#ECS Inc
Explore tagged Tumblr posts
zdt2guiezz · 1 year ago
Text
https://www.futureelectronics.com/p/electromechanical--timing-devices--crystals/ecs-250-18-5px-ckm-tr-ecs-inc.-4171530
Watch crystal, Quartz crystal oscillator, Voltage signal, quartz resonator
CSM-7X Series 7.3728 MHz ±30 ppm 20 pF -10 to +70 °C SMT Quartz Crystal
2 notes · View notes
glassofgretel · 9 months ago
Text
Starlit *happy bounces*
5 notes · View notes
fre2pissi · 1 year ago
Text
https://www.futureelectronics.com/p/electromechanical--timing-devices--crystals/ecs-73-20-5px-tr-ecs-inc.-2022144
Crystal oscillator circuit, Resonator timing device, crystal oscillator circuit
CSM-7X Series 7.3728 MHz ±30 ppm 20 pF -10 to +70 °C SMT Quartz Crystal
1 note · View note
graphicpolicy · 1 year ago
Text
EC Comics is back with Epitaphs From the Abyss #1
EC Comics is back with Epitaphs From the Abyss #1 #comics #comicbooks #eccomics
From the publisher that drove Tales from the Crypt, Vault of Horror, Haunt of Fear, and many more into the depraved hearts of an unsuspecting world, the immortal EC Comics returns on July 24th with its first bold and bloody new NEW series in nearly 70 years! In partnership with William M. Gaines Agent, Inc., Oni Press has revealed the complete line-up of “all-killer” writers, artists, and cover…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
jfdnw2vis · 1 year ago
Text
https://www.futureelectronics.com/p/electromechanical--timing-devices--crystals/ecs-73-20-5px-tr-ecs-inc.-2022144
Electronic timing system, quartz crystal, Crystal oscillator circuits
CSM-7X Series 7.3728 MHz ±30 ppm 20 pF -10 to +70 °C SMT Quartz Crystal
1 note · View note
sccr2rownn · 2 years ago
Text
Quartz watch crystal, RTC clock, Ceramic Crystal, Electronic timing system
CSM-7X Series 7.3728 MHz ±30 ppm 20 pF -10 to +70 °C SMT Quartz Crystal
1 note · View note
mert666670 · 2 months ago
Text
Arkadaşımın Sevgilisi
Üniversiteye başladığım sene tanıştığım kız arkadaşımla üç senedir beraberdik. Son iki senedir de aynı evde birlikte yaşıyorduk ve okul bitince evlenmeyi düşünüyorduk. Fakat üç ay önce ayrıldık ve mecburen en yakın arkadaşım Onur’un yalnız yaşadığı eve taşınmak zorunda kaldım.
Ben üniversite öğrenciliğinin yanı sıra tenis eğitmenliği de yapıyordum. 26 yaşında, aktif, yakışıklı sayılabilecek biriyim. Arkadaşım Onur oldukça varlıklı bir aileden geliyordu. Sevgilisi Gözde ise 1,80 boylarında, sarışın, güzel vücutlu bir kızdı.
Gözde güzelliği sayesinde ünlü bir markanın tanıtım aracını kullanıyor ve modellik yapıyordu. Onur yakın arkadaşım olduğu için Gözde’ye hiç alıcı gözle bakmamıştım. Gözde’nin vücudunu tam olarak ilk defa geçen yazın başında, dördümüz beraber tatile gittiğimizde gördüm.
Sevgilim Ece’yle üstümüzü değişip havuza inmiştik. Ece güneşleniyor, bense havuzda yüzüyordum. Yanımızdaki şezlongları da onlara tutmuştuk. Ben sudayken sevgilimin konuşmasını duyunca kafamı çevirip baktım. Gözde Ece’ye doğru eğilmiş tokalaşıyordu.
Gözlerim bir anda Gözde’nin uzun bembeyaz bacakları, şekilli, çıkıntılı ve sıkı poposuna kitlenmişti ki, Onur’un sesiyle kendime geldim. Selamlaşıp yüzmeye devam ettim. Sevgilim Ece’nin kocaman poposu ve minyon vücuduna göre Gözde aşırı göz alıcıydı.
Havuzdan çıktığımdaysa şezlongda uzanan Gözde’nin göğüslerinin büyüklüğünü de görmüş oldum. Seks tanrıçalarını kıskandıracak vücudu aklımı başımdan almıştı. Neden Gözde benim sevgilim değil diye şansıma küfür ediyordum…
Öğle yemeği vakti yaklaşırken Ece’yle hazırlanmak için odaya çıktık. Merdivende önümde çıkarken bikinisinden taşan koca poposunu ısırdım. Ece,
“Biri görecek!” diyerek döndü ama hoşuna gitmişti. Oda kapısını açar açmaz,
“Hadi işini kolaylaştırayım, üstünü ben çıkarayım!” diyerek bikini üstünü çıkardım. Dayanamadım ve kocaman poposuna rağmen küçücük kalmış göğüslerine yumuldum. Birini emiyor boşta olanı da avucumun içinde eziyordum.
Ece kısık sesle inlerken elimi bikini altının içine soktum. Amı çoktan sulanmış ve yanıyordu. Arkasını döndürüp bikinisini indirdim, iki elimle o iri poposunu yoğurmaya başladım. Poposunun yanaklarını ayırıp amını ve göt deliğini yalarken koridorda bir ses duyar gibi oldum ve kapıyı kapatmadığım aklıma geldi.
Kapıya doğru baktığımda koridordan bizi izleyen Gözde’yi fark ettim. Gözde benim baktığımı görünce utanarak kaçar gibi gitti. Ne zaman koridora gelmişti bilmiyorum. Amının götünün yalanmasından iyice zevke gelen Ece bunu fark etmemişti.
Kalkıp kapıyı kapattım. Ece’yi kucakladım. Bacaklarını belime, kollarını da boynuma doladı ve öpüşmeye başladık. Kucağımda yavaş yavaş kayarak sulanmış amını sikime bastırmaya başladı. Sürtüyor ama içine almıyor, beni çıldırtıyordu.
Aniden kendisini bırakıp aşağıya saldı, sikim köküne kadar amına girmişti. İki elim poposunda Ece’yi kaldırıp indiriyor, bir yandan da deliler gibi öpüşüyorduk. Ece’yi öperken aklımda Gözde vardı. Sevgilim yerine en yakın arkadaşımın sevgilisini siktiğimi düşünürken hem utanıyor hem de daha çok haz duyuyordum.
Sikimi köküne kadar hızla sokup çıkartırken havuz başındaki manzara geldi aklıma… Ece’yi hemen yatağa domaltıp arkasına geçtim ve Gözde’nin amıyla göt deliğini yaladığımı hayal ederek Ece’yi yalamaya başladım. Ece ince ince ve seri şekilde inlerken,
“Aşkım ne oldu da bu saatte böyle azdın, daha dün akşam sikişmedik mi?” diye sorduğunda poposuna sert bir tokat atıp doğruldum.
“Nasıl azmam canım…” dedim. “Havuz başında minicik bikiniyle neredeyse çırılçıplak yatarsan beni azdırırsın böyle…”
Ece şaşkın ama mutluydu. Arkadan sikimi amına bir anda sokup köküne kadar bastırdım, Ece ileriye doğru yığılmıştı ama omzundan tutup geri çektim. İki elimle kollarını geriye doğru çekip sıkıca tuttum ve amına hızlı hızlı pompalamaya başladım.
Gözlerimi kapatmış Gözde’nin hayaliyle sevgilimi sert bir şekilde sikerken, odada kasıklarımızdan çıkan alkış gibi sesler, Ece’nin artık yükselmiş inlemeleri ve benim hırıltılarım yankılanıyordu. Ece bir anda tüm ağırlığını kollarına bıraktığında amının içinde ılık sıvıları hissettim.
Ece orgazm olmuş nefesi kesilmişti ki, ben de dayanamayıp Ece’nin amına deliler gibi boşaldım. Ece’nin kollarını bıraktığımda yatağa yığıldı. Amından döllerim süzülürken poposuna bir şaplak atıp banyoya girdim. Duşumu aldım, ardından da Ece hazırlandı ve yemeğe indik.
Gözde restorana neredeyse poposunun yarısını açıkta bırakan beyaz bir şortla, üstünde sadece bikini üstüyle gelmişti. Yüzüme bakmıyor, göz teması kurmuyordu. Yemekte neşesiz görünmese de mecbur kalmadıkça benimle konuşmuyordu. Yemekten sonra tekrar havuza geçerken Gözde’ye yaklaşıp,
“Kusura bakma, kapıyı açık unutmuşuz. Bunun yaşanmasını istemezdim tabi, ama Ece’yle Onur duymasın, boşa gereksiz mevzu olmasın…” dediğimde,
“Bence de!” diyerek yürümeye devam etti…
Normal şekilde tatilimizi yapmaya devam ettik. Gözde’yle tenis maçları yapıyor, grupça oyunlar oynuyorduk ve her şey normale dönmüştü. Güzel bir tatili geride bırakıp evlerimize döndük.
