaçlı olarak binalara aktarmak veya soğutma amaçlı olarak binalardan ısıyı uzaklaştırmak için kullanılmaktadır. Jeotermal borular tipik olarak, mükemmel termal iletkenlik ve korozyona karşı direnç sunan yüksek yoğunluklu polietilen (HDPE) veya polipropilen rastgele kopolimer pprc malzemelerden yapılır. Pprc boru fiyatları hakkında bilgi almak için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Jeotermal boruların avantajları arasında enerji verimliliği, çevresel sürdürülebilirlik ve uzun vadeli maliyet tasarrufu yer alır. Ayrıca jeotermal sistemlerle ilişkili yüksek basınç ve sıcaklıklara dayanacak şekilde tasarlanmıştır.
Güvenilir Firma
Epoksi kaplama, farklı endüstrilerdeki çeşitli uygulamaları için yaygın olarak kullanılmaktadır. Epoksi kaplamanın ana kullanımlarından biri korozyon korumasıdır. Epoksi reçine kaplama yapıştırıcısı, erozyon ve korozyon koruması sağlamak için pompalara, borulara, vanalara ve diğer ekipmanlara uygulanır. Bu kaplama, ekipmanın ömrünü uzatmaya yardımcı olur ve zorlu ortamlarda dayanıklılığını sağlar. Ek olarak, epoksi kaplamanın yüksek yüzey sertliği, kimyasal direnci ve su direnci ile bilinmesi, onu kimyasallara ve suya karşı korumanın gerekli olduğu uygulamalar için ideal bir seçim haline getirmektedir. Metal yüzeyleri korozyon ve hasardan korumak için petrol ve gaz, denizcilik ve imalat gibi endüstrilerde yaygın olarak kullanılır. Boru izolasyonu, boru sistemlerinin verimliliğini ve güvenilirliğini korumak için esastır. Boru yalıtımının en önemli faydalarından biri, borulardaki ısı kaybını veya kazancını önlemesidir. Yalıtımlı borular, ister sıcak ister soğuk olsun, taşınan sıvının istenen sıcaklığının korunmasına yardımcı olur. Bu, sıcaklık kontrolünün çok önemli olduğu HVAC, soğutma ve sıhhi tesisat gibi endüstrilerde özellikle önemlidir. Boru yalıtımı aynı zamanda borularda yoğuşmayı önlemeye yardımcı olarak korozyon ve küf oluşumu riskini azaltır. Isı transferini azaltarak enerji verimliliğini artırır ve enerji maliyetlerini düşürür. Uygulamanın özel gereksinimlerine bağlı olarak poliüretan gibi farklı tipte yalıtım malzemeleri kullanılmaktadır.
2K notes · View notes
shamelest · 8 months
Text
CNROTOMASYON - GOLD
Tumblr media
CNR Otomasyon: Estetik ve Güvenliğin Buluşma Noktası
Modern yaşamın vazgeçilmezlerinden biri olan otomasyon sistemleri, yaşam alanlarınızı daha konforlu ve güvenli hale getirmenin en etkili yollarından biridir. CNR Otomasyon, pergoleden giyotin cam sistemlerine, sarmal kepenklerden otomatik kapılara kadar geniş bir ürün yelpazesi ile estetik ve güvenliğin buluşma noktasını oluşturuyor.
Pergole Sistemleri: Doğayla İç İçe Yaşam
CNR Otomasyon'un pergolesi, dış mekanlarınızda keyifli zaman geçirmenizi sağlar. Estetik tasarımı ve dayanıklı malzemeleri ile CNR Otomasyon pergole, güneşli günlerde keyifli bir gölge sağlarken, yağışlı günlerde koruma ve konfor sunar.
Giyotin Cam Sistemleri: Estetik ve Fonksiyonellik Bir Arada
Giyotin cam sistemleri, CNR Otomasyon'un estetik ve fonksiyonellik bir araya getirdiği ürünlerden biridir. Bu sistem, dış mekanlarınızı korurken aynı zamanda iç mekanlarınıza geniş bir manzara sunar. Estetik tasarımı ve kullanım kolaylığı ile yaşam alanlarınızı şıklıkla buluşturun.
Sarmal Kepenk Sistemleri: Güvenliğin ve Şıklığın Adı
CNR Otomasyon'un sarmal kepenk sistemleri, ev veya iş yerinizin güvenliğini sağlarken aynı zamanda şık bir görünüm sunar. Dayanıklı malzeme ve güvenilir otomasyon sistemi ile sarmal kepenkler, her türlü hava koşuluna karşı direnç gösterir.
