Bir köşeye çekilmiş insanların güzel hayatlarını izliyorum. Mutlu olan, sevilen, istediği her şeye sahip olan, özgür insanları. Sonuna kadar çabaladığım her şeyin yerle bir oluşunu izliyorum. Kendi halime acıyorum. Sabretmek bile bir işe yaramıyor artık. Yol yok, çare yok, çıkış yok. Kimsem yok. Kapılar kilitli. Bomboş odada duvarın dibine çöktüm etraftaki cam kırıklarına bakıyorum. Ölüyorum kimse görmüyor.
Farklı yerlerde aynı şeyleri hayal edeceğiz. Belki ayrı kalmanın ne kadar zor olduğunu düşüneceğiz, belki bi' an tenindeki rüzgar esintisi olacağım, belki elinden tutup sana her şeyin yolunda olduğunu yeniden söyleyeceğim. Çok özledim. Bunu hafifletmenin bir yolunu bulabilseydim. İnsan zamanı durdurmak istediği yere aitmiş derler. Çok geç anladım, çok geç anladım ne kadar özel olduğunu. Ara vermeksizin kırdım. Kırıldım. Keşke sana bu korku dolu fırtınayı anlatmanın kolay bir yolu olsaydı. Hiçbir zaman yapamadım. Bi' şeyler paylaşmak için bazı şeylerle barışık olmak gerekiyormuş. Çok geç anladım. Seni gördüğüm ilk an dün gibi. Kalabalığın arasından bir tebessüm. Bir gülüş. Sana dokunduğum ilk an. Belini kavradığım ilk saniye. Dudaklarına yapıştığım ilk sefer. Bir zamanlar atardı kalbim. Geceye şiirler fısıldadım. Yıldızıma. Sana. Kalbimin kırıklarına fırlattım her birisini. Her hecesini ezberledim, ezberlemeye çalıştım. Hissettim, hissettikçe yenildim. Kalbime şiirler fısıldadım. Sonbaharın son ışıkları gibi olan kalbime gömdüm sonra bu şiirleri. Hiçbir şey geri getirilemez. Bazı şeyler kırılmıştır ve kırık kalır. Onarılmaz. Bırak onarılmasın. Geceler karanlık sevgilim. Geceler acımasız. Oysa ne güzel bakıyor bana fotoğraflarımız. Ne güzel gülüyorsun bana kollarımdayken. Bilmediğin çok şey vardı. Anlatmadım, anlatamadım. Seni hep karanlık bir dünyanın dışında tutmak istedim. Belki elimden geleni yaptım, belki yapmadım. Sadece her şeyden çok önemsedim. Başka bir yol yoktu bildiğim. Artık ıssız bi sabah gibiyim. Dünyanın yeşil baharları bana bir şey göstermeyecek. Zamanın senden hızlı ilerlemesi. Mavi bir hayalin senden koşarak uzaklaşması. İnsan kanardı.
Âh balım, güzelim. Ne çok kırmışlar seni dersem çok mu basit kalır kırıklarına? Söktüler mi kalbini hançerle yerinden? O güzelim kalbi kırıp ortada bıraktılar mı? Üzülme güzelim. Üzülme. Ne kadar kolay demesi değil mi? Üzülme demek. Kolay. Ama yinede üzülme kalbinden öptüğüm en güzeli çiçek. Sen üzülürsen kalamayız, mâhvoluruz, biteriz.
yavaş yavaş dolarsın, kırılmış bir cam gibi batar yüreğine o duyduğun, işittiğin ve belki de hak etmediğin sözler. "söyleme" desen bile durduramazsın karşı tarafı. her hareketinden nefret ederler, seni istemezler, gölgeni bile aralarına almazlar. yine de inatla gülümsersin, acıyla göğsüne batan cam kırıklarına rağmen gülümsersin. hayata dersin ki, "ben daha yenilmedim, düşmedim senin tuzağına." kendi kendine konuşur, alt üst etmelerine izin vermezsin. kendini kontrol etmeyi, nefeslerin eşliğinde kaşlarının çatılmasını dizginlemeye çalışırsın. çünkü artık daha da ilerliyordur bu, yakıştırmıyorsundur kendine bunu. istemiyorsundur.