Her şey güzel gidiyordu. Sene sonunda okul bitince de Ece’yle evlenmeyi düşünüyorduk. Ama babamın ani iflasından, yaşamaya başladığım ekonomik sıkıntılardan sonra Ece’nin tavrı değişmiş ve benden soğumuştu.
Bundan üç ay önce de Ece’nin bu hareketlerine dayanamayarak ilişkiyi bitirdim. Ece’yle kaldığım evden ayrılıp Onur’un yanına taşındım.
Gözde ailesinin yanında yaşıyor, arada sırada Onur’da kalıyordu. Benimse kafamı toplamam uzun sürmüştü. Üç aydır hiçbir ilişki yaşamamıştım. Ece’yle düzenli seks hayatından sonra üç ay seks yapmadan durmak zaten zordu. Üstüne üstlük, Onur’la Gözde’nin sikişirlerken çıkardıkları şehvet dolu sesler artık beni çileden çıkarıyordu.
Bir sabah kapı kapanma sesine uyandım. Gözde’yle Onur gittiler diye düşünerek boxerımla önce çay suyu koyup oradan banyoya geçtim. Duşa girecekken Onur’un kirli sepetinden hafifçe sarkan kırmızı dantelli tangayı gördüm ve aklım oraya gitti.
Yapmamalıydım, biliyordum. Sapıklıktı düpedüz… Fakat verdiğim savaşta sikim beynime galip geldi ve Gözde’nin minicik kırmızı tanga külodu alıp burnuma götürdüm, içimi çekerek koklamaya başladım. Müthiş bir kadınlık kokusu vardı. Tüylerim diken diken olmuş, sikim istemsizce sertleşmişti.
Külodumu sıyırıverdim aşağıya… Elimi sikime atıp yavaş yavaş sıvazlayarak Gözde’nin tangasını koklarken hiç duymadığım kadar haz alıyor, sikimin damarlarına kadar şiştiğini avucumda hissediyordum.
Elimi Gözde’nin vücudunda ve göğüslerinde gezdirdiğimi düşünerek, gözünün içine bakarak amını yaladığımı hayal ediyordum. Tatilde minicik bikinisinin önünü kabartan yumruk gibi amcığının görüntüsü hafızama kazınmıştı zaten…
Bu hayalle kendimden geçmiş, sikimi sıvazlarken bir anda kapı açıldı. Korkudan aklım gitti.
Gözde, burnuma dayadığım tanganın moruyla karşımdaydı. Sütyenini delip yırtacak gibi duran iri göğüs uçlarıyla şok olmuş şekilde kalakalmıştı. Evde yalnızdık. Ben çırılçıplaktım, taş gibi olmuş sikimi sıvazlıyordum. Gözde ise sütyen külot, bütün güzelliği ve seksiliğiyle benim sikime bakıyor.
İkimiz de ne yapacağımızı şaşırmış halde dururken, Gözde sessizliği bozdu ve
“Bunu neden yapıyorsun Semih? Ben en yakın arkadaşının sevgilisiyim!” dedi.
“Dayanamıyorum Gözde, hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın. Ve seni tanıyan her erkek gibi ben de sana hayranım. Hayallerimde hep sen varsın.”
“Fakat bu… Bu hayranlıktan öte bir şey…” diyerek elimdeki kırmızı tanga külodunu gösterdi.
“Haklısın, biliyorum. Ama inan, elimde değil. Artık duygularıma engel olamıyorum!”
Gözde sanki ilk defa iltifat edilmiş bir kadın gibi utandı. Gözleri ise kafası mantar gibi şişmiş sikimdeydi ve ben istemsizce sıvazlamaya devam ediyordum. Aniden yakalanmanın stresine, beni kınayan konuşma tarzına rağmen namussuz biraz olsun yumuşamamıştı.
“Bunun bir daha yaşanmayacağını düşünüyorum. Onur’a bir şey söylemeyeceğim!” dedi ve yanıma geldi, hala elimde duran tangasını parmaklarının ucuyla çekip aldı. Bir an gözü diğer elimde hala kalkmış vaziyetteki sikime gitti. Sonra yanakları kızarmış vaziyette dönüp banyodan çıktı.
Ben banyodayken kapının sesini duydum. Gözde üstünü giyip hızlıca evden çıkmıştı. Bense az önce tanga içinde gördüğüm poposunu ve parmak kadar göğüs uçlarını düşünerek hayvan gibi boşaldım.
İlerleyen günlerde şaşırtıcı şekilde Gözde hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, gerçekten olanları yok sayıyordu. Ama artık karşımda daha rahat oturuyor, açılan bacaklarına ya da giydiklerine çok dikkat etmiyordu.
Sevgilisinin elinden tutup odalarına kapandıkları anlar ise başka bir alem… Onur’la sikişirken artık kendini tutmuyor, sakınmıyor, sanki daha çok ses çıkarıyordu. Bu beni hem daha da azdırıyor hem de kafamı karıştırıyordu. Ayrıca o kadar iyilikten sonra Onur’a bunu yapıyor olmak da içime dert oluyordu. Öğrenirse en yakın arkadaşımı ve maddi destekçimi kaybederdim.
Yalnızlık artık canıma tak etmiş; en azından beraber vakit geçirip, sikişebileceğim bir kız arkadaş bulmaya karar vermiştim. Birkaç kişiyle tanışıp vakit geçirmiştim. Güzel de gidiyordu, sıkıldıkça başkasını buluyordum. Ama kiminle sikişirsem sikişeyim, aklıma sürekli Gözde geliyordu.
Bir kaç ay böyle geçtikten sonra bir gün kötü haber geldi. Onur’un babası kalp krizi atlattığı için, acilen memleketine gitmesi gerekti. Hem babasının yanında olması gerekiyordu, hem de işleri idare edecek büyük bir kardeşi yoktu.
Ben yine aynı şekilde yaşamaya devam ediyordum. Tenis kursu verdiğim, liseyi yeni bitirip üniversiteye hazırlanan bir öğrencimden mesaj geldi. En son yaz biterken görmüştüm, sınava hazırlanmak için tenise derslerine ara vermişti. Paraya ihtiyacım vardı, yeniden tenis dersi alacak diye sevinmiştim mesajına…
Öğrencimin ismi Selin’di. Biliyordum, tenis bahaneydi, bana yazılıyordu. Ama hem Ece’yle birlikte olduğum için, hem de kız geçen sene 19 yaşında olduğundan yüz vermiyordum.
Tam bir afetti Selin… Minyon, orta büyüklükte belirgin ve dik göğüsleri, balon gibi küçük ama çıkıntılı poposu ve de en önemlisi dümdüz, beyaz, tüysüz, orantılı şekilde popoya doğru kalınlaşan kusursuz bacakları vardı.
Görüşmek istediğini söylediğinde kampüste bir kafeye çağırdım. Kafeye girdiğinde resmen herkes ona bakıyordu. Kız iyice serpilmiş, vücut hatları keskinleşmiş ve saçlarını pembe-mor arası bir renge boyatmıştı. Dizlerinin üstüne gelen çiçekli elbiseyle muhteşem görünüyordu.
Tokalaşıp yanaktan öpüşerek oturduk. Bir şeyler içip sohbet ediyorduk. Tenise başlayacağını düşünerek konuya girdiğimde,
“Sadece özledim, seni görmek istedim!” dedi. Şaşırmıştım.
“Çok iyi etmişsin Selin. Ben de özledim, aylardır görüşemiyoruz. Sen sınava hazırlanıyorsun, hedefin var diye engel olmak istemedim!” dediğimde gözleri parladı.
“O zaman akşam yemeği benden, oradan da bir şeyler içmeye gider miyiz?” diye sordu. Planım yoktu.
“Bana da uyar” dedim. Kalkıp Selin’in arabasıyla çarşıya doğru yola çıktık.
Araba kullanırken gözlerim neredeyse kalçasına kadar açılan bacaklarına kayıyordu. Bir restoranda yemek yiyip kahve içtik. İşveli gülüşler, güldükçe hafif dekolteden görünen bembeyaz göğüslerinin titreyişi beni benden alıyordu.
Konuyu bir noktada Ece’ye getirdi. Ayrıldığımızı öğrenince mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Niyetini artık belli etmişti. Akşam olmuştu, bilindik bir bara gidip içkilerimizi aldık.