Otomatik Kapı Sistemleri: Konforlu ve Güvenli Girişler
Otomatik kapı sistemleri, CNR Otomasyon'un öne çıkan ürünlerinden biridir. Konforlu ve güvenli girişler sağlayan bu sistemler, evinizin veya iş yerinizin girişine modern bir dokunuş katarken aynı zamanda güvenliği de ön planda tutar.
CNR Otomasyon: İleri Teknoloji ve Profesyonel Hizmet
CNR Otomasyon, ileri teknolojiyi kullanarak müşterilerine kaliteli ve profesyonel hizmet sunar. Ürünlerinde kullanılan teknolojik çözümler, kullanıcı dostu arayüzler ve dayanıklı malzemeler, CNR Otomasyon'u sektörde öne çıkaran unsurlardır.
Müşteri Memnuniyeti Odaklı Çözümler: İhtiyacınıza Uygun Tasarımlar
Cnr otomasyon sistemleri, müşteri memnuniyetini ön planda tutarak ihtiyaca uygun tasarımlar sunar. Her müşterinin beklentilerini karşılayacak özel çözümler üreterek, estetik ve fonksiyonelliği bir arada buluşturur.
Neden CNR Otomasyon?
Geniş Ürün Yelpazesi: Pergole, giyotin cam, sarmal kepenk, otomatik kapı gibi geniş bir ürün yelpazesi.
Estetik Tasarımlar: Her üründe estetik tasarım ve şıklık.
Güvenli ve Dayanıklı Malzemeler: Ürünlerde güvenlik ve dayanıklılık öncelikli prensip.
İleri Teknoloji: Kullanılan otomasyon sistemlerinde ileri teknoloji.
Müşteri Memnuniyeti: Müşteri memnuniyeti odaklı çözümler ve profesyonel hizmet.
CNR Otomasyon ile yaşam alanlarınızı estetik ve güvenliğin buluştuğu noktaya taşıyın! Detaylı bilgi için CNR Otomasyon web sitesini ziyaret edin.
507 notes · View notes
noksanbiri · 3 months
Text
hayatımda sonucu olumsuz olacak hiçbir şeye zamanımı harcamak istemiyorum. sürekli kendisinin iyi bir insan olduğunu düşünüp diğer insanları suçlayıp sonrasın da kurban rolüne bürünen. olumlu olan şeylere bile direnç gösteren. ben böyleyim edasıyla herkesin kendisini böyle kabul etmesini bekleyen. kendi sınırlarını belirlemiş ve bu sınırları koruyan ama konu diğer insanlara geldiğinde onların sınırlarını zorbalık derecesinde zorlayan. sadece kendi problemlerini önemseyen. abartılı bir şekilde ilgi bekleyen ama karşısındakinin duygu durumunu gram umursamayan. bencil. anlayışsız ve kaba. bu söylediklerimi taşıyan insanlar bizim hayatımızdayken neler oluyor biliyor musunuz? bir süre sonra çevremize neşe saçamaz hale geliyoruz. şöyle ki; yüksek sese. gürültüye. boş kalabalıklara. hatta ve hatta açtığınız çekmeceye bile tahammülsüzleşmeye başlıyoruz. bu tip insanlara tahammül gösterirken. kendi sınırlarınızdan ödün verirken. üzerine konuşulup halledebileceğini düşünürken aynı olayların sürekli tekrarlanması ile düzeltme, çabalama, durumu iyileştirme isteğinizi de kaybediyorsunuz. bir süre sonra tahammül edemediğiniz insanlara dönüşüyorsunuz. kimsenin size bunu yapmasına izin vermeyin. önce bi izah edin. baktınız samimi bir çabası yoksa o insanlardan uzaklaşın. sevgiyle.
150 notes · View notes
sezginer35 · 4 months
Text
YAŞI 50/75 ARASI OLANLARA GELSIN ..
Hepsi şahsına münhasır özel üretilmiş, yokluklar içinde yetişmiş yaralı bir nesil…
PEKİ KİM BUNLAR
1945 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 50, en delikanlısı 70 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ İDEALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ BİR NESİL..
Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…
Şeker çuvalından pantolon, canik lastikten ayakkabı giymiş…
Okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş, bir garip nesil…
Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış…
Hatta hiç bebeklik çocukluk resmi olmamış…
Hiç biri kreş, dershane, özel okul görmemiş…
Ama hepsi profesörlere ders verecek kadar bilgi sahibi olan bir tuhaf nesil…
Harp görmüş, darp görmüş…
Baskı, çatışma, sorguda işkence görmüş…
Karakolda sorgu da Filistin askısını, ceza evinde isyanla tanışmış.