Anneannem yeni atandığım okuluma çiçek göndermiş. Babamın ölümünden iki ay sonra, bin parça olmuş kalbimin kırıklarına dokundum ellerimle. İlk defa kanım, babamın ölürken akıttığı kana benzedi. Babam taze mezarında ölüyor, ben bilmediğim bir şehirde vicdan azabı gibi bir hayata başlıyorum. Yeniden. Üstelik hiçbir çiçeğe verecek sevgim kalmamışken...
📜İçimde cesetler var, hangi ruha ait olduğu bilinemeyen. Kalbimin kanadığı ama sabaha çıkaramadığım bir ceset var. Yaşadığım süre zarfında içimdeki sessiz çığlıkları susturamadım. Çok kırıldım, bir cam misali parçalandım. Şimdi tüm camlar batıyor tenime. Kanıyor damla damla. Yokluğuna akıyor, hem de hiç durmadan. İçime hapsettiğim nefes dilediğim bir mum da sönüyor. Kalbimdeki cam kırıklarına benzeyen boşluk susuyor çünkü artık kanayamayacak kadar paramparça…✨
yüreğim titreyerek sildiğim sevda değil misin sen? yorgun ve bir hayli yoksunum senden. bu kadar temiz seven bir kalbi kapı dışarı etmek hangi çatıya yakışmış bunca zaman? senin üstüne neden sindi bu ayrılık ve neden yerimi anımsatacak insanlar çıkmadı yoluna? o olsa diye başlayan cümleler kurmaya varmadı mı dilin hiç? bu vicdansız halin söyle bana nerden nakşetti kalbine, söyle, söyle bir avuçta ben çalacağım cebinden. biraz mide bulantım var ama iyiyim, kelimeleri seçebilecek kadar ayık kafam. bana bir şeyler söyle, öyle özledim ki, kendini affettirmenin bir yolunu bul bana, dün aldığın nefesi sebebim bilirdim, yok şimdi bir çarem, kaldım bak sana kavuştuğum yerde bir başıma, beni anla! seni çok sevdim, seni bir çocuğun uyku arkadaşını sevdiği kadar, yüzünü güneşe çeviren ay çiçekleri ve bir mahkumun göğe olan hasreti kadar sevdim. çokluğu azlığı da mühim değil artık, ben sevdim. sevebileceğim kadar fütursuzca ve savurgan, çıkmaz sokaktan çıkar umuduyla bir inatla ve kararlılıkla, ayağıma batan cam kırıklarına rağmen bir mertlikle ve can pekliğiyle. yüreğim titreyerek sildiğim sevdamsın sen, ellerim titreye titreye yazdığım şu yazı, başımı kaldırmaya utandığım göksün sen. şimdi bir adım daha uzaklaş bendimden, bilâkis geriye gitmediğin her adımı da bana karşı bir ümit sayarım. bunu ister misin? ben istemem. ben artık senden o muhtaç kaldığım tebessümünü dahi istemem. varsın canın sağ olsun, varsın benim kaderim seninkine yazılmamış olsun ve varsın yolun açık olsun.
Kırıl kırıl bir yere kadar insan birilerine kırılmaktan da çok yoruluyor. Beklenti içine giriyorsun bakıyorsun karşı tarafın haberi bile yok. Geçenlerde çok güzel bir yazıya denk geldim. Ummayasın ki küsmeyesin yazıyordu kısaca. Ne kadar doğru bir söz. Beklemeyince insanlarda kırılmıyorsun da.
Ama yıllarca tanıdığın insanlardan bir anda beklentiyi çekmek çok zor geliyor. Uzaklaşıyormuşsun gibi. Biri geliyor sanki senin varlığın aranmaz hale geliyor. Kimse kimsenin yerini dolduramaz ayrıca. Bunların farkındayım, değer gördüğümü sevildiğimi biliyorum ama Bir türlü engel olamıyorum kalbimin kırıklarına. Zaman sanırım zaman. İlk başlarda kabullenemiyordum artık kabullenmeye başladım belki zamanla beklenti içine girmemeyi de öğrenirim ama bu bile çok kırıcı geliyor kulağa