Şehirde bilinen sürekli çıkan grubun günüydü. İyice kalabalıklaşmış, çok güzel kızlarla dolmuştu mekan, ama Selin de çok fenaydı. Milletin bakışları üzerindeydi ve bu beni hem sinirlendiriyor, hem tahrik ediyordu.
Birkaç içkiden sonra hafiften çakır olmuştuk. Eğlence artıyordu, Selin önüme geçip arkasını dönmüş dans ediyor, arada poposunu bana sürtüyor, birkaç saniye sonra da dönüp bakıyordu.
Yine öyle döndüğü bir anda göz göze gelince dayanamayıp beline sarılıp çevirdim ve dudaklarına yapıştım. Elim belinden poposuna inerken deliler gibi öpüşüyorduk. Bir anda insanların içinde olduğumuz aklıma geldi ve elinden tutup tuvalete götürdüm.
Erkekler tuvaleti tek kişilik ama genişti. Hemen içeriye çekip kapıyı kilitledim. Onu lavabonun üzerine oturtup dudaklarına yapıştım. Elim dik göğüslerine kaymıştı. Minicik göğüs uçlarını sıkıyor, canını yakıyordum, ama belli ki hoşuna gidiyordu.
Onun da bir eli göğsümde, diğer eli saçlarımda geziniyordu. Elini pantolonumun üstünden sikime attı. Sikimin sertleştiğini fark edince aceleyle kemerimi çözdü ve sikimi dışarı çıkardı. Eteğini iyice yukarıya topladı. Hiç bakmıyordu sikime, öpüşmeye devam ediyorduk.
Eliyle sikimi külotunun üzerinden amına sürtüyordu. Sonra diğer eliyle külotunu yana çekti ve sikimi amının girişine yerleştirdi.
“Bakire misin?” diye sorduğumda,
“Değilim! Bakire olsam da fark etmez. Seni istiyorum.” diyerek bacaklarını belime doladı, beni birden kendisine çekti.
O küçücük amına sikimin büyük geleceğini kestirememişti belli ki, çığlık atarken gözleri kaydı, sesi kesildi. Yarı baygın gibiydi, dudaklarımı kemirmeyi bırakmış, bacakları ve elleri gevşemişti. Ben kıpırdamadan hafif korkmuş şekilde beklerken kendine geldi ve
“Çok fena canım yandı, nolur dur!” dedi. Ama zaten hareket etmiyordum ki. Dudağına tekrar yapıştım,
“Çok güzelsin Selin. Ne zamandır bunu bekliyordum bir bilsen!” dediğimde karşılık vermeye başladı.
“Ohhh… Ben de…” diyerek boynuma sarıldı, öpücüklere boğuyordu beni… “Ama bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Zorlandım çok…”
Yavaş yavaş sikimi hareket ettiriyordum, bacaklarını tekrar belime sardı. Amı iyice sulanmış işim kolaylaşmıştı. Giderek hızı arttırdığımda inlemeleri de yükselmişti. Ama ben gözlerimi kapamıştım ve o anda nedense Selin’i değil Gözde’yi siktiğimi hayal ediyordum.
Az sonra Selin bir anda beni kendine çekip bacaklarını belime kitledi. Sikim sonuna kadar içine girmişken titremeye başladı, orgazm oluyordu. Ben de boşalmak üzereydim.
Selin kendine gelip gevşediğinde ben de hemen sikimi çıkarıp yere boşaldım. Korunup korunmadığını bilmiyordum, başıma bela alamazdım.
Selin daha önce böyle bir yerde hiç seks yapmadığını, ilk defa bu kadar zevk aldığını söyleyerek dudaklarımı öpüyordu. Öpüşürken aynı zamanda da üstümüzü düzeltiyorduk.
Tuvaletten çıktık kapı önünde bekleşenlerin manalı gözlerle bakışlarına aldırmadan… Bardan çıktıktan sonra direkt arabasına gittik, artık eve gitmesi gerekiyormuş. Beni eve bırakıp gitti.
Selin’i sikmek iyi gelmişti. Ama Selin’i sikmenin mutluluğunu yaşayacağıma, Gözde’yi sikememenin, hayallerimin tanrıçasıyla sevişememenin hüznünü yaşıyordum.
Onur’un babası yoğun bakımdaydı, toparlanması da en erken üç beş ayı bulacaktı. Yani Onur sınavlara kadar yoktu. Onur evde olmayınca Gözde de uğramıyordu. Ev bana kalmıştı. Onur uçakla giderken arabasını da bana bırakmıştı ama mecbur kalmadıkça kullanmıyordum.
Arada sırada Selin geliyor, ya da yeni tanıştığım kızlardan biriyle evin her yerinde sikişiyor, rahatça takılıyordum. Selin bir Perşembe günü arayıp,
“Eğer işin yoksa Cuma günü kız arkadaşımda kalacağım diyerek sana geleyim. Hafta sonunu beraber geçirelim, ister misin?” dedi.
“ İstemez olur muyum? Elbette tamam!” dedim.
Cuma akşamı okuldan eve geldiğimde Selin apartmanın giriş kapısında bekliyordu. Tayt, üstünde de spor crop vardı, vücudunun tüm güzelliği ortaya çıkmıştı. Asansöre binince yabancı biriymiş gibi,
“Hanımefendi, bu güzellik kimden geliyor, bize de yar olur mu?” deyip arkasına geçtim ve poposuna dayandım. Elimi de taytının önünden içeri daldırdım. Amıyla biraz oynayınca hemen sulanmıştı ama kata da gelmiştik. Asansörden çıkıp eve girdik. Asansördeki oyunu devam ettiriyordum, “
“Cevap vermediniz hanımefendi?” diyerek arkasından yapıştım tekrar. Elimi yine amına attığımda, Selin,
“Beyfendi yapmayın, benim sevgilim var, ona bunu yapamam. Bizi böyle görürse mahvolurum!” deyince o anda aklıma Gözde geldi.
Antrede üzerinde ayna olan bir konsol vardı, ellerini konsola koyup öne doğru eğdim. Dizlerimin üstüne çöktüğümde amından arkaya doğru olan bölge sırılsıklamdı, bu fantazi onun da hoşuna gitmişti belli ki.
“Hanımefendi sevgilin seni hak etmiyor. O herif seni benim gibi sikebilir mi?” deyip taytını külotuyla beraber indirdim.
Amını ve beyaz poposu arasındaki tertemiz, minik kahverengi göt deliğini yalıyor, dilimi içeri sokmaya çalışıyordum. Selin,
“Durun yapmayın beyefendi, sevgilime bunu yapamam…” derken inlemeleri artmış, koridor yankılanıyordu.
Ne kadar yaladım bilmiyorum, ama bir anda uzun bir inlemeyle orgazm olmaya başladı, konsoldan tutunmaya çalışırken bacaklarından sıvılar akıyordu.
Ayağa kalkıp pantolonumu indirdim, sikimi çıkardım. Selin’i kendime doğru çevirip omuzlarından aşağıya doğru bastırdım.
“Ama beyefendi…” diyerek sikimi minik ağzına alırken oyuna devam ediyordu.
Sikimin doldurduğu ağzıyla yarım yamalak bir şeyler söyleyip yapmacık hareketlerle güya beni durdurmaya çalışıyordu. O anda ellerimin arasında Gözde’nin kafasının olduğunu düşünerek, saçlarından sıkıca tutmuş resmen Selin’in ağzını sikiyordum.
Sikimi boğazına kadar bastırıp bir süre tutup geri çıkarınca gözünden yaş geldi, gözümün içine bakıyor, ağzının kenarlarından tükürükler akıyordu.
Tekrar ayağa kaldırıp aynı şekilde konsola dayayıp arkasına geçtim. Sikimi amına, götüne sürterken,
“Yapmayın beyefendi ne olur, yalvarırım…” dedikçe iyice azmıştım.
Sikimin kafası mosmor olmuş, damarlar patlayacak kadar belirginleşmişti, artık dayanamıyordum. Bir anda amına kökledim sikimi, kasıklarım o güzel poposuyla birleşmişti artık.
Selin çığlık atarken ben de hızlı hızlı girip çıkıyordum o sıcak ve ıslak amına. Selin’in poposu o kadar güzeldi ki şaplak atmadan duramıyordum. Ben vurdukça ahlayıp inliyor,
“Ne olur yapmayın. Sikmeyin beni… Ben sevgilime aşığım…” demeye devam ediyordu.
Ben artık kendimden geçmiştim. Ellerimde göğüsleri, karşımdaki aynada Selin’in zevkten değişen suratı varken amında iyice hızlandım. Selin çığlık çığlığa orgazm oldu. Onun yüz halini görünce ben de dayanamayıp Selin’in içine boşaldım.