En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…
En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…
Tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil...
Ne yaptıysa yoluyla yordamıyla kendi meşrebine uygun ahlakına yakışanı yapmış.
68’liler de 78’liler de bu neslin deli tayları, ipe sapa gelmeyen savaşçıları da bu neslin temsilcileri tarihe adlarını kanları ile yazmıştır…
Bunlar bu neslin üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…
1950 ve 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim, çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış…
Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…
Çoğu simitçilik, olmadı ayakkabı boyacısı, tamirci çırağı, inşatta amelelik, pazarcılık hamallık yaparak okul harçlığını çıkarmıştır…
Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur…
Muhanete muhtaç da olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamış.
Dik durmuş dikleşmemiş kendi şahsına münhasır özel bir nesildir…
Görevini, sorumluluğunu bilen… Onuru için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1950 ile 1970 yılları arasında doğan dinazorlar…
İyi bakın, bunlar bu son kalan kadife ye sarılmış çelik yumruk misali yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu özel neslin öfkesinden sakının.…
Bunlara iyi bakın,Çünkü bunların nesilleri tükenmek üzere…
Bunların üretimi sonlandı…
Kullanım sureleri doldu, tedavülden kalkıyor…
Neden bu nesil özel biliyor musunuz..?
Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti…
Dozer gibi dünya milletleri geçti…
Hayat bu nesli sınadı, ama tüketemedi…
Bu nesil, ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı, mezara kadar arkadaşlığı bildi…
Dostu için can vermeyi de, elindeki son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de vefayı da bildi…
Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…
Bir o kadarda merttir, hoş görülü ve merhametlidir…
Bu neslin yaşarken öğrendikleri bilgi ve kaybederken edindikleri tecrübe en büyük servetidir…
Yani bu 1950 ve 1970 yılları arasında doğan dinazorlar tam bir müzelik antika nesildir…
Onun için 1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin..!
Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…
Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin…
Sonra arar da bulamazsınız…
Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır...
Onlara iyi bakın..
Anonim
Tumblr media
youtube
Güzel Akşamlar olsun.. ☕☕
73 notes · View notes
nesrin-c · 9 months
Text
YAŞI 50/75 ARASI OLANLAR MUTLAKA OKUYUN
Bir solukta okuyacağınız çok güzel bir yazı.
Hepsi şahsına münhasır özel üretilmiş, yokluklar içinde yetişmiş yaralı bir nesil…....
PEKİ KİM BUNLAR?
1945 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 50, en delikanlısı 70 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ İDEALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ BİR NESİL..?
Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…
Şeker çuvalından pantolon, canik lastikten ayakkabı giymiş…
Okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş, bir garip nesil…
Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış…
Hatta hiç bebeklik çocukluk resmi olmamış…
Hiç biri kreş, dershane, özel okul görmemiş…
Ama hepsi profesörlere ders verecek kadar bilgi sahibi olan bir tuhaf nesil…
Harp görmüş, darp görmüş…
Baskı, çatışma, sorguda işkence görmüş…
Karakolda sorgu da Filistin askısını, ceza evinde isyanla tanışmış.
En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…
En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…
Tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil...
Ne yaptıysa yoluyla yordamıyla kendi meşrebine uygun ahlakına yakışanı yapmış.
68’liler de 78’liler de bu neslin deli tayları, ipe sapa gelmeyen savaşçıları da bu neslin temsilcileri tarihe adlarını kanları ile yazmıştır…
Bunlar bu neslin üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…
1950 ve 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim, çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış…
Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…
Çoğu simitçilik, olmadı ayakkabı boyacısı, tamirci çırağı, inşatta amelelik, pazarcılık hamallık yaparak okul harçlığını çıkarmıştır…
Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur…
Muhanete muhtaç da olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamış.
Dik durmuş dikleşmemiş kendi şahsına münhasır özel bir nesildir…
Görevini, sorumluluğunu bilen… Onuru için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1950 ile 1970 yılları arasında doğan dinazorlar…
İyi bakın, bunlar bu son kalan kadife ye sarılmış çelik yumruk misali yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu özel neslin öfkesinden sakının.…
Bunlara iyi bakın,Çünkü bunların nesilleri tükenmek üzere…
Bunların üretimi sonlandı…
Kullanım sureleri doldu, tedavülden kalkıyor…
Neden bu nesil özel biliyor musunuz..?
Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti…
Dozer gibi dünya milletleri geçti…
Hayat bu nesli sınadı, ama tüketemedi…
Bu nesil, ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı, mezara kadar arkadaşlığı bildi…
Dostu için can vermeyi de, elindeki son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de vefayı da bildi…
Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…
Bir o kadarda merttir, hoş görülü ve merhametlidir…
Bu neslin yaşarken öğrendikleri bilgi ve kaybederken edindikleri tecrübe en büyük servetidir…
Yani bu 1950 ve 1970 yılları arasında doğan dinazorlar tam bir müzelik antika nesildir…
Onun için 1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin..!
Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…
Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin…
Sonra arar da bulamazsınız…
Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır...
Alıntı
Tumblr media
162 notes · View notes
seventrio · 11 months
Text
EGE KONTRPLAK - ÖZEL
Tumblr media
Kavak kontrplak, hem mobilya hem de inşaat projelerinde yaygın olarak kullanılan çok yönlü bir kontraplak türüdür. İyi bir güç ve dayanıklılık sunan, hafif ve uygun fiyatlı bir seçenektir ve bu da onu aşağıdaki gibi uygulamalar için ideal kılar:
- Dolap ve mobilya yapımı
- Duvar ve tavan kaplamaları
- Alt döşeme ve çatı kaplama
- Beton kalıp
Kavak kontraplak ile çalışmak da kolaydır, bu da onu hem DIY meraklıları hem de profesyoneller için popüler bir seçim haline getirir. Ege Kontrplak olarak özel ihtiyaçlarınıza uygun kalınlık ve ebatlarda kavak kontrplak sunuyoruz.
Çam kontraplak, ev dekorasyonunda ve DIY projelerinde yaygın olarak kullanılan bir diğer popüler kontrplak türüdür. Eğilmeye ve büzülmeye karşı iyi bir stabilite ve direnç sunan güçlü ve uygun fiyatlı bir seçenektir. Çam kontrplak aşağıdaki gibi uygulamalar için idealdir:
- Döşeme ve zemin kaplaması
- Mobilya ve dolaplar
- Duvar kaplamaları ve raflar
- Dekoratif vurgular ve süslemeler
Ege Kontplak olarak, nemli veya nemli ortamlarda kullanıma uygun marin sınıfı seçenekler de dahil olmak üzere çeşitli kalınlık ve ebatlarda çam kontrplak sunuyoruz.
Kayın kontraplak, genellikle kaplama ve tasarım uygulamalarında kullanılan yüksek kaliteli bir seçenektir. Boyama, boyama veya kaplama için ideal olan pürüzsüz ve tutarlı bir yüzeye sahiptir. Kayın kontrplak yaygın olarak aşağıdaki gibi uygulamalarda kullanılır:
- Dolap ve mobilya
- Mimari doğrama işleri ve lambri
- Müzik aletleri ve hoparlör kabinleri
- Dekoratif vurgular ve süslemeler
Ege Kontrplak olarak, egzotik kaplamalı ve benzersiz desenli seçenekler de dahil olmak üzere çeşitli kalınlık ve boyutlarda kayın kontrplak sunuyoruz. İster profesyonel bir ahşap işçisi olun, ister bir DIY meraklısı olun, projelerinizi hayata geçirmek için plywood gibi ihtiyacınız olan kontrplak ürünlerimiz var.
782 notes · View notes
ikincisira · 2 years
Text
Ekolkiralikcadir - Pro+
Ekol kiralık çadır firması profesyonel bir şekilde çadır kiralama hizmeti vermektedir. Bütün etkinliklere uygun çadırlar bulundurmaktadır. Etkinliklerinizde herhangi bir sorun olmaması adına profesyonel bir ekibe sahip olan bu firmayı güvenle tercih etmek mümkündür. Geniş bir çadır kiralama çeşitliliğine sahip olan firma hangi çadırlar için kiralama hizmeti veriyor gelin birlikte bakalım.
Düğün çadırı kiralama, iftar organizasyonu çadırı kiralama, kubbeli çadır kiralama, tente çadır kiralama, şemsiye kiralama, davet çadırı kiralama, dükkan çadırı kiralama ve daha birçok çadır kiralama hizmeti vermektedir. Firma, ihtiyaçlarınızı tam anlamıyla karşılayabilmek için sizden ön bilgi isteyebilir. Peki nedir bu ön bilgiler? Çadırın kurulacağı alan, etkinlik türü, etkinliğin kaç kişiyi kapsayacağı gibi bilgiler müşterilerin daha kaliteli bir hizmet alabilmeleri için öğrenilmesi gereken bilgilerdir. Firma 10 yılı aşkın seneden beri dur durak bilmeden hizmet vermektedir.
Firmanın çadırları ve tüm hizmetleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen kişiler firmaya ait olan ilgili telefon numarasını arayarak firma ile iletişim kurabilir. En çok tercih edilen çadır türü kubbeli çadır olarak karşımıza çıkıyor. Kubbeli çadırlar çoğunlukla konserlerde, mekan açılışlarında, fuar ve kongrelerde, kermeslerde, festivallerde ve bahçe partilerinde tercih ediliyor.
Tüm ürünler Avrupa standartlarında üretilmiş olup kötü hava koşullarına dayanıklıdır. 90km/hız’a kadar direnç gösteren çadırlar sayesinde sorunsuz bir şekilde etkinliklerinizi organize etme şansına sahip olacaksınız.
967 notes · View notes
celikadana · 1 month
Text
Hardox Çelik: Dayanıklılığın Adı
Hardox çelik, yüksek aşınma direnci ve tokluk özellikleri sayesinde ağır sanayi uygulamalarında sıkça tercih edilen bir çelik türüdür. Bu özel alaşım, olağanüstü dayanıklılığıyla öne çıkarak, zorlu çalışma koşullarında bile uzun ömürlü hizmet sunar.
Hardox Çelik Neden Bu Kadar Özel?
Yüksek Aşınma Direnci: Hardox çelik, diğer çelik türlerine göre çok daha yavaş aşınır. Bu özelliği sayesinde, aşınmaya maruz kalan parçaların ömrü önemli ölçüde uzar.
Yüksek Tokluk: Tokluk özelliği sayesinde darbelere karşı yüksek direnç gösterir ve kırılmalara karşı daha dayanıklıdır.
Esneklik: Gerektiğinde bükülebilir ve şekillendirilebilir, bu da üretim süreçlerinde esneklik sağlar.
Dayanıklılık: Yüksek sıcaklıklara ve kimyasallara karşı dayanıklıdır.
Hardox Çelik Nerelerde Kullanılır?
Ağır Vasıta Sanayi: Çöp kamyonları, damperli kamyonlar, kepçeler
İnşaat Sektörü: Beton mikserleri, ekskavatörler
Madencilik Sektörü: Kırıcılar, elevatörler
Enerji Sektörü: Kömür taşıma bantları
Adana Çelik olarak, Hardox çelik konusunda size en iyi hizmeti sunmak için buradayız. Hemen bizimle iletişime geçerek, projeniz hakkında detaylı bilgi alabilir ve ücretsiz keşif talebinde bulunabilirsiniz.
İletişim:
Tel: 0322 402 00 66 WEB: Sitemizi Hardox linkimizi takip ederek ziyaret edebilirsiniz. Adres: Yeşiloba Mahallesi 46207 Sokak Fuat Yağmurca Sanayi Sitesi No:2/H No:7 Seyhan/Adana
Tumblr media
17 notes · View notes
hardoxmetaloks-blog · 28 days
Text
Hardox 400
Hardox 400, üstün aşınma direnci sağlayan yüksek dayanımlı çelik bir malzemedir. Endüstriyel uygulamalarda sıklıkla tercih edilen bu çelik, özellikle zorlu çalışma koşullarında uzun ömür ve dayanıklılık sunar. Aşınmaz Çelik olarak, kaliteli Hardox 400 çeliklerinin güvenilir tedarikçisiyiz. Ürünlerimiz, aşınmaya karşı yüksek direnç göstermesi gereken sektörlerde, örneğin madencilik, inşaat ve geri dönüşüm gibi alanlarda geniş kullanım imkanı bulur.
Tumblr media
İzmir’de bulunan firmamız, müşteri memnuniyetini ön planda tutarak, hızlı ve güvenilir hizmet sunar. Deneyimli ekibimiz, ihtiyaçlarınıza en uygun çözümleri sunmak için her zaman yanınızdadır. Hardox 400 tedariki konusunda daha fazla bilgi almak ve size özel tekliflerimizi öğrenmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Bize +90 232 479 65 64 numaralı telefondan ulaşabilir veya web sitemizi hardox linkimizden ziyaret edebilirsiniz. Aşınmaz Çelik olarak hardox 400 size en iyi hizmeti sunmayı taahhüt ediyoruz.
15 notes · View notes