İçinden çıkmadan göğüslerini okşamaya devam edip kendine gelmesine zaman tanıyordum. İçinden çıktığımda sikim küçülmeye başlamış, amından döllerim bacağına ve yere akıyordu. Selin dönüp dudağıma yapıştı, deliler gibi öpüyordu. Biraz öpüştükten sonra,
“Hadi aşkım duşa girelim, sonra da makarna yapayım, acıktım!” dedi.
Elimden tutup banyoya götürürken telefonum çaldı. Arayan Onur’du, telefonu açmak zorundaydım. Onur,
“Kanka bugün Gözde eve gelecek. Odada bir kaç eşyası var onları alacak, öğlen haber vermeyi unuttum.” dedi ve biraz daha konuşup kapattı.
Banyoya girdik. Gözde’nin de anahtarı vardı, yine de kapının zilini çalacağını düşündüm. Zili çalarsa duyayım diye banyo kapısını açık bıraktım. Oynaşarak duş alırken sanki bir ara dış kapının açılma sesini duydum. Gözde gelmiştir dedim.
Duşumuzu aldıktan sonra giyinip banyodan çıktığımızda evde kimse yoktu, ama biraz önce kapalı olan Onur’un kapısı şimdi açıktı. Şaşırmıştım, Gözde hızlıca eşyalarını alıp çıktı herhalde dedim.
Mutfağa geçtik, Selin makarna yaparken kapının zili çaldı. Açtım, gelen Gözde’ydi. Gözlerimin içine garipçe bakarak merhabalaştı. Eşyalarını alıp gideceğini söyleyerek içeri girdi. O sırada mutfaktan çıkan Selin,
“Merhaba, sen Onur’un sevgilisi Gözde olmalısın, ben Selin!” diyerek Gözde’yle tanışıp, yemeğe kalmasında ısrar edince, Gözde kabul etti.
Selin’le Gözde’nin kafaları sarmış, güzel sohbet ediyorlardı. Konu Gözde’nin modelliğine gelince, Selin,
“Bu gece burada kalsana Gözde… Hem bir şeyler içeriz, hem sohbete devam ederiz, modellik hakkında senden öğrenmek istediğim o kadar çok şey var ki!” dedi. Gözde kalamayacağını söyledi. Ama Selin ısrar edince Gözde bana bakarak,
“Tamam, kalayım o zaman. Ben de biraz kafa dağıtmış olurum, hem Onur da ne zamandır yok, yalnız kaldım!” dedi.
Yemeklerimizi yedikten sonra ben markete gidip içki, cips, meze vesaire alıp geldiğimde onlar da tatlı hazırlıyorlardı. Gözde, eski sevgilim Ece’yle hala görüşmesine rağmen, sanki Selin’le de uzun zamandır arkadaşlarmış gibi takılıyordu. Bu durum Onur’la benim açımdan da iyiydi, evdeki düzen bozulmazdı en azından…
Gecenin ilerleyen saatlerinde konu Selin’le tanışmamız, bir araya gelişimizden açıldı ve sohbet iyice ilerledi. Güzel gidiyordu. Müzik, sohbet ve ardı ardına içkiler derken gecenin sonu yaklaşıyordu artık.
Selin Gözde’nin varlığını unutup beni öpüyor, elini önüme atıyor, kur yapıyordu. Gözde’yse çaktırmadan bakıyor, Selin ileri gidince de öksürüp burada olduğunu belli ediyordu.
Ama Selin kafayı bulduğundan çok da umurunda değildi sanki, bir anda kucağıma oturup dudağıma yapıştı. Kendime de, ona da engel olamıyordum. Elimi poposuna attım, bir yandan öpüşüyor bir yandan da poposunu okşuyordum.
Sikim eşofmanımın içinde iyice sertleşmiş Selin’in amına baskı yapıyordu. Bu öpüşme ve elleşme biraz uzayınca, Gözde,
“Size iyi geceler, çocuklar… Ben yatmaya gidiyorum!” diyerek kalkıp Onur’un odasına gitti.
Selin de hemen aşağıya kayıp önümde diz çöktü, eşofmanımı indirdi. Sikimi ağzına alıyor, çıkarıp kökünden başına kadar yalıyor, bazen de taşaklarımı emiyordu.
Benim elim de saçlarında geziniyor, kafamı arkaya doğru bırakmış, gözlerimi kapatmış, sanki bana Gözde sakso çekiyormuş gibi bu muamelenin tadını çıkarıyordum.
Bir ara gözlerimi açıp kafamı sola döndürdüğümde, antreden Gözde’nin bizi izlediğini fark ettim. Göz göze geldiğimiz halde kaçmamıştı bu sefer… Bunu yapması beni iyice azdırdı. Hayallerimdeki kadına seksteki becerilerimi göstermek istedim. Bir anda Selin’i tutup koltuğa çektim. Şortunu ve külotunu çıkarıp yüzüme oturmasını sağladım.
Selin’in elleri duvarda, amı ağzımın üstünde ileri geri gidip gelirken, dilimle amını sikiyor, götünün deliğini yalıyordum. Elimi de açıkta kalan sikime atmış sıvazlıyordum.
Artık zamanı geldi diyerek ayağa kalkıp Selin’i koltukta dizlerinin üstünde domalttım. Sikimi sıvazladım, kökünden tutup Selin’in poposuna ses çıkaracak şekilde sert sert vurup amına sürtmeye başladım. Selin artık,
“Aşkım hadi sik beni!” diye yalvarmaya başlamıştı. Bizi çekinmeden izleyen Gözde’ye bakarak bir anda köküne kadar soktum amına. Selin derin bir,
“Ahhh!” çekti. Ben sertçe pompalamaya başlayınca, “Ahhh! Yavaş aşkım, Gözde duymasın, kıza ayıp olur…” diyordu, ama Gözde’nin izlediğinin farkında bile değildi.
Gözde izlerken ben daha da azmış şekilde hızlanıyor, sertleşiyordum. Hem alkolün etkisi, hem de akşam dibine kadar boşaldığım için yaklaşık yarım saat kadar her pozisyonda siktim Selin’i… Boşalmaya yaklaştığımda,
“Aç ağzını!” diyerek amından çıkıp önüne geçtim. Selin’in ağzına verip Gözde’ye bakarak,
“Aklımı başımdan aldın bebeğim! Ohh… Beni çok azdırıyorsun. Seni hep sikmek istiyorum. Sen harika bir varlıksın.” diyerek kasıla kasıla boşaldım. Selin son damlasına kadar yuttu hepsini…
Gözde antreden kaybolunca ben de bitkin durumda olan Selin’i kucaklayıp odama götürdüm, yatağıma yatırdım. Gözlerini kapattı hemen… Onu yatakta bırakıp çırılçıplak banyoya girdim.
Duş alıp çıktım, havluyu belime sarıp banyodan çıktığımda Gözde tam karşımdaydı. Üzerinde o koklamaya doyamadığım kırmızı dantelli sütyen ve tangası ile… Parlayan gözleriyle baştan aşağıya süzdü beni… Dudakları yarı aralık,
“Aklını başından alan, seni azdıran kimdi, merak ettim.” diye fısıldadı. “Aletini Selin’e yalatıyordun bunu söylerken ve bana bakıyordun da…”
“Kime söylediğimi biliyorsun sen…” diyerek yanına yaklaştım. “Hep hayalini kurduğum kadının kim olduğunu biliyorsun.”
“Kudurttun beni!” diyerek dudaklarıma yumuldu.
Deli gibi öpüştükten sonra belimdeki havluyu açıp yere düşürdü, havlunun üstüne diz çöktü. Sikim inmiş, kıpırdayacak hali kalmamıştı. Onun karşısında inik sikle durmak beni utandırıyordu.
Elini sikime, taşaklarıma attı. Okşuyor hareket ettirmeye çalışıyordu. Olanların şoku da bu işi zorlaştırıyordu. İnik sikimi ağzına alıp emmeye, ağzının içinde dilini çevirmeye başladı.
Yavaş yavaş sertleşmemi sağlamıştı. Gözde çok iyi yalıyor, emiyordu, ama ben Gözde’den seksten fazlasını istiyordum. Ben Gözde’ye gizliden gizliye aşık ve tutkundum.
Çenesinden tutup kafasını kaldırdım, gözlerinin içine baktığımda yalvarır gibi bakıyordu. Kollarından tutup yukarı doğru çekince ayağa kalktı, aramızda neredeyse boy farkı yoktu, o kadar uzundu.
Dudaklarına yapıştığımda öyle bir şehvetle karşılık verdi ki, ya o da bana aynı duyguları besliyordu, ya da azgınlıktan ölüyordu. Elim o hayalini kurduğum, hayaliyle başkalarını siktiğim, beni insanlıktan çıkaran o vücudunda geziniyordu şimdi…
Poposunu sıkıyor, göğüslerini okşuyor, sırtını, göbeğini, kollarını her yeri keşfediyordum. Elimi sütyeninin arkasına atıp çözdüğümde gördüklerim beni daha da azdırmıştı.
O iri, beyaz göğüslerinin başı koyu kahverengiydi ve göğüs uçları parmak kadar büyük, etli ve dikti. Öpüşürken memeleri göğsüme değiyor, sikim amına ve göbeğine sürtüyor, ikimizin de nefes alışverişi hızlanıyordu.
Odamdan Selin’in sayıklama sesini duyunca varlığı aklımıza geldi ve Gözde elimden tuttu,
“Hadi gel…” diyerek çekiştirdi. Ben de ona uydum, Onur’un odasına girdik. Odadaki eşyaları ve resmini görünce bir anda kafam allak bullak oldu,
“Gözde, ben bunu Onur’a nasıl yaparım? Yapamam, kendime engel olmalıyım” dedim.
“Yanıyorum ben Semih… İki ay oldu Onur gideli, en az iki ay daha gelemeyecek. Hem bunu sen de istiyorsun, biliyorum!” dedi ve kapıyı kapatıp ışığı yaktı.
Gözde’nin güzelliğini daha net görüyordum şimdi… O uzun bacaklar, dik dolgun göğüsler, pürüzsüz ten, tanganın arasında kaybolduğu dik poposu ve tanganın içinden bile belli olan etli, dolgun amcığı…
Aylar önce külodun üzerinden tattığım o kokuyu şimdi canlı canlı tatmak istiyordum.
Gözde’yi yatağa sırt üstü yatırıp iki bacağını aşağıya sarkıttım, önünde diz çöktüm. Hayallerini kurduğum o amcık karşımdaydı şimdi.
Yaklaştıkça kokuyu alabiliyordum. Burnumu ve ağzımı dayadığımda o koku daha da netleşmişti. Biraz önce Selin’in amcığına girip ağzına boşalınca inen sikim elimi sürmeden dimdik olmuştu. Tanganın üstünden yalıyor, ısırıyor, emiyordum, o kokuyu artık ağzımda hissediyordum.
Tangayı çıkardığımda ortaya çıkan güzellik aklımı başımdan aldı. Amının üstündeki kıllar şekilli tıraş edilmişti. Etli, çıkıntılı amı muhteşem görünüyordu. Ağzımı dayayıp emmeye, ısırmaya, dilimi içinde gezdirmeye başladığımda elleri saçlarımın arasında, tırnaklarıyla okşuyordu.
Bir anda kafamı amına bastırırken bacaklarıyla sıkıştırıp kasılmaya başladı. Ben de aldığı zevki katlamak için dilimle sikmeye devam ediyordum.
Bacaklarını gevşettiğinde nefes nefese kalmıştı. Gözde’yi öyle memnun etmeliydim ki bu sikiş burada kalmamalıydı. Artık zamanı gelmişti. Bacaklarından tutup poposu yatağın hizasına gelecek şekilde çektim.
Yatağa çıkıp sikimi ağzına dayadığımda sonuna kadar ağzına aldı, ona hayran olmuştum. Yalıyor, sıvazlıyor, bacaklarımı popomu okşuyordu. Sikim iyice kıvama gelince hemen indim yataktan, sikimle amını döver gibi şaplaklıyordum.
Amına sürtüp, fırçalayarak kıvama getirmiştim Gözde’yi. Sol bacağını kaldırıp omzuma koydum ve sikimi amına dayadım.
Sikimin girmesi çok da kolay olmuyordu, İki aydır hiç yarak yememişti. Sonuna kadar girdiğimde Gözde gözlerini kapamış, göğüslerini okşuyor, inliyordu. Ben de artık sikmeye, hızlanmaya başlamıştım.
Sol bacağı omzumdayken sağ bacağını da sol elime aldım. Gözde’yi sikerken kasıklarımızdan çıkan sesler eşliğinde güzel ayaklarını inceliyordum. Bir kadın için büyüktü ayakları, ama baştan aşağı bakımlı ve temizdiler.
Yapılı ve kırmızı ojeli ayaklarına daha fazla dayanamadım ve sol ayak parmaklarını emmeye başladım. Gözde şaşırmış ve kafasını kaldırmış bakarken inlemeleri artmış, artık meme uçlarını koparır gibi sıkmaya başlamıştı.
“Ayağın da amın kadar tatlı, seni otelde bikiniyle gördüğüm günden beri hep senin hayalinle yaşıyorum. Ece’yi, Selin’i ve kaç tane kadını sen diye siktim!” dediğimde sanki gururlanmış gibi bakıyordu.
Pozisyon değiştirmek için kaldırıp yatağa doğru domalttığımda amı ve götü iyice meydana çıkmıştı. Yumuldum hemen yalamaya başladım. Doyamıyordum amını yalamaya.
Amını yalarken göt deliğini de yalamaya başladım. Daha önce götünü siktirdiği de belliydi, ama şimdi o güzel etli amını sikecektim. Arkasında doğrulup sikimi amına dayadım ve belinden tutarak bir anda kökledim. Öyle bir,
“Oohhhh!” çekti ki, bu beni daha da azdırdı. O iri ama Ece’nin geniş poposuna göre aşırı şekilli poposunu sıkmaya, şaplaklar atmaya başlamıştım. Gözde de bunu sevmiş, her vuruşumda,
“Ahhh, evet, ıhhh!” diye inliyordu.
Gözde ardı ardına orgazm yaşarken ben henüz boşalacak gibi değildim. Arkasında iyice hızlanıp sikerken aynı zamanda da ellerimi öne atmış Gözde’nin iri göğüs uçlarını sıkıyordum.
Gözde de kafasını sağa döndürmüş, Onur’un gardrobundaki aynadan sikilişini izliyordu. Yüzündeki o mutlu ifade beni sona yaklaştırıyordu. Gözde,
“Hadi aşkım, bitirdin beni, dizlerimde, belimde derman kalmadı.” derken bir anda amından çıkıp tazyikli bir şekilde boşaldım. Beli, sırtı, saçları döl içinde kalmıştı, sanki bugün iki kere hayvan gibi boşalan ben değildim.
Hem alkol, hem seks bizi iyice yormuştu. Gözde kendini yatağa bırakmış yüz üstü yatarken,
“Mmhhhh, harikaydı!” diyordu.
Kafasını kaldırıp dudaklarından öptüm ve bu işin henüz bitmediğini, bundan sonra her şeyin çok daha güzel olacağını söyleyip Selin’in yanına döndüm.
Olan bitenden habersiz Selin mışıl mışıl uyuyordu
76 notes · View notes
roseartsandfics · 4 months ago
Text
Aerith (EC) -- Rose
Tumblr media
Here is another FFVII art piece and a rose portrait art. It's another Ever Crisis with Aerith in the Rosy dress, which I actually have for her! :)
Well, I actually STRUGGLED to draw her in that dress when making this.
To be honest, here Rosy dress was pretty difficult to draw. I was going to draw other stuff instead of rose portraits, and when I was doing that, that was three times I struggled to draw her. I did this without the stick figure because I was pretty much didn't want to waste time doing it so my fault if it's this looks unexpected than how it's going to be. However, I managed to get it done before dinner. That dress was absolutely the hardest to draw and I was able to make it perfect >m<. Well, at least this will do, I guess.
Although, I really LOVED Aerith's Rosy dress! Looks pretty! 😍 (and Terra's garb as well heheheheheh). I should probably redraw this and hopefully it goes right without having to struggle and start over and over again lol. We'll see what happens!
Aerith Gainsborough & Final Fantasy VII: Ever Crisis ©Tetsuya Nomura, Motomu Toriyama, Shoici Ichikawa, Lisa Fujise, SQUARE ENIX and Applibot, Inc.
Artwork ©RosePrincessArts
No copyright infringement is intended
Used: Fine Artist ink pens, Creative Experts non alcohol markers, illustration markers & Uni POSCA markers
12 notes · View notes
azad30altug · 8 months ago
Text
EY KANATSIZLIK
Batmış bir tramvay,... ahtapotlar, ince ve upuzun barbarlar.
Yalnızlık dönüşür bir zenci arkadaşa imparator.
Kucağında bir padişahın da kuş. İstemiyor bitsin... büyüsü.
Bir boyundaki serüven, uçurum. Hiç konuşmuyoruz.
Anlaşılmayacaksın.
Ey kanatsızlık!
Koyulaşır ve bir denizin denizinde ağlarken.
Bekleyen bir çocuk.
Ece Ayhan
Tumblr media
11 notes · View notes
tactical-mode · 3 months ago
Text
Episode 12 - Airbuster
youtube
(Mama an Easter Egg behind you!)
Our hacked (hackneyed?) retelling of FF7 continues with AIRBUSTER. Also, a portentous flashback featuring Tifa…
You know the drill: story scenes in front, fight scenes at the back. Turn on CC to read the dialogue.
[Chapter 07] Scene 09
I just switched around two shots here and cut a little bit out of the music, starting the track later and ending it earlier. I sourced a heartbeat sound for that OG feel.
Scene 10
The establishing shot here is me playing with camera paths again, it took a few takes to run blindly up to the reactor core instead of coming into frame on the diagonal or not at all haha. The dialogue exchange between Cloud and Barret in OG has been replaced in 7R by a wordless gesture. The cut dialogues are:
Cloud: ”I know. You’re my watch, right?”
Barret: ”Damn straight. Tifa’s old friend… that ain’t good enough.” [gives him the bomb]
Scene 32-33
As the jump in scene number implies, 7R’s expanded journey from the core has been cut or moved to the previous episode. Lots of fun, with an incredible score! Snip snip.
There’s another shot with another preset path while I run up the stairs. Shots like this will probably become standard in the Episode-Episodes, now that I can do them! The scenery porn I used in Ep 003 — that I anticipated for all the dungeons — will likely be moved to Deleted/Extended-Eps.
Tumblr media
Scene 34-35
The gods-blasted button puzzle just had to be included, uweeheeheehee. There is a sneaky cross-fade here as well, did you notice it?
The door-opening shots were done by approaching the doors, freezing the game, yeeting Cloud out of frame (and into the stratosphere), unfreezing and taking the shot. I’m sure there’s a better way, but I’m juuust proficient enough in juuust enough aspects of this to get it done with just a team of me.
Another preset path shot while Barret and Tifa run (serendipidously) center-frame. I was controlling Cloud… he was supposed to be running with them, but I must have run into a wall or something. Ah well, at least I didn’t biff the shot.
Tumblr media
Scene 36
I really tried to find a way to get President Shinra to show up in person like he does in the OG. Unfortunately it’s not possible in-engine… at least, not with my abilities. If I ever find the time to fully re-create the original scene in Blender, I’ll do so. As it is, this is a mostly cosmetic change that doesn’t impact the story very much… except that it includes high tech drones and hologram-telecommunication, which the OG story lacks.
The music here is Shinra Inc from EC, chosen for its clanging synth lead and choral refrain — however, the first few seconds also include 7R’s version of Shinra Inc underneath, because that first D♭ from the EC version lacks the sonorous bass that is needed to sell the key change.
Tifa's line: "What's the President doing here?" has been cut... not only because it's kind of a dopey question, but also, because the President is not, in fact, here.
Scene 37
Airbuster!! 200+ shots and several hours of useable footage is cut down to 50 shots across 2 minutes. The first phase of this three-phase fight is all we need; in Remake this is a delightfully epic fight. Snip snip.
The music track here is the Black Mages recording of the FFVII boss battle music, Those Who Fight Further. I chose the Black Mages version, ironically, because it has the least amount of live electric guitar! The wailing synths that give this prog rock jam its texture are performed by none other than the maestro himself: Nobuo Uematsu!
Now that I have more of a handle on storyboarding, filming, and editing combat footage, I’m doing more combat storytelling than I thought I would be doing in this series, and it’s actually taking longer — weeks, in fact — but I think the results are better.
I hummed a bit on how to intro this fight, then I thought it might be fun to try and re-create the battle effects from OG. The swirling was done frame-by frame in a free photo editing program, I manually rotated and zoomed in. I then rendered the sequence into a file. I then overlayed it on top of itself with the second version starting on a delay and being 10% slower and blurred to high heaven with the exposure cranked up. It worked! The black curtains were made by blurring, pixellating, then blurring again the black bars, and pulling them apart. The establishing shot was a preset path while I controlled Cloud's basic attacks.
Tumblr media
Heidegger's hologram is flying around this fight in 7R taunting us, and he ruined many good shots. It's a wonder I scraped together so many good looking takes.
At the climax, we showcase Cloud, Tifa, and Barret’s Limit Breaks — Cloud’s Braver has been demoted in 7R from Limit Break to basic move, but here it gets its due. I tried to mimic the limit break camera zoom with a preset path, and the timing was nice but I played the framing a bit safe - better than him bowing out of frame!
To get Barret and Tifa’s limits, I had to play through the chapter twice more, solo-ing the final fight with each character – to draw Airbuster’s big attacks (filling their limit gauge) as well as making sure that my allies’ attacks didn’t move the fight into the next phase before I had a chance to execute the limit break. For Tifa’s, I filmed it twice because the first take clipped through the wall. The second take also erred, but at the beginning, so I used the front half of one and then switched - see if you can spot the edit!
Final Thoughts
Kaboom!
In keeping with the “you can skip ahead once the combat starts,” pledge, we’ll leave the resolution of this battle for next time, and end the episode on a cliffhanger.
You know, despite the obvious departure of a giant glowing President Shinra, this is one of the more faithful sections in all of 7R; aaaand despite that, I didn’t even realize how different it was until I started making the episode. Fun to make, and I continue to outdo what I did last time. Happy.
3 notes · View notes
cryptofmadness · 4 months ago
Text
ComicsPRO 2025: Oni Press Bites into BLOOD TYPE #1 – A Monstrous New EC Comics Milestone from Superstar Creators Corinna Bechko & Andrea Sorrentino Beginning in June! 
PORTLAND, OR (February 19, 2025)  OUT OF THE PAGES OF EPITAPHS FROM THE ABYSS . . . A MONSTROUS NEW EC COMICS MILESTONE BEGINS THIS JUNE! In advance of this year’s annual ComicsPRO Comic Book Industry Meeting in Glendale, CA, Oni Press – the multiple Eisner and Harvey award-winning publisher of groundbreaking comic books and graphic novels since 1997 – and William M. Gaines Agent, Inc. are proud to announce that the next chapter in the blockbuster resurrection of the immortal EC Comics will be written this June in BLOOD TYPE #1 – the FIRST ISSUE of A TERRIFYING NEW KIND OF HORROR SERIES from Hugo Award-nominated writer Corinna Bechko (Cruel Universe, Green Lantern: Earth One) and Eisner Award-winning artist Andrea Sorrentino (Gideon Falls, Old Man Logan)! Rising from the pages of her first appearance in last fall’s EPITAPHS FROM THE ABYSS #3, EC's own blood-splattered, bon vivant vampire will be making history as the first character to claw her way out of an iconic EC Comics short story . . . and into the first-ever standalone, serialized horror series from the most notorious name in terror!
“Since day one, it’s always been our intention to push the boundaries of the revitalized EC Comics line at Oni Press into new and unexpected territory. First came our fleet of new anthology series – beginning with EPITAPHS FROM THE ABYSS and CRUEL UNIVERSE – which shattered our own already-high expectations to become Oni’s best-selling new series in more than a decade,” said Oni Press President & Publisher Hunter Gorinson. “Now, with BLOOD TYPE #1, we’re gearing up for something even more radical: the first-ever continuation of EC Comics anthology short, picking up the thread of how one lone vampire lost at sea will soon wash ashore on a tropical isle, where she is not the only creature with a taste for flesh and blood. Trenaciously twisted and hilariously brutal in the true EC manner, Corinna’s cleverly killer instincts are a perfect accent for the macabre art of Andrea Sorrentino – one of the best horror artists anywhere today. You’d have to be dead already to justify missing this book!”
WHEN YOU'RE A VAMPIRE, EVERYBODY SUCKS . . . SOONER OR LATER! Meet Ada, an immortal vampire whose misdeeds have landed her on the doorstep of an idyllic Caribbean resort. . . . An island paradise teeming with wealthy tourists and superstitious locals—an ample food supply for the thirsty vamp looking to get away from it all!  But as Ada stalks the boundaries of her new hunting ground, she'll soon become embroiled in a deadly game of cat and mouse by moonlight . . . as an older, wiser, and entirely different kind of predator reveals its own carnal hunger for greed and power. Who will survive when a brand-new kind of BLOOD TYPE declares war on a cunning bloodsucker with nothing left to lose . . . and what will be left of them?!
Picking up in the immediate aftermath of Ada’s first appearance in the titular short story “Blood Type” from EPITAPHS FROM THE ABYSS #3, BLOOD TYPE is intended to be the first in a new slate of semi-regular EC Comics limited series that will spotlight and continue a select few of the razor-sharp short stories introduced in the pages of EC’s monthly anthology titles – be they horror, science fiction, fantasy, or more. Before BLOOD TYPE #1 arrives in comic shops everywhere this June, readers can rediscover the killer short that first launched Ada into infamy inside the pages of EC PRESENTS BLOOD TYPE #0 – Oni’s 2025 Free Comic Book Day release by Bechko and artist Jonathan Case (Green River Killer), alongside other fan-favorite shorts from EC”s first year at Oni Press by creators Charlie Adlard (The Walking Dead), Chris Condon (Ultimate Wolverine), Kano (Gotham Central), and Matt Kindt (BRZRKR, Mind MGMT) with an all-new cover by Eisner Award nominee Tyler Crook (Out of Alcatraz, Harrow County). 
“Horror has just always been where I've felt most at home, something Andrea and I have in common,” said writer Corinna Bechko “With BLOOD TYPE we've cooked up a wicked tale that expands on a character I fell in love with as soon as I put her on the page. Does she love me back? Not a chance, and that's her charm. She's a vampire, but that doesn't mean she sparkles or is ready for romance. She is, however, ready to take over a tropical paradise.”
“I think horror is just my thing,” said artist Andrea Sorrentino. “I've worked on many different things like superheroes and sci-fi in my career, but when it's up to horror, this is where I feel at home …The opportunity to connect with the deepest fears of the reader through some imagery is a great and satisfying challenge. This is why when I've been asked if I was up to collaborate with EC Comics (one of the greatest of the comic horror producers) for two short stories first and then the launch of this exciting new limited series, it has been an honor for me. I can't wait to join Corinna Bechko and my long time collaborator Dave Stewart on colors for this new, amazing project. It's going to be a lot of fun and I can't wait for readers to put their eyes on what we are doing here!”
As a revolutionary new entry in the EC Comics canon, BLOOD TYPE #1 will lead off a new wave of gloriously bloody new wave EC series at Oni Press across Summer 2025. Stay tuned for more news on EC’s upcoming SUMMER OF FEAR in the weeks ahead as BLOOD TYPE prepares to bite deep! 
“I can't wait for folks to read BLOOD TYPE,” said Bechko. “EC Comics are more relevant now than ever and I hope we've honored that tradition while doing something brand new with this longer tale. Won't you join us for the scariest vacation of your life?"
Featuring covers by Miguel Mercado (Buffy the Vampire Slayer), Andrea Sorrentino (Bone Orchard), Albert Monteys (Universe!), and Naomi Franq (Black Hammer: Barbalien), BLOOD TYPE #1 seeps into comic shops everywhere on June 18th.
Blood Type #1
WRITTEN BY CORINNA BECHKOART BY ANDREA SORRENTINO
COVER A BY MIGUEL MERCADO
COVER B BY ANDREA SORRENTINO
ON SALE JUNE 18, 2025 | $4.99 | 32 PAGES | FC
Tumblr media
COVER A BY MIGUEL MERCADO
Tumblr media
COVER B BY ANDREA SORRENTINO
About Oni Press
Founded in 1997, Oni Press has a 25-year history as one of the industry’s most respected and acclaimed publishers of award-winning comic books and graphic novels with titles including Bryan Lee O'Malley's Scott Pilgrim, K. O’Neill’s Tea Dragon Society, Cullen Bunn & Brian Hurtt's The Sixth Gun, Maia Kobabe's Gender Queer, Ezra Clayton Daniels' Upgrade Soul, Brenna Thummler’s Sheets trilogy, and many hundreds more. In 2019, Oni Press merged with Lion Forge Comics – the Eisner Award-winning independent comic book publisher founded by Academy Award-winning producer and entrepreneur David Steward II – to create one of the largest, independent libraries of comics content anywhere in media. The Oni-Lion Forge Publishing Group now exists as a publishing subsidiary of Steward’s diversified global media company, Polarity.
The Oni-Lion Forge Publishing Group publishes more than 60 original and licensed graphic novels annually, in addition to an extensive list of periodical comics.
About EC Comics
As the birthplace of TALES FROM THE CRYPT, MAD MAGAZINE, WEIRD SCIENCE, and more of the most influential and celebrated comic series ever published, EC Comics has cemented itself as one of the central nerves of American pop culture with a legacy that spans more than seven decades. From 1944 to 1956, EC – established as "Educational Comics" by founder M.C. Gaines and later rebranded "Entertaining Comics" under the leadership of Publisher & Editor William M. Gaines – led a creative renaissance for the comics industry that, for the first time, elevated the once-derided comics medium into the echelons of English literature and high art. Heralded as "one of the great explosions of vox-pop literature" by Time Magazine and "fiercely honest, politically adversarial, [and] visually masterful" by The Comics Journal, EC's line of comics books - which collectively sold more than 10 million copies annually at their peak – entertained and informed in equal measure, using brilliantly crafted tales of horror, science fiction, satire, and battlefield conflict to critique and subvert America's dark impulses toward violence, racism, inequity, environmental destruction, and war. 
Forcibly shuttered by the Comics Code Authority – a pro-censorship group specifically tasked with eradicating EC's illuminating influence from the American comic book industry – in 1956, EC's unique brand of subversive storytelling lived on through the continued success of MAD Magazine, which would fuel American counterculture through the death of Publisher William M. Gaines in 1992. EC's titles and stories have been adapted in a number of media – including the long-running HBO's long-running TALES FROM THE CRYPT franchise of television series and feature films – and continue to be celebrated by multiple generations of comic creators, filmmakers, comedians, and musicians as a seminal influence. 
Today, EC Comics' canon of classic stories can continuously be found in print through new editions at Dark Horse Comics, TASCHEN, Fantagraphics, and IDW Publishing. In 2024, EC announced a new partnership with multiple Eisner and Harvey Award-winning publisher Oni Press to produce the first all-new EC Comics titles in nearly 70 years. 
4 notes · View notes
ghosttarmy · 1 year ago
Text
Zamanlıca bir yola çıktım
Uzunca bir yol adını bilmediğim
Hani ararya insan vağroluşun amacını
Belkide kendi benliğini
Yol ne çıkarır karşına bilemesin
Hüzünler de olabilir hüsranlarda
Eyer görebilirsen bin bir güzelliklerde
Dolaştım durdum surlarda dağlarda
Bazen ormanın derinliklerinde
Bazen ise çöllerde mecnun değildim belki
Aşinağ değildim belki sesine kulak verdim göğnümün sesine aradım sokak sokak
Kendimi belki de benden eksik bişeydi
Baktım gönüllere tek tek ten ten göremediğim neydide battım hep
Uydurdum bir cennet karşısına bir dağ
Bağladım kıldan ince kılıçtan keskin
Bir iple altında hep nedense bir cehennem
Buldum sanıp durdum korktum belkide
Bir çığ gibi bir dağ gibi yıkılmaktan
Öyleya korktuğun gelir hep başa
Öldüm deyip durdum öylede yaşayıp durdum
Zamanlıca bu yolda zamanla kaybettim
Başta duygular sonra sevinçler en sonda kendimi bir sigara içip yattım gecenin üç ü belki sabahın beşi rahatsız edici bir acıyla uyandım ellerim titriyor nefesim daralıyor
Yüzümde ellerimde siğiller sivilceler
Anlam veremedim ilk başta ama anladım
Bir ben daha var benden içerde
Benim yerime sitres nöbetinde angksiyetesi tutmuş belkide benim söylemediklerimi Söylüyor konuşmadıklarımı konuşuyor
Hani bağırmamya ben hiç haykırıyor bağrıyor dağları yılkacakmışcasına
Meyer gömmüşüm içime benden içeride
Savaştım savaştıkça kaybettim
Derin yaralar aldım amacımı kaybettim
Bazen bir köşede bazen ise bir yamaçta
Beklerken uslu bir çocuk gibi eceli
Uzandı benden ileri bi el bana değil benden içeride bir benliğe çekti çılardı onu hayranlıkla baka kaldım kesti onu bağlayan bütün ipleri yükünden azdetti adetağ şaşkın bakışlarımı saklayamadım
Şaşkın, dokunaklı, aşıkmışcasına, yürekten
İçimdeki o kurak toprak filizledi çiçekler açtı ağdetağ kalbin odalarında uçuşan kelebekler hiisediyordum artık tenime değen rüzgarı mutluluktan koşan çocukları
Görüyordum artık saçların daki güneşe çalan renkleri anlamıştım sendin
Arayıpta bulamadığım bakıpta göremediğim bırak bırakta ruhum alevlensin ankağ gibi kuş olup uçmadan cennetinde.
4 notes · View notes
horrorpatch · 1 year ago
Text
Comic Crypt: EC Comics Returns With EPITAPHS FROM THE ABYSS #1 This July!
From the publisher that drove Tales from the Crypt, Vault of Horror, Haunt of Fear, and many more into the depraved hearts of an unsuspecting world, the immortal EC COMICS returns on July 24th with its first BOLD AND BLOODY NEW series in nearly 70 years! In partnership with William M. Gaines Agent, Inc., Oni Press is proud to reveal the complete line-up of “all-killer” writers, artists, and cover…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
geekcavepodcast · 1 year ago
Text
EC Comics Returns at Oni Press
Tumblr media
EC Comics - founded by M.C. "Max" Gaines as "Educational Comics" back in 1944, renamed "Entertaining Comics" by William M. Gaines in the late 1940s, original home of Tales for the Crypt, Mad Magazine, Weird Science, Two-Fisted Tales, and more, killed by the censorship of The Comics Code Authority in 1956 - is now back after a near 70-year hiatus.
Tumblr media
Oni Press is partnering with William M. Gaines Agent, Inc. to foster the return of EC Comics with all-new series this summer. The publishing program will be overseen by Hunter Gorison (Oni Press President & Publisher) and Sierra Hahn (Oni Press Editor-in-Chief) in partnership with Cathy Gaines Mifud and Corey Mifsud, (administrators of William M. Gaines Agent, Inc, and daughter and grandson, respectively, of William M. Gaines).
Oni Press' curated line of EC titles will include at least two series on a monthly basis beginning in July 2024, in the genres of horror science fiction, fantasy, and more. Creatives include writers Jason Aaron, Brian Azzarello, Rodney Barnes, Corinna Bechko, Cullen Bunn, Christopher Cantwell, Cecil Castellucci, Chris Condon, Joshua Hale Fialkov, J. Holtham, Jeff Jensen, Matt Kindt, Sean Lewis, Stephanie Phillips, Jay Stephens, Zac Thompson, and Ben H. Winters and artists Kano, Peter Krause, Leomacs, Malachi Ward, and Dustin Weaver.
Tumblr media
New EC Comics Epitaphs from the Abyss #1, featuring a cover by Lee Bermejo, goes on sale in July 2024, and Cruel Universe #1, featuring a cover by Greg Smallwood, goes on sale in August 2024.
(Images via Oni Press - EC Comics 2024 Logo, Lee Bermejo's Cover of Epitaphs from the Abyss #1, Greg Smallwood's Cover of Cruel Universe #1)
3 notes · View notes
generationexorcist · 1 year ago
Text
"One of the Most Culturally Significant Publishers of All Time”: EC Comics Returns After 68 Years Thanks to Oni Press Revival
Tumblr media
After nearly seven decades since the line was shuttered, EC Comics is getting a new lease on life thanks to Oni Press. The publisher has revealed a few of the big plans it has in store for later this year when EC Comics makes its triumphant return to comic book stands everywhere.
Oni Press made waves when it revealed that it had formed a new partnership with William M. Gaines Agent Inc., a move that will result in EC Comics coming back this summer. Kicking off the new era for EC Comics is horror and science fiction anthology series, Epitaphs From the Abyss and Cruel Universe...
Screen Rant
1 note · View note
oakinci70tr · 1 year ago
Text
Tumblr media
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı
-(OAKINCI70TR)-
-(GÖNÜLDOSTLARI)-
⭐🌙🕋👉DİNİMİZ İSLÂM👈🕌⭐🌙
Ölüm Ve Ahiret Ölümü Unutma
Yapış en sağlam ipe!
Ölüm vardır, unutma!
Kulağa olsun küpe!
Ölüm vardır, unutma!
Kendini durma uyar!
Deme daha vakit var!
Kabre girme günahkâr!
Ölüm vardır, unutma!
Nefsine uyup azma!
Köpürüp hemen kızma!
Sakın ihlâsı bozma!
Ölüm vardır, unutma!
Nefse, şeytana kanma!
Hazır ol, oyalanma!
Eceli uzak sanma!
Ölüm vardır, unutma!
Kötüye olma yoldaş!
Nefsin ile et savaş!
Çıkan engelleri aş!
Ölüm vardır, unutma!
Çalışanı Hak sever,
Kendini hizmete ver!
Arama zaman ve yer!
Ölüm vardır, unutma!
İşi yarına atma!
Dini dünyaya satma!
Hakkı bâtıla katma!
Ölüm vardır, unutma!
Malın ile övünme!
Pişman olup dövünme!
Sağlığına güvenme!
Ölüm vardır, unutma!
Can çıkmamış, daha ne?
Bulma özür, bahane!
Yaşasan da şahane!
Ölüm vardır, unutma!
Öfkeyi at, sakinle!
Hesaplaş hep kendinle!
Büyük sözünü dinle!
Ölüm vardır, unutma!
Zanla kimseyi yerme!
Dininden taviz verme!
Eceli uzak görme!
Ölüm vardır, unutma!
Rızkına haram katma!
Namazını aksatma!
Tövbe etmeden yatma!
Ölüm vardır, unutma!
Sadık olasın yâre!
Gözü kapa ağyâre!
Gezme öyle avare!
Ölüm vardır, unutma!
Bid’at ehliyle gezme!
Üzül de sen tek üzme!
Günah içinde yüzme!
Ölüm vardır, unutma!
Mahşerde olma zelil!
Hak karşısında eğil!
Ecel elinde değil,
Ölüm vardır, unutma!
Zahire verme önem!
Hiç kimseyi etme zem!
Hazırlanmak pek elzem!
Ölüm vardır, unutma!
İnsanlara hor bakma!
Kalb kırma, gönül yıkma!
Azıksız yola çıkma!
Ölüm vardır, unutma!
Ecel gelir duyurmaz,
Bu genç diye ayırmaz,
Hiç kimseyi kayırmaz,
Ölüm vardır, unutma!
Hak’tan kesilmez ümit!
Mezara imanla git!
Herkese altın öğüt,
Ölüm vardır, unutma!
Dik tutma hiç başını!
Sakın çatma kaşını!
Küçük görme yaşını!
Ölüm vardır, unutma!
Düşün inceden ince!
Hazırlan bir an önce!
Hiç beklemez gelince,
Ölüm vardır, unutma!
Ahmak yanına varma!
Başına bela sarma!
Cahile bir şey sorma!
Ölüm vardır, unutma!
Bir an gaflete dalma!
Fitneye sebep olma!
Mazlum âhını alma!
Ölüm vardır, unutma!
Salih ile taş taşı!
Fâsıkla yeme aşı!
İlimdir işin başı,
Ölüm vardır, unutma!
Yemesin seni kibir!
Seni bekliyor kabir,
Tabuta imanla gir!
Ölüm vardır, unutma!
Sapık yol olsa da bol,
Bir tanedir doğru yol,
Sen de Ehl-i sünnet ol!
Ölüm vardır, unutma!
Ecel tanımaz zaman,
Hiç kimseye vermez aman,
Her işin başı iman,
Ölüm vardır, unutma!
Söz dinle, inat etme!
Evliyaya kin gütme!
Sapık peşinden gitme!
Ölüm vardır, unutma!
Tetkik et sağı solu!
Ortalık sapık dolu,
Tektir kurtuluş yolu,
Ölüm vardır, unutma!
Ehl-i sünnetsiz olmaz,
Sapıklar felah bulmaz,
Dünya kimseye kalmaz,
Ölüm vardır, unutma!
Mezhepsiz kimseden kaç!
Herkes mezhebe muhtaç,
Ehl-i sünnet başa taç,
Ölüm vardır, unutma!
Besleme kötü emel!
Sağlam olmalı temel!
Gel Ehl-i sünnete gel!
Ölüm vardır, unutma!
Keramet elbette hak,
İnkâr edenler ahmak,
Bir gün gelir muhakkak,
Ölüm vardır, unutma!
Uzun emelden vazgeç!
Şerri bırak, hayrı seç!
Herkes gider er ve geç,
Ölüm vardır, unutma!
Haramdan elini çek!
Hesabı vardır tek tek,
Yarın için tohum ek!
Ölüm vardır, unutma!
Olmuşsan Ehl-i sünnet,
Hazır bekliyor Cennet,
Getirme sakın cinnet!
Ölüm vardır, unutma!
Hâlin olmadan yaman,
Henüz canın çıkmadan,
Her yerde ve her zaman,
Ölüm vardır, unutma!
Şan ve şöhrete tapma!
Er ol, çavuşluk yapma!
Ehl-i sünnetten sapma!
Ölüm vardır, unutma!
Ömrü geçir izzetle!
Ecelini gözetle!
Hoca der ki özetle,
Ölüm vardır, unutma!
Dinimiz İslâm Sayfası
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı
-(OAKINCI70TR)-
-(GÖNÜLDOSTLARI)-
3 notes · View notes